www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ali Arslan (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143260)

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Kristal Parçacıklarını Toplayacak Zaman

Yalnızlığın çevriminde tutuşurken yaşam
Kim ne arar? ...
Kim ne bulur? ...
Sakladıklarımızda kalsın bırak.
Yaşandı mı yaşanmadı mı?
Ne çıkar.

Gittim
Gördüm
Akıyordu tarihin kirli sayfalarında dökük bir şehir
Farkında bile değil
Bıraktım kendi mecrasında.
Artık ne şehir ne su

Aklımda üşüyen bir sevgili
Ayak uçlarında birikir
Birikir buz.
Kim ne arar?
Kim ne bulur?
Yüreğim dondu kaldı.
Erirken,
Kristal parçacıklarını toplayacak zaman.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Kumsal

Süzülen gülüşlerinden arındırılan,
Bir damla can suyunun yüzünde kırılgan bir çizgisidir yansıyan.
Satır aralarına gizliyorum devamlı seni ben.
Sanırsın bir çırpıda ele geçen bir kolay aldanış;
Sol yanımın sancısına iliştiğinden beri,
Billur küresinde şaşkına dönen gözbebeklerinden
Beklenmedik zamanlarda düşüyor
Bir ömrün içine korkusuzca sokulan,..çoğalan
Kararlı cesur bir sevdaya dokunan kadından,
Bir adamın ömrüne takılan,.... tuhaf bir aşk mucizesi.
Sesinin arasına saklanan soluk alışlarınla seviyorum ben,
Her günün akşamı,...eve dönüşlerde,..sabırsızca,
Birbirimizi beklediğimiz o sevişme saatlerini.
..
Kavgam şimdi benek benek açılan bir dolu anlam hayatla,
Dalgaların köpük köpük yaladığı bir kumsaldır senin gözlerin.
Çivit mavisi renginle,….içinde yürüyen, büyüyen kımıltılarını
Seviyorum ben.
..
Kum taneleri gibi birikir senle beraber bize yakışan bu aşk.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Kusursuzdur Her İzdivaç

Ay,

Işığına muhtaçlığındandır,

Bakar devamlı

Güneş' e karşı.

/.

Bundandır,

Ay'ın sevdası

Yürür

Güneş' e karşı.

/.

Günahı var mıdır?

Ay'ın altında yitiirilen her masumiyetin,

Güneş' e karşı.

/.

Kusursuzdur her izdivaç,

Parıldarsa Güneş Ay'a;

Ay da vurgunsa

Güneş 'e karşı.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Kuşların Gözbebekleri

Kuşların gözbebekleri
Açıldıkça büyüyen kendi etrafında dönen bir küre.
Yangın mahallerinde şimdi bir sıcaklık var! ..
Üflesen,
Kanatlanacak gökyüzüne üzüntüleri sıvayarak alevine.
Şehir uykulu durur düşlerinde;
Mavi boyalı oyuncak bebekler sayıklar,
Düşen kendi gölgesidir içine.
Atlılar geçerdi bir zamanlar ne kadar çoktular
Hepsi alevinde yakıldı tükendi bir yangının.
Kuşların gözbebeklerine takıldılar;
Yeni yaşamlar eşliğinde aşklarının derinliklerine saklanır dururlar,
Çalınan bir musiki kadar kısacık.
Kuşların gözbebekleri şimdi derin bir yara;
Kanatlanırken düşüyorlar bir bir,
Kalmadı uçsuz bucaksız ovalar işgalciler çok güçlü;
Koydukları bir bir,
Kuşların gözbebeklerine yanar döner ışıklar.
Şehir suskun,
Kapanık alın yazısına,
Denizini yalayacak bir rüzgâra kalmıştır,
Avuntusu.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Künye

Birbirinden ayrı da olsalar
Kış' la Yaz,
Gündüz'le Gece gibi.
Bedenim bedeninle de
Öyle iç içe ki
Bir düşte.

Acısı ölümümün
Bir gün
Düşerse içine,
Gümüş papatyalarımı boynuna tak,
Beyazla;
Çiçek çiçek beni kendinde süsle.

