![]() |
Gürsel İleri
Acaba
Yürüsem, şu uzayıp giden yolda Bıkmadan, usanmadan Varırım belki sonsuzluğa Kim bilir, belki de sana Yürüsem Hiç yorulmadan Acıkmadan Yağan şu yağmurda ıslanmadan Ben bir damla Dertler umman Nerede ya Nerede o derman... Gürsel İleri |
Acılar Ne Kadar Dökülebilirse Kağıda
Şu acılar var ya Ya susup kahrolmak, içine atmak, ya anlatmak, paylaşmak Ya da yazmak gerekiyor İçine gömsen olmuyor Her fırsatta hortluyor Her zaman da anlatacak bir dost bulunmuyor Yine sonunda yazmak kalıyor Acılar ne kadar dökülebilirse kâğıda İşte benim şiirlerimde O acılar saklı mısralarımda Döküyorum yüreğimi Acılar ne kadar dökülebilirse kâğıda Acıyor içim Acılar yağıyor sicim sicim Sen anlat bu hissi kalemim Okur belki biri bir gün Anlar bir gün biri, beni o satırlarda Döküyorum içimi Acılar ne kadar dökülebilirse kâğıda... Gürsel İleri |
Acımasız Umutlar
Yıllarımı çaldınız umutlar Beklettiniz, beklettiniz Hep beklettiniz Beni sevdiğimden ettiniz Hayırsız umutlar Vefasız umutlar İnsafsız umutlar Yalancı umutlar Ömrümü çaldınız benden Sabrımı tükettiniz Beklettiniz, beklettiniz Beklete beklete, kahrettiniz Beni sevdiğimden ettiniz Acımasız umutlar Merhametsiz umutlar Hayırsız umutlar Vefasız umutlar… Gürsel İleri |
Adını Yazdım
Adını yazdım şiirlerime Güzel yüzünü süs yaptım düşlerime Adını yazdım kalbime Adını yazdım kaderime Meçhul yol şu gittiğimiz Meçhul şu yarınlar Kaybetmekte var ya seni Özleyip sevgini Ömür boyu yaşatmak hasretini Kolay değil bu sevdiğim Adını yazdım kaderime Adını yazdım kalbime Adını yazdım şarkılarıma Adını yazdım umutlarıma... Gürsel İleri |
Ağla
Gör bak, bir gün senin de umudun tükenecek Beklemek neymiş Sabır nasıl bitermiş İnsan nasıl tükenirmiş Gör bak, bir gün sen de öğreneceksin Ağla işte o an ağla Beni hatırla Beni hatırladıkça ağla Mutluluk olur muymuş ayrılıkla, anla Ağla işte o an ağla Bizi birbirimizden koparan yıllara Bizi birbirimizden ayıran yollara Bizi yüreğimizden vuran acılara Ağla bir tanem ağla Beni ağlattığını hatırladıkça ağla Gör bak, bir gün senin de umudun tükenecek Beklemek neymiş Sabır nasıl bitermiş İnsan nasıl severmiş göreceksin Yalnızlığı, pişmanlığı tanıyacaksın Beni Beni işte o zaman anlayacaksın... Gürsel İleri |
Ağlayamadım
Yaş doldu gözüm Ağlayamadım, ağlayamadım Asıldı yine yüzüm Uykumla vedalaşıp, bu gece Düşündüm maziyi Düşünmek olsa da işkence Düşündüm anılarımı Gözlerim kıskandı gözyaşlarımı Ağlamak istedim, ağlayamadım Sordum sabaha dek, bin defa Yüz bin defa Bunca acı, bunca kahır neden Ne olurdu olmasaydı bu dertler Anlayamadım, anlayamadım Ağlamak istedim, ağlayamadım Bekledim, bekledim doğacak günü “sana yıkılmak yakışmaz” dedim Uçurumun kenarına geldim, düşmedim Ah bir de bu gece ağlayabilseydim Şu kederi, acıyı yüreğimden sökebilseydim İçimde hüznüm Birbiriyle kavgalı, dünüm ile bugünüm Yaş doldu, doldu taştı da gözüm Ağlayamadım, ağlayamadım… Gürsel İleri |
Akşam Olmak Üzere
Akşam olmak üzere Gün kavuşuyor, usul usul Kuşlar yuvalarına uçuştu Karıncalar çekildi yerden Bir sayfayı daha kopardık Ömür denen takvimden Hiç düşünüyor muyuz acaba Bugün Yarın için ne ektik Yoksa koca bir günü Ömürden boşuna mı eksilttik Akşam olmak üzere Tatlı bir yorgunluk sardı bedeni Diliyorum Allahımdan, unutma sakın Her akşam, her akşam düşün beni Akşam olmak üzere Yolcular yoluna koyuldu Haydi hoşçakalın, ağaçlarım, çiçeklerim Allaha emanet olun Yarın görüşürüz Gel kardeş Bir parça mutluluk var avucumda İstersen bölüşürüz Mutluluklar bölüştükçe büyür Sevgiyle bakmasını Kaybetmeden kıymet bilmesini Ve şükretmesini bilirsen Yüreğimizde daha neler neler büyütürüz Haydi hoşça kal Akşam olmak üzere Anam şimdi bakar yollarıma Her akşam aynı taze özlem Benim duyduğum gibi oğluma… Gürsel İleri |
Akşamüstü
Yine hüzünlü bir şarkının Namelerine boyandı akşamüstü Yokluğun cana yetti gülüm Sayende bir seven, hayata küstü Yine sensiz kedere büründü Güneş yaslı battı akşamüstü Tek tesellim, hayalin gözlerimde Bir selamın, bir çift sözün ayaküstü Yine sensiz, sessiz bir hıçkırık ile İçin için ağladı akşamüstü Bir ümit ile bir mecnun yarattın da Bıraktın beni bu aşk yolunda yüzüstü... Gürsel İleri |
Allah Korkusu
