www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ayhan Yavuz Açıkgöz (https://www.cakal.net/showthread.php?t=139264)

GooD aNd EvıL 01-01-2009 04:59 PM

Ayhan Yavuz Açıkgöz
 
- Zulüm Serisi - L8 (Gayrısı Cehâlettir)
Sorarım size dostlarım
Bu mu haktır adâlettir
Yüreğimiz iki yarım
Bir tarafı atâlettir

Münkir mü'mini görür hor
Bilmez sînede durur kor
Ölüm ancak onlara zor
Müslümana asâlettir

Bilinmez ne asıl neden
Ruh dirilmez ölür beden
Kendini gerçek zanneden
Kendi gibi hayâlettir

Kâbeye secde kılarak
Çocuklar gibi gülerek
Şehîd olduğun bilerek
Ölmek demek kehâlettir

Kolay mı cennete giriş
Kazırız tırnak ile diş
Küffârın yaptığı tek iş
Rüsvâlıktır, rezâlettir

Nefes almaktır üzülmek
Deriden geçip yüzülmek
Dile kolaydır ezilmek
Ezilene ezâlettir

Yükselsin onlar ezerek
Yürünür mü baş eğerek
Başka kefîle ne gerek
İmân hakka kefâlettir

Zordur ekmeği bölüşmek
Kolaydır arza alışmak
Yetmiş yıl Hakk'a çalışmak
Sonsuz yıla delâlettir

Vakit ne geç ne de erken
Utanın 'zulüm yok' derken
Hakka ölmek gerekirken
Kulu sevmek dalâlettir

Bu ne nefret bu ne kindir
Gel de bu yâreyi sindir
Yâ Rabb nefisleri dindir
Akılları kalbe indir
Bu İslâmdır bu hak dindir
Gayrısı hep cehâlettir

GooD aNd EvıL 01-01-2009 04:59 PM

- Zulüm Serisi - R14 (Gayrısı Hakârettir)
Akıl almaz bu hâli, nasıl bir cesârettir
Zincirlenmiş ahâli, bu resmen esârettir

Gül benizli bebekler, dudakları morarmış
İçleri boş dibekler, yokluğa kefârettir

İtibâr görür gaflar, kes demez doğru kelâm
Sarfedilen tüm lâflar, yalandan ibârettir

Dili bağlanmış bilen, dünyâya geçmez sözü
Bilseler arz denilen, üç günlük imârettir

'Bakamam' der ses boğuk, kollar bağlı baş eğik
Dünyâ câhile soğuk, âlime harârettir

Aydınlanmaz gözleri, teslim olmuş siyâha
Yanar görür közleri, aklınca nazârettir

Mü'mine dünyâ yapboz, oyundur dünyâlıklar
Dökülen bir avuç toz, küffâra hasârettir

Aldanılır desene, çizilmiş eğri büğrü
Yaşanan yetmiş sene, bir anlık ziyârettir

Döndüremez zamânı, elden çıkarmak malı
Satın almak imânı, en büyük ticârettir

Bakmaz mazlum yaşına, duyurur kendin ilâh
Geçen devlet başına, boş us'lu sadârettir

Kül olmuş er ocağı, kök salmış nâmert arza
Soysuzun yapacağı, ya ret ya küfârettir

Ey Ayhanım ol derin, bırak boğulsun akıl
Kâinattır ederin, gayrısı hakârettir

GooD aNd EvıL 01-01-2009 04:59 PM

* Saklambaç (Sümeyye Kıza)
SÜMEYYE KIZA ARMAĞANIMDIR...



Dün
Dünyadaki en fakir gün
Sen olmadığın içün

...

Dün
Hani saklambaç oynadık
Ele vardık el ele
Hani önce ben saklandım sen yumarken gözlerini
Gözünü açar açmaz buldun ya beni
Koymuş gibi elinle
Beceremedim sandın iyi saklanmayı
İyi saklanmayı değil
Saklanmayı becerememiştim oysa
Uzaklaşamamıştım senden
Sen sayarken
Ağacın arkasından öylece izlemiştim seni
Sesinin ritmine daldım
Ve öylece kaldım
Ta ki 'Sobe' diye bağırana kadar sen

...

'Sıra sende' dedin
'Yum gözlerini, açmak yok ama'
Yok ha
Peki nasıl
'Otuza kadar sayacaksın' dedin
Otuz yıl hüküm yedim sandım
'Haydi' dedin
Neden?
Ben nasıl izleyecektim seni bakmadan
'Haydi' dedin gene, kırar gibi kalemi
Kırıldım ben de kalem gibi
Ama kırmamak için seni
Kapattım gözlerimi

Bir... İki... Üç... Dört... Beş...
Hay Allâh, ne zor imiş bu oyun
Ödüm kopuyordu uzağa gideceksin diye

Altı... Yedi... Sekiz... Dokuz...
Yok, olmayacak böyle
İyisi mi açmalı gözleri
Ama
Ya kırılırsa kalbi

on... Onbir... Oniki...
Açtım
Açmıştım
Dayanamamıştım özlemine
Hızlıca döndüm arkamı
Yoktun, kaybolmuştun
Yitip gitmiştin avuçlarımdan
Gözlerinde yiten gözlerim gibi

Yoktun, kaybolmuştun
Şuurum gibi, aklım gibi
Dermânı gibi dizlerimin
Kaybolmuştun
Nasıl bulacaktım ya ben seni şimdi

...

