![]() |
esenlik size...
O gün bu gün size özendim Her yerde; hava, toprak, deniz. Bir serüvendi; gökteyseniz Çıktım, yok, yerdeyseniz indim. İlkin, size içkiyi tattırdım: Ömür boyunca sarhoşsunuz; Ne açsınız artık ne susuz. Sizsiz ben de susuz kalırdım. Size geceyi de öğrettim Onda düşlerle çoğaldınız; Yaşantıda yorgun ve yalnız Değilsiniz; sizi ürettim. Biterdi belki bir uykuyla Herşey ve tadından ötürü. Gördünüz ki bundan ileri Bir şey var çağıran tutkuyla. Çağırdım, çağırdım, çağırdım |
ayaklar...
Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden, ayakları dışarda örtüden. Ölmüş herkes gibi ölen insan, Yalnız ayaklar kalmış yaşayan. Ardından ölüme düşen başın İki kardeş bakakalmış şaşkın. Der ki, bu ayakları görenler, Başım değilmiş düşünen meğer. Ayaklarım, az gide uz gide, Ayaklarım, ümitler peşinde! Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür! Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür... |
adamlar...
Sönmüş saçlarında son damla ışık, Bir düşün içinde gibi her akşam -Ve yüzleri duman kadar dağınık Geçer bu sokaktan binlerce adam. Umut gözlerinde ölü bir bakış, Çığlık bir bükülüş dudaklarında; Bulamadıkları nedir ki, yaz kış Dolaşırlar şehrin sokaklarında? Sanki yalvaran bir duadır onlar, Belki tanrılara açık vesvese, Bir nehir. Bu nehir her akşam akar Derinden ruhları çağıran sese |
bir sokak...
Dün gece lambaların kör ışığı içinde -Herkes ömründe bir kez olsun o yoldan geçer Bir sokağa düştüm ki her köşede bir gölge, Her pencerede bir baş, her kapıda bir fener. Onların iki yana dizili yüzlerinde Kalmamış gibiydi bir damla ışıktan eser Ve körler gibi, sanki elleriyle derinde Yitmiş hayallerini arıyorlardı yer yer. Balkonundan sarkarak biri: 'Yavrum, diyordu Hatırlamaz olmuşsun artık eski karını; Göğsümde geçirdiğin sevda akşamlarını.' Biri memelerini gösterip gülüyordu: |
vuslatım...
Titrek bir damladır aksi sevincin Yüzünün sararmış yapraklarında Ne zaman kederden taşarsa için Şarkılar taşırsın dudaklarında. İşlerken hülyama sesten örgüler Bir çini vazodan dökülen güller Gibi hülyada fecirler güler Buruşmuş bir çiçek parmaklarında. Gözlerin kararan yollarda üzgün, Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün; Süzülüp akasya dallarından gün Erir damla damla ayaklarında. Sesin perde perde genişledikçe Solan gözlerinden yağarken gece Sürür eteğini silik ve ince |
Eller...
Rengini gülden almış, açılır gonca olur Yaprağı tülden ince, pembe, hem beyaz olur Gün vururken parıldar, ay vurur ayaz olur Açılan semalara, Hakka duadır eller Sesi gönülden alan, söyleyen diller olur Kelamile tüm dertler, hep var iken yok olur Tatlı söz acı aşa, ağu iken bal olur Seslenen içli içli, Rabbe sedadır eller Gam-ı dertten kurtaran, latif bir esam olur Gönülü dilşad eden, bir şule leyal olur Dermansız derde ilaç, ruhlara Lokman olur Biçare hastalara, hep te |
Elinin Tersi...
içi boşalmış ruhsuz bir beden Derde derman olmazsa yar Söyle ne gelir elden Elinin tersiyle itmeler neden ******* güler gündüzler ağlar Anlamazsın dilden Bulmaz mı sanırsın karşılığını eden Eğilmez bilirim yüce dağlar Sen de geçmezsin bildiğinden |
step...
Ey bir at üstünde doğduğum memleket, Oynadığım vadiler, geyikli ve sarp. Kızıl bayrakların uçuştuğu serhat, Davullar ve kafesinde çırpınan kalp! Yaylının rüzgarlanıp duran örtüşü, Karasız deniz gibi boş bir gökyüzü; Bir uçtan öbür ucu Yemen türküsü, Öten çıngırak, koşan atlar ve step... Ah. sonsuz Anadolu'm, sen! Sen, sen, sen hep! |
kar...
Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanlık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze, inceden. Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan, Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan Sesin nerde kaldı? kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni, uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram bura |
yol sonunda rediyye...
Kimse ihtiyaç duymasaydı sevgiye Güzel ve kısa anlardı. Yoksa hayalim, Hayalimle mi dolmuştu billûr şişe? Itır yok, şişe boş, hiçlik kasırgası; Duygu tanımaz bir karayel işte... Bir karayel bu şimdi kasıp kavuran, Son yolculuğunda yürek kadırgası. Suç onun, sevgiye ne gerek vardı... Dost sesler mutluluktur ıtır dolu ve billûr, Bir gün boşalır içi bir sesin, mâlum olur, Artık kalbimiz kutup denizinde ve yalnız. Tanrım suç kimindi, nerde hata yaptık? Keşke sevgiye muhtaç olmasaydık... |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:41 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.