Gelir insana her kötülük Allah korkusu olmayandan Allah korusun kulunu, böyle insandan Gece olup, başını yastığa koyduğunda Eyvah! Ben bugün ne yaptım, demiyorsan Bir sızı, bir ağırlık olmuyorsa vicdanında Uyuyup kalıyorsan, tatlı bir uykunun kollarında Daha ne ister ki insan, bundan başka Daha ne ister gönül Allah sevgisi ile düşmekten gayrı aşka Adın kötüye çıkmadan Bir kalp kırmadan Bir cana kıymadan Gelmiş vakit saat, gidiyorsan bu dünyadan Ve Tüm eller açılıp ta “iyi bilirdik, hakkımız helal olsun” Diyorlarsa ardından Daha ne istensin bir kuldan Daha ne beklensin bir insandan İnsanı korur kötüden, kötülükten Allah korkusu Şerefiyle, onuruyla yaşatır ar duygusu Çölde kalırsan anlarsın Bir ton altından kıymetlidir o an, bir damla su Giderken şu dünyadan, bir bak ardına Geride bıraktığın servetine, malına Dön de bir bak ardına Onları kazanmak için neler harcadın Ne kalpler kırdın, kimleri ezdin geçtin belki de Şimdi bir bak, ne aldın da yanına Ne götürüyorsun oraya Hani şu yürekte sevgi Hani şu yürekte huzur var ya Senin için bir kalp atmaya Senin için bir göz ağlamaya Devam ediyorsa, bundan güzel daha ne olsun Belki de çok geç değildir, inan Yüreğinde Allah korkusunu taşıyorsan Ve tövbe ediyorsan, günahına, yanlışına Doğru kulu, doğru yolu bulursun Hani şu yürekte sevgi Hani şu yürekte huzur var ya Bir tatsan, bir tanısan İnan bir ömür tiryakisi olursun… Gürsel İleri |
Allah Var Oğlum
Canım Oğlum, İsmet Alp İLERİ’ye... Bu dünyada kalan Giderken her şeyi yanına alan yok oğlum Ama Allahsızlar, vicdansızlar çok oğlum Çalanlar, çırpanlar Tüyü bitmedik yetim hakkı yiyenler Çok Çok oğlum Gün gelip, her yapılanın Hesabı sorulacak oğlum Bu dünyada yalan dolan çok oğlum Ama üzülme Hiç merak etme Gün olacak Mutlaka hesap sorulacak oğlum İnsanım diyen Sözünde duracak oğlum Adam gibi adam olacak Sözünde duracak Korkma Ne çıktıysa bu ağızdan Baban sözünü tutacak oğlum Sabır gerek Ve Sonra mücadele etmek Olmaz ki hazır beklemek İnsan önce savaşacak Sonra Yaradana sığınacak oğlum Hayat bir savaş Hayat düşe kalka, bata çıka Hayat kimine ipek halılar Kimine mayın döşeli bir yol Neler çıkacak bu yolda karşına Ah! Ne insanlar, ne vicdansızlar Ne Allahsızlar Kimisinin eli yağda olacak Kimisinin balda Kimi yolcu, kimi hancı dünya denen bu handa Korkma İnan Allah var oğlum Hepsinin Herkesin gideceği yer aynı sonunda Yitirme sakın cesaretini Olsan da en umutsuz anda Bekle Tutun hayatın kollarına Umudun olsun yarınlarda Belki çok şey de İnan her şey değil para da Azrail rüşvet yemiyor Silinip gidiyor Ne makamlar, ne saltanatlar Sahipsiz kalıyor Ne saraylar, ne yatlar, ne katlar Yaşamak var ya oğlum Onurunla, şerefinle Bir de sevgi ektiysen yüreklere Bir Yunus’u düşün, Mevlana’yı, Pir Sultanı Bir de sevgi ektiysen onlar gibi yüreklere Silinmiyor asla adın, çağlar, asırlar Merak etme Korkma Allah var oğlum, Allah var... Gürsel İleri |
An Olur (Dokunmayın)
An olur, sukut bile suskunluğa Gömülür An olur, ben bile umutsuzluğa Düşerim Ağlıyorsam kınamayın İçiyorsam hor bakmayın Yalvarırım Dokunmayın, dokunmayın Bırakın beni kendi halime Hatalarım vardı bağışlanacak Bağışlamadan gitti Duygularım vardı anlatılacak Duyamadan gitti An olur, en büyük sevgiler Biter An olur, en güzel hayaller Söner Ağlıyorsam küçümsemeyin İçiyorsam hor görmeyin N’olur Dokunmayın, dokunmayın Bırakın beni kendi halime… Gürsel İleri |
Anam
Yücelir Yükselir ulu ulu Sana minnetim Ah! Anam Nasıl Nasıl da bir zaman Sana nankörlük ettim Dönüp arkamı emeklerine Boş verip, o güzel sözlerine Bir yanlış yola gittim Büyüklük derler ya, işte bu Sen hep affettin Yücelir Yükselir ulu ulu Sana minnetim Ah! Anam Ne zaman kaldıysam Dertlerin elinde yetim Yine Yine başucumda hep sen bittin Yücelir anam Yükselir ulu ulu Sana minnetim… |
Anar Seni
Gam yükün yüklenip Akşam olup, efkâr basınca Deli gönlüm dertlenip Anar seni, anar Aşktır bu, düşmeyen ne bilsin Eller isterse gülüp geçsin Yeter ki sende birazcık sevesin Kanar yüreğimde yaram, kanar Daha vakit tez, nedir bu hüzün Kıvılcımın parlayacağı zamandır Gözlerimde canlanır güzel yüzün Arar seni gönlüm, arar... Gürsel İleri |
Anasına Bak Kızını Al
Anasına bak, dediler, kızını al Onlar da insan sevecek göz mü var Ah dostlar ah! Sevenin gözü kör olur göremez Önünde dursa da sıra dağlar gibi doğrular Baldan tatlı gelir yalanlar O boş, bomboş umutlar Dinlemedim dostlarımı, dinlemedim Düştüm bir hayırsızın ardına Kapılıp o sahte sevdasına Tuttum bir yol dönmedim, dönemedim Belki de ben ağlamayı hak ettim Ama sevmekti tek suçum Sevmek Sevmeyi bilmeyeni Öyle kalpsiz, duygusuz, onursuz birini Nasıl da kanmıştım Gerçek sanmıştım o yalan sözlerini Gözlerimin içine baka baka Bire bin kata kata Nasıl da sevdirmişti bana kendini Yalanlarını ata ata Yanmıştım ben anam, yanmıştım Vazgeç, demişti dostlarım, inanmamıştım Anasına bak, kızını al Onlar da insan sevecek göz mü var Bağrına basıp ta, dersen yar Yarın karşına zehirli yılan olur çıkar Gerçekten de öyle oldu Vay anam vay Yazık bu seven kalbe, bu akılsız başa Bilmem alıp ta vursam hangi taşa Ah dostlarım ah! Sizi nasıl da dinlemedim Ne diye sevdim, ne diye Bağrıma taş basmalıydım Sevmek yok deyip, susmalıydım Kendimi değil, ben onu unutmalıydım Hep söylediler, vazgeç dediler Yar olmaz ondan Anasına bak kızını al Onlar da insan sevecek göz mü var Bağrına basıp ta dersen yar Yarın karşına zehirli yılan olur da çıkar Ah dostlar ah! Ne de doğru Ne de doğru konuşmuşlar... Gürsel İleri |