Aşk işte;
Düşündükçe,
Beynine çizilsin bu hevesle
İsimsiz bir künye

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Küresel

Hiç değişmemişti her şey
Son zamanlarda olduğu kadar
En çok da kafaları
Zaten önce
Kafaları karıştırarak başlıyorlar
Palavrayla yüklü bu kutsal avcılar
Ne kadar ortak
Ve ne kadar birleştireni varsa insanı insanla
Kozmik- ekonomik -demokratik nice süslü lafla
Parça bölük
Un ufak yutmaya bir o kadar iştahlılar
Bir adım ileri iki adım geri
Tersine dönüyor sanki
Eksenine konulmuş bir tuhaf manivela
Buz dağlarında eriyor bu dünya
Çivisi çıktı derlerdi ya hani eskiler
İnsanlığın ucuca
İlmek ilmek
Bin zahmetle yücelttiği onca değerler
Düşüyor bir bir
Kâğıttan bir kaplanın doyumsuz sivri dişleri arasına
Düşüyor
Zapt edilen kalelerinden
Şimdi neresinden baksan her şey bir modadır
Gidiyor
Döndür döndürebildiğin kadar
Adı Küresel.


02.07 2007

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Küs

Gözlerinde
Bir Nisan çiçeği
Sarı göbeğinin etrafında beyaz yapraklı
Bir papatyaya tutunan
Hangi zemherinin vurduğu
Kılıç kesiğinde
Durur
Bütün zamanların utancıyla
Bana hayalin

Gözlerinde
Meyveye duran bir gülücük
Kıvrık gamzelerinde
Devrik cümlelerine takılı
Bir kan damlası
Dillenen dudaklarında
Vurur
Bütün zamanların kahrıyla
Bana vebalin

Gözlerinde
Uçuşan bir kelebek
Suskunluğun sesinden
Çeker alır
Çaresiz acısını
Kanat çırpınışlarına
Saklanmıştır rengi
Tutunur
Bütün zamanların sevdasıyla
Bana helalin


Küs gözlerinde
Aramak mı seni? ..
İçinde
Hep bu aşk masalının

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Mahcup Bir Sevda Türküsü

Sen,

Halkımın mazlum yazgısından

Yüzüne dökülen hüznünle,

Saklanarak kendi aynasının içine,

Çok uzaklardan,

Hasret türküleriyle yakaran

Ey memleketimin kızı.

Şavkın her vurduğunda,

Baharlarında çiçek çiçek kokan toprağına ülkemin,

Bir başka akardın sen içime.

Işıl ışıl ışıldayarak dökülen akşam yıldızım.

Büyülendiğim hüznünle o an

Dağlar gibi kabartırken yüreğimi;

Çatlamış ovalarına soluk vermek için,

Şelalelerin köpüklü sularında eritip tükettin karları.

Ben,

Islak göz bebeklerime asarak

Senin kırık yüzünün rüzgarlarını,

Şimdi

Bu toprakların kara yazgısına kapanarak

Seni düşünüyorum.



Yıllar bizden dirhem dirhem alıp

Götürürken geçmişimizi,

Maviliklerinde

Dolandık kaldık seyrinde hep dalgaların.

Bir gün inan ve mutlaka bir gün,

Hafif esintilerimle sana bir kıyıda bir akşam üstü

Yanık türkülerimle dolarak koşacağım.

Ve baharı işte o zaman,

İşte asıl o zaman ben de yüzünde

Bin çiçeğin bereketiyle açtırarak yaşatacağım;

Hüznünle kamaşan gülüşlerin,

Dalga dalga birbirine dolanırken,

Kokularını toprağının bağrına süreceğim memleketimin.

Sen,

Göz bebeklerinde alev alev yanmakta olan utancını

Kadife yapraklarına sararak bedeninin

Yudum yudum içeceksin türkülerini,

Benden sana biteviye akan

Böyle bir mahcup sevdanın.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:56 AM

Mahpus

Neden beni yirmi beş yıl öncesine götürdünüz ki? ..
Ne güzel unutmuştum.
Kabuk bağlamıştı yaram
Bir sivri hançerle ortasından yarıverdiniz! ..
Şimdi her taraf kan revan.
Ne pansuman edecek sargı bezim,
Ne de yeşil gözleriyle üzerimde gülümseyen,
Körpecik bir hemşire.
Gecenin bu kör vaktinde amansız bırakıverdiniz!
Bu kez de eski acılarıma,
Beni mahpus ediverdiniz! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mahrem Bir Masal

hayallerimiz
varoluşumuzla yürür gecenin düşlerine
atların çıplaklığında dörtnala koşarlardı bir masala
yıkandığımız suların rengine bürünür
aykırı gülüşler yasak dokunuşlarda masalımız
bir serçenin kanatları gibi çırpınan
bir masumiyetle iç içe bedenlerimiz
dokunduğunda dölyatağına yaradılışın sırları dökülürdü masala
uzanır hayallerimiz
yakalar
alır
alınan verilen her şey bir mahremiyetti
dokundukça birbirinde kutsanırdı yücelmişliğimiz

