www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ufuk Nazım (https://www.cakal.net/showthread.php?t=146043)

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Dudaklarınla Sar

Bir bilsen;
Kaç yol geçtim,
Ulaşmak için adına.
Göğün karanlık dehlizlerinde;
Kaç umut tükettim.
Şimdi sarıl bana.
Uzaklarda yalımlar sarmış;
Dudaklarınla sar beni.
Ve istersen karanlığın içinden;
Ay gözlerinle süz beni,
Sonsuzca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Durak

Bir yol
Uzun.
Üstünde serili
Bir ömür.
İçinde;
Ne ararsan bulacağın
Bir düş denizi.
Kenarında
Uzak sağanaklar
Umutla bekleyiş durakları.
Trenler
Otobüsler
Uçaklar
Ve sen varsın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Duruldum

Öykündüm rüzgarlara;
Estim fütursuzca.
Seni gördüm,
Duruldum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Dùsler Sokagi

Sonsuz düşler sokağı
Gözlerimiz ilk
Ne zaman düştü
O sokağa;
Yolumuzda
Şatolar yükseldi
Umuttan yüce
İş işten geçmeden
Dirildik yeniden
Düşler sokağında.
Yürüdük sevişmelerimizle
Yeşerdi dünya
Şehirler
Kahkahalarımızla şenlendi
Ve daldı
Aydınlığın orduları
Zorbalığın içine.
Düştü
Kapakları gözlerimizin
İçimizde kuruyan sevgi
Yürüdü
Bahar dallarınca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Dut

Bir dut ağacı gibi,
Dutların düşerken;
Sen büyüme telaşında,
Yükselensin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

DuvardakiResim

Bir resme vuruldum.
Bakışlarında hüzün,
Umut aşk tutku.
Bakışlarında ben varım.
Güzelliğiyle dünyayı kıskandıran;
Benim dünyamı,
Dört köşeli,
Bir çerçeveye sığdıran.
Güzelliğiyle hapsetti beni;
Bu küçük evrene.
Dar geliyor artık dünya,
Resim gerçek mi bilmem?
Var mı resimdeki gibi biri?
Yoksa benden çok önceleri mi?
Geçmiş buralardan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Duymuyorsun

Duyuyor musun sesini?
Sesin;
Bir salıncağın,
Paslı gıcırtısından,
Daha eski ve cılız.
Ve duymuyorsun,
Lanet gıcırtını.
Göz yaşların;
Binlerce hançer,
Acıtmıyor tenini
Kanın bitmiyor.
Susmuyorsan susma.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Düğüm

Dolanası bir düğüm.
Sevgi dolu bir nehir.
Kör düğümleri çöze çöze
Akıyor nehir.
Damar damar
Katıyor canını cana
Öylesine duru
Öylesine mavi mavi
Akıyor altında günün.
Akıyor sevda sevda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:25 AM

Dünyadan İnsana

Kar yağıyor bağrıma iyice soğudu bedenim
Yaşamak sokakları ev bilenler için
İyiden iyiye zorlaştı.
Yaraların kanıyor mu başın yine ağırıyor mu?
İnsanoğlu yaşamak sıkıyor artık seni
Sıkılmak yaşamak acılarının ucunda
Tüten bu duman sosyal bir olgu gibi tırmanıyor
İçinde isyan dört bir yanından
Şekilsiz görüntülerle uzaklaşıyor
Hasretin kıyılarında kaldın.
Uzak kıyılarımda boğulanlardan anlıyorumki
Ben bir denizim acılarıyla
İnsanları boğan bir deniz
Umutlar uzak bana içimden geçen gemiler uzak
İnsanlar uzak sıcaklığımı kaybettim
Kıyılarım leş kokan bir bataktır artık
Yaşamda ağıran yanlarımı taşıyan gemiler yorgun.
Anlaşılmamak uzaklıkları sonsuzcasına katlarken
Kültürlerin çatıştığı yada uyuşamadığı
Bu göç fanuslarında
Sonsuzca bir tasa kapladı yüreğimizi
Göçlerde kalmak sonsuzda asılı kalan benim gibi
Bir gezegen misali
Salınmak ve uzaklaşmak
Evrende dünya gibi
Dünyada insan gibi
Aynı hasreti aynı yürekte taşımak
İşte yaşamak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Dünyanın Dilleri

