![]() |
Sakaroğlan
Bisikletle hava atar, Süremez ki Sakaroğlan. Yol üstüne taş koysalar, Göremez ki Sakaroğlan. Ne lâledir, ne sümbüldür, En sevdiği çiçek güldür. Yere düşer paldır küldür, Kalkamaz ki Sakaroğlan. Gönül bir kuş, aşk muamma, Her güzelden medet umma. İçin için yanar, amma, Tütemez ki Sakaroğlan. Çok sevinir suyu bulsa, Boşalamaz içi dolsa. Gül dalında bülbül olsa, Ötemez ki Sakaroğlan. Yâr aşkına türkü çağır, Kimse duymaz, herkes sağır. Hasreti var, yükü ağır, Çekemez ki Sakaroğlan. Ne yalan bilir, ne hile, Saflığından çeker çile. Doğru dürüst boyun bile, Bükemez ki Sakaroğlan. Bakar öyle alık alık, Ter akıtır oluk oluk. Gömlek yırtık, pantol yoluk, Dikemez ki Sakaroğlan. Kırıp döker su tasını, Üzer garip anasını. Gizli tutar sevdasını, Diyemez ki Sakaroğlan. Aşk döndürür saf başını, Gören güler telâşını. İçe atar gözyaşını, Dökemez ki Sakaroğlan. Keser tutsa, ele vurur, Canı yanar, inler durur. Yarasını büyük bulur, Saramaz ki Sakaroğlan. Aklına bir güzel takar, Çevresine dalgın bakar. Kaderine türkü yakar, Gülemez ki Sakaroğlan. Taşa uzatsa elini, Doğrultamaz ki belini. Eğri tutar mendilini, Düremez ki Sakaroğlan. Zeki der ki: Yeter gayrı, Kendisine var mı hayrı? Bir kız sevmiş, kalmış ayrı, Duramaz ki Sakaroğlan. |
Sakın
Elâ gözlerini sevdiğim dilber, Etliye, sütlüye dokunma, sakın. Hamarat derler de nazar ederler, Hacıya, hocaya okunma, sakın. Ben senin sevdanla yanıp tüterim, Sarılırken bile hasret çekerim. Çok kıskanç biriyim, isyan ederim, Sağına, soluna bakınma, sakın. Gamzeli gülüşler, o göz süzüşler, Cennete götürür gördüğüm düşler. Ellerim dursa da, gönlüm suç işler, Cilveli tavırlar takınma, sakın. Ömrümüz geçse de çileli yoldan, Sevgimiz üstündür paradan, puldan. Her şey Hak'tan, ama, sabretmek kuldan, Kaderden, kısmetten yakınma, sakın. Zeki Çalar |
Sansürcübaşı
Şeytan diyor at şu taşı, Yar kafayı, patlat kaşı. Şiirime engel olmuş, Şu bizim sansürcübaşı. Erotizmden dert yanıyor, Hangi fikre dayanıyor? Aşk deyince seks sanıyor, Şu bizim sansürcübaşı. Tek başına bir heyettir, Kaş çatması ciddiyettir, Yasakçı bir zihniyettir, Şu bizim sansürcübaşı. Sakıncalı sözcük tutmaz, Ben unutsam, o unutmaz. Dört gözlüdür, hiç kül yutmaz, Şu bizim sansürcübaşı. 26 Ocak 2007 Zeki Çalar |
Sebep
Allah toprağa ruh kattı, Çamurdan insan yarattı. Akıl verdi, sır arattı, Sebep olan aşk değil mi? Adem Havva'da ne buldu? Cennetten niye kovuldu? Bir meyve mi sebep oldu? Sebep olan aşk değil mi? Toprak su ile birleşir, Hayat böyle gerçekleşir. Canlılar niye çiftleşir? Sebep olan aşk değil mi? Dert ağlatır, zevk güldürür, Nice sır var düşündürür. Bu dünyayı ne döndürür? Sebep olan aşk değil mi? Zeki Çalar |
Sen yoksun diye
Bin defa kokladım saklı resmini, Yine de doymadım sen yoksun diye. Ağladım bakarken o boş yastığa, Başımı koymadım sen yoksun diye. İskele yoluna düşmeyecektim, Meyhane önünden geçmeyecektim. Sana söz vermiştim; içmeyecektim, Sözümü tutmadım sen yoksun diye. 'Nasılsın? ' dediler, 'Keyfim yok! ' dedim, Derdimi sordular, 'Derdim çok! ' dedim. Sofrayı kurdular, 'Karnım tok! ' dedim, Bir lokma yutmadım sen yoksun diye. Belki bu hayattan bıkabilirdim, Belki de çileden çıkabilirdim. Kafama bir kurşun sıkabilirdim, Şeytana uymadım sen yoksun diye. 24 0cak 2007 Zeki Çalar |
