![]() |
Fatih Gökler
-İsimsiz Şiir-
her zaman daima sadece... dur! başlamadan önce -bir şeylere- serin bir nisan gününün getirdiklerine bir kahvelik hatır gelsin aklına buğulanmayan pencereler çalınamayan kapılar apayrı bir uğultu oluşturmuyor mu zihninde dur, düşün başlamadan telaşına günün... her zaman daima sadece... bekle! parmakların da hafızası var bilir misin saçların da hafızası var anısı var yakınlıkların yankısı var boşlukta unutulmaya çalışılan sözümona alışılan... her zaman daima sadece... yok! iki kalp atışı uzak değil ki saatin tiktakları işaretliyor çiziyor baktığın her yanın resmini çiziyor olmayanın kaybolmayanın... her zaman daima iki hece sadece... Fatih Gökler |
! Kim Bilir Kalbinizi!
Kim bilir içinizi sizin Kim çalar kapınızı ansızın Sürprizler birikmiş bir yerlerde Sizin adınıza toylar hazırlanmış Atlar tempo tutmakta heyecana Kim örer gergefini aşkın Kim bilir neredesiniz Hem nereden geldiniz Kim okur adınızı ezberden İki gönül, bir bedenden Farksızmış, sonunda bildiniz! Kim bilir içinizi sizin, açmadıkça Kim çalar kapınızı, aşındırmadıkça Sürprizler, toylar, düğünler Kim örer gergefini söyler misiniz aşkın Siz kıskançça sakladıkça... Sarıp sarmaladıkça... Kim bilir, kim bilecek! Kalbiniz kanatlandığında. Kim bilir, kim silecek Gözyaşlarınız aktığında... Kim bilir... Fatih Gökler |
. Bir Nokta
hadi acı bana acımaklığın yansısın satırlarında ne yaptığın gerekmez perde arkasında görünürlük, yani ki zahirdir içim / işim hadi hadi, acımanı saklama ardında hayalden öte, mızrak gibi delsin göğsümü gök göğsümü boyut göğsümü sınır göğsümü perde göğsümü az önce o kadar istekli değildin şimdi biraz daha hırslı olmalısın tahrik ediyorum işte, niye çekildin harcamalısın bir yandan acımalısın duyguların nereden beslenir gülüm var acımaya devam et, ben meşgulüm minik bir nokta bulmuşum her şeyin başladığı / bittiği girecek kadar küçülsem, rezil olmak da kabulüm hadi acı bana; ateşi bas bağrıma küçült beni, aldırma göz yaşlarıma... Akdenizce Siirler Yazilar Fatih Gökler |
7, Uyur
ne kadar şuur o kadar meşhur şiir 1. düşler uyudu bebek gibi dingin uyanmamacasına rahat 2. düşe yazdı bir kaç gülüş gidince düşeyazdı 3. yaza geldi bahar geçti yıl/lar geçti yazageldi 4. rast gele kutsal çaba değil ama rastgele 5. sezdin ya sevdin güya altı üstü rüya 6. sazım tek telli yazım teselli turnalarlasın belli 7. uyursam sonsuzca unuturum kalbimde uyuturum titreyişlerini Fatih Gökler |
A Canım
Şaştım yine sana şaştım a canım. Durgunluğunu hayra yoramadım Nerede duracağımı bilemedim Cancağzım Şunun surasında ne kaldı: Ya ulaşmaya ramak kaldı, ya ayrılığa! Böyle derdim şimdiye dek. Gör ki halim yaman oldu! Aştım yine kendimi Sınırlara sığmadım A canım! Seni kandıramam ya, istersen avuntu say, azat ettim kendimi.. Ne kendime köleyim artık ne sana.. Ve hürüm kimsenin isteyemeyeceği kadar! Kuralların beni kapsayamaz Havsalan beni kavrayamaz Ne benlik ve gurur, namus bile bent olamaz! Cancağzım Sevda yolu dert yolu. Bunu baştan bilirdim. Şaşkınlığım yandığımdan değil, yanında olamadığımdan! Koştum yine sana.. Satırlardan geçtim.. Kırk katıra meydan okudum. Aklım, namusum ve herşeyim Kaf Dağı'nın ardında! Kendimi getirdim tek, bir de yangınımı. Yanındayım cancağzım... Fatih Gökler |
Acele Geldim...