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mavi

Fırtınalı bir savaşın yorgun bıraktığı gözlerde,
Saklambaca dönen hayatlar oynaşırdı sayısız.
Avuçlarına her dokunuşunda parmak uçları,
Rengin serinliği akardı,
Kendi bedeninin gölgesinden kayıtsız.
Yorgun bir mavinin maviliğinde başladığı hayata,
Acı bir gülüşle dökülen o bir damlasında,
Soldu gitti şimdi her şey bir vefasız.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mavi Dondurmalar Ülkesinde

Bize mavi dondurmalar ülkesinden
Üşüyen bebeklerin ağlamalarını dinletiyorlardı
Konçerto çalınırken piyanosundan
Hafif hafif
Parmakları tuşlara değen bir kadın
Oldukça naif
Süzülen bir kuğu gibi salınıyordu
Bir o yana bir bu yana
Bir bahar ülkesinde
Martılarla kanatlanıyordu adeta denizin üstünde
Musikisiyle dönerken kendi iç aleminde
Bir adam bir kadını düşlerinde
Nasıl hayal ederse
Bir masal nasıl kurgulanırsa ve o hayalin gölgesinde
Mavi dondurmalar ülkesinde
Üşüyen bebeklerin ağlaması gibi dökülüyordu her şey içimize
Şimdi buza kesmiş bir hüzün
Nağmelerin sıcaklığında bir uzayıp
Bir kısalarak
Erimiş birer damla göz yaşıydı yüzünde kadının süzülen
Adam
Oturmuş kıyısına denizinin
Balık sürülerinin kaçışmalarına dalmış
Gidiyordu.
Mavi dondurmalar ülkesinde artık
Üşüyen bebeklerin sesleri yoktu
Hiç duyulmuyordu
Musiki
Kendi ölümüne koşan bir yangın aleviyle
Tuşlarına dokunan kadının
Parmak uçlarının kavuran sıcaklığında
Adeta
Büyülenmiş kalmıştı bu mavi dondurmalar ülkesinde

Üşüyen bebeklerin ağlamaları
Musikinin yazılmış buzdan notalarıydı artık
Mavi dondurmalar ülkesinden
İçimize
Şimdi
Bizimle birlikte bir bir erimekte.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mavi Gül

Gül,
Dudaklarını her öpüşümde
Etinden lezzetini sağdığım,
Yanaklarına her sarılışımda
Teninden kokusunu aldığım.

Gül,
Her gülüşünle;
Bir yanın bir yarım Ay,
Diğer yanında iki yarım Ay,
Üçüz yarım Ay’larla dökülsün gamzelerine.

Gül,
Tomurcuğu sende açılsın,
Yaprakları benle solsun.
Gül,
Rengin
Gül,
Gülüşün
Gül,
Tadın
Gül,
Kokun
Gül,
Varsın senin her şeyin olsun.

Gül,
O sendeki,
Gül,
O bendeki,
O mavi gül olsun..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Maviliğini Özlüyorum

Kavgaların,sevdaların kızıl,
Süzülmüş rengidir acı türkülerde.
Yaşamak mı devamlı bununla? ..
Özlüyorum gökyüzünün buluta sarmaş, denizin köpüğüne kıvrılan,
Kutsanmak için tapınağında ruhu bedenine dolanmış,
Yüreğinin sessizliğini dinleyen bir kadının maviliğini.

Dökülüverdi akşam bir kadife yumuşaklığında,
Akıverdi tülün hafifliğinde titreşerek üstüne,
Çivit renginde ve boydan boya.

Acaba hala dinleniyor mu?
Sükunet limanında rüzgârla kanatlanan bir o yana,bir bu yana
Kendine yeten şarkılarında.

Artık gözlerinde bir zümrüt pırıltısı
Ve yüreği heyecan kıvılcımı! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mayısa Düştü Gün

mayısa düştü gün
hüzün sıcak
sımsıcak şimdi yüzünde
gülüşünde mayıs karanfilleri
gezinir
kalabalık kollar
kol
kola yürüyorlar.

