![]() |
İlker Pamukçu
1990 Sonbaharı
Şu küskün gökyüzü, karabulutlar Kuruyan dallardan düşen yapraklar Yeşili unutmuş yorgun topraklar Ağlarken güldüm bir sonbaharda Güneş yeryüzüne veda ederken Çiçekler mahzun boyun bükerken Kuşlar bu diyardan göçüp giderken Seni tanıdım bir sonbaharda Bazı gönüllere elem düşüren Sevinci, neşeyi gama çeviren Penbe hayalleri silip götüren Sevmeyi öğrendim bir sonbaharda Yağmur yıkadı acılarımı Rüzgar kuruttu gözyaşlarımı Ben sende yaşadım yazı, baharı Sevdim, sevildim bir sonbaharda İlker Pamukçu |
33. Doğum Günüm Anısına
Koskoca yıllar ne çabuk geçti anlamadan Mısralar yalnız bırakmadı beni Koskoca yıllar ne çabuk geçti anlamadan Mısralar yalnız bırakmadı beni Bazen kuş oldum kanatlandım uçtum Kimi gün bir damla yağmurdum toprağa düştüm Çiçek açtım hecelerde, aydöndü tarlalarında Zaman geldi, hasretimle yıkadım boş sokakları *******e bir mumda ben yaktım Hüzün kokan,elem veren şiir tadında Ben mahkum oldum, aşkım gardiyan Kıtalarında hapsoldum ayrılıkların Heceler zincir, zincir oldu Kördüğümlerden bir, bir kurtuldum An geldi gözyaşlarımla suladım pembe gülleri Satır satır yazdım tüm hüzünleri Buluttan gemide yaptım kimi günlerde Sırf sevdiğime muhabbetlerimi götürsün diye Yazarken ağladığım olmadı değil hani Kimbilir ne duygulara yelken açmıştım Hatta bir defasında oltanın ucunda balığım sanıp Sırf denize inat yakamozlu bir gecede aşk’a yakalanmıştım Kızım doğdu şiirlerden ninniler yaptım Anam öldü en acılarından ağıtlar yaktım 33 yıl olmuş dönüpte şöyle bir baktım Yürek dolu,aşk dolu, hayat dolu bunca yıla Mirastır vefasız dünya’ya yüzlerce şiir bıraktım. 05-25-2004 (33, dogum günüm anısına..) İlker Pamukçu |
Adam Gibi Adamdı
Kaya gibi sert bakışlıydı Sabah limanda görürdüm onu Çay içerdi hergün ilk ışıklarda Eski balıkçıydı Mehmet amca Hiç sektirmezdi saatini 6 dedimmiydi gelirdi Sadece otururdu köşedeki masada Seslenirdi Eşref oğlum bir çay daha Tayfaları gelirdi sonra Vakit yakınderdi hadi bakalım İçin çayınızı sabah olmakta Vira bismillah sonra Ne güzel insandın sen Mehmet amca İlk oltamı bana o almıştı Bak demişti evlat Büyükleri tut, küçükleri geri yolla Onlarda can derdi nasıl olsa Yok şimdi,o adam Dağ gibi adam yok Teknesi dönmedi geri bir deli fırtınada Buralarda bir şey hep eksik İçim ezik, paramparça Hediyeni hep saklıyorum Ufak balıkları salıyorum Sen rahat uyu Mehmet amca İlker Pamukçu |
Adam Sende
Dallarda pembe çiçekler Bende hüzün Dışarda güzel hava Banane iki gözüm Ağaçlar kadar olamadım be Dayanamadım şu yaşam denen merete Çimenler yeşermiş Yeşermişse banane Gözlerimde son bir bulut Yağdı yağacak hani Aman be aman Adam sende! ! İlker Pamukçu |
Ağlamıyorum
Bu ayrılık yoktu hesapta şimdi Ne demiştim anımsa geçen bahar bu zamanlar Seni,birtek seni sevdim, gerisi yalan Ben zaten alışığım kedere, derde Varsın hüzün olsun bana senden arta kalan Mil çekerim gözlerime,gönlüme perde Ağlamıyorum bu dökülenler gözyaşı değil Mutluluklar dilerim hem sev,hem sevil İlker Pamukçu |
Aklım Firari
