![]() |
Aşk şiiRLéRi.
Koştum...
Delicesine,yetişircesine, Dişimi tırnağıma takıp,tüm engelleri aşıp,sana gelircesine Sana koştum... Oysa taşlar bile durup durup önüme çıkıyordu.Her köşede biri ket vurmak için beni bekliyordu. İnanırmısın...rüzgar bile esmiyordu! Koştum... Sonuç?...yok Sebep?...hiç bilinmedi Zaten aşk delilik değil miydi? Bunca sene yanlış mı öğretildim? Gözünü karartıp saçma bi cesaret katmaktı hayata,durup dururken gülmekti,ağlamaktı,sabahlara kadar uyur-uyanır dolanmak evin içinde,her şarkıdan satırlar ezberlemek,uygun sözleri benimsemek...ve bitmez sanmak herşeyi,gitmez sanmak sevdiğini... Yine de koştum... Dur desem ne farkederdi? Gitmezmiydi? Gözleri birdaha bedenimin herhangi ücra bir köşesine değmezmiydi? Peki bu gidiş,onca gözyaşıma değer miydi? Ardınsıra takılıkaldı gözlerim Çekemedim önce.. Alışık değildim vedasız gidişlere Dağıldım,parçalandım hücrelerime Yaş döktüm,kan döktüm gözlerimden...içimden! Neye,kime hiç düşünmeden Belki ben sana hiç koşmadım Belki ben sana hiç ağlamadım Ne bileyim... Belki sen bana hiç aşık olmadın Sen giderken bir elvedaya razıyken Artık tüm gelişlerine yabancıyım... |
Ne şiirlerim oldu...
Ne duygular aktı satırlara... Hep sen dolu, çoğunlukla sana sevdalar biriktiren Bazen de hüzün dolu,karamsarlıklara teslim olmuş Ne şiirlerim oldu... Hepsine güzellik kattın Güzelliğini anlatmamda kelimeler yetersiz kalmıştı her zaman Gülüşünü,masum yüzünü,sevimliliğini nasıl anlatabilirim ki zaten Bu belki de hayranlıktı... Bir de keşke tanıyabilsem seni Güzel,masum yüreğini anlatabilsem şiirlerimde.. Bilmiyorum, okuyor musun şiirlerimi? Okuduğuna dair umudum var Belki ben uyduruyorum; Belki de okumanı istediğimden bu umudum. Ne hüzünlü *******im oldu ama hepsi senle doluydu Bilmem senin de aklına geldiğim oldu mu? Bir şeyi bilmemek ne kadar kötü Aslında bilmemekten daha zor olan öğrenememek. Ama unutma ki; Sen duymuyorsun diye sesim yok olmaz Sen görmüyorsun diye gözlerim rengini yitirmez Sen bilmiyorsun diye duygularım kaybolmaz Ama hoşlanmıyorsan hiçbir şey yapılamaz Çünkü göz,burun,yüz,tip değişmez Zevkler de herkes özgürdür, zorlanamaz. Ve inanmıyorsan sevgime de ve bana da, hiçbir şey yapılamaz En çok acı çektiren bu olur bana, Ne sevmemen, ne hoşlanmaman bu kadar acıtmaz yüreğimi! Sessizliğimin son sesiydi bu İkinci bir emre kadar sessizliğim susmuştur Ama bu susuş sana hayran bir susuştur Bir gün, gözlerim gözlerindeyken gerçekleri öğreneceğiz ikimiz de. İnanıyorum,istiyorum,umuyorum,hayal ediyorum... Bu hayalle yaşayacağım belki karanlıkta,belki hüzünlü ama olabildiğine sevdalı... |
Kararlıydım...
Sırt çantam bir hayli ağırlaşmıştı.. Geçmişin yükü olsa gerek... Kararlıydım... Kaç kırık kalp sığdırmıştım acaba çantama.. Kaç göz koymuştum üzeri yaşlı.. Hangi isimler üst üste gelmişti bilmiyorum... Kararlıydım... El yordamı ile doldurdum hepsini,bir kez daha görmek istemiyordum.. Karşı karşıya gelmek, geçmişe dair ne varsa hayatımda... Kararlıydım... Arkama bakıp,gözlerim nemli acı çekmekten bıkmıştım artık.. Hele birde ayaklarımın önüne bembeyaz bir sayfa serilmişken... Kararlıydım... Koşar adım uzun bir mesafe katettim.. Kaç bina,kaç cadde, kaç yürek geçtim.. Kaç dem bıraktım kim bilir... Kararlıydım... Geçmişimi dalga dalga başka bir kıyıya vuracak olan denizin kokusu çoktan nefesime karışmıştı... Kararlıydım... Eskiye dönüp ona zincirlenmektense sil baştan yazacaktım geçmişimi,yeni bir sayfaya... Kararlıydım... Liman,iskele siz ne derseniz deyin,hayat çizgimin üstünde yürüyordum.. Sona doğru olan her adım,kalbimde ayak izleri bırakıyordu... Kararlıydım... Onları da bir kerede söktüm aldım yüreğimden.. Artık onlar da elimde son yolculuklarına uğurlanacaklardı... Kararlıydım... Ufuk çizgisi ilk kez bu kadar anlam yüklü geldi bana... Kararlıydım... Artık geçmişimin ufuk çizgisi ben,benim ufuk çizgim de o olacaktı.. Hep uzaklardan "merhaba" diyecektik.. O da anlaşılırsa... Kararlıydım... Düşünmeme dahi fırsat vermeden,adımlarımın son bulduğu yerde savurdum sırt çantamı ,ayak izlerimi dalgaların içine... Kararlıydım... Dalgalardan biri usulca fısıldadı kulağıma.. "Nereye kadar sürükleyelim" diye... Kararlıydım... Dalga dedim ;"Ufuk çizgim olana kadar sürükle gitsin"... Ve beyaz sayfam.. Geçmişimi tek yönlü bir yola ittim.. Sadece gidiş olan... Dönüşü olmayan...! |
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.
Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum! Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik… Sessiz ******* benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim... Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan… Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum… Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan. İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyoru |
Hatırlamıyorum, ne kadar zaman oldu
Gözlerimi sensizliğe yatırmam Gündüzü terk eyleyip Yıldızlarla hüzün *******ine katılmam Gözlerim ne zaman alıştı sensizliğe ? Hatırladığım Yüreğim aynı acılar içinde Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece Hatırlamıyorum, kaç zamandır kulağım tetikte Umudun prangalandığı zamanlarda Yokluğuna forsa diyen acıları çektikçe Acaba kaçıncı sen sanış kapının çalan zilini Ve kaçıncı hüsran, kaçıncı ağlayış aynı eşikte Ellerim ne zaman alıştı, sensizliğin kapılarını örtmeye ? Hatırladığım Yüreğim örtemedi sana açık kapılarını Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece Hatırlamıyorum, senden sonra olanları Sigaraya ne zaman başladım Nasıl içtim bunca şarabı Olmazlara eklediğim aşk bakışlarını Baharın yaşandığı mevsimlerde Ruhuma vuran sensizlik ayazlarını Hatırladığım Titrediğim ******* boyu, karanlığı yorgan yaptım yokluğuna Ruhum alıştı ayazlara da, yüreğim alışamadı nafile Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece Hatırlamıyorum, güneşin öğlen ki halini Yıldızlar ve ay ne zaman arkadaşım oldu? Ve nasıl başladı Karanlığın hüznümü saklayan gece vakitlerinde Acıların yüreğime kurduğu çilingir sofrası şenlikleri Sarhoş olup, ruhuma çatmaları ve her gece nara atmaları Hatırladığım ******* boyu, kayan yıldızlardan, seni dilemem Çoktan öleceğim aslında çoktan lakin yüreğimde hala sen varsın ! Hatırlarım seni ölemem |
Doğuya baktığında gözlerin
İlk sabah güneşi eşliğinde Ve safran renginde, Duygularımı düşle, düşle ki ! Aksın yüreğin, senin gidişin Benim gözyaşım gibi Güneşin yansıması Kaplasın altın sarısı saçlarını. Hayalinde canlansın, ıslanmış yastığım. Ve satırların arasında, bulduğunda aşkımı Anla yastığımın neden ıslandığını ‘’Erkekler ağlamaz ’’ derdim ya ! Yalanmış ! Neden mi ? Gidişini gördüm gene düşümde. Ayrılığın hançeri vardı döşümde. Ben uğurlamaya gelirken seni, Seni ısıtan güneş, kavuruyordu beni. Boğazımda gitme diyemeyişimin düğümü O an başladı, senli hayallerimin ölümü. Bensiz bir kalabalığın içine yürüyordun. Heyhat ! Tarihi kilitliyor Gittiğin o güne, ruhumu gömüyordun. Ogün Temmuz’un altısı, Bana kalansa sevdamın son tortusu. Bu gün hala Temmuz’un altısı, Dedim ya kilitledin zamanı. Her sevda kilitlenecek mi bir güne! Aşk ne kadarda küçükmüş meğer. Küçücük bir günü sığdırıyorsa bir ömre. Ve sonbahar, yüreğim kadar temiz olsaydı Ve bir o kadarda çalarken sevdamın yeşilini. Razıydım birde kışlara kalmasaydı. Ayazında kurumasaydı, sevdamın son tomurcukları. Yürümüştün, Küçük bir kız çocuğu masumluğunda. Titreyen yüreğimi, hüzün ağaçlarının altında Bıraktın mezarlığın kapısına. Hala bir yer bulamadı kendine. Oysa küçük olan bendim, o koskoca cüssemle. Küçüktüm, bak sen gitmeyi becerdin, Ben bir ölmeyi bile beceremedim. Gökyüzü, yeryüzü ne varsa arasında kalan Sustu o gün, yada ben sustum hepsine Ne far eder ki, uzaksa yakın olması gereken Ve uzaklık çağırıyorsa hep yakın olması gerekenleri Heyhat ! Çoktan gömdüm ben çoktan Yüreğimdeki fesleğenleri, gömemezken kendimi Susmak değil midir bazen, gereğinden fazla konuşmak Yanılsamalara yatırırız gözlerimizi Ay mıdır güzelliği sunan, yoksa ışığı veren güneş mi ? Ağaçların arasında kalmışsa, yaşar mı papatya ? Güneşi görmüyorsa, kaplıyorsa düşen yapraklar üstünü Ne kadar yaşamaktır sizce Yaşamın mezbahasında beklerken Sıradaki hep sizden önceki ise Ve bakıp solgun donuk yüzünüze kasap Heyhat ! Dönüp gidiyorsa her seferinde Sizde özlemez misiniz ölümü ? Belki işitirsiniz artık, uzağa yakın olanlar Zamanıdır işitmenizin bitkin sesimi Benim yiten sesimdir o, ruhumun son sessiz çığlığı Yaşam mezbahasında kasabın henüz el değmediği. Son giden benden bir öncekiydi Giderken “ bu gün yedi temmuz dedi “ Gelmedi kilitleyen, kırdım kilitleri Ve duyuldu beklediğim ses Sıradaki bendim artık, hoşça kalın uzak olanlar |
ÖYLESİNE AĞLAMAKTAYIM....
