![]() |
turnam gelir katar katar...
Turnam gelir katar katar Kanadın boynuna atar Seher ile bir kuş öter Ötüşü gül dalınd'olur Kır-atın sarı donlusu Yiğidin gözü kanlısı Güzelin göğsü benlisi O da Aydın ilind'olur Kederlenme deli gönül Yiğide hürmetler olur Namlı namlı kar istersen O da Çiçek Dağınd'olur Dadal'ım ben yoktur malım Her sözlerim Hakk'a malum Allah'ın sevdiği kulum Sevdiceğim yanımd'olur |
Beyaz Giysi...
Artık ben de sadık dostuma uydum; Beyazlar giyindim bu kara günde. Kumaşı, deseni onunki gibi Düğmesi, dikişi, ütüsü, cebi Vasiyetmiş gibi yok hiçbir yerde Bu beyaz ruhumu yıktı ki öyle Gözyaşım tenimde gezindi durdu. Bütün karaları sardım gönlüme En gerçek, en yakın, en az yorumlu Bir beyaz giydim ki, göğe boğumlu… |
Açelyam...
Açelya çiçeğim, Kararınca ay doğanda Bir çığrışmadır, kaplar Beni köşe bucakta. Çok hırslı bir insan da Değilim ben aslında Yaşım henüz yirmi üç… Açelya çiçeğim Süzülünce gün doğanda, Kırıp zamanın çarkını Azletmeli her günü. Gönlüm sanki bir karlı dağ Hayat sanki bir düğün Devşirmek geceden yana En debdebeli öğün Herkes döner can cana… Açelya çiçeğim Açarken ince ince Sanırsın gün, bu gündür Sanırsın bahar bitmez Her şey döner iç i |
kral kızı ile dadaloğlu bölüm 1...
Kral kızı: Sefa geldin civan yiğit Söyleşelim heman yiğit Yenemezsen beni eğer Vermem sana aman yiğit Dadaloğlu: Sen ne dersin ey güzel peri Kolay vermem seri Ya alırım seni burdan Yahut dönüp gitmem geri Kral kızı: Kral kızı derler bana Bir gelmişim bu cihana Kıydığımı duymadın mı Tamam otuz dokuz cana Dadaloğlu: Babam Musa adım veli Memleketim Avşareli Aklımdan yok hiçbir zorum Kırkıncıyı sanma deli Kral kızı: Beni dedin geldin ise Hak nuruna kandın ise Eğer aşık |
Teveccüh...
Zamana, mekâna karşı durur da Meçhul bir hayali yar uğurlarsa O serap dolu şuh hatıra gibi Gönlündeki sese ümit bağlarsa Durup da yürürüm yalan yıllara Yürek yıllandıran bir kimsesizlik Sıkılgan bir gönül, aç sevdalara Kurgulara boğumlanır sessizlik. Boşluğun en zifir dönemecinde, Kutsanmış saflığın göç mevsiminde Bir baş kaldırı var damarlarımda Hep bırakır beni, dert gibi nice… |
Tepedeki Kuş...
Vatanımın gezerken kırsalında Yüce tepesinde bir kuş Eğleşiyordu birkaç yavrusuyla Ağustos sıcağında. Gözümün algıladığınca Kartal bu dedim, Arkadaş dedi atmaca, Diğeri dedi, yok doğan Yok yok şahin bu zannımca. Kuşçağız duymuş gibi Süzülüp konuverdi Karşımızda bir taşa Bir de baktık, ne kartal, Ne şahin, ne atmaca. O çirkin sesi ile Tilkinin maskarası, Memleketin kargası. Tepemizdekileri de, Öyle sanırız bazen ya İlk kanat çırpışta anlarız sonra |
Temelinden Kirlice...
Mahzun gelip garip gitmek Kaderimiz belki de Zaman, mekân, birçok kavram Kötürümden hallice Yaşamak kavram, kuramda Belki biraz delice Salla tozun savurursun Sözlerindeki gizin Bunca olay, bunca hüzün Kor ateşten küllüce Geçmiş nesil bilmem; ama Şimdikiler dillice Değişen çok şey alemde Bazısına güllüce Oturup çok şey yazsan da Okunmaz bu eskice Cümle kelam, cümle hece Göçerken bu alemden Geriye kalan serzeniş Temelinden kirlice. |
Yeniden EskiyeEskiden Yeniye
çıkarım bozok dağına... Çıkarım Bozok dağına Avşar ili görünür mü Allah bir de işi iki Gitti amma gelinir mi Yücelerde olur geyik Yol bekliyor gözü böyük Benim yârim allar giyik Nazlı nazlı salınır mı Sehil kuşu Rum'a uçtu Eğlenmenin vakti geçti Yaylalar aklım aklıma düştü Coştu gönül durulur mu Dadal'ım der ki zatımız Artar ün ve firkatımız Yaylaya dönse atımız Hasret olan yorulur mu |
Taviz...
Ağırdır tavizsiz hayatın yükü Ama geçmişine dayanır kökü Yaşarken birazcık çıksa da zevki Bırakmaz ikbale dair bir mevki Kusur bulamazsın hiç birisine Bir kez açtırınca tavize dükkân El pençe durursun gelip geçene Menfaat olunca tavize mekân Belinde bekrisi yalancılığın Tepende meşk eder menfaat dağı Bir parça bezedir çabaladığın Nasipsiz mirasa sahiplik çağı |
gönülden gönüle yol gider derler...
Gönülden gönüle yol gider derler Onu sürmeğe bir hoşca can gerek Doğru söyle yiğit işin doğrusun Hiylebaz olamaz yiğit bön gerek Buna kılıç derler aralar açar Püskürür meydana al kanlar saçar Bazı kötüler de öğünür geçer Yiğit batman döğer gözde hor gerek Yüksek kayalarda şahinler olmaz Kısırdır katırlar kulun kunnamaz Bazı hocalar da çalgı dinlemez "Nedir kuru ağaç bize din gerek" Dadaloğlu der ki belim bükülür Gözümün gevheri yere dökülür Yalnız taştan duvar olmaz |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:53 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.