www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Halenur Kor (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144605)

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Oğluma

Bir akarsu gibiydi, gitti...
Bir kuşun ötüşü yarım kaldı.
Tomurcuklar dalında kurudu gitti,
Bir sevdâ öyküsü yarım kaldı...

Bilinmeyen dağlarda bahardı,
Erişmemiş mevsimlerin çiçeği.
Büyümeden solan filizim,
Gözlerimin yağmayan bulutu...

İçimin yakan, kavuran ateşi,
Bastırdığım çığlığımdı, feryâdım,
Döktüğüm, dökemediğim gözyaşım,
Evlâdım, evlâdım, canım evlâdım...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Olamaz itirazım

Olamaz itirazım, öyle tatlı ki sözü,
İnanın ki insanın bir şey görmüyor gözü.
Çılgınlıklar yaparsam dayanamayıp bir an,
Tatlı bir meltem gibi buna sebeptir özü.

Sıcacık güneş gibi doğuverdi içime,
Nasıl bağladı beni aşka iki kelime.
Gülümseyip diyor ki ''geçme sakın elime''
Tuzağına düşersem buna sebeptir közü.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Onlar İçin

Gönlümden gönlüne bağladığım bir ipti
Çâresizlik ipi.
Astım acılarımı üstüne bir bir.
Gözyaşlarımla yıkayıp,
Ateş gibi yanan âhlarımla,
Kahırlarımla kuruttum bir ömür...
Mandalladım sabırlarımla.
Topluyorum şimdi bir bir hepsini,
Katlayıp katlayıp istif ediyorum
Kalbimdeki kilitli sandığa.
Hepsini naftalinledim.
Acı da olsalar benim onlar,
Hep benimle yaşayacaklar.
Yokluyorum ara sıra, yerli yerindeler...

Yepyeni bir çekmece açtım kalbimin bir köşesine,
Umutları yerleştiriyorum, mis gibi tâze bahar kokan.
Düşüncelerim, bembeyaz çiçekler gibi lekesiz.
Onlara bir leke gelmesin diye itinâ ediyorum.
Elimden gelen hiç bir şeyi esirgemiyorum,
Sararmasınlar istiyorum.
Çocuk rüyâları, çocuk umutları gibi
Öyle lekesiz, öyle berrak ve temiz.
Ne ifâde ediyorsa çekmecem bana,
Naftalin kokan sandığım da öyle.
Hepsi benim, bana ait,
Vefâ duygularım onlar için...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Orda bir yerde

(Oğlum Cüneyt'e ağıt)

Durgun sudan bakan çocuk gözleri
Dalgalar kâh çığlık getiriyor sahile,
Kâh gülücükler...
Gök de ağlıyor,
Göğün gözyaşları dökülüyor denize,
Her damlada acılar halka halka büyüyor, yayılıyor,
Keskin bir acı doluyor genize...
Kıyıya vuruyor hıçkırıklar,
Deniz kabuklarına saklanmış ümitler,
Tahta parçalarıyla sarmaş dolaş gülücükler.
Acılarını balıklar yutmuş,
Yüreğini örselemiş kumlar bir ileri, bir geri,
Duygularına gem vurmuş...
Kâh bir balığın gözünde bakışı,
Kâh suya vuran gün ışığında.
İstiridyedeki inciler gözyaşı.
Hüzün şarkısını getiriyor dalgalar,
Getiriyor ninnisini sesinin.
Ağıtına karşılık veriyor kayalar,
El sallıyor karanlık bir köşeden,
Hazin bir iç çekiş duyuluyor yankılarında,
Ağlıyor gibi bir kuytuda...

5 Aralık 2001 İstanbul

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Öğretmenim

Sana gönlüm gül gül,
Sana sevgim dal dal,
Al öğretmenim, al, al...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Pera'nın Ruhu

Mâzinin çeken esrârı sarınca teni,
Gizemli bir ses çağırır Pera'dan beni.
Ben düşerim, gönül düşer aşkla yollara,
Can ürperir, ruhum koşar şiir kollara.

Aynalardan gülümseyen âşinâ yüzler,
O loş, yüksek salonlarda geçmişi özler.
Bin bir duygu, bin bir ilhâm ruhları közler,
Cismi gitmiş, gönüllerde o güzel sözler.

Gönlünün hazinesinden bulup çıkarır,
Yüreğinden doğar sözler sanki yakarır.
Pera'nın salonlarında çınlar sesleri,
Arşa doğru yükselirken gül nefesleri.

Şairlerin gönlü gençtir, saçında aklar,
Oymalı konsol gözleri sırları saklar.
Hayâllerden, rüyâlardan şiirler dolar,
O ihtişamlı, porselen, büyük vazolar.

