www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Cumhur Boratav (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144160)

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Cumhur Boratav
 
Adını Bilebilseydin

korku salıyorum içine
bugünü soluyorum
yarına ilişkin her türlü belirsizliği

kendini
hissettiriyorum dokunuşlarımda

işte en sonunda birşeyleri yaşıyorum derken
çıkarıp kitabını unuttuğun yerden
tozunu üflüyorsun
ciğerlerine kaçıyor toz
öksürüyorsun
mideni bulandıran bir öfkeyle
boğulurcasına

kurtulmak için
kapılarımın her birini açtığında
yarattığın imgeler karşılıyor seni
yüzüne kendini inkar eden
bir gülümseme yayılıyor

keşke adını bilebilseydin

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Ağlamak

nasıl izin verdim
ıslaklığının bulaşmasına
kendimi rahat hissetmeye
saçlarımı okşayan ellerinde
yorgun bir günün bitikliğine benzeyen sıcaklığında
kendimi kendime alıştırmaya

seni bulmak ağlamaktı

ağlamak bir şey kazandırmıyor bana
her akşam korkulu düşlerimle rüzgarlar oluşturmak
ya da acı verici sesini susturmak dünyaya bakışlarımın
artık ölümün benimle beraber yürüdüğünü
daha çok hissediyorum
içinde gevşek,
uzun,
tükenmiş zamanımın

beni yeni koltuğunda uyuklayan bir adam yapıyorsun
ayaklarım bu kentin sokaklarını sevmeye çalışıyor seninle
sevgi hiç büyümeyen, hiç solmayan bir ot gibi
hafifçe sallanıyor ellerimin arasındaki soluğunda
içimden onu kökünden koparıp
yosunların denizin içindeki dalgalanışlarına bırakmak geçiyor
tuzunu gövdemden silmek istiyorum
ve uzun adımlarla odandan çıkmak

dışardaki kavgama geri dönmek düşüncesi
gözlerimi dolduruyor
ah ağlıyorsun,
ama zaten hepsi sadece ağlamaktı

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Akıp gidiyorsun

bir çiçek oluyorsun
ama seni koparmam için
su oluyorsun ama seni içmem için
gölgeniyorsun gülümsemenle
sana güneşi vermem için
hep bunu yapıyorsun
ne benimle olabiliyorsun
ne kendinle
dudaklarının kenarından
akıp gidiyorsun

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Anafor

1.
(aklından uçmadan çıkarıver o bir çok sesi)

dudağın dudaklara değmeden hissetsin, kokuları almadan
çocukluk zamanından geri gelen elinle bardağı şerefe kaldırmadan
saçların, üstünde durdukları kemiği öfkeyle duvara fırlatmadan
hissetsin
toprak, çıplak ayaklarında hissettiğin
o zamanki ten değil

2.
(duvara karşı kendimi bağırırken buldum)


önce en arka duvar çöktü
arka duvardan bir öndeki önce
en önce daha öndeki önce


(sonrası olmayan bir çığlık ağzımı kapadı)

3.
sana böyle ol diyemem, belki de çaresizimdir ben öyle olduğum için…belki de hissedilmek için senden bu isteğim, belki de olup biteni anladığım için…

sana anlamıyorsun da demeyeceğim huzursuzlanırsın sonra, kendimi tanıyorum
huzursuzluğunu daha da artırmayı denerim sonra…hayır bunu isterim…

(sadece uykunda yanına kıvrılabilmek
sadece bu,
senin üstüne yağan pus
kardeş yapacak bizi
belki de sevgili
terlemiş bir sevişme
dudağına gömdüğüm
pustan öğrendiğim bir gülümseme

oysa dokunamayacağım bile tenine)

4.
yine de sana böyle ol diyemem…belki sen uğuldayansın sadece, ağaçların yaprak uçlarına
değmekten hoşlanansın, boşluğa açılan kayalıklardan karşılara seslenen, yüksekteki bir kanat çırpışında aşağıya doğru hızla yükselmekten hazlanansın…

(işte elin, yarattığına değdi
gözleri heyecanla açılmış
bir çocuğun
bir serçe kuşuna koşarak uzanan
elini çizdi)

tavana baktın, beyazdı, çekti seni…gürültünün sesi beyazlaşarak sana kollarımdaki bu et beyaz dedi -evet o beyazdı, puslu bir beyaz-ve anlaşılmayan imgelere boğdun kendini, ve gittin…




5.
oysa bilmiyorsun, ben de bilmiyorum…sadece bir hissedenim…sevdiğim gün ışığı bir anda
kırmızılaşıveriyor yüzünde, artık senden sızan damlaları içemiyorum.. çeperlerinin içinde saklı olan beni sonsuza kadar değiştirecek bir gölge…

bilmiyorum, sadece hissedenim; sana yine de oysa bilmiyorsun diyeceğim…

(oysa bilmiyorsun
kırılgan olan gökyüzü
seninle beraber
döküldü parça parça
o sana gömülüyor,
ben mağaramdaki çiziklerime)

bilmiyorsun, tükenen insanların da farkına varamayacaksın öyleyse, cam kırıkları gibi yere saçılmış olanların…aslında kırık bile değiller, küçük cam parçaları sadece, bunu hissedemeyeceksin öyleyse...düğmeye bastığında ışık gözlerini yine inildiyerek kamaştıracak, perdeler örtünecek seni saklamak için…dışardan yeni ismin seslendiğinde duyamayacaksın öyleyse…

6.
hissediyorum, bir yer bulabilmek için
kaçıyorsun, yüreğin çarpıntının kendisi
her yer senin gölgen, karanlık,
karanlıksın
kendi içinde neye dönüştüysen
bir yapışkanlık

