www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Abdulkadir Kahraman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135362)

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:11 PM

Umut!
Herkes gitti, kaldi umut!
Her sey bitti, baldi umut!

Gözümde fer, canimda can
Tutundugum daldi umut!

Feryad ederken, her zaman
Imdadima geldi umut!

Hasret cekerken sevince
Kederimi aldi umut!

Karamsarken, teselliye
Kusandigim saldi umut!

Isyan ederken, asiye
Itaatkar oldu umut!

Saklandigim dehlizlerde
Kaybolunca buldu umut!

Mutsuz oldugum zamanlar
Ne, sikintim? bildi umut!

Icimde pasli, pörsümüs
Ne aci var, sildi umut!

Korktugumda sigindigim
Sarildigim, eldi umut!

Hazan sarinca ruhumu
Kokladigim güldü umut!

Omrü ömrüm kadar uzun…
Ben ölünce öldü umut!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:11 PM

Unutuldum
Ne arayan var, ne soran?
Bir köşede unutuldum.
Seven kâlbim oldu vîran
Bir köşede unutuldum!

Derdim azar yavaş yavaş
Gözlerime dizilir yaş
Ne bir dost var, ne arkadaş
Bir köşede unutuldum!

Umularla biter ömür
Canım özlemlerle çürür
Her âzamı hüzün bürür
Bir köşede unutuldum!

Yalnızlığa duçâr oldum
Hasret ile nâçar oldum
Kendimden de kaçar oldum
Bir köşede unutuldum!

Küle döndüm yana, yana
Gelmez, bittim ana, ana
Sevemedim kana, kana
Bir köşede unutuldum!

Ne bir haber, ne selam var
Har ân figan, her an gam var
Bir yâr demedi bana yâr
Bir köşede unutuldum!

İçim harâbeye döndü
Sevdâmın alevi söndü
Canım hüzünle büründü
Bir köşede unutuldum!

Belirsiz derdimin nevî
Vîrâne muhabbet evi
İçimde vuslat alevi
Bir köşede unutuldum!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:11 PM

Utandım İnsanlığımdan!
Sırtına yapışmış aç keneleri
Yara, bere olmuş kan sineleri
İnsana yapılan işkenceleri
Görünce utandım insanlığımdan.

Siyah, beyaz, sarı mühim mi rengi?
Canı can, kanı kan, var mı bir dengi
Yok etmek isterler arzdan mihengi
Görünce utandım insanlığımdan.

Alemin yükünü götüren odur
Külfette nimeti bitiren odur
Açlık, yokluk, kıtlık yetiren odur
Görünce utandım insanlığımdan.

Armağan eylemiş sahibi mülkü
Taşır ezel, ebet bu ağır yükü
İnsana eziyet yakışmaz çünkü
Görünce utandım insanlığımdan.

Acı, çile ne var garibe yükler
İnsafsız, vicdansız çiğner, sürükler
Ne kadar alçakmış adı büyükler
Görünce utandım insanlığımdan.

Yedirmezler zayıflara tatlı aş
Bunların yüreği ya mermer ya taş
Barış için diye yaparlar savaş
Görünce utandım insanlığımdan.

Uyuşmuş beyinler, hâkim atâlet
Görülmemiş böyle korkunç rezâlet
Gaspedilmiş, yok hak, hukuk, adâlet
Görünce utandım insanlığımdan.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:11 PM

Uzun Yol Yolcusu
Bir uzun yol yolcusuyum
Dön deme, dönemem geri
Kendime kendim pusuyum
Dön deme, dönemem geri.

Suyum, canım bozbulanık
Çilekeşim, bağrı yanık
Ön açık, geri tıkanık
Dön deme, dönemem geri.

Uğraşım belki nâfile
Azığım sabırla çile
Rehber kâlbim, düştüm çöle
Dön deme, dönemem geri.

Vâde bitmiş, geldi dâvet
Hasret sıla, sıkar gurbet
Tavsiyem, ne olur sabret
Dön deme, dönemem geri.

Ayrılıkmış biçilen rol
Anılarla teselli ol
Yoktur inan dönüşe yol
Dön deme, dönemem geri.

Yapacak başka bir şey yok
Var huzura diz üstü çök
Yalvar, yakar derdini dök
Dön deme, dönemem geri.

Ben az önce, sen az sonra
Sana da gelecek sıra
Geçerken yanıma uğra
Dön deme, dönemem geri.

