![]() |
Nevin Kurular
* İki Pare Can *
Biçare kalmış umut, bir hal çare olmaz mı Bir anlıksa mutluluk, gayesi yâr olmaz mı Bir bedende iki can,iki bedendir o can. Can ayrılık ardından, bin bir pare olmaz mı Nevin Kurular |
* Var Saydım Hayatı*
Var saydım hayatı benimdir diye Varsaydığım Alem beni yok saydı Gıpta ettim incir çekirdeğine Keşke! yerim onun kadar olsaydı. Güneşi beklerken, gizlendi hare Zorlar kader oldu, kolay biçare Ayaklar nasırlı, el pare pare Mecalsiz dizlerim, dağı yol saydı Karalar bağladım, al güldü geçti Çiçeğe yaş döktüm, dal suyun içti Yaşam serap mıydı, koca bir hiçti Üç beş kıta şiir olup kalsaydı. Nevin Kurular |
** Zaman Seni Harcadı **
Ne getirdi ne götürdü şu zaman Ne bıraktın, neyi aldın zamandan İten kimdi, çeken kimdi durmadan Zaman seni.. Sen zamanı harcadın Yarınlardan beklediğin ne vardı Doğan günle umutların solardı Bilmiyordun tükettiğin yıllardı Zaman seni, sen zamanı harcadın. Mevsim bahar olsa, yaz’ı gözlerdin, Kar da çiçek açsa sen göremezdin Yaşadığın güne kıymet vermezdin Zaman seni, sen zamanı harcadın. Gülümserdin biten günün ardından Ömründen gün gidiyordu sormadan Uğurladın …Karşıladın korkmadan Sen Zamanı... Zaman Seni Harcadı. Nevin Kurular |
*Eylül Yitikliği*
Gurura gizlediğim özlemle, rastladım sana yine dün gece her gece gibi, infazdaki şiir ölümlerimin... acısına gizlendiğim bir kıyamet sahnesi kalabalığıydı can kırıklığım.. gözlerimde cam parçası resimler izi en azından şiir güzelliği gizi ziyan tezgahında pazarlarken beş para etmedi kan yaşım ne acı! susmasını böyle öğrendik belki.. yalan yanlış gülmelere pembeleşirken duman renge mühürlendik coşkulara kilitli labirentten. oysa! böyle olmamalıydı bu şehrin akşam çıkmazı bu kaldırım biçmeleri akasyalı sokaklardan geçerken.. gözü kör eden budaklar figanından düşen dem türküleri eylüle ne acı! saran, talan bir şehir akşamı bağları viran eden hazan gamı ufka sis perçinleyen boğan zifir gece sancısı ilk ürperişi değilken ıssızlığın ve yalnızlığın yineleri yine çok acı! anlamaz halden ahtapot kollu hüzün, incili midye sevinç bildiğim.. gam dediğim sehere düşen yaşam duyumsuz tadımsız bir hiç.. devrana mekan dili yabancı şehir benden anlamaz anlamaz olan sabah aşktan ne acı, ne acı eylül yitikliği.. Nevin Kurular |
*Yıldız* Yağmuru*
bu gece gökler ışık bulutu yağmur yağmur yıldız damlıyor. güzelliklere seni isterken akıyor akıyor avuçlarıma üç yıldız, üçüde sen kokuyor. ilki gözlerin gibi ışıl ışıl nur haresi parlıyor. ikincisi, alev alev hasret kütlesi yüreğimi harlıyor. son düşeni sanki aşkın tarifesi sonsuzluğun simgesi O hep benle kalıyor. bu gece su gibi, aşkın gibi, sim gibi. sırma sırma parlıyor. gözler kamaştıran akan kayan yağan yıldız ışığım! sen! gibi... Nevin Kurular |
7 Harikası-n (Aşk)