Anlat be Ali
Anlat be dostum Ali! İnsanları daha tanımadığım belli Anlat bana şu insanları dostum, anlat Ne yapsam, vazgeçemiyorum, sevmekten Kurtulamadım, aşk ile çarpan şu yürekten Anlat be Ali anlat! Suç mu sevmek gerçekten Ne kara günler gördüm ben, ne acılar Bir başıma yaşadım, aylar, yıllar İyi günde çoktur dostlar İnsanı çok severler Ah be Ali! Düşmeye gör, bırakır gider *********ler Ama göğsümüzü germek kalır bize yine, gururla Övünürüz, şahlanırız, yıkılmadığımız acılarla Anlat be dostum Ali Bugünlere geldim ne zorluklarla Kalbimdeki her acı Alnımdaki her çizgi Bir madalyadır, hayattaki savaşlarla Anlat be dostum Ali İnsan sevince en büyük yanlışı mı yapıyor sence Ah be dostum Ali ah! Oysa sevmek en güzel, en hoş duygu bence Canım dostum, Ali’m Nefretten vazgeçelim, gel yine sevelim Anlat demiyorum bak aşkı, sevgiyi Onlar anlatılmaz, yürekte yaşanır Sevdiğin yanın da olmasa da Ömür boyu aranır İnsanın bir dert ortağı, sırdaşı Kalbinde biri olmalı Yoksa bu hayata nasıl katlanır Anlat be dostum Ali anlat Sevmeyi ben biliyorum Sen bana insanları anlat İkiyüzlüleri, yalancıları anlat Benim yüreğim sevgi dolu Sen bana vicdansızları anlat Madem, çok insanlar gördüm, diyorsun Madem ki biliyorsun Anlat be dostum Anlat be Ali anlat... Gürsel İleri |
Arkadaşım Yusuf
Benim bir arkadaşım vardı Yusuf... Yusuf’um Arkadaştan öteydik, sanki kardeş Zaten diyorlar ki kırklarımız karışmış İşte böyle Biz Yusuf’la kardeş gibi büyüdük Gün geldi bir parça ekmeği Soğanla, zeytinle katık edip bölüştük Gün geldi, aynı kıza vurulduk, küstük dövüştük Ama hiçbir zaman ayrı kalamadık Yusuf bensiz, ben Yusufsuz yapamadık Fakirdik, ilkokulu zor bitirmiştik Pantolonlarımızda yamalarımız Yarım simitti tüm katığımız Düşerdik okul yollarına Can dostum Yusuf’umla Benim derslerle aram olmadı hiç Ne matematikten, ne fenden Çakmazdım hiçbirinden Kafam basmazdı işte... Gittik ite kaka Oysa Yusuf başka, bambaşkaydı Çalışkandı, kafalıydı hakikatten İmkânı, fırsatı, hele hele parası olsaydı Hiçbir şey alıkoyamazdı onu yükselmekten Garibanlık fırsat vermedi, belimizi bükmekten Paramız olmasa da umudumuz tükenmedi hiçbir zaman Hayallerimiz vardı, gelecekten yana Bir iş kuracaktık, ortak olacaktık Her şeyin yarısı ona, yarısı bana. Bir gün parkta otururken beni buldu Yürümüyor, sanki uçuyordu “ Hayrola Yusuf! ” dedim. “ Sana n’oldu? ” Atıldı, sarıldı boynuma “ O da seviyormuş beni...” Böyle takmıştı kafasına Aylin’i... Bizim Yusuf iyice abayı yakmıştı Sık sık buluşur olmuşlardı Son günlerde Yusuf beni bile boşlamıştı Kıskanmıyorum desem yalandı Nereden çıkmıştı bu Aylin denen kız Bizim Yusuf aşkıyla dillere olmuştu sakız Ah be Yusuf’um! Bir gün Yusuf iki altın yüzük aldı Söz yaptılar sözde aralarında Yüzükleri taktılar parmaklarına Beni şahit tuttular aşklarına Herkes senin gibi yürekten mi sever be Yusuf’um Yusuf şimdi iyice kafayı takmıştı Ben aidim diyordu Aylin’e Aylin diyordu da başka bir şey demiyordu Eyvahlar olsun! Yusuf elden gidiyordu Bir akşam ava gittik Tek kırmalarımız hazır tetik Dört şişe şarap, beş bıldırcın Sabahı ettik Başka mevzu mu yoktu Yusuf içtikçe hep Aylin’den konuşuyordu “ Yeter dostum, şişirdin! ” desemde Adamın umurunda olmuyordu Olmasa da aramızda Yusuf sayesinde Sanırsın ki Aylin, avda yanımızda Aradan iki gün geçti İki gündür görememiştim Yusuf’u Yine o Aylin denen kız yüzünden sandım Özledim de hayırsızı Daha fazla katlanamadım... Çaldım Aralandı kapısı. Karşımda yaşlı anası Öptüm elini, sordum bizimkini İçeride yatıyormuş, hasta olmuş “ Herhalde avda üşüttü. Beli ağrıyor, gel oğul Buyur” Dedi yaşlı kadın, gözlerinde keder İçeri daldım “ Yusuf n’aber! N’oldu ulan sana hadi kalksana! Diye takıldım Ama... Ama Yusuf gerçekten hastaydı anladım Gözlerinin feri gitmişti Ne olmuştu bu çocuğa böyle birden bire Günler geçtikçe Yusuf gitmedi bir türlü iyiye Gitmedi be Ağrıları sıklaştı, arttı. Dayanılmaz oldu Kimi