acele geldim acele gideceğim rüzgarımla arkadaş ol varsa, kokumla sarmaş dolaş dinleyemeyeceğim kusuruma bakma soramayacağım o bir damlayı iç çekişini nefes alamayışını dudağındaki ağlamaklı kıvrımı kollarımdaki kenetli ellerini bakışını... acele geldim nefes nefese acele söyle sen de hadi bir şey söyle tek bir şey.. bana bir şey söyle içinde sen olmayan bana bir şey söyle içimde sen olmayan acele geldim sen gitmeden gelmeliydim gitmeni beklemeden.. beklememeliydim sabırla! acele geldim n’olur bir şey söyle içinde sen olmayan içimde sen olmayan... Fatih Gökler |
Acelem Var
Gölgelerde bıraktım seni ben, bir elin yasta. Gölgeler uzadıkça uzadı.. Yoksun.. Aklıma arasıra gelişin var sadece. Nefesini nefesimde hissedişim... Hoşgör beni şimdiden. Hoşgör seversem yeniden.. Ve sevdiğini zannedersem! Affet. (Acele et.) ... Acelem var, telaşlıyım. Sanki maviye sevdalı bir güvercinsin. Sanki, habersiz kaldın içimde. Ve bunun bile farkında değilsin. Açtım ellerimi bak. Gör mavileri şimdi. Gitmeye hevessiz duruşun ümitlendirmesin beni. Oyalanma uçmak için. Başın önünde, gözün gönlümde mi? Hafif bir ses mi duyuyorum şarkımıza ait? Hüzünleri biraz daha mı yaşamaktır son isteğin? Acelem var, duymuyor musun? Acelem var seni bırakmamaya! Sensiz kalmamaya! Sessiz ve sakin bir süzülüşle yap ne yapacaksan. Ama acele et! Beni hemen affet! Beni sensizlik, seni de bensizlik öldürmeden... ... Acelem var, seni tekrar bulmaya... ... ... ... Fatih Gökler |
Acı Olacak
bir yerlerde acı olacak trenin hızlı gidişinden belli annemle babamın yollamaya gelişinden pencereyi açamayışımdan camdaki buğuyu silişimden çabucak el sallayışlarından belli ağlayışlarından bu gidiş çok acı olacak yutkunmamdan belli boğazımdaki şeyden boğum boğum gözümün önünden gitmeyişinden ağır aksak hayallerinden, renklerinden griye çalışından yavaşça takılıp kalışından zihnimde bir yerlerde acı olacak bunu yazışımdan belli kendimi hazırlayışımdan el sallayışımdan / boşluğa masamdaki boş vazodan alnımdaki yazıdan kalbimdeki sızıdan belli acı olacak bu gidiş, besbelli... Fatih Gökler |
Ağlasam Da Burukça...
Ve işte doğaçlama sözler, mükellef tutar Bir mecburiyet ağı, neye gebe kimbilir? Kimbilir ne süzülür yürekten neler akar Kararsızlık, çelişki, aynı mıdır kimbilir? Dönüşün direncidir; yara ve engel koyan Bir engerek, bekleyen, arkada sabırsızca Çakallar bıyıkaltı süzmektedir bir yandan; İçteki burkuntuyla, beslenirler vahşice İtiraf ediyorum, dilim varmasa bile Bekliyorum sessizce, olmayanı yanımda Kararsızlık burukça, geliyor artık dile Umudumu duydukça dolaşıyor kanımda ___Direncimin gücünü, hayale ekliyorum ___Ağlasam da burukça, umudu bekliyorum Fatih Gökler |
Ağlatma Diyemem!
/Yürüyordu. Çokların, çoklukların içinde, birlikte, beraberce, yalnız! Yürürken, taşıdığı ne çok şey vardı, benimle birlikte götürdüğü! Konuşur gibi yaptı, aslında konuşmadı, aklıma tek tek çiviledi, kendi sözlerimi yine bana kullandırdı. Konuşmadığı halde neler demedi ki! / Diyemem, Söyleyemem, Ya süresiz ağladığımdan, Ya da... Diyemem işte, Ağlatma diyemem! Benim gıdam: Ağlamam. Ağlatma diyemem, Ama söz, ağlamam! Fatih Gökler |
Ah ki Nerdesin!
