![]() |
Müfteri...
Hem arkadaş olur, hem ona uyar Şeytana ters pabuç giydirirsin sen Boynuzlu olmayı marifet sayar Boynuzunu göğe değdirirsin sen Kafası kartların marifetlisi Bir baksana, mutlu var mı birisi? Ustası, çırağı, köylü kentlisi Herkesi kendine söğdürürsün sen “Her şey bana mahsus” der, oturursun Malına mal katar, hep artırırsın Her tarafa yatar, ün dağıtırsın Seni döneklere öğdürürsün sen Kaleli, kim deme, işte besbelli Gelene pay vermiş, duvaklı telli Allah’'ın hükmünü duymadın belli Mazlumlara boyun eğdirirsin sen |
Mümkün Değil
Ak şafakla doğmayan, Var olmam, mümkün değil. Gönüllere sığmayan, Er olmam, mümkün değil. Zalimin dayandığı, Yüzsüzlüğün kandığı, Feleklerin yandığı, Yer olmam, mümkün değil. Para, pula yol olan, İhsanı bol bol olan, Yutanlara kol olan, Ser olmam, mümkün değil. Yer desise, yol hile, Dağıttım kile kile, Ocak ayında bile, Kar olmam, mümkün değil. Zalimlere değmeyen, İnsanlığı öğmeyen, Hakka boyun eğmeyen, Yâr olmam, mümkün değil. Dağdan, tepeden geçtim. Çok gördüm, aza uçtum, Mazluma kucak açtım, Dar olmam, mümkün değil. |
Nazar Et! !
Her çiçekten demet demet Derilecek gün bu gündür Bu toprağın özü nimet Karılacak gün bu gündür Hata günah sevapları Bölüşelim yarı yarı Baltayı biler sapları Görülecek gün bu gündür Tuna nere Vey neresi Yıkılır mı Türk töresi? Beni yakan nefsin dersi Verilecek gün bu gündür Aldanma dünya varına İşini koyma yarına Hak ve hakikat sırrına Erilecek gün bu gündür Nazar et bakara köre Hak ne ise odur töre Gönüller aşk ile yere Serilecek gün bu gündür Sır vermez yar yatağına Ser vermiş tanrı dağına Diz vurup han otağına Girilecek gün bu gündür |
Ne Dersiniz?
Cahilliğe satma çalım Bilgiyle olunur âlim Nerede bulursan ilim Al diyorum, ne dersiniz Ol namuslu, olsun tadın Gül diye yazılsın adın Her gelene servi kadın Kul diyorum, ne dersiniz Kadın gerek, çorap öre Gerekirse tarla süre Türk kadını bana göre Bal diyorum,ne dersiniz |
Ne Haber...
Gömüldün içine ye kana kana Seni borçlu koyan maldan ne haber? Para mal mülk şöhret hepsi bir yana Edepten erkandan yoldan ne haber? Fukaraya herkes öl mü diyecek? Mazlum mu her zaman boyun eğecek? Ziynet Bacı hep kara mı giyecek? Maviden yeşilden aldan ne haber? Helal ne haram ne doldur kasaya Birgün sevap günah konur masaya Değişsin değişsin denen yasaya Sığınıp zulmeden kıldan ne haber? Kaleli ki Yaradan'ın muhtacı Ne idükler evet şimdi baş tacı Yedikçe gıdıklar acı mı acı Arının yaptığı baldan ne haber? |
Ne Mutlu...
Açık sözlü hoş görülü Olabilene ne mutlu Arayıp sonunda hakkı Bulabilene ne mutlu Hak bildiğim üs katında Aradım vatan sathında Köhne dünyanın yatında Gülebilene ne mutlu Herkes ekmeğin yasında Ekmek dağın arkasında Bu işkence dünyasında Kalabilene ne mutlu |
Nemli Duygular...