Yüreğim sende kaldı, sende kaldı
Varamadım saramadım
Eremedim göremedim
Bilemedim gülemedim
Ağlayamadım

...

Ağlayamamıştım
Gelmedi aklıma ne ağlamak ne de bağırmak
'Sevdiğim kız neredesin? ' diye
sustum
Varamadım, eremedim, bilemedim
Yitti şuurum, gözlerim gibi
Gözlerinde yitik


...


Öylece uyanmışım solumdan
Yastık ıslak, göz ıslak
Sonra sağlam bir 'elhamdulillâh'
Sağa dönüp tekrar uyumak istedim
Ama
Cesâret edemedim
Belki tekrar saklambaç oynarız diye

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

* Uyu Gelincik
Uyu gelincik uyu
Uyu ki tez gelsin yarın

Ve duâ et Rabbine
Duâ et ki müjdeyi getiren
Rüyâlarındaki ardıç kuşu olsun

Düşünme derin kuyulardaki çıkmazı
Anne eli kadar temizolsun aklın
Dokunur elbet iyiliği
Yedi iklimdir gelmeyen bahârın
Uyu
Uyu ki tez gelsin yarın

Güzel gelincik

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Adana'dan Kalan Son Külhanbeyli
Adana sokaklarını inleten topuk sesi
Ve rüzgârında titreyen yakaları gömleğin
Nârâsı yok
Ama tespih şakırtısı var

Onsekizinde Ali...
Yeni çıkmış Cehevrolet Impala'nın
Hayâlini kuruyor tespih imâmesine bakarak
Çayını karıştırmayı unutmuş

Onsekizinde Ali...
Dar geliyor Adana kaldırımları
Yoldan yürüyor, takırdatarak yumurta topuklarını
Arkasına bakmadan
Çarpmaya cür'et edecek bir fayton korkusu
Duymadan

Onsekizinde Ali...
Bilmez altmışlarındaki hâlini
Yürür ağır ağır
Sevdiğinin adına uydurduğu türküyü çalar
Islık tadında
Gezer
Adana taş kaldırımlarında

...

Altmışbeşinde ali...
Hâlâ toy çağındaki külhanbeyli
Ritim ritim yaşıyor
Açık bağrına yaslanmış kalbinde

...

'Kahveye gitmem lâzım, yoksa beni yok yazarlar.'
(Ali)

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağaç, Kuş, Çiçek, Böcek vs.
(Lise yıllarımdan... Tam delikanlılık çağım...)

Caydıramadı kararımdan beni Göktuğ
Soldum,insafsızca açanlara nispet
Zaten yoktu bir tek yaprak dallarımda
Kim bulmuş çiçeği
Sonbaharda

Madem aşk yok dedi Kudret
Madem sabahlar puslu
Madem yürekler serin suyun olmadığı yerde
Ve madem ben hâlâ varım
Uğraşma benimle Göktuğ

Bilirim kurşun yarasından akan kanı
Yalnızken duvara sallanan yumrukların ne kadar çok can yaktığını da
Bilirim, susmanın zorluğunu
Bilirim ya, gene de susarım sağır eden haykırışlar arasında
İşte öyle

Hep başlıksız başlar şiirlerim
Zira kimisi öksüz der şiirlerime
Kimisi de yetim, bu yüzden
Bense “***” derim bütününe
Hiç yüzü koyun bırakılmamıştım ömrüm boyunca
Ta ki, başlıksız başlayana kadar şiirlerime
Yok artık öyle
Saçma da olsa bir adı olacak bundan böyle
Ağaç, kuş, çiçek, böcek vs.
Ad bulamadığıma da “***” diyeceğim kocaman harflerle
İşte öyle

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağayla Dertleşme
Ağam biraz otur gitme
Sana çorba, et haşladık
Şiir, sen de çabuk bitme
Sohbete yeni başladık

Şifâ olsa tüm dereler
Onmaz bizdeki yaralar
Affın ile bu aralar
Biz de dünyâyı boşladık

Câhil sandık okulluyu
Adam bilip şekilliyi
Deli diye akıllıyı
Senlerce hep taşladık

Gönül vermeden yazıya
Baktık kalpteki sızıya
Sâf gibi kurdu kuzuya
Odu oduna eşledik

Bilirim bir, dışın için
Lâfı olmaz üçün beşin
Söyle nîmet hakkı için
Ağam biz ne suç işledik

Sen hep 'dürüst olun' derdin
Bize ne öğütler verdin
Senden sonra bir nâmerdin
Zulmünden dağda kışladık

Durun dedik, gitmez gibi
Kalkın dedik, yatmaz gibi
Bütün bunlar yetmez gibi
Hakkı bâtıldan dışladık

Vazgeçmedik varımızdan
Nesîm gibi derimizden
Hiç kalkmadan yerimizden
Saadet asrın' düşledik

