www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ahmet Canbaba (https://www.cakal.net/showthread.php?t=137787)

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Nutuk

NUTUK

Sayın vatandaşlarım, öhhö öhhö.
Köprünüz yok, reyiniz var biliyom.
Öyle değel midir, dediler he! .. he! ..
Neyiniz var, neyiniz yok biliyom.

Muhtarınız böyük bir ulu kişi
He deyin burada bitirin işi.
Mecliste abeyi, köyde gardaşı.
Cesur zengin beyiniz var biliyom.

Yolunuz çamurdan geçilmez imiş
Hökümet yaptırmaz diye kim demiş
Söyle len Murtaza, söyle len Memiş.
Yemyeşil bir beldeniz var biliyom.

Devletimiz okutup küçükleri
Sırtınızdan atacaaz yükleri
Bizim gibi değerli böyükleri
Sevip sayan huyunuz var biliyom.

Yanınızdayız son nefesimizde
Biz olalım çıkacak sesinizde
Sizlerinde böyük meclisimizde
Bizim gibi dayınız var biliyom.

Köylüye gredi dirsen bizde var
Emme irey dersen o da sizde var
İlkbahar var, sonbahar var, yaz da var
Çeşmeniz yok, caminiz var biliyom.

Yar vurmuşu gurbet ele göçtüren
Yel vurmuş Iraza şifa saçtıran
Kel Durmuşu böyük adam seçtiren
Çok değerli köyünüz var biliyom.

Kimler ermiş görüp bizleri ayan
Dinnemeye gelmişler yorgun yayan
İçer hastalığa çare arayan
Derde derman suyunuz var biliyom

Aha burda ne dirseniz ben varım
Yolunuz burdanmı geçer annarım.
Meclise seçtirecek gurbannarım
Bize yeter sayınız var biliyom.

Değil akrabanız hısmınız için
Vallah inanmayan gısmınız için
Bizler için değil hasmınız için
Yolunacak tüyünüz var biliyom.

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Öğreetmenim

ÖĞRETMENİM

Kişilik kazandırır bize gelecek verir
Kimi gün ikaz eder doğru yolu gösterir
Bilginin potasından sözler dökülür erir,
Yanıtlar içtenlikle sorumu öğretmenim.

Yanlış inanışlarla insan doğrudan sapar
Gerçek öğretilmezse ateşe puta tapar
Özveriyle çalışıp, nasıl bizlere yapar
En güzel anlatımla yorumu, öğretmenim.

Mutlu gelecek için ne varsa sorulacak
Nesiller yetiştirir rekorlar kırılacak
Çağdaş bilim yolunda hedefe varılacak
Başlıbaşına bilgi kurumu öğretmenim.

Her adımda rastlarız Atatürkten izlere
Onun düşüncesinde yeşeren filizlere,
Bir bak..Neler oluyor açıklıyor bizlere
En basit misallerle durumu öğretmenim

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Rol Yapıyoruz

ROL YAPIYORUZ

Sıska bücür devmiş gibi
Yaratmış rab övmüş gibi
Sevmesekte sevmiş gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Rab vermese vermiş gibi
Doğru yol göstermiş gibi
Ermesekte ermiş gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Az verirsin çokmuş gibi
Birvarmış biryokmuş gibi
Aç gezeriz tokmuş gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Kanmasakta kanmış gibi
Kirliysek yıkanmış gibi
Anmasakta anmış gibi
Hayatta rol yapıyoruz

İçmesekte sarhoş gibi
Çirkinsek göze hoş gibi
Dert küpü olsak boş gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Kızmasakta kızar gibi
Yazmasakta yazar gibi
Olmasakta sezar gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Gezmesekte gezer gibi
Güçsüz ama ezer gibi
Medyumumuz sezer gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Akılsızsak bilmiş gibi
Yaşasakta ölmüş gibi
Gülmesekte gülmüş gibi
Hayatta rol yapıyoruz

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Sabahat

SABAHAT

Öyle şamataydı öyle gırgırdı
Bizim mahallenin dulu Sabahat
Estetik yaptırıp gerdan gerdirdi
Küfürbazdı deli, dolu Sabahat

