![]() |
Düş olamazsın…
Potrende o kadar cıvıl cıvılsın ki, Bir ayağım sanki dokunduğun yere değdi... Kendimi Mona Lisa’nın etkisinde, Hissettim Leonardo Vinci paletinde... Belki de kıyamete kadar müthiş resimde, Özlem duyarım Ömer Hayyam şiirlerine! Cennet şarkılarına karıştı gitarımın sesi... İspanyol serenatları gibi, Pencerenin önünden ayrılmak gelmiyor! Sen bir düş olmalısın belki... Seher yıldızı güneşe teslim olmuyor, Sıcacık bakan gözlerinde... Güneş varsın olmasın demek geliyor, İçimde ******* ve karanlık yazgından dekor, Binlerce tiyatro sahnesinde aynı oyun sergileniyor Bahar dansımıza bir adım kala... Çiçeklerin açacak toprağı dele, dele Belki de çiğdemler kardan fışkırdı şimdilerde, Yansır fısıltılarla yüreğinin eşsizliğine... Sen sanırım düş olmalısın... Yağmursuz Ankara’da ikindi yağmurları çukurlara doluyor Ve toprağa karışmış izlerin mis gibi kokuyor... Seni Âdem’den beri tanıyorum galiba! Aynan ruhuma yansıyor, Kır at altımda, Yelesi sağdan sola gülüşünde oynar küheylan şahlanışında... Sen düş olamazsın... Olamazsın! Yüzümü yıkadım bir çok defa, Kevser ırmağında yıkandım! Yıldızlar kaydı gözüm önünden gerçeksin anladım. Hala gülüyor resmin, kızlar gülüşüyor çeşme başında, Ağaç arkasında gizlenmiş erkek bakışlarında... Martı özgürlüğünde şafakta doğmalısın! Gözünde gölgende olmalıyım artık... Düştü damlan yüzüme gölgen ruhumda sarsıntın, Yanardağ lavlarıyla yakar, yakar aşkın! Hala gülüyor resmin, kızlar gülüşüyor çeşme başında, Ağaç arkasında gizlenmiş erkek bakışlarında... Safet Kuramaz |
Düş Sokağında...
Aslan terbiye ediciyi yemiş, Fıtratından böyle esinlemiş, Fazlasını beklemek anlamsız O hayvan sonuçta biz insanız! Beklenti duygularımızda fikrimizde, Yansıyan aynamız buğulu kirinde, Özlem bizi kuşatır başkasında hikâye, Şükür Allah var, dünyada yalnız değilim! Her madde eskir ölür kefene sarılır, Sahiplenmiş direkler gün gelir sallanır, Geriye dönülmez kabuller yasalaşır, Bir yalnız adam yürür Âdem’den beri aynı kaldırımda! Yatağım yiyeceğim içeceğim yaşatır, Sevgi var olanı paylaşmakla şahlanır, Elimde fırçam boyalarım ve tuvalim karalanır, Çöl bile arkadaş olur ruhunu hisset yeter ki! Hayvan bitki doğa hepsi bize eğlence, Sunulmuş kâinatın halifesine, Bir tek insan insanı edemez deşifre, Düş sokağında rüyada uykularımız! Safet Kuramaz |
Ekran Aklanmalı…
Sütçü imamın kemiklerini sızlatan buz dansı, Fakirin umudu popstar alaturka müzik yarışması, Gırgır adına ardı ardına küfür filmleri… Haksızlık bahane kurşun yağmurunda mafya dizileri! Hayal ediyorum bunlardan birini seyredeni, Dilde iman namazda sevgi yemini olsa da… Her gece bakarsa kim yener böyle nefsini, Yetişen nesil tüketir ahlak pınarlarını, yarınlarını… Sarhoş, esrarkeş, kapkaç çeteleri, haksız kazançları Görmeye alışırız çoğalan hırsızları… Kutlasak da cumhuriyet, çocuk, zafer bayramları İyiyi tavsiye eden olmazsa eğitim ocakları… Bekçisi, polisi, her an çalışan aileler nasıl önlem alsın! Çöllere dönen baharsız iklimde özgür yürekler isyan eder, Acilen önlem alınmazsa eğer, Yağmur yerine dolduracak barajları annelerin gözyaşları… Safet Kuramaz |
Ellerim Açtım...
Mekan daralıyor evren sığmaz bedenime Ne güllere bakmak ne yaylada gezinmek Ne paraşütle atlamak nede avlanmak silah elimde Sıkıyorlar kabir azabında çukur iki metrekare Daha az belki de... Maganda kurşunu deşer yüreğimi Masumluğum ispatlansa neye yarar Ahlasalar ağıtlar yaksalar katilime şahit bulsalar Sıkışan benim... Alışkanlıklarım terk etti Giydiklerim etiket eskitti Kızgın demirde ruhum dağlar sebebi Değişmek zor, zor yeniden başlamak geleceği... Ellerim açtım ağlayarak duaya Zor anların unutulmaz şuurunda Her zaman sığındığım hazinesi bol Abdestin yıkanmışlığı safi şükürle Allah’a... Safet Kuramaz |
Ensar’lar Nerede?