Ayhan'ım gel bu derdi çek
Sanma gam değmez sana tek
Ekmek diye şimdiye dek
Nice kul hakkı dişledik

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağlama Sanatı
Bak oğlum bu gördüğün gözyaşıdır
Korkağın utancı, merdin aşıdır
Ağlamak bir nevî def-i hâcettir
Gülmeyi unutmak yolun başıdır

Doğarken anandan ağlarsın önce
Gözünden katreler süzülür ince
Kahkaha, bahçende gül ise eğer
Ağlamak Sahra'da açılan gonca

Sorsalar 'Ne' diye bana, son sözün
Derim ki 'Ağla ki, çağlasın gözün'
Eğer ağlayacak bir hâl bulursan
Gözünden akanla paklanır özün

Ağlayan dereler, akar denize
Başaklar yağmurla geliyor dize
Ağlamak, yanmanın çaresi olsa
Nebî'nin gözyaşı yeterdi bize

Gözyaşı üstüne bir şiir yazdım
Bak oğlum, altına imzamı kazdım
Ağlamak, karası olsaydı yüzün
Deden ağlamazdı, ben ağlamazdım

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağlama Suntası
(Filistin'de ölen mâsumların anısına, mâsumiyetin katline ortak olan tüm Yahudilere sesleniş...)

Evlâdır bir perde önü
Arkasından binlerce duvarın
Oyukları dilek sermayesi
Sıvaları gözyaşlarıyla harcolmuş
Binlerce kin saklayan, binlerce öfke
Ve belki de binlerce sevdâ, henüz ulaşılmamış
Ve ulaşılamayacak belki de
Binlerce sene
Uğulduyor kulaklarım
Sürülüyorlar kaleden ey halk
Sürülüyorlar kaleden
Zincirleme ihânet kazası
Biri sağ, gerisi yaralı
Bu olsa gerek darbenin şakırtısı


Evlâdır bir yasın külü
Acısından binlerce yüreğin
Şah damarları parçalanmış
Kırılmış pistonu, umut odacıklarına bakan
Binlerce isyan, binlerce heybet
Ve belki de binlerce terkedilmişlik, hâlâ ulaşılamamış
Ve ulaşılamaacak belki de
Binlerce sene
Yanıyor gözlerim
Güneş doğuyor
Kayboluyorlar gökyüzünden anne
Kayboluyorlar gökyüzünden
Bir kabullenme fâciâsı
Herkes ölü, herkes yaralı
Bu olsa gerek
Yaşamın pırıltısı

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağlamak Sıraya Bindi (Sevdigül 3)
Ağlamak sıraya bindi
Yum gözlerini Sevdigül
Şafak atmayan bir pencerede beklemenin
Âlemi yok
Ya inanırlar ya çeker giderler
Başka yolu yok
Yüreklerimiz bizden önce ölüyor
Ve biz ölürken
Ağlayamıyoruz
Dedim ya
Sıraya bindi ağlamak
Of çekmek de zorlaştı
Seni bilmem ama
Ben bâzen
Gizli gizli hıçkırıyorum
Soran olursa da
Hıçkırık tuttu, diyorum

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağlamanın Ne Yeri Var Ne de Zamânı
Ağlamanın ne yeri var ne de zamânı
Erkekliğe leke değil, vuslat gümânı
Yaş dökenin günden güne artar imânı
Ağlamanın ne yeri var ne de zamânı

Yaralara dermân olur Hakk'a sarılmak
Görevidir başakların bir gün derilmek
Şer değildir zâlimlerce çarka gerilmek
Yaralara dermân olur Hakk'a sarılmak

Ölü değil, zulme karşı koyan diridir
Ölenlerin göz bebeği dâim iridir
Hak uğruna halk olmanın şimdi yeridir
Ölü değil, zulme karşı koyan diridir

Her yiğidin harcı değil sevmek yürekten
Sevmek demek, korkmamaktır keskin kuraktan
Göremezsin ustaya kin, asil çıraktan
Her yiğidin harcı değil sevmek yürekten

Ey Ayhan'ım, bu yola baş koyanlardan ol
Gönüllere semâlardan yağmur olup dol
Müslümana emredilen ancak bir tek yol
Ey Ayhan'ım, bu yola baş koyanlardan ol

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağlar Ağlar
Yüreğimde bir sevdâ var
Ağlar ağlar
Hisleri olmayan duvar
Ağlar ağlar

Altın, gümüş, tunç ve bakır
Yalan olmuş gerçek fikir
Niceleri yutan çukur
Ağlar ağlar

Bura gurbet, bura sıla
Mahkûm oldum binbir yıla
Başımda celladım bile
Ağlar ağlar

İçemedim aşk tasından
Dudağım yandı pasından
Mecnun sevdânın yasından
Ağlar ağlar

Yalnız giden ardı özler
Kâfi gelmez ona sözler
Ağlamayı bilen gözler
Ağlar ağlar

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:00 PM

Ağlarım
Gitme yarim gayrı benden uzağa
Senden haber gelmez olur ağlarım
Şirin gibi düşürürler tuzağa
Ferhat dağı delmez olur ağlarım