Göbek atan Aysel, Keziban,Mine
Satılmışın kızı yamuk Emine
Beraber arkadaş ama kimine
Pekmez diye satar balı Sabahat

Nerde yakalarsan orda öpersin
Bir şey anlatsa gözyaşı dökersin
Pazartesi gezer yersin içersin
Gelirim der gelmez Salı Sabahat

Hayattan yakınır der para yetmez
Gidelim de derki olur fark etmez
Anasının gözüdür belli etmez
Kimseye koklatmaz gülü Sabahat

Onu gören gençler ıslık çalardı
Kimi ah anam der düşe dalardı
Yüz bulamaz çoğu avuç yalardı
Kimsenin olmazdı malı Sabahat

Acılar var gönül yaralarında
İftira kol gezer karalarında
Kıskanç hatunların aralarında
Durur sanki kara çalı Sabahat

Bazen aylar geçer ortada yoktur
Parası, pulu olan dostu çoktur
Mevla’m nasip etmiş demek ki haktır
Gezer Eskişehir, Bolu Sabahat

“İnsanı yaşatan edeptir ardır”
Desen, der “günün mutlu geçse kardır”
Onunda sevabı, günahı vardır
Ne yapalım Tanrı kulu Sabahat

Aşıkları bahçede gül bırakmaz
Kendi şakır gülde bülbül bırakmaz.
Öyle atar mangalda kül bırakmaz,
Burnundan aldırmaz kılı Sabahat

Peşinden koşanda can, hal bırakmaz
Kimseye tutunacak dal bırakmaz
Aşığını sömürür mal bırakmaz
Tazıya giydirir çulu Sabahat

Rahat dursa helalinden bir eştir.
Yetmişinde ama sanki kırk beştir
Gören derki bu kızıyla kardeştir
Genç kalmanın aşk der yolu Sabahat

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Sabahlar

Kedi karşısında tazı görüp de

Kama gibi çıksa sevgiler kından
Gönüllerde gezer bıkmaz akından
Güzeli sevmemek mümkün mü candan
Bu kadar işveyi nazı görüp de

Gidiyorlar çoğu murat almadan
Yüreklerindeki aşkı bulmadan
Öyle kişiler var daha çalmadan
Oynamağa kalkar sazı görüp de

Tanrı veriyordu çoğuna yoktan
Hakkına razıydı gelirse haktan
Keyfi yerindeydi çoğunun çoktan
Birden isyan etti azı görüp de

Yokuşa çıkanlar inişe geçmiş
Çekilen acılar dinişe geçmiş
Ömür sona doğru finişe geçmiş
Kışa eremedi yazı görüp de

Kazan biri senin üçü çetelik
Delik cepte hiç kalmıyor metelik
Kendisi yer içer birde üstelik
Kurda haber verir kuzu görüp de

DOKUNULMAZLIK

Suçlulara hükümet kurmak verilmiş bir hak
Temiz bir parti diye ismini koyarsın ak
Halk sistemin çarkında ezilirken onlara
Bu nasıl bir düzen ki gene dokunmak yasak






SABAHLAR

Uykum kaçmış bir gece yüksek bir terastayım
Yıldızları doyumsuz seyretmeye hastayım

Milyarlarca ışık yıl zamanı var aramda
Geceyi tek başına yaşarken Ankara’mda

Var mıdır başka biri yıldızlara bakıp ta
Bir haz duysun o rahat uykuyu bırakıp ta

Herkes uykuda, kuşlar,uyumayan bir benim
Gece serinliğinde dinç ve sağlam bedenim

Düşün, binlerce beyin rüya görür uykuda
Kimi uçar havada, kimi boğulur suda

Bulutlardan sıyrılıp görülür teker,teker
Göz kırparken yıldızlar sanki bir merhaba der

Karanlık, karanlığa karışmışken zifiri
Görünmez karanlıkta havanın isli kiri

Uykuya teslim olmuş binlerce çarpan yürek
Rüya denizlerinde sessizce çeker kürek

Rüyalara girse de aşk gecede yaşanır
Kimi yerde gönülden ne sevgiler boşanır

Kimi diskoda, barda kimi mahpus damında
Yürekleri cız eder her günün akşamında

Belki bir gece boyu kalkmış konan yasaklar
Hangi acı nerede, hangi sevdayı saklar