Görüyor gözlerim Görmeler dünyanın 1.ci harikası... tutuyorsa ellerim, 2.ci mucize hissetmeler. duyduğum sesler, sözler, türküler.. anladım kulaklarım 3.cüsü.. kerameti kainatın.. 4.cüsü.., karnımın doyması. tenden gül kokan ter emek 5.incisi... 6.cı harikası sevmek seni! kehanette... bir ummak, bir gerdan uykulara öleyazmak 7.ncisi Hayır..! hayır! ! ! yok hiçbirisi sen yoksan sil baştan Aşk, Yedi harikanın Yedisi! Nevin Kurular |
Ağlamalar Yakışır Bize, Bulutlu Ağlamalar
Saymadık, Kaç güneş çiğnedi ufukları Bir sigara içimlik zamanı bölüşmeden geçirdiğimiz Tüketirken anları Aramadık neredeydik biz. Yazılmamış şiir kadar özgür sanırdık değerlerimiz. Mavi sulara bıraktık kaderi keyfince Umutlar sahipsiz. Ağustos ortasında beklenilen Puslu eylül gibiyiz. Ağlamalar yakışır bize artık Bulutlu ağlamalar Bilmeliyiz. Vuslatlar, Öksüz istasyonların Raysız trenleri kadar çaresiz Arzular silinmiş yol haritasında Islıklarla söylenir Sazsız sözsüz türkülerimiz. Birlikte taşınmalı Yanarsa yansın yüreğimiz ormanlarca Buz basarız yaramıza dağlarca hissetmeyiz Kanarsa kanasın Mendile sakladığımız gözlerimiz Belki: Rastık kadar yakmaz gözleri gün gelir Şehrin sokaklarındaki iz Mutlu iki çocuk gibiydik oysa.. O yollarda ikimiz. Nevin Kurular |
Akşamı Akşam Gerer Gergefe..
Akşamı, akşam gerer gergefe yeşil türkülerle yaprakladığın çınar dallarına düşer karanlık.. yayar, makamı hüzün gölgeleri kalabalık bir senin tenha sessizliğinde yalnızlık. Nevin Kurular |
Ankara Rüzgarı
Ankara rüzgarları karıştı nağmelere Yürek sazım telleri bir hüzzam makam seçti Vakur güzellikleri muammada ararken Bir çiçek dermek için, gördüm ki bahar geçti Bağırdı avaz avaz tanyeri vakitlere Ölüm sessizliğince uyuyan şu şehire Nur muydu, serap mıydı anlamadan ne diye? Gökleri yarar gibi bir yıldız kayıp geçti Bilmem nasıl etmeli, ya da ne dilemeli Şafaklar kızılına sevinç mi işlemeli Bir resim mi yapmalı,bin resmimi silmeli Hayallerin içinden bir hülyalı yar geçti Nevin Kurular |
Anladım ki.... Oralar
Sözcükler üşümüş dilinde canım Söndürdün mü yüreğinde arzuyu Karayel mi reva gördüğün Titriyor umut Titriyor tutku İçtiğim karsuyu. Bugün buralar yağmurlu canım Gökyüzü kara bulutlu Rüzgar bahar dalımı kırmış Çiçeklerim korkulu. Anladım ki aralar ayazda can Anladım ki ayaz var Ağustos yağdıracak kar Estirecek kasırgalar. ..... Nevin Kurular |
Arama Kendini Götürmüşüm Giderken
Döndüm işte… Döndüm acımasız hasretinden.. Kavuştum sana gelen yollara Kapalı ve çıkmaz sokaklardan bezdim yokluğunda Bezdim engellerden. Sensiz olmak değilmiş sensizlik Yalnız bırakmadı varlığın beni Işığı benimleydi gözlerinin Kokusu teninin Daha ne olsun ki… Olmadığın kadar benimdin Böyleyken Yinede.. Yine de özledim Yetmedi bana Yavaştı, yavandı, eksikti, ışığım benim Güllerin Gülümlerin Gülümsemelerin eksikti gülemedim Yaralıydı sevinçlerim. Döndüm işte… Nevin Kurular |
ARMADA'da 16 ŞAİR ve YAZARA İMZA GÜNÜ (İLESAM)