Seni anladım
Okudum, seni anladım, Düşündüm, seni anladım. Ruhun gezer mısralarda, Dokundum, seni anladım. Yürüdüm aşkın izinde, Yüzdüm duygu denizinde. Gördüm hayal gemisinde, Bakındım, seni anladım. Akıl kapısını dürttüm, Düşümde fikir yürüttüm. Anlamsız sözlerden ürktüm, Sakındım, seni anladım. Düşle bölüştüm gerçeği, Bayrak yaptım düşünceyi. Aldım o narin çiçeği, Takındım, seni anladım. Diken olur kaygılarım, Yarım kalır uykularım. Uslu durmaz duygularım, Yakındım, seni anladım. Zeki Çalar |
Seni ararım
Ben bir garip yolcu olsam, Yollarda seni ararım. Her gönülde bir yer bulsam, Kullarda seni ararım. Güzellikten ilham aldım, İnce ince fikre daldım. Gül yüzüne hasret kaldım, Güllerde seni ararım. Karışır aklım, kararım, Yâr senden medet umarım. Bir sevdadır, hep yanarım, Küllerde seni ararım. Hislerle dolup, taşarım, Dere, tepe, dağ aşarım. Hâlime bakıp şaşarım, Çöllerde seni ararım. Her düşümde seni bulsam, Yüzünü görsem, avunsam. Ne olur adını duysam, Dillerde seni ararım. Hasret ile bakınırım, Türkü olsam, okunurum. Bazen saza dokunurum, Tellerde seni ararım. Şaşırdım hep sağı, solu, Hani, nerde aklın yolu? Her gözyaşım hasret dolu, Sellerde seni ararım. Zeki der ki: Aklım mı kıt? Duygularım çeker zılgıt. Es bağrıma ılgıt ılgıt, Yellerde seni ararım. 24 Mayıs 1998 Zeki Çalar |
Seni düşünmek
Seni düşünmek; Seninle yatıp, seninle kalkmaktır. Seni düşünmek; Bir çiçeği koklamaktır. Seni düşünmek; Avuçları açıp, gökyüzüne bakmaktır. Seni düşünmek; Görülmeyeni görmektir, Duyulmayanı duymaktır. Seni düşünmek; Gafletten uyanmaktır, Yürekten inanmaktır. Seni düşünmek; Verilen sözü tutmaktır, Yapılan kötülüğü unutmaktır. Seni düşünmek; Sadece senden ummaktır. Seni düşünmek; Gülmektir, ağlamaktır. Seni düşünmek; Coşmaktır, çağlamaktır. Seni düşünmek; Ölmek ve yaşamaktır. Seni düşünmek; Bir sanattır. Zeki Çalar |
Seni düşünürken
Seni düşünürken bu sokaklarda, Dalgın dalgın yürüyorum sevdiğim. Hasretinle yanıp yanıp tüterken, Günden güne eriyorum sevdiğim. Nasıl ayrı kalsın gönül eşinden? Aklım dursa, duygum yürür peşinden. Çıkmaz oldun hayalimden, düşümden, Ben hep seni görüyorum sevdiğim. Cenap Allah bir pay katmış sevgiye, Her kula bir gönül vermiş hediye. Seninle göz göze geleyim diye, Bir bahane arıyorum sevdiğim. Gönül ne su ister, ne aş, ne ekmek, Gönül sevgi ister, kolay mı sevmek? Öyle güzelmiş ki seni düşünmek, Hoş hayaller kuruyorum sevdiğim. 18 Ekim 2005 Zeki Çalar |
Senin gibiler