Herkes oyunda figüran
Vurulsan da olma vuran
Olsan gerçek dost, yâran
Dön deme, dönemem geri.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Üryan Elbise
Bir çıplak bakıştı örtündüğüm elbise
çıkarmamak üzere giyindiğim! ..
Bir üryan yürek kaldı sızlayan içimde.
Bir yıldız kayması şavkıması
kadar sürdü sevindiğim! ..
Gözlerim guruplar mahkumu,
canım umutlar özürlüsüydü.
Olmak için, çok uğraştım, kendimde…

Bir rüyâ görüntüsü gözlerin
kâbuslarında her gece…
gül alevlerinin özlemiyle yandı yüreğim! ..
Ve gözlerim yanardağ lavları selinde üşüdü! ..
Beynimi aralıksız kundaklayan bilmece.
Mâlum, girdaplarında sözlerin,
inlediğim ince ince.

Bu güneşin kaçıncı ihaneti geceye
ve gecenin kaçıncı yangısı?
Ökselenmişken yıldızlar
sevgi siluetinde sevince.
Susamış bir yüreğin
- İşi zor yüreğin! ..
yeniden gölgede içi sızlar! ..
Değişmez zamanın döngüsü
ve gözyaşları akar kendiliğince! ..
Alevlenir yeniden
elemden dehlizlerde
Ümitlerine ıraksamış bir sevdânın çıngısı! ..
Sönerken ölü ışıklar gibi
direnci tükenmiş gözlerde! ..

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Üzüm Gözler
Gözleri üzüm sevdiğim
Yakar baktıkça, bakışın!
Kül olur özüm sevdiğim
Bakar yaktıkça, bakışın!

Gülümsemen kahve falı
Yanağın kızılcık alı
Dudağın papatya balı
Kokar baktıkça, bakışın!

Mamul, sağlam alaşımdan
Şaşırırım telâşımdan
İnan ki aklım başımdan
Çıkar baktıkça, bakışın!

Gözlerim hayâle dalar
Yüreğimi kana bular
Duygularıma magmalar
Akar baktıkça, bakışın!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Vasiyet
Övmüş, var eylemiş Hudâ
Ona tek denk o dünyada
Hayâlimde, o rüyamda
İnsanlara canım fedâ.

Balçık aslı, nur gerdanlık
Etmem kötülük, düşmanlık
Bir incitsem, yer pişmanlık
İnsanlara canım fedâ.

Saf sevgiyle tartıldı o
Sevgiden yaratıldı o
Muhabbet donatıldı o
İnsanlara canım fedâ.

Yaratan’ın gözü, insan
Var oluşun özü insan
Kainatın közü insan
İnsanlara canım fedâ.

Mühim değil ırkı, rengi
Odur âlemin âhengi
Var mı bir benzeri, dengi?
İnsanlara canım fedâ.

Hakkı kendi hakkım gibi
Ayrı halktan, halkım gibi
Muhabbetim salkım gibi
İnsanlara canım fedâ.

Ne dini, ne de mezhebi
Müslüman, ya da ecnebi
Ayrı ayrı olsun rengi
İnsanlara canım fedâ.

Nolur sizde kucaklayın
Sevdamı dünyaya yayın
Kınayanları duymayın
İnsanlara canım fedâ.

Bende bir insanım,insan
İnsan âleme baş ihsan
Nefret duyup etmem isyan
İnsanlara canım fedâ.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Vatandaş!
Kıtlığa...râzı! ?
Kilitli...ağzı! ?
Her işe...tazı! ?
Olan kim mi? O!

Kazanç ineği...
Çöplük sineği...
Dâvâ deneği...
Olan kim mi? O!

Kusursuz îmal...
Irgat ve hamal...
Sütü bol sağmal...
Olan kim mi? O!

Acı, âh kürkü...
Çile, dert yükü…
Savunan mülkü...
Olan kim mi? O!

Kutsal sevgisi...
Uysal kendisi...
Köle belgesi...
Olan kim mi? O!

Her işi kusur...
Bilgisi kısır...
Yerlerde hasır...
Olan kim mi? O!

Yıkılmaz kale...! ?
Nâsibi çile...! ?
En makbul köle...! 1?
Olan kim mi? O!

Haklardan mahrum...
Yokluğa mahkum...
Açlıktan merhum...
Olan kim mi? O!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Verin Bana
Ne edeyim börkü, kürkü
Sevdiğimi verin bana.
İstemem mal, makam, mülkü
Sevdiğimi verin bana.

