![]() |
Ali Arslan
A Be Ce
Tarih, Kendi bilincini kaybettiğinden beri; Önünde zıplayan bir deli Ve el ele tutuşan sivri akıllılar Güya alkışladılar. Her başın tam da aynasındaki orta yerinde Bilinç aranırken, Yardıklarında; Sararmış bir sayfanın içinde kan lekeleri Tarihten keramettir sandılar. Aman ne de çok ritüel yarattılar; Bir ağacın dalında asılı kalan çaputtan Saklı kalan bilinçle, Kendi tarihinde. Deli bu akşam da bir tarih düşürdü Kendi a be ce hesabıyla. Ali Arslan |
A ş K
An an saklanır; o birer anlık -zamansız- anlarla, damla damla sessizce gelir; çoğalır ve koşar birdenbire konar duyguların yapraklarından, insana. Sunulan her bir emekle köpük köpük, kristal çanaklardan yudumla, ve yücelir gidersin birlikte. İşte böyle… Su gibi bir serinliğin içinde, sanki kocaman bir nehirde; şaşırtıcı ve bir o kadar tuhaf renklerine çiçek çiçek tutulduğun; hep aynı denize doğru, -zamansız- akmaktır galiba aşk! .. Ali Arslan |
Acele Etmek Lazım
Sevmek ve sevişmek için, Acele etmek lazım sevgilim. Seni sevmek, Sevişerek diyorum herhalde dünyanın en zor işi olmalı. Hadi koştur benimle dört nala kısraklar gibi, Ben her şakladığımda bedeninde, Sen, Şaha kalkmalısın kucağımda. Dudaklarında biriken söylenmedik, Şehvetin alev dalgaları. Hadi ürpert sözlerinle içimi! .. Gagasından bırakmamak için çırpınan, Yüreğindeki o ürkek kuşla; Dökül de bir damlacık aşkla, Gel! .. Acele etmek lazım sevgilim. Ali Arslan |
Açıldı Dilim
Açıldı dilim, Çözüldü halim. Biliyorum artık: Vazgeçilmezimin, Ruhunun derinlerinde Şimdi bir yangın! .. Tutuşturduğum. Takılıdır artık, Günlerdir, Israrla, Ona çizdirmeye çalıştığım, Hayalim. Kalktım, Bütün kapalı musluklarımı açtım. Şimdi, her şey gürül gürül! .. Akan köpüklü sularında, Ben bir aşkın, Haberiniz olsun Meşgulünde Ve hatta sefasıylayım. Ali Arslan |
Açma
Açma zamanın yapraklarını Her açmanda Bana kim bilir ne hüzünlerin damlayacak Her yaprağının arasına sakladığım Sonbaharın Birikmiş anıları ağlayacak Açma Açtığın her yaprağın şimdi sararmış uçlarından İnan, Dokunsan ... Kan damlayacak. Şimdi sen kendi güllerinin rengiyle avunmaktasın Benim elimdeyse Yapraksız bir Gül dalı kaldı Ancak. İçimi Seninle biteviye Ağlatacak… Ali Arslan |
Adeta Ölüyorum
Durdurduğun güzelliklere Dönüp Şöyle bir baksan! ... Neler; Sevda veren, Süzülmüş düşüncelerin, Yüreğinden Sabırla biriken Müstesna duygular! .. Beyaz köpüklerle Yatağından kıvrıla kıvrıla Neredeyse bir şelale! .. Hatalar doğasında var Olmalıydı da Anlamak için her şeyi; Eğrilmeler sapmalar. Bitti demek kolay Bitmesinler önemliydi! .. Neden Çabucak silinmeye bırakılıyor Yazık olmadı mı şimdi? Biliyorum; Acılarla kalbin benden kaynaklanan. Üzgünüm demek