Nerdesin nerde! İç burukluğum, gittikce hızlanan bir küheylan gibi dört nala artmakta. Bilinenin bilinmeyenle sırdaslığı ortaya çıktı işte! Dem damar birbirine karıştı. Umudum yok! Sevin! /Bu kadar keskin bir itirafı doğrusu kendimden beklemezdim. Yakıştıramadım da. Okyanusun bir tarafında el sallarken, bilinmezliğin çizgileri çizdi seni, bilinmezliğin örtüleri örttü.../ Yokluk yok olmasaydı o da olacaktı! Nerdesin! Hala mı yalvarmalıyım yok yere! Hala mı beklemeliyim giderken... Ah ki nerdesin! Hep aradığım dünlerde, bir yerdesin şuracıkta. Ama nerdesin! Tül perdelerin ardından kaybolma ne olur! Bir çocuk gibi sızlanmalarım neye yarar sonra! Sen gelmedikten sonra! Nerdesin! Yok ama yok nerdesin! /İç geçirmelerime acıyıp ta şöyle bir bakayım deme. Duymadığın hıçkırıklarım martı seslerini aşamıyor, ben bilirim! Nerdesin! / Ah ki nerdesin! Ki nerdesin ah! Nerdesin ah! Ah! ... Fatih Gökler |
Alışacağım: Ulaşacağım!
sınırım mısın hududum musun el uzatılamayan dikenli tel ötesi gölgesiz yurtların kayıp gölgesi takatin son sınırı kaynama noktam mısın bulutlar resmi geçit halinde kimine ilham verir kimine su kendi halinde, kimseden yok korkusu ıslanmayan kim bunca yağmur altında havadan nem kapmayan sınırdan el uzatmayan haddi hududu tezat son sınırdaki takat yoklar arenasında neler yok ki bilinçli yoklar, vardan yakın olan biten korkutmasın sakın yok dediğin o kadar çok ki sınırım mısın hududum musun imkanlar içinde nesin söyle mümkün müsün /imkanlısın, oradasın ırmaklar ters aksa ulaşacağım sütler memeye dolsa yeniden gözyaşım donsa akmadan alışacağım sınır sevdam! ulaşacağım böylece! bir anlasam! / Fatih Gökler |
Anlamadı, halim...
Anlamadı Bitik ve uykusuz *******imi takmadı! Geleceğimizi karartmayalım dedim. Suçlamak istemedim Haklıyım demedim, illa... Ama anlamadı... Yaşananların sadece beni ilgilendirdiğini sandı. Zararı ben çekecektim elbet (Beni hiç ilgilendirmez) dedikçe o, üzüntüm şaşkınlığıma karıştı, konuşmalarım acıklı bir yalvarışa dönüştü. O, bu yalvarışı bile anlayamadı.. Kendime idi belki de bu yakarış. Geri dönüşü olmayan, olamayan, asla telafi edilemeyecek şeyleri yaşamaktan bıktım! Bıkmaktan da bıktım. Sıkıntımı giderme gayretimi bile 'yüce bir sakinlikle' karşıladı! Sakince biten *******e kafiye oldu bitik halim... Ne ise, çekeceğim artık vebalim... Ne yapayım şimdi ben? Dermansız ben? Elimden düşen kalem, birşey anlatıyor.. Bırakmak istemediğim halde düşen kalem.. Yavaş çıkan sözcükler, ağzımdan.. Tane tane ölen sözcükler.. Göz kapaklarım, açılma zamanında isyankar! Dürüp büktüğüm zamanı göz kapaklarımla mühürlüyorum... İçinde tüm anlaşılmayanlar,, ve o var. Ya ben? Ben nerdeyim? _Sakince biten *******e _kafiye oldu bitik halim... _Ne ise, _çekeceğim artık vebalim... Fatih Gökler |
Anlamı Bu mu?