Ben öylesine daldım gittim gözlerine, Öylesine yok oldu kederim senin ilik nefesinde... Öylesine mutlu oluyordum yanında... Düşünmeden, nedeni, niçini? Birleşen eller öylesine birleşmişti, Bir gün ayrılacaklarını biliyorlar gibi... Öylesine huzurluydum, öylesine bahardım yanında, Öylesine yaz *******inde esen ılık rüzgarlar gibi, içime doldun... Öylesine sevdim...ben öylesine sana aşık oldum... Öylesine içim çığlıklarla doldu... İçimde ki boşluğu sen öylesine doldurdun... Ben seni beklentisiz sevdim... Ben seni öylesine sevmek için sevdim... Sen benim, öylesine kahramanım olmuştun.... Ben öylesine sana aşık olmuştum... Ben zaten öylesine bekledim seni, gelip gelmemem önemli değildi... Biliyorsun öylesine başlamıştı her şey... Sadece yaşanmasını istediğimiz için yaşandı her şey... Öylesine...Beklentisiz... Bilirsin, ben zaten beklentisiz severim... Geç olsa da öğrendim... Bir şeyi daha öğrendim, Geç diye bir zaman dilimi yokmuş...’ İNSAN HER YAŞTA AŞIK OLURMUŞ... Zaten geç yada erken, öylesine başlamıştı her şey... Hani beklentiler yoktu?, hani beklentiler sevgiyi boğmuştu?... Şimdi , ben boğuluyorum... Seni çok sevdim... Gittiğinde, öylesine ağladım ki...Öylesine mutsuz oldum ki... SENİ ÖYLESİNE SEVMEMEMİŞİM, SANIRIM... Yoksa... Şimdi, öylesine mi ağlamaktayım..........? |
Yar?
Duyuyormusun? Bütün mumları yak..Ağacın altı aydınlık olsun.. Bir melodi..Damlalar ve sen... Sus konuşma.. Sadece gözlerime bak.. Konuşursam...isyan ederim.. Konuşursam...Sevdiğimi söylerim... Konuşursam...İnanki Gidemezsin.. Bavulunda boş bir köşe ayır bana.. Ne kadar güçlüyüm desem de sana, Bavuluna sığmak için küçülebilirim... Küçülecek kadar büyük sevdam.. Bir bavulda yaşayacak kadar isyanım var.. Korkuyorum... Korktuğum sadece rüzgar..Öyle sinsi ki bu gece..Hani dalsam bir ara gözlerine.. Kaybolsam..Alıp gotürecek seni.. Lanet olsun sana kalemim.. Susmuyorsun yine bu gece.. .. Ağlamak yok.. |
Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin,ayrılık yazmazdı bizim kitabımızda Hasretin zamansız pusuda beklemezdi, Öldürmek için beni. nefesimi kesen vuruşlara, Sebep olmazdı soğuk,alaylı sözlerin... Sen beni hiç sevmedin ki..sevseydin, Gölgem ağlıyor omzunda,onu görürdün, Odandaki her köşede, Nefes alışlarım var,onu duyardın... Gözyaşlarıma kıyamazdın, Can çekişmelerime dayanamazdın... Cellat olup sevgimin, Boynunu vurmazdın acımadan, Sen beni hiç sevmedin ki... Sevseydin Herşeyi ama herşeyi benimle birlikte, Omuzlardın.... Tutardık mutluluğun saçlarından, Sürüklerdik olduğumuz yere... Sevda şerbetini içerdik, Umuda yolculuk yapardık, Sevgi dolu bulutlara binip... Sen beni hiç sevmedin ki... Sevseydin, Şimdi şu an,silerdin gözyaşlarımı... Yanımda olurdun hiç düşünmeden... ikiz cocuklarimiza davetiye gönderirdik, nikah şahidimiz olurdu bütün şiirler... sen beni hiç sevmedin ki.. sevseydin, beni ayazda bırakmaz, gözlerine misafir eder, gamzelerinde uyuturdun.... |
Hayat....