Tek ayak üstünde kırk yalan attı, Hep masal anlattı senin gibiler. Her gelen, gideni mumla arattı, Anamı ağlattı senin gibiler. Her yerde üçkâğıt, her yerde hile, Yoksulun sırtına yüklendi çile. Binlerce insanın içinde bile, Hep gözüme battı senin gibiler. Ağladı, yalvardı, yine seçildi, Hasta etti, acı ilâç içirdi, Her yılımı ahla, vahla geçirdi, Derdime dert kattı senin gibiler. Asgarî ücretlim çile çekerken, Emeklim kuyrukta maaş beklerken, Bu sene enflâsyon düşecek derken, Hüsrana uğrattı senin gibiler. Taşeron işçimi itip kakarken, Memurum sokakta simit satarken, Vurguncu pavyonda göbek atarken, Yan gelip de yattı senin gibiler. Atatürk yoluydu hani yolumuz? Özelleşti hep sağımız, solumuz. Devlet malı deniz, yemeyen domuz! Diye diye sattı senin gibiler. 29 Mart 2000 Zeki Çalar |
Senin için
Beni görüp deli sanma, Dert ettiğin günü anma. Sen ağlama, boşa yanma, Ben yanarım senin için. Pişman olma sözlerine, Vurma yârim dizlerine. Yazık olur gözlerine, Ben ağlarım senin için. Sevgidendir kaygılarım, Kaçıp gider uykularım. Rahat durmaz duygularım, Ben bağlarım senin için. Aşk söyletir deli gibi, Bağrım yangın yeri gibi. Gel, hor görme bu garibi, Ben çağlarım senin için. Bu güzellik varken sende, Günahların kalsın bende. Ateş yansın şu sinemde, Ben dağlarım senin için. Ne deli ne serseriyim, Ben bir gönül esiriyim. Sana sevdalı biriyim, Hayallerim senin için. Gönlümde bir ilkbaharsın, Gözüm görsün, kolum sarsın. Her gördüğüm düşte varsın, Rüyalarım senin için. Bu sevdayı sen yarattın, Bende akıl mı bıraktın? Bir cahili şair yaptın, Şiirlerim senin için. Zeki Çalar |
Seninle
Sevgiyle bakıştık, aşkla kaynaştık, Mutluluk imzası attık seninle. Neşeyi paylaştık, hüznü paylaştık, En güzel zevkleri tattık seninle. Gönüller birleşti, eller birleşti, Çılgınca seviştik, diller söyleşti. Mutluluk ararken seneler geçti, Yine de yarına baktık seninle. Gün oldu, ekmeği soğanla yedik, Yoksulluğun gözü kör olsun dedik. Hiç asi olmadık, isyan etmedik, Hep umut ışığı yaktık seninle. Sen mâni söyledin, ben şiir yazdım, Sesini duymasam yapayalnızdım. Issız *******de koynunda sızdım, Sevgiye bir anlam kattık seninle. Zeki Çalar |
Serçe
Cıvıl cıvıl ötüyordu, Küçücük bir kuştu serçe. Bir gün balta sesi duydu, Kaygılandı, sustu serçe. Kestiler çam ağacını, Dağıttılar yuvasını, Kararttılar dünyasını, Can havliyle uçtu serçe. Şaşırdı hep pusulayı, Aşıp gitti düz ovayı, Artık terk etti sılayı, Gurbet ele düştü serçe. Acıktı, toprağı eşti, Böceklerle cilveleşti, Yedi, içti, güzelleşti, Bir kuşla buluştu serçe. Muhtaç oldu bir ağaca, Dal aradı uça uça, Sığmadı ele avuca, Hasretle tutuştu serçe. Kanat çırptı deli dolu, Şehirlere düştü yolu. Kat kat bina sağı solu, Çatılardan uçtu serçe. Geldi, pencereme kondu, Kanadı cama dokundu. Bir şaire şarkı sundu, Cıvıl cıvıl coştu serçe. Zeki Çalar |
Ses
Ne şiirle akan ses, Ne şarkıyla yakan ses. Seslerin en güzeli; Sevişirken çıkan ses. Ne çocuk bıcırtısı, Ne serçe vıcırtısı. Benim en sevdiğim ses; Karyola gıcırtısı. Zeki Çalar |
Sesleniş