Şiir adına güzel bir gün olacağına inandığım.. Yeni şiir kitabımla aralarında olacağım etkinliğe Ankara da bulunan tüm şair arkadaşları bekliyorum Selam ve saygımla Nevin Kurular ARMADA'da 16 ŞAİR ve YAZARA İMZA GÜNÜ (İLESAM) İlesam, Ankara’da bulunan en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan “ARMADA’da”, 17.03.2007 günü, (saat 10.00-22.00 arası) 16 şair ve yazarın katılacağı bir imza günü düzenliyor. Ayrıca ARMADA yönetimi ile birçok proje hususunda da prensip anlaşmasına varmış olmamız, İlesam’a üye şair ve yazarlarımızın tanıtımı açısından umut verici bir gelişmedir. 17.03.2007 günü yapılacak imza günü etkinliğe katılacak olan şair ve yazarların adları: 1. Prof.Dr.İbrahim Agah ÇUBUKÇU, 2. Araştırmacı Yazar-Şair Hüseyin YURDABAK, 3. Araştırmacı Yazar-Şair Abdullah SATOĞLU, 4. Emekli Müsteşar Yardımcısı İsmet Bora BİNATLI, 5. Şair Sevinç ATAN 6. Şair-Yazar Tülay ARICI 7. G.Ü. Öğ.Gör. Perihan GÜRBÜZ, 8. Şair-Yazar Vedat FİDANBOY, 9. Şair-Yazar Nermin KILINÇASLAN, 10. Şair Arife GÜLEŞİR, 11. Şair-Yazar Semra İPLİKÇİ, 12.Şair Nevin KURULAR, 13.Şair Köksal AKAR 14. Şair Gülten ERTÜRK 15. Şair-Ressam Mehmet Halis BOZKURT 16. Şair Uğur SOYDAN İmza gününde, üyemiz olsun veya olmasın herkesi aramızda görmek isteriz; ayrıca bu etkinliğin gerçekleşmesi için katkı sağlayan herkese teşekkür ederiz… ayrıntılı bilgi. www.ilesam.org.tr alınabilir Nevin Kurular |
Artık Sensizim
Gidiyorsun ya... Kara bulutları katmış ardına, Acıları yüklenmiş sırtına Dörtnala geliyor yalnızlığım. Gidiyorsun ya... Ne kadarda mutlu çaresizlikler Yüreğimin gergefinden cımbızlarla çekiyor Nakış nakış umutları. Gidiyorsun ya... Renklerini siliyor tuvalim Karası bana *******in, cefası bana Elde kalan tek resim Hatıranla yetineceğim. Gidiyorsun ya... Giyotine gidiyor paylaşmalarım Bugünümde yarınlarımda gidiyor. Gidiyor düşmüş peşine umutlarım, Gidiyorsun! Dalgalarında boğulduğum denizim. Gidiyorsun biliyorum, Bundan böyle zamanlara.. Sensizim. Nevin Kurular |
Aşka Cemre..düşecek
aldın aklımı ya... mutlak gelecek, aşk duyumsamalarına. bahar çiçeğinin kış filizi patlamalarından gülen yeşil. yeşilin ardınca coşan pembe.. dallarından, salkım salkım akan meyvelere duracak.. boylanacağım. gecene asılı şafaklarına tutunup sarmal ışıklarına pervane dönecek... karışıp her mevsim rüzgarına çıkacak dağlarına sarp yollarına düşeceğim. bulutlar aşk dolacak yağmur sen toprak ben susuzluk sana yağmur inmeler dokunacak bağrıma aşk.. cemre cemre düşecek toprak yağmurunla tütecek gör! bahara... mutlak geleceğim! . Nevin Kurular |
Aşkın Lâ Sesi
Ben deniz kızı. Sen! Aşkın efendisi.... ......... Zaptiyeli şehirlerin mülteci hayallerinde titreyen heyecanlarla.... firar *******in sabahına gün gibi.... martı çığlıklarına takalım sevinçlerimizi. Deniz altı dalışlar götürür ikimizi mercan kayalıklarına midyenin incisini saklaması gibi gizle gizemli kuytularına düşelim dokunuşlara süngerimsi süngerimsi içelim birbirimizi. İkimizden sızan ışık kırılmalarında içimizdeki güneşe doyuralım yedi renginden öte çoğalıp karıştığımızda ısınır yürekleri yakan ateş ateşlere çizelim resimlerimizi Paydos vakitlerinde zamanın üçüncü vardiyasına koşmalarda bulalım kendimizi akrep yelkovan kovalaşmalarında selamlaşan dokunuşlara salalım tebessümlerimizi Ardından İnsanca ağlamalar dolsun pınarlara deniz kızı okyanuslara uğurlanırken aşkın efendisinden yansırken hareler yanaklara tutulan nefes duyulan ses lâl ile lâ kalsın sana, bana. Nevin Kurular |