üşütmekten, dedi. Kimi böbrekten Sarardı, soldu zayıfladı Yusuf’um Bir gece sabaha karşı attık hastaneye Böyle başlandı sözde tedaviye Günler geçiyordu Türlü türlü tedaviler sürüyordu Ama Yusuf... Yusuf’um bir mum gibi eriyordu Saçları da dökülünce tamamen Anlamıştım... Anlamıştım acı gerçeği Yusuf! Yusuf kanserdi Artık bir deri, bir kemikti Her fırsatta hastanedeydim Sık sık dolaşıyordum, teselli veriyordum Üzülüyordu Yusuf... Kahrediyordu “ Görüyor musun be kardeş, ne hale geldim.” Diyordu “ Üzülme sen Yusuf.” Diyordum. “ Üzme kendini hele bir iyileş bak! Eskisinden gür çıkacak saçların...” Oysa Yusuf canı gibi bakardı saçlarına Geçer ayna karşısına, taranırdı dakikalarca “ Ulan artist misin! ” derdim Dağıtıverirdim saçlarını Bir kızardı ki sormayın... Birden “ Ah be kardeş! ” dedi “Keşke keşke olsa o saçlar yine dağıtıp yine kızdırsan beni...” Bir şey söyleyemedim. Boğazımda bir düğüm Öylece bir gülümsedim, gözlerim yaş dolu dolu Öylece bir gülümsedim, dişlerimi sıkarak Gözlerim yaş dolu dolu Öylece bir gülümsedim, başımı hafif hafif sallayarak Hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tutarak Ah be Yusuf’um Yetmez gibi bu derdin Hasta bedenin, yorgun kalbin Nasıl acısını taşır, nasıl yükünü taşır ihanetin Sorma bana, sorma sakın! Sorma onu Ama ne çare Yusuf’um hep o vefasızı soruyordu Aylin neden... Neden hiç gelmiyordu? Sonunda Yusuf’u taburcu ettiler Yani kısacası Git te evinde öl, dediler Zaten ellerindeki üç beş kuruşu da tüketmişlerdi Yusuf ta bitmişti Bir battaniye içinde taşıdık yatağına Yaşlı anası, üşümesin diye Çıplak başına bir şapka giydirdi İki kaşık çorbayı zor yedirdi Yusuf artık bir tevekküle gömülmüş gibiydi Gözleriyle çok şeyler anlatıyor Ama kelimeler ağzından çıkacak Takadı bulamıyordu Öyle bitkin, öylesine halsizdi Yusuf’um Birden eli havaya kalktı Elimi yakaladı Ta gözlerimin içine baktı Allahım o ne acı bir ifadeydi öyle Yine... Yine onu sordu Yusuf’um Aylin neredeydi, neden hiç arayıp sormuyordu? Neden bir kerecik bile gelmiyordu? Başımı eğdim Yusuf elimi bırakmıyordu Bu kez gözyaşlarımı gizleyemedim Kendimi tutamadım, hıçkırıklarımı engelleyemedim Yusuf her şeyi anladı “ Çoktan birini buldu da o vefasız şimdi başkasının kollarında” Dememe gerek kalmadı Sustu Yusuf, sustu Bir daha konuşmadı Bir ara uykuya daldı Sonra birden sıçradı, uyandı Gözlerime baktı kaldı Hiçbir şey anlatamadı... Ağlayamadı Sabaha karşı Sabaha karşı beşi çeyrek geçe ruhunu teslim etti Acılarını, ihaneti her şeyi bitirdi kardeşim Sarıldık yaşlı anasıyla Ağladık, ağladık, ağladık Yusuf’umun açık gözlerini kapadık Çenesini bağladık Öğleye doğru kaldırdık cenazeyi Birkaç konu komşu, birkaç arkadaş Yusuf’u verdik toprağa Hava sıcaktı Dönüşte her yer çok ıssız, çok karanlıktı İçimde tarifsiz bir acı, bir sıkıntı Evime doğru yürüyordum Birden köşeden o çıktı Aylin’di Yeni sevgilisiyle el eleydi Bir elinde dondurması Neşeli bir kahkaha attı Güneş vurdu, parmağında bir şey ışıldadı Bu! Bu Yusuf’umun aldığı söz yüzüğüydü Hala Aylin’in parmağındaydı Gayrı ben ne anlatayım Gayrı ben ne söyleyeyim Sen! Sen kalk be Yusuf’um Kalk gör son nefeste Adını sayıkladığın Aylin’i Kalk be Yusuf’um kalk gör Geride bıraktığın kardeşinin halini Kalk be Yusuf’um kalk gör Bu kahpe dünyanın halini Benden bile mi çok sevdi bu Kara topraklar seni Kalk be Yusuf’um kalk Koşuyordum şimdi, hızla çılgınca Koşuyordum kimseler görmesin diye Duvarları yumrukladığım için kanayan ellerimi Koşuyordum kimseler görmesin diye Yaşlar... Yaşlar ile dolup taşan gözlerimi Kalk! Kalk be Yusuf’um Sen! Sen gör halimi Kalk! Kalk be Yusuf’um sen gör, paramparça olan Dağlanan... Cayır cayır yanan yüreğimi... Gürsel İleri |
Asla Unutmayacağım
Asla unutmayacağım Kara günlerimde, beni unutanları Arayıp, sormayanları Asla unutmayacağım İyi gün dostu, yüzsüzleri İyi günde, canım ciğerim Düşmeye gör, bırakır giderim Bu mu, bu mu dostluğunuz Ne halimi sordunuz Ne kapımı çaldınız Bu mu, bu muydu dostluğunuz Çıkar peşinde koştunuz durdunuz Utanın be! Utanın, insanlığınızdan oldunuz Neden masallar “bir varmış bir yokmuş” diye başlar Hiç düşündünüz mü? Öyleyse bir düşünün hele Var mı kalan bu dünyada Bir varız, bir yokuz işte Bir parça buz gibiyiz sanki, kalmışız güneşte Bir varız, bir yokuz işte Masal diyoruz adına da, düşünmüyoruz aslında Oysa en büyük gerçek, bir masalın ta en başında “bir varmış bir yokmuş” İnsanlar, insanlar Ah! İnsanlar, işte sizi anlatan sözler bunlar Anlayın artık Kalacak sanmayın bu dünya size de Bilmem ki ey sahte dostlar Dar günümde yüzüstü bırakanlar Bilmem ki biraz düşünüp, utanır mısınız insanlığınızdan Hatırlar mısınız, bir vakit başımın tacı idiniz Başımın tacı Yalan dostlar, yalancı dostlar Çıkarcı dostlar Asla unutmayacağım sizleri Kalbimdeki acı dostlar Asla unutmayacağım, asla Kara günlerimde beni unutanları Arayıp, sormayanları Asla unutmayacağım İyi gün dostu hayırsızları İyi gün dostu vefasızları Asla unutmayacağım Asla Düştüğümde yüzüstü bırakıp gidenleri... Gürsel İleri |