Hayat; Seni kaç kişinin aradığı kimi öptüğün,hangi sporu yaptığın da degildir. Hayat, ayakkabıların,saçın,derinin rengi de değildir. Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir. Aslında hayat; notlar,para,giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir. Hayat; Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir. Güven ,mutluluk,şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat; Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir. İşte hayat bu seçimden ibarettir. İnsanların en acizi dost edinemeyen, Ondan daha acizi ise dost kaybedendir |
adam olmaz dedin senden,
adam nedir dedim içimden.. ferketmezdi değişseydim, güvenseydim yada salıverseydimmmm... git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende.. gideceksen bekleme... git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme.. gideceksen bekleme.. artık olmaz dedin senle, çok eskitti beni bu hikaye.. tamam dedim, tamam kabul laf anlatılmaz ki gerçeğeee... git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende.. gideceksen bekleme... git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme.. gideceksen bekleme.. ben üşümem, sen geç benii sıkı giyin kandırma kendini.. bir şairin şiirinden ibaret tüm bildigim büyük ihtimalleee.. git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende.. gideceksen bekleme... git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme.. gideceksen bekleme.. |
Sorma Nedenini
Hepinize küstügümdür aslolan ne sa'sali bir gülüs var artik dudaklarimda ne mühr-ü mürüvvet ömrümün en demli, en anlamli akisinda... sadece yokluk mudur bu hüsrana sebep olan yoksa aslinda biz variz da dünya midir yok olan gözlerinde ne hayatin ta kendisidir sensiz yok oluslarimin nedeni? ya da bos ver unut gitsin sorma bana nedendi? ab-i hayatima girmisken bir zaman bir hayata vurmusken kendimi tam da her sey düzeldi derken bu düzensizligin nedenini ne simdi sen bana sor ne de ben sana sonra anlatayim ahinin tutusudur bu belli ne yapsam da okusam da dualarimi kesmez ki içimdeki ümitsizligin, ya da aklimdaki deliligi sen öyle salinsan da igreti bil ki hala inadina burada garip ve masum duruyor bir sevgili! ... |
Ellerimden çıkmıyor ellerinin izi
Yalnızlık çalarken sirenlerini, Sensiz duygular da anlamsız Nasıl yığdın aramıza Bunca dağı ovayı denizi Ayaklarıma dolaşıyor gözyaşlarım Özlem yine dizi dizi Sular akmıyor Sevişmeler yakmıyor tenimizi. Ben hüzün avcısıyım bilirsin Bu yakınmalar kendime Sen üstüne alınma Yalnız da çoğaltırım gizi Gece beni çağırıyor bak Şimdi dalarım cadde sokak Yüreğimde gecikmiş boşluk Ellerimde ellerinin izi. |
Bir Ayrılık Gününde Ne gariptir şu ayrılık günleri Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkânlara, evlere, kahvelere Hâtıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden Ne unutulmaz zamanlar geçiyor Ağır ağır biz farkında değilken Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur Unutulur, azizim unutulur Başka ne yapılır böyle bir günde Kapanan bavul, çivilenen sandık Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!" |
Dışarıda uluyan rüzgar İçimde sana birikmiş özlemler.. Dilimde Şehrayin türküleri, Elimde vuslatların taze gülleri, Sana geliyorum hasret dağlarını aşarak. Arala perdelerini güneşe artık Vakit, kavuşma zamanı... Sana geliyorum mürekkebimi yakarak. İsmini andıkça gönlümde, Al al gelincikler acıyor yüzümün bozkırlarında Gülüşlerini içime çektikçe, Ak güvercinler kanatlanıyor dualarımdan. Sana geliyorken yanık türkülerle, Dudaklarıma baharları yapıştırıyorum. Saçlarından öptüğümde, Saçların bir ömür boyu umut koksun diye.. Sana geliyorum Güneşi hasretinle ağlatarak. Ayrılıkları yüreğinde hançerleyip Vuslatları yazıyorum gözlerine. Ve kavuşma anında, Bulutlardan umut tanelerini avuçlayıp Alnının üzerine usulca düşüyorum. Ve dudaklarını inince yüreğim, Haykırıyorum vuslatın baharlarına. Seni seviyorum gülüm... |
Seni seviyorsam eğer,senden vazgeçemem demek değildir. Sevgiyi seninle en yücesinde, Dostluğu seninle en güzelinde, Acıyı seninle paylaşsakta ölesiye, Biraz da mutlu olmak için çok geç. Bir gün biter canım,bir gün bitecek. Belki bu gün ,belki yarın ,belki daha sonra. İçimizdeki sevgiyse eğerr,yakarda geçer. Aşk olmadıktan sonra. Unutursun,unutulur günler *******. Tatlı bir anı kalır yüreklerimizde, Buruk bir sarhoşluk gibi, Sonra gelir ,geçer. Anılarmı canlanır yüreklerimizde, Damla ,damla yaşlarmı birikir gözlerimizde, Hiç biri degil, Bir mum alevi gibi yanar sönerde, Kısacık ömrümüzde. Ben en güzelini yaşadım sende, Bir gün tüm güzellikler sana da güler,sakın üzülme. Büzme dudaklarını ağlamaklı, Ağlama hiç ağlamaya deymez, Islanmasın hiç o küçücük gözlerin gözyaşlarınla, Yanaklarından süzülmesin damla damla yaşlar, Yattığım toprağa. |
Camdan yapılmayım,
Kırıldım bir kere, Zor bir araya getirdim parçalarımı, Tahtaların aralarına giren küçük kırıkları, Gözyaşımla ıslattığım parmak uçlarımla topladım, Halının tüylerine dek fırlayan camları ararken, Yüzümün düşlerle dokunmuş desenleriyle bakıştım Anıların üzerine basmadan, kanatmadan kendini, Yarım yansımalarınla yüzleşmeden iri cam parçalarında, Kendini yeniden bir araya getirmek, Yapıştırmak kırıkları yerine, Sandığın kadar kolay değil! Benim doğallığımın yerine, O kırıklıktan sonra işte bu yapaylık oturdu, Anla artık, Yapıştırarak kendimi oluşturdum yeniden. Bu yüzden kaldıramam ikinci bir kırılmayı. Sen hiç bir şeyi ikinci kez yapıştırmayı denedin mi? Tutmaz... İki kıyı tüm girinti ve çıkıntılarıyla tamamlamaz birbirini. Bir daha olursa, Olursa bir daha kırıklık, Daha keskin, daha tutulmaz, daha tehlikeli olurum. Tene değen her parçam, keser kanatır. Ki anlasana, Sindiğim kıyılardan köşelerden, Ansızın batarım insanlara. Ki anlasana, Kırılıp dağıldığımı unuttukları an, Gittikçe büyüyen bir tehlike olurum Sakın! Sakın, durduğum şu zaman ve yer içinde, Dengemi bozacak kadar ağır dokunma bana, Sakın beni bir daha düşürme |
Zanetme ki
gOzlerim sana baktikca bikacak, olsemde ruhum seninle kalacak. Kapanirsa gozlerim senden once bu hayatta, inan ki son sozum SENI SEVIYORUM olacak ! |
Kabrime geLme !