Çözülmeyen buz olsa da
Kör yarama tuz olsa da
Yanan, yakan köz olsa da
Sevdiğimi verin bana.

Unutsun, hiç yad etmesin
Hüzün versin şad etmesin
Hiç mutluluk vâd etmesin
Sevdiğimi verin bana.

Muradım o, merâmım o
Helalim o, haramım o
Eksiğim o, tamamım o
Sevdiğimi verin bana.

Onunla şenlenir yüzüm
Ona ait mülktür özüm
Gayrıları görmez gözüm
Sevdiğimi verin bana.

Onsuz ekmek, aş, su haram
O Çilem, o çektiğim gam
Şifâ bulsun müzmin yaram
Sevdiğimi verin bana.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Vuslat Şarabı
Gönül bahçesinin gülleri açmaz
Sarmış dağı, bağı firkat serâbı...
Darılmış bülbüller uğramaz, uçmaz
Ziyârete gelmez eş, dost; harabı...

Dallar mahzun, mevsim hüzün mevsimi...
Gözyaşı, inleme; özün mevsimi...
Kendinden habersiz sözün mevsimi...
Savurur rüzgarlar göğe türabı...

Suçtan başka mîras kalmaz şâkiye...
Yaşanandan özet amel bakiye...
Can derdinde, haber verin sâkiye...
Yetişsin imdâda vuslat şarabı?

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Yapı, Kapı, Anahtar
Giden, gelen ardından inleyen hep ağlayan;
Gideni usanmadan bekleyen, gelmese de...
Ayrılığı umutta teselliye bağlayan
Kapılar var, çalanlar gerçeği bilmese de...

Kapılar var: kâlplerden gökyüzüne açılan
Kâinata, bıkmadan, kapılar var nur saçan
Kapılar var: sırlardan sonsuzluğa saçılan
Kapılar var: açınca etrafına kor saçan.

Kimi çiçek, kimi gül; kimi kapılar mermer
Kimi zindan, göğsünde, kendisine tutsaktır
Kimi hâzinesinde kendi kendini bekler
Kimi kadrin bilmeyen ricâlara yasaktır.

Kapılar var; sonsuzu yüreğine yükleyen
Açılınca kapanmaz, kapanınca açılmaz.
Umudu uzaklarda, kavuşmayı bekleyen
Yalnızlığa hükümlü, bir el gelip de çalmaz.

Kapılar var; çilekeş, kahrına dayanılmaz
İçini bıkmaksızın hissizlere boşaltan
Kapılar var: mührünü vurduğunda yanılmaz
Geleceği besleyen, geçmişini yaşatan.

Göz bir kapı; özlere işleyen duyguları
Söz bir kapı; gözlerin kilidini zorlayan
Bakışlar, hep kapalı kâlplerin anahtarı
Gülüşler, kıraç gözün eşiğinde turlayan.

Aradığı bir kapı, her kapıyı çalanın
Bulmak için ömrünü isrâf eder her yerde.
Gurbetinde yolcusu bilmediği sılanın
Kapaklanır bin kere kapılara seherde.

Kapılar var çileli, anahtarı gözyaşı
Kapılar var: kapansa, açılması zor olan
Kapılar var: başlatan ve bitiren savaşı
Var olduğu bilinen; yokmuş gibi sır olan.

Sığınak kapıları umutlarda limanlar
Yorulmuş yüreklerde hüzünle yosunlanmış
Derinde bir sızının ilacı bir zamanlar
Bir gözdür gün yüzlerin sihriyle füsunlanmış.

Köklerden lezzetlere bir kapı var ıtırdan
Renk renk çiçek açarak bekler hep sevdiğini
Ne yüzü, ne gözleri çıkmaz aslâ hatırdan
Aldığını saklar hep, unutur verdiğini.

Bir kapı, çiçeklerin cezbeden endâmında
Kendinden geçer gören, felç eder bakışları
Kapanır, âh açılsa; ümitler encâmında
O kapının silinmez esrarlı nakışları.

O kapı, bu kapı; en esrarengiz şu kapı:
Eşiği yüzlerdendir, anahtarı sevgiden.
Kapanırsa, kâlpleri kaplar elem serâbı
Bazı kapılar var ki; dönmez geriye, giden.