Uyan ey kardeşim! Niçin uyursun? Türk illeri gür sesini duyursun. Ecel gelecekse, gelsin buyursun, Gayret etmeyince zincir kırılmaz. Gözünü budaktan sakınma, yılma, O güzel düşünü imkânsız kılma. Hüsrana uğrasan bile, yıkılma, İnançla yürüyen asla yorulmaz. Aramızda duvar varsa, yıkalım, Sen bana, ben sana sahip çıkalım, Tek vücut hâlinde yumruk sıkalım, Birlik olmayınca, dirlik kurulmaz. Yöremiz farklıysa, töremiz birdir, Lehçemiz farklıysa, dilimiz birdir, Kökenimiz birdir, dinimiz birdir, Türklük bilincine zincir vurulmaz. Yiğit olan, yiğitlere seslenir, Şehitlerim bayraklarla süslenir. Türk kadını ağıtlarla hislenir, Anaların gözyaşları durulmaz. Uyan ey kardeşim! Sabah olacak, Karamış bahtına güneş doğacak. Senin de bayrağın dalgalanacak, Bağımsız olmadan yaran sarılmaz. 16 Ekim 1990 Zeki Çalar |
Sevdalı
Sevda dedim, sevda geldi başıma, Hislerim sevdalı, fikrim sevdalı. Kara gözlüm yine girdi düşüme, Düşlerim sevdalı, zikrim sevdalı. Onu düşünürken gözlerim dolar, Boğazımda düğümlenir lokmalar, Dumanlı görünür dağlar, ovalar, Hayalim sevdalı, gönlüm sevdalı. Bu kara sevdayla aş mı yutulur? 'Unut gitsin! ' derler, zor unutulur. Göz göze gelince dilim tutulur, Gözlerim sevdalı, dilim sevdalı. Dur demek imkânsız duygularıma, Ölürüm ben bu sevdanın uğruna, Gül gibidir, diken olur bağrıma, Dikenim sevdalı, gülüm sevdalı. Kara gözlüm sepet takmış koluna, Yine çıkmış Milas Bodrum yoluna, Kurban oldum yazmasının puluna, Hasretim sevdalı, derdim sevdalı. Bir çare aradım ben bu derdime, Gelin güvey oldum kendi kendime, Oturup ağladım garip hâlime, Gözyaşım sevdalı, hâlim sevdalı. Azı, çoğu bilemez ki kararım, Sabredemem, büyük olur zararım. Bağrıma basacak bir taş ararım, Yüreğim sevdalı, bağrım sevdalı. Onbeşimde delikanlı sayıldım, Gezdim tozdum, sarhoş oldum, ayıldım, Elma gibi yanaklara bayıldım, Emelim sevdalı, arzum sevdalı. Kara gözlüm beyaz örtü bürünür, Gözlerime gelin gibi görünür, Güzel seven yiğit elbet övünür, Bir garip âşığım, özüm sevdalı. Bahar olsam, lâleleri allasam, Rüzgâr olsam, gül dalını sallasam, Çok düşündüm, nasıl selâm yollasam? Selâmım sevdalı, sözüm sevdalı. Aklımı, fikrimi aldı sözleri, Yaktı beni o kapkara gözleri, Kim söndürür bağrımdaki közleri? Ateşim sevdalı, közüm sevdalı. Zeki Çalar |
Sevdalıyım
Her yerde güzel ararım, Ben güzele sevdalıyım. Güzelde aklım, kararım, Ben güzele sevdalıyım. Kaşı güzel, gözü güzel, Boyu güzel, yüzü güzel. Sevdiğimin sözü güzel, Ben güzele sevdalıyım. Esen yele, açan güle, İmrenirim mor sümbüle, Özenirim her bülbüle, Ben güzele sevdalıyım. Güneş doğsun pırıl pırıl, Dere aksın şırıl şırıl, Kuşlar uçsun cıvıl cıvıl, Ben güzele sevdalıyım. Hava güzel, toprak güzel, Ağaçlara bakmak güzel, Dalındaki yaprak güzel, Ben güzele sevdalıyım. Renk renk çiçek açsın kırda, Ardıç olsun her bayırda, Kuzu melesin çayırda, Ben güzele sevdalıyım. Meyve versin ovalarım, Çıplak kalmasın dağlarım, Güzel görmezsem ağlarım, Ben güzele sevdalıyım. Bir bak gönül gözü ile, Ne yalan var ne de hile, Hasretini çeksem bile, Ben güzele sevdalıyım. Zeki Çalar |
Sevdiğim
Aynanın içinde seyret kendini, Tara saçlarını, tara sevdiğim. Yeter ki sen iste, ben düşünürüm, Düşünürüm kara kara sevdiğim. Odunun, kömürün fiyatı arttı, Kasap bile eti dirhemle tarttı. İnsanlık nerede, rafa mı kalktı? Şimdi her şey para, para sevdiğim. Çıldırdı desise, hızlandı hile, Ben adam olamam bu kafa ile. Bulursun dediler Bağdat'ı bile, Bulamadım sora sora sevdiğim. Yalandan dolandan bıktım, usandım, Yine de inandım, her söze kandım. Her dağın ardında güneş var sandım, Eremedim vara vara sevdiğim. Zeki Çalar der ki: Sabrım taşıyor, Aklım karışıyor, fikrim şaşıyor. Umutlu olanlar dağı aşıyor, Dağlar bile sıra sıra sevdiğim. Zeki Çalar |