Kapılıp bir an hayâle dalar gözlerin,
Merdivenden iner, mavi gözleri derin
Bakarken Mustafa Kemâl ürperir tenin,
Eski günlere gidersin, titrer yüreğin.

Zamanı almış geriye götürmüş yeller,
Cânevinde duygulardan gerilmiş teller,
Özler sussa,sözler susmaz yaşar Pera'da,
Diller sussa, gönül coşup taşar Pera'da...

Hâlenur Kor

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:38 AM

Pera'nın Şairleri

Dizeler gül yaprağı altından tasta,
Kâh gülümserken yüzler, kâh gönül yasta.
Dile gelir mısralar, dirilir hasta,
Şiir şifâ gibidir Pera Palas'ta.

Feyzi Halıcı bilge,özlü sözüyle,
Gültekin Samancı'ysa gönül gözüyle,
Ahmet Özdemir içten, sıcak gönlüyle,
Hasan Süzer sevgidir Pera Palas'ta.

İlhan Geçer'de ilham gönüller yakar,
Zeki Akdağ şiirle ruhları sarar,
Ayhan İnal heybetli, kükreyip taşar,
Nice âşık can bulur Pera Palas'ta.

Abdullah Satoğlu'nun gönlü lâledir,
Şiirler demet demet sanki hâledir,
Duyguları mânâya, yön hilâledir,
Kayseri'den seslenir Pera Palas'ta.

Ergönül ki mânâda dağları aşar,
Kalbe derin dokunur can Rıza Beşer.
Mustafa Kuşçuoğlu şen gönüllüdür,
Dizeleri ırmaktır Pera palas'ta.

Aysen Akdemir'deyse engin bir ilham,
Nihal Özyüksel gönle oturuyor tam.
Hacıhanefioğlu kalbi eder râm,
Gizemli şiirleri Pera Palas'ta.

Nâzik, hoş halleriyle Gönül Halıcı,
Nakış nakış şiirler dokur kalıcı.
Yanındadır her zaman sevgili eşi,
Candan dinler şairi Pera Palas'ta.

Aruzda ve hecede Melda Özata,
Dinleyene ilhamı cana can kata.
Hâdiye Aslan şendir, şenlendirir ki
Nağmeler çiçek açar Pera Palas'ta.

Hâlenur Kor, dertleri burda gam etmez
Dostlarımı övmeye sayfalar yetmez.
Kim konsa, kimi göçse, isimler yitmez,
Vefâ bir düstur olmuş Pera Palas'ta.

Hâlenur, gözün bazen Pera'ya dalar,
Âşinâ yüzlerini gözlerin arar.
Bilinmeyen bir yerde tambur, ney çalar,
Bitmeyen bir şarkı var Pera Palas'ta.

Hâlenur Kor

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Peşpeşe Rüyâlar (Adını Arayan Şiir)

I.
Ufukta kaybolan bir at,
Gidiyor dört nala zaman.
Gittikçe daralan helezon yollar...
******* simsiyah bir pelerin,
Sığındığım sabahtı ellerin.
Nefesimde ne var, kanatıyor çiçeği?
Bakışlarım uçarken peşpeşe bulutlara,
İtiyor zamanı sessizce uçurumdan rüzgâr,
Ağlıyor peşinden dağlar uğuldayarak...

II.
Aydınlatıyor ay ıssız bir yolu,
Fısıltılar duyuluyor çalılıklarda. Bir dal kırılıyor,
Sesinden ürken bir böcek
Telâşla gidiyor ters yöne.
Büyük bir kavis çiziyor yarasalar,
Acılardan, sancılardan atlayarak.
Ayağı kayıyor umutlarının, yuvarlanıyor yerlerde.
Karanlıkta dua ediyor ağaçlar el ele tutuşmuş.
Gölgelere sinmiş yavru bir ceylan,
Arıyor anasının kokusunu, başı yukarda,
Gözleri ürkek, masum, kapkara...

III.
Kışkırtıyor uykudan arta kalan geceyi
Yolunu şaşırmış işveli bir kahkaha,
Düşüyor yollara kırıtarak.
Birleşip yıldızlar uç uca
Resim yapıyorlar altın tozundan.
Pencerede solgun bir çocuk yüzü,
Bakıyorum, içeri kaçıyor.
Sallanıyor kara bir perde,
Mor bir ışık sızıyor dışarı,
Sabah nerde?