Düştü mayısa gün
mayıs
şimdi sıcak
sımsıcak! ..

nisanın mayısa düştüğü gün
yürüyor
kalabalık kollar.
acılarını taşıyarak yüreklerinde! ..
her bir gözbebeğine
bir
karanfil
atmak için
şimdi mezar olan o meydanlara! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mecburiyetim Oluyorsun

Gözlerinden bana kalan
Her şey şimdi bir seyir
Ve bir ay tutulması oluyor;
Gözbebeğinin içinden yansıyan
Her ışığından derin bir soluk alıyorum.
Kehribar renginde,
Salkım salkım saçlarının arasından
Aniden dökülen çingene gülüşünle,
Dudaklarının ucunda çelme atan
Kırmızı kıvrımlarına takılıyorum,
Donuyorum kalıyorum.
Olmadığın o anlarında bile
İşte öyle;
Yetimliğinde sensizliğinin,
Biçâre kalıyorum.
Sessizliğin karıştıkça suskunluğuna
Mecburiyetim oluyorsun da
Senden,
Bir türlü vazgeçemiyorum.

Yaşanmış her bir yüzünün çizgilerinde
Tek tek seni arıyorum.
Her yüzün bir başka, her ömrün bir bahar sanki.
Yanaklarına düşen hüzünde bile,
Biliyorum,
Tanıdığım o buğulu gözlerini buluyorum.
Ama asıl kor alevi yakıcılığında,
Düştüğünde sen içime,
Mecburiyetim oluyorsun da
Senden,
Bir türlü vazgeçemiyorum.

Zamansızsın
Sabırsızlığım bundan biliyorum.
Her kayboluşun bir tükeniş oluyor,
Belki de ölümü mü bu, çoğalan bir aşkın
Farklılığımızdan doğan benzerliği,
Senle yakaladım dediğim bu seferde,
O bir damlan buhar olup uzaklaşıyor,
İşte esasında tam da o zaman,
Mecburiyetim oluyorsun da
Senden,
Bir türlü vazgeçemiyorum.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Mevsimsiz Gelen Bir Aşk

Biliyorum senin işin başından aşkın,
Ev bark işlerin var bir de.
Bir o kadar da benim.
Bunca telâşenin ortasında hayatın,
Üstüne üstlük,
Büyüsüne kapılmış iki ara bir dere misali şaşkın,
Farkında mısın?
Deli divânesi olduk senle biz bu aşkın.
Bilmiyorum
Farkında değilsindir nerden bileceksin,
Burada kışlar âniden geliyor apansız.
Aklıma işte o an düşüyor iç kanamaların,
Alıp başımı vuruyorum sokaklarına kendimi bu şehrin,
Islanabildiğim kadar ıslatıyorum yağmurla.
Senin burun kanatların,.. her kımıltısında,..sokulgan bir kedi gibi,
İstanbul olup benimle,.. kokuyorsun sanki her bir defasında.
Orda çok uzaklarda gözlerin mahmur dalıyorsun,
Biliyorum,..ağlıyorsun.
Üşüyor,ellerin,gözlerin,.. yüreğinle içten içe üşüyorsun,
Boğazında bir müteharrik ağrı,..hiç durmuyor.
Bir kuş gibisin her çırpınışınla yükseliyor ateşin
Soluk alışlarında bile zorlanıyorsun, …üzülüyorum.
Bu aralar erken bir baharla mı aldanıyoruz sevgili? ..
Galiba mevsimsiz bir aşk bu ve tam da ortası kışın;
Ne sen, ne ben nerden bilebilirdik? ..
Hele bir de hızla çarpacağını,
Bu kadar bize alesta, böyle bir sevda fırtınasının.
Mevsimsiz gelen bir aşk işte bu.
De ki
Zamansız yakalandık! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Minnacık Bir Aşk Kuşu

Minnacık bir aşk kuşu her gün
Penceremin camında;
Ağlıyor ağlıyor…
Yüreğindeki bu yangın neden içimi bu kadar
Dağlıyor? ..
Bu aşk kuşu kendi hayalleriyle mi
Oyalanıyor?
Aynı bahçenin güllerinden,
Aynı denizin dalgalarından,
Aldığımız günden beri
Kokusunu birlikte bir sevdanın.

