www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   İrfan Bakırcı (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133979)

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:39 AM

Bilsem
aydınlık yollara hüküm giymişim,
her ne kadar üzerime akın etsede gece.
tüm kuşkulardan
dilammalardan,
muğlak düşüncelerden sıyrılıp,
başkoydum dava ya.
kaptırdım kendimi silüetsiz,
faili meçhul bir sevdaya.

varsın.
hissediyorum.
biliyorum....

a
m
a............

kim olduğunu bilsem de.....
canımı versem.


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:39 AM

Bir Bekleme Salonu Yalnızlığında
bir bekleme salonu yalnızlığındayım bu gece.
ellerim titriyor kavuran temmuza inat.
tüm yolları tüketen
ne yolcu ne de bir vasıta var vuslatıma.
bir apansız baskın mağduru bedenim.
yinede tetikteyim.
bir bekleme salonu yalnızlığında seni
sabahı beklemekteyim


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:39 AM

Bir Duvar Yazısı Ümitsizliği
başağrısı nedir bilirmisin sen.
istasyon kenarı, küf kokulu
zemiin kat bir bekar evinin
rutubetli duvarlarına yazılan
sevmesende seviyorum
gelmesende bekliyorum yazılarının ümitsizliğinde
her yarım saati beş geçe
tren çığlıklarının tokmak tokmak kanattığı
başağrısı nedir bilirmisin sen?
boş ver bilme
boşver gelme
boşver sevme
benki kimsesiz
vede hep yolsuz parasız
hatta efkarlı *******in sabaha uzantılarında
genelde sigarasız.
sağı solu belirsiz belalı
birde her yarım saati beş geçe
kahrolası bir başağrılı

hep yolun karşısında görürüm seni.
eletmeye gelmezsin sırtın dönüktür.
gerçi, eletsemde görmezsin;
bizim mahallenin ışıkları sönüktür..


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:39 AM

Bir Garip Abdullah Vardı
bir zamandı unutmadım, unutamam.
bir garip Abdullah vardı.
o öksüzdü, yetimdi, kimsesizdi.
gören soranı yok, çok çaresizdi...

Abdullah üvey anne baba eline bakardı.
üvey babası alkolikti.
kızardı ona, küfrederdi, evden kovardı.
benimde ansızın,
yanlız kaldığım evimin kapısı çalardı.
kapıyı çalan oydu Abdullah'tı.
zaten bir dostu bendim, diğeride Allah'tı.

alırdım onu içeri.
usulca süzülürdü bir köşeye,
konuşmazdı hiçbir zaman, susardı.
birden anlamsızca güler,
sonra saatlerce ağlardı.
ceketini almışlardı sırtından,
hava soğuktu.
titrerdi, sanki donardı.
o kış param yoktu,
yakacak alamamıştım, içim yanardı...

ben gamlanır sigara yakardım.
utanırdı, istemezdi.
gözlerimin içine mahçup bir edayla bakarken,
anlardım.
bir sigarada ona verir, yakardım.
dolu dolu bir duman çekerdi kendini öldüresiye.
ciğerlerini yokedesiye.
insanlara olan kinini,
dumanla savururdu ağzından, küfredesiye.

sonra yedekahpe insanları görür gibi halıya tükürürdü.
ben kızardım, o kızarırdı.
utanırdı, ağlardı.
bende pişman olur;
dayanamaz ağlardım.
konuşmazdık saatlerce susardık.
o ölümcül susukunluğumuzdan bir birimizi anlardık.

epey bir zaman oldu göremedim Abdullahı.
gelmedi...
hergün akşam oldumu onu beklerdim.
özlerdim, onu çok severdim.
bir soran olursa;
bir kardeşim var, adı Abdullah derdim.