7.
(bu bir ağıttır sana kaybolduğun için, oysa sadece değişim içindeydi çizgilerin)

bir eski ya da bir yeni değilsin

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Anlamı, yani birşeylerin

anlamını hissedebilmek
yani birşeylerin

benimle değil artık sevinçlerim
solgun bir kıpırtı
kuru bir yaprak kırıklığı
zamandan ödünç alınmış
parça parça insan yüzleri
bir imgelem değil
bir çaresizlik, bir korku
bir hiçbirşey
böyle başladı, böyle başlıyor
uzun bir yol gibi
ve bitmiyor

benimle değil artık sevinçlerim
gözlerim, gözlerim, gözlerim.....
siliniyor pırıltıları

derinleşiyorum
düşün ve hisset

erimek hiç bu kadar yumuşak olmamıştı
bir çığlık gibi akıyor ellerimden ellerim
ayak izlerimi içine alıyor
çatlayan toprak
kolay, çok kolay
hiç bu kadar kolay olmamıştı,
bu kadar acı
bir yalnızlık gibi
kırılıyor pencereler
keskin cam kırığı
yere hızla çarpan bir inilti gibi
acı çekiyor düşüncelerim

kalabalıklaşıyorum
bir göze gibi
kenid sonuna bölünerek
sıkıntıyla
uykum uzağıma düşen
düşler sunuyor bana
koyu bir koku
tuzunu kaybetmiş terim
ve büyük bir zavallılıkla
kalabalıklaşıyorum

elimi uzatıyorum
göğün sınırına
kırmızı bir leke gibi
bulaşıyor yatağıma
bir kan damlası
bir sesleniş
uçuruma fırlatılan
bir taşın gölgesi
elimi uzatıyorum
varıyorum, ufuk bitiyor

anlamını hissedebilmek birşeylerin
yine de korkuya
tepki veriyor gözbebeklerim
bu çaresizlik benim değildi
şimdi benim
bu yaşam benimdi, şimdi hiç kimsenin
benimle değil artık sevinçlerim
solgun bir kıpırtı
kuru bir yaprak kırıklığı
zamandan ödünç alınmış
parça parça insan yüzleri
bu bir imgelem değil
bir çaresizlik, bir korku
bu bir hiçbirşey

yani anlamı
yani birşeylerin

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Anlatmıyorum

(ses, yeni uyanmış gibi; yatak, yatakta uzanmış bir vücut; ağız kımıldandığı belli olmadan kımıldanıyor, her şey.durmuş)

(bir düş gördüm,.en masum zamanım. kollarım beni sarmış, korumak için kucaklar gibi)

uyanmak
uyanmak karışıyor.

(fısıltıya dönüşen ses, sıcak bir çamurun içinde; hazza yakın, ses olmaya uzak, evet biraz gevşek)

karışıklık
sende bir yağmur, bende yatağımın altına saklanan bir çocuk
tütsü kokusu, duvarın plastiği erimiş
salıncakta bir oda, hem göğü hem yeri görüyor

(neden renkler kırık bir camdan geçiyormuş gibi)

ateşin tükenmediği yer
yüzünde yanık izleri

(bir bulmaca yazarı en zor kavşağını hazırlıyor, bu hazırlığı yapan sese benzer bir ses: 'hangi usta ateşine yakın durur? ')

uyanmak
uyanmak karışıyor

(ses söner. yataktaki uykuya dalar yeniden. düşü görenin düşü sürer. bulmacayı yapan kendi sesindedir hala ve cama biçim vermeye devam eder)

ince mor bir alev yüzüne yansıyor
üfleyerek
ciğerlerinin sonuna kadar doldurduğun havayı
onu söndürmek
iyi olurdu değil mi şimdi

-sus. ciğerlerindeki havayı boşalt önce ve soluksuzluğunla üfle
uyanmaktasın ve uykuya dalıyorsun-

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:36 PM

Aslında Yaşamak Senin İçin Önemsizdi

kendine
ne açıklayacaksın ki yazdığım şeylerde
bir büyü yapmamı mı istiyorsun
hani o keskin vurguları mı
gençliğimdeki
ya da bir büyü olmamı mı

haklısın
bir büyü olmayı çok istemiştim
hayal –adın hayaldi değil mi-
elimi değdirdiğimde yaşamına
o zamanlar, dönüşebilmeliydin

sana kırılgan bir öfke
bırakarak gittim
yaşamımda hep bunu yaptım sana
ve ilginç, sen hep bir alıngan
öfkeyi sevdin

öfke güzeldir,
soğuk seni titretirken
soban varsa eğer
onu yakamadığın zaman
hissedersin ne kadar
güzel olduğunu
öfkenin
-anımsa, nasıl sarılmıştık birbirimize
ateşimizi yakamadığımızda
ve soğuk nasıl da girmişti aramıza
buna rağmen-

neydi ki yani yaşadığımız
belki bir hiç
ne sen farkındaydın
benim esir alındığımın
ne de ben
senin esirliğininin

belki de ben hep hissettiğim yerde oldum sadece
gelinciklerin açtığı yerde belki
sen, onların gölgesi olmaz diye görmüşsündür hep
belki onlar gölge vermiştir bana
belki de onların hemen yanında bulunan
bir kuyu serinletmiştir beni
hani senin derinliği insana yaramaz dediğin
onun sakin suyuna çekilmişimdir belki

yine de sana bir şey hissetmiyorsun diyemem
nereden bileceksin ki
senin masan, önceden kurulmuştu bile
senin her oturuşunda ettiğin dua benimkinden farklıydı
ben insanca, sen arapça okurdun,
sabah kalktığında perdemizden sızan ışık
sana bugün de yaşıyorum dedirtirdi
bana ise iyi ki doğdun ve iyi ki yanımdasın
ağzımızın konuşmayı becermesi senin için
olağan bir şeydi
ben ise hala şaşkındım konuşabildiğime
sen konuşmayı olağan bulduğun için
yeni sloganlar bulmaya çalışırdın,
bense seni hissetmeye.