korktun bakmaktan, kendin görmekten gözümden kaçışın anlamı bu mu derin sulardan, hem mavilerden içimden uçuşun anlamı bu mu caydın bu candan, o heyecandan hasreti içişin anlamı bu mu kırdın zamanı, aldın tüm ânı nefreti açışın anlamı bu mu sudaki güller bembeyaz tüller buğulu bakışın anlamı bu mu hesapta yokuz, gerçekte çokuz o kaşı çatışın anlamı bu mu bir iz bıraktın, sözde ıraktın ufuktan yakışın anlamı bu mu aksa da kanım, çıkmadı canım varmadan yitişin anlamı bu mu son duam olsun: canım cananım vurmadan gidişin anlamı bu mu! durmadan bitişin anlamı bu mu Fatih Gökler |
Anlasana
Ayrı tellerin, ayrı tüllerin, ayrı mekanların... Anlasana... Bir çiçeği tutuşunda, masum masum bakışında, manidar susuşunda... Anlasana... Temkininde tereddütünde, üzüntünde kederinde, her halinde... Anlasana... Kalbimin titremesi, sonsuzluğun o nefesi, sessizliğin müthiş sesi... Anlasana... Fatih Gökler |
Asıl Bizden Yorgana Ne!
yorgandan bize ne, demiş. düşünememiş! üşüyen: ben. iki büklüm yatan.. yalnızca.. yalnızken; örtemeyen üstünü. bulamazken sırdaşını. ben.. ne yapayım yani? dostluktan öte, beni de kaplarsa, ya da kaplamazsa bu yorgan! tüm bir geçmişimi örtemiyorsa hele, hatta bizzat yansıtırsa baktıkça.. ne yani? boşlasam ne farkeder? asıl bizden yorgana ne! ? Fatih Gökler |
Aş Yolları
yol aşılır korkma telaşlandırmasın seni turnalar her sene gelir geçerler ya uçarlar ya.. ''erkenmiş, tez gelmiş'', derdi ötele olmasın yürekte böyle zelzele titrek erguvanlar gelirse dile onlarla birlikte şarkılar söyle dönüp gelemezler umudun boşa mevsim geçti güzel, baharı kışa çevirsen de dönmez, bu kurda kuşa bel bağlama yine türküler söyle.. yol aşılır, yollar aşmak için var geçilmez dereler ve karlı dağlar bir bağlama sana dil olur ağlar ne eylersen eyle yürekten eyle.. /yollar aşılmazsa bak neler olur /hasret çiçeklenir vuslat yok olur ani bir vurgun,, habersiz gelir,, bir tarafa ben düşerim yanağıma sen, yüreğimden hasretin düşer... Fatih Gökler |
Aşk
bizde aşk var, aşkta: ağlamak ya da ağlamak kaderimiz, aşk: baştan başa biz... Fatih Gökler |
Aşk Bu!
ölüm kalım meselesi aşk hayat varsa, var aşk yoksa ölüm aşk varsa hayat hayattır aşktır öyle birşey ki okunuşu gibi aşk bir nefeste çıkar gider,, ne tılsımlıdır, nefessiz kalırsın aşk bir anda gelir ab-ı hayat olur gün gelir bu hayat suyu kesilir aşk hayat memat meselesi ya hayat, memat olur aşk ölür... Fatih Gökler |
Aşk Hırsızı
Aşk hırsızı, Tuttum seni! Var mı öyle alıp alıp kaçmalar.. Köşe bucak seninleydim Farketmedin Hani habersiz yapacaktın! Aşk hırsızı! Kapladın benliğimi.. Ustasın bilirsin.. Tek defada alıp gitmekti derdin Yapamadın.. Aşk hırsızı! Bu kez faka bastın.. Bırak elindekileri, Gönüller serbest kalsın.. Yaktıkların, yare varsın! Aşk hırsızı! Bol bol alabilirsin benden.. Korkma bıkmam hiç senden.. Aşk hırsızı! Fatih Gökler |
Aşk Olsun!