Aşığım
Aşığım be güzelim, sana aşığım Sen her mevsimde bahar Hep tazesin En güzel çiçekten de güzelsin Sana kem bakan gözler kör olsun Adını kötü anan diller kurusun Canımsın sen Her şeyimsin Çok değil, birtanemsin Adını yıldızlara fısıldadığım Adını dağlara haykırdığım Adını şarkılara, şiirlere yazdığım En kıymetli varlığım Sen canım Sen birtanem Sen sevdiğimsin Aşığım be güzelim, sana aşığım Hava diye seni soluyorum Ömür diye seni yaşıyorum Seni İnan seni çok seviyorum... Gürsel İleri |
Aşka Sevdalıyım
Ben yalnızlıkların adamıyım Ben aşka sevdalıyım Tut ellerimi, bırakma sevdiğim Bulut bulut, kabarmış yüreğim Ben sevda denizinde bir salım Dedim ya güzelim, ben aşka sevdalıyım Aşka sevdalıyım işte Var mı bunun bir başka tarifi Yaşamayan bilmez Kelimelerle nasıl anlatayım bu hissi Sensizliğinde bile seni sevmeye müptelayım Dedim ya Ben aşka, bir başka sevdalıyım… Gürsel İleri |
Aşkımı Kalbimde Öldürdüm
Eyvah! Eyvah be vefasız Seni içimde Seni kalbimde öldürdüm Şimdi ben bir katil oldum Bitmez sandığım sevgimin, katili oldum Sanki elimi kana buladım Yırttım, attım, savurdum ateşlere Bütün mektuplarını Pişmanlık duymadım hiç Hiç ağlamadım Oysa biliyorsun Ben bu aşka nasıl da bağlıydım Kıymetim bilindi mi vefasız Gör işte gör, son pişmanlık nasıl da faydasız Ah! Ulan, senin yüzünden katil oldum Öldürdüm içimde aşkımı, sevgimi O en güzel hislerimi Seni! Seni be vefasız Seni kalbimde öldürdüm Allahım ben bir katil oldum Aşkımın Bitmez sandığım sevgimin, katili oldum Söyleselerdi, inanmaz, güler geçerdim Bak sayende, ben bir cinayet işledim Kalbimde aşkımı En güzel duygularımı öldürdüm… Gürsel İleri |
Ateş Olmayan Yerden
Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış Vay anasını be, vay! Dost sözü, büyük sözü dinlemek lazımmış Vay anasını vay! Aşk gözümü kör yapmış Ne kötü ne iyi Dinlemedim kimseyi Tutuldum bir zalime, haine Yazık ettim, kul köle yaptım kendimi yalan sevgiye Yaktım ah! Yaktım canımı Yüreğimi kanattım Ah! Anacığım, ben seni ağlattım Bağışla, bağışla sen beni Dinlemeliydim daha en başta o sözlerini Sevmek olmazdı, olmamalıydı kadir kıymet bilmeyeni Boşa söylenmemiş onca söz Sevgiyle bakmazmış kem göz İçime oturmuş gönül acısı Baharı beklerken gelmiş güz Ağlarım şimdi, dört yanımı dertler sarmış Canım dedim, oysa, vefasız, hayırsızmış Vay anasını be vay! Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış... Gürsel İleri |
Ayı
Vay anam vay Bunun gibi Neleri gördüm, kurulmuşlar bir makamda Gel gör ki; Adamlığın “A” sı yok adamda Bir şeylerin ölçüsü bozuk hamurunda Ya adamda olması gereken bir şey yok Yada olmaması gereken bir şeyler çok Mesela mertlik, delikanlılık, yürek sıfır da Kıvırcıklık, yalancılık çok bol onda Tavuk bile su içer Allah’ına bakar Allahlım korusun Böylesi adamın başını belaya sokar Aman neme gerek İnanmak güvenmek Atalarımız bile ne güzel demiş Maalesef, köprüyü geçene kadar Gerekiyormuş Ayıya dayı demek Ama böylesine dayı demekte Dayılığa ayıp etmek Allahın gücüne gitmesin, tamam o da bir kulu Ama adam insanlığın tam bir kılı Dört dörtlük ayı da, diplomalı ayı Şansı varmış ayının İyi yere açmış tezgahı Varlıklı kapıya damat olmuş, kurtarmış paçayı Kapmış parsayı, kurulmuş makama Ulan gam yemem vallah Herif benzese bir parça adama... Gürsel İleri |
Ayılar Kızdı
Ulan sana hitaben Ayı, diye bir şiir yazdım Ayılar gücendi Teessüf ederiz Gürsel abi, dediler Bula bula bu kılı bize mi benzettin Vallah abi ayıp ettin Yani ne diyeyim Ayılar da haklı İnsanlığın bütün kusurları sende saklı Korkaklık, döneklik Yalancılık, ikiyüzlülük Kıvırcıklık, kalleşlik Ve bilumum her türlü adilik Haa bak unutuyordum, bir de kılıbıklık Ulan bide seni müdür yaptılar ya Utancından yerin dibine geçti insanlık Sanki bu koca memlekette Başka adam kalmadı Harbiden ayılar bile kızdı Belki tek ortak noktamız armudun iyisi Ama bu ********* mahlûkatların en adisi Yapma abisi, dediler Bula bula bize mi benzettin bu *********i Gerçekten ayılar da haklı yani Benim gibi duygusal bir şaire Bu şiiri de yazdırttın ya hani Ne diyeyim be, Allahından bul Ona havale ettim seni… Gürsel İleri |
