www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Rıfat İlkaya (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144259)

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:55 AM

Rıfat İlkaya
 
Acı Haber

Güller derdim demet demet, beyazdı,
Yar bana gurbetten acı bir haber yazdı,
Yüreğim sızladı, ağrılarım azdı.

(Perşembe,24.12.1998)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Ağladım Sönmedi Ateşin

*******imi sana ayırdım
Yıldızlara bakıp seni göreyim, diye
Her şey karanlıksa bile
Bir sen varsın ışığıma ışık veren;
Mehtabın ahbabı gözlerinle
Denizler kadar güzelsin,
Mazinin sandalına binip de
Geçmişe doğru küreklediğimde
Anlamsızlığa saptığımı görürüm hep,
Bir sen varsın ışığıma ışık veren
Ağladım sönmedi bile ateşin.

Kimi acılar puskun olur
Kimisi yorgun,
Zehir gelir dostun olur
Bir kerecik gülemezsin.
Ağladım
Ve ağlıyorum,
Şu ıssız odalarda
Hala seni özlüyorum;
Seni *******le, yıldızlarla
Seni mehtabınla seviyorum.

Hergün seni söyleşiriz;
Başını göğsüme koyduğunda
Kalbimin sesini duyacaksın...

Ağladım sönmedi bile
Kalbimdeki ateşin.

(Pazartesi,16.08.1999/02:15)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aks

-authantic crash after the dream-

aynamdaki aksım
gözlerime düşmüş
yüreğim
ağzımda şarkılarla
nağme nağme
suskunluk notaları
haykırışlarımla coşmuş

bir gece
gece o gecedir
kayan bir yıldızı vardı
baktım suretim donuk
gözlerimde
geceden bir ben kalmışım
sönen meşale
sancılar çarşısındaki yüreğim
ve adı belirsiz şarkılara
kapı açtığım kulağımmış
o gece
suskunluk vardı bende
masumluk
isyanlarımı kültablasına
basan parmaklar
ve aynamda nem
nem var dedim
nen yok öylesine
öyleyse bu suskunluk niye
doğuştandır
ölesiye

şafak söksün bir hele

kapılar
tırmanılmaz duvarlarla mı kilitli
ağlar
balıkların hücresi mi
siyah mı her zaman siyah
yoksa seçicilikten mi
niyazın gülmek mi
bitab ve bedbinsin
susma
küsme
zehrin çoksa da tut
mezara götür
orda temizlenirsin
buraya sakın kusma

susma
aynan haline
bırak gülsün
gülümset kendini sen bir bülbülsün
gülümset kendini
en ak güle değersin
gel bak ne de güzelsin

aynamda gün ışığı
gözlerimde neş'e
sabah böyle olurmuş

(Mayıs-Eylül 1999)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Alev

Sen bir çiçek,
Sen sevgi deryası,
Parmaklıkların ışık sunan noktası,
Kavrulup yere çöktüğümün takvimlerinde
Savrulup göğe uçtuğumun duası;
Zehrimi içmen için geldim,
Açmaz mısın?

Düşler diyarında gözünle konuştum,
Hisler diyarında gönlünle konuştum,
Sevda diyarında aşkınla konuştum;
Seni diri istedim ben,
Açmaz mısın?

Liğme liğme yüreğinde dolaştım,
Nağme nağme kulağında dolaştım,
Pare pare lisanında dolaştım;
Ateşin kısık dediler,
Açmaz mısın.

Okyanusların ürktüğü tufandan geldim,
Ağacın küllendiği yangından.
Ben geldim, toprağın bittiği cihandan!
Yanıp yanıp sönen manadan;
Derinden çıktım da geldim,
Açmaz mısın?

Bir demet gülsün bahçende, fidan;
Bir cihan aleviyle geldim,
Açmaz mısın?


(04.05.1999)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Alma Benden Kendini 1, 2, 3

Bir feryat kopsa içinden,
Bir ceset görmüş gibi,
Bir beden çürümüş gibiyse
Bir sevdadır bunu eden.

Alma benden kendini,
Sakın, öldürme beni!

İki dakika düşün o an,
İki candır ortadaki.
İki kalbe aşkı yazan,
İki bebektir gözlerdeki.

Alma benden kendini,
Sakın, öldürme beni!

Üç yıl gibi gelir
Üç dakika yokluğun,
Üç saniyede öldürür
Üç yabancıya gülüşün.

Alma benden kendini,
Sakın, öldürme beni!

(1995-1996)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aradım

Az yer dolaştım
Çok şeye ulaştım
Seni unutamadım
Yad ellerde
Başka yar bulamadım

Senden güzelini aradım
Uyduramadım
Başkalarına benzettim
Tutturamadım
Yad ellerde
Başka yar bulamadım

Gözleri siyahtı
Kapkara ve çekik
Saçları da siyah
Teni esmerdi
Boyu yetik
Sana benzettim
Olur sandım olmadı
Bu boşluğun dolmadı
Yad ellerde
Başka yar bulamadım

Başkasına baktım
Narıma yaktım
Önce koştum peşinden
Sonra onu bıraktım
Kendimi aldattım
Veya ben öyle sandım
Usandım
Yad ellerde
Başka yar bulamadım

Göz uzak olunca
Gönül de olurmuş
Bu sözden yola çıktım
Yanıldım
Seninle tokmuşum
Sensiz acıktım
Aradım seni
Aradım
Yad ellerde
Başka yar bulamadım