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen avuçlarında Bilki seni düşünüyorum Bir vapur yanaşırsa rıhtıma bin açıl Açılki karanlıklar dönüşsün masmavi denizlere Dinle bak kalbini nasıl çarpıyor O özlemlerin koyulaştığı yerde Bilki seni bekliyorum Bir sabah gün doğarken aç pencereni Bak eğer sevinçle çıvıldaşıyorsa kuşla Kendini tadılmamış bir hazza bırak Dökülsün dudağından en şen şarkılar Bilki seni istiyorum, bilki Seni Seviyorum İlker Pamukçu |
Anlasana
Sen benim ömür boyu Beklenipte gelmeyenimsin Bir gece habersiz, sessiz sedasız Gidip dönmeyenimsin Akıttığım bu gözyaşı, yüreğimde yanan ateş Hep senin için, bulutlar çoğalıyor Beyazlar senin,siyahlar benim için Artık gönlüm susmuyor Tüm feryatlar senin için İlker Pamukçu |
Anlaşılmaz Dünya
Neden acımasız olur ******* İnsanı hüzüne salar, düşüncelere boğar Neden bu kadar anlaşılmaz bu dünya İnsanlar sevgisizlikten ağlar İki seven neden sonunda hep ayrılır Kalplerdeki sevda hep yarım kalır Dahası zalimler neden kazanır İyilere, sevenlere yer yok dünyada Tam ihtiyacın olduğunda neden Medet umdukların yalnız bırakır Yoksa insan dostlarını yalnışmı tanır Bir dost eli ararken çarezsiz kalır Seven gerçek bir dost bulamaz neden Gönülden bağlananların gözü hep yaşlı neden Aşk’ı çocuk oyuncağı sanarlar neden Kaybolmak içten bile değil sonsuza kadar Kentin kalleşlik kokan en ücra köşelerinden İlker Pamukçu |
Aslında
Her insan biraz yalnızdır hayatta Yaşam bazen çekilmez ve tekdüzedir Kent tüm kalabalığa rağmen boştur aslında Hüzün bu şehre gece çökerken Acı bir gülümseyişle gelir Bomboş evinin kapısına dayanır Olamazsın farkında İlker Pamukçu |
Aşk'ı Beş Geçe
Güzelmiş çirkinmiş bana farketmez Sevmekten yanada işim yok benim Doğmamış yeni yarınlar varken Eskimiş yıllarla işim yok benim Özlemle umudu kucaklaştıran Aşığa denizler, dağlar aştıran Kah yakınlaştırıp, kah uzaklaştıran Aşınmış yollarla işim yok benim Hayat bu kardeşim zor bir bilmece Bazen keder, tasa bazense neşe Gönül saatiyle aşk’ı beş geçe Açılmış fallarla işim yok benim İlker Pamukçu |
Aşk'ı Bulmak
Yılgın bahar yellerinde aradım seni Sordum nafile aşk’ı bulamadımki Yorgun hazan saatlerinde düştüm peşine Koştum nafile hiç tutamadımki Sen ne menem şeymişsin ey aşk İnsafsızca harcadın hep beni Karakaplı bir kitap sanki yaşamım Kaç yıl oldu bulamam seni Bir gül için figan eden bülbül misali Tarumar oldu derdine yanan bu beden Tam buluyordumki bir seher vakti Rüyalar gibi yalandın sanki, uzaklaştın aniden Uykular bölündü, tüm hüzünler başımda Yorgun bu köhne şehir,bitik bu yürek Gam kasavet şimdi istanbul mihenk taşımda Yüreğimde kör bir kuyu uçsuz bucaksız Bulursun dediler,heder oldu ömrüm Acaba doğru aşk hangi taşın altında İlker Pamukçu |
Aşk'ın Küle Karıştı
Sabah pencereme doğan ilkbahar Rüzgarla savrulan tüle karıştı Ne kadar vefasız geçti zamanlar Artık dostlar bile ele karıştı Kırıldı dünyamın can çekirdeği Gönüller viran bir bahçe örneği Korktum tutamadım hiçbir çiçeği Artık kaktüs bile güle karıştı Şu kızıl dağlardan şafak topladım Yaktıkca gönlüme tekrar sapladım Ellerimde kalan en son hatıralarım Bir kültablasında küle karıştı Seni gökkubbenin üzerine çizdim Aşk’ın doruğunu kendimde sezdim Biten şeyler için şiirler yazdım Hırçın gözyaşlarım sele karıştı. İlker Pamukçu |