Ah minnacık aşk kuşu
Hadi,
Bırak kanatlarını benim rüzgârıma;
Kafesin sonsuz gökyüzü,
Yüreğinde esen hep aşk coşkusu olsun.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:57 AM

Muamma

Gülümsediğinde,

Masumiyetine karışan bir mahzunluk

İstisnasız çöküyor gamzelerine.

Bir papatyanın tam da göbeğine tutunan

Kabarık tohumları renginde,

ve sarı bir hüzünle.

Bakınca,

Her defasında farklı bir yüzüne

Ağlıyor cümle bedenim.

İmkansızlığını haykıran bu sevdanın,

Kızıl alevleriyle tutuşurken,

Bütün bunlar illa da

Sen gülümseyince nüksediyor nedense,

Aynı vaktinde her bir akşamın.



Gülüşüne kıvrılan çizgilerinde

Okunan bir geçmiş açıyor içini hilafsız,

Her cümlesi kan renginde,

Sararmış bir defterin yapraklarında.

Anlatma boş ver şimdi

Söyleyeceklerinde değildir,

Ben de git gide çoğalan senin değerin;

Senden sağılan hazzın,

Suskunluğuna dolanan muammasındadır aslında

Bu aşkın.

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Muradım

Seni aklımdan çıkarırsam aşkım
Eğer darağacında astıklarında beni
Veda ederken hayata ve sana
Gecenin karanlığında kanım donsun!
İlk sen bak olur mu beyaz giysilerime
Lekesi kalmışsa celladın ilmeğinin
İlk sen yıka onları olur mu aşkım
Muradım senden tek bu olsun.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Mutluluktan Ağladılar

Memelerini avuçlarımla her okşamak istediğimde,
Hep birbirini kıskandılar! ..
Küsmesinler diye,
Sol memeni bir yanına,
Sağ memeni öbür yanına sakladım
Ve bir ondan bir bundan,
Konuverdim uçlarına gizlice.
Aldatırken seni kendi bedeninle senden habersiz.
Ağzımda salkım salkım
Dökülünce içime memelerin
İnan,
Mutluluktan ağladılar! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

N a R

kabuğunu çatlatan nar
rengini saçar bir yüreğin
bin kristal birden ışıldar
sevincin huzmeleridir yansır yaşama
suda
şimdi gölgelerin serinliği
var
bir kavuşmaca telaşı başlar
kavşağa bir adım kala
dönüm noktalarının ucunda
birikir heyecan
sancısı dibe vurunca
köpüğüne dolaşır şaşkın şelale
bir baş dönmesinde hızla düşer yatağına

haydi
açın bütün kapaklarını aklın
içinden fışkıracak dolu şey var

kabuğunu çatlatan nar
suyuna doygun zarından açar,
tadından almasına mahir her dudakta
aşkla ıslanınca

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Nafile

Boş bir yakarışın ne anlamı var
Söz karşılığını almadıktan sonra? ..

Beraberse güzeldir
Birlikte ulaşılmaz mı eğri ancak böyle doğrulara? ..

Benim doğrum bende
Senin doğrun sende
Çabala çabaladığın kadar öyleyse! ..

Nafile...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Nar Kırığı

Nar kırığıdır gözlerim

Kızıl alanlara düştü karanfili

Sevdamın

Ve ellerim çiçek toplar

Yüreğim bahardır benim

Dağlarıma geldim gelecek! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Ne Güzeldi A ş k O Zamanlar

Senden kokladığım güllerin kokusu kaldı
Aşk o zamanlar içimizde pembe kanatlı bir rüzgârdı.
Uçuşur giderdi…
Kirpiklerinin arasından esrarlı bir bakış;
Bir rüyadan henüz çıkmış da,
Gülümseyen yüzüne şaşkın şaşkın dolanırdı.
Şimdi dumanlı dağların yanık türküleriyle,
Bir adın bir de hayâlin kaldı,
Akşam kızıllığının ucunda beliren
Hüzün tepelerimin.

Hala parıldıyor mu?
Denizine düşen her bir yağmur damlasıyla,
İç içe halkalarla gittikçe büyüyen
Bir zamanlar içimi ürperten
O yeşil gözlerin.


Kızıl kanatlı fırtınalarla şimdi ömrümüze dolanır
Senden bana,benden sana
Bir gidip bir gelen,
Aşk o zamanlardı dedirten
Bir sende bir de bende saklanan
*******i bedenlerimizde erittiğimiz
Hatıralar.