Ahşabın her türünden, kapılar var altından
Arkasında sırları saklayan can pahası
Kapılar var: ebedî vazgeçmeyen andından
Kapılar var sevincin, elemlerin sahası.

Ekmek kapısı ekmek, iş kapısı iş verir
Dost kapısı sığınak, el kapısı imtihan.
Yâr kapısı mihraptır, âsileri çevirir
Gönül kapısı aşkı, burcunda tutar nihan.

Çalınınca yüzlere açılmayan kapılar...!
Hangi sihirli sözdür, açacak olan sizi?
Anahtarlar olmasa, sarp olurdu yapılar
Kapılara okuyun giriftar içinizi.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

YAR OLMADAN

Dert kuşatmış canı, mülkü
Satılmıyor yar olmadan
Sinedeki sevda yükü
Atılmıyor yar olmadan.

Aşk sinede derin kovuk
Gönül ağlar boğuk boğuk
Yatak soğuk, yorgan soğuk
Yatılmıyor yar olmadan

Can, bedenin tek dileği
Solmasın aşkın çiçeği
Gelse vuslat kelebeği
Tutulmuyor yar olmadan.

Gitmiyor, candaki sancı
Cânan vermezse ilacı
Firkatin verdiği acı
Yontulmuyor yar olmadan.

Ağır, hasretin tartısı
Ayrılık, yoktur artısı
Yıkık, muhabbet çatısı
Çatılmıyor yar olmadan.

Gözler hayallere dalar
Ümitle visal kovalar
Sevince, azmış acılar
Katılmıyor yar olmadan.

Hasret değil, hicran közü
Bürüdü ten ile özü
Ağyarın can yakan sözü
Yutulmuyor yar olmadan.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Yaralarım Gül Ağacı
Hiç fark etmez, yansın gönlüm
İkimizindir bu acı
Acılarım güldür, Gülüm
Yaralarım gül ağacı.

Sevdân ıtır kokan çiçek
Kâlbim sevdânın bahçesi...
Tebessümün ballı petek
Gülüşün kır menekşesi.

Sonbahar yok, bahar da yok
Çelişki değil, güzellik
Gözden daha hovarda yok
Kâlpte olmayan özellik.

Olsun bütün gül deseni
İşleyelim içimizi
Unutalım seni, beni
Bir bilsinler ikimizi

'Gönlümün Güz Mevsimi' adlı kitabımdan.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Yaralı
Yaralar var sevgisiz kaldığından kanayan
Yaraları sarması gereken de yaralı.
Sızladıkça yarası, merhemini arayan
Yaralı kendin bilmez, hançer vurdun vuralı.

Yönelir gökyüzüne umutla gündüz, gece
Gözleri yaşla dolu, kâlbi binbir bilmece
Dualara nakşeder hâlini hece, hece
Yaralısını arar, duyguları çıralı.

Düşer binbir denklemli sancılara şifasız
Çâre arar, bîçare acıları devâsız
Seslenir uzaklar duysun diye vefasız
İşitir de sevdiği olmaz belki oralı.

Kayan yıldız misali düşer boş sonsuzluğa
Kızar, beddua okur bitmeyen şanssızlığa
Her sefer yorgun, argın gömülür yalnızlığa
Sığınaksız, sığıntı, umutları karalı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:13 PM

Yarım yamalak
Yarım yamalak her şey, boynu bükük umutlar...
Bir çiçeğin tomurcuk mevsiminin çilesi...
Dudakları çatlamış muhabbetsiz rüzgarlar
Azat bekler ümitle duaların kölesi.

Sarı sarı yargılar, hükümler kıpkırmızı
Yalnızlığın başucu mekanı tuzakların
İlham alır acıdan hislerdeki kör sızı
Türküsünü çığırır duyular uzakların.

Bir zelzele mekanı hükümlerin kağıdı
Kalem göz, mürekkebi fâili meçhul suçlar
Kuşatır mihrapları sığıntılar ağıdı
Başlangıçları bekler umudaki avuçlar.

Hovarda hayallerin umudu müjdelerde
Başkaldırır bilmeyen yalnızlığa desteksiz
Bekler vuslat yâranı, şefkatli secdelerde
Seherler vuslat yoksa yürür sona isteksiz.