Mavi yıldız, sevgiyi -tam- bilemese de henüz, farkını bilecek birgün yüreğinin ne için çarptığının... Yörüngesine giriverince gecenin,, kaptırırsın, kendince cazibesinin, karşı konulmaz ateşine... Kurtulabilene aşk olsun! Fatih Gökler |
Aşk Tutar Deniz Tutmaz
binlerce sembol tutmuş balıkçı gibisin sen binlerce sebep bulmuş tavalık, ızgaralık mevsimsiz bıçak yahut gündüz düşüsün bilsen ya amansız kesersin ya hayaller kayalık döndün akşamüstüydü sebepli sembollerle turfanda gülüşlerde kaybolmanın utancı özenli ama uzak, ancak karambollerle yaşamak ise adı içinde binbir sancı fanusa mahkum olmuş izole hayatında yeri yok dalgaların, sade seyirlik deniz bin inci hayat bulur doğum sancılarında bir inci kavuşamaz bulamaz ki senden iz /aşk tutar deniz tutmaz, kırk bohçada yaşarsın /aşk oduna yakamaz hep kendine yanarsın Fatih Gökler |
Aşka Gelince
aşka gelince... konuşursun konuşunca aşka gelirsin... aşka gelince... herşey kendince ipekten ince düşleri besler düşe dalınca aşka gelirsin... aşka gelince... kelebek engelince yakın olursun ve de ürkek ah güzel kelebek! der delirirsin aşka gelirsin... aşka gelince: o başka birşey! tarif tanımaz tanıma sığmaz sade bilirsin aşka gelirsin... Fatih Gökler |
Aşkım
Aşkım bana bakarsın bende kimi görürsün Bir çaresiz dilenci, kaçak serseri miyim Cesaretsiz gözlere sonsuz ışık verirsin Sanki seni bekleyen sözümün eri miyim? Bir bulutu gözleyen ağaca sormak lazım Kim kime sevdalıymış kim kime arzu duyar Bir ayrılık bir hasret ezgisi çalar sazım Aşkım; ağaçla bulut tek tek günleri sayar Bir mutluluk gözyaşı, beklemenin bedeli Ağaç meyveye durur bulut yaklaşır yere Aşkım, neyi anlatır bilir misin bu deli Gölgelerde eritir sevdasını çok kere __Bekleyen sen oldukça yüreğimde sen, aşkım __Gidemem uzaklara içimdesin son aşkım... Fatih Gökler |
Aşkın Sınır Boyları
Aşkın sınır boylarında Nefessiz ve bezgin Siluetini gördüm. Tehlikedeydin! Hep orada kalacaksan Ürkek ve tedirgin Gölgeler uzayacak Bilmeliydin! Aşkın sınır boyları Bezgin ve nefessiz Tedirgin ve sessiz Kalamayacak, Gölgeler güneşi kovacak! Tehlikedeydin Bilmeliydin... Fatih Gökler |
Avucumda Bir Resim
yetişemem hızına hüzün yakıştı sana durgunluk diyordun ya her zaman bekliyordun muradın gerçek oldu iç haydi kana kana! avucunda sımsıkı bir resim saklıyordun.. beyaz güller gizlendi kızıl közler küllendi ağaçlar çiçekleri kuluçka tavuk gibi kaçırdı mevsimlerden hep senin yüzündendi! mavileşen umutlar, hani nerde sahibi! yakıştı hüzün tamam, susunca ben de sustum neyin varsa aklımda nehirlere emanet bıraktım bak kendimi göçmen kuşlarla uçtum bilinmeyen yerdeyim, bilinmez istikamet.. /sana benziyorum ben, bir kanadımda hüzün /avucumda bir resim, resimde gülen yüzün... Fatih Gökler |
Avucumda Bir Telaş
söyle şarkıları gönlünün güvenim tamdır sana herşey benim olamaz ya... gördün ya görünmeyeni bildin ya bilinmeyeni uçtun ya hayalen gittin ya ülkenden kurtuldun ya esirlikten şimdi şarkılar söyle bir yandan da ağla öğrendiğin buydu gölge zamanlarda bir elinde çıkrık, dilinde türkü yakarken en çılgın anlarda haydi şarkılar söyle haydi gül, bir yandan ağlarken yollayamadığın güvercinler, gözü kesmez yüksekleri açık değil kanatları... vah ki, tüm hüzünleri birikir dünyanın, içimde ah ki, mutsuz değilim, ondan değildir ağlayışım yok ki, avucumda ne varsa ezelden vermişim ne ki, pişmanlığım kaç akçe ve neye yarar sevmekliğim çoktan gidip çarklarına düştüm feleğin, şikayetsizim nerden bileydim, derdin sebebini, sen yoktun çekerken daha bir dirençli olurdum belki, daha bir yürekten bitişime denk düşmeseydi gelişin, yürekten delişin nefesin nefesime derman, yeter ki son bulmasın nefesim nefesine kurban... sığındığın gönlün dar gelecek, coşkusuna denizin kaldır başını bak, serapa mavi, serap mı mavi yine de ağla, gülümse bir yandan, anlasın gönülsüzler silinsin görgüsüzler salına salına hatıranda, pürneşe hıçkırıklar gönlümde gezerken saf düşlerde, uzaklığı seçerim yine bana mı düştü leylayı mecnuna kavuşturmak bana mı düştü cümle derdi savuşturmak avucumda bir telaş, kan hesabı güllerde her acımda pürtelaş, gün hesabı dillerde Fatih Gökler |
Ayları Saydım: Bir, İki, Üç...