(1996)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Armağan

Yalnızların yaşadığı ıssızlıktır benimki de
Ne vakit bir sigara yaksam
Dumanı dostça sarar ciğerlerimi
Kimbilir fırsatçıdır
Kimbilir masum
Kimbilir duman duman
Ve benim gibi bilir ezildiğini

Çok üzgünüm demek
Eski mutluluklarıma ihanet değil
İkiye bölünmüş bir resmin
Kültablasında yakılan parçasıyım
O günler dolu doluydu
O günler huzurdu
Kimbilir fırsatçıdır
Kimbilir masum
Kimbilir eskimek de vardı
Kimbilir duman duman
Bir albümün sayfalarında

Mevsimler devriliyor tepemden
Yıkılıyor ümitlerim bir daha
Kimbilir bitmek de varmış
Sıram geçti yolumu yeni nesle bıraktım
Kimbilir fırsatçıdır
Kimbilir masum
Kimbilir duman duman
Yeni kuşak savaşır
Ve benim gibi bilir ezildiğini

(Cumartesi,15.01.2000/00:35)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aşk Sensin

Yine düşündüm sahili...
Deniz dalgalanıyordu, sen vardın aklımda,
Sular coştukça 'Sensin! ' diyordu,
Derya senin için dalgalanıyordu...
Altımda kum,
Sıcağı yakıyordu, 'Sensin! ' diyordu.
Üstümde güneş,
Senin için parlıyordu, yansıyordu denize,
'Sensin! ' diyordu.

Kalbimde sen,
'Sensin! ' diyordu, 'yanıma gelsen...'
Yanımda düşman,
'Hain...' diyordu, 'beni görsen! '
Kördü gözlerim,
Sağırdı kulaklarım.
İkisi de ' Devamız Sensin! ' diyordu.

Güneş batarken, aşkım solarken
Beynim 'gitsin' diyordu,
Kalbim yolunu bilmiyordu
Ama
Ruhum 'Sensin! Sensin! Sensin' diyordu,
Beynim bir silah aldı eline,
Kalbimi taraftar etti kendine,
Haykırarak 'kes, bitsin! ' diyordu,
Vurdukça silahla ruhuma
Ruhum 'gel, sev, Sensin.' diyordu;
Mahkum olmuş sana bu ruh, bilmiyordu.

Ruhum rencide,
Kalp sessiz...
Beyin nefrette...

Beden sensiz,
Ruh sensiz.

Seni isteyen:
Aşk dolu ruhum, garip kalbim, intikamcı beynim.

Hepsi bir arada,
Karanlık bir sokakta, kimsesiz.
Tek durakları senmişsin;
Yoksa adressiz...

(1996-1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aşk Tezatı

İçiyorum yokluğunu, kırdığım kadeh sayısız,
Biçiyorum ektiğimi, kaç dekar tarlam kayıtsız,
Arıyorum benliğimi, sensiz ruhum kimliksiz,
Veriyorum hesabımı: seni terk eden benliğim kişiliksiz.

Bekle, geleceğim, sözlerini maziye sattım,
Çok seviyordum seni, şimdi ise bıraktım,
Bırakmazdım asla, sen bıraktırdın,
Madem sevmeyecektin niye umut bıraktın?

Çek git, çek git etrafımdan, unutana kadar,
Kes ilişkini çevremle, yaşantımı çerçeveleme,
Sendin çerçevem, camım, resmim; aşkım ve canım,
Gittin kırıldı kalbim, çekil, kırmayayım!

Yokluğun beddua ettiriyor, eski sevdiğim, benden yana,
Eskiyor hayalimdeki gelinlik giymişliğin, yakışmıyor sana,
Yakışmıyor gezmen, tozman, eğlenmen ben olmadıkça yanında,
Varsayımlar günahı bana yüklüyor hala, kişilik kimde ya?

Kusura bakma, kalbim istemese de tutacağım aklımın sözünü,
Bırakacağım geçmişi, yansın ruhum aşkından dolayı, dinlemeyeceğim özümü,
Daha kırılacak çok kadeh var, öz bağında toplayacağım üzümü,
Sen vermedin ya gerçek aşkı, bulacağım ve ona harcayacağım ömrümü.

(1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aşk ve Acı

Aşk, aşk olalı
Bunca güzelleşmedi bir gönülde,
O kadar çetrefilin içinde
Kurumadı çeşmesi,
Yüreğim kavgalarla/doludizgin susamış,
Her şeye kapanmışlara düşman göğsümde
Acılardan kurtulamam/lakin tozdurmam sevgimi
Siper kuyuları çökse/çökse bile tepeme.

'Vah! dedim, zamanı değildir,
Bu ne saygısız dalgı!
Zırhlanmış, şahlanmış, üstüme gelir
O amansız silahlar,
Başımı kaldırsam keser, acımaz, dağlarlar;
Eğsem... Eğmem, sevdamdan, başkasına ki
Susamış.../kendine/çöl görmemiş aslanlar.
Bir aşkım var yüce mi yüce
/Kimse sezemez olmayanıyla/
Görse, utanır, büyüklüğüyle övünen
Derin okyanuslar,
Gözümden çekilmiş,
Kalbimde saklı aşkımdan.'

gözler güle, acılar bite!

(Pazar,02.01.2000/00:35)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aşkamlar

Kapanmış gökyüzü ışıklarıma,
Hürmet mi nefret mi bu ilk akşamlar?
Özlemin tırmanmış omuzlarıma,
Sevmekten söner mi yanık akşamlar?

Dalgalar durulsa hasret durulmaz,
Durağım sorulsa adres bulunmaz,
Yaralar sarılmaz, kat'i onulmaz!
Çaresiz kıvranır verem akşamlar.

