![]() |
Hakan İnan
Ağabeyin Değirmenleri
Memleketimi dolaşıyorum gah yürüyerek gah araçla öğleden sonra bir vakit kimi yerler bozkır,kimi, yeşil! Yel değirmenleri her yerde. Birer dev gibi sanki hepsi,feraceli. Al yanaklı köylü fadik bacı gibi. Ortadalar hepsi,bozkırda. Rüzgar hepsini yalar. kimi döner, kimide hala nazlı nazlı bekler,rüzgar yetmez soruyorum,bunların burdalığı neden? Neden demir ile sac?cevap yok. Anama gösteriyorum değirmenleri, bak ana!memleketi bunlar doyuruyor. Elektiriğide bunlar verir,suyuda. Hatta tarladaki başağı,bahçedeki ıspanağı, sofrandaki kaşığı bunlarla doldurursun be ana. Bazen yıldırım gibi düşünceler çakılır beynime ana! Bu değirmenlerin tümü,alayı ya rüzgarla dans edemez, nazlı nazlı ufukta bir sağa bir sola dönemez kaybolur ise ufuktaki bozkırda. Köylü Mehmet bakınırsa hışımla! El vermez ise ağabey Mehmet ağaya, girmek lazım gelir artık mağaraya. Vay o zaman halimize. Değil tarladaki başak ve de ıspanak, zindan olur bizede, bu dünyada aldanarak yaşamak. |
Ah Birde Sevdiğim
Yükseliyor hoş nağmeler sema ya. Meşk ederek dönüyorum yine arzımda Temizleniyorum a canlarım kabem de. Ah birde sevdiğim yanımda olsa. Biryanımı sarmış dostlar, diğer yanımdaysa notalar,nağmeler her şey dengeleniyor yanan yüreğimde Ah birde sevdiğim yanımda olsa. Masamda bir iki arkadaş Bir iki defter kitap kalem. Birazda duygu var yüklüce, Ah birde sevdiğim yanımda olsa. İç çekiyorum özlemle senli anılara, tadıyorum her acıdan azar azar. Gönlüme birtek seni anlatamıyorum. Ah birde sevdiğim yanımda olsa. Uğruna akıttığım gözyaşlarını saklıyorum, görüpte üzülmeyesin diye ırak yerlerde. gönlüm senden taraf oldu,ben kaldım yalnız dertte. Ah birde sevdiğim yanımda olsa. |
Anadolu Kartalı
Barbar şövalyelerden kaçırıyorum yarimi, Koşturuyorlar atlarını üzerimize üzerimize. Ha desek,fırsat versek aman vermeyecekler bize. Çılgınca ezip geçecekler bedenimizden artakalanları Geçtikleri yerleri kirletiyorlar!suları kurutuyor, Havayı pisletiyorlar. mahsulleri zorbalıkla alıyorlar mazlumdan. Bırakmam yarimi barbar şövalyelere.!! sırtlanıp çıkarım dağlara. O dağlar ki;engin ormanları etek yaptı sarp Kayalardaki anadolu kartalına. Zirveye yaklaştıkça bizde kartallaşıyoruz.. Bizde dünyaya kartal gibi anadoludan bakıyoruz Barbar şövalyeler geliyor batıdan sürü..sürü.. Atlı barbarlar medeniyet getiriyor mazlumların kanıyla yıkanmış,kirli kılıçlarıyla. |
Anlayana
Bir çığlıktır haykırışlarım Anlayana beni mısralarımda. anlayanadır yağmurların gözyaşlarım olduğunu, giden katarlardaki yükün aslında benim ızdıraplı yüreğim olduğunu anlayanadır. Ne kadar zordur bilirmisin severken donuk gözlerle bakmak sana, kaşlarımı tutmak çatık, boşaltmak gözyaşlarımı içime. bir hüzündür haykırışlarım anlayabilene beni mısralarımda. |
Arkadaşlarıma