Yaşam en büyük öğretmendir
Yaşamın içinde
Bir öğrenci gibi yaşamak
Ve öğrenmek elimizde.
Başka dillerle
Yamanan umutlar
Belki kolay bir mutluluk sunabilir.
Her zaman eksilten yaşamın
Bu hırçın döngüsünde
Biraz olsun
Yeni doğan bir çocuğun
Diliyle ve keşifleriye
Kendimizi bulabilmek.
Birer duraktır
Dünyanın bütün dilleri
Uğramadan sonsuzluğun ormanına
Yangınları söndürebilmek için
Sessiz bir savaş belki
İnsanlık ormanının
Bu yok oluşunu durdurmak icin
Dünyanın bütün dilleriyle yaşamak.
İşte geldik ağır ama emin
Ve başımız dik
Olsakta tek başımıza
Yüreğimizde iyi insanlarin sesleri
İşte gidiyoruz yüreğine insanlığın
Bütün kapıları açacak
Bir şiir yazana kadar
Zulmün ordularını
Durduruncaya kadar
Kalemin ucuyla
Dillendireceğiz umudu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Dürtüler

Yalnız başına,
Kaçıncı kalışı.
İçindeki arzuyu,
Kaçıncı bastırışı.
Karanlığın içinde,
Yalnızlığın kollarında;
Kendiyle sevişiyor gene.
Gene kendini seviyor.
Dışarıda bastırılmış,
Yalnızlık ayyaşı,
Milyonlar.
Acılarla sevişiyorlar,
Bastırıp dürtülerini,
Sapıtıyorlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düş

Sokuldu bir düş
Üşüşüp kokusuna
En güzel günlerin
Taşındı en iğrenç böceklerle
Dünyanın yüzüne
Tüketin ne bulursanız
Diyordu düs
Böcekler yiyordu
Düş büyüyordu
Bir gün tükendi yiyecekleri
Ama bitmedi düş
Lakin yaşam çoktan bitmişti.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düşerken

Şatolar düşerken
Yalnızlığının içinde kendisi yok
Uzak kalmış yıldızlar goğe
Uzak sevgi
Bir tutam inci gibi
Kayıp deniz diplerinde.
Tanınmayan milyonlar
Kimsesizlik gibi yalın
Boğazına dolanan düğüm.
Şimdi gecenin içinde
Ne işi var?
Sonsuzluğun ortasından
Cekilmesi gerek.
Yoksa susmak ve unutmak
Ve sonra unutulmak mı?
Yalnız ve yalın ikilemlerde
Bilinmezlık kadar derin
Uçurumlar büyüyor içinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düşlere Düşme

Düşlere düşme;
Düşüp de üşüme.
Her şeyin;
Bir hikayesi
Ve sonu vardır.
Düşlere düşme;
Düşüp de üşüme.
Hayallere kapılıp;
Unutma yüzümü.
Kırlangıçların;
Kapkara yüreklerindeki
Hüznünü bilir misin?
Göç edip ıraklara,
Uzaklardan sever;
Kırlangıçlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düşmüş Denize

Akıyor su
Ayın kavsinde;
Kim oturur.
Oltasını salmış,
Denize;
Çekiyor şiir.
Düşmüş denize;
Sonsuz bir tebessüm.
Yansır durur,
Yakamoz yakamoz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düşten Gerçeğe

Bir orman düşlüyorum,
Büyük küçük,
Binlerce yüz binlerce ağaç,
Binlerce ayrı cins,
Binlerce ayrı renk ayrı yaprak.
Biri yaprak döker,
Biri dökmez.
Biri göklere çıkar,
Biri çıkmaz.
Ama hiç biri;
Diğerini yıkmaz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

DüştenGerçeğe

Bir orman düşlüyorum;
Büyük küçük,
Binlerce yüz binlerce ağaç.
Binlerce ayrı cins,
Binlerce ayrı renk,
Ayrı yaprak.
Biri yaprak döker,
Biri dökmez.
Biri göklere çıkar,
Biri çıkmaz,
Ama hiçbiri,
Diğerini yıkmaz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düştü Göğe

Düştü göğe gün
Hırçın kızıl
İnadına alev alev
Gözlerinde kan damlaları;
Ağlıyor gün.