bağışlayıcı değil. Başka nasıl çözülecek? Yokluğa bırakmaksa kararın Ne yapabilir insan İçini kanata kanata Öyle olsundan başka! .. Yine de Bir tatlı hüzünle anımsamalıydık Sevince dönük güzellikleri. Olmadı... Ne kadar da arzulamıştık! .. Şimdi artık Her şey kavururken içimi Dışarıda bir yangın tutuşuyor. Yüreğim kızıl gülden Dökülen bir alev! .. Ben ise yaşıyorum derken Utancımı yükleyerek Kahrımla karşındayım Adeta ölüyorum! .. Ali Arslan |
Adı Bir Aşk
her hatırasıyla izi düşerse peşimize elimizde değil değil asla onu yadsımak tuhaf ve belki de tüm ayıbıyla bir erdemdir cesaretle onu kendine yakıştırmak burnumuzda tütüyorsa kokusu bak geçmişte kalsa da için için hala alev alev ve an an yanan hadi de ki yalandı değil mi ki bir zamanlar var oldu şimdi kabulenmesek de mazeretsiz olan adı bir aşk Ali Arslan |
Adı Sende Ne Olur
Her dalganın gelişinde artarda çoğalması, Irmağın denize ulaşması, İnsanın insana karışması gibidir, İlmik ilmik dokunuşu, Her dokunuşunla parmak uçlarından bana, Söz olup örülmesidir yüreğimde. Senin her bir gelişin, Bundandır kabarır; Kabarır cümle bedenim adı sende ne olur? Mesafelerin kısalması, Zaman bulutlarına yüklenmesi, Yağmaya hazır yağmur damlalarında saklanır durur hüznün. Denizin üzerine ay ışığı gibi dökülürler. Dans eder yüreğim o uzak iklimlerinde Bundandır koşar gelirler, Bundandır rengarenk kır çiçekleri gibi derlenir ellerimde; Coşar cümle duygularım adı sende ne olur? Ellerinin ellerime her kenetlenişinde Sıcak bir Akdeniz gecesi sokulur içime, Aklım senle karmakarışık. Yüzüne yansıyan ikilemlerle döner durur Ruhunu sarmalayan o şaşkınlık. Bir pırıltıdır içimde senden bana bırakılanlar, Bundandır ağlar durur içim; Kavrulur cümle yapraklarım adı sende ne olur? Şimdi, Özlemini tam karşı yamacıma almışken, Yüzündeki gülüşünle, Gülüşündeki o bükülüşle öyle sarmaş dolaş Anlamına vurgun kaldığım o bakışta mısın hala? Ben desem ki Bundandır ırmağın denize bu keyif veren seyri; Akmaya başlamışsa cümle sularım sana doğru Söyler misin adı sende bunun ne olur? .. Ali Arslan |
Adıdır Aşk
Yaşansaydı olur muydu? .. Yaşamadıklarının, Adıdır Aşk. Yakaladığın anda başlayan değil, Kaybettiklerinin, Adıdır Aşk. Bedenle tadılan değil, Ruhuna bırakılan kıvılcımın, Adıdır Aşk. Yüzyıllardır sürdüğünden belli ki Kadınla Erkeğin yüreğindeki yakarışın, Adıdır Aşk. Ali Arslan |
Adım Bir Deli
- Ben seninle gözlerimizle sevişmemizi seviyorum Ben seninle dudaklarımızla öpüşmemizi seviyorum Ben seninle ellerimizle elleşmemizi seviyorum Ben seninle……………………………………….? Ben sen...... Ben.. - Utanıyorum ama, Deli misin sen? .. - Evet Benim adım: Bir Deli! .. Ne söylersem yeri... Ali Arslan |
Adın Neydi Senin?
