![]() |
Nobel- IV
Ahlakını bozdular halkın altını oydular Ne tatmin oldular ne de bu vahşete doydular Pisliği örtmek için üstüne pamuk koydular İrin olup çıkacak pamuğa sarılan nobel. Asmalar heder olmuş yeşermez oldu koruk da Ne kadar pislik varsa toplanır oldu dorukta Asıl olan akmıyor, koku var nesli bozukta İhanetin karşılığında alınmış bir bedel. Ali Kaybal |
Nobel - I
' Maalesef her yeşillik güzel olmuyor. Tıpkı bahçenin bir köşesine ekilmiş haşhaş tohumları gibi. Yemyeşil açılsa da gençleri mahvetmek üzere hazırlanmış. Nobel de işte böyle bir yeşillik bence' Nasılda denk geliyor gavurun işleri Paçamızdan tutmaya hazır itin dişleri Bizim gibi giyinmiş geziyor keşişleri Söyleyin dostlar neyin karşılığı bu nobel. Nasılda bir araya geliyor imansızlar Ermeniden yana oy kullanan Fransızlar Ey milletim, derdine kimin yüreği sızlar Müslümanın kanıyla ödeniyor bu bedel. Ali Kaybal |
Nobel - II
'Sanma ki her gül açan daldan misk savrulur. Zakkum ağacı da gül açılır. Ama hep zehir saçar. İşte bu nobel öyle bir şey ' NOBEL - II Hazan rüzgarı vuruyor belli ki bahar gitmiş Goncalar açılmaz olmuş, dalında solmuş güller Kargalar doluşmuş dala ahenk tezelden bitmiş Baharın bittiği yerde artık ötmez bülbüller. Nerede asımın nesli nerede o pak alın Nerede asil kanıyla eli kalem tutanın Kurtlar zincire vurulmuş sesi gelir çakalın Taşeronlara verilir oldu şimdi ödüller. Ali Kaybal |
Nobel - III
' Bu oyun bozulmalı artık. İnanın ki bu köşede değil pamuk, ipek gibi yazı yazanlar var. Bunlar bir bedelin karşılığı satılmadıkları için kozadan çıkamıyorlar. ' İngiliz'in, Fransız'ın bu toprakta gözü var PKK'ya yardımı Ermeni'ye sözü var Kancıkoğlu kancıklar adamlık ne yüzü var Koz olarak kullanır oldular bak nobeli. Bir sürü hainliği yaptılar dizi dizi Unutur sanıyorlar ne var ne yoksa bizi Yüreğimizde taşar durur geçmişin izi Kurtuluş savaşıyla ödedik bu bedeli. Ali Kaybal |
Nükte
Teşbihte hata olmaz derler, “At gibi kız” endama değer. Tespitte eksik kalmaz derler, “Kız gibi at” boy dama değer. Teşhisle silahlı gelenler, “At ve kız “ öncelikli değer. Ali Kaybal |
O Var Ya
Bakacak olsa gözlerime, ateşinden eririm, Kul eylese beni, kapısına gönül gönderirim, Dokunsun bir kez elime, canım isterse veririm, Ab-ı hayatımdır, damlası düşmezse güveririm. Ali Kaybal |
O Yeter
Fincan içinde acı bir kahve sundular, Kolayına iç, yorgunluğu alır deyu, Fincanın içine telve, içimle dolar, Bahtıma, çileli çıkar ayrılık yolu. Durduramaz, önüme geçse bütün engeller, Gözüme girse zalimin attığı oku, Seni görmeye giden, ela bir göz yeter, Getirir seni, teninden yayılan koku. Dermani’yim, haykıramasam adını, Dağlansa gövdem, ayırsalar kolumu, Seni bulmaya giden, tatlı bir söz yeter, Getirir seni, telinden salınan koku. Ali Kaybal |
Okul Yolunda
Ekim ayı girince ben görürdüm hazanı, Yeli dokunur, döker ağaç yaprağını, Soğuğa aldırmadan, yüklenmiş çantasını, Okul yolunda bekler, gönül sevdalısını. Mutluluk duyuyorum ben, okulun yolunda, Huzuru bulduğum yer, bir de senin kolunda. Sevgiyle sahibini arıyor bakışların, Köle ediyor beni, kapından çıkışların, Belik, belik örülmüş, uzun siyah saçların, Prenses tacı gibi olmuş toka takışların. Seninle yürüyorum ben okulun yolunda, Arayıp buluyorum aşkı senin kolunda. Toplan zili çalınca, buz gibi oluyorum, Kendimi senden uzak, kutupda buluyorum, Teneffüs olsun diye fırlanıp dönüyorum, Şavkı sende bulmasam, kor gibi sönüyorum. Seninle koşuyorum ben okulun yolunda, Seninle yaşıyorum, yanımda sen bulun da. Ali Kaybal |
