![]() |
Kemal Aslan
!
incecik bir dal durur acının ya da sevincin yanında bir damla gözyaşıyla Kemal Aslan |
...
aşk sustuğunda söz inanmaz saklar arkasına sessiz üç nokta Kemal Aslan |
?
her aşk sonsuz bir soru cevap sonra gelse de her aşk önce bir soru cevap olmasa da Kemal Aslan |
^
derin nehri farketmeyen ses aşk uzar da anlamaz Kemal Aslan |
Adı Konmayan
günlerdir görüşemedik bir unutuş mu yaşadıklardımız Kemal Aslan |
ağaç
öyle döktü ki üşüdü yapraklarını birden Kemal Aslan |
Anımsanan
upuzun deniz uzanırdı önümüzde martılar uçuşurdu taksiler yorgun yüzlü insanlar geçerdiyaprakları savrulurdu kimi zaman altı kalınca çizilmiş kitapların hayattan söz açardık korkunç ve olanca güzelliğine vurgunluğumuzdan oysa duyduğumuz kendi sesimizdi arta kalmış zamanda Kemal Aslan |
anne
neden önce karnı ağrır aşık olan kızların Kemal Aslan |
Annemdi
annemdi annemdi yanımda dokunduğunda ilk traş makinesi aldırmazdı aynada kalan yüzüme berber Niko eksilen saçlardı artan huysuzluğum annem anlar mıydı neden asık fotoğraf yüzüm Kemal Aslan |
artık ahlaki değil hiçbir şey
geliyorlar “yeni dünya” ötesinden kapanınca kapısı hızla ahlakın okyanus adına kurmak için “sevgi krallığı” (ç) alacaklar gözlerinden ışığını çocukların Kemal Aslan |
Aşk
bir mevsim gibi geçti gül kokusu aşk aldandınız bir çocuk kumsala yazdı adınızı adınız hâlâ orada inanmadınız ölüler sokağına takıldınız ordan bir aşk aldınız nihavent bir geceye sorulardan kurdela yaptınız yüreğinize astınız geçmişin sesini çağırdınız bir mevsim gibi geçti aşk gül kokusuna aldandınız Kemal Aslan |
Aşkla
ey münzevi ve gezgin bırak ateşin sudaki sesini önünde soyunan gece aşkla yıka ruhunu yeniden aşkla unutma 'anılar kadar düşler de besler aşkı' söz eğiren zaman hep başlangıç meşrutiyet yalnızlığı kalabalık kaybolan yüzüm ey gezgin ve münzevi çöle düşen kırağı da olsan aşkla yıka ruhunu yeniden aşkla bırak ateşin sudaki sesini Kemal Aslan |
Aşk Lâl
bir kenti yitirdim sükût yorgunu gözlerinde kar tanesince eriyen zaman yitirdim tılsımını sözünsöz hükümsüz oldu gözlerinde lâl oldum hayatı sözde kutsayanlar bir sunakta kurbanken cellad olan ben gözlerin yasak şehrin kapısı girsem kıyısız nehirdeyim kemal aslan Kemal Aslan |
Baharda
unutmasın diye gökyüzü pamukçuklar bir de akasyalar sessizce yağar Kemal Aslan |
Bellek-siz
ne zaman konuşsam bellek-siz bir anşimdiki zamana sığınan yüzünde soyunuyor söz menzilsiz kuşlar uçuyor çişeliyor saçların ıslanıyorum Kemal Aslan |
Bende Kalan
sert kayayı okşadım kanadı elim kargalar çıkın leşiniz hazır yum gözünü kıyıdaki çocuk kan tutmasın unutmadık maceramızdı yenilgi dolu hayat ölüm sırdaş korumuş çicekler gibi atılamıyan anılar gelir ansızın yakalar nafile unutmaya meyilli akıl ortada kalan yemin ruhunda yenilgi artığı inziva gül çocuk hüzün sokaklar çağrıyor mavi bulut tanık kargalar çıkın leşiniz hazır yum gözlerini kıyıdaki çocuk kan tutmasın çil yavurusu gibi dağıldık ellerim havada zincirli adam arap kızı da yoktu camda kıyam sağnak zamana uyduk üstü örtülü kaldı kayboldu aşk unutsa da meydan adını ordaydık adın kadar ölümdü İstanbul tarih düştü iki ayı arası kuzey yıldızı sert kayayı okşadım kanadı elim kargalar çıkın leşiniz hazır yum gözlerini kıyıdaki çocuk kan tutmasın sokaklar çağırıyor mavi bulut tanık Kemal Aslan |