Esen seher yeliyle dans eden ekinlerdeki başak tanesinde gizlenmiş olan esrarengiz bilmeceler, rüzgarın her mevsim yaptığı oyunlardır ki canım! Unutturacak mı sanırsın yüreğimdeki seni bana? Sitemkarım elbet talihimin oynadığı oyunlara, küskünüm yinede beni var eden dünyaya. Sıkma sen canını be yavrucağım. Şansım dönerse ola ki gülerek bana; ayağıma çelme atıp turap olanlardan da, oynanan oyunlar ve dünya ile girdiğim kumardan da, bir gün galip olarak kalkacağım elbet bu masadan da! |
Asi Ve Tuvaldeki Fırça
Rüzgarınla savrulduğum şu garip Cuma akşamı, Dertlerimi yudum yudum içiyorum rakı niyetine sen yoksun diye yanımda. Tütün gibi için için yanıyorum Sarılıp halvet olalım gizlice, içelim mutluluk pınarından sessizce. Birde gözlerindeki sertliği kırıp çocuksu kalbini elde etmek istiyorum. Densizce. Birazda gafilce. Maviliğinde kaybolan bedenim, Seni arzuluyor benden gizllice. Kalp atışlarımı gizlemek için elimi ısırıyorum kuvvetlice Yokluğunda üzülüp solan çiçekleri, varlığında diriltiyorum bir fırça darbesiyle tuvalimde ve sen biriciğim; beni aşık eden gözlerine gamsızlığını zerk ediyorsun bencilce. |
Ay Işığındaki Türkü
Yılların yorgunu kerpiç evin tahta kapısı İnleyerek açtı ağzını. Genç adam mırıldanarak koyulmuştu yola Islık çalan rüzgar bile O’nu fazla etkilemiyordu. Sabit bakışlar, dik omuzlar Onun boyun eğmeyeceğini gösterir gibiydi Rüzgarla dans eden ağaçlar O’na Sevgiliye ne kadar hasret kaldığını hatırlattı. Başladı ay ışığında umutsuzlukla türküsüne. Nağmeler gökyüzünde çınlayıp ararken eşlerini O’da arıyordu hasretini İstemeye istemeye, Belki diyordu belki de.. |
Aynalar
Cam bardaktan su içmesini çok severim Saf,duru,berrak Bazen sevdamı onunla selamlarım Dudaklarımı onda bulurum Bazen bir camdan bakışırız Gözler yine onda karşılaşır Onunla anlam bulur Kendi ifadeni onda görürsün hep. Seni senden iyi anlatır çoğu zaman Şaşarsın. Aynaya bakıp onunla konuşursun gizlice iyi dosttur aynalar,hemde çok iyi dost sırdaşım,ortağım,arkadaşım. |
Bekleyiş
Özlem yalnızca sensiz geçen yılların Verdiği acı değildir ey diğer yarım. Sensizliği buram buram çekiyorsam içime Alarak yanına hasreti de. Bastığım toprak alev saçıyorsa, Puslu gözlerle mutluluğumu çaldılar Diye kızıyorsam ağlarken hasretle Buda özlemdir elbet en katmerlisinden. Ve eğer amaç diye bir şey varsa bu; Sana kavuşacağım günü bekleyişimdir hiç gelmeyeceğini bilsem de. |
Ben Bunu Hep Yapıyorum
Bir oturup bir kalkıyorum. Hop oturup pir kalkıyorum. ben bunu hep yapıyorum. Yüreğime adam olmayı, Kalbime gizli aşkları öğretiyorum. Bende herkesle birlikte aşkı öğreniyorum. Nasıl söyleneceğini bilmesem de, Biliyor gibi yapıp,gönlüme akıtıyorum. Gönül mecralarımdan kopan taşları, yürek değirmeninde ufaltıyorum, ufalttığım bu taşları un yapıp, her gün öğünlerce yiyorum. Hasretine doyamadığım bu garip sevdayı Gün be gün defalarca yaşıyorum. sebebini bilmesem de ben bunu hep yapıyorum. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:22 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.