Ateş Açtım Sensiz Zamana
Unutma; Gözlerim yeşilini sana gönderdi Kalınca yaşı bana.. Unutma… Düşünce yollara…. Açıldı kollarım Muamma bir heyecanla Koşarsın diye bekledi… Değişirdi yolların belki ama… Özlemimi bilemedi. Unutma, Yarınım var… Yanında, yada kuytusunda Vebal boynunda Aşkım koynunda… Bu Sevda boş yere O Yüreği… seçmedi Unutma… UMUT la Yaylım ateşi açtım Sensiz Zamana… Gözlerim izinde Yüreğim mahzeninde Ellerim….. Düşlediğin her yerde Seninle. Unutma ….. Umutla…... Nevin Kurular |
Avrupa’ya Çok Önemli (AİHM)
Avrupaya Mektup Bilmezsin Avrupalı.. nereden bileceksin Terörün bu vatana yaptığı ihaneti İnsan Hakkı savında elbette hem fikiriz O Halde vicdan ile dinleyin bu milleti. kadın, erkek ve çocuk otuz bin şehidimiz Hayatta olacakken düştü toprak hakkına Şunu iyi anlayın ki.. Türk’üz cani değiliz Binlerce can giderken neredeydin Avrupa Yalnızca Apo’yamı özgüdür İnsan hakkı Günahsız çocukların yaşam payı nerede Şehitlerinden fazla gazinin yanmış canı Kolunu bacağını bırakmış dağ, tepede Yargımızı yargısız mahkûm edersin sinsi İnsan Hakkı diyerek koruduğun yaratık Kan içmeye doymamış Vampirin ta kendisi Şu Gaflet uykusundan uyansın dünya artık. Nevin Kurular |
Ayrılığın PeS Hali
Ölmekle.. yaşamamış olacaktık! Ayrıca, Niçin, neden Yaşarken biçilen binlerce kefenimiz.. Bir ölmek yetmedi mi hayata Ayrılıkla Bin ceset taşıyor bedenimiz. Nevin Kurular |
Ayrılık Bu!
'insanın içini dökmekten vazgeçmesidir ayrılık -Şükrü Erbaş ' Kalemi elden düşüren neyse ne! sözü susturan, sevinçler itelenen zaman şımarttılan aşk şamarlanan vuslat Ayrılık bu! ... Ya, terke viran neden ya bezginlik, ya yılgınlık ayrılıktan söz ettiren Oysa! yakınsanmış sıcaklıktı onca ıraktan aynı güneşte renkleşen canciğer sarılıştı ötelerden susmadan, susturmadan haykırıştı bir mavi günaydın bir mor akşam seferlerinde uğrak bir liman yanaşması göz eden deniz fenerlerine el sallayıştı beklemeler uğurlamalarla.. Kıyılardı.. zayıf yanları kum dalga köpürdü yutuldu direnmeden kendinden giden Ayrılık bu! Suçlu mu? neyse ne! kaybolan sevda İşte! .. zaman denizinde.. Nevin Kurular |
Ben Sevdim mi Ölümüne Severim
Benim sevgim başkasına benzemez, Ben Sevdim mi... ölümüne severim. Aşkın sarhoş etsin diye her gece, Okyanusca..... şarap olsan içerim. Çölde varsan, Nilüfersem açarım. Gölde yoksan, bataklıkda solarım. Alev sensen, Cehennemde yanarım. Korkma aşktan sende beni sev derim, Ben sevdim mi... ölümüne severim. Güneş misin böylesine yakarsın. Akşamım da Şafağım da sen varsın. *******de yıldız yıldız parlarsın Ömürboyu gözlerimde kal derim Ben sevdim mi ölümüne severim. Nevin Kurular |