De Hali
unuttun mu bende çekim halinde sende 'gurur kirlidir' bizde Kemal Aslan |
Çağrı
günler alışkanlık oldu bu kaçıncı yüzün böyle bırak hepsini en masum yüzünle gel Kemal Aslan |
Değecek
masum ve kışkırtıcı gizlendiğim tenin haritası ah o dayanılmaz çağrı uçuyorum mülteci yürek 'kirpiklerin kirpiklerime değecek' Kemal Aslan |
Deniz
Deniz’e büyük su dedi çocuk ilk gördüğünde denize ne zaman fark etti uçmadığını üzerinde martıların oysa aynı sesti hayret etse de çocuk Kemal Aslan |
doğuyor
karşılamıyor yeni bir sabahı gözleri çocukların başlamıyor yeni bir güne kadınlar ölüyor ulusların kaderi ölüyor içişlerine karışmama doğuyor göz önünde barbarlık Kemal Aslan |
Düş Çilingirsiz Çocuk
anız günlerden kalma çocukluk ömrün ekalliyetiey bilici akbenek boyunlara taktığın yıkımdan kalan abis hangi korsan ulaşır düşlerine çilingirsiz hangi kilit açılır ben başka yerde çocuk çilingir siz gözlerim kilit geçer-siz Kemal Aslan |
Geçmiş Gölge
mevsimiydi aklım kelaynaklara uydu yüreğimde terk ettiğim kentler gölge gibi geçti zaman biz aşkı öldürdük konuşmaktan Kemal Aslan |
Goya
dile gelir zamanın içinden renk ve ışık küçümsense de fırça darbeleri aktarır ağarmamış kalabalıkların haykırışlarını heveslenen ölümdür sezer izlerini talanın kaçar kendinde sonra mecburdadır eli yansır vurgunda kahredişleri bilir kendini veren güzelin korkunç ıstırabını bir nehirde kaçamak başlayan aşk da yargılanır simyacının mührünü vurduğu zaman da naflatin kokmaz dürülen bohçası goya sessiz bir çığlık simyacıya Kemal Aslan |
Göçten Kalan
nasıl sığmıştı bir göz oda gardırop divan yatak yorgan masa sandalye çatal kaşık tabak çanak leğen kazan yazlık kışlık falan filan atda diyen Engin cebimde bilye annem geride başı önde Meryem madamın evi Dolapdere çıktık nal sesiyle akarca yokuşundan nedense yeni yerde hep buruk merhaba Kemal Aslan |
Güvercin
yoruldu saçaktan saçağa çırpa çırpa çırpa çarpa çarpa çırpa çarpa çarpa Kemal Aslan |
Hamam Sefası
Tatavla’dan çıkar gelir Eleni Pazar vakti Kasımpaşa hamamından çıkmışız terimiz yeni soğumuş aklımda kadınların isyanı annem şaşkın yüzümde şaplak dedemin sıkıştırması ağzımdan çıkan söz geveze çocukluk söz büyütmüş kurnabaşı masal dünyası Kemal Aslan |
Hüzünlü sayıklama
hüzünlü sayıklama duydum yaprağın düşen sesini duydum düşen yaprağın sesini duydum düşen sesini yaprağın duydum sesini düşen yaprağın duydum sesini yaprağın düşen duydum yaprağın sesini düşen yaprağın sesini duydum düşen yaprağın duydum sesini düşen yaprağın duydum düşen sesini yaprağın düşen duydum sesini yaprağın düşen sesini duydum yaprağın sesini düşen duydum düşen sesini duydum yaprağın düşen duydum sesini yaprağın düşen duydum yaprağın sesini düşen yaprağın duydum sesini düşen yaprağın sesini duydum düşen sesini yaprağın duydum sesini duydum düşen yaprağın sesini düşen duydum yaprağın sesini duydum yaprağın düşen sesini yaprağın duydum düşen sesini yaprağın düşen duydum sesini düşen yaprağın duydum Kemal Aslan |
İnanmak Zor
nasıl da kızmıştı annem çıkınca incir ağacına sonradan öğrendim şaşırmadım desem yalan meğer annem de çocukmuş bir zaman düşmüş benim gibi dalından Kemal Aslan |