.
Ne güzeldi
Aşk O zamanlar? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Ne Aşktı

ufacık kadın
uykusuzluktan benzi solmuş koca adamın irkilmiş ve yorgun suretine
her bırakışında kendini şaşkın şaşkın
bu bir aşk sandı
küçücük bedeni bir kuş ürkekliğinde kanatlandı heyecanlanarak
koca adam
tüm dehşetiyle kapanarak üstüne ve her gece
mütemadiyen sızılarını yolarak geçmişinden
ağladı
yalvardı çekerek devamlı
yalandan kendine doğru uzamakta olan burnunu
kendini birdenbire kocaman sanan
bu küçücük kadın,
alkışlanan yüreğine aldandı
bakakaldı şaşkın şaşkın
bu bir aşk sandı
bu kocaman gizil ve masalsı düşlerin adamı
çok aşkların bu mahir aldatıcısı
bir kanadını yoldu kopardı.
parpazlanarak önünde sürünerek
açılmış kocaman gözbebekleriyle korkularıyla cebelleşen
utancını bedeninin yapraklarına sararak
saklanan bu küçücük kuşu
küçük kadın
tuhaf bir cesaretle
bir daha korkularından sıyrıldı
silkinerek
bu kez kendini ciddi ciddi şovalyesinin bir meleği sandı
devamlı bal çalmaya müptelâ
dilindeki şeytan tüylerine aldanarak bu kocaman adamın
yürüdüler
şimdi beraberce yürüyorlar el ele! ..
her bir beyaz sayfa açıldıkça önünde küçük kadının peş peşe
kirli ruhların kabarmasını yine
bu bir aşk sandı.
..
/ne önemi var/
bir yaşlı çınarın çatır çatır kırılsa onuru/
sallansa da /darağaçlarının kalın ilmeğinin ucunda/
ve yapışıp kalsa da bilinçlerindeki tarihe/
..
haydi alkış! ..

ama,
ne aşktı.! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:58 AM

Ne Garip Bir Şeydi Bu Aşk

Sessizliğine terk edilen
Alaca bir yazda
günbatımının derin hüznüyle bana,
Gözbebeklerinde
Yeniden doğuşu müjdelerken;
İkilemler içinde kıvranan yanmış bir yüzde
Gördüğüm,
Kendime kendim olarak yansırdı.
Her karşılaşmamızda,
Birbirimizi alabildiğine kışkırttığımız;
Saklambaç oynarcasına
Birbirine çelme atan kelimeleri tutarak avuçlarımızda
Sarmaşık yaprakları gibi
Dolaşık,
Ve askıda kalan iki aşık;
Adı hüzün,
Adı gülüş,
Adı sessizliğimizde saklanan bir sevda.

Gümüş parlaklığında kaldı sanki hep o gece
İçilen her bir yudumunda
Tortusunu biriktirip de,
Söylenmeyecek her sözü dilimizin altında
Bırakmadık mı? ..

Adı
Her neyse;
Elleştiğimiz her şeyimizde
Şimdi var olan,
Tazeliği hala o gündeki gibi
kızıl rengini,
ve kokusunu,
Saksısındaki suyunun tadından alan;
Aleviyle,
Yüreğimizden bizi bize hayasızca tutuşturan
Ne garip bir şeydi
Bu Aşk? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:59 AM

Nedir Aşk?

Hayattan âzade olanlar
Aşktan mümkünü yok anlamazlar.
Başka alemlerde hayal kuran,
Sabundan balonlarla suda oynaşanlar
Boşuna kürek çekerler;
Beşerle varolan ilişkiler yumağındadır aşk

Dokunan her insanın sıcaklığında,
Gülün baş döndüren kokusundadır.
Bir damlacık sudaki hakikatte,
Verilen her nefesin buharındadır.
Yaşayan bütün canlılar için,
Yaşamın sürekliliğindeki adımlardadır aşk

Başka alemler yoktur aşk için alem budur,
Ruhani kabuklara dolamayın aşkı.
Bir kahve cezvesinde köpüren keyifle,
Bir bebeğin gözbebeklerine can veren;
Dişi ile erkeğin çekimindeki sırlardadır aşk.
Gerisi lâf ü güzaf.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:59 AM

Nerelerdesin?