IV.
Bir kadın ilerliyor parmak uçlarında,
Gözleri yerde.
Saçlarında gecenin kokusu
Sürünüyor yerlerde.
Kaşları çatık,
Sanılır sanki bakışlarından
Denizde gemilerinin
Hepsi batık...
İki yavru güvercin gibi
Çıkıyor karanlıkta elleri,
Topluyor saçlarını.
Sıkı sıkı sarındığı mantosunun eteklerinden
Dökülüyor gecenin acımasızlığı, kederi,
Gölgesi gitgide ufalıyor,
Dar sokaklarda koşarak kayboluyor,

v.
Elini çenesine dayamış
Kocaman bir kaya,
Sakalını sıvazlıyor şehre bakarken.
Hayretle seyrediyor ağaran ufku, yorgun.
Gökyüzünde sisten bir çadır,
Ardından dökülüyor damlalar.
Yükseliyor buğu buğu toprak kokusu
Çirkinlikleri toplayarak.
Kara geceye inat, rengârenk gök kuşağı,
Atmış bir ayağını dağlardan aşağı,
Boyuyor ufku boydan boya.
Neş'eleniyor kuşlar
Çekiştiriyorlar gagalarıyla tutup gök kuşağını,
Bin bir renge boyanıyorlar.
Kanatlarının sesinde yükselen alkışlar.
Güneş sıyırıp kılıcını kınından
Çıkıyor bulutların arasından,
Kamaşıyor gözlerim ışıktan.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Rüzgârın Kızı

Uzun bacakları gerilmiş bir yay,
Sevimli, yerinde duramayan tay.
Yıllar öncesinde yurduydu Altay,
Dünyâya gelirken doğuyordu ay.
Gecenin koynunda sessizce bir can,
Nasıl inanılmaz bir şeydi o an.
Susmuştu tüm evren, ne bir ses, ne söz,
Derin, kuyu gibi iki badem göz
Baktı etrafına şaşkınca, ürkek,
Doğruldu yerinden dizleri titrek.
Kişneyip, yaladı yavrusunu at,
Sıcak soluğunda buhardı şefkât.
Gümrah yeleleri parlak. simsiyah,
Işıldadı henüz olurken sabah.
Özgürdü, koşardı hep doludizgin,
Bağlıydı hayata, olmazdı bezgin.
Sâhibi gem vurdu, tutup ağzına,
Bağladı bez, perde oldu gözüne.
Kendi gölgesini tepti, çiğnedi,
İsyân etti ama, boyun eğmedi.
Yaralı; sızlıyor gönül ağrısı,
Terlemiş, titriyor, üşür sağrısı.
Ardına bakmadı, dağlara koştu,
Mahzun gözlerinde yaşlar ne hoştu...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Saçlarım

Bir ordu ki saçlarım,
Bölük bölük, tabur tabur
Düzenli yaşarlar.
Bozarlar bazen hizalarını,
Ya fırça yerler, ya tarak.
Herhalde bahriyeliler,
Suyu çok severler.
Giymişler siyah, beyaz urbalarını,
Bakarlar aradan, aradan.
Yediler mi fırçayı,
Hemen hizaya geçerler,
Kaçak askerler gibi
Kimi de eder firar,
Tarağın gözleri nöbette,
Silah elinde, tarar da tarar.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Saksıdaki Menekşe

Saksıdaki menekşe
Utangaç,
Yol gözler sessizce
Pencerelerde.
Açmış bütün güzelliğiyle.
Nârin gelinler gibi
Camda bekler yârini.
Allarla, morlarla bezenmiş,
Sürünmüş en güzel kokusunu,
Bekler gözleri yolda.
Utanır gelen geçen gözlerden,
Eğer başını.
Çarpar kalbi heyecanla
Görünce canyoldaşını...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Sarhoş

Gözleri buğulanmış,
Çarpılmış bacakları,
Yalpalıyor sağa sola
Elinde şişe.

Şaşılaşmış gözleri,
Anlaşılmaz sözleri,
Şaşmış bu işe.

Görür her şeyi ikili,
Ağzında dönmüyor dili,
İncir ocakta dikili,
Elinde meşe.

Arada görünür gibi
Bakışında derin elem,
Satıyor sanki bir pula
Sanırsın dünyayı bazen,
Sahte bir neş'e.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Sarhoşlar

Serince bir akşamüstü,
Ay saklanmış, kime küstü?
İçip içip rakıları
Yuvarlanmışlar yüzüstü.

Kimi güler, kimi ağlar,
Ceketini yandan bağlar,
Hali yürekleri dağlar,
Şişe cepte, kirli üstü.

Bir o yana, bir bu yana,
Devrilirler sağa sola.
Ne haldeler bilmezler de
Lâf atarlar ona buna.