Kimi yerde dertlerle sorunlar uyanmadan
Evlerin ışıkları ara sıra yanmadan

Bir gizemlik sevgiyi davet ediyor aşka
Her mevsimde geceden sabaha kalkış başka

Umuda sürgün veren fikirler uyumakta
Ömürler gece boyu sarılır bir yumakta

Bir sonraki sabaha gece verirken mola
Kimi derdi erteler, sabah ola hayrola

Hiç farkında olmadan geçerken güne yarın
Tesiri yavaş, yavaş kaybolur ışıkların

Sokak köpeklerinin sesleridir ürüyen
Gece karanlığıdır yudum, yudum eriyen

Kimi erken kalkacak gün başı yolculuğa
Veda edip gidecek belki çoluk, çocuğa

Gün ışığına gebe hayır şer saklı düşte
Uyanıyorlar sabah ezanı saat beşte

Karanlığın içinden gelirken ezan sesi
Bir güne başlanacak bir gecenin ertesi

Geceden nasıl çıkmak, güne nasıl başlamak
Ya, hızlı kalkmak yada, boş verip yavaşlamak

Mahmurluğu üstünden zor atıp kalkan kişi
Kalkmaz güne kimisi, yatmak en güzel işi

Uykuya dalmış gece, dalmış tasa, dert, hüzün
Feryatlar yükselecek uyanınca gündüzün

Kim bilir daha başka acıyı tattıracak
Sakinleşmiş olaylar başlarken güne sıcak

Bir kızartı belirdi henüz güneş doğuyor
Tabiat alemini kaplayarak boğuyor

Horozların ötüşü sabahı müjdelerken
Yıldızlar gibi ayda kayboldu erken, erken

Artık herkesin derdi başladı ahlar, vahlar
Gece boyu içimde, huzur bende sabahlar.

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Savaşın İnce Ayarı

SAVAŞIN İNCE AYARI

Bir yaşam biçimi olmuş savaşta
Sabahları
yağmur nöbetine kalkardı gözleri
savaş tedirginliğindeyken yufka yüreklerinde
tanklar geçiyordu
Bağdat’lı çocukların gözyaşlarından.

Bu savaşa önce başkaldırdılar
sonra bağışıklık kazandılar
gökten utanç yağarken
gökten kol ve bacak.
Savaş yorgunuydu her biri
yıkık bir dünya bırakıyorlardı geride onlara.
Oysa
var oluş çabasıydı yok olmaları
ölüyor öldürüyorlardı
bir canlı bombaydılar çoğu
zeytin karası gözlerinden okunuyordu sefalet
yarı aç yarı tok olmaları
biraz daha bilerdi hınçlarını
pusuya yatardı gözleri
izlenmekteydiler bir başka yerden
belki de görünmediklerini sandıkları
bir başka siperden
ölüm üzerlerinde kol gezerken gözlerini
ayıramıyorlardı gölgelerden.

O gölgeler ki ansızın
tank oluyordu
başlarına ölüm yağan bir uçak.
O gözler ki tetikte
her biri bir aslandı
gönüllerinde isyanlar yatan.
Onlar yoksulluğun coğrafyasındaydılar
teslim alınırdı yüreklerindeki kaleler
tedirginliğin konvoyundaydılar yol boyu
ölüme giderlerdi
ölüme
bir sığınmacı gibi her biri

Sonra bir bakarsın savaşın ince ayarı
bir sihirli değnek gibi susturmuş tepkileri
esirler serbest esirler hür
hüzünlü bakışlarının gelgitlerinde
bir öyküsü vardır gözlerin bir sorsan
neler anlatırlar sen anlamasan da dillerini
savaş yorgunu her biri
binlerce dul eşleri geride
gelecek savaşlara yeni çocuklar için
genç ve diri
ve güzel onlarcası
bekler yollarını.