Aşk İki Kişiliktir
Engin denizde bir yelkenli ufakmı ufak Dolaşır durur hep oradan oraya Bir kaç martı hiç ayrılmaz üzerinden Ta ki; yaklaşana kadar kıyıya Kıyıda eski bir lokanta şirinmi şirin Garson müşterilere servis yapmakta Uzun zamandır giderim ben o lokantaya Çalan şarkılar hep hüzünlü geldiler Burası bana hep sevmeleri hatırlatmakta Bu akşam bir boşluk var sanki Gözlerim aşina olduğu bir dostu bulamıyor Bakmayın dost dediğime, aslında tanımam onu Her gün aynı saatte gelip,aynı masaya oturan kız yok Dahası camlardan ufkuda göremiyorum Derken bir el dokunuyor omuzuma hafiften bir ses Afedersiniz diyor oturabilirmiyim yanınıza O an tüm hayat duruyor sanıyorum o kız Bukle, bukle sarı saçlarıyla yanıbaşımda Tam ben soracakken o önce davranıp Çoktandır sizde yalnızbaşınızasınız değilmi diyor Cevap veremiyorum bir an şaşırıp İşte o an yalnızlığım ilk defa bir garip geliyor Evet diyebiliyorum şaşkın birazda heyecanlı Siz diyorum, sizde hep tek başınızasınız Sususyor, konuşmuyor sadece bakışıyoruz Bir an damarlarımdaki kanın çekildiğini hissediyorum Gözleri, o gözleri o kadar mavi, bakışları öyle sıcakki Okyanusta ufak bir yelkenli gibi oradan oraya savruluyorum Dudaklarında tatlı bir tebessüm var Düşlerden öte bir güzellikle varoluyorum Uzun sürüyor bu ilişkimiz O minik balık lokantası hep buluşma yerimiz Bir gün vaktinde gelmiyor İki, üç, dört, beş Öğreniyorumki birini sevmiş evlenmiş Elveda bile demeden çekip gitmiş Benmi; ben hala o masadayım her gece Artık denizin tüm mavisini görebiliyorum Çalan şarkılar daha bir hüzünlü şimdi Köşedeki masa hala aşklara gebe Kimi zaman hayalini alıyorum karşıma dertleşiyorum İlk aşkımdı,onu çok seviyorum İlker Pamukçu |
Aşk sizin Olsun
Tozlu yollarda yürümeyi yeğlerim Karşılıksız aşk asfaltları sizin olsun Yar yokken ben bu dünyayı neyleyim Dünya malı sizin olsun İhanete doğacaksa her sabah güneş Bırakın ******* hep benim olsun Ay yalnızlığıma dost olacaksa İstemem günler hep size doğsun Sonu yoksa bu meçhule gidişin Dinlenen melodilerde hep hüzün olsun Mutluluğu uzaklarda arayanlar Mutluluklar size hep yakın olsun İlker Pamukçu |
Atılmış Şiirler
Geldikleri yere gönderiyorum tüm şiirlerimi Hüzünlü kahpe bir İstanbul akşamında Terk ediyorum içimdeki o bakir bebeği Hazin bir beste şimdi dudaklarımda Üzerine yüklüyorum bütün kederlerimi Düşlerim kayboluyor uçuşan o sayfalarda Kapatıyorum yaprak yeşili gözlerimi Yarım kalıyor heceler mürekkep kokulu kağıtlarda İlker Pamukçu |
Bahar Gözlüm
Ben hazan, sen hüzün bu elem vakti Giyotinler boynumda Sen sevinç, ben ümit şimdi Eflatunlar solmuş kalmış yanımda Tek ki sen gel Yeterki sen gel Bahar gözlüm hasretim ta boğazımda Canevim acıyor bu karanlıkta Sensizlik diyor tüm sokaklar, caddeler sensizlik Birer, birer boynunu büküyor kuşlar Hevesler aşk ‘a dair, duygularım ayakta Yeter yalvardığım yeter Gel yeniden açsın tüm çiçekler baharda Gel yine gel hadi Gözlerim kapanmasın bu şafakta İlker Pamukçu |
Ben Böyle Olacak Adam Değildim