Sevenler için
Gönülden sevenler inanır aşka, Ah çekmek aşkadır sevenler için. Gündüzler başkadır, ******* başka, Dünya bir başkadır sevenler için. Gönülden gönüle yollar açılır, Sevgi bahçesinde güller açılır, Hasretle bekleyen kollar açılır, Kavuşmak başkadır sevenler için. Gönülden sevenler çekerse çile, Dert olur dertleri öten bülbüle. Bulutlar da ağlar, gök gelir dile, Yağmur bir başkadır sevenler için. Var mıdır dünyada yâr gibi tatlı? Seven her gönülde sevilen saklı. Mecnun, Leyla derken kaybetmiş aklı, Hasret bir başkadır sevenler için. Sevdalı gözlerden gözyaşı damlar, Sevenin hâlinden sevenler anlar. Çalar bütün sazlar, inler kemanlar, Şarkılar başkadır sevenler için. Zeki Çalar |
Sevgi üstüne
Dünyalar kurulmuş sevgi üstüne, Sevgisiz bir gönül taşıyamam ki. Madem yaratıldım, madem insanım, Ben aşksız, duygusuz yaşayamam ki. Sevgimle umudum benzer güneşe, Gecem gündüz olur, dertlerim neşe, Aşk derim gönlümde yanan ateşe, Ben böyle yanmadan yaşayamam ki. Sen benim tutkumsun, heyecanımsın, Sönmesin bu ateş her zaman yansın. Durmasın dudaklar, hep seni ansın, Adını anmadan yaşayamam ki. Tenimin içinde durdukça canım, Aşkınla dolaşsın damarda kanım. Sevmek ibadetim, dinim, imanım, Sevip, sevilmeden yaşayamam ki. Zeki Çalar |
Sevgili diye
Aşk şarabı içtim senin elinden, Ezgiler dökülür gönül telimden. Hiç şikâyet etmem çektiklerimden, Bağrım yanar olsun sevgili diye. Aşk yoluna umut bağlayan bilir, Hasretle ah çekip ağlayan bilir. Yunus gibi coşup çağlayan bilir, Gönlüm pınar olsun sevgili diye. Karanlıkta ışık arar gözlerim, Mubarek yüzünü görmek isterim. Adın dua gibi, okur söylerim, Dilim anar olsun sevgili diye. Bin şiir gibisin duygularımda, Sana sığınırım kaygılarımda. Cennetin görünsün uykularımda, Düşüm sunar olsun sevgili diye. Adını huşuyla ansın dudaklar, Gönlümün gözüyle yakın uzaklar. Yoluma kurulsun zevkten tuzaklar, Nefsim sınar olsun sevgili diye. Mor karanfil benim, fesleğen benim, Aşkınla gönlümü besleyen benim. Bir ömrü yaşarken eskiyen tenim, Bir can sunar olsun sevgili diye. Zeki Çalar |
Sevgililer günü
Ne o gün var, ne şu gün, Tarih olup geçti dün. Merhaba sevgililer, Sizin gününüz bugün. 14 Şubat 2007 Zeki Çalar |
Sevindim
Yıllar sonra köye geldim, Dere kenarına indim. Bugün benim mutlu günüm, Sevda'yı gördüm sevindim. Öğle vakti sırasında, Gezdim pamuk tarlasında. Fidanların arasında, Sevda'yı gördüm sevindim. Basmış çapanın ucuna, Toprak dolmuş pabucuna, Bakar şişmiş avucuna, Sevda'yı gördüm sevindim. Tepemizde durdu güneş, Ben bir barut, o bir ateş, Bakıştık biz kardeş kardeş, Sevda'yı gördüm sevindim. Göz göz olduk, gözler doldu, Gam, kasavet unutuldu, Sevinçten dilim tutuldu, Sevda'yı gördüm sevindim. Zeki Çalar |
Sılayı boş mu sandın?
