![]() |
Aşk
yer yavşan gök yıldız akşam rengi gözlerinde ıssızlık oysa sen bilmezsin hırsız bir yürek dolaşır karlı gecede sokak itlerinden aç bozkırlarda ölmüş bir atın kafatasından çıplak şimdi ben tutup da geceyi sana versem kar döşenmiş kıraçları-korkunç dağları uzak melul yıldızları-ayrılık çalan kavalı neye yarar bir can solumuyorsa evvel zaman içinde-ırmaklar geçtim bende yeğin atlar çatlattım-heybem dolu yıldız gözleriyle gece ışır tanrıçalar aradım sevdiğim –kemanım-üveyik türküm sizin oralardan geçtim daha sen doğmamıştın kuşkusuz kızıl bir hilaldi dudakların kuşkusuz dudakların arşipel sularında şafağa doğru yüzen bir iyon kayığıydı düş ve coşku toplardı gözlerin yakamozlardan akşamları samanyolu giyerdin sevdiğim aykırı türküm ölgün eylül ömürler geçirdik de geldik şimdiye kızıl saçlarına yaprak yağan yarimiz olmadı eşkıya soysa yanmazdım bu gönülü derelerde boğuldu hoyrat inceliğimiz evvel zaman içinde bir yerlerde kendimi yitirdim geldim ne bir şehir düştü ardıma ne atımın terkisinde bir sevda toynak vurdum da tipili dağ *******ine terkedilmiş evlere benzeyen yürek kapılarından geçtim gitgide duvarları yıkılan gitgide tavanları akan yağmurlarda muhacir güneşler kırıp yedim öfkemden kan akmış alanlarda yerlere çarparak yüreğimi varsın ötsün yalnızlığın baykuşu ah etmişsem utanacak değilim sonra kar yağdı sabahları taze ekmek gibi gülen günleri soydular gözlerine mil çekilmiş halklar yürüdü tarihin patikalarında oğulları kıyılmış anaların isyanını yaktılar çirkef sokaklarında bir dilenci gördüm kolları bacakları kopmuş alınmış satılmış yağmalanmış ordular geçmiş üzerinden tam da geberiyordum ki kederimden gözlerinde at koşturan bir kuşku dedim adın nedir dedim adın nedir dedim adın ne iki ırmak çağladı da gözünden dedi adım aşk şimdi bin yıldır aradığım yüreğimin terkisinde atımı ılgarladım yıldızlara merhaba ey yaşamak merhaba |
Bağışlama
akşam üzeri bulvar birinin yüzünde örse iniyor çekiç bir gülüşün çeliğine su veriliyor bahar damar damar uzanıyor yüzlere genç gürültüler kavisler çizerek yürüyor el ele tutuşan sevgililerden belli güzeldir tüm kadınlar yolcuyum... uzaklardan geldim beni nereden bilsin bakıp kaldığım bulvar çiğnenmiş yapraklar gibi çocukluk yüz-ün yırtık etekli rüzgarlarda savrulmuş henüz söze dökülmemiş bir yanık ağıt kimsesiz ölülerin ardında kalan zamanın durduğu ana sığınmış boşluk gibi kavrulmuş yüzün o senin o senin kovdukça gitmeyen sokak köpeği gibi dalları gülleri kırılmış gözlerin düşer insan yüzlerinin sularına keder kokulu lal akşam kalbimde yaralar bırakan küskünlüğün iyileşmez yaralar gibi bitmeyen öfke ıssızlığın gelir durur karşıma nereye baksam akşam üzeri bulvar yüzümün alnacında ayaz bir rüzgar ansızın kırılır kanadım yoruldum bir sitemi kanatmaktan çoğaltmaktan içimdeki çatlamaları yoruldum git gidebildiğin kadar yolun açık olsun gayri seni bağışladım |
Bakışın
bana işte öyle bakışın var ya kahverengi kahverengi akışın kendini gözlerinle sunuşun öpüşün var ya hani öpüş susuşun sevişin var ya öyle sınırsız teslim oluşun bakıp bakıp gözlerimde ölüşün bilmezsin nasıl yolunur nasır tutmuş yüreğim neyim varsa bırakırım fırtınana talan olur bu kentin yasemen akşamlarında kendini bir ince sızı bırakıp beni alır beni alır gidersin kalırım çaresiz/ıssızlığında öyle kolları kopuk öyle yaralı... bana işte öyle bakışın var ya her şeyin silindiği gözlerinle beni öyle sarışın gövdeme kendini giydirişin seni soluyuşum senin içinde yağmalanıp tükenişim derinlerinde yitişim... yitişim koskoca bir kentin sana dönüştüğünde sokakların orta yerinde sensiz öyle kolları kopuk öyle yaralı... sendendir bu lacivert *******de denizin masmavi dile gelmesi yıldızların sağnak sağnak inivermesi dilim lâ'l kesilir gözlerinde. susar ellerim bana kendini giydirip sonra da böyle öksüz bırakma yalım mavim nazlı yarim yanışım bir tür çiçek açıştı gözlerinde sürüklenir sürüklenir giderim yavri yavri bu kadar insafsız akma... |
Belki de Aşk...