Denize düştü gün
Ağır ağır yayıldı
Dalgaların köpüğünde
Kızıl bir vals başladı
Maviye daldı gün

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düştü Gün

Iradı uzak bir sarıya
Sarıda balkıdı gün
Denizin üstünden indi
Geceye düştü gün...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düşünmek

Düşünmek
Neleri değiştirmez ki.
Şimdi gecenin bir yarısı.
Martı sesleri arasın da
Sabahı beklemekteyim.
Dışarıda serin bir yaz.
Gecenin florasından
Ritmik ve ahenkli
Sesler yükseliyor.
Şimdi
On metrekarelik
Bir gökyüzüne sığamıyor
Düşlerim.
Olgun bir mahpus gibi
Gün ağardığında
Usulca süzüleceğim
İnsanların arasına.
Renklerden kamaşan gözlerimi
Ova ova yürüyeceğim
Işığın büyülü dünyasında.
Ağustos böcekleri
Gecenin içinden
Sesleniyorlar
Bildik şarkılarını.
Düşüncelerim
Düşlerimden uzakda.
Derinlere dalmakda
Devire devire
Uzaklarlara ağmakda
Yırtılan ne varsa geçmişde
Umuda dair
Onları yamamak da.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Düşüyor aklıma

Yollar yollar
Düşüyor aklıma.
Seni unuttum diye mi?
Dostum
Her gün böyle yağmurlar
Düşüyor aklıma.
Nerede nerede sesin
O hırçın nefesin.
Toprağa niye bakıyorsun
Böyle sessiz nedensiz.
Yarın doğacak
Soylu guneşimiz
Yıkayacak ışık ışık
Senin toprağını
Dostum nereye
Nereye gidiyorsun.
Süphan dağında
Kürtçe bir türkü söylüyorsun
Siphan siphane....
Sen ağır ağır
Irayıp göğe
Ufka hüznünü
Niye takıyorsun
Dostum nereye
Nereye bakıyorsun...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Ekimler Gridir Artık

Müzikler dinliyorum
Ortasında bir masanın
Aylardan ekimdir
Yoksulların kızıl devrimine inat
Gri yavaş ve asil
İnmektedir pencerelerden.
Yakın bir okyanus etkisidir
Yüreğimi kabartan
Sana sözlerin en yücesini
Dağlar gibi sarsılmaz
Ve devcesini yazardım
Lakin bir bellek ihanetidir
Sözcükleri unutturan
Büyük patronlara çalışan
Kalemler saltanatında
Yoksullar sadece
Ramazan ayında anılır.
Ekimler gridir artık
Patronların manşetlerinde
Kıziıllığı uzakta kalsada ekimlerin
İşçileri hala ayakta devrimlerin...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Elbet

Şimdi ağır ağır
Ağarıyor gün.
Ağır aksak dirilen
Bu doğada
Sessizce yükselen
Günün ardında
Elbet gece bakir
Gece asil ve yorgundur.
Bozkırlar ortasında
Yapayalnız bir yankıdır
Sesi artık.

Uzaklardan süzülen
Bir çığlık gibi
Işıyor inadına.
Yaşamak inadına diyor
Genede dalgalar ortasında
Mutludur.
Çünkü dalgasız bir sefillik
Yapayalnız bir umarsızlık
Ona göre değil.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:26 AM

Elveda

Son damlasıda düşdü
Son yalanla
Yerle bir oldu
Işığın orduları
Elveda!
Sana gün.
Yarım kalan bugün
Elveda!
Aşk.
Son saçakdan düşen
Sevdalı çocuk
Elveda!
Rüzgarlarla taşınan
Soluk ay
Gezginlerin soluğu
Elveda!
Deniz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Emanet Dalgalara

Sefil bir omurgasızlık
Dik yürüyen yok sayılır.
Güneşin onurlu çocukları
Sürüngen organizmalara
Nasıl dönüştü.
Ellerinde çelikden ikonalar
Düşlerinde
Korkak ikircikli rüzgarların
En ufak esintisinde
Savrulan çelişkiler.
Susmak lazım
Onları görünce sessizce
Kaçmak lazım
En uzak köşelere.
Dünyadan habersiz
Yalan yanlış oyunlarda
Sessizce yaşamak.
Gözlerden uzak bir
Sıradanlık içinde
Kendine varmak.
Geçmek en ötelerine
Denizlerde fersah fersah
Yol kat etmek
Sınırsız bir düzlük de
Eylemsiz
Ve emanet dalgalara
Gidişin..