Duman tütüyor başından,
Utanmıyor ki yaşından.
Deviriyor şişeleri,
Çalmış evinin aşından.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Savaştan Dönüş

Kulaklarında yorgundu çığlıklar,
Bakışları
Buz kırığı
Yeşil ve soğuk.
Keskin kılıçlar gibi haykırışı
Yırtan gökleri.
Elleri buz gibiydi gece yarısı.

Ebemkuşağı sonrası gelmişti
Önce mektubuydu gelen
Satırlarda uzamıştı dert sarmaşığı,
Gelir gelmez kök saldı acısı,
Uzadı boy boy.

Işıksızdı gözleri, fersiz, bomboş,
Dümdüz bakıyordu görmeden,
Baktığı yeri yakıyordu.

Duman yürekte,
Ateş yürekte.
Tütmüyor ki
Yakıyor, yıkıyordu.

Buz kırığı bakışları
Yerlerde,
Yeşil ve soğuk.
Gözyaşları sessizce
İçine akıyordu...

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Sazım Ağlar

Gurbete düşmüşüm gözümde dağlar,
Yemyeşil bahçeler,sevdiğim bağlar,
Hasret rüzgârları eser başımda,
Sazım ağlar, gönül ağlar, yâr ağlar.

Köyümüzün suyu tatlı mı tatlı,
Yiğitleri yaya, kızları atlı.
Sevip kavuşanlar sanki kanatlı,
Sazım ağlar, gönül ağlar, yâr ağlar.

Yollarına yüzüm sürdüm kaç bahar,
Yanıyor yüreğim, görünmüyor hâr,
Ellerin mi olmuş,o sevdiğim yâr,
Sazım ağlar, gönül ağlar, yâr ağlar.

Sus Hâlenur, sıla sana haramdır,
Bağrımda sızlayan günül yaramdır.
Saz benizli, saçı gece karamdır,
Sazım ağlar, gönül ağlar, yâr ağlar.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Seccadem

Her gün dudaklarımın ucunda,
Söyleşiriz ağız ağıza.
Dualarımı bilir,
Dinler yakarışlarımı, ne söylerim...
Fısıldar o da,
Neler söyler sessizce
Dinlerim.
Kalbim göz göz olur,
Rûhumsa kulak,
gözlerim kapalı,
Seccâdemle karşılıklı...

Bir sır kapısı seccâdem,
Her gün otururum kapısına
Yüzümü, ellerimi sürerim.
Derin ve mânevî bir yol uzanır önümde,
Nur nur parlayan penceresinden seslenirim.
Dilerim güzellikleri,
Senin için, benim için,
Herkes için.
Dualarımı yollarım kanat kanat o pencereden,
Umutlarımı uçururum bahçelerine
Ellerimden,
Takılır peşlerine yaşlı gözlerim...

Fısıldanan sesler, bin bir renge dönüşür pembe, mor,
Mavilerinden, yeşillerinden ürperirim.
Sarar tenimi sıcacık turuncuları, sarıları,
Bembeyaz ufuklara yükselirim...

Bir huzur kapısı seccâdem,
Diz çöktükçe önünde,
Göklerde rûhum,
Hafiflerim...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Sen Gülünce

Sevdim,
Bir kaya yuvarlandı
Ruhumun denizine, kocaman,
Sıçradı sular...

Sen gülünce
Havalandı gönül kuşum gökkuşağına,
Şakıdı gün boyu,
Düştü sevince...

Sen gülünce şarkı söyledi ağaçlar,
Elleri ağızlarında.
Bana baktı
Çiçekten bal emen arılar
Hep birden.
Ballar, çiçeklerden gönlüme aktı.

Toprak ısındı seni sevince,
Çatladı tohumlar.
Gözbebeklerimde sevgim büyüdü
Yeşil yeşil,
Yüzümde güller...

Yelken açtı içimdeki tüm duygular
Mutluluklara.
Sevgin içimde tatlı bir uykuda,
Yüzüyor gibiyim
Sâkin sallanışlarda suda...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Senle Ben

Öyle doldum, öyle doldum senle ben,
Yarım idim, bütün oldum senle ben.
İçmeden mey sarhoş oldum senle ben,
Gönül coştu bir hoş oldum senle ben.

Kaybolmaz çok derin izdik senle ben,
Geleceğe bir yol çizdik senle ben,
Zaman oldu candan bezdik senle ben,
Yer, gök değil, nerde gezdik senle ben?

Çöldük, suya hasret çektik, senle ben,
Umutlara tohum ektik senle ben,
Bilinmeze yelken açtık senle ben,
Bende, sende, bizi bulduk senle ben...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Sevdalıydı İstanbul

Sereserpe uzanmış Marmara'nın koynuna,
İnci gerdanlık takmış, ince, sedef boynuna.