Benimde bu kadar derdim olacaktı Bendemi böyle uykusuz sabaha varacaktım Böyle sus pus mu geçecekti günler O çok sevdiğim gramofonumu Sırf sen hediye ettin diye satacakmıydım Ah kader bendemi aşık olacak,bendemi yanacaktım İlker Pamukçu |
Beni Şimdi Sev
Bittiğinde bu rüya sen uyandığında Seni nasıl sevdiğimi anlayacaksın Gittiğimde senden çok uzaklara Ardımdan boş yere çok yanacaksın Bir çiçek kopacak dalından sanki Hiç özlemediğin kadar özleyeceksin beni Bir damla yaş misali, birşeyler kopacak içinden Yaptığın hatayı anlayacaksın Çok geç olmadan sev beni Bu rüya hiç bitmesin dersen Yarım kalırsın, yanarsın Kendini kandırma sende Karar senin, rüya senin Hadi artık uyan istersen İlker Pamukçu |
Beşinci Mevsim
Hatırladınmı birtanem Bir zamanlar boğazda küçük bir lokanta vardı Her hafta sonu gittiğimiz Hani terastaki masamızda iki küçük mum yanardı Ay’ın denizdeki aksiydi her gece seyrettiğimiz Hatırladınmı birtanem Kemanlar bizim şarkımızı çalardı Bir defasında tutamayıp kendimizi Çılgınlar gibi dans etmiştik İlk busemizde oradaydı hani Meraklı bakışlardan hiç çekinmemiştik Ya sarhoş oluşumuza ne demeli İki kadeh şaraptı oysa içtiğimiz Susmuştuk birtanem saatler boyu Yakamozların ışıltılarını izlemiştik Hiç ayrılmamak için yeminler etmiştik Ya şimdi, şimdi öylemi birtanem Yoksun sen yanımda; tam üç yıl geçmiş Herşey her dem taze, unutmadı seni bu şehir Ne çare beşinci mevsimimiz çok erken bitmiş. İlker Pamukçu |
Beyaz Gül
Beyaz bir gül koklamak istemiştin Bak yenide açmış deyip ne çok sevinmiştin Bir zamanlar sevgimizi kem gözlerden gizlemiştin Gittin gideli azap çiçeğim oldu o beyaz gül Defterimin arasında hatıran gibi Sarardı soldu şimdi o beyaz gül Gönlümün baş köşesinde, anılarda kaldı şimdi beyaz gül. İlker Pamukçu |
Biliyorum Gelmeyeceksin
Her gece bu geç vakit Ne işim var sanki sahilde Senin gelmeyeciğini bildiğim halde Umutla, saatlerce beklemek niye Sebebi yıldızları izlemek isteyişimmi Yada arzuluyor olmamdır, hayalinle öpüşmeyi Anılar de, özlemek de ne dersen de Nafile umutlar hüzünle perde, perde El ele gezdiğimiz günler yok artık Bizim sahil hep bildiğin gibi Gökteki martılarda aynı canhıraş çığlıklar Tekneler kadar sağlam bağlı değil artık yüreğim Bir zamanlar adını yazdığım bu kumsallara yüzümde o eski gülüş yok artık Yakamozların eski büyüsü yok Sadece umut var, şimal yıldızım sanki Sislerin ardından göz kırpar İlker Pamukçu |
Bir Buseyim Dudaklarında
Bir nefes olsam sigaranda Bir sıcaklık hissi kollarında Sevgi seli olsam damarlarında çağlasam Bir buse dudaklarında Bir sevinç ışığı olsam gözlerinde Yalnız ama yalnız seni sevsem şu dünyada Bir seheryeli olsam Ilgıt, ılgıt essem saçlarında Bir dünya kursam hayallerimde sadece sen ve ben Sen yalnız beni sevsen Yalnız bana yer versen gönül bahçende İlker Pamukçu |
Bir Damla Ümit
Ayrılığın üzerinden aylar geçti Mutsuzluk beni, hüzün beni seçti Nice ayrılanlar yine birleşti Biz birtürlü kavuşamadık Sanmaki aşkımız yalandı bitti Artarak büyüdü sevgim, ileri gitti Kaybetmedim taşıyorum hala Kalbimdeki bir damla ümidi Kaç yaz, kaç sonbahar geçti üzerinden Varsın sayısını şaşırmışken ben Kavuşacağımız o günün hayalinden Vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim ben İlker Pamukçu |