Korkuyorum sen açmadan solmaya
Yağmur olup oluklara akmaya
Ahd etmişken yola revân olmaya
Dizde derman kalmaz olur ağlarım

Sürünmekten elim kolum kir oldu
Sevdan düştü yüreğime kor oldu
Ağlamaktan iki gözüm kör oldu
Özün kadir bilmez olur ağlarım

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:01 PM

Ağlarım Yerine (Anama)
(Askerde yaşadığım kötü bir olayın ardından hemen anamı arayıp ses tonunu kontrol ettim, 'acabâ haberleri izledi mi' diye. İzlememiş, gülüyordu garibim. Ben de güldüm. Kalbimdeki kokru hissinin her bir zerresi tek tek merhamete dönüştü. Sen üzülme anam, ben korkudan ölsem de susmasını bilirim! Senin gözün dolsa ben ağlarım, sen ağlasan ölürüm, öldüğünü hayâl bile edemem. Sen gül anam, ben hem korkarım hem ağlarım. Yeter ki sen gül, canım anam! ! !)

Dağlanır dağılırım, görsem yüzünde keder
En büyük korkum oldu sensiz çıkmak yarına
Tarttım arzı etmiyor, bir damla yaşın kadar
Yeter ki sen gül anam, ben ağlarım yerine

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:01 PM

Ağlarsın Beyhûde
Koşarsın nazlı bir sevdâ peşinden
Ağlarsın, beyhûde...
anlarsın sevdâ yok, kalkıp düşünden
Ağlarsın, beyhûde...

Gelmez bir başına dert, gurup gurup
Bir süre beklersin öylece durup
Câna tak edince, dizine vurup
Ağlarsın, beyhûde...

Vermese yavruya anne aşını
Bir zâlim garibe çatsa kaşını
Kederle yastığa koyup başını
Ağlarsın, beyhûde...

Döl olmaz, nesiller hiçe kesilir
Gün gelir nefretler, kinler kusulur
Haykırıp durmaktan sesin kısılır
Ağlarsın, beyhûde...

Meyveler ağaçtan yere dökülür
Gülerek ektiğin güller sökülür
Titrer gözbebeğin, dudak bükülür
Ağlarsın, beyhûde...

Kardeşler kardeşe bıçak çekince
Güzel söz dağlardan geri sekince
Gözyaşın toprağa hüzün ekince
Ağlarsın, beyhûde...

Bozulur düzenler, çöker hâneler
Haykırır acıyla, yitik câneler
Dökülür gözünden iri tâneler
Ağlarsın, beyhûde...

Şiirler lâl olur, susar türküler
Güzeller iner, boş kalır terkiler
Kalbini bir anda sarar korkular
Ağlarsın, beyhûde...

Zulümden yeryüzü kana boyanır
Sekînet katlolur kavga uyanır
Sende de kemiğe bıçak dayanır
Ağlarsın, beyhûde...

Ayhan'ım âcizim, bakma hâlime
Gönlümün kul yanı benzer âlime
Gün gelir 'efendim' dersen zâlime
Ağlarsın, beyhûde...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:01 PM

Ağlıyor
'Yüzümde bir mahcupluk hali sezdim
Tutulmayan sözler,yemin ağlıyor'

Kitlendi ağzım,yine de kızarmadı yüzüm
Ne kendim inandım bu halime
Ne de halden anlar bildiklerim inandı
Dökülen çayda değil gözüm inan
Yeter ki elim titremesin
Yıkılsın mabedim ki sussun ahde varan ağızlar
Saplayayım ki kalemi gözlerime
Hiç olmazsa yaşım kızarsın
Ağlamak kızların harcı der dururdu ya dedem
Susardım ben de
Ya dedem yalancıymış şimdi
Ya da ben kızmışım
Bilemedim

'Bir kurşunla girdiğim yoldan bezdim
Dağda Muhammed’ül Emin ağlıyor'

Ah anam ah
Doğurdun ya beni
Taşlara mı hasretsin bilmem ama
Ben sana her zamankinden hasretim
Korkuyorum artık ölümden, senden çok
Azrail’e meydan bırakırcasına
Ama gene de
Kinim var kapanmayan yarama
Kinim var aş ettiğim harama
Beni arama
Bu yol çok mu küçük bana
Yoksa yüreğim tahmin ettiğimden de mi geniş
Bilemedim

'Hak! deyip de nice gönüller ezdim
Besmelenin ardı amin ağlıyor'

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:01 PM

Akıl Ver
Sahip olduğum bir sen ve bir çift ela gözdü
İl ne sıcak ne soğuk, yurtta ne kış ne güzdü
Şiirim türküm bile beni şöyle bir süzdü
Onlar da gitti Rabbim, ben ne söyleyeceğim?

Gün gelirde Azrail çökerse boğazıma
Şiirlerim kül olsun, kan damlasın yazıma
Benden bir şey kalmasın, mühür vurun sazıma
AYHAN da yitti Rabbim, kime sır vereceğim?