Kyoto Kopenhag kriterleri, Avrupa insan hakları mahkemesi, Egemen gücün barış felsefesi, Aşamaz Medine kardeşliğini! Kainat efendisi muhacirleri, Medine’de Ensar’ın misafiri... Neleri varsa böldüler ikiye, İnfak ettiler ilan ettiler kardeşliklerini! Elbette vardı aralarında sözler, yazılar... Muhalefeti ancak nefislerinde aradılar! Ne kin vardı, ne nefret, nede maddi çıkar Allah rızasını en içten paylaşarak yaşadılar... Biz yayla havasına deniz kenarına tembellik anlarına, Keyif peşinde kul haklarının bol çeşidinde kaygısızlıkla, Viraneye benzemiş yüreklerimiz haramla çöl yangınlarında... Alay eder gibi yaşarız her kişi alim kendi aklınca! Yayla havası kardeşlikte özlemdi cennet kokusu, Mübarek resulün arkasında namazla aşardı coşkusu, Örnekti fakir çadır erzakı Ebu Zer'in hesap korkusu... Asır Medine kardeşliğine hasret, Ensar’lar nerede? Safet Kuramaz |
Eşsiz *******...
Gece en olgun tastır abdest suyuna Çöller aşar uzanır sahabenin yurduna Kainat efendisinin sohbetine doymaya Gece namazıyla silkinir boyutlar ötesi Camilerde kilit ibadetler siner evlere Ruh miracını aşar bahar cemresinde Okur karanlık sokakları tefekkürle Allah ve meleklerin varlığı hissedilir Aynanın yansıyan yüzü hep yalnızlıktır Tembelliktir uykular bedene dargınlıktır Ruh bedenden çıkar gider ne ilginç andır Ceset her gece tabutuna uzanır yatağında Safet Kuramaz |
Eyvah..
Karanlığıma mahşerde sonsuz ışık olmalı, Güneş cennet köşkümde hayırla doğmalı, Sürüklenen mazimde kalan son olgunluk yıllarım Gerçek saadetim yerine, bir an önce oturmalı… Yaşadıklarım gerçek özgürlük değil ki, Son ağıt, son duamda kefenle gizlendi Aradığım nedir, nedir benliğimin şahidi Hayalinin içinde kıvranıyorum böyle! Utandım sahnemden son prova yapılırken, Utandım kendimden, belli sus pus halimden, Utandım boşa geçen yıllarımın filminden, Kendime güldürecek değişime ihtiyacım yok! Fıtratımda toprak kuru, zor sürümü, Hissediyorum ruhumu üzdüğümü, Her yaşanmış acınası hatıra izler bırakırken… Anlamadım dünyanın ne gecesi nede gündüzünü Son uyku vakti hızla benlerime yaklaşırken! Perdenin arkası karanlık, yüreğimde fitnesi Ne güzel süsleniyor günah, ne garip cilvesi Ahşap masaya değen bedenimin, çıldırtan masalı makyaj yapılsa da, anlatılır hep çirkin tarafı Çeker kendine akıllı geçinen zavallı bizleri Ormandan çöle bir adım kalır eyvah, eyvah... Safet Kuramaz |
Fena…
Piyango bileti, Kazı kazan, At yarışları, İddia... Sayısal loto, Spor toto, On numara, Beş artı bir, Borsa… Koy parayı kazan milyonlar, Emek mezara alın teri çöle… Bulamasan da çok çal Gezersin göstere, göstere… Kap kaç istediğin eve dal, Bedavadır kapış, kapış al… Her gün reklâmını gör medyada, Çalma kazanma teknikleri videoda, Eğitimde her an budama ruhta yama, Gidişatımız fena, nasıl da fena! Safet Kuramaz |
Feryat Eder...
İnsandır kadın erkek tartışsak ne farkeder, Cesed sarılmış kefene sonsuz kere sabreder Azap varsa toprak altında vay dünya derdine Haşra düşer ah ölüm sonsuz kere feryat eder! Safet Kuramaz |
Fetih-Mirasyediler…
Kırışmış yüzde dilencinin narası, Karanlık gecenin çırpınır firakları, Sessizliğe korku karışır öcüler böcüler Uykuyu yarılar çocukların ağıtları... Silkin derim teheccüd namaz vaktidir, İstanbul fethediliyor arifesi aralanır, Küfür fitne Bizans kralının küpeleri Halk yeni doğan hak güneşe hazırlanır… Bağlayın ellerimi eğer özgürlük şirkse, Allah’tan başka sevgi nefsime hoş gelirse, Boğazın suları Ayasofya’ya ezanla yansır Can resulün iltifatı ayna, Fatih'in yüreğinde! Âdem’den beri şehitler sıra sıra girer, Arkasından Fatih'te tebessüm halkı seyreder, İman Kâbe’den köprü İstanbul ezberler, Yürüyün aslanlar gazanız mübarek olsun... Her pisliği her sevinci saklayan *******, Eşitlik yakışmaz seherine siner kederler, Kalbe mühür gözler kör her adımda eğlenceler… İstanbul fethini anlamaz son mirasyediler! Safet Kuramaz |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:52 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.