Suçlu gibi melul, mahsun gönlümü, Yaradana büktüm, yalvarmaktayım. Bulutlarda gizli, nemli duygumu, Ummanlara döktüm, yalvarmaktayım. Soruyorum, yaşamanın sonu ne? Çile, cefa ecir için bahane, Aldanmam yıllara ulaşsa bine, Seccadeye çöktüm, yalvarmaktayım. Bu düzen işkence, sövgü değil mi? Zulme suskun kalmak, övgü değil mi? İslam'ın temeli sevgi değil mi? Sevdaları yaktım, yalvarmaktayım. Zulmü alkışlamam, fırsat da vermem, Hep haktan yanayım, mazlumu yermem, Gözüm yükseklerde, alçağı görmem, Ufuklara baktım, yalvarmaktayım. Faize kar payı, oh! Ne güzel ad, Hile-yi şeriy-ye değil mi heyhad, Nefsini yenmektir en büyük cihad, Gemleyip de sıktım, yalvarmaktayım. Beyinlere yüktür zulmün her türü, Haktan emanet ya, insanlar sürü, Sevdik mahlukatı Haktan ötürü, Tüm nefreti söktüm, yalvarmaktayım. Hak dostuna benim ilgim ve övgüm, Bu sufli düzene bitmez ki sövgüm, Kaleli’yim dosta muhabbet, sevgim, Candan dosta aktım, yalvarmaktayım. |
Nevruz Veya Nevroz...
Duyunca çıkmaz yolu, bar tutturdu bir ara Kim demiş iyi olmaz, devâ bulmaz bu yara Bu tutku ya zafere ya götürür mezara Ha çarşafa bürünmüş, ha da mertçe ölmüşsün Korku bir kök salarsa, yurdu sararsa eğer Hayat denilen varlık, o zaman neye değer Ki korkunun ecele faydası yokmuş meğer Ha yaşamış sürünmüş, ha da mertçe ölmüşsün Vatan ancak, vatana can vermekle kurtulur Her pislik temizlenir ve her dert devâ bulur Korkusuz insanlarla savaşlar zafer olur Ha yad'a hor görünmüş, ha da mertçe ölmüşsün Çıbanın başı kimler, muhakkak ki bilinir Yine de bu alçaklık oyununa gelinir Ağlanacak hallere, kahkahayla gülünür Ha gülmeye erinmiş, ha da mertçe ölmüşsün Doğusundan batıya, sular oluk oluktur Fırat’ın öte yanı, bir saniye, soluktur Bunu görmeyen gözler, avanaktır, alıktır Ha hayale yerinmiş, ha da mertçe ölmüşsün |
Nispet.
Gözü açık gönlü açık Yar başının leçeği var Umut uçuk hayal kaçık Arzunun da seçeği var Her kaynak suyu içilmez Adalet gece seçilmez Söz vardır ki boş geçilmez Şakanın da gerçeği var Yıkıntılar dövünmesin Taze, civan sevinmesin Karşı yamaç övünmesin Her gönlün bir çiçeği var Halay başından bir iki Yağmur gözlü ceylan sanki Güzel demekte söz mü ki Mor kakülü pürçeği var |
Nostalji
1960 lı yıllar Mümkün olsa on üç yaşına dönsem Yine mal otlatsam kuzu gözlesem Sopayı at etsem sırtına binsem Babam Kars’a gitse onu özlesem Boyu aşmaz, göl ne kadar derinse Aylık geçen sis uçağı görünse Gurbetten dönenler bana yerinse Bacadaki kuyuları düzlesem Kızlar yine bacalarda oynasa Ne hukuk tanısa, ne bilse yasa Yine kuruş ile dönse piyasa Varsın olsun eski küskü elbisem Nişangahı kursam tandır başına Nişan alsam ta dedemin yaşına Bir ok salsam hakikatin peşine Sonra onu kontrolden erinsem Aşağı mahalle yukarısıyla Doya doya kavga etse sesiyle Gül görünse yırtık elbisesiyle Hayaline düşüversem, yerinsem |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:14 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.