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:31 AM

Seni Sevmeye Hazır Değilim



Ne hatırını bileceğim bir fincan kahvenden
ne bir yudum suyundan içebilirim.
Ne ekmeğini böler
ve nede aşını paylaşabilirim.
Ne verdim ki ben sana
ne isteyebilirim.
Emek harcanmamış bedava sevgi
aşka dönüşmez ki yüreğimde.
Seni sevmeye hazır değilim.

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:32 AM

Sermayesi Din

SERMAYESİ DİN

Sermayesi din olanlar
Pazarlar Allah’ı kula
Yüreğinde kin olanlar
Kızarlar gelmezler yola

Coşku taşımaz neşemde
Can mola verir köşemde
Hayat denilen yaşamda
Satarlar ömrü bir pula

Yol kesiyor bakkal kasap
Yokluğa çıkıyor hesap
Bakır leğen kalaysız kap
Komşu muhtaç olmuş küle

Rahman ile başlar işe
Yediği dokunmaz dişe
Yaratan zevkten dört köşe
Eziyet ederken kula

Kiminin gözü yukarı
Kiminin yok ki akarı
Koca bulamaz bekarı
Yüz sürer çaputa çula

Tanrıya yaparlar koğu
Biter dinde varı yoğu
Umut bağlamışlar çoğu
Şişedeki kutsal kıla

Canbaba caymaz sözünden
Kaçmaz gerçekler gözünden
Çeker hurafe yüzünden
Gönül dergahında çile

Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:32 AM

Sermayesi Din Olanlar

SERMAYESİ DİN OLANLAR


Sermayesi din olanlar
Pazarlar Allah’ı kula
Yüreğinde kin olanlar
Kızarlar gelmezler yola

Coşku taşımaz neşemde
Can mola verir köşemde
Hayat denilen yaşamda
Satarlar ömrü bir pula

Yol kesiyor bakkal kasap
Yokluğa çıkıyor hesap
Bakır leğen kalaysız kap
Komşu muhtaç olmuş küle

Rahman ile başlar işe
Yediği dokunmaz dişe
Yaratan zevkten dört köşe
Eziyet ederken kula

Kiminin gözü yukarı
Kiminin yok ki akarı
Koca bulamaz bekarı
Yüz sürer çaputa çula

Tanrıya yaparlar koğu
Biter dinde varı yoğu
Umut bağlamışlar çoğu
Şişedeki kutsal kıla

Canbaba caymaz sözünden
Kaçmaz gerçekler gözünden
Çeker hurafe yüzünden
Gönül dergahında çile



Ahmet Canbaba

GooD aNd EvıL 12-06-2008 10:32 AM

Sevmekmi Birtanem

SEVMEKMİ BİRTANEM

Sevmek mi bir tanem
bu benim işim.
Dur gitme kaybolma bir gölge gibi.
Yıpranmış ve yorgun
dalgaların vuruşu sahilde
eskitiyordu ne varsa dünden.
Bir söz düşmüş bakışlardan
göz bahçelerinde ağlıyor yoksulluğun.
İçimde sende intihar ettin
beni yalnız bırakıp,
bozulan bu düzenin sessizliğinde.

Sevmek mi bir tanem
bu benim işim.
Gecenin sessizliğinde gel uzan kollarıma.
Bir ninni gibi gelsin
okşarken rüzgarın sesi denizi.
Yorulsun sevgiler
hatıralara dönüşüp acılarla.
Bu gece bir başka sevdalanmalısın.
Yorgun gönlüme isyan etmişken yıldızlar,
sen benimle kalmalısın
ve benim gözümle bakmalısın bana.

Sevmek mi bir tanem
bu benim işim.
Bir akşam boşalttım, güne.
İçinde yıldızları eksikmiş meğer.
Bakır rengi bulutlar gün batımında
akşamı soluyordu dağların ardında.
Yağmur kokusuna hasret ıstıraplı yürekler
yarınları emiyordu *******den.
Sen farkında değildin,
sensizliği zincire vurduğumun.
Ayaklarım gidiyor yürüdüğün yollara
hep geriye atsam da adımlarımı.
Geleceklerde bitermiş be kömür gözüm
alınyazımı peşin yazdığımda.

Ahmet Canbaba


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:32 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.