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:01 PM

Al Cânımı Kat Rüzgâra
Al canımı kat rüzgâra, uçup gitsin yarına
Yâr yok ise hiç gelmesin, düşsün aşkın nârına

Al canımı kat rüzgâra, uçup gitsin dünüme
Ayhan teslim olmuş desin, kim çıkmışsa önüme

Neyleyim olmazsa cânan, cânın uçtuğu yeri
Söylen kalsın ner' isterse, gelmesin bana geri

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Al Sıvımı Katımı
Evde sönük bir yağmur,ıslatıyor zemini...
İşin yoksa ara bul,güvenilir emini...
Yalansız gün olmadı,unutmuşum yemini...
Düş yakamdan vicdansız,mahvettin hayatımı.

Seni görmeden önce,yaşamak bir günahtı...
Milyonlarca tövbeyle,tutamadım bin ahdı...
Tüm hayatım karanlık,neyleyim artık tahdı...
Ver gözlerimi geri,kuzey ettin batımı.

Dağlarda at koşardım,yay gerer ok atardım...
Sümbüllerle konuşur,gür çimlerde yatardım...
Neşeliydim mutluydum,güne güneş katardım...
At elinden silahı,öldürdün kır atımı.

İsmim tarihten geldi,düşürdün değerini...
Beni vur atım bırak,veremem eğerini...
Aşk komutanım öldü,bari bırak erini...
AYHAN ruhtur yar olmaz,al sıvımı katımı.

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Aldırma Gözyaşıma
Gördüğüm hallar ile
Geldi aklım başıma
Dostum cahallar ile
Gelme mezar taşıma

Düşünmesem sılayı
Eşi, dostu, balayı
İsteyince kolayı
Kan karışır aşıma

Ayhanım bakma öyle
Bey olunmaz yüz köyle
Bir öğüt de sen söyle
Aldırma gözyaşıma

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Alışır mısın - Bölüşür müsün
Ne?
Sen de mi dertlisin?
Öyleyse neden beni teselli etmeye çalışıyorsun?
Neden aramıyorsun dermânını, kendi derdinin?
Demek, için sızlarken
sızlayan yaraları sarmaya adadın kendini...
Söylesene,
Sen nesin?

...

Ey benim derdimi dinleyen güzel
Bu derdi benimle bölüşür müsün
Acıyla kıvranıp, inleyen güzel
Dermansız dertlere alışır mısın

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Allah Dedim
Karanlık bir kuyu dibi
Daldırdılar Allah dedim
Kudurmuş köpekler gibi
Saldırdılar Allah dedim

Bir belâdır çıktı nerden
Nasip almamışlar erden
Yuvamı kurduğum yerden
Kaldırdılar Allah dedim

Kalpte buldum her heceyi
Öldüm Allah deyi deyi
Teslim ettiğim herşeyi
Çaldırdılar Allah dedim

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Aman Adanalı, Canım Adanalı
Arka sokak izbeydi belki
Bir feryad duyuldu
'Git artık buradan! Oğlum yok senin gibi...'

Önce bir ayak çıktı ahşap kapıdan dışarı
Yumurta topuk
Sonra tespih sallayan sağ el
Ardından gövdesi külhanbeylinin
Yüzünde gülümser bir ifâde

'Ben senin gönlünü alırım vâlide... Hele bir sâkinleş sen! '
Diye mırıldanarak
Ve ıslık çalarak iner, gıcırdayan sofa merdiveninden

------------
Aman Adanalı
Canım Adanalaı
Evde Duramıyom
Sana Dadanalı
------------

Zeki'yi bulur köşe başında
'Oğlum Zeki, var mısın Tepebağ'a kaçalım? '
'Gene ne iş peşindesin abi? ' der Zeki gülerek
'Boşver ulan, hesap mı vereceğiz sabah sabah! Gel haydi! '

İki çift topuk sesi
Takada tukada takada tukada
Islık çalmaya devâm ediyor Ali
Zeki de şarkısını söylüyor 'Aman Adanalı' nın
Geçip Taşköprü'yü vardıklarında mahalleye
'Abi burası fazla sessiz! ' diyor Zeki

Duruyor Ali, düşünüyor bıyıklarının ucunu elleyerek.
'Has..tiiiir... Satıldık olum Zeki, topukla! '
Ali ile Zeki sıkarlar avuçlarını, tespihleri saklamak için
Ve topuklarlar arkalarına bakmadan
Normalde kaçmazlardı kavgadan amma
Normal değil ki anasını satayım
Kovalayan da Adanalı
Hem de feriştahına kadar

Köşede durup etrafı kollar Ali
Sorar Zeki
'Ne var abi? Neden kaçıyoruz? '
'Boşver be olum, yürü çiçekçiye gidiyoruz! '
Sırıtır Zeki
'Ne çiçeği abi? Sen çiçeğin tozundan başkasına para vermezdin'
Ali kızar

'Gülme lan yavan yavan, zangoç! Sabah valideyi kızdırdık. Gönlünü alayım ihtiyarın, eve koymaz sonra! Hem bilir deli olduğumu, gene sever beni bilirim. Ben de onu sevmesem, şişler miydim Hilmi'yi anama sövdü diye? Hadi konuşma, bir çiçek de Semiha teyzeye alalım, sen de gönlünü gör validenin...'

