![]() |
Bir Tek Sen...
Belki ben sende Yıllanmış bir hasrete ağlıyordum… Nerede olduğunu bilmediğim Ama her şeyden çok sevdiğim Yüreğimi avuçlarına verdiğim Ve tel tel saçlarını sevdiğim Sen Bir tek sen… Belki ben sende Yıkık bir duvardım… İki adım atıp durakladığım Yokluğunu hissedip ağladığım En gizli köşemde sakladığım Ve saçlarını kalbime bağladığım Sen Bir tek sen… Belki ben sende Sessiz bir haykırıştım… Yemin edip bozduğum Ağlayarak sustuğum Kelimelere boğduğum Güneşle doğduğum Sen Bir tek sen… Belki ben sende Susturulmuş bir hayaldim… Şimdi yağmurda ıslandığım Sonuna dek kanıksadığım Kendim gibi tanıdığım Yüreğime yazdığım Sen Bir tek SEN… Rüya Deniz Demir |
Bir Zamanlar Ankara
Bir zamanlar sevdiğim bu şehir artık bana dar geliyor Bir zamanlar sevdiğim o kadar artık çekip gidiyor Bir zamanlar uğruna kavga ettiklerim beni sevmiyor Bir zamanlar beni sevenler ise artık selam vermiyor… Bir zamanlar yarınlarını düşündüklerim Bir zamanlar hikayelerini yazdıklarım Bir zamanlar *******ine ışık olduklarım Bir zamanlar uğruna yandıklarım Artık çok geç beni hiç tanımıyor… Zaman kusurlu yarınlara dönüştüğünde Elleri birbiri ardına ayrıldığında Ve sevgiler artık bitmeye başladığında Gözler tavana bakmaya başladığında Bu şehir artık çöl oluyor Ve kimse birbirini tanımıyor… Ve korkarım gerçek oluyor Bir zamanlar yazdıklarım Düşlerimde yaşadıklarım Uğruna ağladıklarım Ve asla gelmesin diye andıklarım Bir bir bu şehre geliyor… Bir zamanlar atandığım Bir zamanlar yalnızlığım Bir zamanlar şarkılarım Bir zamanlar aşklarım Şimdi bir bir ölüyor… Yalan makamına dönüyor her şey Bütün trenler son kez kalkıyor Biri acele edin diye bağırıyor Sanırım bu istasyon da artık kapanıyor… Gözlerimin ıslaklığına sebep çocuklar Çocukluğumun emaneti aşklar Okuduğum bütün romanlar Hepsi şimdi hayal oluyor Bu şehir de benim gibi son demini yaşıyor… Rüya Deniz Demir |
Birden Bire...
Bir akşamüstü Üstün körü sevdim seni Nereden duydum adını sanki Hiç hayal etmedim böylesini Birden gelişin Birden bire gidişin Hem de Hiç sırası değilken… Bir akşamüstü Hatta hiç hazır değilken Nereden duydum sanki sesini Nasıl buldum seni Hiç aklıma gelmemişti Birden geleceksin Birden bire gideceksin… Bir akşamüstü Her akşamdan farklı Üstün körü gördüm seni Nerden buldum anlamını Hiç görmedim böylesini Birden görünüşün Birden bire kayboluşun Hiç sırası değilken… Bir akşamüstü Ben rüyalardan geçerken Nereden tuttuysam ellerini Hiç beklemediğim gibi Birden ellerimi tutman Birden bire bırakman Hiç üşenmeden bu koca şehrin Tozunu dumanına katıp Öylece üstüme yıkman… Rüya Deniz Demir |
Bu Aşk Allah'a...