Senmiydin bana bu cileyi bu azabi tattiran. Sende bir gun benim yerimde olursun iste o dun cok yakin... Ey mezarci , bir mezar kaz ki, izdirabtan, kederden uzak olsun. Mezarima caresiz yak ki beni sevenler okudukca kahrolsun. Mezarimi dikenli tellerle cevir, o zalim eller topragima deymesin. Anlat ona askimi, sevenin haline gulmesin... |
Bir mavi denizdeyiz şimdi seninle ak bir martı gibi umut ve sevinç yüklü gemimiz mutluluk rüzgarları vuruyor yelkenlerimize pupa yelken yol alıyoruz sabaha güneşli günlere çıkıyoruz mavi *******e Seninle güzelliklerin el değmemiş ormanlarındayız düşlenmemiş renklerin çılgınlığı var bakışlarımızda kulaklarımıza binlerce kuş sesi dökülüyor şiir cıvıltıları üşüşüyor saçlarımıza sevgi çelenkleri örüyor zaman içimizdeki ışıltılardan Türkülerle beslenerek, bir çiçek büyüyor tüm zamanların özlem bahçelerinden bütün küskün çocuklardan bir çocuk gülümsüyor geleceğe kaldırıp duvağını gökyüzünün öpüyoruz tüm mavi bulutların alnından Bir Adem Havva faslındayız şimdi seninle yeni bir rüya görüyoruz, yeni bir bahar yeşeriyor tenlerimizde yeni bir masalı yaşıyoruz şarkıların tılsımında güneşi mehtabı yıldızları içiyoruz tüm pınarlardan Dudakların kalplere sığındığı bir adada binbir arzuyla köpürüp kabarıyor sular şiir’in yedirenk kumları vuruyor kıyılarımıza Bütün ihanetlerden arı, bütün çirkinliklerden uzak mavilere tırmanıyoruz ince alımlı ayaklarıyla aşkın ... |
ne Senİ Nede Sevgİnİ İstİyorum Senden.
Sanaolan Çocuksu Saf Sevdami Sana BaĞli Canimi İstİyorum. Sana En BÜyÜk Ceza;yanlizliĞi Birakiyorum..... GÖzlerİmden Akan YaŞalara DeĞİl.. Sana Aciyorum.. YÜreĞİme SapladiĞin HanÇere DeĞİl Sensİz *******de KurduĞum Hayallere Yaniyorum... Sana Olan Sevdamdan DeĞİl... Kaderİmden KaÇiyorum... Sana En BÜyÜk Cezayi YanlizliĞi Birakiyorum Sana Sensİz YaŞayamam DemİŞtİm... YaŞiyorum... Sensİz GÖzlerİm GÜlmez DemİŞtİm... GÜlÜyorum... Sensİzlİk Nefes Almadan YaŞamaksa, Sensİzlİk Aci Çekerek GÜlmekse YaŞiyorum GÜlÜm SensİzlİĞe Mahkum Olan BenlİĞİmle.... |
Hayalperest bir çocuğum ben Hayalperest bir çocuğum ben Bazen dünyayı kurtarırım Zalimlerin elinden Bazende sinirlenir Dünyanın anasını satarım En zaliminden Bazen katil olur Gider birilerini vururum Ama asla suçsuz değillerdir Bazende makdul olur Kendimi vururum Ama hep suçsuzumdur Bazen bir uçak olurum Gökyüzüne çıkar Bulutların üzerinde dans eder Kanatlarımı kuşlara gösteririm Bazen tren olur Sonsürat giderim raylarda Bütün istasyonları es geçerim Rüzgara yenilmemek için Bazende Gemi olur Fırtınalarla savaşırım Okyanus ortasında Kaybolur batarım Bazen çiçek olur Dalımdan koparıp Vazoya koyarım kendimi Üç gün sonra solarım Bazende Su olur Bir çiçeğe damlalarımı veririm Asla soldurmam Bazen Işık olur Bir çocuğun penceresinden Süzülüp yüzünü okşarım yavaşca Bazende karanlık olur O çocuğu korkuturum Masumca Bazende hayal kuramam Yatıp uyurum sessizce. |
ÇAPRAZ
Biliyorum dedim, baktım, baktınız Zaman hiç geçmez mi Sordum, sorguladınız Camlara yapışmış çiçek ölüleri Yüzleriniz Sokaklar boydanboya Adresimi sildiniz Beklemek böyle bir şey Islıkla bir korkuyu geri çevirmek Ucu keskin bıçakla Bir bulutu kesmek Duman gibiydi, kadın gibiydi bulut Gölün üstüne dağıldı Yarasında koyu bir gece Ağdı suya Üstüne fotoğraflar çektiniz Unutulmus kadınlarin dalgın ve agırdır Anıları Sevmeyi bilseydiniz Define avcısıydım Bundan önceleri Haritasız dedektörsüz Pusulam yosun tutmus Ağaç gövdesi.. Gizli dehlizlerden geçmek kolay Toprak kökleri Bir geyik çalımıyla biçmişim Kendim soymuşum gizlerini En büyük aşk orda gömülü Toprağı elemişim Bedelini ödeyemezsiniz Üste bir ömür sürdüm Ödüllü bir yalnızlık benimkisi Var varanın Git gidenin Bir rüyayi getirenin Nereye kadardır becerisi Aralıktan rüzgar giriyor Ya tam açın Ya kapatın artık pencerenizi |