Önemi Yok
Beni alır götürür, uzaklara ellerin, Ruhuma güzelliği verirse hayallerin, Aşkın ateşi düşmüş, benim kalbimde yerin, Önemi olmaz artık yanımda güzellerin. Bülbül yuvası gibi davet eder dudağın, Aşkı sahibim derim, sarılınca kolların. Derdime derman olur, yeşil badem gözlerin, Bakışların düşerse gözüme derin, derin, Alevleri de duymam, gönülden sevgi verin, Esamesi okunmaz, dilimde güzellerin. Bülbül yuvası gibi davet eder dudağın, Aşkı sahibim derim, sarılınca kolların. Ali Kaybal |
Öt Bülbülüm Öt
Öt bülbülüm öt, ağlayan gözden düşen hicranla gam, Yaş döktürür yüklendiğin gam, duyduğun hasret garam, Gönlün susuzluktan yanar, yanmış dudak, hem insiram, Aşkın devam etsin derim, söndürmesin tek insicam. Öt bülbülüm öt, gül yârin yaprakların dökmüş bikâm, Dallar eğilmiş hem, hazan rüzgarlarından ıstıram, Gönlünde açmış güllerin şen olmadan gülmek haram, Aşkın devam etsinde hep, gam eylesin hem inticam. - - v - / - - v - / - - v - / - - v - Ali Kaybal |
Pencereden Görünen Güzel
Her pencere önünde duran güzel gözükür, İnanmazsan in aşağı bak duruyor gibi, Nasıl haklı çıkarır beni gözler süzülür, O gözler mutlu, sevda yükü iletir gibi. Yine bir soğuk kış günüydü, düştü bakışlar, Pencerenin altında bir yuva arar gibi, Sevdanın işaretiydi balkona çıkışlar, Bilirim duyguları, sımsıcak sarar gibi. Ali Kaybal |
Pervane
Senin olduğun yerdi şahane, Terk edip gidince kaldı köhne, Güzellik göz alıcı daha ne, Bulursun etrafında pervane. Ali Kaybal |
Pişmanlık
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir, Senin ağına düştükten sonra aklı ben nideyim, Sende uzakta geçen ömür suyun taşına benzer, Yaşamın sırrı yüreğinde, bırak da ben gireyim. Dermani ağı örmüş, düşecek birisini bekler, Sunacağın zehir olsa da gönüllü ben geleyim, Senden uzakta geçen ömür çözülmüş ağa benzer, Yaşamın sırrı kollarında, sarıl da ben öleyim. Ali Kaybal |
Rubai-10
Bir at gibi dağlarda koşan olmalıyım Yollar kapanır olsa aşan olmalıyım Bir karşı koyan olsa yanan duygulara Almaz yüreğim gayri taşan olmalıyım. Ahreb kalıbıyla yazılmıştır mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fa'ûl - - v / v - - v / v – - v / v - Ali Kaybal |
Rubai-11
Bir sır gibi kaybolmada sessiz sedasız Benden de kaçıp gitmedesin ey vefasız Olsan da cehennemde bulurdum seni ben Bir sorgu sual eylemeden her defasız. Ahreb kalıbıyla yazılmıştır mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fa'ûl - - v / v - - v / v – - v / v - Ali Kaybal |
Rubai-12
Çatlatmaya az kaldı kıpırdat duvarı İnsan dediğin can, kırılır ar damarı Bir yoksunu olsun da görün gayri onu Art arda iner enseni bulmuş şamarı. Ahreb kalıbıyla yazılmıştır mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fa'ûl - - v / v - - v / v – - v / v - Ali Kaybal |
Rubai-13
Gelsin de bahar gönlüme söz dinleyemem Aşk şarkısı söylerde durup inleyemem Bülbül gibi her feryadı sarsam dilime Bir yosma için aşkı figan eyleyemem. Ahreb kalıbıyla yazılmıştır. mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fa'ûl - - v / v - - v / v – - v / v - Ali Kaybal |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:25 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.