(2)

Umuda bir ışık ufuklarında,
Ufkun hangi dağın doruklarında?
Sanki güneşin kaygısızlığında
Kabarır da bitmez ecel akşamlar.

Açılsa gökyüzü aydınlığıma,
Koyarım hep, yar, ben seni başıma,
Nefretini de basarım bağrıma,
Aşkıma aşk katar güzel akşamlar.

(Çarşamba,08.09.1999/02:53)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Aşkım

Bakma n'olur yüzüme, güzel,
Beni kor ateşlere atma,
Kül olmuşum yana yana zaten,
Beni sev seveceksen, unutma.

Sev beni ben de seni seveyim,
Ver kazmayı, dağları deleyim,
Aşayım yoları ardıma bakmadan,
Karışayım kumlara, çöllerde gezeyim.

Bir endamına bin çalım atayım,
Pembe mendiline zil zurna sarhoş yatayım,
Göğe uçayım, denize uzanayım,
Aşk pazarında sana canımı satayım.

(1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Atışma

Siz, ey, Zeki İşbilen!
Elinden her iş gelen,
Kopuzunuz kırılır
Karşınızda ben varken.

Fırsat verin sınıfta
Biraz ders anlatmaya,
Çok çalışırız hergün
Boş ders bulup kaçmaya.

Dersleriniz muhteşem,
Açılır her neşem,
Unutmam asla sizi
Kurtulup da gidersem.

Boş dersiniz olmasın,
O da bizi bulmasın,
Aman ters anlamayın!
İzniniz az uzasın.

Buyrun biraz siz yazın,
Paslı kopuz çıkarın,
Naz yaptım bir an size,
Fırsatı sizde cazın.

(1997-1998)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:56 AM

Avare Ayaklarım

avare dolaşır
ayaklarım

sayıklarım
sen sen diye
gelsen görsen diye

bu gemi nere yanaşır

düşünür düşünür ağlarım
bilmem ne olur
yarınım

boş yere dayanır yaşarım

söz bilmez öz bilmez
durup durup kaçarım
sevmeyi iş bilip
ora bura koşarım

sevdiğime susarım

avare dolaşır
ayaklarım

sevsin diye sevdim
gülsün
sevdiğime yaraşır

ben diyarı koklarım

bilmem niye şaşarım
her yandan haber gelir
duymadığımı duyarım

sensizliğe kayarım

avare dolaşır
ayaklarım

sileceğimi yazarım
yarimin eli yakar

varıp kimi okşarım

avare dolaşır
ayaklarım

zannetme ki kanarım
sinir tutar içimi

kafam yine karışır

avare dolaşır
ayaklarım

seni sever yanarım
bugün olur yarın olur
yüreğini duyarım

aşk maziye karışır

dün gibi bugün gibi
avare dolaşır
ayaklarım

(Pazartesi,15.06.1998/00:05)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Bahar Gülü

Sonbahar rüzgarı kanım nasıl kaynıyor,
Taze yapraklarım dökülür kurunun yanında,
Bir kırıntı aşkım sökülür gururun yanında,
Bitmem ben asla, köküm gövdem yaşıyor.

Diyar diyar rüzgar, sokak sokak yaprak,
Her şehir rüzgarlı, bütün yollar kurumuş.
Bir ben varım yokluğundan yorulmuş,
Sen, bahar, gidince beyaz bana kalacak!

Bana bir bahar çiçeklerin açtığı,
Ne arkasındaki fırtınalara ağlayan
Ağlayıp ağlayıp da ne yakasını yırtan;
Bu bahar olmalı ki gönüllerin taştığı...

Seviyorum bir gülü ilkbaharda açan,
Seviyorum ben onu, tertemiz.
Yüzüm fırtınadan kalma yılmaz bir beniz,
Kalbim bahara kollarını sonsuzca açan.

(Pazartesi,13.10.1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Baharı Bahane

elimde ne sen kaldın
ne de tatlı hatıran var

gülü veren gülistansa
laleyi lalezar
her bahçe ayrı kokar
her çiçek bir diyar

ne kış girmeli zara
ne de mağribi bahar

duyardım bahçeler
eskiden hoş imiş
çiçekleri ağacı
suyu toprağı yemişi
ekilişi biçilişi
dünyalarda yok imiş

dinletemedik
coştular aman dost
sen ek bizi sen biç
bu bahçe ski bahçe
bu bahar eski bahar
bu diyar inan ağyar
gel bizi al bizi
bir kuruduk zarda
çatlamadan sula bizi

bilemediler
bilmiyorlar
bilemezler
gelseler girseler
şu bahçeyi görseler
en güzeli seçseler
en güzeli sevseler
çiçek diye çiçeği
ağaç diye ağacı
meyve diye meyveyi
ayırmadan sevseler

yok yok yok

elimde ne sen kaldın
ne de tatlı hatıran var

kokmuyor her bahçe
inan kendi dilince
tutmuyor elim
tutamıyor
çiçek yüzlü baharı
kesildi ayağı kırıldı o zaman
ne bahardı ne de yaz
püskürüyorken ayaz
dünyayı tutan belim
sardıydı ya herkesi
sonu olmayan elim
işte herkes ağlarken
bize sevinen
ardımızdan yuh çekip
zehirler saçan zaman

ne kış girmeli zara
ne de mağrib-i bahar

çiçeklerin çiçeği kim
ya çiçeği çiçek eden
eğer bunu bilmezsen
kalkıp onu sevmezsen
çıktın da gittin hadi
dönüp geri gelemezsen
çiçek şahı küsüverir
çiçekçi seni eziverir
bakılmaz yüzüne
bir de tükürürler üstüne
-hem gül bahçen hem el bahçen-
ne yaparsın ne edersin
inan beni üzersin
gel bahçeni bil
gül bahçeni bil
öl bahçeni bil