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Eridim

Sevdim
Kızıl şafaklarından
Ağan ışığını
Bal eyledim de
Damla damla emdim.
Bereketli pınarlarında
Zamanı eritip
Kana kana içtim.
Soylu güneşinin alnında
Emek emek
Damla damla
Eridim.
Buhar oldum
Göğe erdim.
Rüzgarlarının soğuk nefesiyle
Kar oldum
İnce ince sağıldım
Gök ananın
Buluttan memelerinden
Yarin teninde eridim.
Mavi mavi
Aktım
Kattım acımı
İyotlu bağrına
Denizlerinin
Duruldum.
Gözlerimi kapattım
İçimde seni buldum.
Bunca yıl
Boşuna yoruldum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Eriyen Zamana

İpleri kalın ve sıkı sıkıya bağlı.
Beynindeki damarlar kılcallara ayrıldıkça,
Büyüyordu sorun yumağı.
Sorunlar yumağını koyuyor yastığa,
Ve başlıyor örmeye hayellerle kazağını.

Onu umutsuz *******de,
Karanlıktan koruyacak,
Onu yaşatacak.
Ona sarınıp umutla tutunacak,
Yaşamın en sekter dalınada olsa.

Kaldırımlar ah ayaklarımızın altından,
Geçip giden zamanın eridiği kaldırımlar.
Yürürken kaldırımların düzenine bakarken
Ve kaldırımların altına akarken zaman,
Boşunamıydı adımların çabası.

Seni seviyorum,
Ey hayat.
Tırnaklarım sarardıkça
Ve ufkun kızıllığı tenimden yansırken,
Gözlerimin altındaki morluklar kadar seviyorum.

Yaşamak,
Hiç bir zaman tamamlanmamış bir ilişkiye,
Eksik bir sevişmeye benzeyen yaşamak.
Hangi ressam bitirebilmişki tablosunu,
Hangi şair bitirmiştirki şiirini.

İşte ne zamanki kara nefesiyle,
Simsiyah bir yansı gibi kaplansa,
Ozaman biter tablolar şiirler.
Ve şimdi siyah beyaz bir resmin önündeyim,
Dolaşık bir sorun gibi renklerin oyunu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Ersem Sana

Bu akşam;
Kan kırmızı,
Şarap istiyor canım.

Bu akşam;
Dünyanın bütün nehirleriyle,
Akmak istiyor canım.

Uzak dağ başlarında;
Bembeyaz bir,
Kar tanesi olsam ah…

Suskunluğunu dağıtan;
Yüreğinin dalgalarını kabartan,
Tufan olsam.

Sonra ersem bir çınara;
Dayayıp sırtımı,
Sessizce ölsem.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Esin Perim

Soruyorlar bana;
Ne yapmaktasın.
Hızıma hız katmaktayım;
Diyorum soranlara.
Göğün yüzünde;
Yol almaktayım,
Duyun beni.
Bir yelken;
Özlemle beklerken,
Ulaşacağı limanı;
Ben nasıl dururum dostlar.
Esmekteyim;
Katarak tozu dumana.
Geçmekteyim sınırları.
Sorsanıza hızımın sebebini.
Çünkü sınır tanımaz;
Rüzgar.
Zincir vurulamaz;
Kartalın kalbine.
Ben böyleyim işte.
İçimden geldiği gibi;
Eserim deli deli.
Kayıp giderim;
Uzak ufuklara.
Seçerim.
Kuzey denizinin kıyısında;
Esin perimi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Eskici

Eskiciyim;
Kaybolmuş umutları toplarım.
Donmuş yüreğimi çözecek;
Büyük korlar ararım.
Sabahları;
Eskimiş bir gün ışığını soğurur,
Akşamları;
Savururum karanlığa.
Eskiciyim;
Kaybolmuş umutları,
Ben toplarım.
Umutlarını kaybedenlere;
Umut dağıtırım.
Satılık umutlarım var;
Gülümsemedir paramın birimi.
Gülümseyin yeter bana.
Çünkü ben;
Yani eskici:
Bir gülümseyişleri toplayamam.
Çünkü:
Eskimez gülümseyişler.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Eskihisar