Bir Dilek Tutsam
Bir düş görsem hiç uyanmasam Düşümde seni görsem Koşsam sıkı,sıkı sarılsam hiç bırakmasam Sen tüm endamınla karşımda dursan Ben rüzgarda uçuşan saçlarını okşasam Bir roman yazsam sırf sana dair Sevgimi sığdıramasam kitaplara da Yazsam, yazsam, yazsam Bir dilek tutsam canevimden ben Yıldızlara yüklesem sana yollasam Gökkuşağından yolda göğe yürüsem Elimde elin, gözlerinde ben Uzanıp şimal yıldızına dokunsak Bedenimde sen, yüreğimde sen İlker Pamukçu |
Bir Işık Bekliyorum
Kadeh kadeh yudumluyorum Yıllanmış bir şarap gibi acılarım Hayatın en köşesinde duruyorum Roman olur yazsam yaşadıklarım Bir ışık bekliyorum siyaha inat Aklımda hiç yaşanmamış yarınlarım Ruhumda geçilmesi imkânsız bir hat Kültablasında yitip gitmiş tüm anılarım İlker Pamukçu |
Bir Kurşun Kalbime Girdi
Kimin vurduğunun ne önemi var Bir kör kurşun geldi deldi böğrümü Kalbimden girdi sırtımdan çıktı Hiç acı duymadım Sadece kanım aktı Baktım yerde yatan bana boylu boyunca Eksikliğim olmuş yaşamda demekki Gözlerimin ikiside açıktı Sonra namlunun ucundaki eli gördüm O kalleş eli, beni hayattan koparan Neden dedim kendi kendime,neden be Ne için öldürdün beni kara sevdam? İlker Pamukçu |
Bir Şair Öldü
Bir kazma, bir kürek lazım olan sana Birde beni kabul edecek toprak elbette Fazla uğraşma çukurum varsın olmasın derin Göm hadi, göm yaş dolmasın gözlerin Beni unut, Gözlerine mil çek, gönlüne hudut Varsayki hiç yaşanmadı tüm bu olanlar Durma daha hızlı kaz Yakıyor canımı sensiz yarınlar Bir dileğim var sadece senden giderken Başucuma bir gül goncası dik İçinde bulunduğum toprağın karasına inat Pembe olsun rengi, Tek olsun benim olsun yeterki Hadi ört üstümü kürek,kürek anılarla Senden daha ne isteyebilirimki? Izdırap bir mabet yap üzerime sen Mezar taşıma; sevmişti,çok sevmişti yaz Hadi ört üzerimi, ört Üşüyorum, üşüyorum sevdiğim Heryer soğuk, her yer ayaz İlker Pamukçu |
Bir Zamanlar Sevmiştim
Dar pencereler,kapılar hep dar Hani nerede gençliğim Hani nerede beklediğim yar Farketmiyor artık peşpeşe geçen yıllar Bir ben var şimdi benden başka Tanıyamadığım bir ben var Farketmez,erken açsın çiçekler,tez gelsin bahar Beni bana küstüren yürekte bir yarim var Kelebeklerden hürdüm oysaki bir zamanlar Resimler çiziyordum gökyüzüne Mavi,beyaz bulutlar Karardı sardı şimdi herbir yanım tarumar Gelmiyorki kaybettiklerim geri Şimdi ne duanın, ne yalvarmanın yeri Hayat bana şu zalimi tanıttığından beri Yaşamdan tat aldığımmı var Dilek ağacımmısın,öylece duruyorsun Kurşun gibi sözlerin; beni vuruyormusun Sevenler hiç kaybetmez bunu unutuyorsun İlker Pamukçu |
Biri Var