bilmem nere gidersin

gülü veren gülistansa
laleyi lalezar
her bahçe ayrı kokar
her çiçek bir diyar

zor değil
tekrar gerçeği bulmak
koşarcasına coşarcasına
eski dostlar misali
boyunlara sarılmak
sıra sıra gelince
sevip sevip hem korkmak

kalsın elimde kalsın
payım olan ne varsa
bahçemi çiçekli
ağacımı meyveli
isteğimi geçerli
beklentimi ümitli koyun
aradan zaman geçse de
girmesin hiçbir yabani
sahipsiz -sandıkları- bahçeme
ellemesin
ellemesin hey çiçeğime
ben de küserim sonra
ipsiz sapsız otlara
süzülürüm habersiz
bozuk bostanlarına
alırım bahçemi alırım
güllerimi yollarımı
sonra çiğner gelirim
çürümüş saplarını

sabır sabır sabır

ne kış girmeli zara
ne de mağrib-i bahar

(Cumartesi,21.03.1998/01:00)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Bana Temiz Gel

Bana temiz gel, doğduğun gibi,
İçindeki saflığın varlığı gibi.

Asil duygularını silmesin kötülük
Cihan gibi değişen kalbinde,
Çiğnenmesin özgürlüğün, alınmasın hayallerin,
Yönetilme, düşmanına bırakma kendini,
Girme hastalığa,uzaklaşma uygarlığından,
'Ben' i ara 'ben' i unutma,
Satma kendini, satma!
'Dolar sizin, Mark sizin.' dedirtme,
Aslını bul!

hatırşinas ol, doğru yaşa,
Seni bu güne getirenleri sev,
Geri alma verdiğin sözleri,
Su katma bir daha, pişmiş bu aşa,
Amacını söyle, arzın nedir?
Bugün için mi yaşıyorsun?
Sinemayı sever misin, ne tür kitap okursun?
Bize yabancı olmasın, sanatta tarzın nedir?

Dünü unutma! ...
Haberin var mı az sonradan?

İnsanlık için, insanlar için
Herşeyini herkesle paylaş,
Kuralları aşma.

Yardımcı ol, dilek tut,
Dertleş, saldırma, korkma.
Geri dön, ilerle ve durma;
Girdinse yola, gel yanıma.
'Ben' de budur ruhunda!

İşte böyle gel, olduğun gibi,
Ruhundaki saflığın varlığı gibi.

(Çarşamba,17.09.1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Başaşağı I

Kupkuru duyguların ıslaklığında
Bir damlacık nem dolusu yangın,
Zifiri *******in aydınlığında,
Çekirdekten semaya günaydın!

Günaydın, ilk darbelerin son hedefi!
Uğul uğul afetler ve en yavaş ışık hızı!
Bu havalar hem açık hem sisli,
Unuttum uçarken yoldan kaldığımızı.

Uyan gönül, bu dümdüz yol arapsaçı!
Bu yağmur değil, değil bu güneş!
Mutluluksa eğer yaşadığım sancı,
Ben yanlışım; lakin herşey güne eş...

Kupkuru günaydın gece yağmurlarına!
En doğru hata: Ben ve biz.
Bu ovanın labirent topraklarında,
Alim doğmuşuz, birşey bilememişiz.

(Salı,15.06.1999/00:05)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Başaşağı II

Sevmeyi kendim öğrendim,
Hissettiğim gibi, ölmeyi.
Bir duygu seline kapıldım
Ki
Kazdım kendi elimle kendi çukurumu...
Kazdım kendi elimle kendi çukurumu...
Ki
Bir duygu seline kapıldım.
Hissettiğim gibi, ölmeyi.
Sevmeyi kendim öğrendim

Bir adi kelimeyi bölmüşüm bine,
Gelmedi gelmeyecek yine!
Yandığım kadar sevdim,
Sevdiğim kadar gittim,
'Ey koskoca köyün Ulu Sahibi! ' dedim,
'Gözlerimi fersiz bırak ama... lakin onu kör koma,
Kapat onun yolunu benden başkasına'
Dedim, denmez olsaydı 'sevda' denen,
Yandım ki küllerim ta güneşe savruldu
Yandım ki küllerim ta güneşe savruldu
Dedim, denmez olsaydı 'sevda' denen,
Kapat onun yolunu benden başkasına'
'Gözlerimi fersiz bırak ama... lakin onu kör koma,
'Ey koskoca köyün Ulu Sahibi! ' dedim,
Sevdiğim kadar gittim,
Yandığım kadar sevdim,
Gelmedi gelmeyecek yine!
Bir adi kelimeyi bölmüşüm bine.

Bir ışık vardı önümde, aşkla yanan
Masum bir yüreğe kurban,
Şimdi, sevda masalım.
Gel, sevimli goncam
Dur, sevimli goncam
Dön, sevimli goncam
Git, sevimli goncam
Şimdi, sevda masalım,
Masum bir yüreğe kurban.
Bir ışık vardı önümde, aşkla yanan.

Yalnız sevgi mi kalır gönlümde,
Aşk, denen dünyam vardı,
O aşk alındı elimden,
Dindi rüzgarım ebedi.
Dindi rüzgarım ebedi,
O aşk alındı elimden,
Aşk, denen dünyam vardı,
Yalnız sevgi mi kalır gönlümde!

