www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Aşk şiiRLéRi. (https://www.cakal.net/showthread.php?t=120159)

KoJiRo 03-10-2008 06:40 PM

Gece Nöbeti

Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..

******* kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni..
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az..
Ve zamanla..

Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Sevgilim sevgilim
Yıldızları daha büyüktür bazı *******in
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..

Artık daha az seviyorum seni..
Unutur gibi..ölür gibi daha az..
Yeniden ödetiyorum kendime
Onca aşkın öğretemediğini..
Kolay değildi..
Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol..
Sağ ol..
Uzak ol..
Ama bir daha görme beni

KoJiRo 03-10-2008 06:40 PM

"kaan dobra'nın takıma yeni geldiği günlerdi aşkım
off ne alakası var şimdi deyip
dinlememezlik etme, dinle bi kere.
kaan dobra takıma yeni gelmişti.
yalan söylemiyim sanırım antep maçıydı.
maç neredeyse bitmiş.
skor kesindi..
hoca maçın 89. dakikasında oyuna aldı kaan'ı
sahada herkes çok yorgundu.
bi tek kaan, civelek gibi koşuyordu sağa sola.
ben de dahil herkes güler gibi bakıyordu kaan'a.
aa kerize bak aa enerjike bak diye.
ama hoca beğendi kaan'ın performansını
diğer maçta daha çok yer verdi.
bir diğer maçta daha bi çok.
ve bugün kaan dobra, kaan dobraysa
o 89. dakika yüzündendir.
şimdi gelelim sadede.
ben de ilişkimizi kurtarmak için
89. dakikada oyuna girmiş bir oyuncu gibi
koşuyorum, çırpınıyorum.
gör performansımı diye.
sev beni diye..."

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir sarı saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gök yüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini
Düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir

Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada




Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir

Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler güneşi ve yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Güm ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce *******ce haykıracağım
Nerdesin diye, nerdesin diye

Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Er geç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlayacağım

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Her gece sen girersin rüyalarıma
Her gece sen...
Paramparça olur uykularım.Karanlığın en koyulaştığı yerde kapının çalındığını duyarım.Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme.Sen yoksun...Kilitlenir dudaklarım gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni.Sen yoksun..Yalnızlığımı kadehlere doldurup tek başıma içmeliyim bu gece.Kırmalıyım kitapları evleri ateşe vermeliyim.
Sen yoksun...

Zaman gitgide uzar
Altmış saniye bir dakika
Altmış dakika bir saat
Ve sabahın olmasına daha beş saat var
Beklemek bir çeşit ölmektir
Sen yoksun...
Bu bana her gece binlerce ölüm demektir.

Neden ayrılsın ellerimiz her akşam üstü?Gözlerime acı bir karanlık düşsün.Bir vapur alsın ***ürsün seni.Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım.Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın.Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların.Neden ay karşılardan yükseldiği zaman,başın omuzlarımda olmasın?
Neden ellerin avuçlarımda değil?
Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?

Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor.Bu yolların bir yerde ayrılması,uzayan kilometreler...O sefil, anlayışsız bakışları insanların.Dünya, o eski dünya değil Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi.Şu uçsuz bucaksız evrende ne derdimizi dinleyen,ne de bir anlayan var sevgimizi.

İki ömür değil,iki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız.Her şey aslında başka renkte.Vernikli eşyalar, vernikli yüzler..Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk.Yalan üstüne yalan,oyun içinde oyun...
Her şey bir yerde anlamsız ve boş
Gerçek olan şimdi senin yokluğun..

Senin varlığını özledim duyuyormusun?Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı.Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim.Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum.Seni soruyorum gelip geçene,'Görmedik', diyorlar.Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi,nasıl sevdiğimi bilmiyorlar.Volkanlar tutuşuyor,ormanlar yanıyor içimde.
Her gece milyonların uyuduğu bir anda
Devler uyanıyor içimde.

Seni düşünüyorum.
Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor.Bir ışık yanıyor çok uzaklarda,çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor.Şimdi umutlarım,varılmaz uçurum diplerinde.Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim.Derin bir kuyudan su çekercesine,zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.Sen her zaman olduğun gibi yine o en güzel, en değerli...Benimse ellerim sımsıcak,dudaklarım nemli.Özlediğim herşeyimle kopup en yüksek tepelerden bir çığ gibi sana geliyorum.
Sonra dağlar çöküyor ansızın
Ağaçlar devriliyor
Evler yıkılıyor
Altında kalıyorum...

Kırık bir heykel
Parçasını arıyor her gece.
Bir şarkı notasını...
Bir tablo renklerini...
Ağaç yapraklarını...
Vazo çiçeklerini...
Ve bir adam,her gece yollara düşüp,yana yakıla seni arıyor...Mağrur gözleri ıslak,ılk defa ağlıyor bu adam,'Gel ' diye,ilk defa yalvarıyor...

Ben her gece,gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş,Seni düşünüyorum.
Ve sen o saatlerde,benim görmediğim rüyaları görüyorsun.
Bir böcek giriyor kafatasıma...
Her gece sen
Bir cinnet gibi
Kanıma yürüyorsun...

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

" O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela.

O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle O daha az sever seni, Senin O'nu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın.

Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde.

Paldır küldür yürüyebileceksin.

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.

"O benim." diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak.

İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.

Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın.

Ucundan tutarak...

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Dudak payı

Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine

Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin

Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

KIRILGAN
Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Göz yaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
Gözü kara cesaretimden
Diyorlar:Bir yanı sarp bir uçurum
Bir yanı çılgın dağ doruğu
Oysa böyle yapmasam
Nasıl korurum içimdeki çocuğu
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Her Yağmur, Sen Olursun...