Kolkola girerler ve sallanarak yürürler zillidedeye doğru
Uzak ya
Akşama anca varırlar zaten
Hem validesi de sakinleşir

Bağırarak söylemeye başlar Ali
'Amman Adanalııı, canım Adanalıııı...'
'Sabahtan beri aynı şarkı be abi, değiştir artık! '

-----------
'Değişmiyor be oğlum! Kanıma işlemiş ne yapayım? '

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Aman Aman
Akmayacak kan bedende kalmasın dedim, aman aman
Azrâil cânımı kansız almasın dedim, aman aman

Bu sevdâya başka kimse ermesin dedim, aman aman
Gözlerim bundan gayrısın' görmesin dedim, aman aman

Aman aman, aman aman
Halım yaman, geçme zaman
Ben râzıyım gün doğmasın
Kal gecede kaçma zaman

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Anarşi Doğurdu Bu Şehir
Hey!
İstanbul kokulu utangaç güvercin!
Saldığından beri kanatlarını engin mavilere,
anarşi doğurdu bu şehir!

Geri gelmez vapurların,
kayıtsız, soğuk, ukalâ sirenlerinin verdiği
başağrısındasın...

Sesim çıkmaz,
gözüm bakmaz oldu...
Ve burası orası değildir artık.

Sultanahmed'in bahçesindeki 'kapalı' güller...
Eyüp Sultan türbesindeki 'tutsak' duâlar...
Ve Çamlıca tepesindeki 'ayrılık' vakti...
Hepsi,
hepsi anarşi kokuyor...

Senin Üsküdar'ın yanan akşamında değil,
Kadıköy'ün donan sabahında görüyorum artık...
Burası orası değil,
ve sen eskisi gibi değilsin...

'Ruhumun gitmek istediği yere uzak,
nefsimin kalmak istediği yere yakın,
anarşinin tam ortasında durmaktasın...'

Hey!
İstanbul kokulu utangaç güvercin!

uzak dur benden,
bir de bu şehirden...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:02 PM

Andolsun Hakk'a Kelâm
Hani gitmez ayaklar, basmaz yere rızâsız
Ger hükmullâh gelirse, arzı taşır âzâsız

Hani kilit vurulur, sus denende dillere
Ger konuş denilirse, yankı yapar illere

Hani kurur pınarı, ölse gene ağlamaz
Ger dolarsa yüreği, utanır sel çağlamaz

Hani bilmez ne zaman, uğrar Azrâil câna
Ger vusûl gelmişse cân, dayanmaz heyecâna

Hani yaz demezse Hak, yazmaz Ayhan'ın kalem
Ger gerekse bu şiir, and olsun Hakk'a kelâm

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:03 PM

Anla İşte
Ben...
Zekâ oyunlarının bir numaralı ismi...
Dört haneli rakamları çarparım kafadan...
Yoktur dengim ezberde...
Binlerce şiir, binlerce türkü...
Binlerce söz, binlerce nasihat...
Binlerce ninni, binlerce çîrok...
Binlerce isim, adres ve telefon...
Her maçın sonucunu doğru tahmin eder,
Ve gülerdim bilgi yarışmalarındaki sorulara...

Fakat...
Ne zaman sen gelsen aklıma...
Karışıyor...

...

Hani bu tavlanın şahı veziri,
İki kere iki beştir elbette,
Orhan Veli Abasıyanık ne güzel yazıyor,
Bir elin sesi iki elin kesesi var demiş atalarımız,
Kuzu kurdu yemiş hikâye bitmiş, haydi yataklara,
Türkiyenin kodu seksen miydi abi,
Bu maçı kesin beşyüz-sıfır kazanırız, ne maç yok mu,
Fasın başkenti Suudi Arabistan'dır, bildim mi...

Bilemedim mi?

...

Anla işte...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:03 PM

Anlıyor, Sen O'nu Tanımasan da
Anlıyor...

Dur demeler kadar ağıraksak değil belki...
Didinmek, terinde bulduğunda ozgurluğu,
Kulak memesi kıvamında kabullenmek hayatı,
Zor değil...
Sakin olmayı oğretmek değil amacı...
Susmayı oğretmek hic değil...
'Konuşurken, kelimeleri incitme' diyor Kudret...

Ve sen O'nun tanımazken bile,
O seni anlıyor...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:03 PM

Annen Seni Yine de Seviyor
(Eğer ölen bir çocuk, yaşayan annesini özlüyor ve ona aşırı sevgiyle birlikte müthiş bir kıskançlığın verdiği kin duyuyorsa... Ölmenin en acı tarafının, annesini yaşayan insanlarla paylaşmak olduğunu düşünüyorsa... Ve annesine kızıyorsa sırf bu yüzden... Bu çocuğun ciddî bir teselliye ihtiyacı var... Gelin bu çocuğu birlikte teselli edelim. Ona ölmenin zor ama gerçek olduğunu, yaşamanın ise yalnızca kaybetme korkusu olmayan ve kaybetmenin acısını yaşamamış insanlar için kolay olduğunu, annesinin ise en az onun kadar acı çektiğini anlatalım. En azından anlatmaya çalışalım. Zor da olsa...)