Gülmek ağlamanın başka bir halidir desem... Bilmem, şüpheliyim doğru olduğundan, ama içime öyle doğdu birden. Ağlar ve üzülürsün birşeye, sonra anlamsızca bir gülümseme,, belki acı bir gülümseme gelir takılır dudaklarına.. Ya da sevinirken en coşkun duygularla, gözler birşeyler söylemeye çalışır, dürter, çekiştirir, içindekileri paylaşır dünyamızla! Sevinmek, acıları damla damla biriktirmektir bazen, uzak uzak vadelerde harcamak için! Gülmek daha bir anlamlı oldu mu /şimdi/? Bilmiyorum gerçekten.. İçim içime sığmadı geçenlerde, çocuklar gibi sevindim. Sevincim o kadar gerçekmiş ki, birşeyler çekiştirdi içimde, birşeyler kaynadı.. Birşeyler kanadı! Gülmenin ne demek olduğunu anladım mı? Bilmem.. Şüpheliyim bundan.. /ayları saydım: bir, iki, üç... ağladım.../ Fatih Gökler |
Ayrılmıyoruz
ayrılmıyoruz; ayrışıyoruz diyor suskunca, durmadan anlatıyor: sen ve ben oluyoruz, sen sadece sen ben sadece ben uğruna güneşler doğup batmıyor içimde farkında mısın dağlar yerinden oynamıyor, sular tekrar tekrar durulmuyor pırıldamıyor billur çiy, düştüğü yerde duramıyor, uçuyor kaçıyor ağaçlar, elini eteğini bırakıp topraksız diyarlara biz ise; biz mi demeliyiz ona hâlâ, ikimiz mi demeliyiz bir artı bir mi demeliyiz, bir virgül bir mi demeliyiz hep sakladığımız noktayı mı vermeliyiz avuçlarına yasakladığımız notayı mı sermeliyiz ayak uçlarına... minik bir kan deveranıyla başlamıştı, şahdamarından kılcallar resmini çizerdi birlikteliğin, birtek''liliğin! /tekillik elde var bir imiş daima, bir kenarda tutulan/ şimdi tek ayrı, bir ayrı, biz ayrı ayrılmak denmez buna gayrı! ayrışmak yaraşır vasfını tarife; can/dın karışmak yakışır vaslını tasvire; kan/dın yürek yetmezdi, demiştin, yine de denemiştin sen can, sen kan, bunlara nasıl kandın! ayrılmıyoruz, telaşsız hüküm giydik sadece! ayrışıyoruz, kanadımız kırık, can/dın gördüğümüz her şey buğulu: aramızda gözün yaşı! ama biz değiliz ağlayan ne yazık, kan/dın gül/dün, hayat veren, sen nerde tıkandın! şimdi dağlar onlar adına yasdalar sessizce ağlar, bitmeyen isyandalar ayrılmayan ama ayrışanlar sen ve ben oldular, ayrı ayrı yandalar kayıp etraflarında payandalar can/dın, kan/dın, izahı kolay: yaşandılar! pişmanlık ayrı düştü, çokça perişandılar... sencileyin, bencileyin ayrı ayrı yandılar... Fatih Gökler |
Babam Babam
Babam babam ne diyem Sana neler söyliyem Kulağımı çeksen bile severdim seni Kızdığında korkar ama gururlanırdım Ne de olsa babamın oğluydum be babam ''Çok büyüktün, en büyüktün herkesi döverdin'' ''Babaları bile döverdin'' ben küçükken babam Babam babam ne diyem Sana neler söyliyem Omzun büyüktü, beni alacak kadar Kucağın kardeşlerimi de kapsar Kapı bile bir başka gıcırdardı sen açınca Telefon başka çalardı arayınca Sana selam yollardı Bakkal Osman Amca (Kimseye değil başka) Babam babam ne diyem Sana neler söyliyem Neyi itiraf edeyim şimdi Seni sevdiğimi yüzüne söyleyemediğimi mi Onda da sen suçlusun babam Bir tebessümünle anlardık ya herşeyi Şimdi torunun dedecik diyor sana, bir de ''şişko'' baksana Hemen öpüyorsun ya sonra Kıskanmıyorum babam, Diyeceğim şu ki, Aslında onlardı içimden geçen Babam babam ne diyem Sana neler söyliyem Şimdi bakıyorum da yıllar geçmiş Sesin bile değişmiş Telefon aynı değil, hüzünlü Kapılar yorgun babam Ne kadar büyüsek de, büyümedik aslında Büyük sendin babam Hep büyük kal sen babam Babam babam ne diyem Sana neler söyliyem ... Fatih Gökler |
Bakır Bilezik
kınalı eller bakır bilezik şefkat sıcaklığıdır hissettiğim çamurdan evler ve ballı emzik neler düşüneyim, bilemediğim... yaşlı gözler mavi entari verin çocukluğumu geri geçmişten izler demi damarı gönderin bütün geçen günleri... Fatih Gökler |
Bari o son dakika!