Her yağmur sen olursun yüreğimde
Her ıslandığımda içimdeki sokaklarını hüzün kaplar, sel basar
Ve ben &
Ağlamalarım gözükmesin diye yağmurda buğulanır gözlerim
Zihnim boş bakışlarım öteleri soluklar
Ayrılığın boğazımda bin düğüm.
Gönlümde hazan iklimleri
Bir eylül sabahı gibi yalnızlığım.
Şimdi neden yaşıyorum bilemiyorum.
Sensizlik boğazıma geçmiş ip gibi
İçimde sızı..
Gözlerimde ayrılığın acıları
Yüzümde çizgileri
Titreyen ellerime sözüm geçmiyor artık
Titreyen kalbime teskin olamıyor hiçbir ümit şarkısı
Oysa hiçbir acıda kalbim bu kadar ağırlaşmamıştı
Hiç bu kadar koymamıştı
Sessizliğim çığlık olur okyanus ötesi sevdama
Yaslandığım yüreğin yok yüreğimde
Senden bana bir ızdırap kaldı ki tarifsiz
Zemheri bir fırtınaya gebe gelecek günlerim
Yaktığım resimlerin değil,kalbim
Yüreğim üşüyor,canım yanıyor
Ne yalan söyleyeyim sensizlik bana çok koyuyor.
Senden sonra&
İçimdeki ağaçlar yıkıldı
Yapraklar düştü
Anlıma acı diye ayrılık yazıldı.
Kapattı tüm baharlar kapılarını
Gönlüme kalın kalın kilitler düştü
Zaman sustu
Yaşananlar bir düştü
Kalemim ayırılıklara küstü
Senden sonra&...

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Yalnızlığa dayanırımda
Bir başınalığa asla
Yaşlanmak hoş değil,duvarlara baka baka
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla
Korkmam!
Geçinip gideriz biz mutluluğa
Ama;
“Günün aydın olsun” diyen biri olmalı
Bir telefon sesi çalmalı
Ara sırada olsa kulağımda
Yoksa zor değil hiç zor değil
Demli çayı bardakta
Karıştırıp,bir başına yudumlamak doyasıya
Ama;
“Çaya kaç şeker alırsın”
Diyen bir ses olmalıya
Ara sıra

KoJiRo 03-10-2008 06:41 PM

Bu gece hatıralarımın karanlıklarını gömüp parıldayan ay’ın aydınlığına,
kendine doğru yürüyüşte yüreğim..
Şimdi odamda gecemin karanlığı, ortamın sessizliği,
duygularımın yoğunluğu ve bir de uykuya direnen gözlerim var..
Hayatı ve seni buradan, sessizliğin ve sensizliğimin tam ortasından seyrediyorum.. ,
Gözlerimi kapattığımda ise sen,
göz bebeklerimdesin bütün masumiyetin ve mahçubiyetinle...
Senden uzaklarda yaşadığım bu şehirde, kalabalık insanların ortasında,
tanımadığım insanların yüzleriyle, sesleriyle,
değişik görüntüleriyle mutluluk kahkahaları atarken yapayalnız bir tek kendimi görüyorum…
Bütün o insanların yüzlerini ve kişiliklerini kendi bildiği dilde okuyan, ,
bütün görüntülerden kendi resimlerini oluşturan,
en çok orada olduğu sanıldığını hissettiğim
anda bile aslında ulaşılamayacak denli uzak kalan bir tek kendimi..
Heyecan ve sevgiyle gülümsüyorum,
şimdi seni sevip hissetmem için seni sahiplenmem gerekmiyor..
Yanımda olmasanda senin hayalinle paylaştığım bu odamda,
seni hissetiğim kadar başkalaşıyorum
ve duygularımın fırtınalarında baştan başa sen oluyorum..
Renklendirdiğim rüyalarımdasın artık, ordasın ve varsın işte..
Şimdi yüreğimle soluyorum seni..
Binbir kır çiçeğinin kokusu bahar bedeninde..
Hayatın bütün renkleri bir yaz güneşinden ödünç aldığın yüzünde..
Ay’ın ışıltıları yüzünde, rüzgarın hırçınlığı ise avuçlarında...
Mavi denizlerin yosun kokuları her soluk alışında ve ilk kez acı çekmeden özlüyorum seni..
Her insanın ay gibi bir birinden farklı iki yüzü varmış,
bir yanı aydınlık diğer yanı kapkaranlık..
Şimdi bir yanım çok aydınlık, apaydınlık…
Acı verecek kadar aydınlık.. Seni bu aydınlıkta ilk kez görüyorum...
Sen benim değilmişsin, bunu en çok bu aydınlıkta görüyorum…
Benim olan sende hayat bulan ve tekrar bana yansıyan kendi kişiliğim,
benim kutsal sevgim bunu şimdi daha iyi anlıyorum..
Senin sahibin kararmış gönlün, acıların,
dününden bugününe ve yarınına miras kalan talihsiz karşılaşmaların,
düş kırıklıklarınla dolu günlerinin siyaha bürünmüş halleri…
Sen kendi karanlık yönlerini seviyorsun
her kendine yol alışlarında ya da sevmek,
sevilmek isteyipte sevilememenin veya sevememenin acılarından haz alıyorsun..
Sen kendini üzen duygularını, kendi karanlıklarındaki alaycı acılarını seviyorsun durmadan..
Ayrılmak, seni seven birisini tek başına terk etmek sorun değildi,
yüreğinden acımasızca hançerlenip,
bir takım duygularım kanlar içinde yere serildikten sonra....


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:50 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.