Söylenemeyen Bir Söz
Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım Sahibinin ağzından dökülemeyen Ama yine de onun kalbinden sökülemeyen bir söz. Bazen akla gelip “ah” çektiren Sahibinin bir anlık cesaretini bir ömür bekleyen Neler olacağını bilmeyip gizemi içinde saklayan. Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım Sahibimin içinde kuruyup solmaktı Her an farklı hayallere dalmaktı Kimsenin duyamayacağı,ebedi bir sessizlikte kalmaktı. Gözlere anlatırdım derdimi Ben olmaya çalışır,üzerlerdi kendilerini Gözler anlatırdı ama söyleyemezdi. Onlardan akan yaşlarla yıkandım, Ben,ben olmaktan bıkardım, “Buradan hiçbir zaman ayrılamayacaksın” diyen gözlere kulaklarımı tıkardım. Bilirdim bir gün yağmurlarda ıslanan toprak gibi akıp gideceğimi Etrafımdaki bulutlardan anladım,vakit geldi. Buralarda rüzgar değil,umut eserdi. Söylenemeyen sözler gittikten sonra fırtına biterdi. Yeni söylenemeyenler bekleyen,ürkek bir güneş açardı. Kimse bilemezdi bu iklimin nasıl gideceğini Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım, En sonunda sahibinin ağzından bin bir tereddütle çıkan. Ve uçmaktı ömrünün sonunda, Var olmamın nedeni olan o kızın tebessümüne… |
Bazen Ölüm Güzeldir
her eskimiş gibi sonu beklenen bilineni değil mi zamanı dolmuşların olmuş bitmişlerin ya da hiç olmamışların bazen ölüm güzeldir yakışır insana yeter denilen kimi aslında olsa yetmeyenin kimi sona gelinmişliğin son bulmuşu heveslerin tatların duyguların görmüşlüğün bitmiş durağı değil mi son hırıltısıdır artık yaşamın yok mu bir bir anımsatması o zamanı yok mu acımasızca yaşanmış arzulara iyiliklere kötülüklere son bindiğim trene son yüzdüğüm denize başını okşadığım sarı çocuğa yazdıklarıma tuvalimdeki resimlere renklere tırnak batırılan o anlara İnan ki çok hayıflandım en baba zamanıdır bir sabaha karşı son ışıkları da kısılırken yaşanmışların alemi var mı diretmenin salıverdim huzuru çayıra bundan ötesini kim araya kim kayıra Bazen ölüm güzeldir Yakışır insana |
Merhametin Yoksa
Rahatsızmı ediyor yazdıgım siirler Ver yırtıp atayım onları Merhametin yoksa Şu can ölmek için gelmiş dünyaya İstersen al canımı yaşatma Merhametin yoksa. Aşk bahçemde büyür Açar yeşillenir çiçekler Binlerce öter kuşlar O güzel kuşlar ve böcekler O en güzel,can yoldaşı Taş kalbine hükmedecekler Gel yok et onları,öldür Merhametin yoksa Olmadık bahaneler bulup ayrılmak Asla bu sevgimi ne azaltır Nede senin vicdanını rahatlatır Bunun böyle sürmesi Temiz kalbi karartır İstiyorsan gel karart Merhametin yoksa. |
Abartılmış Sevdalar
bazen öyle bir an gelir ki abartılmış sevdanızın gerçekle yüzleşmesini yaşarsınız sizi çok sevdiğini sandığınız ses geçiştirmek için bir seni seviyorum kondurur yüreciğinize en kimsesiz en ilgiye aç halinizde halbuki içten bir canım kaç seni seviyorum eder değil mi yalnız hissedersiniz kendinizi sığınmaK istersiniz delice sarılmak ağlamak sonra da gülmek ışık açıktır ama etraf karanlık gelir yazdır ama nedense soğuktur hava durumu bozuktur gönül yaylarında kar yağar abartılmış sevgilerinize birden kim seviyor ulan bu dünyada beni gerçekten diye haykırmak ister yürek değil mi Annem dersiniz buruk sesinizle ama yok o da nafile zaten o sayılmaz ki işte bazen böle gelir bazen düzelir ama kanarsınız yine abartılmış sevgilerinize kimsesizliğin hikayesidir işte bu yanlış bir yerdeyim dedirtten hikaye herkes bilir herkes yaşar bu hikayeyi tıpkı benim şu an yaşadığım gibi insanoğlu olmaktan gelir bu hikaye en az abartılmış sevgileriniz kadar abartılmıştır biraz eksik çoğu fazla ! |