Senin sevmelerin gittikçe birikiyor tuhaf Elini her sallayışında gülüşünden dökülen Ve gözyaşlarında damladır saklanan hüzün *******imin derinlerinde şarkıındır yayılan İçimde işte bu an senin sevmelerin birikir. Daldığın her gecenin sessizliğine bırakırken Aldığın her sevdanın ataşiyle mi demlenirsin? Masmavi rengindir birikir bende sevmelerin Lakin neden meydan okur gibi aşk salıncağına Aldığın her acının anılarını katıyorsun? Leylanın alamadığını mı istersin benden? Aşkın kör kuyusundan su çekmek midir? Resmedilen bir aşkın son demi midir? Işığınla yansıyan ince bir alevsin sanki. Ali Arslan |
Ağlar Durur
Tomurcuk tazeliğinde Gelişinle, Yüreğimde bahar var. Kışı karların içine gömdüm. Eriyen her şeyimle. Beyaz sevda çeşmelerinde; Yaşanan zamanlara Sürgün, Şelale köpükleriyle aktı gitti... Şimdi içimde Biteviye tutuşur; Gülüşünden bırakılan yangın, Kapanmayan bir yara. Her göz açıp kapamamla Devamlı, Ağlar durur! .. Ali Arslan |
Ağlarım
Göz yaşların ummanıma düşünce gözlerini ararım Bir katre alevdir dudağından alır dudağıma sararım. Sunduğundan beri sen bana o mahmur çiçeklerini *******im uykusuz gündüzleri hayalinle ağlarım. Ali Arslan |
Ah Ne Numara
Bandaj çözüldü Ve ellerim zincirli,ayaklarım/Zincirli Ah ne numara. Üstümde ince kirli ve kan bulaşığı Bir kat incecik pijama/Çizgili. Elime tutuşturulan bir dikdörtgen/Teneke Sicilimmiş güya Alt tarafı işte bir numara Nasılda hatırladım/ 4578 Numara Tutuşturdular göğsüme Kendi ellerimle/ Yorulmasınlar Çektiler kelaynaklar gibi /Fotojenik Sakal uzamış Saç sıfır numara/Saçlarım Görmeyeceğim bir resimle İbret etmek için güya el aleme. Yıl 972 Mevsimin bitişi Sonbahar/ Kasım Ayazın soğuğu ve kar taneleri Bahçedeydi sanırım Baraka hücreler/ Ahşap çerçeveli Demir kafes bir pencere Ziverbey köşkü Kadıköyde bilmem kaç numara Kaç kez eklendi Kim bilir Bilmem kimlere kimlere Teneke teneke/Numara Ah ne Numara.” Ali Arslan |
Akdeniz Kıyısında Yoksul Duran Nice Taş Mezar
Bir geçmişi tutup yakasından eğer silkeleyebilseydi zaman Ölümü asude mi kılardı onlara kırık dökük ve sessizce ağlaşan Akdeniz kıyısında yoksulca duran nice mahzun taş mezar Yok başında ağlayanları bir kaya koruğudur dibinde bekler Beyaz köpüklerinden çaldığı rengiyle lacivert sularında denizin Atlıların geçtiği şen şakrak nice kadın çığlıklarının tanığıdır Tarihtir yaşanandır acı sevdalarıyla unutulur hep gidenler Şimdi ne atlılar ne yazgıları vardır başka başka şarkılar çalınır Başka aşkları dinlemekteler içindedir her bir mezarın ölüdürler Gelenler gidenlerden bihaber küflenen zamana bakar gibidirler Ali Arslan |
Akıl
Birbiri ardına sıralasalar akılları Üst üste, Alt alta farketmez; Seri de bağlansalar Paralel de Direnç ve akımın şiddetiyle ne farkeder ki. Yaratıcı akılda mıdır Yada olan biten midir doğada Asıl olan? Maddeden yansıyanı görüyorsa Akıl, Ayakları üzerine yekinir. Yoksa Bağlanmadılar mı birbirine sanki seri akıllar Ne gördüler! .. Ne yazdılar tarihin bilincine kalıcı? çer çöp Ve muska kağıtlarında solgun birer mürekkep yazısı. Oysa, Yaşayan ve değişen koca bir tabiat Devamlı kalıcı Ve devinerek. Sevmesini, Sevişmesini de bilerek Becerebilen Deli kadar bile olamadılar Nice akıllılar; Ha paralel, Ha seri, Ne farkeder Şimdi üstte bir deli Ve bir yığın akıllı da aşağıdan yukarıya bakarak Damlatıyorlar Güya akıllarını. Ali Arslan |