beni anlamazdın
bir insanın insanı hissetmesini
anlamazdın,
sen öylesini öğrenmiştin

ben de öğrenmiştim,
sen öylesini öğrendiğin için,
senin bir karaltı olduğunu
sen olmadığını

nerden bileceksin ki
sen, elin bana değdiğinde
ne hissetmen gerekiyorsa
onu hissedenlerdendin,
aklına bile getirmedin
başka birisini
yani beni
aslında yaşamak senin için
önemsizdi

ama ne farkeder ki

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Aslında Yokum

sayıklarım
istediğin her anda
özgürsün sayıklamamı istemekte
ve sayıklamakta

-sana benziyorum
sen istediğinde
beni uçurumumla
başbaşa bıraktığında
ben gibiyim
bir sayıklama-

sevgi, aramızda
kar tanelerine dönüştürüp
üstümüze yağdırdığın

bir çığ düşüyor
uçurumun kenarından
havaya asılı kar tanelerin

aslında yokum

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Ayak İzleri Üstünde

hissettiğim zaman
içindeki hissinin ne olduğunu
bahçen dikene dönüşüyor,
kardan arta kalan çamura

-oysa seni seviyorum
derken sevdiğin sadece sesin

aynanın karşısında
hiç kırılmıyorrmuş gibi ışığın-

farkında olmadığın renkler veriyorsun
çarpıp bölünerek
kendi keskinliğinde kırıklığının

hissettiğimde renklerini
hissediyorum kırıklığını
kumsalına varıyorsun
camlaşamayan her kum taneciği gibi

her yerde
senin üstünde biçimlenmiş
ayak izleri

hissettiğim zaman
ne olduğunu
bahçen öfkeye dönüşüyor

üstünde ayak izleri

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Ayakkabılarında taşıdıkları için

karanlıkta duvarlar gözükmez
ve duvar deliklerindeki küçük yaratıklar
sadece uzaktaki açıklıktan gelen
belirsiz bir ışık çalar gözümüzü bizden
onları zaman zaman hissederiz
girdikleri zaman ayakkabılarımızdan içeri
küçük kertenkeleleri,fareleri,böcekleri
duvarları sadece değdiğimizde hissederiz
yanımızda biri var
sadece kolumuza çarparsa anlarız
uzağımızda bir ışık çalar gözümüzü bizden
ve taşırız farkında olmadan ayakkabılarımızda
küçük kertenkeleleri,fareleri,böcekleri

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Bataklığın İş Üstünde

senden ne kadar uzak değil mi
insanların sessizliği

bataklığın iyi biliyor
işini

oysa sabah güzel
göğün yüzü de güzel
hem de hep böyle kalacakmış kadar
güzel
bir martının ete aç sesinin
kulaklarında
seni yatağında gülümsemeyle uyandıran
bir sese dönüşmesi kadar
güzel

ve kapıdan çıkarak
her sabah kışkırttığın ciğerlerinle
içine aldığın soluk
başlamadan önce işine,
daha yıkanmadan beyninde
evinin kirli boyası
daha dönüp bakmadan
kırık olduğunu hissetmeden
yabancı ve kopuk

iş üstünde bataklığın

sesler alıştığın şeyler
anımsa ve rahatla
gazeteye gömülmüş yüzünde
karşındakine sunulan
aldatıcı
seni kapatan
renkli, ucu kıvrılarak düşmüş
buruşuk sayfa

-her sabah bir kuş sesi
dökülerek vücudundan
çarşafının gölge kıvrımlarında
katılıyor
tırnaklarına
yastığında tırnak izleri
her sabah bir kuş
sesi
uyandırıyor seni-

sesler alıştığın şeyler
ve selamlaştığın her insan
dinlediğin, yaşadığın
her insan
sabah kulaklarında hissettiğin
her kuş sesi
aldatıyor seni

bir camda kendini görmek
sürekli tozu alınmış
bir görüntü
hep pasparlak
soğutularak yaşatılan
derin dondurucudaki
bir anı
ölümsüzlüğe sunulan
donuk bir başkaldırı

tanrıya söyleyeceğim
seni uzak tutsun
camdaki görüntünden

ne kadar uzak
insanların sessizliği
ne kadar uzak
görüntündeki gülümsemen
bir martının ete aç sesi


not: sevdiğin şiirler
belki de onlar
aslında senin yazdıkların
aldatıyor seni

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Belki de bu

Belki de sadece bu
Yani istediğim
Hani gün batışını severim ya
Gördüğümde arabamı yana çekip
Seyrederim ya, belki de bu

Hani torunlarımın gözleri de dalmıştır ya
Hani öyle hissederim, yolun karşısından
Ağaçların onların tırmanacağı dallarına daldıkça
Öyle hissederim ya

Gözleri dalmıştır değil mi,
Dalmıştır kesin
Yani çimeni çıplak ayağımda hissetmeye
Onlar gibi ağaçların dallarına uzanmaya
Gitmişimdir o an,
Henüz tükenmemiş bir su kaynağının sesi
Duyuluyordur belki
Onlar, torunlarım, belki bu sesi göremeyeyecekler
Ama gözleri beni izlemeye dalmıştır değil mi
Bak uzandım artık
Benimlesin aslında, sadece bilmiyorsun
Ama söz sana kimseye söylemeyeceğim
Kendini sıcaktan koruyamayan bir çiçeğin
Altına yattık
O sararıyor, biz nefes almaya çalışıyoruz

Arabam yolun kenarında,
Her an binip gidebilirsin
Benim sahipliğim yok

Ya da yaşa benimle
Bizi gözlediği yerde
Geleceğin

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Ben Aşkımı Hiç Anlatmadım

Sen dediğimde
Sanıyorsun ki o “sen” benim aşkım
Evimin kokusunu bana bulayan
Kırılmasına dayanamadığım.
Ve sanıyorsun ki
Yakamoz ışıltısına benzeyen
Satır aralarım,
Perdelerine sinmiş gölgeliğim,
kışkıştmalığım
Onun için,
Hayır onlar senin.

