www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ünal Çağabey (https://www.cakal.net/showthread.php?t=142790)

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:42 PM

Bir Yanlış Anlam
Sende utan ey tarih
Bir çocuğun ölümü var önünde
Bir ayrılığın perdesi,
Bir güvercinin kırık kanatları
Bak hayat gidiyor dar bir sokakta
katır sırtında...

Utan sende ey tarih
Beni ayırdın yarimden
Ayırdın dostumdan,arkadaşımdan
Ve bugün békes'ler yurdundayım
Bir ırmak başında
yalnız,kimsesiz ve bir başıma...

Filancaydı beni yanlış anlayan
Aslında yanlış anlamadı dostum
Anlamak istediği gibiydi aslında
Ve izin verdin sende
Utan ve yıkıl yanımdan
İhanet ettin dostuna.
Katır sırtında getirdin hayatı
Ve şimdi arabayla götürüyorsun yanımdan...

Utan ey tarih sende utan
Facianın sonuna doğru yolcuyuz
Utan ey tarih sende utan
Kimsesizlere karşı biz korucuyuz...


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:42 PM

Bir Zambak Hikayesiydi
bir zambak hikayesiydi
yeni uyanmıştı uykusundan
hani kör ve sağır
ziliyle yaşamın
kollarında olduğunu
ancak sonradan anladı..

bir zambak hikayesiydi
bizimki bir gece görüşü
şehirler arası yollarda
uzun uzadıya bir yatma sefası
beyaz kağıtların üstündeki kir
çarık çuruk yolların
olmadık zamanların acelesi
bilmem ki neydi
bilmem ki ne oldu
bir zambak hikayesiydi sanırım
ölüm fermanı saraydan çıkan
iki dudağın hükmü
bir zambaktı galiba
hem kan kırmızısı aslında…

Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:42 PM

Biraz Düş
uzak bir düş
belki de bir hayal
yurdum gibi geçkin bir ömür
tahtında sallanır firavun
nice zerdüştler dağlarda
esmer bir kız gibi ince,
narin bir edayla gülüş
'hani benim' der gibi
her yer yerle yeksan
ve onca usta iş başında
tarih yeniden sahneye gelmekte
tekerrür sonsuz bir gerçek
ama gene de uzak bir düş
belkide bir hayal
burnumuzun ucundan görünen zaman
hep gerçek hep acımasız
ama genede biraz düş
belkide hayal


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:42 PM

Birinci Perde
Ruhum engereğin dişlerinin arasında
Bir türlü çekip alamıyorum
Ruhum gözbebeğinin olmaz kıyısında
Çekip de bir türlü kurtulamıyorum

İçimde var içimde anlaşılmaz bir sancı
Ellerim, ellerimi alamıyorum
Bir yolun sonunda sanki bir hancı
Olur olmaz yerde kendimi salamıyorum


Sahipsizim,sahipsizliğin kervanından bir yolcu
Yoldan çıkıp önüme bakamıyorum
Her zaman üstümde bir çift göz, sanki bir kolcu
Korkumdan arkamı dönüp yolumu soramıyorum


Kapım kırık, kırık sanırım eşiği
Bir anahtar bulup açamıyorum
Bir didişmenin ortasında annemin beşiği
Kırılacak aman, varıp da alamıyorum


Ölecek çocukluğum, öldü sanırım bu gece
Elimi atıp da zamanı durduramıyorum
Babamın bekçiliğinin başladığı gece
Dilimden başka bir dil konuşamıyorum


Ruhum sancılı, ruhum kanlı bir toprak ortasında
Kardeşlerim ölümün en uç noktasında
Hayat geldi geçti başlangıcın sonunda
Bir kılıç kuşanıp da durduramıyorum…




28/09/2007


Ünal Çağabey


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:43 PM

Bizim Suçumuz Neydi?
Paramparça olmuş bir tarihten arta kalandı geride ki izler
Yarı soğuk yarı sıcak biraz da politik manevralarla
Politik manevra dediğimize aldırmayın sakın
anlamayız biz politikadan
Sadece gerçekçi darbelerle haklarımızı savunurduk
üniversite sıralarında
Ve senden daha güzeline rastlamamıştım
istanbul sokaklarında
Ve senden başka suçumuz yoktu bizim galiba...

Ashapları yatırırdım uykuya keyf süresinin mağaralarında
Musa gibi nil'i yararak
İsa gibi ölmüşlere can katarak
çarmıha gerilerek
Hayattan biraz bezgin
Baş önde sallantıyla
Azıcık kahraman azıcık terörist
Aslında kim olduğunu unutmuş
Nerden geldiğini bilmeyen
Adı Yılmaz Erdoğan'ın fen bilgisi defterinde saklı
Ve onun ağzından bir Kürt bir Türk olmaktı
suçumuz galiba.