Ne sevdâdır bu sevdâ? ufuktaki gün gibi
Hasretin bulutlara yazılır intiharı
Herkes duyar, unutur, bir sıkletsiz ün gibi
Kaybolur eylemlerin işâretsiz mezarı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:13 PM

Yazgı
Hasret ile oya oya işlemeli yüreklerin
Sevgi ile nota nota bestelidir ezgileri.

Şartlanmışsa, serenatta kor bakışlar kavuşmaya
Demir atar içtenlikle, umutlara sezgileri.

Bakışlar kolaçan eder, sonsuzluğu bıkmaksızın
Gözler gökleri okurken, hisler çizer çizgileri.

Kaderi kan kalemlerin, cana yansıyan resmidir
Kalem, kağıt değil çizen; duygulardır yazgıları.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:13 PM

Yol Ayrımı
Bir bakışla âleme ilan oldu gizlerim
Ele verdi sırrımı, sırrı bilmez sözlerim
Doğuştan gözyaşına mahkum imiş gözlerim
Gözyaşımı içime akıtarak ağladım.

Uzaklardan bir nağme duydum, içimi yaktı
Her şeyimi kül etti, acıları bıraktı
O göz ki, gizli gizli durumuma bir baktı
Özlemimi kâlbimde damıtarak ağladım.

Bilmiyorum, ne için uğradım bu hışıma?
Kahroldum düşünmekten, âlem göçtü başıma
Ümidimi kestiğim ânda çıktı karşıma
Hayâliyle göz göze bakışarak ağladım.

Elerine uzandım, reddetti, istemedi!
Sitem ettim, kahrettim; sustu bir şey demedi.
Yalvardım, yapma dedim, aslâ ilgilenmedi!
Özlemle bir kez daha tutuşarak ağladım.

Bakışları tepeden, gülüşü mânidardı
Ruhumu ince ince dilimleyerek yardı
Gözleri yüreğimi mektup misali sardı
Hislerime kaç kere okutarak ağladım.

Geldik yol ayrımına, umulmadık bir ânda
O bir yana savruldu, ben kaldım öbür yanda
Kalsam da yapyalnız, hiç kimsesiz, meydanda
Aslâ ağlamam derdim, unutarak ağladım!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yolyordam
Kapı kapı dolaşıp boş yere iş arama
Deseler de iş yoktur, becerene var ama(!)
Takip et, etmez isen…nâfile hayıflanma:
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Her işe kafa yorma, her şeyi etme merak
Tut faydalı ellerden, faydasızları bırak!
Ballı kovanları bul; açık, gizli uçarak
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Giderken bir makama, az olsun allan, pullan
Geçince karşısına en iyi pozlarla sallan
Kulağını iyi aç, biraz aklını kullan
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Fırçalara duyarsız, kovulmaya hazır ol!
El, etek öp, çekinme; yağ da yak bol bol
Bil bu memlekette hak, adâlet birer sembol
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Bir vasıta bul, yolun yürümekle bitmezse
Arkasından itekle, çektiğinde gitmezse
Biraz aklını kullan, şâyet gücün yetmezse
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel,görsünler her işini.

Ninni okuyanlara sende oku hep ninni(!)
Tek dinlilik yetmezse, ânında ol çok dinli(!)
Hâline gıpta etsin insanlıkla, ecinni
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel,görsünler her işini.

Ağlamayan çocuğa mama vermez anası
Bul işin kolayını, yok küsmenin mânâsı
Kiminin bal akıtır, kiminin kir vanası
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

İşlerin tıkanınca düşme sakın tasaya
Yöntemini bilmezsen çevirirler posaya
Ya cüzdanına imdat et ya anayasaya
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Bil ki ömrün az gelir, anlamaya bu işi
Bulamazsın âlemde inanırsan er kişi
Ne kullar kula benzer, ne derviştir dervişi
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yusuf Yakup
İhtiras, kıskançlık müzmin hastalık
Tasarı, yok etmek engel hedefi…
Nankörlük ruhlarda pörsük yamalık
Yangına bir çıra kelime kâfi.

Hareket başladı, hikaye hazır
Seyirde her şeyi, kayıtta Hızır.

Her yanda sessizlik, her taraf ıssız
Ne kurt, ne kuş; dehşet, vâhim manzara
Duygular körebe oynar ışıksız
Yusuf çoktan düştü kör kâlp mezara.

Şâhitler şâhidi seyirde hâli
Yüklenir kardeşler ağır vebâli.