Hangi şarkılarda dillenirsin?
Dinlediğim nağmelerin hiç birinde şimdi sen yoksun.
Rüzgarların kanatlarında mı
*******in sessizliğinde,
Yıldızların parlaklığında mı
Dolanırsın?
Sen
Nerelerdesin?
Nerelerde kaybolur durursun?


Dağlara bak
Artık yavaş yavaş soğuyor yükseklerde hayat.
Yüreğim üşüyor
Sıcaklığına hasret.
Bir aşk yarası kanıyor bende için için
..
Bir şarkı,
Çok uzaklardan azalarak
Sıcaklığını saklıyor
Küllerine,
Zamansız alevlenen
Bir aşkın.

Tükeniyor.

Sahi
Sen nerelerdesin?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:59 AM

Niyet

Aklın ucunda yuvarlanıp duran şu şey? ..
Bir kadının beyaz teninden,
Bir gül yaprağı tazeliğinde kokusuyla baş döndürerek dökülen,
Hayasız bir fikrin,
Boşalan hayalleri mi?

Ya da ne yenildi ne içildi kâbilinden,
Saf aklın bir çeşit güzellemesi mi?
Kim bilir?

Niyetine sual sorulmaz ki insanın! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:59 AM

Nokta

Bir nokta bırakmak istenirse yaşamda;
An ve yer birlikteliğinin,
Mükemmelliğinde olmalı.
Dalgaların sendeki her salınımında bile,
Koordinatları değişmemeli asla o noktanın
N
o
k
t
a

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:59 AM

Noktalarında

her dokunuşunda
düşer
üzerimize ki ne tuhaf
.....ve düşer yasaklılığında
camdandır zaten öylesine de kırılgandır
yorgun yaşamın içinde tutuşan
.....ve bir o kadar
tatlı bir hayalden ibaret olan bu aşk
belki de yaşanmamışlığın bir günahı mıdır?
solgun ve uçuk dudaklarının tebessümündeki o hüzün
......ve asıl gözlerindi
sevgili senin gözlerindi.
......ve ne kadar güzeldi ki sana hiç diyemediğim
istemeye kıyamadığım göz bebeklerine saklanmış düşlerin mi
olacaktı daha kim bilir
......ve asla karşılığını veremediğin
Ay 'ın altında süzülürken müstesna ışıklı yüzün
hangi gün
gelecekti kadifeden
......ve bir o kadar da buğulu sesinle er geç vereceğin sözün

..

müsadesi olan noktalarında kıvılcımlanır aşk
.......ve yürür odağına külleri arasında hiç sönmeyen bir közün.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:59 AM

O An

Yaprak yaprak kan kırmızı
Soluk soluğa bırakır ya hani! ..
Dökülür kalır insan,çaresiz...
İşte hani bilirsin ya,
O muhteşem an! ..
./.........Bir o yana sen,
./........ Bir bu yana ben,
Yan yana can
Can cana yan! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:00 AM

O Gece Bir Aşk Ağladı

O gece bir aşk ağladı.

Yana yana sularını bırakırcasına ağladı.


Döndü dolaştı,durdu baktı

Ve gülümserken bile ağladı.


Kayıtsızlıklara ağladı.


İçinin sonsuzluğuna,

Bırakıp da kendini,mutlu sananlara ağladı.

Kaderine saplanan yüreğin anlayışına ağladı.

Reddedilişine bir aşk ağladı.

Çözümsüz çaresizliklere ağladı.


O gece,

Yok oluşuna masalın,

Ağladı Bir Aşk.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:00 AM

Oyalanmışım

Alev alev dağılırdı kasıklarının arasında soluğum,
Susardık birlikte o anlarımızdan kalan
İkimize ait bu naif bilmeceden,
Damlardı sakladıklarımızın büyüsü bir bir düşlerimize.
Dokun dediğimde hilafsız dokunur,
Soyunuk bedeninle,*******ime gümüş renginde
Ve bir Ay masumiyetinde,
Yüzünden, birden bire dökülürdü olanca yaramazlığın.
Arsız gülüşlerine takılınca kalbim,
Bil ki işte seninle tam da o vakitler bir mutluluktum,
Depreminin şok dalgalarında gelinceye kadar bir ölüm.
...