(Salı,22.02.2000/01:45)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Başaşağı III

Geri dönmüyor zaman...
Dönmüyor sevdalar, sevdalılar;
Resimler terk edilmilş, rüyalar sapsarı,
Alem tersine döndü, aynalar asude:
Ayak ucumda asuman, başım toprağa erik.

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Ben Dedim

'Ben, dedim, kapı...'
'Yok, dedi, imar...'
'Ben, dedim, usta...'
'Ben, dedi, mimar...'

'Gel, dedim, gidelim.'
'Dur, dedi, kalalım! '
'Ne, dedim, yapalım? '
'Hiç, dedi, duralım.'

'Vur, dedim, kapıya! '
'Dokunma, dedi, yapıya! '
'Sabır! ' dedim, bıraktım,
'Şimdi, dedi, kazandın! '

(1998)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Ben Değil Hayallerim ve Sen

Zaman su gibi...balık gibi...
Zaman kuşlar gibi uçup gidiyor avucumu açtığın zaman,
Kelimeler kıskanç veya vurdumduymaz
Ve yetersiz,
Cismin süvari, dört nala, benden öte,
Yangına sel olamamış yüreğim hapsinde;
Ey güzel canan, mavi gözlerimde bir düş var ki
O, ben değilim,
Hayallerim ve sensin.

Sessizliğim senelerimi tepiyor,
Yıllar yıllara karışınca saçlarımda aklar,
Dönmeyince kollarıma, sert sert davullar vururken,
Bana şakağıma dayanmış silahın tetikçisine bakmak düşer,
Bir de gözlerime dalgınlık, teflerle sektiğimize dair,
Sular bulanmaya, hava bulana haşmetiyle,
Ey güzel canan, mavi gözlerimde bir düş var ki
O, ben değilim,
Hayallerim ve sensin.

Ağlama beni böyle gördüğün için resimlerde
Günler rüzgara takılmış,
Üflenerek gelir bize asırlar,
Yerler de kükreyecek, gökler de;
Bir gün güneşe sarıldıkça donacağım bir karıncanın dizinde,
Belki de kalbine damlayan son kan ben olacağım
Belki gözlerinden akmayan yaş!
Ey güzel canan, mavi gözlerimde bir düş var ki
O, ben değilim,
Hayallerim ve sensin.

Bir serçenin kanadı dünyaya çarpacak,
O anda gireceksin kapımdan.

(Cuma,30.07.1999/04:00)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Beni Buldu

Sustun...
Kelimeler de sustu, yutkunarak.
Ben de seninle ağladım *******ce,
Devran buğday değil ki öğütmeye veresin,
Asaleti asilik mi çiğnedi
Yoksa sükuneti muhabbet mi kalemini?
Hüsran zindan olmadı çizgilerde,
Vuslat hasılsa, hayret, derinlerde!
Bir sükut ki, canan, acımasızca;
Nerde ağı varsa, Sen* oldu,
Beni buldu.

Yıldızlar sönüp düşer mi göğüslere?
Şavkın ziyan ile harman, dönüşlerde,
Ararsan,
Ham meyva misali, bahçelerden
Nice çiçekler de açmadan vazolara intikal...
Ne desem Sen sustun,
Gönül boş ve emelsiz;
Nerde ağı varsa, Sen oldu,
Beni buldu.

Cesaret çeyiz istemez feleğe
Ve bir sohbet ve bir kelime,
Doğmadan gün
Koşacaksa kısrak sahillerde,
Bir bohça nizamı, at üstünde,
Sürmelidir enginlere:
Cümlemiz cihanı sarmalı zamansız,
Uzanmalı eller nesillere.

Ve lakin sustun
Ki herşey tutsak;
Nerde ağı varsa, Sen oldu,
Beni buldu.

Şiirin yazıldığı tarihlerin kısa bir süre öncesinde Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN okuduğu bir şiir nedeniyle hapishaneye (Kendisini bütün bu olumsuzluklardan tenzih ederim) alınmıştı. Sadece ve bizzat o hislerle ve O'na ithaf edilerek sözkonusu tarihte hazırlanmıştır. Diğer şiirlerde olduğu gibi bu ithaf şiirin müsveddesi de elimde mevcuttur...

(Çarşamba,04.08.1999/02:07)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Beni de Al

Birgün ölüm kapımı çalarsa
Şaşmayın,
Sebebini sormayın.

O yar ki beni benden alan,
Sevgisiyle boğan,
Dünyaya doyan.

Ah, ölüme koşma bensiz!
Kalırım kimsesiz,
Ne yaparım sensiz.

Geleyim mi seninle
Gideceğin yerlere?
Tutuşup da elele.

Beni de al! Beni de al!
Ruhumla, gel, diye.
'Haydi, gidelim! ' diye.

Sen neysen ben de oyum,
yaş değil gözümden
Dökülen kırmızı suyum.

(Salı,23.12.1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Benimle Ol Yeter

Sevgi sınırı silmektir,
Fersahlardan geçmektir,
Maşuk yerini bilmektir,
Yarim benimle ol, yeter.

Seni sevmek mürüvvettir,
Aşkın bahçemde çiçektir,
Bir gül bülbüle gerektir,
Yarim benimle ol, yeter.

Hayatın sonu ölmektir,
Hayatım seni sevmektir,
Aşk şerbetin içmektir,
Yarim benimle ol, yeter.

Sensiz yaşam felakettir,
Yolum yoluna düşmektir,
Görevim seni bulmaktır,
Yarim benimle ol, yeter.

(1997)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Beyaz Gül

Çıktı da feraha yerin dibinden
Gül kokusu saçtı gönül, derinden.