Senin onlar
Gökkuşağı çemberinde
Nem olarak kalamayıp
Aktığın için
Ve değdiğinde yer üstüne,
Toprağın hissetmediğin çiziklerinde birikip
Birikip kendine katılarak, yaktığını bilmeden,
Oysa her su yakar toprağı senin gibi aktığında
Bilmeden, yuvasını, her şeyin
Böceklerin bile, kaplayarak
Aktığın için
Onlar senin,
Oysa sen gökkuşağı çemberinde
Bir nemdin, bir gözyaşı.

Ve ben hiç anlatmadım
Sana aşkımı

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:37 PM

Beni Sevdin Sadece

sevmedim hiç bir şeyi
bu kadar
yeni basılmış kitabın kokusunu severdim ben
bir de dizeleri beni anlatıyorsa
benim seninle
nevizade yokuşundaki adımlarımızı
hatırlatıyorsa


ne kadar kırılır yüreğim
asfalt nasıl da erir artık sen yürüdüğünde

ne var yani, ne yaptın ki
yeni yeşermiş çiçekleri döktün sadece
gece yarısı denizle ıslandın
gün ışıyana kadar ıslak

-sevmiyorum uykunu
benim yanımda
sen benim uykuma çok yakındın
gözlerinde gövdemin derin soluğu
benim gibi çırılçıplak-

ne var yani, ne yaptın ki
biraz çiğe bulanmış ben
tütsü kokan bir oda
anason sağan dudağım
elimi attiğımda
yastığımın altına
sarkan bir tutam saçak
saçların

ne var yani, ne yaptın ki
beni sevdin sadece

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Benim Hüznüm Hiç Mor Olmadı

yaşamımda hüznüm
hiç bir zaman mor olmadı
hüznüm hep hüzündü benim için
bulutlu günlerde gelirdi hep
bir de senin terkettiğin zamanlarda

mavi sevinçlerim de olmadı hiç, hissetmedim
hissetmediysem biliyorum benim kabahatim
sevinçlerimde sadece karşımdakine sarıldım
bir de sana, kendi içimde, sen gitmiş olsan da

yeşillerim, turuncularım, sarılarım,
erguvan rengim hiç olmadı duygularımda
ben bir tek gölge rengini severim
hani güneşe durduğunda
göremediğin senin kendi rengin

benim hiç renklerim olmadı
bir duygunun, bir dizenin,
bir insanın da rengi olmadı içimde
ne mor buhranlardı
benim buhranlarım
ne turuncu öfkelendim
ne de kırmızı oldum yaşamımda

saklanmak için perdeleri kapatıp
havayı karartığımda bile
aynı kaldı benim rengim
kitaplarım yakıldığında
hatta bana artık korku zamanı dendiğinde,
hatırla, keskin ışık altında
sorgulanırken bile
değişmemişti benim rengim
ve hatta yıllar sonra bana bunu yapanla
iki insan gibi karşılaştığımızda

hiç bir zaman hissetmedin,
biliyorum bana hep bildiğin
bir renkle sesleneceksin
oysa benim yaşamımda hiç bir zaman
mor hüznüm olmadı
hüznüm hep hüzündü benim için
bulutlu günlerde gelirdi hep
bir de senin terkettiğin zamanlarda

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Adam Rüzgarı Saçlarına Alıyor

(ben)

hissetmiyorsun,
oysa odada sesini duyduğumda
bu son nokta demişimdir,
kırık bir ses ekleyerek mektubuma
hissedip gelmeni istememişimdir
ve ayakkabılarımın arkasına basarak
ve hatta ıslık çalarak
hatta senin sevmediğin küfürleri
ağzımda ıslatarak
çekip gitmeyi bile istemişimdir

ve çekip gitmemişsem hissetmelisin

ve sen güzel adam, saçlarını
yaşamına bir leke gibi saçarak
başını rüzgarına değdirmelisin

(öteki)

-evet seninle buluşacağız
günün birinde
ama orada olmayabiliriz, ne ben
ne de sen
o an -

yanılmadım, kendine göre
hissettin buluşmayı

tamam
şimdi eline al saçlarını
parmaklarınla kıskıvrak
yakalayarak
-birden hatırladın değil mi
pencereyi açtığını? -
uzat ve dinle
dinle

dinle
bir adam
rüzgarı saçlarına alıyor

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir çakıl taşı kadar

“çakıl taşı kadar özgür olmak isterdim” dedi
ayakları köpükler içindeydi,
adı denizdi ve kendisinin içinde duruyordu
sonra köpüklerini ayaklarının üstünde bırakarak
çekildi kendisinden, sürüklenen bir çakıltaşını
avuçları arasına aldı ve onu birşeylerden kurtarmış gibi bana baktı
“çakıl taşı kadar özgür olmak isterdim” dedi

“onun kadar özgürsün” dedim
sürükleniyorsun ve farkında değilsin sürüklendiğinin
sadece istemeden yuvarlanmanın belirsiz bir acısı
zaman zaman hızlandırıyor yüreğini
düşünmek istediklerini düşünüyorsun
ama bunlarla yetersiz hissediyorsun kendini
düşünemediklerin bir çakıl taşı kadar doğal ve çekici geliyor
sen de doğal ve çekicisin
ve onun kadar özgürsün,
ancak bir çakıl taşının olabileceği kadar