Belki de aşk vardır Benim hiç bilmediğim Gece vardiyalarında Karanlığa ışık gibi yayılan Yorgun bir gülüştür Çok uzak çöl yolculuklarından Hırsızlayın bir hilâl Ki masallara saklanmış Tanımlanamayan- Ve en azından kendimi Uçurumlarında deneyeceğim Çocukçadır Ki dünyanın tüm çocukları Hiç mi hiç düşünmeden Katılıverirler oyuna Bu yüzden Karanlık dalların altında Bir haziran akşamı Pür gizem olarak oturan kadın Ansızın özler çocukluğunu Hayvancadır Yâr kokusu eser rüzgâr Ve bir bakış Bir cenneti talanlar Belki de aşk vardır Şiirle miirle falan avutamadığım Bir ömrü savurduğum yoluna Koşup koşup tutamadığım... |
Belki Gelmem.....Gelemem....
Gece sağnağı dövsün ıssız küpeşteleri Gümüşservilerde kırıldı zaman Kemanlar tenha kanar salaş meyhanelerde Bir deli rüzgardır ömür ey şair Hicran Yine hicran Yine hicran Ebruli nurlarla imgeler çizer karanlığa Bir yıldız kaymasıdır rindlerin yolculuğu Devrilen bulutların heybetli gürültüsü Aah yalnız kaldık sonsuzlar ortasında Görkemli yalnızlıklarından yeni gökler yaratıp Ankalar uçar gider pür imge kanatları Ne yaman bir ateş i suzandır bu Hışımla yaprak döker yitik sevdalar Müselsel ve dipsiz pişmanlıklardan Şiirler kan içinde Ah ayrılık ne yaman Bütün kaldırımlarda hep onu aramıştır Ceplerinde yıldız taşıyan bir derviş edasıyla Bir uzun yolların şakisi Zamana dizeler yağar kirpik uçlarından Hep umut taşımıştır kalbinin yaralarında Hangi şehre varsa bulamamıştır Yürür hala Dinleyin duyacaksınız geceden soluğunu En Bilinmez yollarda yağmurda bir militan Ölüm ki ne şaşaadır Mutantan desturlarda Ve ölmekle başlar hayat Bilendi akılalmaz fırtınalarda Kaç kez ölmüş bir adam Yürüdü yaşını unutmuş ufuklardan Dizeler kan içinde.. yıkılsın varsın akşam Ve en mahur bestesini söylesin rüzgar Dudağında kırık dökük sözcükler Bir başka dünyada görkemli arayışı Geride binlerce pia hüzün bakışlı Çatırdar yalnızlıktan zaman Yürür boynunda yeşil fuları Gece trenlerinin bıraktığı yalnızlıktan Yağmurda bir militan Sonsuzda attila ilhan Tepeden tırnağa ateş Tepeden tırnağa ümit fısıldar “Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil Belki ölmek hakkımı kullanıyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git “ |
Belki Yarasıdır Birbirinin Ayrılanlar
Alevdir ağızda dil sözcükler yanar Neylesen anlatılmaz çekilen acı Yürek parçalanır can darmadağan Taşar bir damla gözyaşına Kan seli bir çığlıkla yıldırımlar savurur Zaman suratına çarpan beton bir duvar Susar saatlerin çanı Yanarsın zındanın ışımaz Ne bir tek düş- ne de anı Taşımaz vurgun yürek taşımaz Yere göğe sığmayan kederi Yaşarken öldürür insanı Yüreğe saplanan yâr hançeri... Ey yarası bağrında dağlanan yetim yürek Şimdi ağla ağlamanın vaktidir Hiç bir söz anlatamaz ahını Ne desem yalan Tökezleyip düşmüşsün dipsiz uçurumlarda Ayrılık doğmuş ufkundan Kimsesizsin- ıssızsın Hangi kapıyı çalsan kilitli Filizkıranlar dalamış çıvgalarını Darmadağınsın işte Belki yarasıdır birbirinin ayrılanlar Belki de hiç bir şeyi Artık ne dost kalınabilir ne düşman ne sevgili Çünkü çıkaramaz bunlar yürekten kanatan hançeri Ağızda alevdir dil- sözcükler yanar gider Dağların gazel dökmüş yitirmiş şarkısını Kalmışsın işte Yuvası tütsülenmiş bir tilki gibi Nacâr Kar altında Ve ayrılıklarda yağmalanmış gençliğin Orada Bir başına ölmek istersin Bilirsin ağlamak isyan etmek boşuna Yürekte açılan çatlak O gelse de kapanmayacak Başka yolu yok Bir düş gibi silin git Bu sevgisiz ummanda yit O bulamasın seni Ve bütün köprüleri yık geçtiğin yollardan Arayamasın seni.. |