Ben.. İçinde Sen
Canım yâr, Gel canı yar! Gör içinde İki can var. Ben fani Sen! baki... Nevin Kurular |
BENCE-si
Bence aşk; Deli hoyrat dalgalarında boğuşmak çılgın denizin. Gökyüzünü süslemesi yıldız yıldız gözlerin Ekin tarlasındaki başak salınışı rüzgarla Düşlere girmesi gelişin. Bence aşk Şımarık bir çocuğun aktif enerjisinde koşması yalınayak.. Karıştıran dağıtan hayat çizgisini Bir düzlemden çıkıp zikzaklarda eğlencesi kadar..... Çukurlara düşüp kıvranması gibi. Acısı içinde gizli. Bence aşk... Kopmak sıra yaşamdan Gökyüzüne salıncaklar kurmak Unutmak her şeyi Unutmak geçmişi Yeniden doğmak yıldızlardan. Belki., Var saymak....... Varsaymak içtiği çeyrek bardak suda Dalgalar yaratmak. Ne kadar gerçek Ve ne kadar yalan Bence aşk.... Yüreğinde, Yüreğince var olan. Nevin Kurular |
Bildiğim Halinle Geldin
Yine yaptın yapacağını deli deli geldin delirtmeler bildiğim halinle geldin! sevdiğim halinle.. buğusuna karıştırdığın tütsüsüyle başımı döndürdün gurupları içirdin şarap diye... sarhoş ettin. mahmur cümlelerle şimdi koşuşum yollarına bu yüzden.. bakma dağılıp dağınık savrulmasına sığmıyor ya içi içine sevincin yalpa yalpa kanatların çırpışına aldırma. dolu dizgin deli hoyrat yaşa.. yaşat! bizi.. biz olmalarda uzat elini! dinle kalbimi ve sustur susturabilirsen o çıvgın sesini inanmazsan delecek dağları gelecek kulaklarına Nevin Kurular |
Bilmiyorsun....
Uzaktan da olsa Yetişip karanlığıma Bir bir yakıyorsun ışıklarını Aydınlatıyorsun En kuytu Bodrumlarımı. Yorgunluğuna aldırmadan Başak saçlarımı Savuruyorsun Rüzgarınla tarıyorsun Ve hala bilmiyorsun yaptığını. Karıştırıyorsun Gömülerimi Değerleri seçip Parlatıyorsun Taç yapıyorsun başıma Elmas ışıklı yetileri Uzağından bakıyorsun. Sevinçler kışkırtıyorsun Dolu dizgin umutlara Mutlanmalar adına Çiçekler ekiyorsun Kıraç dağlarıma Bakmadan ayazına Umudu varsaymaya Salıyorsun. Üşüdüm desem Yakarsın ormanları biliyorum Gel desem.. Delersin dağları Cesurumsun. Gözükara, Gönlü ak pak Sevdiğim. Nevin Kurular |
Bin Yıllık Kahırla Söylenen Türkü
Akşamlar dumanlı seherler buhar Sönmez can yangını canlarda har var Savursa közünü cehennem yanar Nerdedir zemheri nerdedir deniz Deli bir boranla ayaz verseniz Bin yıllık kahırla söylenen türkü Sazlar sabır telli mızraplar süngü Mahzende yıllanan hasrete övgü Nerdedir vuslatın kadehinde iz Bir bade mehilden bir mest verseniz Uzaktan yaklaşsa beyaz yelkenli Issız bir limanın feneri gülse Ufukta bir hale görünce senli Niyedir çözülmez sırlarda o giz Bir şafaklık olsun bir nur verseniz O vuslat denilen koyların koynu Bağrında dalgalar kumla sevişse Kırılsa hasretin dik duran boynu Nedendir bu bulut sinede bu sis Mehtaplı geceden yıldız verseniz Nevin Kurular |
Bir AkşamUyut Beni