Abarttık
tamam sus artık, anladık, abarttık, anlamadık, anlaşılmadık, sus artık, bu son anlarımızda, sus artık, yılandan dilin, akrepten elin, sus artık, bizde insanız, yeter artık, sus artık, en azından, ben giderken, saygılı ol biraz, sus artık, susmak nedir , bilmezmisin sen, sus artık, tamam anladık, sen hiçbir şeye değmezmişsin, abarttık, sus artık, ben gidiyorum, allah'ını seversen sus artık... |
Aç Kapıyı
Aç kapıyı, haber var, Ötenin ötesinden! Dudaklarda şarkılar, Kurtuluş bestesinden. Biz geldik, bilen bilsin! Gönül gönül girilsin, İnsanlar devşirilsin, Sonsuzluk destesinden... |
Aç perdelerini gökyüzüme
Efsunlu saatlerde sıcaklığı vardı ellerinin, Ben seni seçtim sevgilim, Matemi olmayan bir bedenden, Aşkına aşkımı katarak geçtim, Gördüm ellerinde hüzün, Bir tutam sevda ile gülen yüzün vardı, Çocukluğun vardı,çocukluğum gibi, O masumluğun bana hep yüreğini anlatırdı, Ve ben özledim seni durmadan sevgilim, Yokluğuna yağan her yağmurda kendimi, Aşkına karışan sensizlik bildim, Durduğum yerde ıslanıyor şimdi gözlerim, Ben seni seçtim sevgilim,ki sen, Hasret çeken *******imde yüreğime bir büyüsün, Aç perdelerini aşk'ın,kaldır gökyüzünü, Seni sevdiğimi koskoca bir şehir görsün, Ve duy ama inanma, Ne dostunu dost,ne düşmanını düşman bilir bu dünya, Aşkla başlar hayat,aşkla biter her düşen gibi sevdaya, Ben seni sevdim sevgilim,seni seçtim, Ve yazacak aşkı olmayan bir şair gibi değil, Yüreğim bilerek başladım şiirlerce seni anlatmaya, Suskunluğu tanımazsın sen benim bildiğim,bu yüzden, Sen kalacaksın hayatım boyunca değer verdiğim..... |
Acaba
Ben limanları sevdim Tayfunlardan,fırtınalardan Azgın dalgalardan sonra Ben güneşi sevdim Karanlıktan, Yağmurdan,kardan Çamurdan sonra Olmasaydı fırtınalar Kar,yağmur,tufan Olmasaydı karanlık Sevebilir miydim? Görmeseydim seni Sana bağlanır mıydım? |
Acaba
Bin kez öptüm yine İstanbul'u bugün Yağmur mu yoksa ben mi ağlıyorum Yalnız bütün şehirden özür dile Bir gün gelirsen buralara Sayende İstanbul sırılsıklam... Herhangibir akşamüstü Sensizlik yine beni yakaladı suçüstü Şu an baktığım denizden Ne vardı sevdalarım bir bir çıksa İçimdeki karanlığı alsa Kızıl saçların omuzlarımda dolaşsa Birdaha ağlarmıyım acaba? |
Acele Aşk
Daha dün gördüm seni düşümde, aşık oldum. Uyandım, yoktun. Uyumak istedim tekrar, Olmadı. Hepsi bu kadarmış demek. Eh, mutluluklar dilerim sana, düşümde gördüğüm, gördüğümü sandığım, seni sandığım sana… |
Acem Kızı
Sefamı sürersin uzaklarda Eğlenirmisin bensiz Söyle yüzün güler mi Birazda olsa acem kızı Yoksa yalnızlık mı çekersin Kanlı gözyaşları mı dökersin Hasretle yollarımı mı beklersin Söylesene acem kızı Sen sevilmeye layıksın Sen hep gülmeye alışıksın Sen hayatla barışıksın Ne desem yalan olur Senin için acem kızı. |
Acemi
Unutulurmuş dediler ya!.. O zamanlar çocukluk işte, Platonik sipariş bayramlar Tescillenmemiş kaygılı umutlar vardı Ve karanlıkla uzayan rüyalar adama bakardı… Sonra kalakalmışlık yalnız başına bu şehirde İncitilmiş arzuların viraneliği hatıralarda Ismarlama hesaplar, Tek kişilik sahne oyunları! Şimdi her şey bir yürek ağrısı!!! Sürgülenmiş ve mıhlanmış kapı! Çaylaklık ve çömezlik; bir ilk işte, İşte fersiz geleceğin akıbeti; Kalemiz düştü ilkin Sonra atların nalları düşünce bir gül fırtınasında Ve vezir de esir edilince peşinen bir file Şahı devirmek bize kaldı! Acemilik işte, Gençliğimiz; pusatsız hovardalığın hazin nihayeti.. Şimdi her şey bir baş belası!!! Kendim gibiyim her daim Şiiri eskiden de severdim, Ben inşa ettim tüm çıkmaz sokakları Hep vuslat türkülerini damıttın aynalardan Çareler aradım aylarca bu diyarda Sonunda bir mim koyabildim hatıralara Mezara gömdüm eski- Ve siyah-beyaz fotoğrafları.. Acemilik kazası işte, Şimdi her şey nisan ayı Ve geriye dönüp baktığımda Tüm olup bitenler yapma kartpostal gibi buralarda, Senin çocuğundum ve ağırdım o zamanlar Şimdi bir şey o kadar uzak ki.. |