Ben Gidersem Ay Sen`deler
Gecenin yırtıldığı yerden hüzün yıldızı düşer Uykunun kesilir düş damarları Gönlüme dağların ıssızı düşer Ben giderim bir tel kopar kemandan dağılır sazendeler İçimde tufanlarla caddelerden geçmedim mi Yüreğimde bir ateş kim farkına vardı ki Kapaklanıp düştüğüm her kaldırımda bir parça yüreğim kaldı Yağmur kanımı çok sildi Yaşadığım ne varsa şimdi kan içindeler Nice göz-nice türkü artık hepsi bendeler Ben gidince ay sen-deler Denize bir sızı düşer... |
Bencillik Aynaları
sevinç bir kelebekti yüreklerde dolaşan gözbebeklerine konan onu da öldürdünüz tozu bile kalmadı parmak uçlarınızda artık bütün aşklar güz coşkular topal mavi duygular yalnızlık sarı çıldırın ıssızlıktan bakarak görmeden birbirinizi sokaklar dolusu yüz bencillik aynaları... |
Beni Unutma
Sevdiğim-şah damarım-unutma beni gülüşünün kıvrımında sakla aşkımı hüznünün çiğ tanelerinden kanasın tomurcuğum yaramı gül bellesin sevincinin kelebeği içli bir şarkı olmuş o eski sonbahara sararıp dökülürken bakışının yaprakları sevdiğim- aşk dikenim unutma beni ay uyur- yıldız körelir gecede bir kıyı var beni öp uykularımda- sonra yeniden öldür beni yak yüreğinde bu yangın hiç sönmesin sevdiğim- celladım- beni sakın unutma duymasın hiç kimseler sevdiğini fısılda... |
Bir Denizn Terk Ettiği Kıyılar
yaşlı çınarların dalları sızlar yeşilini sararttıkça sonbahar elveda dediğin yerde yüzyıla keser anılar bir rüzgâr çürür ıssızlık çınlar ağırdır taş olur taşıyamazsın gözünde bir damla sevgi bilir de anlatamaz bunları bir denizin terk ettiği kıyılar diken sarar gül büyüyen bağları dağ yürek dağlı yürek çatlasan erimez doruğu yurt tutan kar damarlarını kuruttu gelip geçen yolcular unutulmuş kör kuyu dipsizliğine kanar ve saklar hasretini bütün yalnızlıkların bir denizin terk ettiği kıyılar şimdi ayaz çatırdayan gecede ateşlerle sevişirdin bir zaman yalımlar küle döndü yıkıldı deniz feneri başını alıp gitti rüzgâr ne kapıları vardı çalacak ne ışık verecek pencereleri ne sağnak türkülerin coşku çağlayanların silemedi yüreklere bulaşan kiri çölün üzerinde bin yıl yatan su tek çiçek açtıramadı kumda ve aşkların aşındığı her yerde sızlar bütün bunlara bir denizin terk ettiği kıyılar taş suya suskun kalır kemirir graniti dalgalar kasırga kesilmiş öfkeler kıyıya kıyıya çarpar şafakların büyüsüne kapılır lâl akşamlar hatırına taş suya suskun kalır gün olur bir ay ölüsü gözleri kör körfezlerde yapayalnız hayaletler dolaşır ve cümle mavilerin mezarıdır bir denizin terk ettiği kıyılar önce martılar gider kanatarak kanatları bulutu ve sevda türküleri diner geçmiş güzellikler çürür dökülür küser baharlara yağmurlara sırt çevirir gözyaşında çiçek açmaz çakıllar sulara kapatır kapılarını ölür çölleşe çölleşe bir denizin terk ettiği kıyılar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:05 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.