Akılla Yoğrulan Duygularımız
Şiir tahrik edicidir. Kışkırtıcıdır. Duyguları kışkırtır! ... Kışkırtma oranıncadır etkisi. Düşüncenin billurlaştığı bir kârdır insan olana. Emeğidir yüreğin. Şiir hayata ve her şeye dair bir bakıştır Erozyona uğramış muhtelif bakışlara isyanı, Anlamlı ve cesurane bir tepkisidir. Karmaşık değilse yüreğin ve düşüncelerin o kadar berraksa, Dökülüyorsa, Hüzün… Sevinç..Nostaljinin kabarması... Şiirdir. Unutma! .. Külün altı hala sıcaksa! .. Döktürecek çok şeylerdedir Yüreğin kadardır yüreğindedir Şiirle, Onlar durur, Hala sımsıcak! .. Her şey insan içindir anlayana, Şiirdir. Aşkda ve düşüncede, Akılla yoğrulan duygularımız. |
Akide Şekeri
Erimek için, Her kanatlanışında, Döndürürken kendini dudaklarımda, Ne şeker şeydin sen. Akidem! .. |
Aklım Sen
yakınına uzak uzağına yakın çelişkilerine kapanır insan buza tutunan bir hayatın içinde kaymak bir ucunda ölüm aklım sen soğuğa kuşanan toprak toz duman havalanan kar düşer gecesine bu iklimin gözlerin neminde bir ışıltı var renk cümbüşü üşümeler saklanan guruba akar aklım sen bir insan bir insana böyle mi yansır? bir insan bir insanla bu kadar mı kaynaşır? eğilen dal uçlarında son yaprağına tutunmak son yeşillik bir tatlı hayal midir? kalan aklım sen gözlerini çevirir gecenin derinliklerine tükenen bir yüz yüzde üç beş çizgide ince bir kan sızan kar beyazlığında sevda ıslık seslerinde melodisi eski bir şarkı yalan aklım sen bir adam bir kadın kenarına tutunur uçurumuna biri diğeri tuhaf bir telaşla düşer elleriyle solgun yeşiline aynı iklimin hazan takılan aklım sen iskeleden uzaklaşan bir vapur denize dalar çıkar bir martı kanatlanır sabahın tazeliğinde buğulu soluğun kısrak gülüşlerinde yok olan aklım sen Ali Arslan |
Aldanış
Bizi korkutan gözlerde aradık Kurtuluşumuz, Güçlü ellerde olacakmış, Ne de çok kendimizi aldatmıştık. Bir serçenin kanat çırpışı kadar kısa çeken Bir hayat, Bir gülün dalından koparıldığı An, Bitiyor. Dağlara sığınan eşkıyalar kadar bile olamadık Bir solukluk can için Hesaplıydık, Kıyametler kopardık. Bir dudağı emziren memelere düşen, Gülümseyişi bile içimizde saklayamadık. Mecbur bırakılan yaşamlarla biz ne de çok Beyhude alkışlarla aldatıldık! .. Ali Arslan |
Alıştırıyorsun
Bu gün artık tam, Söyleyecek hiç bir şeyim yok diyorum, Sen bir daha, Bakıyorum da her seferinde bir daha aklıma, Neden böyle zamansız düşüyorsun? .. Duygularıma üşüşen bir yağmur, Başımda duman duman bir asi bulutsun, Belki de bir deli bir fırtına. Sahi, İçimden çekip de sen beni nerelere savuruyorsun? .. Beni allak bullak ediyor, Dönüp duruyorsun içimde sanki sudan bir pervane; Bir gelip bir gidip, Bir dolup bir taşıp acayip nasıl şaşırtıyorsun? .. Beynim,bedenim, yüreğimle, Ne tuhaf! .. Bu günlerde biliyor musun, Alabildiğine kendine alıştırıyorsun? .. Yoksa sen beni, Acısını saklayarak içine bir türlü tüketemediğin, Bir başka aşkla mı karıştırıyorsun? .. Ali Arslan |
Anlam