Annen seni yine de seviyor...
Ağlamasan da ağlıyor...
Ve biliyor ağlasan da;
yakarmanın fayda vermeyeceğini,
tüm toprakları ıslatamayacağını gözyaşlarıyla,
bağırdığında duymayacağını kimsenin, kendisinden başka,
ve dönemeyeceğini de geriye,
biliyor...

Belki bazen alışır gibi oluyor...
Gözleri nemsiz kalıyor bazen...
Bazen de uykuya dalıyor sensiz...
Hattâ bazen,
güldüğü de oluyor...
Ama...
annen seni yine de seviyor...

Gidişin onun için ilk acı değildi belki,
ama en acısıydı...
Dalıp gidiveriyor bazen uzaklara,
Bir istasyonda hayâl ediyor kendini,
Sonra sen çıkageliyorsun,
Sarılıyor sana sıkıca,
ama,
Sen yine gidiyorsun bırakıp onu...
Nasıl o senin gidişinden 'onu sevmediğini' düşünmediyse,
Onun sana gelmeyişinden sen de düşünme 'sevilmediğini'
O öylesine yaşıyor...

Belki senin daha çok arkadaşın vardır orda,
Ama o, yalnız...
İdâre ediyor hep, ikinci ve üçüncü ihtimallerle...
Sen ise, seni sevmediğini düşünüyorsun...
Ah, ne yanlış...
O seni seviyor!
O seni, sen onu sevmesen de seviyor...
Ve gelmesen de bir daha, sonsuza kadar,
Annen seni yine de seviyor...

Unutmadı birlikte söylediğiniz tekerlemeleri,
Ve ilk çıngırağın hâlâ çekmecesinde...
Atamadı çöpe,
ne çıngırağını,
ne de 'kaybetmenin acısını'...
İkisi dehâlâ çekmecesinde...

Dokunma, uyusun annen!
Bugün çok yoruldu...
Sen ömründe hiç bu kadar kederli uyumadın belki...
Dokunma, uyusun!
Çok yoruldu...

Belki birgün yine görüşüşrsünüz...
O ihtiyâr, sen hâlâ çocuk...
O bitkin, sen hâlâ taze...
Hiç kavuşamayacağınızı düşünsen de,
o umutlu...

Sen artık üşümüyorsun...
Ama o, 'sen üşüdüğün zaman, üzerini örtememenin acısıyla' yanıyor...
Dokunma, uyusun annen!
Ve bil ki; dokunamasan da...

ANNEN SENİ HÂLÂ SEVİYOR...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:03 PM

Aptal Püsük
Üç elma düşmüş gökten
Biri Newton'un başına
Biri Bizim damın başına
Ötekini yedim
Sarman hâlâ dama çıkma derdinde
Gene geç kaldı galiba
Çünkü; kötü kalpli cadı ondan önce indi dama, süpürgesiyle
Aldı gitti elmayı
İçine zehir mi ne koyup, 'pamuklu prensese' verecekmiş
O da ölecekmiş de; yedi tane çocuğa kalacakmış bir tas çorba

Sarman gene aç velhasıl

Ben sana demedim mi 'ey aptal püsük'
'Dünya sana da küçük, cadıya da küçük, Newton'a da küçük'

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:03 PM

Arıyok
Arıyok arıyok
Çiçek, böcek, arı yok
Hasretik ne zamandır
Gece gündüz arıyok

Sarıyok sarıyok
Mâvi, yeşil, sarı yok
Renklere bel bağlayıp
Karaları sarıyok

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:04 PM

Arz Bıkmadıkça
Bir döşek bir örtü yeter bedene
Rûhundan bir damla kan çıkmadıkça
Hilâfet kâfîdir şükür edene
Hâlife görmekten arz bıkmadıkça

Kalp dilin bilmeyen kalbe giremez
Dermânı olmayan dermân veremez
Hiç kimse zahmetsiz suya eremez
Toprağı kazıyıp, taş sıkmadıkça

Ağlarız dert ile varınca dâre
Tükenen zamandan yol gider nâre
İnsan esârete bulamaz çâre
Uzza'ya ser vurup, put yıkmadıkça

Ayhan'ım bu yolda git koşa koşa
Gitmeden harcanan emekler boşa
Bil ki bin mûcize inse sarhoşa
Doğru kelâm etmez, ayıkmadıkça

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:04 PM

Asırlardır Ağlıyorum
Yüz döneli ben Kur'an'a
Asırlardır ağlıyorum
Uğradım ki bir hüsrana
Asırlardır ağlıyorum

Rastladım akl-ı selime
Hakîkat verdi elime
Gece gündüz ne kelime
Asırlardır ağlıyorum

Ateş idim buza döndüm
Gerçek idim yoza döndüm
Erkek idim kıza döndüm
Asırlardır ağlıyorum

Gözyaşımdan utandım hep
Bilmiyorum nedir sebep
Güler miyim derken acep
Asırlardır ağlıyorum

