![]() |
Nurlu Ufuklar..
Olmasın istemem şöhretim, mülküm, Nurlu ufuklara bakar, gelirim. Çağırırsa eğer Fatma'mla, Ülkü'm, Bütün engelleri yıkar, gelirim. Tamah etmem bu dünyanın malına, Garip ahvaline, düşkün halına, Alemin sahibi Allah yoluna, Seslesinler çıra yakar, gelirim. Çokları yaşamaz dünya nesine, Mazlumun ahına, yetim sesine, Yetişin garibin son nefesine, Desinler sel olur akar, gelirim. Dünyaya bir nizam verilecekse, Gönlümdeki sevgi dirilecekse, Eğer bir gönüle girilecekse, Umulmadık yerden çıkar, gelirim. |
O Gidiyor...
Çok ıstırap gördü, çok çile çekti Derde, ıstıraba güldü, gidiyor Bağda bir gül varsa, onu o ekti. Dünyanın yükünü aldı, gidiyor Istırabı çekti, çileyi tattı Sevgi düşmanının gözüne battı Mahkemelik oldu, hapiste yattı Sorulan suali bildi, gidiyor Gölgesinden korkan cüce kediler Kaç ayını, kaç yılını yediler Hep doğru yaşadı, kara dediler Cümle varsayımı sildi, gidiyor Her şeyini verir, aç yatar bebe Adaletin temeli mülk, ayıp be! Çoğu namussuzca sürdü debdebe Başı dik yaşadı, geldi, gidiyor Allah’ına doğru, dosdoğru kuldu Saf bir dost aradı, kendini buldu Maziden atiye uzanan koldu Şerefli yaşadı, öldü gidiyor |
O Güzel...
Gönlümü hasrete salan güzelin Gözleri güneşin melali gibi Ayı sinesinde eylemiş gelin Gülüşü gülşenin hilali gibi Dile gelir altın tenli günlerim Çöllerdeki feryadını dinlerim Seher bülbülleri gibi inlerim Cemali cihanın celali gibi Garip gönül yorgun gurbet ellere Düşünce gözyaşı döner sellere Bir bahar nağmesi düşer dillere Sevdası iklimin bilâli gibi Yürekleri yakan nazın edanın Zamansız selamın ansız vedânın Meftunu olduğum çılgın sedanın Nidası gönlümün helali gibi |
O Güzelin Yüzünden...
Her derdini, çilesini severim Ülkü adlı o güzelin yüzünden. Her nefes alışta 'sevgili' derim Ülkü adlı o güzelin yüzünden. Uyuyan şen uyan artık, kalksana Karanlığa bir mum da sen yaksana Zindan bile dergah oldu, baksana Ülkü adlı o güzelin yüzünden. Bağışın sembolü nurlu Regaip Bağışına mazhar oluruz deyip Şehidin gazinin hesabı kayıp Ülkü adlı o güzelin yüzünden. Aradık çareyi, 'çile'de bulduk Köpeğin, zağarın hedefi olduk Ve bu yüzden, zindanları doldurduk Ülkü adlı o güzelin yüzünden. Hücrenin, zindanın yağlı urganın Gölgesinde yattık beton yorganın Kaleli göklerde ucu figanın Ülkü adlı o güzelin yüzünden. |
O, (En Sevgili)
(Gönül yoluna toz olma sevdasında) Gece hırkasını sıyırıp atan, Gündüz denizinde yüzen sultan O. Gözüyle yıldızın ipini tutan, Gönül yaylasında gezen sultan O. Adı canlıların yüzünde kaştır Onsuz her an soğuk, her mevsim kıştır Aklın gözündeki aşkı tutuştur İnsanlığa şerbet ezen sultan O. Kumru çobanının birincisini Mercan yüreklerin kızıl isini Sır okyanusunun öz incisini Gayret dizginine dizen sultan O. Gönül aydınlatan nükte bilen O. Dile gönül şevki, akla gelen O. Güneşin yüzünden pası silen O. Söz sultanlarını süzen sultan O. Aklın nabzı gönül evinde vurur Sevgi kusurları yakar, kavurur Yerden yıldızları göğe savurur Atlas kemerleri çözen sultan O. |
Odak...
Devrilince çınarların yücesi Bir sızı duyulur, budak altında Aydınlasın ruhumuzun gecesi Sözün en güzeli, dudak altında Aylak gönül ışır mıymış aylâda? Ayladan nasipten arşı boyla da Soylu at sırtında, soylu yaylada Soylu ok saklanır, sadak altında Kalbim bir sevdanın ateşindedir. Yandıkça haz duyar, düş peşindedir Bilmem ki kaç asır, kaç yaşındadır Ne koçlar kurbandır, adak altında Gök yüzünün çakmakları çakınca Yeryüzünün yüzü güler, bakınca Ölümü arama, seni yakınca Tutar ilmek ilmek, odak altında |
Oğul, Hey! !