Çok İnsaflı bir kurt, suçun fâili…
Gömlekte kan var, yok diş izleri(! ?)
Aldatan ihtiras, şaşkın câhili…
Yaşla dolu gökyüzünün gözleri.

Faydasız yalvarma, yakarma boşa
Gözyaşı işlemez, kâlp ise, taşa.

Kuyuda Yusuf’un Yakup gözleri…
Yakup’un gözleri yangın diyarı..
Her sabah, her akşam; umut izleri…
Umut, kainatı dolaşan arı.

Bir sevdâ kavuşmak, hüzün ayrılık
Boğar duyguları, çözün, ayrılık.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yurdumun Hali
Herkes birbiriyle küskün,dâvalı
Hayret! Ağa ırgat ile kavgalı,
Düşmanlar bu hâle çalar kavalı,
İhânetin çok ağırdır vebali,
Ne olacak benim yurdumun hali?

Sokaklarım teslim yılan,çiyana,
Görseniz yurdumu soyan soyana,
İmkansız rastlamak kâni,doyana,
Hâlinden habersiz mağdur ahâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Âdalet oyuncak olmuş,oynarlar,
Dürüst kimse yandı,tutup kıyarlar,
Ne yapsan yap düzen tutmaz ayarlar,
Yitirmişiz,çok zor bulmak kemâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Yapanın yanına kalır yaptığı,
Büyüklerin helal haram kaptığı,
Kulların belirsiz kime taptığı,
Hiç kimse düşünmez sorgu,suâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Dillerden hiç düşmez Allah’ın adı,
Tesiri mi? Yoktur,bir adı kaldı,
Kim inkar ederse makbul,yaşadı,
Çok yakında gibi hakkın zevâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Büyük gibi olsa idi büyükler,
Sırtımıza vurulmazdı bu yükler,
Fırsatını bulan yükler de yükler,
Tükendi milletin sabrı,mecâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Ayaklar altına düşmüş yüceler,
Onlara tahakküm eder cüceler,
Sardı her yanı gardiyan *******,
Dolaşır dururuz esir misâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Düşkünlerin kâlbi köz,kan ağlıyor,
Fark etmiyor kimse,hicran çağlıyor,
Umudunu Yaradan’a bağlıyor,
O bilir, perişan yurdumun hali.
Kurtar esaretten artık hilâli,

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yüksünme
Yüksündüğüm meçhul dert, ceremesi dilimim…
Gönlümün külfetidir, akıttığım gözyaşı…
Kölesi olmuş kâlbim aşk diye bir zâlimin
Ayrılık meydanında kaybedince savaşı…

Güç yetiremem, bittim, yalvarır, ilenirim
Bir gözün serâbından, ilhamlar dilenirim
Ayrılık zamanına ilk ândan bilenirim
Tuttum dertten yükümü, mekanım dağlar başı…

Kim koydu vicdanıma, iltimassız yargıcı
Aynalarda gördüğü gözlerimin, yabancı
Çökelen karanlığın içimde başlangıcı
Köklerinde hastalık, ne yapsam tutmaz aşı…

Kim avladı belirsiz, nerde göçmen kuşları?
Anlayamam, yüreğim niçin döker yaşları?
Tek tek söker canımdan küf bağlamış taşları
Huzurumu kaçıran acıların talaşı…

Çıkmaz kalbim, çok ürkmüş, gizlendiği siperden
Gözyaşlarıymış canı temizleyen kirlerden
Çabukluğu beklemek ne kadar yanlış körden
Bu yorgunluk, bıkkınlık gecikmenin telâşı…

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yükümlüler
Güneş, tutsak olduğu yere
Gitmesi gerektiği zaman
Gider teslim olur…
Ya sen! ? ...

Yağmur sağanak sağanak yağar…
sele dönüşür…
deryanın özlemiyle
çalar kendini yerden yere…
Ve duruldum sanır ulaştığında…
Denizlere...
Bilmeden fırtınaları…
habersiz dalgalardan…
başına ne belâlar üşüşür... ya sen! ?

Ağaç yerden alır yaprağı
Çiçeği…meyveyi ve gölgeyi
ve yere verir günü gelince...
ya sen! ?

Bulut toprağa muhtaç…
toprak buluta…
gökyüzü aracı…
alamaz… hep başkaları toplar haracı…
ya sen! ?

Dağlar ev sahibi
sanılır,
kar ise kiracı…
ya sen! ?