Sılayı boş mu sandın? Gurbeti hoş mu sandın? Uçtun baba evinden, Kendini kuş mu sandın? Ne anneni dinledin, Ne babanı dinledin, Haftada bir gelmedin, Yolu yokuş mu sandın? Gurbete konan ağlar, Hasretle yanan ağlar. Ardından anan ağlar, Yüreği taş mı sandın? Derdim gizli yürüdü, Ciğerlerim çürüdü. Aka aka kurudu, Gözlerim yaş mı sandın? Geçer cicim ayları, Gelir çile payları. Çok çekersin vayları, Gerçeği düş mü sandın? Zeki Çalar |
Sitem
Pencereden göz ettin, Selâm verdim, söz ettin. Yaktın benim kalbimi, Bağrımda bi köz ettin. Hayal kurdum, düşledim, Yüreğime işledim. Düğün yapalım dedim, Niye itiraz ettin? Hep kırıttın, naz ettin, Sözünü olmaz ettin. Seni seven gönlümü, Her türküne saz ettin. Hüzünlü havalarım, Türkülerle ağlarım. Gençliğime yanarım, Baharımı güz ettin. Yağmur yağdı, kar yağdı, Bak saçlarım ağardı. Naz edecek ne vardı? Bir derdimi yüz ettin. Uykusuz *******im, Bitmez düşüncelerim. Ne yerim, ne içerim, Kız beni maraz ettin. Zeki Çalar |
Sivrisinek
Sel götürsün vücudunu, Yel savursun sivrisinek. Helâk olsun soyun sopun, Tez kurusun sivrisinek. Yine yaktın şu canımı, Kaşındırdın her yanımı. Helâl etmem ki kanımı, Haram olsun sivrisinek. Bir kötüsün ayan beyan, İşin gücün zarar ziyan. Zengin olsun sana kıyan, Altın bulsun sivrisinek. Yağmur yağsın üzerine, Maraz girsin dizlerine. Diken batsın gözlerine, Kanla dolsun sivrisinek. Zehir zıkkım olsu aşın, Hep ağrısın dertli başın. Benim gibi sen de kaşın, Tenin solsun sivrisinek. Hep hor gördün nimetini, Bilmedin ki kıymetini. Karınca tutsun etini, Zevkle yolsun sivrisinek. Sararsın pis yanakların, Tutmaz olsun ayakların. Bir bir kopsun kanatların, Hep kaybolsun sivrisinek. İnşallah yüzün gülmesin, Dertlerin hiç eksilmesin. İki gözün de görmesin, Kuşlar oysun sivrisinek. Sen uçarken vızır vızır, Ne rahat var, ne de huzur. Bende değil, sende kusur, Gözün doysun sivrisinek. Güneş batıdan doğarsa, Mızrak çuvala sığarsa, Sana saygı duyan varsa, Selâm dursun sivrisinek. Benden başka aptal yok mu? Mutlu musun, karnın tok mu? Kurşun mu istersin, ok mu? Felek vursun sivrisinek. Karnın davul gibi şişsin, Tüm vücudun yanıp pişsin. Avcılar peşine düşsün, Pusu kursun sivrisinek. Senin şerrinden bıksınlar, Bin tane kurşun sıksınlar. Leşini yere yıksınlar, Kurtlar sarsın sivrisinek. Kan emici, gaddar cani, Sende insaf var mı, hani? Hemen gelsin üç zebanî, Hesap sorsun sivrisinek. Olmaz olsun duyargası, Ne önü var, ne arkası. Bayram etsin leş kargası, Seni yutsun sivrisinek. Zeki der ki: Davacıyım, Hem yargıcım, hem savcıyım. Ölmen için duacıyım, Ahım tutsun sivrisinek. 12 Temmuz 1999 Zeki Çalar |
Sorgu
Çayın, şekerin var mı? Tuzun, biberin var mı? Nasıl para kazandın? Alnında terin var mı? Her şeyin başı para, Gel de insanlık ara. Yakmışsın bir sigara, Sağlam ciğerin var mı? Kalktı atlar, eyerler, Değişti hep değerler. İnsanlık öldü derler, Fazla değerin var mı? Bir güzeli öptün mü? Yanıp yanıp tüttün mü? Hiç gözyaşı döktün mü? Aşktan haberin var mı? Bu dünyada ne yaptın? Ne buldun, ne yarattın? Ardında ne bıraktın? Adın, eserin var mı? Zeki der ki: Velhâsıl, Ömür kısa bir fasıl. Tanrı'yla aran nasıl? Ahrette yerin var mı? Zeki Çalar |