Aylin
Bugün, bu şarkıyı dinlerken Birden seni hatırladım Aylin Anladım ki maziye gömülüp, gitmemişsin Belki de şimdi, çoluk çocuk sahibi bir annesin Bugün gibi hatırlıyorum Yıllar önce kalbim çarparak O sınıfa ilk girişimi Yanına oturuşum, bana kalem verişini Ben, mahcup, utangaç Yüzüne bile bakamamıştım Ne güzel saçların vardı İpek gibi, uzun Nede içliydin nazlı kuzum Ne çabuk alınır, kırılırdın Sen benim bir tanecik sıra arkadaşımdın Vardı elbet, her insan gibi Senin de dertlerin, kederlerin Anlatır ağlardın Dinler, çare olamazdım Biliyor musun Aylin Ben sana hiç aşık olmadım Ama sana karşı duyduğum duyguların Adını da hiçbir zaman koyamadım Bugün yine seni hatırladım Aylin Burnuma şarap kokusu geliyor Ardından çok içtim o zıkkımı ben Senin yokluğunda, yalnızlığımda Tutunacak bir dalım yoktu ki Sen ara deyip, ben aramadığımda Ve her şey için çok geçti Seni tekrar bulduğumda Burnuma şarap kokusu geliyor, aklıma gözlerin Hala albümümde resmin, okul formasıyla Hani birinde tüm arkadaşlar Sınıfça resmimiz Hani bir diğerinde, kızlarla beraberiz Hala albümümde duruyor resmin Aylin Yüreğimde saklıyorum anılarını Parmaklarımda hissediyorum yumuşaklığını Parmaklarımda hissediyorum sanki Okşadığım o tel tel ipek saçlarını Aylin Bugün yine aklıma sen geldin Biliyor musun Aylin Ben de şimdi bir babayım Allah bağışlarsa bir oğlum var Çok sevmekte, tapmaktayım Annesinden ayrıyım, her şeyi bitirdim Oğlum için yaşamaktayım Zaman ne çabuk geçiyor be Aylin Bazen buna şaşmaktayım Beden yaşlansa, saçlar ağarsa da Bir şey var içimizde, bir şey yüreğimizde Ta yediden yetmişe hep aynı kalan Değişmeyen bir şey var, farkındayım Ama artık susmaktayım Ah Aylin ah! Sen benim bir tanecik sınıf arkadaşımdın Beraber az mı kopya çekmiştik Bir kapris miydi, sebebi neydi Vallahi hatırlamıyorum Son günü dargın bitirmiştik Hiç unutmam o günü Daha sonra karneleri almaya gelmiştik Karşılaşıp, bakışıp, göz göze gelince Dudaklarımızda bir tebessüm belirince Ne küskünlük kalmıştı, ne dargınlık Ayaküstü kalakalmıştık, tokalaşırken Elim elinde, gözlerim gözlerinde öylece Kalakalmıştık dakikalarca Ayrılabilmiştik ancak Tekrar görüşmek, buluşmak için sözleşince Biliyorum, maalesef sözünü tutmayan ben oldum Ama dedim ya Tutunacak bir dalım yoktu ki Sen ara deyip, ben aramadığımda Yalan yazmaz benim kitabımda Vay be Aylin vay! Herkes kendi yolunda, kaybolup gitti sonunda Haydi yolcu yolunda gerek Haydi yine git maziye, güle güle Aylin Ve ara sıra sıyrıl anılardan Yine çal bu yüreğin kapısını Beklerim Beklerim Aylin... Gürsel İleri |
Ayrılık Dedi
Eyvah! Aklıma gelmeyen başıma geldi Kara vicdanlım, ayrılık, dedi Hani yarınlar bizimdi Sevmek sevilmek güzeldi Şu başıma gelene bak Sevdiğim, ayrılık, dedi A vefasızım Şu yüreğimde bir acı, sızım sızım Söyle ayrılığı kim istedi Şimdi sensizim, anlamsızım Of! Kara gözlüm, ayrılık, dedi Kendime kızıyorum Bu kadar sevilmez diye Kendime soruyorum Bu son Bu bitiş niye? Vay vay! O yar, ayrılık, dedi Nasıl sevda imiş bu böyle Sanki beni büyüledi Bin yemin üstüne yemin Tövbe etsem de sevmeye Taşısam da hep bu acıyı içimde Hasret kalsam da gülmeye Tutamıyorum Tutamıyorum sözümü Yaradan aşk ile yoğurmuş sanki özümü Sevmekten vazgeçemiyorum Seviyorsan Dilin nasıl vardı, ayrılıktan bahsetmeye Nedir şu seven yüreğimin çilesi Çekilmiyor böylesi Neydi ki sebep, neydi O vefasız yar, ayrılık dedi... Gürsel İleri |
Bakmak Ve Anlamak
Bir gece vakti Başımı kaldırdım Baktım gökyüzüne Yıldızların altında Anladım ki o anda Bir zerreyim bu alemde Sensizim hemde Ne varsa ellerimde Bekçisiyim,emanetçisiyim sadece Bir düşün dostum,iyice İyi,kötü herşey Tanrı'dan emanetse Emanete hıyanet olurmu sence? Bir gece vakti Yüzüme vurdu rüzgar Kaldır başını,bak diyordu sanki Şu sonsuzluğa Bunu bir yaradan var Koparır ondan kulu,uzaklaştırır Yanlışlar,günahlar Yaklaştırır doğrular Haydi dostum,biz insanız! İnsanlar doğruyu bulmalılar Bir gece vakti Başımı kaldırdım Baktım gökyüzüne Gülümsedi yıldızlar... Gürsel İleri |
Batan Güneş
Cebimde Son Umut Kırıntısı Batan Güneşi Seyrediyorum Ne Çabuk Geçti Yıllar Hala Seni Arıyorum Bakma Saçlarımdaki Aklara İçimde Hala Sana Muhtaç O Çocuk Var Ne Çok Şeyi Alıp Götürdü Yıllar Batan Güneşi Seyrediyorum Bir Başıma, Yapyalnız Diyorlar Ki, Yalnızlıkmış Her İnsanın, Eninde Sonunda Kaderi Yüreğimde Son Umut Kırıntısı Hala Seni Bekliyorum Birgün Dönersin Diye Geri Silip Silip Şu Yaşlı Gözleri Batan Güneşi Seyrediyorum Ellerimde Son Umut Kırıntısı Belki, Belki Gelir Diyorum Oysa, Alıp Götürdükleriyle Yıllar Dönmez Ki Geriye, Biliyorum Kanadı Kırık Bir Göçmen Kuş Gibiyim Şu Akşamın Koynunda Asla Açılmayacak Bir Kapıyı Çalıyorum Gözlerimde Son Umut Kırıntısı Batan Güneşi Seyrediyorum… Gürsel İleri |