Bakıyorsun ısrarla Bu yaşlar sana değil Sözleri mi arıyorsun hala Bu sözler sana değil... Ağlamaklı bir kemanın İnleyen tellerindeki aşka Eski bir maral gözlü hayrana Belki durmadan geçen zamana Ama sana değil isyanım Benim aşkım Allah'a... Uslanmıyorsun ısrarla Bu duvar senin değil Yıkıntılardasın zamanla Bu hüsran sana değil... Bıraktım ellerini artık Israrla tutmuşum eteğinden Bilmedne yıprattım sevgiyi Ve ben bu saatte sensizsem İsyanım sana değil Çek git bu aşk Allah'a... Dinlenmiyorsun ısrarla Anlamaya çalışma Çektin gittin arama Islak gözler sana değil... Gitmiş bir şehir gibi tutsak Ölmüş bir gül gibi kırık Yıkılmış bir kent gibi vuruk Ve usanmış bir sevda kadar yorgun Bırak bu isyan sana değil Anlama! Bu aşk Allah'a... Yalanlıyorsun ısrarla Bu gerçek senin değil Yanılmıyor musun hala Bu beden senin değil... Unutmuş bir kalp kadar uzak Gidemezsin biliyorsun Öfke kadar saydam Yalan kadar gerçek Çek git bu isyan sana değil Bu aşk Allah'a... Rüya Deniz Demir |
Bu Benim Bilinmezim
Sen sıcacık bakışlarınla sararken içimi Ben usulca yürüyordum bilinmezliğin Sessiz, soğuk, ürkünç ve hatta sarhoş ama Yeni de ölümüne çekici gelen bu tuhaf yolculuğuna Her ne kadar korkak olsam da tüm cesaretim Bilinmezliğin kollarına attırıyordu Ürkek ve garip edenimi; yüreğim sende... Tüm düşlerim sana aitti ve içimde Senin tüm şarkılarınla yazılmış bir duvar Her bir köşesinde 'Seni Seviyorum' yazıyor Ben her bir köşesinde üşüyorum Tuhaf bilinmezliğin Karşımda senin yazdıkların var, resimlerin Bakıyorum ben, sadece bakıyor Ve bilinmezliğin içinde bedenim Sessiz, ürkek, çaresiz üşüyor; düşüyor... Bir tuhaf şarkı gibisin dilimin ucunda Ben söylüyorum, ama ne anlama geliyor Bilmiyorum, sözleri hangi aşkı Hangi sevgiyi anlatıyor anlamıyorum Ama bana bilinmezliğin şarkısında Yine seni söylüyorummuş gibi geliyor... Şarkı inciniyor bir aralık; durduk yerde Ses tellerimde bilinmez bir hıçkırık Bir tuhaf oluyorum birden bire ve ben Nedendir bilmiyorum, ağlıyorum sessizce Belki çığlık atmak istiyorum ama Sesim, soluğum, atmak istesem de canım Çıkmıyor bu zelzeleden; yıkılıyorum... Peki bir şarkı gibi yaşarken neden Bilinmezlik içinde çırpınıyor yüreğim sen yine ağlıyor, ağlıyor ve ağlatıyorsun Yani beni, yani düşlerimi, yani içimdeki Sana tutsak olan o tatlı çocuğun gözlerini... O çocuk ela ela bakıyor sana bebeğim Senin dudaklarından çıkacak o Sadece iki kelime için yaşıyor acıları Ama sen; utanıyorsun söylemeye Yani sen asla 'Seni Seviyorum' Demeyeceksin öylemi o çocuğa Ve hiç sarılıp öpmeyecek Bir daha gözlerine bakmayacaksın öyle mi? ? ? Ben de kaybolur gidersem bu çıkmazda Sen kendine emanet ol bebeğim... İnsan en çok kendini tanıyamaz aslında Emanetim tanımadığın kişiye işte, Seni sana emanet ettim be gülüm... 2001 - Y.Foça / İZMİR Rüya Deniz Demir |
Canım...
Gel otur şöyle yanıma Hoşgeldin... Yine gözlerinin içi gülüyor Otur anlat çok sevinçlisin Mutlusun belli... Kapatayım mı pencereleri Üşümüşsündür belki Tut ellerimi Üşümüştür ellerin Yüreğin üşümüştür belki... Isıtsın ellerim ellerini Sıcaktır ellerim Öyle söyler dostlarım Sana şarkı da söylerim belki Güzeldir sesim Gözlerim gibi... Bir tek sana bakarken gülüyor içi gözlerimin Bir seni dinlerken titriyor yüreğim Annemden sonra hiç titremedi belki... Tut yüreğimi Al avuçlarına, senin için atıyor Sana birşey söylemek ister belki... Dinle onu; Güzel gözlünün Gözlerine bakarak dinle madem seviyorsun Doya doya, bağıra bağıra; Seni Seviyorum der belki! ! ! Rüya Deniz Demir |
Çığlıklar ve Çingeneler…