çok zaman geçti üzerinden son buluşmamızın.
lanet olsun....
neden söylemiştimki ona?
bende senin gibi kimsesizim,
bende senin gibi çok çaresizim.
nasıl diyebilmiştim?
ne olursun affet Abdullah.
ne olursun affet can kardeşim.
sonunun böyle olacağını bilememiştim.
tahmin edememiştim.
affet düşünememiştim.

dedimya çok zaman geçti üzerinden.
ama bu akşam.
lanet olsun bu akşam.
dolaşırken İstanbul'unserseri kaldırımlarında;
onu gördüm, Abdullah'ı...

belli yine evden kovmuşlardı.
belliki yine gidecek yeri yoktu.
o bir garip çocuktu.
neşesi hiç yok;
derdi dağlar kadar çoktu.
ceketini almılardı sırtından.
bu akşamda bir başka ayazdı.
hava buz gibiydi, yüreğim yandı.
lanet olsun....
ağlıyordu......

sus....
ağlama be çocuk!
bir senmisin sanki çaresiz?
bir senmisin sanki kimsesiz?
tek senmisin feryatları bile sessiz?
annen mi?
lanet olsun, yok işte yok.
geri dönmez gidenler.
ve hep bizim gibilerdir ezilenler.

hava buz gibiydi.
ayazda çok kötü vuruyordu.
Abdullah çaresiz, ceketsiz,
biçare yanımdan geçiyordu.
başımı önüme eğdim.
beni farketmedi.
iyikide görmedi.
çünkü artık benimde gidecek bir yerim yoktu.
Allahım...
bu ne yok olası bir yokluktu.

o bir garipti, öksüzdü, yetimdi,
o, kimsesiz bir Abdullahtı.
gören soranı yoktu.
şahit bir tek Allah'tı.

ben bir şey yapamadım.
sadece sıkıldım.
çaresizliğimden utandım.
lakin bilemem utandımı,
böyle çaresiz bırakanlar Abdullah'ı.
çünkü cesedi bulundu Abdullah'ın
yine buz gibi bir İstanbul sabahı...


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:39 AM

Bir Haber Et Ah Yar
yıldızlar yitik.
fallar ziyan.
gel bir akşam üstü.
gel soğuyunca kanayan yaran.

acıtma canını sözlerimin.
akıtma kanını yüreğimin.
hiç kapanmadı sana gönül kapısı
sensiz perişan gönül evimin.

kuşlar yalancı
postacılar uzak.
bir haber et ah yar.
sessizliğin katlime ferman olacak.


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:39 AM

Bir Silik Darp İzi
bir muşta acısı var göhsümde
bir silik darp izi sevgiliden.
yarası geçerde en derin bıçaklanmaların.
acısı silinmez hasretin bu yitik ömrümden.

yaşadıysam kaç geceyi firari
yanıyorum yitirilene
isyanım gidene değil
şu bir türlü sevmeyi beceremeyen kendime.


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:40 AM

Bir Silik Rastlantı
tanrıdan diledim bir küçük dilek türküsünün
fazlaca etkisi altında kaldığım günlerimdeyim.

tanrıdan diledim bir küçük dilek lakin,
küçük değildi tabiki dilenilen.
belki maneviyatı dünyalar kadar.
ama bir silik rastlantıyla
bitiyor bilinsin en tatlı rüyalar...

oysa daha az törpülenmiş duygular olmalıydı
dağıtılan masalarla
kırılan camlarla vazgeçilen.
yada daha çok tüketilmiş hüzünlerden olmalıydı
bir silik rastlantıyla hissedilen...

şimdi..
yine bir boş çay bardağı
ve bir yazık vazgeçiş duruyor masamda.
tükensin yine tatlı öyküler
tüketsin yine hazin türküler.
bir küçük dilekti zaten benimki
beni bitirmez dilerse kendisi biter....