Ey insan!
taşıyacak olan tacı...
sensin, şifasız sandığın dertlerin tek ilacı...
eğer istersen! ? ...

Güneş, gölge, yağmur, toprak
deniz, su
çiçek, yaprak
meyve, manzara...
ne varsa sunulan...ikram sana!
girdikten sonra gerekmez mezara
yanlış yapma kazâra!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yüreğimde Yalçın Dağlar
Yüreğimde yalçın dağlar…
Umudu kül olanım ben! ..
Gözlerimde kalbim ağlar…
Bahar gonca solanım ben! ..

Gerçek nerde, ben nerdeyim?
Kendime kendim perdeyim
Her nefes bir siperdeyim
Cephelerde talânım ben! ..

Âlem benim için varsa..! ?
neden canım, tenim parsa?
Biri, derdim nedir, sorsa?
Her kapıyı çalanım ben! ..

Bir gölgeden ibâretim
Canımda sılam, gurbetim
Hem misalim, hem ibretim
Hem gerçek hem yalanım ben! ..

Bir bilen yok kıymetimi
Kim? işgâlde devletimi
Ele verip servetimi
Mağdur, muhtaç kalanım ben! ..

Dumanıyım bir sarp dağın
Derler, yok mu sığınağın?
Yeryüzünde darmadağın
Gökyüzünde îlanım ben! ..

Ne yaşattım, ne yaşadım
Sevinç, sevgiye susadım
Dert, çile, gama hasadım
İşgal olmuş alanım ben! ..

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yüreğim Mayın Döşeli
Sevgili kor varlığıyla
Kül vücudumu kuşattı
Can alan silahlarıyla
İrâdemi söküp attı.

Savaş meydanı yüreğim
Canım namludaki mermi.

Hasretinden şok irâdem
Tutuk dilim, felç ifâdem
Düşlerim dolusu hüzün
Hayalim dolusu elem.

Ruhum istila altında
Bedenim su alan gemi.

Esâretinde şu ruhum
Ne uykum var, ne huzurum
Yağlı kurşun yemiş gibi
İnliyorum, ne kusurum?

Yaralanmış gibi yerde
Kıvranırım deli deli.

Göztaşından bir seldeyim
Kendimi bilmez hâldeyim
Can çekişirim, insafsız
Merhametsiz bir çöldeyim.

İnlemekteyim sessizce
İçim acıyla elemli.

İşgalde sevdâmın mülkü
Hasretten hasretin yükü
Ayrılığa mahkum oldum
Suçum sevmek suçu çünkü.

Çekmekteyim çileleri
Arzum visâle özlemli.

Giydiğim, kahır libası
Yasak azad, dert cabası
Çektikçe artar, kâlbimin
Ebedî sürgün, cezası.

Üzüntüden bir an bile
Olamam mesut, neşeli.

Kurtulmak değil dileğim
Sabır oyalar yüreğim
Kavuşmak istedim diye
Kelepçelenir hislerim.

Savaş meydanı yüreğim
Canım namludaki mermi.
Gözlerim silahtır benim
Yüreğim mayın döşeli.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Zaman Yolu!
Gözyaşı ektiğim bu yol...
Kahrını, derdini bir yana bırakıp
ümidime beklettiğim bu yol....
Ömrümü tükettiğim bu yol....
sevgimi...sevincimi harcadığım...
Hep özlemini çektiğim bu yol...

Kenarlarına bir bir
kaybolmadan geri dönebilmen için
işaret olsun diye,
hasretinle kavrulmuş
kalbimi diktiğim bu yol....
Bilmiyorum kaç kere
duygularımı yama yaptığım
sonra söktüğüm bu yol....
Duâ için, kim bilir belki bedduâ için
istemeye istemeye
diz çöktüğüm bu yol...

Kahredip olan biten her şeye
lânet okuyup sevmeye sevilmeye
hüzün döktüğüm bu yol....
Hayalini perçinleyip
içimin özlemli çizgilerine
boynumu büktüğüm bu yol...
Korkudan, heyecandan ürktüğüm bu yol...
Demişsin ki; saman yolu! ?