Bir yerde hiç sesini tanımadığımız bir çığlık kopar. Sanki ciğerlerinizden gelmiş gibi ağrıtır o ses içinizi. Ne kadar karartır kendinize ait o içli dünyanızı… Hiçbir yerde görmediğiniz bir çingene gelir gözlerinizin önüne. Aynalara da küstürür. Suskunlaştırır da. Hep gözlerinizin önündeki pencereye bakarsınız. Gözünüz tüm dünyaya kapanır bir müddet. Her şey susar. Duymak istediğiniz ve görmek istediğiniz şey hep aynı sahnede oynayan karanlık bir dünyadır; çığlıklar ve çingeneler… Gördüğünüz her şeyi unutursunuz o sesle. Yankılanır iç dünyanızda kavuran bir ateşle. Bir çingene dans etmeye başlar düşlerinizde. Bildiğiniz tüm resimlerin üzerine bir çizik attığınız, ve her şeyi unuttuğunuz çok geç gelir aklınıza. Bir akıl hastanesinin soğukluğunda ya da bir köPage Rankingü altında. Ellerinizdeki düğüm izlerine ya da boş şişeye hiç bilinmedik bir damla göz yaşıyla bakakalırsınız. Sonra, hatırlamaya çalışırsınız. Neydi o hayal? Bir yerde birden bire aklınız başınıza gelir. Aynaya bakarsınız. Karşınızdaki bu yüz yıllar önde hatırladığınız siz değildir artık. Her şey değişmiştir. Elinize alıp bir kenara bıraktığınız, ne tarihine ne de haberlerine göz atmadığınız bir gazete gibi buruşturup atmışsınızdır koca hayatınızı. Sırtınız bükülmüştür. Saçlarınız dökülmüş ve gözleriniz de buğulanmıştır… Gözlerinizde bir ç ocuk tebessümü belirir birden bire… Sevinirsiniz o anda. Sanki o eski günler geri gelmiştir. Her şey geri dönecektir birazdan. Biten her şey bitmemişçesine akmaya başlayacaktır hayatınızdan ama bunların hepsi o an; bir yalan olacaktır. Sizin bile aldanamayacağınız kadar yalan… Sonra o yıllar önce duyduğunuz çığlığı duyarsınız. Her şeyi başlatan ya da her şeyi bitiren o sesi… Sonra o alev kırmızısı elbiseli çingene ateşler arasından dans ederek size yaklaşır. Ellerinizi uzatırsınız. Sanki biraz önce ellerini bıraktığınız gibi. Ama hasretle yıllarca uzaktan. Tebessüm ederek bir yandan, hayattan bir adım daha uzaklaşırsınız. Yine o sahne; çığlıklar ve çingeneler… Son gördüğünüz hayal gözlerinizde buruk bir tebessüm yaratmışken üzerinizde bir gazete örtülmüştür. Yol ortasında kanlar içinde yatarsınız. Hiç kimsenin tanımadığı bir hiç kimse olarak bu hayata veda etmiş olan tükenmiş bir yolcusunuzdur… Rüya Deniz Demir |
Çünkü Bitti...
Artık sabahı bulmuyor *******im Artık daha bir dolu bakıyor gözlerim Daha bir titriyor artık yüreğim İçimde büyük bir boşluk Yalnız hayalinle doluyor Artık güneşe varmıyor düşlerim Ve yıldızları tutmuyor ellerim Sana uzanırken düştüğünde Bir yerlere çarpıp incindi yüreğim Susuyorum sadece sende hislerim… Artık zamanı durdurmuyor düşlerim Garip ve biçare geçiyor tüm *******im Düşlerimde kırıldığımı duymuyor Hiç kimse anlamıyor beni Sana uzanmıyor yüreğim… Artık seslenmiyor sana kalbim Hislerimi kırdığın o günden beri Bir yerlere bir şeylere takıldı Bir şeylere takılıp yırtıldı Bir derman bulamıyor şimdi kalbim… Artık anlamıyor beni *******im Gelmiyor *******e meleklerim Susmuyor gözlerimde yaşlar Ve hiç kimse bilmiyor Ben seni çok sevdim… Artık soluyor ağır ağır nefesim Ağırlaşıyor göz kapaklarım bedenim Artık soluyor daha bir tenim Sana uzanamıyor artık düşlerim Seni tutamıyor ellerim… Çünkü Bitti… Rüya Deniz Demir |
Deniz Feneri...
Yıldızlar söndü birer birer gökyüzünde Yakamozlar sutu susuştu deniz üstünde Ay küstü görünmedi günlerce Bir sen yoktun yanımda Bir de yaşlı gözlerinin hayali karşımda... Koskoca okyanusları aştım ama ben Nice deniz fenerlerini yıktım ama ben Bir damla suya Bir parça yağmura Bir sana boğuldum ben sevgilim ah gülbebeğim... Rüya Deniz Demir |
Doğru Değil...
Doğru değil bu yalnızlık Bir yanılma payı olmalı Belki de bir bulut özlentisinde Sessiz bir durgunluğu olmalı… Doğru değil bu ayrılık Bir sevda masalı olmalı Gittiğin yerden bir haber Bir tebessüm, bir resim olmalı… Yanıldığım bir gece vaktinde Sessiz bir sevda senfonisinde Bilinmedik bir gece vaktinde belki Umulmadık anda kaşıma çıkmalı Ve bu ayrılığın bir dönüş yolu olmalı… Sarışık bir sonbaharda Ölümüne susamış bir aşktan Ve hayırsız bir sevgiliden Ömrünü feda ettiğin bir çiçekten Bu hayatın çıkış yolu bulunmalı Ve bu yalnızlığın bir dönüş yolu olmalı… Doğru değil bu hıçkırık Mutlaka ağlayanı olmalı Doğru değil İstifa etmiş bir sevgili gibi Çekip gidenler geri dönmeli… Doğru değil bu hayat Bir Mecnun’u olmalı elbet Doğru değil Terk eden bir Leyla’sı Ağlayan gözyaşları olmalı… Rüya Deniz Demir |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:59 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.