Rüzgâr söyler oysa şimdi o mahmur çiçeğin şarkısını,
Bir dağın yamacına çarparak dönen sızının her bir çizgisinde biçâre.
Memelerinin körpecik uçlarında,
Her bir damla sütünden hazla aldığım o gül’ ün yapraklarında
Beyaz hayallerde saklıymış meğer tüm aldanışım
Kimliksiz ve kırılgan gülüşlerinde.
Söyler misin? ..
Ben böyle seninle nasıl oldu da çaresiz oyalanmışım? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:00 AM

ö L ü M

iki karanlığın arasında
bir kıvılcımdır
yaşamım
iki boşluk arasında bir nar kırığı rengi
neden en çok da son karanlığa takılı
bu günlerde
aklım
oysa yüreğim serin bir doğum
ah! .. beni
ümitsizliğimle buluşturan
sen misin bu
ey ölüm! ..

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:00 AM

Ölü Aşklar

Haydi Kalk
Kalk gidelim dostum
Bir zamanlar
Zil takıp da oynadığımız
Şimdi eteklerimizden dökülmüş
O ölmüş aşklarımızı
Kalk da gidelim toplamaya.
Sararmış aşk yaprakları
Ve sonbaharın sarı gülleri
Dururlar döküldüklerinden beri
Kim bilir kimlerce bırakılan
Kimlerce içilen her suyunda
Buruk bir acıda saklı adlarıyla
Ağlaşan bu Aşk Ölüleri…

Haydi Kalk
Kalk bakalım dostum
Hazırlayalım artık tabutları
Her birinde bir beyaz
Birer solmuş kırmızı gül kalsın.
Ölü Aşkların gülllerinden
Kokusudur kalan.

Dikeni bağrına saplı
Başı eğik suskun diller
Ve kapkara toprağında
Mekanı kırık birer yürek olsun.
Ağlaşan bu Aşk Ölüleri...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:00 AM

Ölüm Yanılgısı

Bir yanılgı mıdır
Ölüm,
Zamana direnerek kendi tülden kafesinde yayılan? ..

Yaşamdan kesebildiğin her şeyde bir çizgin kalıyorsa,
Ne önemi var?
Bırak,
Oyalansınlar.
Yalanı
Doğru sanarak,
Ölümü cennet diye sunmayı beceren aklın,
Büyüsüne aldananlar…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:00 AM

Ölümle Kalım Arasında Bir İnce Çizgi

Ölümle kalım arasında bir ince çizgi
Bir çocuğun uykuya düşünce gözleri.

'Annem
Ellerinin kokusunu ver,
Parmaklarının sessizliğini saçlarıma.
Ölümün soğukluğu içime yürüyor,
Alev alev kavruluyor bedenim,
Serinliğini ver bana.
Yeni yılın bu ilk karanlığında,
Lapa lapa kar taneleri yağdır üstüme,
Koşmak istiyorum düşe kalka sokaklarda.'

Yüreğinde bir kâbus,
Sızılarını düşürür bir anneden
Çocuğa.
Adamın biri çok uzaklardan bakar
Gözleri dalar
Birbirlerinde buza keserler zamanı.

Güller atmalar
Gülümser güne döner doğa.
Çocuğun göz bebeklerinde fışkıran bir hayat,
Bir korku;
Ölümle kalım arasında bir ince çizgi.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 11:01 AM

Ölümün Düşüyor Aklıma

Gökyüzünün maviliklerine yerleştirdiğinde kendini
*******i göz bebeklerini arıyorum,
Her kayışında ışığıyla yıldızlar dökülüp geçerken yanımdan,
Aklıma ölümün düşüyor ağlıyorum.

Kayboluyorsun sanıyorum.
Ne zor bilememek
Nerede nasıl ne zaman? ..

İçimde acıların birikiyor
Bedenini kavuran yangının külleri sanıyorum
Bir an kendi bedenimden utanarak kahrediyorum.
Issız karanlıklarında yeryüzünün
Bulutlara dolanmış dağların yamacına yüklüyorum
İnadına direnen anılarımızı kaç kez.
Senin adın oluyor birden her şey sanki öyle sesleniyorum.

Yoğrulurken düşlerim hayalinle,
Sabahı karşılayan kan çanağı gözlerimden çaresizliğim dökülüyor.
İşte o an bir daha ölümün düşüyor aklıma
Nerede nasıl ne zaman? ..

Ölümün düşüyor aklıma hep
Göz bebeklerin her gece gök kubbemde bir türlü,
İnanamıyorum! ..

Ali Arslan


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:08 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.