Neydi bizim suçumuz?

Adına derin dedikleri bir devletle tanışmamıza
rast gelirdi
hayatı,hayatları sorgulamak
Milli katillere gazete küpürlerinden bakmak
Derin bir kuytuda kuş gribine yakalanmak
yaralanmak,ezilmek,canlı canlı toprağa gömülmek
Adını derin koydumuz devletin derin yetkilileriyle
yurt dışına kaçmış,kaçırılmış,ilticacı,mülteci
can havliyle boğazını sıkmış,sıktırmış
baba katilleriyle buluşmak...

Bizim suçumuz neydi?

Bir kardeşi korucu birini asker birini terörist yapmak.


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:43 PM

Cenk Meydanı
Güneyin sam’ı kuzeyin poyrazı cenk edip dursun
Kanı seven padişah cenk meydanında kudursun..


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:43 PM

Çalıntı Eser
dakikalarım çalındı
yüreğim bomboş
hangi kıyıya vursa dalgalar
bedenim titrer o akşam..
hep mor kuşağındaydı
zaman hep alnının ortasında
ansızın bir kavgada,
bir çapulcunun kör bıçağında
ince ve keskin...

çalındı rüyalarım
artık nefessiz
hani can çekiş
ve bitti artık
aşkın gölgesi yitik
yan odada bir netame,
kavga ve hengame
isimsiz noktalar
soru işaretleri aklımda
delik deşik herşey...

rüyamda çalındı
bir kış günü yüreğim
herkesin bildiği ama
kimsenin gidemediği
bir tipiye yakalandı ansızın
ve ben şimdi öylece
ve ben ortalıkta bir duruş
barışın kanatları koptu
artık güvenli bir tabut...

rüyalarım çalındı,
dakikalarım,saniyelerim
bir kış günü...


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:43 PM

Çarşaflı Kadın
mavi çarşafta bir kadındı gördüğüm
gördüğümde suretimden utandım
altından dışarı fışkırmıştı
dışarı inceden lule saçları
sapsarı,ince bir sazlık gibi
güz mevsimindeydik sanki..

bir yol üstü kasabasında
ince taneli,beyaz bir kumaş altında
parlıyor örgülü güzel saçları
herkes onu seyrediyor,ondandı açlıkları

maviydi,bir yol üstü şehrinde
ince,uzun selviler gibi dilimde
hep netameli kaldı gözümde,
hep ağlamaklı
maviydi bir yol üstü şehrinde..


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:43 PM

Çay Tadında
Çayın demli halini özlerdim nedense
Önce şöyle bir göz ucuyla süzerdim aydınlığını
İnce beline bakardım sonra çaktırmadan
Siyah inci gibi olmasını isterdim bardağın
Sarhoşluğuma götürürdü beni
Hatıra defterimde bir anı kalırdı
Dağlar yerinden oynardı
Demirci çırağı tokmağını kaldırıp indirirdi durmadan
Tornavidanın hastalığı nüksederdi birden
Ama çay gene aynı çaydı değişmeden
Göz ucuyla kızgınlığıma bakardı
Utancından kıpkırmızı olurdu
Beni sevindirmeye yeterdi bu hali
Gene de çayın demli halini özlerdim nedense


Ünal Çağabey

GooD aNd EvıL 03-18-2009 05:43 PM

Çıt Kırıldım Kadınları
çıt kırıldım kadınları vardı
lambaları sönerse hemen
hazırdı mumları
öyle ahım şahım değil
tipine baksan eh işte
hani var diyebilecek
bahar şenliklerinde olsa da
kimse bakmazdı
kimse onları anlamazdı..

çıt kırıldım kadınları vardı
ellerinde bukle bukle çiçekler
gecenin mumları söndüğünde
küserlerdi güneşe
hani kendini yaz dendiğinde
dudak bükerdi inceden
konuşurdu, konuşturmazdı
gülerdi,güldürmezdi
hani size ne desem
açsa ağzını,
açsa ki o an
niye açtı derdi
niye açtı yeniden..

çıt kırıldım kadınlarıydı onlar
bir sokak arasında şehrin
önce gülerdi inceden
büyülü hülyalarda gezinirken
ters tutmuş sanki fotoğrafı
ona bile dudak bükerdi..

çıt kırıldım kadınları vardı
elleri ellerimi görünce
hemen de küserdi..

21/01/2008
Ünal Çağabey


Ünal Çağabey


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:04 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.