Eskihisar Kalesinin kenarında
Sessizce oturmuş
Güneşden saklanıyor
Gölgede sıyrılmış düşlerden
Hesaplıyor gelecek günlerin
Neler götüreceğini.
Umutları ışıyor gene
Çekirdek kabuklarını
Telaşla toparlıyor karıncalar
Amaç gelecek.
Gemiler sessiz yüklü ağır
Demirlemişler yalnızlığa.
Tek kıpırtı yok güvertelerinde
Ve gölgelerinde
Balık tutuyor kayıkçılar.
İşte bu kıyıda
Serin bir günde
Demir atmak yalnızlığa
Uzak herşeye
Yalın sade ve devingen deniz
Ilık ılık esen rüzgarda
Hoş bir koku.
Karıncaların telaşında
Bir sevinç ve yüzünde
İnadına bir tebessüm...
Şimdi burada sonsuz olmak
Göğün sonundan
Bu güzel vahaya düşen
Damla olmak.
İşte bu hisarın kenarında
Bu kıyının
Eşsiz manzarasına karşı kalmak
Zamanın sarkacında
İnatla giden gelen dalgalara karşı
Uzak olmazlardan kendince yaşamak.
Eskihisar yorgun mavide
Eşsiz bir tını
İnsanların kargaşasından uzak
Gözlerindeki kibirden riyadan
Yabanlıktan uzak kendince oturmuş.
O hayatını ne mesajlara bağladı
Nede uzaklardan yankılanan
Anlamsız titrek sözcüklere.
O kendine sığınacak
Taşa toprağa
Sonsuz mavide buluta sığınacak
Ama sığınmayacak insana....
Kıyıda klarnet çalıyor
Ve keyiflerine içiyor birileri
Solukları hızlı
Gözlerinde gömülü arzu.
Sessizliği tırmalayan
Gürültülü eğlencelerinde
Derin bir hüzün
Uzaklara yamanmış umutlar saklı.
Karıncalar yavaşladı
Gün düştü yüzüne denizin
Eskihisar;
Kıyıları kıpkızıl
Günün son ışıkları
Rengarenk boyuyor denizi
Siyah fularını
Ağır ağır örtüyor üstüne deniz.
Gözleri ağır ağır kapanıyor güne
Hoşgeldin gece
Aşkım akşam hoşgeldin.
Varoldum senin çelişkili gecenden
Günü bekledim
Işığın gözlerime üşüşmesini bekledim.
Yeniden doğdum senin kıyında
Eskihisar
Senin akşamlarından
*******inden hayata doydum.
Kıyıların dalgaların
İstavritlerle taşınan lezzetin
Ne güzel
Eskihisar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Esriklik

Fırtınalar çıkacak.
Yıkılacak,
Esrikliğin duvarları.
Çıkılacak güvenin doruklarına.
Varılacak,
En yüce zirvelere.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Essin Ruhunca

Ruhun resmini çizen
Esin perini kırma
Essin ruhunca sonsuz.
Rüzgarlar ortasında
Sus derin derin.
Rengini bilmediğin
O güzel gözlere
Eğil
Çölün ortasında ki
Gözeye eğilir gibi.
İç kana kana aşkı
Gene yaz mısraları
Çiz yüzünü mutluluğun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Evrenin Sığdığı

Anlamak
Yada anlamaya çalışmak
İzmirin yaşlı bir yurt odasında
Uğultusunu dinlerken
Gece poyrazının.
Brükselde
Kapalıyken penceren
Tüllerinin nazlı salınışına
Takılır gözlerin.
Yaşam bir bütündür
Bütün kütlesiyle
Dönüyor dünya
Ve gidişin bir ömur sürer
O kadar kısaki derken
Birden biter.
Yamalı bir ömür kaftanıyla
Sararlar seni
Bembeyaz uzanırsın toprağa
Güneşin her gün
Uzanışı gibi.
Gözlerinde açar iki gül
Dilindeki kırılan sözcüklerle
Uzanırsın göğe
Erisilmez bir sedir ağacına
Döner çığlıkların.
Evrenin sığdığı
Tek yer
Bir canlının beynidir.
Beynin sığdığı tek yer
Evrenin kalbi
Uzak bir sessede
Sana gelen
Dinle ve düşünki
Yarın senin sesinde
Uzaklaşabilir.
Zayıflığın kadar
Gebesin güce.
Kinin kadar
Olmazssa sevgin
Ayrılığın kadar
Düşersin dibe.
Yalnızız;
Kendi içimizde
Bekliyoruz bir şafak
Erken öten bir horozun
Büyülü sesini.
Şafakla kalkıp
Süreceğiz atları;
Dörtnala varacağız
O mutlu ülkeye.
Sonraki günler
Düşünün bugünü.
Artık düşünmek yok yarını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:27 AM