Acemi Şair
Acemi bir şairin Mısralarına ağır geliyor Sana olan sevgiyi tanımlayabilmek Sen Balta girmemiş bir orman bakireliği Sen Hiç söylenmemiş bir sözdün Sevgimi Anlatabilme çabalarımda Oysa Seni sevmek Ellerimi açıp boşluğa Rüzgarı kucaklayabilmek gibi Tenimde hafif bir ürperti ile Seni sevmek Bir uçurumun kıyısında Aşağı atlamak ve atlamamak Arasında kalınan Kararsız bir an gibi Öleceğini bile bile Seni sevmek Sadece sevmek fiili ile Oynanan bir kelime oyunu değil Seni sevmek Seni hissedebilmektir Bir gece yarısı ansızın Yatağından fırlamak Sen kötü rüyalarda koşarken Alnımda teninin ter damlaları ile Seni sevmek Seninle yaşamaktır Acıyı da tatlıyı da Gözyaşların Gözyaşım gibi Dudağımda tuzlu bir damla iken Seni sevmek Bir mezar taşına bakabilmektir Soğuk bir toprak üzerinde Üstünde ismin yazan İçinde ben yatan Yani Seni sevmek Aldığın her nefeste ben Verdiğim her nefeste Sen olabilmektir Seni sevmek seni yaşamak demektir. |
Acep Nerdedir
Yalan dolan ile geçen ömrümde Arıyor gözlerim, acep nerdedir? Bir tatlı kelâmdır tüten gözümde Arıyor gözlerim, acep nerdedir? Bilirim, garibin kimsesi olmaz Evvel dost diyenler, arayıp sormaz Hatırın sormaya kapıyı çalmaz Arıyor gözlerim, acep nerdedir? Yürekte kanayan derttir, hasrettir Gönlü bir virane, Engin gariptir Bir gelse, bir gülse, ol ki cennettir Arıyor gözlerim, acep nerdedir? |
Acı
Acı veriyor sensiz geçen günler bana, Seni bir kere görsem çok mu bana? Sensiz geçsede günlerim burada, O güzel gözlerin hep aklımda. Gözümün önünden gitmiyor suretin, Hep aklımda o güzel gözlerin. O güzel gözlerini görmeliyim, yoksa hasretinden öleceğim. |
Acı
Gözlerim görmüyor, açık olsada Derman olmuyorki yaşlar dolsada Gelip geçen, sille tokat vursada Bana bundan beter, acı veremez Sorsan anlatması, o kadar zorki Çaresi olmalı, kalbim diyorki Bu dert birincisi, daha sonraki Bana bundan beter, acı veremez Gezip dolaşırım, hep aynı yerde Her yer kapkaranlık, sanki alemde İşkence yapsalar, tüm bedenimde Bana bundan beter, acı veremez Çalsın dertli ud’um, söylesin dilim İş’e yaramıyor, ama gözlerim Dünya zehir olsa, inan sevgilim Bana bundan beter, acı veremez |
Acı
Kaldırım gülü oldum dün gece sahil boyunca unutmaya çalıştım bana bıraktığın kimsesizliği saatler geride kalmış benden derdimi anlayan yok. Dermanım da uzakta şimdi o kara gözlerin olacaktı karşımda avucumda aşkın. Saracaktım ince hayatını kollarımla zaman bırakacaktı seni bana. Solmadan geçecekti bu hayal. Gidip geliyorum seninle kendim arasında değişen birşey yok. Aynı boşluktayım sevsem mi yoksa sevmesem mi seni acı mı çeksem her gün prangalarımı eskitsem şaraba vurup kendimi ölsem mi yoksa yoksa hiç bırakmasam mı seni vazgeçtim diyorum olmuyor gerçekten içimdesin sökemiyorum acılar vız gelir şimdiden sonra sensizlik ölüm. Onca şeyi sırtladım ben senin için rakı gibisin. Soğuk, ağır, beyaz az biraz can damarda bitiyor aşkın kapalı kapılar ardına bırakacağım seni bir müddet aşk yıllandıkça erir kalp mi kaldı sanki bedende her şeyim senin. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:20 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.