-ah, seni denizinde sürüklenmekten çekip aldıktan sonra
bir başkasının gözlerine seni kurtarmış gibi bakmak istemiyorum-

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Deli (Muammer Çelik için)

özlemek?
hayır bu özlemek değil
sabahın topraktaki izi
ter, güneşte pişmiş
bir surat, sert ve diri

anımsa, gece ışıltısı düşerken toprağa
nasıl da huzurluydu
üstünde karıncalar gezinen uykumuz

anımsa, birbirimize sinirlendiğimizde
toprağı avuç avuç avuçlayıp
nasıl da fırlatmıştık gövdelerimize

ama hiç dokunmadık şiirlerimize

soğuk meydanda -anımsa sessizdi
ve kendisinden başka her şey aşağılayıcı ve hareketli- herkes atılmamızı bekledi
ve uyandığımızda... uyanmamıştı hiç biri..
özlemek?
evet.. yalnızlık, senin gibi..

sonsuzluk kendini tanımayanlar için
ben bir sona davet ediyorum seni,
meydandaki bir törene
kendi üstüne akan suya

şimdiye dek seni anladılar diye hissettin
merhaba yanılsama
oysa şiirlerin...
şiirlerin..
evet sensin.

özlemek?
hayır bu özlemek değil
ve evet
evet evet evet..

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Elinde Üç Parmak Bir elinde Altı

kolaylıkla geldi aramıza
zorla ve zorlanmadan
bir elinde üç parmağı vardı
diğerinde altı
birini kurşun parçalamıştı
diğeri doğuştan
açtı ama
duvarlardan sızan sudan
başka bir şey sunamadım ona
acı kımıldanıyordu karnında
açlık değil, ve su yüreğine iyi geldi
ısındı ve gece
uykusunun sıcaklığını paylaştı benimle
gözlerinde haz değil acıydı parlayan
onun şiirini yazarken
parmaklarını tam çizmemi istedi
ben de onun şiirini şöyle bitirdim
bir elinde beş parmak vardı
diğerinde altı
ikisi de doğuştan
ama doğuştan değildi acısı

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Gün Yeniden Gelecek, Bir Gün Hiç Beklemeden

bir gün yeniden gelecek
bir gün, seni hiç beklemeden
senin için çok yeni bir duyguyla
hep yaşadığım benim
güneşle henüz
tanışmadığı zamanda
o zamandaki sabahının

sen korkunu bile hissedemeden
sevgilinin kollarından alındığın bir gün,
uyanan kuşların keskin cıvıltısıyla
arka penceresinden
bindirildiğin arabanın
yüzünü dönerek bizi hatırla

üstündeki tozu üfle
seni anlatan şiirlerimizin
artık bizi
yaşamaya başlıyorsun

öyle gelir
bir gün, hiç beklemeden
bir gün,
yeniden

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Susuzluk, Bir Acı, Bir Yırtılma

bu karışıklığın bir çözümü olsa gerek
sayıklamalarım düşüncelerime karışıyor
cam gibi saydamlaşıyorum
insan gölgelerinin ardında
bir susuzluk
bir acı
bir yırtılma

bu karışıklığın bir çözümü olsa gerek
ışıltısında gölgesini getiren gözlerin
altında eziliyorum
ateş bir kedi gibi dolaşıyor
bacaklarımın arasında
bir susuzluk
bir acı
bir yırtılma

bu karışıklığın bir çözümü olsa gerek
sonsuzluk içimdeki sığlığa değiyor
derinleşiyor ve sınırlanıyorum
korku bir sinek gibi yapışıyor
tenimden fışkıran heyecanıma
bir susuzluk
bir acı
bir yırtılma

bu karışıklığın bir çözümü olsa gerek
çelişkilerim canlanıyor mağaramdaki çizili yerlerinden kurtulup
ıslanıyorum, akıyorum
anlarım bir düş gibi karışıyor
gerçekten kaçan suya
bir susuzluk
bir acı
bir yırtılma

bu karışıklığın bir çözümü olsa gerek
çatlaklardan güneş ışıkları giriyor
çözülüyorum, kırılıyorum
vücudum gölgemden kaçışan kertenkeleler gibi
koşuyor acıyla benden ayrılan karanlığa
bir susuzluk
bir acı
bir yırtılma

bu karışıklığın bir çözümü olsa gerek
susadığım, acıdığım. yırtıldığım yerimde
yarılıyorum
bu çözümün bir karışıklığı olsa gerek

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Şey Olacak

bir şey olacak

haberci
mendilini sallayarak
yalpalanarak yorgun ayaklarının
üstünde getirecek
sıradan bir insanınkine benzeyen çenesiyle
'bir şey olacak' haberini

ısınıp kendi suyuna dönüşen
kar gibi
ıslak, yani yaramaz çocukların
bacaklarını bağladığı bir kuş gibi sarsak
yani o biçimiyle uçarak senin korkaklığında
ama hissederek insanın kokusunu
yani seni ürküterek

çıplak koluna dolanmış bir bez
-belli ki yarası var-
kolunun elinde bir mendil
-belli ki korkusuz-
kendi müziğine bile kulak tıkayarak
şiire geri dönecek

bir şey olacak

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir şiir olamayacaksın -Sana yeni bir şiir yazacağım V-