Ufukta kadehlere doldu kızıl şafaklar Özlemi meze yaptım, bilirdim vakitler dar Gözlerim içti sensiz sarhoşluğa ramak var, Çeyrek kalmış gitmeye yetiş artık tut beni, Bir akşamda dizinde yatırıp uyut beni. Enginde ağaçların gövdesi kararıyor Güneş yerden giderken gökleri kınalıyor Karanlıklar sensizken efkarı sıralıyor Çeyrek var hüzünlere yetiş artık tut beni Bir akşamda kolunda yatırıp uyut beni. Mutlu şarkılar söyle istersen masal anlat İstiyorsan içine abartıyla yalan kat Diyebilirsen deki sen Şirinsin ben Ferhat Çeyrek kalmış bu ömre yetiş artık tut beni Bir gecede busenle yatırıp uyut beni. Nevin Kurular |
Bir Çılgın Mavi
Kabardıkça köpüren Köpürdükçe kıyıları okşayan denizler gibi... Kollarında papatya rengi beyaz Yüreği mavi. Silinmedik iz bırakmaz kıyılarda Biraz çılgın, biraz deli Katar kasırgaları ardına Getirir ne varsa Okyanusların dibinde gizlediği Sırlarını vurur kıyılara Alın size der gibi Güzellikleri. Doyulamaz Verdikleri Midye içindeki inci tanesi gibi düşer koynuna yalın ayak çakılara çarpan yalnızlığın. Nevin Kurular |
Biri Elbet Bizim İçindir
Düşünürsen; Yalnızlığın resmi oturmayacaktır gözlerine Söz verdiysem bir kere unutmayacağım diye Unutmayacağımdandır. Görebilseydin keşke, Tahta masamda yemeğimi yerken, İki bardak iki tabak koyduğumu her vakit Görebilseydin. Karşımda duran sandalyede Var saydığımı seni Anlardın ki Unutmadığımdandır. Çay demliyorsam iki kişilik, Perondan iki bilet alıyorsam giderken uzaklara İki kişilik çınlıyorsa kahkahalarım İki sesle ağlıyorsam şarkılarda Şaşırma.. Biri senin içindir. Çiçekler ekiyorsam saksılara Açtığında kanatlanıyorsa yüreğim petunyalarda İki yürek uçuruyorsam Sevincimin renklerinden rüzgara Sevmeyi vefa diye bildiğim içindir. Arılar göz bebeğimin kelebeği yapıyorsam Bulutları hasretimin şımarık çocukları, Lafımı olur acıların, Lafımı olur sensizliğin Yağmurları sen sanıp ıslanıyorsam Eskisi gibi. İki kişilik yaşıyorsam hayatı Biri elbet bizim içindir Nevin Kurular |
Bu Gün Benim Günümdü Oysa….
Bu Gün Benim Günümdü Oysa…. “Tüm güzellikleri sana bıraktım... senden kalanlarla kendi dünyamdayım” Bugün; Kuru dallar arasında, .... yavru serçe gibiyim. Gayesiz Umutsuz çırpınışlarımla tek başına Pençelerle delinmiş can çekişen ceylanım, … sanki.. panter ağzında. Bugün; Yaşamı seyircilere bırakmış … yorgun cambaz gibiyim Yılgın titrek yürüyorum ipin ucunda. Vahşi bir ormansa hayat ...yolumu kaybetmişim Çaresiz, perişan, bitmiş …korkmakta ürkmekteyim. Kuru bir yaprak gibiyim … mevsimsiz solmuş Rüzgara bırakılmışım ...sürünüyorum ayaklar altında Okyanus da deli dalga … bende sandal gibiyim İşte böylesine bağlıyım ....pamuk ipliğiyle hayata. Bugün; Küçücük hücresine kapatılmış … ölüm mahkumuyum Her nefeste celladın kılıcını … hissediyorum boynumda. Şafak ölümüm demekte olsa. Ben sana bir gün bırakıyorum Bu gün benim günümdü oysa… (Şiirsel Taşım'dan) Nevin Kurular |
Çağlar Yazarım
Delidir bende Işığa koşması karanlığın. Simsiyahlık abandıkça gözlerime Yüreğimde ışıldar aydınlık İnadına hayallere serseri İnadına sevmelere kurban Sil beni Çağ! Renklerim ağladıkça İnadına çağlar, yazarım. Nevin Kurular |
Çağrımsın Mutluluğum