Sıra sıra yağar aşk rahmetleri,
Bitmesin yarimin muhabbetleri.

Biter mi sendeki, iyi bilirim;
Bu yüzden coşarım, sana gelirim.

Beyaz gül misali sarardık, solduk.
Dönerken huzura epeyce durduk.

Yol uzundur, canım, haydi gidelim!
Pek de eğlendik, acele edelim!

Taşıyamam yalnız ben bu bayrağı,
Bir ömür aşamaz bunca uzağı.

Hava, su ve toprak senin yarindir,
Yüreğin ateşli, yaran derindir.

Tutunca baharı beyaz gülünle
Bize de yetiştir gönül elinle.

Bu mevsim yerini tez terk edince
Beyaz gül de kurur, ışık sönünce.

(Pazartesi,05.01.1998)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:57 AM

Bihaber

bihaber imişim dünya nimetinden
de yaşamışım bihude, geze geze avare,
var mıdır dünyada aşk gibi keder?

(Pazar,13.12.1998)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bildiğin Gibiyim

Bildiğim gibisin hala...
Bildiğin gibiyim ben de...

Yaşamla ölümün ince çizgisinde
Yarım kafiyelerin çocuğuyum,
Ben,
Serbest nazımın kendisiyim,
Hiçbir şeyle ifade edilemeyen,
Bildiğin gibiyim.

Bildiğin gibiyim uzaklarda,
Aynı akşamlarda, sabahlarda,
Talihsiz dört duvar arasında,
Unutulmuş, yalnız sokaklarda.

Bildiğin gibiyim...

Devlerin tabanında çiğnenirken
Kara sineklerin çanlarını çaldığı başımda
Gecelediğim günleri hatırlıyorum;
Bir bankın ıslağında uyanırken hastalandığım sabahlarda
Üstüme ölüm kokusu siner her dirilişimde,
Vedalardan kalma düş çiçeklerini toplarım
Beni bıraktığın bankta!

Zavallı saç tellerim!
Tek tek intihar ediyorlar.
Herbiri bir yılını götürür nefesimin.
Yaşamla ölümün ince çizgisinde;
Ama yine de bildiğin gibiyim gökyüzünde,
ama yine de en parlak yıldızı tanıyabiliyorum,
Her selam salışımda
Beni duyduğunu hissediyorum.

Saatimi kırmak için ağzıma götürdüm!
Zaman durmadı,
Dişlerim söküldü otuz iki yerinden,
Ama yine de bildiğin gibiyim:
Sırtımda kambur/söğütten bastonumla/
Bir ayağım çukurda/
Seni bekliyorum, hiç ölmeyecekmişim gibi.

(Çarşamba,17.11.1999/00:40)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bilirim

I

Beni
Unutulmak korkutmaz
Bilirim
Baharda çiçek toplamasını
Bilirim gül koklamasını

Bu defa
Başka

II

Gözlerim
Yaş akıtmaz kolay kolay
Yüzlerin
Sitem
Yüzlerin
Enflasyon küpürü
Durmadan
Hiç durmadan çoğalan

Bu defa
Başka

III

Sisler
Arkasında dolaşır
Yaşam,
Ölümün önüsıra.
İçimde yine o adi
Sesler
Yine beklenen
Ölümcül yaslar:
Bağışıklık kazandım

Bu defa
Başka

IV

İnsanlık nasihatleri
Arkasında
Gizlenen yüzler
Özlenen yüzler
Ve:
Kimsesizlik:
Arkamda topluluklarla,
Önümde sonsuzluklarla.
Evet,
Sonsuzluklarla!

V

Bu defa
Başka

VI

İkiyüzlü ihanet

VII
Şeytan ve nefis

VIII

Sen ve ben

IX

Bu defa
Başka

X

Her bahar çiçek açar
Arada
İki soğuk, bir sıcak;
Bir sıcak!
Yurt ararım sığınacak,
Bilirim
Baharda gül koklamasını
Bilirim unutulmak korkusunu
Bağışıklık kazandım:
Sildim
Bütün matemleri

Bu defa
Başka

XI

Yılan yaza soyundu.

(Çarşamba,29.04.1998/01:10)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bin Mendil

Bugün de sabah oldu Serap,
Adınsız bakmıyor yüzüme kafiyeler,
Her mısraım suskun ve harap,
Hasret ve kaçışın ödünsüz hediyeler.

Herkeste ümit var sonsuzundan,
Taşlar bile bekleyerek yaşar (!) ,
Ruhumun ölçüsüz kuytusundan
Ümit yoktur, yüreğim yanar.

Unutacaksın, dedin ve unuttum,
Kimim ki, nerdeyim bu sessiz alemde?
Bu sabah da bin mendil kuruttum,
Resmin ıslak durur elimde.

(Pazar,03.09.2000/01:32)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bir Bahar Busesinin Ardından

bir bahar busesinin ardından
eser neşe dolu hislerin,
biliyorsun, sen varsın
her duasında, dilimin.
sıla da olsa özlem de...aşkım
ben gül kokan tenine vurulmuşum
burdayım
sensizim ama yalnız değilim:
her nefesimde sen...

hasreti inciten gücünle
eser neşe dolu hislerin.

hani küçük sırlarımız var ya,
herkesin bildiği o şey...
fısılda bir daha, sessizce,
kimse bilmesin meleğim olduğunu,
kimse bilmesin, canımın içi,
aşkım olduğunu
ve duysun koskoca kainat işte bu sessizlikle...

tatlı rüyan olsun bensizliği terkedişler,
avucunu aç, öp ve bana gönder.