Beklemek
Tanrım, beklemek öyle zor ki Zaman yüreğime basa basa Yüreğimi eze eze geçiyor Öyle de ağır ki Dizlerimi büküyor Yorulmuşum Bu omuzlar bu yükü çekemiyor Beklemek, ah beklemek! Her anı zulüm Avuçlarım ter içinde, sırsıklam Zaman geçmek bilmiyor Sabır da fayda etmiyor Tanrım, beklemek öyle zor ki Gözlerim yolda, kulağım telefonda Zaman vuruyor yüreğime tokmak tokmak Tek işim, durmadan yollara bakmak Her adımımda Dünya dar geliyor voltama Kısılmışım, sıkışmışım Bağrımdaki zindana Beklemek öyle güç ki Tanrım Ne gelirse elimden Yapmak boyun borcum Sonrası sana sığınırım Beklemek öyle zor ki Tanrım Ne olur bağlanmasın elim kolum Bir anam var şu yalan dünyada Bir de oğlum Sana emanettir tüm sevdiklerim Sana uzanır ellerim Bırakma Allahım, sakın biçare Cehennemin provası sanki Beklemek, beklemek öyle zor ki... Gürsel İleri |
Bekleyenim Sen Olsan
Tüm cihan Yedi düvel Kırk sekiz afet Önüme engel dizilse Bekleyenim sen olsan Engel kim olabilir bana Bu aşk yolunda Seven sen olsan Sevilen ben... Gürsel İleri |
Belki
Işığı gördüm bir defa Bir daha yüzümü dönmem karanlığa Gün gelir Belki Bağışlarım bana kurşun sıkan düşmanımı Ama Hıyanet eden dostumu asla… Gürsel İleri |
Ben
Bir bir tattım Her satırındaki kederi Genç yaşımda yazdım Istırap dolu binlerce şiiri Benim sanmayın Aslında Bunlar, onun eseri Bilmem ne yapmalı Bu kötü kaderi… Gürsel İleri |
Ben Bir Yangın Yeriyim
Ben bir yangın yeriyim Senden arta kalan Korum sen, külüm sen Zorum sen, gülüm sen Sen yalnız dumanı gördün, tüten Almadın ki nasibini, aşk denen ateşten Ben bir yangın yeriyim Yağmuru bekleyen İlmeği boynuna kendi geçirmiş Sana, gel, diyen Ben bir yangın yeriyim Bir diğer adı; senden sonrası Hangi acı, hangi sızı Yalın alevlerin bedene değmesi İşte bu İşte bu benim gibinin seni sevmesi Ne avareyim ne deliyim Ben Ben, senden arta kalmış biriyim Bir yangın yeriyim... Gürsel İleri |
Ben de Öyle Sanırdım
Nedir Nedir gözündeki yaşlar öyle Sanki her şeyi bitirmişsin Sanki her şeyi yitirmişsin Karanlıklara düşmüş, gitmişsin Dur Dur, zaten öyle oldu, deme Ben de öyle sanırdım Yitirirsem Kavuşamazsam Onunla olamazsam Yaşayamam Yaşayamam sanırdım Bu hayata nasıl katlanırdım Onsuz nasıl dayanırdım Oluyor be arkadaş Olunuyor Zaman nelere çare Nelere ilaç olmuyor ki Buna da olmasın Biliyorum, aşk ve hasret yakıyor yüreğini Onu görüyorsun değil mi? Nereye çevirsen gözlerini Ve içindeki bu acı, seni öldürecek sanıyorsun Ben de öyle sanırdım Yaşanmaz Yaşanmaz sanırdım Yaşanıyor, yaşanıyor be arkadaş Yine umutlara koşuluyor Hayata kucak açılıyor Yine Yine seviliyor be arkadaş, yine… Gürsel İleri |
Ben de Şair Sanırdım Kendimi
Seni öyle Öyle çok seviyorum ki Ne şiirlerime sığıyor bu sevgi Ne yüreğime Ne kelimeler yetiyor anlatmaya Nede mısralar Yetmiyor işte Anlatamıyorum Anlatamıyorum içimdeki yangını Sana olan hislerimi Anlatamıyorum sevgimi Ben de şair sanırdım kendimi Sevdan aştı kalemimi Yetmiyor, seni anlatmaya kara gözlüm Yetmiyor, seni yazmaya Bulsam da kelimelerin en güzelini Ben de şair sanırdım kendimi Yazsam da ne çıkar yüz bin şiiri Sevdan dar etti ya bana bu şehri Aktı durdu sana yüreğimin nehiri Dizlerimde derman bırakmadı hasretin zehiri Ne şiirlerim yetiyor anlatmaya derdimi Ne de gözyaşlarım Ben bumuydum, böyle mi? Sevdana düşmeden önce Şair sanırdım kendimi... Gürsel İleri |
Ben Düştüm Aşk Ateşine
Ben yandım Aşk ateşine düşmeye gör kardeş Yanmaya gör, yanmaya Bir vefasıza kanmaya, bağlanmaya gör Ben yandım Gecem gündüzüme karıştı Avare gezdim Yaşamak diyorlar ya, kalmadı gözümde Candan, canımdan bezdim Ah! Kardeş ben yandım Düştüm aşk ateşine Sevmiştim ölürcesine İnanmıştım, tapmıştım Ah’ kardeş ben yanmıştım Böyle acı, böyle kahır tatmamıştım Kendimden vazgeçmiş, onu unutamamıştım Ah! Kardeş ah! Ben yanmıştım Ben düştüm aşk ateşine Sevmeye gör böylesine Yanmaya gör, yanmaya Bir vefasıza bağlanıp kalmaya gör Ben düştüm aşk ateşine kardeş Düşmeye, düşmeye Böyle Böyle sevmeye gör… Gürsel İleri |
Ben Gerçeğim