'kendi mağaranda yaşama' dedim
fesefeye boş verdim böylece
duvar işçiliğine soyundu tenim
betonun suyuna sapladım kendimi

senin için dörtlükler yarattım, bu şiirde
dörtlüklere sığamayacağını anlayasın diye
yamuklar ve silindirlerden
vazgeçtim

ve senin için şiir olmamayı seçtim
şiirin ne olduğunu hissettirmek
istemedim bu şiir olmayanda
yastığının altına girmedim,
kendini kandırdığın yaşamına

düşüncelerin içinde çağıldamaya boşverdim
bir bülbül oldum bu şiirde
kurumuş bir ağaç dalında
adımı kerem ve aslı yaptım
bak neler dedim daha:

'kaderim sendin
acım oldun
nerdesin,
sensiz bir hiç oldum'

'merdivenin altına yuvarlandığında
kara kedi buldu seni
ve merdiveni yuvarladın'
(hayır bu bana benzedi, bu değil)

'zul oldu hayatım, çöldeki bedevilere döndüm
lal ile zal içinde, bir çadır içinde öldüm
terk-i diyar hissindeyim, senin ile oldum
yaralı bir geyik misali, seni kanım gibi sevdim'

başkaldırmayı bilmiyorsun
başkaldırmayacaksın -bunu istiyorum-
büyü seni almasın
havaya asılı kurşun tanecikleri bunlar
bir şiir olamayacaksın

not:
'şiir nedir? ' diye sordu
yanıt verdi, 'o benim'
sordu: 'ne zaman? '
yanıtladı, 'her zaman'
sordu, 'her zaman nedir? '
kafasını kaşıdı,' benim olduğum her yer'

ve sordu, 'sen kimsin, bir şiir misin! '

(sana başka bir şiir yazacağım)

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Tel Karanlık Ellerim

dalları girmiş penceremden
yüzüme dokunmuş sabah sabah
sabahta serinlik kokusu
sen, başın kollarında
gözlerin kabusa kapanmış
masum görünen
uykundasın
kısa gelmiş gecen
uyku girmiş pencerenden
dalları girmiş

- serinlik onun nefesi gibiymiş
bir serçe çırpınışıymış boynunda
derin siyah bakışlı gözlermiş
yüzüne eğilen:
“şşşt uyuyor musun? ”-

-artık unutulmuş bir akşam
birkaç adım ötede
ayak seslerimize dolaşmış sesin
yarılıvermiş hava
dudağımdaki sıcağın çırpınışlarıyla

ellerim uzanmış tutmak için
saçlarından bir tel karanlık, ellerim

apartmanın ay gölgesi
kırık, acı bakan bir göz ışığı
duvarların içinden geçen
yalnızlığının sesi
uzaktaymışsın-

(o kadar derin bir esneme ki bu,
boğulmuşum)

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Bir Virgül Bile Koymadım Senin İçin

tamam anlaştık
çok yalın geleceğim sana
bir virgül bile göremeyeceksin
bu duygumda
tamam
çelişkiyle inceltilmiş
bir cümle bulamayacaksın
satır aralarımda

kendi içimdeki tanrı ve şeytanı
saklayacağım senden tamam
yanılmanı sana saklayacağım
suçluluğunu öfkeni ve krırlganlığını

tek bir şey
hisset

senin hep keşke dediğin şey
ayakların çorabın içinde olsa bile
toprağın neminde kendini
ellerini ensende birleştirip
arkana kaykılarak kahkahalarla gülmeyi

düşmüştün
ayağın kaymış ya da bayılmıştın
ayağa kalktığında
ilk şaşkınlığını
ve üstüne bulaşan tozu
sana acı veren vuruşlarla tokatladığını

o ben sensiz olmak istiyorum
dedi ve gitti
ardından bakarken
içindeki sızıyı

üstelik biliyorum
çoğu kez düşündün kendini atmayı
balkonun demirliklerine ayaklarını
koyduğunu düşündüğün zamanı
o zamandaki kendini
sadece hisset

tek bir şey

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:38 PM

Birimiz Yanılıyor

satır aralarımı hiç gözden geçirmedin
aslında benim satır aralarım değildi onlar
belki de seninkilerdi
beni ilgilendirmiyordu hiç
ben topu atıp tutma oyunundaydım
kendi duvarıma
bir insanı anlıyordum yani o sıralar
sense okudun sadece, sesini yüreğin
gibi hissederek
vurguların da iyiydi yani
sesimdeki karmaşık imgeler senin gibiydi
senmişsin gibi algılandılar o zaman
ve yetmediği için satır araların
benim satırlarım gibi olmak istedin

ama hangimiz yanılıyoruz
ben yazmasını
bilmem ki

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Büyük Pusun Altında

damla şu büyük pusun üstüne

damla anlasınlar
onlardan daha büyük değil hiç kimse
damla anlasınlar
onlardan daha önemli değil hiç biri
ne gökdelenler, ne ışıltılı vitrinler
ne arabaların fazla üretimi
ne evimizdeki duvarın yeni boyası
ne televizyonların renklenmesi..
ah evet, heyecanlanıyorlar, hazlanıyorlar
ama damla anlasınlar
ne pusu delen sis ışıkları
ne saatlerin yeniden ayarlanması
ne çorapların yeni baştan giyilmesi
onlardan daha önemli değil hiç biri

damla yüreklerinin tam ucuna
orada tanısınlar bir daha kendilerini
damla yürekleri sustu bu sessiz uykuda
gövdeleri akmaz oldu
uzakları görmez oldu gözleri
elleri göğüslerine kavuşmuyor artık
parmakları açılmış, ayakları bitişik
çeneleri bağlanmış kalın bir iple kafalarına
ve bir ölününki gibi ilk yumuşaklığında kasları
damla, öksürük bundan iyiydi
yaşamak için uçan sinek olmak iyiydi bundan
küçüklük bile iyiydi, damla