Biliyorum, sende biliyorsun ki
bu yol zaman yolu...
sabırdan vakitleri;
bu yolda hasret, hicran bu yolda,
bu yolda zahmet dolu.
Bekliyorum ve bekleyeceğim
bozmadan akitleri
tâ kavuşuncaya kadar
gözlerim buğulu buğulu
içimse ümit dolu.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:15 PM

Zamansız Sevda
Demir atmış gemiydim kendi iç denizimde
Sevdâların arzusu bir tortuydu özümde
Birden fener misali yanıverdi gözümde

Bozuldu rotam, ritmim, varlığım şoka girdi
Zamansız sevdâ beni liman liman gezdirdi.

Beklediğim nihayet geldi diye ezelden
Sevindim çocuk gibi, sarsıldım ta temelden
Su almaya başladım, dümenim çıktı elden

Çelikten irâdemi bir pamuğa çevirdi
Zamansız sevdâ beni liman liman gezdirdi.

Yalnızlığın sancısı kaplamıştı canımı
Kördüğüm eylemişti hasret heyecanımı
Deprem gibi sarsmıştı yoksunluk her yanımı

Özlemi direncimi acılara ezdirdi
Zamansız sevdâ beni liman liman gezdirdi.

Kendi kendimle ettim sürekli gizli savaş
Varlığı varlığıma kurduğu zaman bağdaş
Tutunduğum köklerden çözüldüm yavaş yavaş

Ümitlerim geriye dönmeyen yola girdi
Zamansız sevdâ beni liman liman gezdirdi.

Esirgedi, ne de çok, muhtaçtım yardımına
Avcıdan ürkmüş gibi, sığınmıştım yanına
Umut ile gelmiştim son demde limanına

Sona ermiş yolumu tam tersine çevirdi
Zamansız sevdâ beni liman liman gezdirdi.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:15 PM

Zor Yangın Kara Sevda
Gül ağlarsa, baharın gözyaşı hiç diner mi?
Zor yangın kara sevdâ, yâr olmadan söner mi?
Yâre kapılan kalbim, köle yapılan kâlbim
Sormakta, “son nefesin vermeden yâr döner mi? ”

Doruklarda kar aşkım, şahidim karlı dağlar
Gökyüzünün gözleri gözlerim gibi ağlar
Vaktinden evvel hazan esâretinde bağlar
Gül ağlarsa, baharın gözyaşı hiç diner mi?

Boğarmış hiç alışkın olmayanı hıçkırık
Olurmuş hasretinden canın her yeri kırık
Yangınmış aşk, sönmeyen; körüklermiş ayrılık
Zor yangın kara sevdâ, yâr olmadan söner mi?

Şaşkın çarpılan kalbim, vîrân kırpılan kâlbim
Aşk nedir hiç bilmeden aşkla serpilen kâlbim
Yâre kapılan kâlbim, köle yapılan kâlbim
Sormakta, “son nefesin vermeden yar döner mi? ”

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:15 PM

Zülfü Kirli Gül
Zülfü kirli bir gülün bakışında hüzünüm
Gözyaşlarım ayrılık mihrâbında can verir...
Çiçeklerin gelinlik giyindiği düğünüm
Seherlerin neşesi elemime son verir.

Sarmal sarmal ihtiras, özümde hüküm süren...
Kılavuzu kaybettim, bulmam zor çıkış yolu!
Ağlatır gözlerimi, yüreğimi güldüren...
Gözyaşlarım bulamaz rehbersiz akış yolu!

Karamsarlık hikaye yazar, duygularımla...
Sonsuzluğun muhteşem esrarına, bıkmadan!
Yağmur olur beklentim çiseler damla damla...
Yangınsız tutuşurum, kül olurum akmadan!

Başkaldırım kendime, belirsiz itaatim...
Alnımda her lekeden kara dolu, çıkmayan!
Elem, hüzün elinde oyuncaktır sıhhatim...
Dikenlere hükümlü gül, her yerim, kokmayan!

Dinginliğin öyküsü fırtına deryalarda...
Zerrelerim savrulur gökyüzüne yok olur!
Bir serüven yaşarım karmaşık rüyalarda...
İrâdem ki, gördüğü manzaradan şok olur!

Zor dönemeç kalbimin sonsuzluktan isteği...
Benliğimi kuşatan câzibeli özel kim!
Kimse vermez, vermezsem vîrâneme desteği...
Ânlarla boğuşurken düşünmem hiç, güzel kim?

Bir bâdire içinde bin bâdire çelişkim...
Hayâlim, nerelerde gezinir ne bileyim?
Zelzeleli bir bakış gözlerimle ilişkim...
Çilelerle sarılmış, baştan sona çileyim.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:06 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.