İşine gelmeyince Kimse kabul etmez beni Ben gerçeğim Gerçek Ben ölümüm Ben saça düşen ak Ben, sevilmekten kesilen umut Ben, beni unut, diye söz Ben gerçeğim işte, öylesine acı Kimse inanmak istemez bana Oysa Acı da olsa ben gerçeğim Ben umut treninin son yolcusu Ben, değeri hep yokluğunda anlaşılan Ben, hep tartışılanım Ben gerçeğim Bazen dilin ucuna gelip te söylenemeyen Bazen bir öfke anında gizlenemeyen Haykırılan o çığlık Bazen karanlık, bazen aydınlık Ben gerçeğim Gözlerden okunmaya çalışılan Bazen en zor alışılanım ben Ben gerçeğim Her şeyin bittiği yerde ben varım Tüm çıplaklığıyla ben varım Öylesine soğuk Kabullenilmeksizin Ben varım Yalanların tükendiği Maskelerin düştüğü Saklanan yüzlerin göründüğü O anda Ben varım İşte ben gerçeğim, karşında duran Hep aranan Bulunduğumda Çoğu zaman umulduğum gibi olmayanım Ne acı şey bu Bazen işte öylesine yürekleri acıtanım Ben Ben gerçeğim... Gürsel İleri |
Ben Gidiyorum
Ben gidiyorum, kal sağlıcakla Ardımdan ister el salla, istersen ağla Doğrularınla, yanlışlarınla Sonsuz pişmanlığınla, anılarınla, kal Ben gidiyorum, kal sağlıcakla Bensiz mutluluğunla, yalnızlığınla Kal sağlıcakla, seni sana bırakıyorum Ben gidiyorum, yanımda yalnızlığımla Sen, hayallerinle, özlemlerinle Hasretlerinle, beklentilerinle Kal bensiz, kal kendinle İçimde, acıya dönen sevgim Altıcı hissim Kırılan kalbim, git, diyor bana “git artık, durmasana! ” İşte gidiyorum Ve ben, seni sana bırakıyorum Ben gidiyorum, kal... Kal sağlıcakla Sevdim diye pişmanlık duymuyorum Kalpsiz değilim, hissiz değilim Ağlıyorum Yaş dolu gözlerimi gizlemiyorum Duygusuz değilim Ağlıyorum Utanmıyorum, ben bir insanım Kanayan bir canım Gizlemiyorum, ağlıyorum Hoşça kal bebeğim Ben Ben gidiyorum Kal Kal sağlıcakla Ben gidiyorum Ne garip, ne acı Ne zor bir şey bu Ben gidiyorum Ve Ve seni hala seviyorum... Gürsel İleri |
Ben Olurum
Alır da suçları üzerime Bağışlarım belki, bir gün seni Kabullenip tüm günahlarını Hazırlayıp çekeceği acılara Bu kalbi, bu bedeni Bağışlarım belki, bir gün seni Yine sen haklı olursun Suçlu ben Yine sen mutlu olursun Derbeder ben Sen, bir gün gelir, unutursun Istırap çeken ben Gece gündüz içen ben Sevgi ekip, hasreti biçen ben Ben olurum Ben olurum, ben... Gürsel İleri |
Ben Sana Seni Seviyorum Diyemedim
Uykusuz kaldığım o yaz *******inde Hep seni düşünüyor ve seni düşlüyordum Rüzgar saçlarını Saçlarını savuruyordu dalga dalga Biliyorum Sen de beni düşünüyordun Allahıma kitabıma yemin ederim Sen de beni düşünüyordun Ama ben sana hiç “seni seviyorum” diyemedim Oysa sevmek ve seni seviyorum demek çok Çok güzel Ama ben sana hiç “seni seviyorum” diyemedim Yaz gecesi masalıydı aşkım Gün ağarır Yıldızlar çekilirken Uykusuz gözlerimi hasret rengine boyayan Belli etmiyordum ama Kalbimde bir yara vardı kanayan Yanmaz mı, kahrolmaz mı sanırsın Sevip te, sevdiğini anlatamayan Bir yaz *******i bilir halimi benim Ve bir de yıldızlarım Seviyordum ben seni ve söyleyemiyordum Rüzgar saçlarını savuruyordu senin Dalgalanıyorlardı Yüzüme çarpıyordu rüzgar Ben kokunu içime çekiyordum Ve sen kollarımın arasında olsaydın Ah bir olabilseydin Ama ben sana Sana seni seviyorum diyemedim Biliyorum sen de Sen de hep bunu bekledin Ama ben söyleyemedim işte Söyleyemedim Neden uyuyamazdım, biliyordum Boştu yatağım Korkutuyordu yalnızlığım Sen olmalıydın yanımda Kollarımda Başını göğsüme yaslamalıydın, yıldızların altında Sensizlik değil, sen olmalıydın yatağımda Rüzgar savuruyordu saçlarını Ben duvarları yumrukluyordum Kadere talihe lanetler yağdırıyordum Yıldızlar şahitti Ben seni çok, çok seviyordum Ecel gibi Ecel gibiydi seni kaybedişim Hani gelir de önüne geçilmez Bilirsin ya sonunu Ne isyan ne ağlayış, haykırış Hiçbiri fayda etmez İşte, işte öyleydi seni kaybediş Uykusuzdu *******im O yaz *******i Bir ben, bir yalnızlığım, bir de yıldızlarım Hep seni düşünüyor ve düşlüyordum Rüzgar saçlarını Saçlarını savuruyordu dalga dalga Biliyorum, sen Sen de beni düşünüyordun Şerefim üstüne yemin ederim Sen de beni düşünüyordun Ama Ama ben Ben sana hiç Seni Seni seviyorum, diyemedim… Gürsel İleri |
Ben Sana Susadım
Ben sana susadım Yokluğuna doydum O sevgi dolu kalbini kırmışlar, diye duydum İnan küçüğüm, inan bir tanem, ben kahroldum Kelimeler de yetmiyor ki hislerimi anlatmaya Buram buram hasret pusları Güzel gözlerine doya doya bakmaya korkan gözlerimde Bilmem ne yapardım, olmasaydı şiirlerim de Bütün mutlulukları sana verebilmek Keşke olsaydı elimde Ben sana susadım Sensizliğe doydum Küçük meleğim, seni üzmüşler, diye duydum İnan, inan ki işte o an ben, ben kahroldum Ben sana Sana susadım Yokluğuna, sensizliğe Hasretine doydum... Gürsel İleri |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:06 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.