damla, kuruyan göz pınarları dolsun artık
ağlasınlar, ağlayıp boşaltsınlar gövdelerini
gözleri yaşlarla buğulanıp neredeler baksınlar
nasıl alındı gerçek ellerinden
nasıl kırıldı kanatları büyük düşlerin
ve omuzları kasılırken titresin gövdeleri
kaybettikleri özgürlüğün anısı için


damla yatağında dinlenen gölgelere
uykularının en derin yerinde yeni düşler yarat
yeni düşler, yeni düşler
kollarını açarak ve gülümseyerek
yaşayarak uyansınlar sabaha


damla gözlerindeki cam kırığına
yeni anlamlar, o gözlerin beyinlerine
yeni gerçekler kat, yeni gerçekler
kendi zembereklerine eklemesinler hiçbir şeyi
görsünler nasıl başkaldırıyor yeni doğanlar
hiç izin almadan, tanısınlar
damla anlasınlar başkaldırmayı
öğret onlara düşlerine katılıp en derin uykularda.


bir cetvel olup ağrı tüm gövdenle
bir ucun kırık ortan çatlak olmalı
bir ekmek olup sancılan küçük boş midelerde
çaresiz olsan bile öğren parçalarına ayrılıp akmayı
hep bir yerlere koyacaklar seni, her zaman
- hatta sen, kendin bile olabilirsin
bu küçük aklınla bunu yapan-
durma koydukları yerde
taş yüreğinden, taş yüreğinden


damla damla damla
bir ana yüreğiyle açtım işte kollarımı
damla damla


('Dün Odasında Sesler Duydu' kitabından -1991-)

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Büyüyü Aldım Elinden

büyüyü aldım elinden,
artık yaşlanmıyorum
üstelik şarkılarını da hissetmiyorum
bak iğde kokusunu kendisine verdi

oysa ben, ya da bana benzeyen bir şey
sırf iğde kokusu için
belki dere yatağımda akıyordur hala
akıyordur, sen eminsen ben de eminim
üstelik senin söylediklerin
çamurlaşıyordur,
çamurum kıvamlıdır
o yüzden

büyüyü alıp elinden
kaç kere seslendim sana
düz, uyaksız
hiç bir biçime bürünmeden
-hah yalan söyledim,
gülerim buna
uyaklı yürürken bile uyaksızdım-

geçen gün,
gün son ışığını gözlerime sunarak
batarken, şiirleştim
sana ne söylersem söyleyeyim
sen ne söylersen söyle
bu oluyor
gün ışığı değdiğinde oluyor, elimde değil
gözlerim yeşilleniyor

onun gibi bir şey
ve unutma, uyaksızım

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Canım Hoşçakal

hoşçakal canım
küf kokusu kımıldanır
ellerimin dokunduğu yerde

canım hoşçakal
başa çıkamam ben
kırılmış buzlardan düşen
öfkeyle

bütün o çaba bittiğinde
kayalara rüzgarla vuran
kayığını kumsala çektiğinde
hırıldayarak dönen
pervane saplandığında
senin kum taneciklerine

-elin uzandı
oradaydı, dün akşam
yatağının yanındaki yatakta
çığlıklar atarak seni uyandıran-

alacakaranlığa biraz kala
bütün o çaba bittiğinde

sevgim kalmak değildir
seninle

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Çayda Saat

aynı anda
hem geçmişindeki kendin olmak
hem burada..
sakalından bir kırçıl damladı,
sorular çenesinden, rahat durmazdı
yine saati sorardı burada olsaydı çizgileri,
bilirdi senin çayı sevdiğini
çenesinin altına bir silah dayalıydı
o zamanlar
sanki ağlıyordu.
gürültüyü duymadılar.

anımsıyorsun
senin ellerin de vardı
gövdesini taşıyanlar arasında

zaman çay içtiğin o zamandı
geçmişinde
çabuk unuttun
silahını da
onun yanıbaşına
bıraktın

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Çıktın

ah, sana yazabilsem..

sabah saati, kapıdan çıkıyorsun
dudağından bana uzattığın bir gülümseme.
kapının aralığında eteğini dalgalandıran esinti

çıktın
sokak simitçi sesiyle dolu
bende yorgunluğum
sende bacaklarının hoş seğirtmeleri
geriye dönüp gülümseyen bakışın

gidebilen ben olsaydım

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Çıldırmış Bir Ressam Saçlarındaki Rengi İşliyor

çıldırmış bir ressam
saçlarındaki rengi işliyor
ince ince
bir yağmur kokusu gibi
seni içmesi gibi ellerimin
yaşaması gibi
ressam çıldırmış
seni çiziyor önündeki boşluğa
sanki gözlerim seni görüyormuş gibi
susadıkça, yanıbaşımda duran rakıdan
seni içiyormuşum gibi
senmişim gibi
ince ince
saçlarının rengini işliyor
sanki seni seviyormuşum gibi

ve unutmuyor eklemeyi
bakışlarından
gözlerinin altına inen gölgeleri

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Çocuksun bilmiyorsun...

kısa bir zaman sonra..
kanatlarımı isteyen aynı gözler..
çocuksun, bilmiyorsun.
uzak bir yerden hissetmiştim sesini..
gelmiş miydim? ..
o zaman da böyle miydi,
gözbebeklerin,
oradaki boşluğun
gırtlağımı tıkayan soğuğu
ve şaşılası bir 'artık direnme bırak kendini' diyen
sıcaklığı kokunun.
ya sen, istemiş miydin? ..
bir gün
kısa bir zaman sonra..
ah çocuksun. çocuk..bilmiyordun..
uyandım, yanındaki kırışmış çarşafta,
senin yastığına yakın..
düştün..

ya kanatlarım? .. ya kanatlarım? ..