Dalgalara dağıtmış kıvırcık saçlarını,
Gözler önüne sermiş, yeşil yamaçlarını.

O gül çehre, âhu göz, o sevdâlı bakışlar,
Bir âfet-i devrân ki, gönüllere akışlar.

Gönlünün bahçesinde açmış rengârenk çiçek,
İstanbul kıpır kıpır, uçuşan bir kelebek.

Hülyâlı bakışlarla bakıyor uzaklara,
Kıskananı öyle çok, düşmesin tuzaklara.

Minârelerden göğe uzatır ellerini,
Meltemlere bırakmış saçının tellerini.

Sunuyordu gönülden emsâlsiz koylarını,
İnsanlar neş'e dolu, yapıyor toylarını.

Kalbini fetetmişti, Fâtih seneler önce,
Gönlünü vermemişti, bir daha hiç bir gence.

Yeniden giymiş kaftan, bezenmiş lâlelerle,
Güzel başı taçlanmış, o nurlu hâlelerle.

Saltanat görmemişti dünyâda böyle bir kul,
Ne kadar da mutluydu, sevdâlıydı İstanbul.

(16/04/2006 Erenköy)

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:39 AM

Sevdi İnkâr Etmedim

(Aruz)

Sevdi inkâr etmedim yâr, sevdi coşmuş dillerim,
Bil ki sevdâ yüklü bahçem, orda açmış güllerim.
Bir alevden hâle sarmış sarmalarken her yerim,
Esti, çılgın yellerinden savrulur bak küllerim.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:40 AM

Sevdi, İnkâr Etmedim

Sevdi, inkâr etmedim yâr, sevdi coşmuşdillerim,
Bil ki sevdâ yüklü bahçem, orda açmış güllerim.
Bir alevden hâle sarmış sarmalarken her yerim,
Esti, çılgın yellerinden, savrulur bak küllerim...

(Fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lün)

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:40 AM

Son Güller

Bahçelerde son güller
Dökülmeden gel...
Gel, çok geç olmadan, ne olursun gel!
Kapatmadan daha hayâl penceremi,
Usul adımlarla eskisi gibi
Elinde bir kırmızı gül, ne olursun, gel!
Korkma *******den, gün ışır yine,
Güneş yine doğar yollarımıza,
Yazık geçip giden yıllarımıza,
Çarpıyorsa kalbin beni anınca,
Çarpıyorsa kalbim yâda dalınca,
Gönül pencerenden ara sıra da
Şöyle bir görünüp kayboluyorsam,
Düşünme sevdiğim, ne olursun gel,
Bahçende son güller dökülmeden gel...
Anılarımda saklı eski bir nükte,
Ufukta olmadan biz iki nokta,
Arada kalbime geliyor sekte,
Bekliyorum sevgilim, ne olursun gel,
Bekliyorum sevgilim,
Ne olursun, gel!

Hâlenur Kor
26 Mayıs 2006 İst.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:40 AM

Sözüm Meclisten Dışarı

Bir şair yüreğinde
Engin olmalı sevgi.
Kibir dolu yürekler
Olamaz insan dengi.

Öğünür, atar, tutar,
Bolca palavra atar.
Bazen de caka satar,
Kabullenemez yengi.

Neyinle öğünürsün,
Kibire bürünürsün.
Kendinle böbürlenme,
Gözümde sürünürsün.

Hep derler beni beni,
Bırak el övsün seni.
Kimseyi küçümseme,
Söylenmiyor bu yeni.

Yüksekten uçan düşer,
Düşer de kalır nâçar.
Kırarsa gönülleri,
Dost sandıkları kaçar.

Ömür çok kısa, biter,
Üstünde otlar biter.
Hatır, gönül kırarsan,
İsmin çok çabuk yiter.

18 Ocak 2002 İst.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:40 AM

Su Perileri

Bir yaprak düştü,
Patladı suda bir kabarcık.
İçini çekti su perisi,
Uyandı.
Topladı gümüş eteklerini
Çıkıp sudan.
Eğildi, aldı yaprağı öptü,
Bir damla gözyaşı akıttı üstüne kristal,
Bırakıp akıntıya
Selâm yolladı sevdiğine.
Yosunlu kayalara yaslanıp mahzun
Seyretti güneşin batışını.
Kıpkırmızı yandı sular,
Göz göz ışıldadı
Suyun dibindeki odalar.
Her birinde bir su perisi
Ellerinde mum adaklar adadılar.
Kor kor yakarışlar,
Buğu buğu dualar
Yükselirken durgun sudan,
Ürperdi gölün yüzü,
Patladı kabarcıklar.
Su perisi uzanarak
Sudan bir avuç aldı,
Serperek yüreğine
Durgun sulara daldı...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:40 AM

Şair

Söyleşir dilleri, susmaz kalemi,
Duyuyor kalbinde derin elemi.
Gönül gözü açık, görür âlemi,
Çağlayanlar gibi akandır şair...