Es deli rüzgar es Dağıt başımdaki kara bulutları Huzura ereyim, Es deli rüzgar es Dertlerden divaneyim Yaşam denen bir döngü Yaşasan birtürlü, yaşamasan bir türlü Yürekte çalınır olmuşken bir acı türkü Yağ yağmur yağ yıka tüm ruhumu Nefes alıp vermek koyuyor artık İnsan bazen isyan çemberlerinden geçiyor Türlü duygular sararken bedeni Kişi yanıyor, acı çekiyor eriyor Bu koca şehirde, bu kalabalığa rağmen An geliyor tek başıma yürüyorum caddelerde Biryerlerde biri var diyorum Benimle aynı kaderi paylaşan Biryerlerde biri var diyorum Yürek, yürek bana yaklaşan Kalbimde büyük bir sükun şimdi Damarlarımda kör bir kurşun dolaşan Tenhalarda bir kuytu şimdi Ağır ağır beni yaşamdan koparan Es deli rüzgar es Al beni götür bu köhne dünyadan İlker Pamukçu |
Bitmez Bir Yol Değil Hayat
Tanımadığım bir kişi, tanımadığım yerler Düşümde bir ince sır, kara kaplı perdeler Yoruma açık yaşadığım tüm hayatım Yorgun canda bedenler, bölük pörçük zamanım Zor hayat, zor engin denizde bir yelkenli misali Fırtınaların kucağında yol almak, dünya hali Duyun sesimi duyun ey ahali Yorgunum yaşamaktan yorgunum Bir korku içimde saplanıp kalan Dünleri unuttum, yarınlaradır rotam Bu okyanus beni yutacak gibi Dalgalarında gizli kalmış kara sevdam Takılmışım bir yunus gibi ağlarına hayatın Kıpırdamak istesem dahada dolaşacağım Her ne olursa olsun umurumda değilki Nihayetinde hayatın sonunun başlangıcına varacağım İşte o gün, o gün ben yeniden yollarda olacağım İlker Pamukçu |
Bu Hasretlik Fazla Bana
Hasretlik gözümde bak tüter oldu Yaşlandı gözlerim hüzünle doldu Zaman geçmez burda saatler durdu Sensiz saniyeler yaşanmıyorki Aşkınla mutluyum, sevginle deli Ilık ılık eser şimdi sevdanın yeli Hasret ağaç oldu, bende bir dalı Sensiz yapraklarım yeşermiyorki Ufukta doğan güneş seni andırır Sensiz gerçekleri hayal sandırır Bu kalem, kağıtta beni kandırır Sensiz bu dünyada yaşanmıyorki Özlemin ağır artık taşınmıyorki. İlker Pamukçu |
Buluttan Gemiler
Hiç varolmamış yazları bekler şu gönlüm Ve hayallerimi çeker bir kağnı aheste,aheste Açmamış çiçekleri koklarım ruhumda Birşeyler tutuklu kalmış sanki altın kafeste Doğmamış günlere inat olsun diye Bir bebek beslerim, büyütürüm her nefeste Buz gibi bir şelaleden atarım kendimi Zaman gelir, paslı bir hançer yalnızlık göğsümde Uçurtmalar uçururum hiç büyümemiş çimenlerde Uzanır buluttan gemiler yaparım,kimi mavi, kimi penbe Yanaşır birgün yalnızlık limanına, benide alır götürür diye Ne yaparsın be dostum hayal dünyası işte. İlker Pamukçu |
Burgazada'da Aşk
Bir sonbahar yağmuru misali Süzülürken yaşlar yanaklarımdan Ben sana döndüm yüzümü, gelde bul beni Bıktım artık kaderle köşe kapmaca oynamaktan Geldiğinde; tekrar çiçek açar tüm erguvanlar Yollar bu kadar ıssız gelmez akşamüstleri Uçurtmalar bir başka salınır gökyüzünde Çocuklar daha bir başka şen Ah be sevdiğim bir gelsen, bir gelsen Dağılırdı üzerime çöreklenmiş kara bulutlar Dahada tatlı gelirdi, sen yanımdayken uykular Başka bir güzel olurdu burada herşey Dön, dön hadi beni bıraktığın yerdeyim Burgazada’da başka yaşanır aşklar İlker Pamukçu |
Canım Eşime
Benim canım, biriciğim Hayatımın anlamı sevdiceğim Kemandaki tel misali Ilgıt,ılgıt yel misali Hayallerimin dünya hali Benim canım, biriciğim Sen yoksan; yarımım ben sevdiceğim Gözümdeki buğu sensin Kalbimin nuru sensin Karda açan kardelenim Aşkım benim sevdiceğim Ekmeğimi paylaştığım Dertlerimi bölüştüğüm Mutluluğa ulaştığım Benim canım sevdiceğim Aşk’ım benim can çiçeğim Evladımın anası sen Dertlerimi dinleyen sen Zor anlarda çaremsin sen Canım benim can çiçeğim Seni çok seviyorum Benim eşsiz kelebeğim. İlker Pamukçu |