Evrenin kalabalığında Kimbilir Neler düşündürüp Hüzün biriktirdiğinde yüzün Anıldığım geldi aklıma. Verdimse o anlamı açık, Gözbebeklerinin pırıltısına; Biliyorum artık Bir yarım sende. Görmediğim gülüşlerine Özlemim var Susuzluğum senden Bırakma elimi sakın Mutlaka var emin ol Bir parçan Bil ki bende. Ali Arslan |
Anlamadılar
Adına Aşk dediler Önümüze koydular. Aç içine bir bak dediler İçimizi yangınlarla bıraktılar Neden sevdik ki bu kadar? .. Anlamadılar. Ali Arslan |
Anlamayanlar
Beni anlamayanlar, Yüreğim yüreğinize takılı kalacaktır. Yaşam ağlamakla başlar güzelliklere Bir bebeğin göz bebeklerinde. Damlayan her şeyim, Çocuk kalan ruhumdan düşenlerdedir. Anlayın. |
Anlaşılmak
Şiir tutan ellerini uzat Yakaladığın her yaprağındaki hüznü sar arasına, Satır ağlasın. Kelimenin içine harfleri doğra. Ağlasın cümle şarkılara söz olan iç kanamalarım. Keyfim yok bu gün; Dilini çıkardı bu gün bana şeytan, Kulaklarını sonuna kadar uzattı ne varsa sonuna kadar. Utandım Gün boyu içime attığım tutkularımla depreşmekten. Şimdi zaman mı ağlamaklıdır, Yoksa bendeki şeytanın mı tepinmesidir? Hadi, Uzat ellerini, Başımı arasına alıp sıcaklığına dokun yanaklarımın. Alevi sarsın seni, Bendeki şeytanın hırsı dinsin. Bu gün seninle doyasıya sevişmek istiyorum Sakinleşmek için. Anlaşılır olmaktan ne kadar uzağız değil mi? Ali Arslan |
Anlatamıyorum
Bir ucunda kalemimin akan mürekkebindesin Düşen her kan damlasında seninle kanarım Kalbimin attığı noktalara her düştüğünde sen Ben seni bir türlü kendime anlatamıyorum Yaşadığım her ânımdadır bendeki tüm varlığın Seni sevmek çok kolay şeydir hattı zatında da Kalbimin attığı noktalara her düştüğünde sen Ben seni bir türlü kendime anlatamıyorum Ali Arslan |
Anne
sessizliğin içinde nefesi hayatın, düşer süt memelerinden can; gözbebeklerinde gülümseme çiçekleridir düşer gamzelerine bir bebeğin. öpücükleriyle bir annenin, acılarının izdüşümü olan yüzündeki hüzün. Ali Arslan |
Annesizlik
Bir bebeğin gözbebeklerini Bedeninde, Tohumsuz bırakan her rüzgâra; Çığlığıdır, Yankılanır durur şimdi, Bir kadının. Ne kadar açsa da Çimlendiremediği bağrını, Zaman geçmiştir; Rüzgâr başka iklimlerde dolaşır, Aşk, Hep körpe baharlara koşar... Verimsiz kalan her bir dölyatağında Sitem, Zamanın acı bir oyunudur, Yüreğinden kan damlatan ........Ve acısıyla, Bir kadını, Bir bebeğin gözbebekleri için ağlatan! .. Ali Arslan |
Arınma
Bakışların Arkasına saklanan her günah Aslında, Kendini yıkar da, Arınır Başka bir gözbebeğinin her bir damlasıyla. Ali Arslan |
Armağan
“dillenir sessizlikte arzular dinlence de ruhum eylül sen ben sonbahar.... ÇT“ Sesin armağan Kalbin ulaştığı yerdedir buluşmalar Duygular Sen biliyor musun hep böyle zamanlarda Bir kırlangıcın kanadına Aniden konarlar Pırıl pırıldırlar Gökyüzünde güneşle alev alev Kucaklaşmalar Böyle zamanlarda Gelir birden bire ahengi sesinin Bir armağan Biliyorum mevsim bende sonbahar Solgun çiçeklere saklanıyor rengim Böyle zamanlarda birikiyorsa Arzular Bırak nehirlerimi taşsın sularım Sen Ben Kış nedir ki bize gelir geçer Bak aha şuracıkta tomurcuklanan bir bahar Kucaklayıp koşsak mı beraber? .. Kısık gözlerinden bana sağılan sevdanın uçurumunda İnan Sen gülünce bir başka sevinç bu coşuyor Bilsen Şimdilerde bir de sen olunca Daha bir “dinlencede ruhum” Sesin, Bir armağan İçime düşüyor İçime düşüyor. Ali Arslan |