Yediveren gülü, sevgisi engin,
Bir hırka, bir lokma, yüreği zengin.
Sevdi mi çok sever, bilemez dengin,
Hasreti göğsüne takandır şair...

Âşıksa gözü kör, görmez dünyayı,
İstese getirir güneşi, ayı.
Her dem kuruludur gönül sarayı,
Sabır çilesini bükendir şair.

Tomurcuktur açan, yeşeren yaprak,
Bereketi bin bir, doğuran toprak.
Sabır tesbihiyle olmuş saçı ak,
Derinden âhları çekendir şair.....

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 08:40 AM

Şile Feneri

Mahzun mahzun bakar hep ufuklara,
İçinde saklayıp gamı, kederi.
Yine de ısıtır hep gönülleri,
Çilekeş bir kadın ''Şile Feneri.''

Hülyâlar kuruyor girip kuytuya,
Sarı saçlarını dağıtmış suya.
Gözünün yaşını karşı kıyıya
Yolluyor hicranla ''Şile Feneri.''

Duyulur Şile'de gündüz ve gece
Vahşi dalgaların şen kahkahası.
Kulağa fısıldar usulca hece,
Hayâllere dalar ''Şile Feneri.''

Fesleğen kokusu var perçeminde,
Bülbüller şakıyor bak lehçesinde.
Zamanı saklıyor gül bohçasında,
Bir gize bürünmüş ''Şile Feneri.''

Denizinde dimdik yalçın kayalar,
Yüzünde mehtâbın pembe izleri.
Rüzgâr suda kıyıları oalar,
Gülümsüyor gibi ''Şile Feneri.''

Parlıyor tepede o ışık ışık,
Yedi yabancıyla gönlü barışık.
Hüzünlü olsa da, sevgiye âşık,
Huzuru sunuyor ''Şile Feneri.''

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Tellerdeki Mânâ

Sevdânın billurdan pınarı var ya,
Elle tutulmayan bir renk hâresi.
Leylak kokusundan teni sarar ya,
Âşığı ağlatan bestesi var ya...

Nağmesiyle eder insanı deli,
Kâh bir meltem olur okşayan yeli,
Kâh yanan başına bir şefkât eli,
Gönül yarasını sarması var ya...

Düşlerde derindir hayâlin seli,
Arzuyu hicrana dönüştüreni.
Titrerken gönülün kırık telleri,
Tellerden mânâyı seçmesi var ya...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Teşbih

Sicacık parlayan güneş gözleri kâinatın,
Hâleli ay ona âşık bir utangaç sevgili.
Çiçeklerse müjdeleri, şu çileli hayatın,
Yıldızlar sonsuz semâda fırlatılmış konfeti.

Gözyaşları; hüzün dolu yağmurları acının,
Yanardağdan fışkıran lâv, dertleri mi beşerin?
Şimşekler ki öfkelerin parlayıp yansıması,
Çağlayandan akan sular, coşkunluğu neş'enin.

Gökyüzünden, kavuşmaya koşup gelen pürtelâş,
Uçuşan kar taneleri sevdâlısı yolların.
Esen ılık meltem, uzun sırma saçı rüzgârın,
Ruhuma inen sükûn, senin sıcak kolların.

Dalda açan tomurcuk, bir bebeğin gülüşü,
İçiçe bir düğümün kolayca çözülüşü.
İçimde fırtınalar kopsa da bilinmeyen,
Ruhûmdaki dinginlik, bir kuşun süzülüşü.

Sırları yüreğinde saklar kara *******,
Çalkalanır içimde bin türlü bilmeceler.
Sığınacak bir köşe, yaslanacak bir omuz,
Sorular cevap arar, ele verir heceler...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Timsal Karabekir Köymen'e

(Akrostiş)
Tutuşturmuş sevgileri gönlünde,
İnsanca güzellikleri.
Melekler gibi bakışları,
Sanki sarılıyor gözleriyle.
Ansızın dağılıyor kederler,
Lâtif, candan tebessümüyle...