Zaman birden durmalı Renkler akışını bırakmalı Beni deli etmemeli raylar Stop etmeli bu devran O anda, tam o anda, ben sana bakarken olmalı bunlar Ama ben beklerken değil gidişini! Ama trenin yaygarasını duymamak için yutmaya çalışırken değil! Gerçi orada da durmalı zaman Bari o son dakikada durmalı Ne ileri ne geri gitmeli! O andan gayrısı, hepten yitmeli! İncecik bir tüldür zihnimdeki, cebimdeki, elimdeki, elindeki... Zaman çarkını zorlarken ve mekanda artık sen olmayacakken! Zamanla mekan yumruk yumruğa girmişken.. Ben seni vermeyecekken olmalı herşey Ama oluvermeli Zaman duruvermeli Mekan aklını başına alamadan.. Sen gidemeden.. Zaman birden durmalı.. Duruvermeli... Fatih Gökler |
Baştan Düşünmeliyiz
olmayacak bizi sevmeyecek bu efendiler sırça köşklerinde hep beklediler kedinin fareyle oynaması gibi zevklendiler olmayacak önemi yoktu aramızda olanların, izleyenlere göre gümüş tasta suyunu sun, efendi tahta otursun! başka şey istemezlerdi, yoktu çare gerçekçi olalım, unutmayalım, boş yere acıyı damıtmayalım önemi yoktu şüpheleri çekmeyelim oyuncak sansınlar, durduk yere yakınsınlar üstlerine gitmeyelim, ne yaparlarsa yapsınlar gururlarını tahrik etmeden gemileri yürütelim isterlerse birazcık havadan nem kapsınlar şüpheleri çekmeyelim hesaplaşalım derken birbirimizi kaybetmeyelim, aman dikkat edelim yaralanıp berelensek de, binbir değnek yesek de artık yeter desek de, hiç isyan etmeyelim ayak diretmeyelim hesaplaşalım derken olmayacak bizi sevmeyecek bu efendiler durduk yere yine efelendiler keyifleri bozulmasın diye, zaman dolmayacak kalmayacak bize hiç bir şey olmayacak baştan düşünmeliyiz sevgili dikenli yolları, minik devleri her şeye rağmen; gitme - kal ve sev'leri katlanmalı, dayanmalı, bunca şeyleri baştan düşünmeliyiz sevgili Fatih Gökler |
Bekledim... Yoksun...
