![]() |
Şüphe! ! !
Politik mesajın, siyasi sözün Manasında şüphe yoksa şaşarım. Mahkeme duvarı kızarmaz yüzün Senasında şüphe yoksa şaşarım.. Arkasız vaadin sarnıç yelinin Sözü cebindeki zırva delinin Ekabir geçinen sütsüz gelinin Kınasında şüphe yoksa şaşarım.. Çulsuz kahramanın sahte erenin Kaypak zeminlerin başsız yörenin Şu kurumuş gölün azgın derenin Sunasında şüphe yoksa şaşarım. Kapalı evrakın ince işlerin Desteksiz sözlerin bu bilişlerin Ve bu tebessümün bu gülüşlerin Binasında şüphe yoksa şaşarım. Başıboş şöhretin dipsiz muradın Avare gönülde kutlanan adın Babasını tınlamayan evladın Anasında şüphe yoksa şaşarım. |
Tabakhane Önü Serseri Damı
Şu ağaçları bol, ulu şehrinden Biraz sevgi, biraz saygı göndersen! Şu kör gözden, şu zamanın behrinden Bulut gibi, gönlüme gün indirsen! Tabakhane önü serseri damı Dam altındakiler yerler adamı Sürünen gölgeler yelin idamı Gönlümü hür hayallere bindirsen! Ufka bir çengel at, tasallutu kır Gün gölgeyi dağ ardına bırakır Sesini sesime ekle ve haykır Muhteşem şafağı kalbe sindirsen! Dağın dumanına, dağın karına Aldanma dağılır, kalmaz yarına Düşmüşüm hayatın sığ sularına Pervane misali, beni döndürsen! Savaşım ve sevdam beşik kertmesi Bir kalpten birine sevgi dürtmesi Destanlardan eski düşü yırtması Sessizlikten uğultuyu dindirsen! |
Tabiilik! !
Zalimlerden yetim, mazlum hakkını Sorana tabiiyim, hakikat budur. Bu yurt için onurlu her akını Kurana tabiiyim, hakikat budur. Kapitalizm, Siyonizm’e, nazizme Emperyalizm, masonizm’e, faşizme Komünizme, sosyalizme, Marksizm’e Vurana tabiiyim, hakikat budur. Sevda sevdalanmış aşkın közünde Kahramanlık yatar Türk’'ün özünde Erkek olup, erkek gibi sözünde Durana tabiiyim, hakikat budur. Öyle bir düzen ki, delinmiş dibi Bilir gibi dinlemiyor hatibi Vurguncuya palan takıp, at gibi Yorana tabiiyim, hakikat budur. O köfte yer, ben bulamam umacı 'Hür dünyanın esir Türk’ü, ne acı Bütün dünya Türklüğünün amacı Turana tabiiyim, hakikat budur. Yalanın güz gibi solduğu yere Gönüllerin huzur bulduğu yere Her başın bağlı olduğu yere Kur'an-a tabiiyim, hakikat budur. |
Tali Yol! ! !
Dibe doğru büyüdüğün sananlar Haram malda karar kıldı bak işte Makam mevki şöhret için yananlar Yapma balda karar kıldı bak işte Alçaklığın sınırı yok dibi yok Eğildikçe şan kazandım diyen çok Bak eğildi şu kavağa hele bak Müşkül halde karar kıldı bak işte Kaleli gerçeği söylerse sözün Rahat eder huzur bulur hep özün Üçü makam almış üçü-beşi ün Tali yolda karar kıldı bak işte |
Tanır Mısınız? ? ?
Sizi lügatlere hakem tutsalar O en masum sözü tanır mısınız? Ve yahut imlâya memur etseler Sözcükteki özü tanır mısınız? Kurşunla konuşur, kurşunla yaşar Kurşunla doğrulur, kurşunla düşer Kurşunsuz hayata gülümser, şaşar Ki yürekte közü tanır mısınız? Madrabaz cahiller, halka kızanlar Azanlar, tozanlar, kaypak sazanlar Yarım okuyanlar, yarım yazanlar Siz kurşunlu tozu tanır mısınız? Olmadı dünyada yoldaşı, eşi Kurşunlar kardeşi, kurşunla işi Kurşun yer yüreği, kurşun yer düşü Doğrudaki düzü tanır mısınız? Anasına çorap örmüş de belli Hayayı rüzgara vermiş de belli Baba terbiyesi görmüş de belli Şimdi deyin bizi tanır mısınız? |
Taşladım (Öz Eleştiri)