Kalbinin ışığı vurmuş yüzüne,
Alnında parıldıyor inancın nûru.
Renkler gülümsüyor yüzünde,
Allah'ın bir lütfu ki doğmuş yeryüzüne,
Bezenmiş ilâhi bir sevgiyle.
Elleri uzanmış Mevlâna'ya,
Kelimeler anlatamaz teslimiyetini,
İlâhi bir vecd ile
Ruhu aksediyor pırıl pırıl her yere.

Kifâyetsizdir sözler tasvir etmeye,
Öylesine tevâzulu ve ince.
Yetmez bin bir kitap övmeye,
Methetmeye âciz kalır dillerim,
Eteğinde dönen pervâneler gibi
Nefes nefes dostluğunu dilerim.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Toprak Kokusu

Bilinmeyen bir zamanda,
Ne içinde, ne dışında,
Kâinatın ortasında
Patladı döküldü güneş,
Semâda toprak kokusu...
İlk cemreler düştü yere,
İlk sıcaklık, ilk heyecan,
İlk uyanış, ilk titreyiş,
Havada toprak kokusu...
İlk damlalar düştü yere,
Yükseldi toprak kokusu...
Deniz, bulut, kayalarda,
Filizde, ağaçda, dalda
Bereket toprak kokusu...
Esen rüzgâr savurunca
Yaprakta toprak kokusu.
İlk cemreler ilkbaharda
İlk heyecan, ilk aşklarda
Güzeldi toprak kokusu.
Battı güneş usul usul
Gecede toprak kokusu.
Yüreğim bir yangın yeri,
Küllerde toprak kokusu.
Şimdi toplarda, tüfekte,
Savaş, vurgun,kin, vahşette,
Bedenler düşüyor yere,
Barutta toprak kokusu...
Gülerken ağlıyor bakış,
Yaşlarda toprak kokusu.
Çocukların feryâdında
Boğulan toprak kokusu.
Açılan gözbebeğinde,
Korkuda toprak kokusu.
Acıda toprak kokusu,
Uykuda toprak kokusu...
Yine belki var bir ümit,
Kalbimde toprak kokusu...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Türkiyem

Türkiye'm, cânevim, güzel vatanım,
Her bir karışında şehit yatanım,
Sevgin yine katmer katmer gül oldu,
Dün gece rüyâmda kalbime doldu.
Gökler sanki açıldı bayrak bayrak,
Atatürk'üm bulutlardan doğarak,
Gözlerinde sitem, bize bakarak:
''Değildir biliyorum yurdumun yeri,
İlerlemeden saymak, gitmeler geri.
Gösterdiğim yoldan gitsin ileri!
Yolsuzluk almış gitmiş başını,
İdare edenler bilmez yaşını,
İnsanlar çâresiz bulmaz aşını,
Analar tükenmiş eğmiş kaşını.
İlim, irfan unutulmuş gidendir,
Bak, bozulmuş her yer bilmem nedendir?
Vebâli bilin ki hile edendir,
Affetmem yolumdan dönüp şaşanı! ''
Ata'ma söz verdim, uğraşacağım,
Önümdeki engelleri hep aşacağım.
Yolundan dönmeden yürümek de ne?
Ata'mın yolundan hep koşacağım.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Umut Kandili

(Sayın Sedat Umran'a ithaf)

Bir ışık var gözlerinde
Bir çocuk sevinci gibi parlayan.
Alıyor topacını
Döndürüyor gönlünde,
Fırlatıyor göğe.
Sözcükler dökülen havai fişekler
Gönüllere mutluluk saçan.

Bir ışık bazen gözünde,
Karanlık bir gecede
Ufukta beliren umut kandili,
Koşup ulaşmak isteği gönülde...
Tutup fitilini açmak sonuna kadar,
Hüzün titriyor içinde...
Ulaşılmayan elemler yansıyor
Titredikçe.
Dışa vurmayan ışık
Buzlu camlarda.
Kabuğunu kırıp gizinin,
Dökmek tüm acılarını,
Yakmak kandilinin ışıklarını
Ki, aydınlatsın sevgiyle gönlünce...

(13 Mart 2004 İst.)

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:22 AM

Unutulmayan

Bir minicik ev vardı,
Diğeriyle yanyana, başbaşa,
Omuz omza...
Arada bir çit tahtadan,
Ve ağaçlar...
Bakışlar vardı, içten, candan,
Çit üzerinden birbirine bakan.
Gözümüzü alamazdık bir zaman...
Tatlı ve tertemiz duygulardı,
Çitin üzerinden birbirine bakan,
Kucaklayan, saran...
Ruhlarımız ve tertemiz sevgimizdi
Birbirine akan...
Ne çabuk geçti yıllar,
Ne çabuk geçmiş zaman...
O bakışlar hiç gitmedi gözümden.
İçimden silemedi zaman...
Öyle derindeydiler ki, hiç vermedi aman,...
Ne güzel, ne derin bir sevgiydi,
Ne yaman, ne yaman...
Ömür boyu unutulmayan....