Her günüme Bir yudumluk seni istiyorum Bir yudum Doyumluk değil Tadımlıkdır yudum. Seni, Deniz deniz içmek isterdim oysa Sonra, Yine doyumsuzluğunu hissederdim arzularımda Bir yudumluk seni istiyorum diyorsam Merhamet et beni anla. Bazen,Ses ol gel diyorum Bazen,Bir bakış Bir yudumluk diyorum ya..Unutma. Sarman zor Kalman imkansızsa durma Ama beni Tamamen de sensiz bırakma. Öyle alıştım ki sana mutluluğum Tutku de, tiryakilik de, sevda de Ne dersen de adına Bir yudumluk gel Gel de bana İster gündüzüme iste akşamıma Doyumluk değil Tadımlık bir tat ver bana Oysa,deniz deniz içmek isterdim seni İmkan olsa Nevin Kurular |
Çaresiz Kalıyorum
Artık kolay olmasın diye geri dönüşüm Sana gelen yollara kaleler yapıyorum Hatalarını anla, kusurlarını düşün Kalenin kapısına kilitler takıyorum. Kuma gömdüm başımı kulaklarım duymasın Bir çift güzel sözüne inanıp ta kanmasın Kapadım gözlerimi,gözüm sana dalmasın Okyanus gözlerine uzaktan bakıyorum. Prangada ayağım ben vurdum zincirlere Koşmasın diye hemen o sıcacık ellere Demirden kelepçeler taktımda bileklere Tutsaklığımı bile özgürlük sayıyorum. Galip çıksın gururum bu defa ki savaştan Gayretlerim yenildi umut kesince aşktan Öldürmeli sevgini kalbim olmalı taştan Duygularla yaşarken çaresiz kalıyorum. Nevin Kurular |
Çılgın Sevda
Dizgindedir dörtnala arzular Artık ne fırtına dinler, Ne de kar. Deli hoyrat çoşar Sevda yelesi Gem vurmak neye yarar. İster Erciyes dağı çıksın karşısına İster Everest tepesi Kim ürker.... Kim Korkar. Rotası bir yürekse, ardına dönüp bakmaz. Çektiği acılardan uslanmadı uslanmaz Kolaydır ' yapma' demesi. Ne laf dinler Ne sözden anlar Sağırdır Sinsilisi. Yaramaz çocuk gibidir yüreğim Kulağından çekeceğim Yok ki... kulak memesi. Nevin Kurular |
Dalgaların Dansı
Yakışmadı suskunluğu Her kaçış ferman yazar karanlığa Her siniş sırlarla Destandır kuşkulara ......... Oysa; Ne güzel şeydi Sahillerden dokunuşu Ne güzeldi Dalga dalga çırpıntıda Şeffaflığın vuruşu kıyılara Yakışmadı Sırra kadem duruluşu… Nevin Kurular |
Döndüm San
Boş zamanlarının birinde İki dakikalık da olsa beni an Kağıt kalem geçerse eline Bir şiir yaz Duygulanırsan Kısadan. Birkaç cümlelik Öyle uzun değil Zordur bilirim çömezlik Şairliğimi unut Cahilim san Yaz ne geçerse aklından Dedim ya Kısadan Boş zamanlarının birinde Bir parka oturursan Ve de yalnızsan O an unut uzaktalığımı Beni yanında san. Gözlerinle çiz ağaçlara resmimi Dallarında iki yaprak yeşil olsun Gözlerimi hatırlatan Boş zamanında bir akşam Bu şehrin sokaklarını dolaşırsan Bir taşın üstüne oturup Sigaranı yakarsan At yere izmaritini Yak, Yak izlerini maziden kalan Üstüne basıp söndürme ateşini Ne varsa kül olsun Ne varsa can verecekti Nasıl olsa Bizim olan. Sonbahardaysan Yaşlarımı hatırla kaldırımlar ıslatan Sonra sende ağla Biraz pişmansan. Tüketin ya baharın getirdiklerini Yaralı bir serçenin kanat sesinde Bilmez gibi gelemeyeceğimi Döndüğüm günleri an Geldim san. Nevin Kurular |