Adıma hep aşık dedim
Bedelini zor ödedim
Bir zehirli biber yedim
Asırlardır ağlıyorum

Ey Ayhan'ım susma söyle
Susanı da ağlar eyle
Kuşatıldım bir büyüyle
Asırlardır ağlıyorum

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:04 PM

Âşıklar
Sevmektir onlara değişmez kader
Sevmenin kıymetin' bilen âşıklar
Yekpâre kalırlar ahrete kadar
Bir kalbi ikiye bölen âşıklar

Onlarda ihânet ateşte saldır
Âşığın cilvesi, petekte baldır
Bilmezler ağlamak nasıl bir haldır
Her dâim gün gibi gülen âşıklar

Kıskanır âşığı ins, cin ve melek
Âşığın hâlinden feyz almak gerek
Mutludur ayrılık gelinceye dek
Hasreti defterden silen âşıklar

Âşığın özüne varamaz beşer
Dillerden toplanıp, yürekte pişer
Kulların kalbine kor gibi düşer
Hakk'ın kucağından gelen âşıklar

Aşka varan kökün, saçaklarıdır
Vuslat yaylasının göçekleridir
Bu yolun gülüdür, çiçekleridir
Aşk için bu yolda ölen âşıklar

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:04 PM

Aşk İçinde Aşk
Aşk hastası oldum sevdadır derdim,
Şirin diye öldüm Ferhat’a erdim.
Oku kalpte buldum yayıma gerdim,
Aşk içinde aşk arayan bir benim.

Güller dolu bahçem şimdi kupkuru,
Benim sevdam alın teri göz nuru.
Aşkım temiz,kalbim saf,gönlüm duru,
Aşk içinde aşk arayan bir benim.

Sıladan ayrıyım yardan bihaber,
Geçmiştik ya düş gölünden beraber.
Neden ektin öz yarama tuz biber?
Aşk içinde aşk arayan bir benim.

Kurşun yedim gene demedim bir ah,
Derler sevda haramdır sevmek günah.
Yıktın AYHAN’ı kalmadı karargah,
Aşk içinde aşk arayan bir benim...
Bir de ölüp dirilen şu bedenim.

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:05 PM

Aşk Kokusu Sinmez Olur
Gün gelir de dillerinde
Kelimeler dönmez olur
Mayın patlar yolalrında
Tutuşur da sönmez olur

Mektubu gelmez gidenin
Yok iken hiçbir nedenin
Buz tutsa da tüm bedenin
Harâretin dinmez olur

Gözbebeğin büyür önce
Hakîkatleri görünce
Gözden yaş sızar da ince
Ordan kalbe inmez olur

Günahların gelse dile
İplik olur çile çile
Misk gölünde yüzsen bile
Aşk kokusu sinmez olur

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:05 PM

Ateş Bu Meret
(Biraz sert ama, o yıllarda ben de sertmişim...)

Sular dondu, bulutlar karardı durduk yere
Güneş söndü, ay söndü, bir de ben birçok kere
Nehir taştı, göl taştı, ne çay kaldı ne dere
Nasılda bîçâreler, bir bak yiğide ere

Hayvanlardan ziyade insanoğlu oldu leş
Hayrına varmak varken, kimi sarhoş kimi keş
Neden milyar dururken gerçek sade yirmi beş
Ne zenginlik, ne şehvet, ateş bu meret ateş

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:05 PM

Baba Benden Ozan Olmaz
Babam bana ozan dedi
Mızrabım var, bir saz eksik
Mevsim, oyunbozan dedi
Zemherim var, bir yaz eksik

Koyunum var otlatmaya
Oyunum var atlatmaya
Dudağımı çatlatmaya
Rüzgarım var, ayaz eksik

Peteklerde ballar benim
Mavi, yeşil, allar benim
Ağaçlarda dallar benim
Üzümüm var kiraz eksik

Üstüm yama, altım yama
Sağım cennet, sol hutama
Hakka varmak arzum ama
İnancım var namaz eksik

Yağmur olup gökten taştım
Modern olup çağdan aştım
Ayhan mıyım Lût mu şaştım
Aklım var da, biraz eksik

...

Baba Benden Ozan Olmaz
Ozan Oyun Bozan Olmaz

Ozan İsem Sazım Nerde
Mızrap Derman Değil Derde

Oğlun İsa, Oğlun Deli
Oğlun Şaşkın Sen Gideli

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:05 PM

Bahçenin Son Yetimi
Ağlamak çâre mi gün bitimine
Gözyaşım geceye doldu sığmıyor
Gül açmaz bahçenin son yetimine
Gökyüzü de küstü yağmur yağmıyor

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:05 PM

Bak da Ders Al
Duygularım durmaz dökülüp akar
Bazı kapkaradır bazı gül takar
Bakan kişi dönüp bir daha bakar
Böyle duygu hiç görmemiştir çünkü

Gördük bir sis kapladı gökyüzünü
Bilemedik eğrisini düzünü
Bizim gibi olan neyler hüzünü
Kalbe keder hiç örmemiştir çünkü


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:22 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.