Sorun
Onu, bunu kandırmak, Zengin olmak çok kolay. Fikir suçu olur mu? Bu çağdışı bir olay. Duman tütmez bacadan, Öğüt vermez kocadan, Yarım hacı, hocadan, Ne ok olur, ne de yay. Ana, baba ayrılır, Nice yuva yıkılır. Çocuk sahipsiz kalır, Bunu da bir sorun say. Toplum eğitilmezse, Doğruları bilmezse, Asık yüzler gülmezse, Ne saz kalır, ne halay. Duman tütmez bacadan, Öğüt vermez kocadan, Yarım hacı, hocadan, Ne ok olur, ne de yay. Ana, baba ayrılır, Nice yuva yıkılır. Çocuk sahipsiz kalır, Bunu da bir sorun say. Toplum eğitilmezse, Doğruları bilmezse, Asık yüzler gülmezse, Ne saz kalır, ne halay. Zeki Çalar |
Söyle
Özünü bil de söyle Sözünü bil de söyle Bir kusurum var ise, Uygun bir dilde söyle. Sözü sabrınla söyle Ağız tadınla söyle Sahte adla gizlenme, Gerçek adınla söyle. 5 Eylül 2006 Zeki Çalar |
Söyle hocam
Dinle hocam, maruzatım var sana, Bir cahilim, biraz öğüt ver bana. Yediğimiz, içtiğimiz tarhana, Söyle hocam, kaderimiz bu mudur? Alın teri, emek para etmiyor, Aşa yetse, üste başa yetmiyor, Yoksulun, garibin derdi bitmiyor, Söyle hocam, dürüst olmak bu mudur? Yüze gülüp, arkamızdan söverler, Haklı bile olsak, yine döverler, Hani, nerde o manevî değerler? Söyle hocam, güzel ahlâk bu mudur? Helâl, haram birbirine karışır, Torpil, rüşvet kıyasıya yarışır, Haklı susar, haksızlar çok konuşur, Söyle hocam, demokrasi bu mudur? Zeki Çalar der ki: Canım sıkılır, Kim güçlüyse, ona arka çıkılır, Kalp kırılır, bin kez gönül yıkılır, Ah be hocam! Yüreğim çok doludur. Zeki Çalar |
Söz
İyilikten söz et bana, İyi şeyler hiç can sıkmaz. Yardım etmek iyiliktir, Kötülükten bir şey çıkmaz. Güzellikten söz et bana, Güzellikten insan bıkmaz. Herkes güzel görmek ister, Çirkinliğe kimse bakmaz. Hep sevgiden söz et bana, Sevdalılar gönül yıkmaz. Her şeyin başı sevgidir, Nefret nehri doğru akmaz. Mutluluktan söz et bana, Mutlu olan hiç kaş çatmaz. Herkes mutlu olmak ister, Mutsuz olan rahat yatmaz. Zeki Çalar |
Su buldum zeytinlikten
Su buldum zeytinlikten, Çay doldurdum demlikten. Kız, seni alamazsam, Giderim bu Gemlik'ten. Çapa yaptım, yoruldum, Karşımda seni buldum, Bir görüşte vuruldum, Baş döndü güzellikten. Tutabilsem elinden, Sarsam ince belinden. Aklım, fikrim hep sende, Yanarım hasretinden. Mavi denizin dibi, Tıpkı gözlerin gibi. Gel, üzme bu garibi, Kara sevdalıyım ben. Düşler uykumu böler, Hayalin bana güler. Yanık yanık türküler, Söylerim hasretinden. Gittim, sordum hocaya, Çare var mı sevdaya? Fal baktırdım falcıya, Sen çıktın kısmetimden. 22 Ağustos 1976 Zeki Çalar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:46 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.