Artık Ağlamayacağım
Artık ağlamayacağım, Doğayla kucaklaşmanın yolcusuyum Dağların alevinden yansıyan alnımdaki terlerle meşgul; Suların akıtılacağı alanları keşfe bir baştan bir başa Yelken açacağım; İşimle barışık, Sadece kendi içimde kendimle dolaşığım. Artık ağlamayacağım, Siz öksüzü olacaksınız artık; Her gün, Her An, Sizler için akıttığım, Göz yaşlarımın. Ali Arslan |
Arzum
Avuçlarımda sıcaklığını tutacağım bir güneş Ve dokunup, Dudaklarımda bir gül! .. Olamadın. Ama, Asla; Yüreğimden koparılmayacak hep o mahzun çiçek sensin, Kokun bendedir. Arzum, Sendedir sanadır bu gönül Bil. Ay sana güneş bana, Sen serinlet ki gecemi ışığınla ben şafağın alevinde pervane Dönebileyim aşkınla. Yanmak ne ki? .. Kor olsam … Kavrulsam da çaresi yok ki! .. Arzum, Sendedir sanadır bu gönül. Ali Arslan |
Asi Dilberler
Dallarından suya dökülen gölgeleriyle İri iri damlarlar, Düşüverirler birer birer gözbebeklerinden Akar giderler... Suyun aynasında beliren camdan düşlerinde gizili gizli aklanır, Yıkanırlar. Apak her bir bedenin göğsüne kurularak sallanır dururlar. Salkım salkımdırlar, Düşün içine kıvrılan kırmızı güller gibidirler. Suyla hayasızca her oynaştıkça kışkırtılan memeleri, Aklımıza düşerken; Sularında bir düş sıcaklığında, Süt kokulu dudaklara sokularak aşıklarını, Damla damla emziren bu asi, Bu pervasız dilberler! .. Ali Arslan |
Aşk
Gözlerinden Süzülecek Aşk olup Dökülecek Kadife Bir gül! .. Kan kırmızı Rengi. Fısıltılarım ulaştı mı? ... Doludizgin Yüreğin bahar! .. Şarkımdır Bilsen Dilinde Ahengi Rüzgarımla coşar Bu Aşk. Ali Arslan |
Aşk Bahçelerinde Kokulu Güller
Aşk bahçelerinde kokulu güller Zamana biçerler ömürlerini Yaprakları arasında sakladıkları her soluk Ve her çekilen kokuya Yağmalanmış yaşamlar eklerler.. Birikir göğsünde güllerin Yüklendikçe ağır ağır Kısacık günlerinde koparılan, Yarası rengine benzer,kan kırmızı Dokunan sıcaklıkla sargılı yürekler. Kestiklerinde gül bahçelerini bir bir Geride kurumuş dallar Ve ölgün renklerinde can çekişen Yüzlerce birbirine takılmış Aşk ölüsü,merasimsiz terk edilenler. Şimdi kışa direnen bedenleriyle Issız aşk bahçelerinde, Sızısıyla sallanırken rüzgarda, Güllerin hayaliyle ağlar, Yanık aşk türküleri söylerler. Ali Arslan |
Aşk Çıngırağımsın
Sen, Heyecanla, Verdiğim sözlerimi mühürleyen, Dudaklarıma bıraktığın öpüşlerinle; Tazelenen her günün başında Sevgi çıkrığıma sarılan, Gülüşlerinde saklı Anlam döken bakışlarınla; İçimde şenlenen kuşların Kanat şıkırtılarında, Bende hala Çalan Aşk Çıngırağımsın! .. Ali Arslan |
Aşk Damlası
Sana ben Şiirlerimle; Eğer kendin olarak okursan Hep Aşkı damlattım... Zaten ne sen hazırdın Ne de ben Kıyamazdım Sadece, Kelimelerle oynadım... Yüreğinde Çarnaçar Bıraktığım yangını, Bedenine Aşk edip Dolayamazdım... İşte aşkı ben, Sana Böyle damlattım... Adı bende saklanan sevgili su Şimdi, Bu Mübarek Şehrin; Kocaman Güneşindeki Işıkları, Biriktirmekle meşgulüm... /Yeni yangınlara kıvılcım olsun diye su Peygamber kokan, Tarih kokan Taşlı, Daracık sokaklarında... Bilsen! .. İçin için Ne yalnızlıklar yaşamaktayım Her yanım Mahşeri bir hengame de olsa... Sen üzülme sakın su Yine yüreğini Sevdamla, İşgal etmek için Nice Yeni seferlere hazırlanmaktayım... Ali Arslan |