Evril

Yavaş yavaş büyür insan.
Ve evirilir yaşam gözlerinde.
Evirilirken sende dünyayla,
Evirilen dünyaya,
Küsmen niye.

Ellerinle tutabileceğin bir dünya,
Ve paylaşabileceğin bir ömrün var.
Küskünlüğün kime.
Haydi türküler söyle,
Derin okyanuslarda boğulman niye.

Bak karalarda gerçek hayat.
Haydi gel aramıza.
Hayata küsülmez dostum,
Umutsuz yaşanmaz.
Kavgasız umutlar yaşamaz dostum

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:28 AM

Ey Doktor

Ziller suskun
Bir köpek çenkirir amansız.
Bir korna böler
Genç bir kızın uykusunu.
Düşlerinden kalkar yarım.
Yarısına dalma derdinde
Uykunun.
Ve sen
Ey doktor
Uykun hafif buluttan
Pamukdan yumuşak düşlerin.
Sen ey doktor
Derdine dertler ekip
Geldin yaralar sarmaya.
Sevdalın yalnız yatar şimdi
Senden uzakda.
Ey doktor
Yarım uykuların
Yaşamın yarım
Yazdığın şiir yarım.
Hadi çekil geceden.
Tedirgin etme geceyi
Yayılsın korkusuz karanlık.
Gene inatsın ölüme
Işıl ışılsın gene.
İnat ölüme
Korkusuzca
Meydan okurcasına
Dikilme öyle.
Uyu ki unutasın sevdalını
Sevdalı bir bulut
Dolanıyor gökde
Yüreğinde ılık bir lodos
Doktor gülümse hadi
Gülümse ki
Sevdalın dalsın hayellere
Hadi uyu doktor
Bulutlar sevgini taşıyacak
Sevdalına uyu hadi uyu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:28 AM

Ey Gün

Gölgeler düşer saçlarına ey gün!
Senlemi batar benimde bu tahtım?
Göğün yüzünden bana düşen bugün;
Saçlarımda ağaran yalağuz bahtım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:28 AM

Ey İstanbul

Düşlerde kaldı
Uykunun derin yanı.
Ve şehirler sakladı
O amansız düşler sağanağını
Ölümle işin ne
Sen yaşamı düşle
Ey mavi kuşaklı gelin
Ey İstanbul.
Ürkütmesin seni
Bu bombalar.
Bükülmesin boynun
Hep Galata gibi
Kız kulesi gibi
Dimdik dur.
Ey umutların kalesi
Ey İstanbul.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:28 AM

Ey Nehir

Ey nehir!
Sen uzandıkça uzaklara.
Tatlı tatlı mavini taşıdıkça;
Biz griye boğulduk.
Tatsız sevişmelerde,
Aynılığın çölünde kavrulduk.
Sen mavini kaçırdıkça,
Biz gride yetim kaldık.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:29 AM

Ey Şehir

Yıktım duvarlarını;
Ey şehir.
Suratındaki derin yaraları,
Ben açtım.

Ben astım;
En güzelini umutlarının.
Sessizliğini sokakların;
Umarsızlarını ben boğdum.

Düş deki duvarlarını;
Sokaklarının sonundaki,
Suskun duraklarını ben yıktım.
Ey şehir.

Açlarının gözlerine;
Ben baktım utanarak.
Ve onlara açtım duvarlarını,
Ey beton yürekli.

Karanlık bahçelerine;
Ben ektim umudu.
Sıcak bir rüzgarın gölgesinde;
Büyüdü umutlar.

Dünyam değil ki;
Dört duvarın.
Dünyam doğadır;
Ey şehir.

Ufuk Nazım


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:11 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.