(Pazartesi,22.01.2001/00:45)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bir Şairin Sonu

karanlığın çöküşüne kayıtsız kalamam,
ölümün sinesinde yetişiyorken karanfiller,
reva mı gözlerime ıslanmak?
ve kanat açışı yokluğa, kuşların?
İbrahim'in ateşe atılması?
reva mı gül kokan yıldırımlar?
bal tasından hummalar?

aşk damıtan dergahından gelmişim sevdanın,
en hafif tebessümü derya eder hülyalarım,
küçük bir benekmişim, kelebek, kanatlarında!
layık mıydım zulmüne gözlerinin?

elinde sararmış kağıtlarla
yok oluşların davetiyesini dağıtıyor
meczup bir adam,
beni ateşlere ezaya çağırıyorlar,
başladı sisler şehrinde düğün,
şarkıları hüzzam, bestekarların,
gözyaşımla boğulduğunda deniz
semalara bıraktım kahkahaları,
ekmeğinde mi gizliydi gafletim; yoksa çorbasında mı? ...
kaşını çatmış ziyaya karanlık
ve suskun gene her yan,
bekleyişler beni tutuklusu yapar rüyaların;
zindanlarım üşür kendi betimsizliğine
ve dalgalar ülkesine lanetleri karışır dilsizlerin,
kahır sabra karışınca ihanet...
gözlerin uzanışıydı leylakların,
layık mıydım bunca hevaya?

duydun ya,kayıtsız kalamam karanlığın çöküşüne;
gövdesiz umutlar omzunda taşır yükümü,
ayaksız müjdelerin kanadıyım ben,
kaygılarım sarsılsa cihan durur,
özgürlüğüm nihayetidir sisler şehrinde halayın;
katlanamazdım İbrahim'in yanmasına,
layık mıydım ecelin bedduasına?

(Perşembe,12.04.2001/00:41)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Biricik Sevgilim

Sen benim sıcakta rüzgarımsın
Avutulmamış gönlüme derman ve
Gün görmemiş aydınlığımsın.
Sen benim biricik
Sen benim sevgilimsin.

Buğusu silinmemiş camımsın,
Kafesimin içinde özgürlüğümün leylak kokulu uçuşu,
Sen bataklıktaki gül, ırgatın semeri,
Madencinin alın terisin;
Ufalanmış her tanenin
Ve ekmek olmuş her hamurun yoğruluşusun,
Sen benim biricik
Sen benim sevgilimsin.

Sen benim özgürlüğümsün,
Dağları tırnaklarıyla
Hüznü umutlarıyla aşan ceylanımsın,
Benim muallim edalı cahilim,
Vahşi sözlü alimimsin;
Yetişemediğim her otobüsün aceleciliği,
Vardığım her durağın bekçisisin;
Tükenen zamanım,
Bitmeyen aşkımsın;

Sen benim biricik
Sen benim sevgilimsin.

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bu Akşam

Gönül kuşunu uçuralım,
Meşk edelim bu akşam.
Konuşalım, gülüşelim,
Eğlenelim bu akşam

Ki hangi günü neşeyle geçirdik? ! ...

(Salı,03.08.1999/01:20)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bu Sabah

Bu sabah yangın vardı gönlümde,
Bu sabah güneş gibi tırmandım, sevgi ufuklarından,
Sendim bu sabah, canındım... canımdın bu sabah,
Sevdim... sevdim... doğdum bu sabah.

Bir küçük yüreğim var
Bir çift de gözüm,
Tebessümünün,
Gücümün kalbime yüklendiğini gördüm,
Duvarlarımı yıktığını,
Zincirlerimi kırdığını gördüm.
Bu sabah günahsızdım,
Bu sabah tertemiz oldum.

Büyük aşk ve ey güzel Sevgili!
Ölümse beni yanına çağıran; al, götür!
Hayatsa; gel ve aşkı, kendini bana bırak,
Tut ki gövdemi sıkı sıkı,
Tut ki gönlümü,
Güzel sevgili,
Gözlerine hapsolan gönlüm, sende kalsın.
ve artık güneş yorgun gibi batmasın.

Bir ziya ki aşk, denen ışık...
Bu sabah ışığını aynamda gördüm.

(Salı,15.02.2000/23:30)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:58 AM

Bu Şehir

Bu şehri boyadım gözlerinin rengine
Dalıp dalıp giderim yarim engine
Gövdemi bağlayıp sevgi zincirine
Bu şehri boyadım gözlerinin rengine

Dalga dalga kabarır aşk, taşar yüreğim
Sarılıp boynunua gülümseyişinin
Sararmış bir yaprak gibi düşmek isterim
Dalga dalga kabarırım, taşar yüreğim

Bu şehri boyadım gözlerinin rengine
Dalga dalga kabarır -aşk- dolar gönlüme.

(Cuma,19.11.1999/22:35)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:59 AM

Buğulu Aynalar

Ne mevsimler gördüm yemyeşil yaprakları solduran,
Her saniyesi ölüm olan ne azaplar,
Geçmişi iki günlük olan alim edalılar;
Çok değil, silinmeden kanunlar
Kaç gönüldaş gördüm dostluğuma abanan.
Gurbet yapıştı enseme, gözlerim sana yabancı,
Şimdi dopdoluyum ve yarı hüzünlü,
İki satır ve buluşma noktası,
Bilmem kaçta kalkar istasyon aracı;
Bir yudum su, bir bardak çay /ve/ bir buse-i bahar,
Nerede gezer-dolaşır, bilmem, o nasıl yaşar?
Belki beraberdi gönlümüz, kalplerimiz aynı atar...