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:40 AM

Bir Silüet Bırak
ellerim alışkındır sallanmaya
gidenlerin ardından.
dilim alışkın küfre
sövenlerin yüzüne.

senki...
gidiyorsun.
birde bin bir küfür savurarak
bari yüzünü dön bir anlık
unutacak olsamda
küfredecek bir silüet bırak


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:40 AM

Bir Şairin Gizli Öznesi
vazgeçtim...
hayat kimilerine sevda kokulu sağanağını bahşederken
kimilerini hapseder buzul bir dağ yamacına.
ve bilinsinki ne kadar yazsada şair aşk dolu nameler.
asla yeşillenemez kendine ve bir türlü ulaşamaz amacına....

bu yüzden geçtim.
tamamını yazmaktan aşklarımı
acılarımı,
her satırda seni aradım.
ilam, mahkeme sonuçlanmadan asılmıştı.
vazgeçtim.

vazgeçtim yaşamaktan.
mahkum,sorgulanmadan asılmıştı,
boynu bükük bir asma dalına.
asmaydı aslolan.
ama her ne kadar dualar etsede içinden yaşamaya
asıldı adam.
o yüzden geçtim kumrular sokağını bilinçsizce.
hiçbirini almadım yanıma sevgililik adına.
şair yine asılacaktı çünkü son dizesinde.
geçtim.
çünkü her şairin zamansız ölmek vardır gizli öznesinde...

vazgeçtim selamlaşmalardan.
katlime fermandı tiryakilik adına merhabalar.
kevaşeler bile selam veriyordu artık hiç tanımadığına.
ve bir şekilde umut oluyordu merhabalar
parasal beklentilere.
geçtim,
kilosu bilmem kaç para olan merhabalardan.
ve hiç inanmıyorum artık merhabanın ardından,
nasılsın gibi yapmacık eklentilere.

sırf bu sebeplerden.
sırf bu yüzlerden.
yüzünden geçtim.
utandım henüz yaşadığı varsayılan
insanlık adına yüzüne bakmaktan.
ve tüm ödünç merhabalar gibi yanlış anlaşılmaktan.
sonra yüzsüzce utanmaktan.
vazgeçtim...


İrfan Bakırcı

GooD aNd EvıL 08-31-2008 11:40 AM

Bir Tesadüfmü Sanıyordun
hiç aklından geçmedim değilmi
başını yastığa koyduğun vakitler
hiç düşünmedin beni kendinle bir çerçeve içinde
o gülleri pencerene bırakan ben olamazdım değilmi
yanyana koyamazdın ikimizi bahtiyar bir resimde
günü sana bölen bendim aslında
ayarlıydı saatim *******i yatışlarına
ayarlıydı saatim sabahları uyanışlarına
ayarlamıştım ömrümün tüm saniyelerini
senin tek tek yürek atışlarına.

diyemezdim yoluna çıkıp iki kelime
iki tatlı söz diyemezdim
yapamazdım anla cesaret edemezdim.
sokağının başına çizdiğim o kırık kalptendemi anlayamdın
güzel şeyleri beceremediğimi
hiç bir sebebi yokken o kahpe şehirde yaşamamın
her gün kapından geçişimdendemi anlayamadı
sürgün gönlümün senli yerleri terkedemediğini
yoksa
hergün aynı saatlerde karşılaşmamızı bir tesadüfmü sanıyordun
oysa sevmeyi bende biliyordum sen aldanıyordun
bir gün olsun başını kaldırıp bakmıyordun.
sen belki hiç bir şey yapmıyordun
ama ben kor kor yanıyordum
miadı dolmuş bir kırıkkale misali tutukluluk yapsada dilim
her gece düşümde aşkı
alnının tam ortasından vuruyordum
ve sana binlerce kez seni seviyorum diyordum
ama sen bilmiyordun..

hele *******i,
gururum mavzerim oluyor *******i.
tek tek sürüyorum mermi yatağına aşkımı.
ve sana diyemediğim tüm sözleri.
serye alıyorum aşka dair bildiğim o iki kelimeyi,
aralıksız belki milyon kere haykırıyorum geceye sen gibi.
seni seviyorum, seviyorum seni.

sonra yine sabah oluyor.
yine gün doğuyor bana inat acımasızca.
sen başın önünde gidiyorsun gidiyorsun sessizce.
bir tutukluluk yapan dilim
birde asla diyemediğim platonik aşkım kalıyor bana yalnızca.
bir günü daha siliyorum ömrümden sensiz.
bir gün daha bitiyor kahpece insafsızca.


İrfan Bakırcı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:04 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.