I. yarım yamalak yalvarışlar duydum ağlayışlar ard arda gitme, bırakma, diye... tüm gitmeler biner bir trene vapura kuşlara aykırı bakışlara yıldızlar yaş döker göremezsin başın yerden kalkmaz yine de gülersin sana gülene bir erozyon hesabına defterler dürülür el titrer - nokta konmaz konamaz bu bitişe bir türlü ’son’ denemez /bam telindeymişim meğer yürüyüş kararı, hatıralar bir hükmün kararı yürek kararı zarar.../ II. gölgeler yürüdü gitti yanımdan ben durdum dünya durdu, güneş yürüdü ayaklarımı yosun bürüdü bekledim kendimi denkleşmemiş düşlerimi bulutlar konuştu durmadan bulutlar koşuştu ben sustum kendime küstüm senin yerine kan kustum, bilme, düşünme... gölgeler bürüdü her yanımı gözlerim taşıdı isyanımı mumyalaşan iki yarımı mezara koydular, yoksun... Fatih Gökler |
Beklenmeyen Şarkı
Bir ambiyansı mı bekledin? Karşılıklı olacaktı, karşılıklı beklenecekti. Karşılıklı dinlenecekti o şarkı. Eğer, sevgiye saygı olsaydı... Bilinmeyen bir yerde, gözlerdeki eski şavkı alevlendiremeyecek o beklenmeyen şarkı... Beklenmeyecek artık o şarkı... Fatih Gökler |
Ben O Değilim
ben o değilim zanlarında büyüttüğün iyi bak gözlerime hangi gölgenin sahibi sensen verebilirim.. yoksa bir iz'in bekleme boşa izin,, gidebilirim.. ben o değilim gözlerinde erittiğin bakıp bakıp yasemen hülyaları arıttığın hangi ezilmiş çiçekse içini ezen kalbinde gezen sen bilirsin,, atabilirim.. ben o değilim o dediğin herhangi biri işaret parmağında gizli en derininde giz'li hangi kayıp koyların sahiliysem gözyaşının damladığı ayağından öpen kum tanelerini sen bilirsin,, dökebilirim.. ben o değilim,, sevgili,, herhangi biri, aç gözlerini... Fatih Gökler |
Beni anlama bugün
'Beni anlama bugün. Hatta ağlama n'olur.. Hasret mektubundan bir dizeyim şu an. Sıla yağmurundan bir damla... Yalnız köşeler bana kalsın. Kırık bir nağme, çalsın, çalsın, çalsın...' Aslında anlamasını, hatta ağlamasını istiyordu.. Ama.. Olmadı.. Kimi dedi ki: Söylediği, istediği değildi. Kimine göre, İstediği oldu. Kendisi ise düşünüyordu: 'Onu sonsuza dek göndererek, sonsuza dek kafama çakmış oldum, ne kazandım? ' Hatırladıkça dudaklarını ısırdı... Isırdıkça hatırladı... Fatih Gökler |
Bildin mi beni!
- Pişmanlara ithafen - Şimdi bildin mi beni! Üzerken üzülen, bin kere düşünen deliyi? Birşey söylerken nasihat edeni? 'Kızım sana söylüyorum gelinim sen dinle' diyeni? Bildin mi karakterimi! Çirkinliğimi? Lafları bazen dolaylı bazen damdan düşer gibi söyleyeni? Tehditvari konuşanı? Bilmiş tafralarını? Bildin mi! Sözde kendini sorgularken perde arkasından karşıdakini sorgulamaya zorlayanı? Dizi dizi lafları, 'ama seviyorum' boyasıyla boyayanı? ... Gel vefasız de, anlarım! Gel insafsız de, dinlerim! 'Git' de bin defa, sen dedikçe, gelirim! İlla gideceksem sana giderim! ... Bildin mi beni! 'Kendime rağmen' seviyorsam.. Egomu bile yaka paça kilitlemişsem.. Dört bir yan sana çıkıyorsa.. Aynada kendiminkini değil senin saçlarını tarıyorsam.. ... Yok ama yok! Her cümlemin yine ve yine kendimi anlattığı sözlerimle çok oldum artık! Ben sende yok oldum artık! ... Bildin mi beni! ... Fatih Gökler |
Bilemem
Görürüm: Doyamam Dayanamam. Varırım: Diyemem Söyleyemem. Göremem: Çatlarım, Patlarım. Duyamam: Ağlarım Sızlarım. Varırım: Diyemem, Söyleyemem. Düşünürüm: Katlanamam, Duramam. Giderim: Gelemem, Dönemem. Bunların Sebebini Bilemem... Fatih Gökler |
biLiRim
... Evet bilirim. Yansıyanı da. Yansıtanı da. Bilirim mavili: Sahillere vuran dalgalar, kendileri mi gider, sahiller mi çağırır.. Bu fermana daha çook sözler yazılır! Mavili... Fatih Gökler |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:45 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.