Niyetim bellidir, amaç uyarmak Çoğu gece gündüz sarhoş geziyor İstemem kimseyi boşuna yormak Bir hal var ki çoklarını üzüyor İkiyle ikiyi toplarsın iki Bunu anlatması o kadar zor ki 'Ülkücüyüm' diyen çokları var ki Ülkücünün derisini yüzüyor Anlatmaya gönül, bilgi, dil yetmez 'Ülkücü' geçinir beş para etmez Cuma günü bile camiye gitmez Üstelik de içip içip azıyor Haya duygusu yok, dördün üçünde Kaypakça konuşur halkın içinde Susacağım yoksa bana niçin de Diyeceğim uzadıkça uzuyor Düzelmezler, düzeltmezler, durmazlar Okumazlar bir bilene sormazlar Üstelik de bunlar lâf anlamazlar Bunlar bu toplumu içten bozuyor Hakikat düşmanı serseri güruh Sanıyor ki siner, kaybolur bu ruh. Görmemiş, ne bilsin nerdedir Eruh “Vatanım” diyerek destan yazıyor. Düzeltmeye talip, düzgüne muhtaç Bilir mi sabi ne, kimler neden aç? Duyar mı hastayı, verir mi ilaç Bunlar un çuvalı vursan tozuyor Uzun uzun yollar koyup araya Hâşâ hâşâ ilah deyip paraya Günbegün tuz döküp azan yaraya Kimi görse ona mezar kazıyor Kol kırılıp yen içinde kalanda Serseriler şair mair olanda Gözler hala günah ile yalanda Bunlar “fikrin” ilmiğini çözüyor. Bazıları kul olmuştur kul gibi Bazıları para gibi, pul gibi Bazıları her gelene yol gibi Bazıları Hak namına kızıyor. Kanatlandım üsten baktım bunlara Sevda türküleri yaktım bunlara En yüce aşk ile aktım bunlara Bunlar gıybet denizinde yüzüyor. |
Tatlı Hayal
Kutlu bir yola girmişim, Aramışım canı, dostum. Bir tatlı hayal kurmuşum, Şaşırmışım seni, dostum. Tende beni dindirmemiş, Beni, bize yendirmemiş, Yelkenleri indirmemiş, Kandırmışım dünü, dostum. Arzu heves akça koca, Ne kapı var, ne de baca, Yaslanmışım bir yamaca, Yitirmişim günü, dostum. Düğüm düğüm dolamışım, Yutkunmuşum, yalamışım, Güneşleri sulamışım, Beslemişim kini, dostum. Sözü öze katmamışım, Zincirleyip tutmamışım, Benden beni atmamışım, Yıpratmışım teni, dostum. Yollar gülmüş, tad almışım, Yürümüş, yolda kalmışım, Ayları seyre dalmışım, Sanmışım ki yeni, dostum. Günü, güne eklemişim, Kaleli’yim beklemişim, Yıldızları saklamışım, Ben bitirmiş beni, dostum. |
Tecrübe.! !
Aşk ehlinin idamlığı Öncelerden öğrenmişim! Beğenilmiş adamlığı İncelerden öğrenmişim! Elem ile sarmaş dolaş Can pazarında pişen aş Beni yiyor yavaş yavaş Cücelerden öğrenmişim! Titretir dağ ile taşı Aşk ile dökerse yaşı Hayaldir gerçeğin başı Yücelerden öğrenmişim! Bilinmeyen yerse alem Bırak aşık çeksin elem Çözülmemiş sırdır kalem Hecelerden öğrenmişim! Umuda kaygı bulaştı Feryadım arşa ulaştı Hayat ipliği dolaştı Nicelerden öğrenmişim! Alınmadan verilişi Kutlu yola girilişi Sabahlarda dirilişi *******den öğrenmişim! |
Temenni...
Şu nurlu *******, günler aşkına Mazlumun yaşını dindir Allah’ım. Göster adaletin, dönsün şaşkına Zalimi tahtından indir Allah’ım Yalandan yapıyor denilen zevat Raporla hayattan edildi azat Hikâye düzmece, ifade tezat Bu Nemrut’tan kalma kindir Allah’ım. Mülazım çakırkeyf, yaygı kusurlu Bağnazlık had safha, kaygı kusurlu Sevgi yalın ayak, saygı kusurlu Aşkı gönüllere sindir Allah’ım. Müslüman olunca bu kadar alık Başına yığılır bu kalabalık Cihana hükmeder oldu zorbalık Bir derdimiz şimdi bindir Allah’ım. Tuz bastım yaraya, dağlamaz oldu Kurudu gözlerim, ağlamaz oldu Analar karalar bağlamaz oldu Acıyı sabırla yerdir Allah’ım. |
Teselli
Hayal dünyasında umut lalesi Çiçeklendi bar vermeye başladı Senden çıkar ayın gümrah halesi Karanlıklar sır vermeye başladı Dünya gelse bu birliği yıkamaz Kış bahara kem göz ile bakamaz İstese de artık ateş yakamaz Ağustoslar kar vermeye başladı Gönüller aynası şu yaşlı gözler Dalgın dalgın bakar alemi izler Sevgi dolu özler şu güzel sözler Umutlara ser vermeye başladı Artık yaslı ile yaslananlar var Garip gönüllerde üslenenler var Bir başka ses ile seslenenler var Talih artık yar vermeye başladı Gönlümüzü yakan geri kalmışlık Sanki ambarlarda tükenmiş aşlık Bu garip rehavet bu sahte hoşluk Bin alsa da bir vermeye başladı Sevdalı gönüller iziniz aydın Aydın düşünenler sözünüz aydın Umutsuz garipler gözünüz aydın Bu meydanlar er vermeye başladı |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:31 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.