Herkes kavga eder,
Çınlar kulaklarımda sesleri kılıçların;
Her yiğidin boy boy da sevdiği var;
Bizim eller tutmaz/ yar tutkusu,
Bizim eller bulmaz/ yar kuytusu.

Atları köpüklü neferler gördüm, alınları terli,
Yüreği taşmış pınarlar gördüm, gözleri yaşlı,
Yaralı kuşlar gördüm, yolları taşlı...
Ben de sabahı beklerim, güneş doğsa evime,
Bir de sarsa neşesi/ umut ve mutluluğun/ kayıp sokaklardaki bu garibe,
Hayır, olamayız sen, ben ve biz!
Olamayız ayrı, yalnız ve mahzun.
Bu diyarın yoları da uzanır kalbimden, adımlarla/ oralara,
Bekle yeter ki sen
Ve bırakma kalemini, sevdanı elinden,
Ben toplar gelirim ne varsa cebimden:
Bir ceket, bir demet gül ve bir dopdolu yürekle
-Titredi işte başımdan ayak uçlarıma şu sensiz bedenim-
Bu bahtsız yüzümdeki gülmeliktir seni sevmekteki nedenim;
Şu yaralar dinsin, ahu suya insin,
Şiirler yalancı olmasın, hülya serap,
Sevda da bahar olsun bahçemizde, çiçek bahar;
Ya, bu gönlüm cihana sensiz nasıl sığar?
Mekan ırak olsun bugün de; lakin yarın dar.

Eskimiş sözcükler, sallanan kılıçlar, yaralı yüzler-gönüller,
Çırpınan kanatlar, koşan süvariler, buğulu aynalar;
Bir yerde bekler hissi gülen gözlerimin,
Bir yerde biter nefesi seven yüreğimin.

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:59 AM

Bunalım

Yağmur yağdı sabah ezanıyla,
Uyandım, baktım ortalığa,
Dağınıktı.
Yağan yağmur gibi,
Yerdeki suyu gibi bulanıktı her yer,
Toprağa karışmıştı çevrem.
Temizlikten eser yoktu,
Pislikten de...
Ne olduğu belli değildi odamın.

Aynı kafamın içi gibiydi:
Beynim şaşırmış yolunu,
Hangi yöne sapacağını bilemiyor,
Kim uzatsa veriyor elini,
Başlayacak ama sonunu bilmiyor,
Gideceği yerden beklediği haber gelmiyor.

Çıldıracak gibiyim fakat sessizim,
Kaçacak gibiyim, yolsuzum,
Uçacak gibiyim, kanatsızım,
Kalacak değilim, isteksizim,
Bekleyemem sabırsızım,
Dinleyemem meşgulüm,
Konuşamam yorgunum,
Susamam haklıyım!

(1996)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:59 AM

Buzunu Çözemezsin

-Düşlerden Düşlere-

düşlerin kaskatı... donuk
titreyen benim ellerim
hislerin gözlerini
katarakt gibi sarsa da
buzulluğunda
yüreğimde İbrahim'in
atıldığı alevler kabarır

dokunuşunla donukluğunla köreltme yollarımı
alemin eğrisini keserim ben makasımla
sense doğruları bozansın
bakıra boyun eğdirdiğimiz de oldu
ağacı gövdesinden
beni başımdan eden sensin
yüreğimde İbrahim'in
atıldığı alevler kabarır
sen buzunu çözemezsin

susan sensin
Kainatla konuşan ben
ağzımı kapatan sen oldun
gözyaşını salıveren ben
kuyulara atan sen
yalanının mumunu
sabaha kadar yakan sen
yüreğimde İbrahim'in
atıldığı alevler kabarır
sen buzunu çözemezsin

denizi dolduran ben oldum
yutulan ben
çırılçıplak tenimi
taşlayan sen
soğuk cesaretinle karşıma çıktın
ilmi savunan ben oldum
kanunu koyan sen
deveyi koruyan ben
başını vuran sen
yüreğimde İbrahim'in
atıldığı alevler kabarır
sen buzunu çözemezsin

İlk Günün Adamıyım
insanlığa uyanmış
sen
son günün cansızısın
soğukluğa bürünmüş
yüreğimde İbrahim'in
atıldığı alevler kabarır
sen buzunu çözemezsin

(Cumartesi,21.08.1999/01:33)

Rıfat İlkaya

GooD aNd EvıL 04-18-2009 08:59 AM

Canan

Ah, canan, delirdim; çıkacak dağ yok!
Misli viraneyim, gezecek çöl yok,
Oturur gülerim sen var gibi yanımda,
Ah canan, ah yar; sensiz canımda öz yok!

Ah, canan, şaşırdım, soracak iz yok,
Yolun bulup kapına sürecek yüz yok,
Yatar kalkar eğler beni kuruntum,
Gel, canan, dizlerimde koşacak naz yok.

Yok, canan, aynı aynıdır laflarım,
Gün bitmez ki aylar boyu yanarım,
Gel canan, derim, duymaz gezersin.
Niye gezmeyesin, yüreğinde yanan köz yok.

Bil, canan, delirdim aşkın uğruna,
Sitem değil nağmelerim, küpe kulağına,
Bir gün duyarsın biri çıkmış dağlara,
Onda dağlar vardır, söyleyecek söz yok.

Ey canan, sevgi bilmez gezersin!
Niye gezmeyesin, yüreğinde yanan köz yok!

(Salı,11.08.1998/19:50)

Rıfat İlkaya


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:57 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.