İsimsiz (1)
hurafe zaman hayatı kutsayan söz hükümsüz nesepsiz çocuklar dağbaşı ıssızlığında yankılanır çığlıklar kentlerde yanlızlık umumi talan neyle yıkanır ruh/um parçalan an söz arzu hal siz kıyam heykel ıslaklığı efsunlu söz kemal aslan Kemal Aslan |
Kaç
siz miydiniz gözlerinde gece yalnızlığı büyüyen tahripkâr vesvese siz miydiniz yanlış fotoğrafta duran çamaşır ipi bakış sahi kaç ölçek kalbiniz kaç sözcük Kemal Aslan |
Kalan Sen
o kadar uzak ki unutmuş yürümemi nasıl geçti izi yok hep şimdi kaşların gerilen yay tetikte bekler bir limanda açılmayı kirpiklerin gözlerin en çok dokunduğum yer terk ettiği anları mı taşır göz yaşların açmak için hazır çekmeye tek soluğu dudakların çıkmak ister sokağa dar odalarda gülüşün dolanır aşina kulaklarımda sesin dağılır rüzgar saçların kıskanır fırtına yayar sıcaklığını öpünce alnın kaybolur kulakların olmasa dudaklarım burnun hazır aşk kokusuna kaç kere çekti beni çenen bilirdi dokunduğu teni hatırlar mı omuzların sarsıldığı anı özler mi açtığı mor gülleri gerdanın götürürdü göğüslerin her an çocukluğuma kaybolurdu avuçlarımda okşanınca ısınan elin zorunlu bir durak göbeğin taşırdı içinde cevabı küçük soru kalçaların çıkarır yokuşu soluksuz bacakların değdiğinde yüzüme ayak bileklerin bir öpücük kalır tadı ağızda küçük yumurta topuğun anar mı kadife zemin geçen zamanı dağlanmaya hazır endamın rüzgarsız uçurtma ruhun Kemal Aslan |
Kaçamazsın
bırak saçılsın eteklerin dalgalansın saçların rüzgar fısıldasın sözlerimi kağıttan kayıklar da hazır bekliyorum acemi öpüşlerin tadı dudaklarımda mor güllerin anısı ne kadar da kısa mümkünü yok kaçamazsın bu kentten izlerinin peşindeyim onursuz meydanlar bir dizeye sakladım seni aslım yok iki yüzlüyüm Kemal Aslan |
Kalbin
Muammer'e uçuyor göçmen kuşlar gibi bir aşktan bir aşka Kemal Aslan |
kentler bomba değil
not düşüyor tarihe küçücük yürekleri cephane dicle nehri çocukları kalsa da soluksuz zorbanın gökyüzündeki izi düşmüyor bomba gibi kentler Kemal Aslan |
Kırlangıç
veda gökyüzünde kısacık dans Kemal Aslan |
Kutsal Asit
duydum soğuktu kitap akıyordu dicle siyahi sessiz gece kentte yangın kütüphanede talan kutsalınız kezzap yüzümde Kemal Aslan |
Leylâm Mecnun
iğreti duruyorum otağımda leylam kendine mecnun parçalanmış kent yüreğim mağrur sularında hayatın sil gözlerimde hüznü tende dağılan acı şeytan yüzümü görsün leylâm kendine mecnun çalınmış tenha zamanım sekerek yürüyorum dolandım yanlızlığıma leylâm mecnun Kemal Aslan |
Nasıl
nasıl anlatılabilir ki acıyla yoğrulan coğrafya gülüşü kaybolmuş çocuk silahların gölgesinde hayat nasıl anlatılabilir ki oğlunu yitiren annenin ağıdı mermi sesinin müzik olmadığı nasıl anlatılabilir ki külleri savrulanların külleri savurduğu ölüme meyilli talan edilmiş hayat nasıl anlatılabilir ki toprak herkes için kutsal Kemal Aslan |
nereye gömülecek
çıkarın kağıtlarınızı sınava çekecek kurban ve kahraman tarihin yazılı çocukları kıvırtmadan yazın güç hakkı yaratırsa hangi mezarlığa sığar insan(lık) değeri Kemal Aslan |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:57 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.