![]() |
Başbaşa Kaldım
Sabaha darılmış, ******* boyu, Göklerden gözkırpan sırdaşa kaldım. Çıkışı olmayan yılanlı kuyu, İçinde sabırla, bir taşa kaldım. Tavşan gönlüm küstü, habersiz dağa, Bir yaban çiçeği sığmadı bağa, Meleğin hayali kaçtı uzağa, Kâbuslarla dolu bir düşe kaldım. Sevgi dürbünüyle maziye bakan, Giden sevgiliye türküler yakan, Çırpına çırpına gözyaşı döken, Göğüs kafesimde bir kuşa kaldım. Gidenin günahı, suçu yok bunda, Bütün günahların tamamı bende, Gözümü yummadan bu kör düzende, Küskün duygularla uğraşa kaldım. Ne yapsam sığmadım, dünya ne darmış? Bahtımda hasretle uslanmak varmış. Genç ölen sevdama saygıya durmuş, Sızlayan gönlümle başbaşa kaldım. Mehmet Nacar |
Başka Çaren Yok muydu?
Seninle binbir gece masalına başladık, En gizemli yerinde bırakıp giden sensin. Kurduğumuz cennette yaşamayı düşledik, Cennetimin ufkundan kızarıp batan sensin. Ummazdım bu cefayı, ummazdım böyle sonu, Bu kadar acımasız, taş kalpli olduğunu. Sevinerek söylerken sevdamla dolduğunu, Beni bu şen alemde perişan eden sensin. Vefasızlık etmedim, yüreğimde sen varsın. Ömür denen pazarda, kesemdeki tek kârsın. Bu ölümsüz sevdamda yüzlerce yıl yaşarsın, Çölümdeki vahaya diktiğim fidan sensin. Sevdanın büyüsünü nereden bileceksin, Gönlün yazı tahtası, yazacak sileceksin. Birgün göçsen dünyadan, sanma ki, öleceksin, Binlerce yıl yaşatan, şiirimde can sensin. Bir silahın yok muydu, üç beş mermi sıksaydın? Bir şişe benzin döksen, bir de kibrit çaksaydın, Taksit taksit yakmadan, birden bire yaksaydın, Yaşıyor sanma beni, katlime neden sensin. Mehmet Nacar |
Başta Gel
Gönül pınarının musluğu olmaz, İçmek istiyorsan, hadi, koş da gel. Sevdasız bir gönül hülyaya dalmaz, Hülyalar içinde, yola düş de, gel. Bir kırık sazdır ki, gönül anısı, Ne sesi duyulur, ne de tınısı, Rehberin bilerek miskin Yunus'u, Biraz ham kalmışsın, daha piş de gel. Sevdalı bir gönül dünyaya değer, Sevenler bir ordu, sen rütbesiz er, Sevdanın sırrına erdiysen eğer, Denizlerde yürü, dağlar aş da gel. Sevdanın birinci şartıdır çile, Yürekte saklanır, dökülmez dile. Sen bir kez göze al, düşmeyi yola, Gerçekte gelmezsen, hadi, düşte gel. Gözler avcı olmuş, gönüller avda, Kızgın demir gibi, yürekler tavda. Karşılıksız ise düştüğün sevda, Sakın geri kalma, sen en başta gel. Yüreğin yangını bir uzun yoldur. Ferhat'a sıradağ, Mecnun'a çöldür. Sevgi denizini gönlüne doldur, Dalgalan, dalgalan, hadi, taş da gel. Mehmet Nacar |
Batan Gemi
Varsın, benim içimde gizli kalsın bu sevda, Sevdiğimi öğrenme, n'olduğumu bilme sen. Gönlümün okulunda, sevda denen sınavda, Hallerime bakarak kahkahayla gülme sen. Tartamaz sislerimi gönlünün terazisi, Sağanak yağmurumun yaşlarını silme sen. Sevda denizlerinde battı gönül gemisi, Belki bulurum diye, derinlere dalma sen. Zaman oyun oynayıp, puştluğunu ederken, Gözlerime son defa bakmak için gelme sen. Sessiz gemi üstünde sonsuzluğa giderken, İki damla yaş döken, el sallayan olma sen. Mehmet Nacar |
Batı Rüzgarları
O eski rüzgarlara benzemiyor, bu rüzgar, Sırtında martı sesi, denizin kokusu var. Gönlümü sarhoş eden gül kokusu, bu bahar, Batı rüzgarlarıyla yarışarak gelmekte. Bebeğin annesine gülümseme hoşluğu, Bu serin rüzgarlarla dolduruyor, boşluğu. Bir sevdanın gönlümü bayıltan sarhoşluğu, Batı rüzgarlarına karışarak gelmekte. Bu nasıl bir rüzgar ki, gönlüme ulaşıyor. Gönlümdeki onulmaz yaraları kaşıyor. Sevdalara yol veren, gül kokusu taşıyor, Belli ki, bir gül ile görüşerek gelmekte. Özlem şelalesinden köpürerek dökülen, Şarkı sesi getirir, sevgiliye yakılan. Uzak iklimlerdeki bir sevdaya takılan, Aşka küskün gönlümle barışarak gelmekte. Mehmet Nacar |