Hasretini çekiyorken seherin Senin yarasalar anmasın oğul Biçare gönlüne kurulan erin Baykuşlar bağına konmasın oğul Attığın her okun hedefi bulsun Muradın adalet hakikat olsun Konuş alev sönsün hüzün kaybolsun Lafazan baykuşlar onmasın oğul Garipliğe volkan hüzne çığ gibi Acı çığlıklara donan çağ gibi Hasretin büyüsün ıssız dağ gibi Gönlünde nefretin dinmesin oğul Yıl küser çığ düşer kahırlarına Öfkeler emanet olsun yarına Artık kar yağıyor baharlarına Damarında kanın donmasın oğul Bir elin Hira'da bir elin Tur'da Bir elin yıldızı indirsin yurda İçerinde nurdan köprüler kur da Sakın nefsin seni yenmesin oğul Nurlu şafaklara çengel atsan da Vahşi karanlığa ışık tutsan da Garip sokağında hüzün satsan da Kuzgunlar gemine binmesin oğul Hayat bir rüyadır bak yaşlılara Hüznün feryadını onlarda ara Boş başak misali dik başlılara Gönlün aldanmasın kanmasın oğul Kinden uzak dursun gönlün kalesi Çekilen korkunun soldu lalesi Sana rehber olsun ötenin sesi Yürekler kavlinden dönmesin oğul Ayaklar başlarda geziyor niçin Kavlin seni siler hep için için Ruhuna çakılıp sivrilen perçin Kanına tuz biber banmasın oğul Ne bugünden vazgeç ne dünü unut Güneş soban olsun gökyüzü konut Gevşeme çözülme işi sıkı tut Sunaların gülsün yanmasın oğul Hükmüne eğilen sultanlık mısın? İçimde yeşeren insanlık mısın Beş bin yıllık değil bir anlık mısın? Bu bayrak yerlere inmesin oğul Hüsrandır bayrağın yere inmesi Gariptir yüzyılın güne sinmesi Sendedir umudun filizlenmesi Bu aşkın bu sevdan sönmesin oğul |
Olmalı... Nasıl Olacaksa...
Düşlere sığınan arzu kuşları Geriye dönmeli, gelmeli gülüm! Hamiyet erbabı karakışları Kardelen misali delmeli gülüm! Soyu bitik nesepsizi görüp de, Şu medyatik edepsizi görüp de, Hurafeci mezhepsizi görüp de, Kişi kendisini bilmeli gülüm! Seslenince şeytan tüylü hergele İcra makamına düşer velvele İnsanlık alemi verip el ele Bahar muştusuyla gülmeli gülüm! Evim, köyüm, ilim, obam olsa da Kardeşim, sırdaşım, babam olsa da Şaibeli bir iş, çabam olsa da Çelmeli, çelmeli, çelmeli gülüm! Her renge, zemine uyan çakalı Devlet kasasını soyan çakalı Milletin gözünü oyan çakalı İnce, dilim dilim dilmeli gülüm! . Adını şu sinsi meydanda görmüş Kendini bilmezin eline vermiş Sokakta başlamış, meclise girmiş Gönül defterinden silmeli gülüm! |
Olur ya
Doğru beklerken önüne Dal çıkarsa, ne yaparsın? Yaratana isyân eden Kul çıkarsa, ne yaparsın? Utanmazlar, etmezler ar Yerleri hep disko ve bar Engel dolu, aşması zor Yol çıkarsa, ne yaparsın? Haksızlıkla edip savaş Git menzile yavaş yavaş İpekli aldığın kumaş Şal çıkarsa, ne yaparsın? Zehir katsalar aşına Taşlar atsalar başına Çayır beklerken karşına Çöl çıkarsa, ne yaparsın? Sürücü kel, sakatsa at Kanı bozuk, fikir bayat Kız diye aldığın avrat! Dul çıkarsa, ne yaparsın? |
Omuzdan Kırılır Kol...
Ezel bahar yaz ayları gelir de, Açılmaz tomurcuk gülün be gülüm.! İki yüzlü çıkar dostum bilir de, Kırılır kanadın, kolun, be gülüm.! Rağbet görür ise böyle yüzsüzler, Doğru sayılırsa hep eğri sözler, Bizden evvel gider ise bu izler, O zaman kırılır dalın, be gülüm.! Sağa da sola da yaranamadık, Süpürdük süpürdük arınamadık, Düzen de sade biz barınamadık, Sessiz ve sedasız salın, be gülüm.! Düzende düzenbaz olamayınca, Aradığın neyse bulamayınca, En basit bir izni alamayınca, Omuzdan kırılır kolun, be gülüm.! Malumlar becerip aşıradursun, Mazlumlar yolunu şaşıradursun, Düzenbaz işini başaradursun, Ak olsun sendeki alın, be gülüm.! Kaleli haklıdır gördün ya işte, Yine yaya kaldık biz bu yarışta, Uzun uzun düşün ellerin başta, Sonra bak nicedir halin, be gülüm.! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:53 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.