Düş Tembeli
Yakamozları gün ışığına bıraktık Kaktüsler, en parlak renkli çiçekleriyle ebedi. Yıldızlara, hamaklarımızı taktık sallanıyoruz bir ileri bir geri. İnsanlık, Barıştırmak ister İnsanı İnsanlıkla. Çaresizliklere tufanlar yaratmalıyız artık Yürüyoruz pembe okyanuslarda Karaları bir yana bıraktık. Nedenin? Niçin in? cevabı verilmeli oysa.. Hep suskunluğumuzdan yalnızca Sorularda kaldık Silkinsek Uyanacağız miskinliğimizden Her saati uykulara uzattık, Rüyalara daldık. Nevin Kurular |
Düşler Mandalsız Şimdi.. Ne bilir Yar
Nice halleri var çıkmazın… Kapanlara kıstırılmış can havasızlığından âlâ Eğilmiş boyuna boyunduruk Erguvan çiçekleri.. Ve mevsimce diri düşlemelerde lâl gözlere düşen kan! Ne bilir.. İstanbul şımarması Ne bilir.. Yeditepe eğlencesi.. Pierre Loti tepesi ve Lotinin kahvehanesinde ayak izini bulup “Doğudaki hayalet” sevdasından bir çay içmesi. Ne bilir bu yürek.. Yahya kemal Beyatlı söyleminden Bir nefes alıp.. “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul görmedim gezmediğim sevmediğim hiçbir yer” büyüklüğünce bir seyirlik keyfe kâr etmesi Haliç seyrine dalan gözlerinden Bir yudum sarhoşluk içmesi Ne bilir! ... İçimde ölen martılar. Yürek gölgesi mavi Dört yanı deniz olsa da Bir ada yalnızlık Bir ada ulaşılmazlık Gemiler martılar mezarlığı Özlemler uzaktan bakar Boğazında.. boğazlanan yutkunma kadar Teline tellediğim düşler mandalsız şimdi Her akşama ayrı bir gülüş Her sabaha yeni bir düşüş koyar İstanbul! Ah.. İstanbul İstanbul Yar! İstanbul da… İstanbul sevdası kadar… Bir cihan düşe.. Yürek gözden erken ağlar. Nevin Kurular |
Düşünmekten
Yokoluşumun da ötesinde bir boşluğa gömerler hislerimi.. Aşk cellatları Sevgi azrailleri Yine de.. Sabahlarına yorgun başlarım gündüzlerin Saatleri uzun *******in Her saniyesinde dolu dolu seni düşünmekten Nevin Kurular |
Erozyonu Benliğimin Acıtıyor Kendimi
İçimde ki… Okyanus sessizlik büyüyor gitgide Azgın dalgalarının kıyılarımı deşmesi, Alıp derinlere gömmesi gibi bir şey… Azalıyor güneşi varoluşumun. Kayboluyor,gömülüyor, eksiliyorum. Her gün biraz daha Terk ediyorum sahiplendiğim yeri. Benim dediğim limanlarda Yokoluyorum. Bilmiyorum özleyecek miyim? Bir zamanlar çıvgın coşan gölgemdeki kendimi. Susturulmuşum.. Susmuşluğum, En çok bu yüzden acıtıyor derinlerimi Duyuramayacak isyanını istese de. Ve.. sessizlik boğacak sessizliğimi. Güçlüsün Dalga! Güçlüsün Deniz! .. Gücüm yetmedi direnmeye Göm beni karanlığına. Doyma acıma. İki gözümü kör edensin, Dilimi Lal. Yüreğimi taş edersin, Yem edersin hücrelerimi. Acıma. Ağlamayacak talihim arkamdan, Sal beni en diplerine Sal sal sal benliğimi. Nevin Kurular |
Eyvallahhh... kader
Hep bir yanı eksik, bir yanı tamam Böyle sevmeliyiz hayatı belki.. Gülü Dikeniyle sevdik eyvallah....... Gülsüz dikenlerle sarma yeterki.... Nevin Kurular |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:44 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.