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Usulca

Meltem eser gibi bakışları var,
Tatlı gülüşleri güle eş gibi.
Sîneyi inceden yakışları var,
Ufukta ısıtan bir güneş gibi...

Karadır gözleri, manolya tenli,
Ansızın dünyamda beliriverdi.
Filizlendi kalpte bir temiz sevgi,
Anladım ki gönlüm murada erdi.

Şarkılardan kalbime akışı var ya,
Uzun uzun gözlerime bakışı var ya,
Çiçek açar gibi gülüşü var ya,
Umuttu o, bana dünyayı verdi.

Güzeldi gözleri içimi yakan,
Okşayan gözleri derinden bakan,
Lütuftu varlığı, ruhuma akan,
Usulca kalbime yer ediverdi...

31 Mart 1998 İst.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Üç Uzaylı

Bir göktaşının üzerine oturmuş
Üç uzaylı cüce.
Geliyorlar sevinçle dünyaya doğru.
Ne güzel görünüyor uzaktan
Yeşil ormanlar, mavi deniz,
Dağlar ve bulutlar.
Seviniyorlar çocuklar gibi,
Ellerini oğuşturuyorlar.

O da ne?
Yaklaştıkça bulutlar oluyor toz duman,
Neler patlıyor böyle?
Bu insanlar ne yapıyorlar birbirlerine?
Kan oluk oluk!
Gözyaşı sel!
Gözleri büyüyor cücelerin korkudan.
Dünyadaki çocuklar gibi
Onlar da ağlıyorlar.
Elleriyle gözlerini kapıyorlar
Sonsuza kadar açmadan.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Üsküdar'da

Denize karşı oturmuşuz ikimiz,
Bakışlarımız birbirini yakalamaya çalışıyor.
Birbirinden kaçıyor gözlerimiz,
Bakışların bir güleç, bir küskün, bir gamlı...
Duygularımızın seline kapılmış,
birbirinden kaçıyor bakışlarımız.
Hele bir değerse birbirine
Sağanak gibi boşalacaklar...

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Üzüm Resimli Tabak

Hüzünlü duruyor tabak
Sırtındaki sahte yükten.
Kucağında mor mor üzüm
Ne tadı var, ne de kendi.
Duygusuz sevgili gibi
Durup da bakıyor hissiz,
Sadece renkten ibâret,
Ne koku var, ne de kendi
Aldatılmış gibi tabak,
Kucağındaki salkımdan.
Sanki utanmış kırılmış
Kalpteki sahteden, yoktan.
Biri uzatsa elini,
Bir boşluğa düşer gibi,
Bir gölgeye, yok ki dibi.
Atamıyor üstündeki
Boş lekeyi, yok ki eli.
Uzaktan çok hoş geliyor,
Tabak acıyı eliyor.
Kırılsa da parça parça
Taşıyor üstünde onu;
Sevgilinin sahte kolu.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Ve Öz....

Özünün kadehinden mânâyı yudumladım,
Gözlerimin önünde büyüdü birden dünya.
İnsanlar kaybettikçe içte güzellikleri,
Küçüldü, bir adımda dünyayı adımladım.

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Ver

Umut dalgaları
Kıyıya vurdu,
Yüreğim durdu.

Ver ellerini
Ellerini ver.
Umudu taşı
Doldur elime.
Deniz diplerinden
Topla umudu.
Ver ellerime,
Ellerime ver!
Yüreğim şaşkın,
Doldu da aşkın,
Hislerim taşkın.
Topla umudu
Ver ellerime
Ellerime ver...

1999

Halenur Kor

GooD aNd EvıL 04-25-2009 09:23 AM

Vuslat

Hayat, ölüm, evrende bitmeyen alış veriş,
Kimle kim arasında ebedi değiş tokuş.
Gelirken karşılanır, giderken uğurlanır,
Dünyadan bir meçhule bir nevi gidiş geliş.

Ne getirir oradan, ne doldurup yollanır?
Belki biraz neş'e, umutla karşılanır.
Kimse bilmez, nereden nereye bu yolculuk?
Heybesinde çileler, yaşlarla uğurlanır.

Bilse insan gerçeği hiç gözyaşı döker mi?
Gönül bahçesine hiç kin, nefreti diker mi?
Candan Cânan'a doğru bir vuslat yolculuğu,
Bilse doğruyu, kalbe elem, keder eker mi?

Halenur Kor


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:35 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.