Aşk Hüzün
Beni benle sızlatan, Yüreğimin içine salınan rüzgarlarım, Neler bırakırsınız ki? Neden böyle ağlatırsınız? Beni sevdiğini söylemeye, Kıyamayan sevdalım sen, Söyler misin? Söyler misin nedendir, Korkuların mı benden, Korkuların mı var? Aşk hiç sönmeyen bir yangın mı ki kalsın; Avuçlarımızda alev alev sürekli bizi yakan? Mavi kelebekler bir daha, Hiç kanat çırpmayacaklar mı? Söyler misin hangi Bahar, Hangi Baharımızla, Nisan çimenlerine üşüşecektir onlar? Bak zaman tesellisi değildir hiçbir şeyin, Artık kaybolup gidiyor; Mor renkli sarmaşık çiçekleri gibi azalan yaşam; Bende seni tüketirken ve benimle tükenirken yüzün, Neden aşka bırakmazsın ki hiç kendini? .. Yüreğimde kıymık kıymık takılı mı kalacak? .. Hep, Senden kalan bu Aşk Hüzün! .. Ali Arslan |
Aşk İlanı
Muhteşem tadına; Yüreğindeki yangını katıp, Dudaklarının ucunda Birikerek Bana dökülen Sözcüklerinde ulaşıyorum. Duygularını İfade etmesen bile Onları; Dilinin titreşimiyle Oluşan, Harflerin birleşimden Kelime, Sonra da cümle olunca Farkediyorum. Gözbebeklerin büyüyor, Biliyorum O an içinde Fırtınalar eserken; Bunu aniden, Kirpiklerinin yarattığı Deli rüzgârdan Anlıyorum. Ne kadar sade, Ne kadar doğal Öylesine Kendiliğindensin ki Yağmurun serinliğini, Gecenin sessizliğini Ben hep Sen Sanıyorum. Bu akşam Sana aşık olduğumu Fısıldayarak da olsa İlan etmek için Çırpınırken Eski bir şarkının Sığınarak melankolisine, Kendimi defalarca Sarhoşluğa vuruyorum: .................................................. . 'I love you more than ı can say' .................................................. . Ali Arslan |
Aşk Kokulu Meleğim
Bulutsuz bir şehrin beyaz görüntüleri Ellerinde rengarenk sihirleriyle dolanırlar… .. Sana benzemeyi ne çok isterdim; Bir dost şöyle demişti: Büyüyen bir yeşilliğin renkleridir onlar, En güzel dostudur çiçeklerin. Muhtaç olduğum bir tek nefes Yalvarışlarımın nedeni belki de aracı dualarımın En tepede olan, En güçlü yığınların arasında, Bulanık bir nehrin en temiz dalgası Ve içimdeki “Meleğin” sayfaları. Şiirlerimin en iyimser dizelerini seninle yazdığım, En çirkin cümlelerini seninle sildiğim, Biricik kalemim, “Meleğim”. .. Resimlerin içinde, Yeni doğan bir bebeğin gülüşü belki Ya da sessizce hıçkıran gözyaşları. Sen, Yakaladığım yerde, Dokunamadığım. Ama seninle beraber düşündüğüm her gündesin. Her gece, Geriye attığım günlerin “Meleğisin”, Her anımın içinde bir “Meleğim” var hep seninle.. Öyle uzun bir yolculuğun sonunda Yeni geldiğin şehrimde var olansın. Kim bilir kaç güneşler devirdin, Kaç hüzünlü portreleri üst üste, Bir daha bir daha çizdin Bir 'meleği' daha arkanda bıraktın? .. .. Pişmanlıkların ardından geldin bana o gün, İçimi, Derinlerimden sızlatan; Tesellisi bile imkansız bir duygudan Düştün yalnızlığıma, Uyuttun, Bir 'meleğin' aşk kokan ruhunda beni. ' Aşk kokulu meleğimden' |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:26 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.