Canım Kızım
Pamuk pamuk ellerinle O güzelim gözlerinle Saf temiz bebek kalbinle Tatlı güzel gülüşünle Babacığım deyişinle Canım benim, canım yavrum ALLAH’ımın lütfu bana Doyamamki koklamaya Tüm gülleri dersem sana Canım benim,canım yavrum Gönlümdeki sevki taşım Kartanem, mutluluk kokan aşkım Nede güzel minik kuşum Canım benim, canım yavrum Cimcimem,prensesim Güzel yüzlüm,can nefesim Bebeğim vazgeçilmezim Canım benim, canım yavrum İlknur’ um,şekerparem can kuşum İyiki varsın,iyiki doğdun İlker Pamukçu |
Cesaretim Yok
Tıkandı içimde biriken sözler Karşılık vermeye cesaretim yok Artık yabancı bakışan gözler Son defa görmeye cesaretim yok Yalnızım, zihnimde sorular arttı bir bahar yeliyle tüm neşem kaçtı Uzandım yatağa oda dert saçtı Sensiz ölmeye cesaretim yok Bir sandal olupta sularda akşam Resmin başucumda hep ona baksam İçimde tutuşan sancıyı yaksam Aşkınla sönmeye cesaretim yok Sana dönmeye cesaretim yok. İlker Pamukçu |
Çırılçıplak
Islak mendilim,dudağım kurak Al benide al kara toprak Parçalanmış anılarım Kaybolmuşum çırılçıplak Bu gidiş niye Nereye, kime Bu akıl karmakarışık deli divane Maksat ızdırap çekmekse Al benide al kara toprak Gücüm yok artık bir damla dahi Kaybolmuşum çırılçıplak Dertler var başımdan divanemiyim Bunca zorluk şartmı ben kölemiyim Bilsem sonunu hiç severmiydim Al benide al kara toprak Kaybolmuşum çırılçıplak İlker Pamukçu |
Çok Geç Kaldık
Arasak gönlümüzde,sevgi dene duygu nerede Belki yıllar ötesinde,bir göz yaşı tanesinde Arasak da bulamayız,sevgiyi hiç tadamayız Hep teselli bulacağız,bir gözyaşı tanesinde Sevgi büyük bir yalnızlık,hüzün veren arkadaşlık Bir gözyaşı tanesinde, çok seneler ötesinde İlker Pamukçu |
Çok Geç Olacak
Ne geri dönecek yolun olacak Ne tutunacak dalın kalacak Korkarım pişmanlık sonun olacak Yalnız kalacaksın günün birinde Seninde saçına karlar yağacak Seninde gözlerin yaşla dolacak Elbette kalbini biri yakacak Beni anlayacaksın günün birinde Beni tanıyacaksın günün birinde İlker Pamukçu |
Dağlara Yaz Sevdanı
Ellerine konan beyaz güvercin kadar saftır aşk Yüzüne değen seher yeli gibi ürpertir bedeni Minik bir buseyle başlar,büyür aşk Sevdinmi çiçek bahçesinde hissedersin kendini Kimi zaman bir dörtlükte şiirdir aşk Bazense yangın yerinde bırakır küllerini Çığlık çığlığa yaşanmalıki kıymeti olsun Bir kuşun kanadının altında gizlidir aşk Belki aşk denen koskoca bir yalandır Kimbilir yaşananlar hep imtahandır Bulmaya uğraşma boşuna yıllarca Aşk sevginin barındırdığı sonsuz kumsaldır Kaç adım atarsan at, bir gün siler dalgalar Kumsaldaki ayak izlerini Bir rüzgar gelir alır gider hem seni,hem benliğini Geriye kalan herşey iyiyse eğer Çık sende yüce dağlara yaz sevdanı Yazki birdaha hiç silinmesin Öyle sevki; ADRİYATİK' DEKİ YAKAMOZLARDAN BÜYÜK OLSUN SEVDAN. İlker Pamukçu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:17 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.