Bayrağın Gölgesinde
İnsanın özünde tanrıdan cevher, Olduğunu bilir, onu severiz. Karanlık gecenin ardından seher, Yeliyle başlayan günü severiz. Birgün son bulacak, hayat seferi, Gidenin hiç biri dönmedi geri. Yaşamak uğruna güzellikleri, Üç para etmeyen canı severiz. Yanan gönüllere kefenler biçen, Hasretin ağzıyla ömürler içen, Sevgi bahçemizde görünüp kaçan, Uzaktan ısıtan, teni severiz. Yiğit ellerine yakarak kına, Kahpe kurşununu yemiş bağrına, Gerdeğe girmeden, vatan uğruna, Toprağa damlayan kanı severiz. Ceylan gözlülere ceylanlar katan, Altında muratsız yiğitler yatan, Bayrak gölgesinde asırlar tutan, Ey vatan, candan çok seni severiz. Mehmet Nacar |
Beceriksiz Adam
Ben de gönül verdim, afet birine, Ateşten tohumlar, düştü derine. Sevgi ovasının, kıraç yerine, Bir fidan dikmeyi beceremedim. Sevgim sevgi değil, aklıma zarar, En dürüst halimde, bin hile arar, Şımarık halleri, defteri dürer, Naz niyaz çekmeyi beceremedim. Elimi uzatsam, vermez elini, Sırtıma giydirir, alev tülünü. İpek saçlarının bir tek telini, Hüzünle yakmayı beceremedim. Onun inatları, onun kuşkusu, Çiçekli yollarda, engelli pusu. Gidenin ardından, üç beş damla su, Dökerek bakmayı beceremedim. Düştüm sevda denen, mahpushaneye, Hücreye attılar, müebbet diye, Kapıdan girdim ya, artık geriye, Dönerek çıkmayı beceremedim. Ben de gönül verdim, seven birine, Katlanamaz oldum, sitemlerine, Gönlümü gererek, hedef yerine, Başına sıkmayı beceremedim. Mehmet Nacar |
Bedel
Bir sen olmalısın, bir ben alemde, Fedai bekçisin, gönül kalemde. Çıkılan yollardan dönüş yok hem de, Bedeli sevgidir, beni sevmenin. Edalı hallerin gönlüme esin, Büyülü kokudur, ılık nefesin. Sazsız beste gibi çıkarken sesin, Bedeli sevgidir, beni sevmenin. Senden bu vefayı beklemesem de, Tükenmez harçlıksın, gönül kesemde. Hasret ocağında yüreğim demde, Bedeli sevgidir, beni sevmenin. Sevdasız yaşanan bin yıllık ömür, Hüzün denizinde paslanan demir. Gönlümün ağıdı, sanma ki, emir, Bedeli sevgidir, beni sevmenin. Bir dünya saklanır, bir damla yaşta, Bin hayat yaşanır, bir anlık düşte. Sana birazını söyledim işte, Bedeli sevgidir, beni sevmenin. Mehmet Nacar |
Bekle Beni
Bu bir veda değil, hoşçakal demem, Yolumu beklemek, önerim sana. Yüzünde hüzünden maske istemem, Gülersen mutlaka dönerim sana. Yılları gün eder, sevda seferi, Mor ufuk olurum, gök ile yeri, Birleştirir sevgim, akşam üzeri, Kızara kızara yanarım sana. Büzme dudağını, bahtımız kara, Diyerek ruhumda bırakma yara. Gözlerinden akan kutsal pınara, Konan kuş olurum, kanarım sana. Bana ayan olur, senin güldüğün, Ömrüme azaptır, derde daldığın. Koyu gölgesinde huzur bulduğun, Dört yana dal salmış, çınarım sana. Gözlerin gönlüme sevgiler eker, Çiğ düşmüş çiçeğin nazıyla bakar, Ummadığın anda karşına çıkar, Kelebek misali konarım sana. Mehmet Nacar |
Beklenen
Bir sabah, doğuda tan ağarırken, Ufuktan güneşin ucu doğarken, Müjde verir gibi, o kadar erken, Kollarını aç da, neşe ile gel. Sevgiyi benden çok istercesine, Bir tek sen yanıt ver gönül sesine. Gönlümdeki sevda gazetesine, Aşkını anlatan köşe ile gel. Kaldır aramızdan, özlemi kaldır, Gönül çarşısından bir şişe aldır, Sevdanı şişenin içine doldur, Çilingir soframa şişe ile gel. Seni ilk sevdiğim, o günden beri, Alev alev yanar, sevda közleri, Yakar yüreğimde düştüğü yeri, Közleri almaya maşa ile gel. Her akşam güneşi batmaya yakın, Yalnızlık bülbülü ötmeye yakın, Karanlıkta, sensiz yatmaya yakın, Kollarını aç da, neşe ile gel. Mehmet Nacar Mehmet Nacar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:30 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.