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Çok Güzel Bir Söz Vardı Dilinde

çok güzel bir söz vardı dilinde
uzandı ağzıma bulaştırdı sonra
ağzımın kenarından sızan bir öpücük oldu
gövdeme yayıldı
amansız değiştirdi beni ve duygularımı
sonra bir kapının ardında gibi durdu
elini uzattı
yaşayalım dedi
kapı benim için bir korkuydu
ama yaşamak için yanına gittim
eli daha şimdiden elimdeydi
ve kendisi içimde
yeni gövdemin ve duygularımın yanında
yorulmayan bir ırmağa dönüştü
ve sabaha kadar dansetti benimle

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Çok Hırçındın Çok Çıplak

ne yapacağım ben…

bir esinti gibi
vücudunu okşayarak uzaklaştı
gülümsemen
çok hırçındın, çok çıplak
hissediyordum, çok tedirgin
gözlerin, simsiyah yakınlığını
uzaklaştırmak için
aşağıda bir yere bakıyordu pencereden

ah küçük kız
sen köşedeki mumu yakmaya gittiğinde
farketmedin, ben yatağımda dönüp duruyordum
umutsuzluğum yaz akşamı gibi
nemli bir sıcaklık bırakarak
akıyordu avuçlarımın çizgilerinden

sen ağlıyordun
mum ışığı
parmakların söndürmeye hazır
ama sadece ağlıyordun

uyku iyi bir dost olurdu şimdi
belki sarhoş olmak
gücümü aldın
ne yapacağım ben

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Daha Ayrık Otların Temizlenecek

ne yapayım
sen öyle söylemiştin
yani sevdiğini
kumulun bir çamur gibi
ayaklarını ellemesini
hem de göğüslerini okşar gibi
sen öyle söylemiştin
suya benziyor demiştin

suya benziyor
evet suya benziyorsun

tıp tıp tıp
kum taneciklerin damlıyor

daha ayrık otların temizlenecek

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Dansetmelisin

çekmece çok ani açıldı
ve çarptı kendi gıcırtısıyla
acıyla doğruldun, dizindesin
dirseğin masada..

tortulu bir çay bardağı
çakmak turuncu renginin üstünde duruyor
güzel, bu rengi seversin
bir şey daha var
ışık ve perdelik.
uçuşan toz taneleri
parmağına konamayacak kadar narin
ve evet masanda yeni dağılmaya başlamış
gün ışığının rengi gibisin
evet tahtanın ince damarlarından fışkıran
su ışığı
ve evet evet
dansetmelisin

-danset cumhur-

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Dianisos

(Bir Dianisos gecesi. Parantezlerde kalabalığı susturan duraklamalar yapıyorsun. Parantezi bitirdiğinde vücudun ve ses vurguların harekete geçiyor ve yine parantez. Duraklamayı hissetmek ustalık ister. Ustasın. Bu senin için yazıldı.)

'bunun böyle olması gerekmiyor mu! ..'

('bir şey', anlatan duraksar..) -bir içses- sordun..sırtın duvara dayanmış.. iskemlen yan duruyor, farkettim.. kolun yanına yaslanmış.. arkanda, kopyalanmış dışavurumcu bir resim, hafif eğrilmiş üstünde yeni boyanmış duvarın..bir soru yok burada..

'evet ve hayır'

('bir şey', soran duraksar...) -bir içses- kararsızlığım... ve sen hissettin..yıpranmış, ipliklenmiş paçalarının altında titredi ayakların, farkettim..kararsızlaştın.. önünde birkaç kübik surat, kendine güvenin arkandaki sessizliğe yaslanmış.. bir yanıt yok burada..

('birçok şey', duraksama duraksar) -hiçbirşeyin sesi- bir soru bir yanıt hiç olmadı burada..burası yaşanmadı..

(...birileri yüksek sesle kitaptaki satırları okuyor..duraksama yazarak izle onları..)

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:39 PM

Dipnot

sayfanın altına bir dip not... sen yazmışsın, ben okuyorum..

yorgunum.. anılarım sırasını beklemiyor.. yataktayım, ateşli bir hastalık.. ateş her yerimde.. sen ağlıyorsun.. yanıbaşımda..başın omuzuma düşmüş.. omuzum terlemiş.. hadi öp ve git.. uyku beni alsın.. öp ve git.. karların arasına sokulayım.. yumuşaklık çığ olsun.. karanlığı sevsin gözbebeklerim.. kuytuya büzülmüş bir çocuk gibi ağlasın... sessiz.. hıçkırığının sesinden sakınıp.. öp ve git.. dudakların karanlık olsun..sayıklama bir çığlık.. gidişin bilinmesin..yorgunum...

sayfanın altında bir dip not..
ben yazmışım..

Cumhur Boratav

GooD aNd EvıL 04-13-2009 05:40 PM

Dizelerimi hissetmiyorsun

kapat gözlerini
dizelerimi bir kere de öyle dinle
hiçbirşey beklemeden
sana ne anlatacağımı düşünmeden

kapat gözlerini
duymanı istiyorum bu müziği
aklımı başımdan aldı
aklını başından almasını istiyorum

kapat gözlerini
görüp kendi gerçeğinin dünyasına dalma
başka bir gerçeği yaşamanı istiyorum
orada benimle beraber huzursuzlanmanı istiyorum
kaçmanı istemiyorum bu sıkıntıdan
benimle beraber
yoldan geçen
sıradan insanın adımlarına karışmanı istiyorum
soluğundaki oksijenin tadına varmanı
parmaklarının başka
bir insana dokunuşundaki tılsımı farketmeni
ve susayışını hissetmek istiyorum
kendi kuracağın bir yaşamı

kapat gözlerini
açacağın zamanı senin söylemeni istiyorum

Cumhur Boratav


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:09 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.