![]() |
Halenur Kor
1-El Ailesi
Bakıyorum elime, Baş parmağım cüce bir baba. Yüzü hep dışarı baksa da, Bağlı karısına, çocuğuna. Anne çocuklarına düşkün, Hep aralarında, ortada. Oğul dilsiz, Sessizce yol gösterir işaretle. Anne ve babasının dikilir ortalarında, Ayrılamaz ikisinden de. Büyük kız nişanlı, anneye destek, Ne yapsa yanında, yardımda. Süslü mü süslü, Takar takıştırır ayna karşısında. Küçüğü kıskanır, her an onunla. Bir şey olsa birine, Koşarlar hep birden, ânında... Halenur Kor |
10-El...Birleşen Eller
Elim elinde, Elin elimde. Ne güzel duygu, Mutluluk, bu! Elimden eline, Elinden elime dolan Bir avuç su, İçiyoruz kana kana, Hayat, bu! Halenur Kor |
11-El...Ben Elim
Ben severim, Ben döverim, Ben elim. Yediren ben, Okşayan ben, Seven ben... Yazan da ben, Kazan da ben, Bozan ben... Sevince de uzanırım, Kızınca da uzanırım. Yazı yazan, resim yapan, Uzanıp merhabalaşan, Vedâ ederken sallanan, Ben elim.. Hem veririm, Hem alırım. Yârin eli elimdeyse, Kalırım. Kemanı ağlatır, Tamburu inletir, Piyanoyu dinletirim. Yârin saçlarında, Sıcak avuçlarında Dolaşan ben, Sevişen ben, Ben elim... Bir su gibi akan ben, Gemileri yakan ben... Hem örenim, Hem çözenim... Kadir kıymet bilenim. Ağlarsa biri, Gözyaşını silenim, Ben, ben elim... Halenur Kor |
19 Mayıs
Ufukta bir tekne var, İçinde altın bir baş. Ey ufak tekne yavaş, Güzel Samsun'a yanaş. Türk Milleti bekliyor Baharda bu bayramı, Emânettir Ata'dan Gençlik Spor Bayramı. Yıllar geçse aradan, Unutmayacak vatan. Selâm sana Samsun'dan Sevinçle gelen bayram. Halenur Kor |
2-El...Değişen eller
Hep uzatırdı, ''Al''derdi hep. Aç bile olsa Bölerdi lokmasını, Bulurdu birilerini, Ne bulsa paylaşır, verirdi, Elmanın en irilerini. Ne oldu? Neden değişti eller? Uzanır oldular hep Almak için, Niçin? Halenur Kor |
3-El... Ellerim
Ellerim, Anlatıyorlar söyleyemediklerimi. Konuşuyorlar istemesem de. Benim için yalvarıyorlar sana. Ya da başbaşa verip parmaklarım, Düşünüyorlar bir an, Hemfikir olup aralarında, Uzanıp uzanıp, Beni anlatıyorlar baksana... Halenur Kor |
4- El...Dost Eller
Nasıl yorgun eller? Sarılmış birbirine, Dertleşiyorlar. Beşer kişilik iki dost aile. Avutuyorlar okşayıp, Uyumlular küçüğüyle, büyüğüyle. Hep destek oluyorlar karşılıksız Diğerlerine... Halenur Kor |
5- El... Elin Gücü
Bağırıyordu herkes, Seslendim, duyuramadım. Gidemedim bir adım, Susturamadım. Uzandı elim, Oldu bir yumruk, İndi masaya! Bir esinti gibi dolaştı sessizlik, İnsandan bir sel. Yapamadığımı yapmıştı Küçücük bir el... Halenur Kor |
6- El.. İki EL; İki Dost
O ona koşuyor yardıma, O ona. Yetmiyor, koşuyorlar sağa sola. Dur durak yok, Alıyor, veriyor, Yıkıyor, kaşıyor. Her yeri dolaşıyor. Yorulunca siliyor terini, Sevince saçını okşuyor. Kendi için istemiyor hiç bir şey. Hamarat bir kadın, Başında sevgi tacı. Güzellikleri taşıyor ordan oraya, Yorulmaz bir postacı... Halenur Kor |
7- El.. Penaltı
Döküldü sözler istemeden etrafa, Koştu ellerim topladı, vurup ağzıma dört yandan, Getirdi hizaya. Yeri geldi, Bir sürü sözcük Koştu ardı ardına. Ulaşamadım, Geri geldi bana. Dökülen sözleri Ellerim Tuttu götürdü sana. Bağırmak geldi içimden, Açtım ağzımı, Koşup dizildiler parmaklarım ağzıma, Sordum: ''niçin? '' Seslendiler bir ağızdan: ''Kaleyi penaltıdan kurtarmak için'' Halenur Kor |
8- El..Usta Eller
Aldı, Oydu. Taşıdı, koydu. Yazıp çizdi. Asırlarca dizdi, dizdi. Yerden göğe yükseldiler. Eserleri Öyle büyük, Kendileri Gelmiş, geçmiş, Gelen, giden ellerdiler... Halenur Kor |
9-El...Beyaz Bir El
Beyaz bir el, Tutuyor bembeyaz bir zambağı, Nârin yapraklarında ince bir damar, Şeffaf tende yansıması. Kokusunu sunuyor ele. O ise uzatıyor ona şefkâti. Şaşırıyor gözler, Hangisi el, hangisi zambak? Al da göğsüne tak, İkisi de ak ak... Halenur Kor |
Acı
Daldı yine gözler boyun büküldü, Sırma saçlar ak gerdana döküldü. Gözlerinde yaşlar bir sulu sepken, Feryâdından bak yıldızlar söküldü. Halenur Kor |
Acı Sözler
İki söz söylemek istedim, Kaçıştı sözcükler dört tarafa. Yutkundum, söyleyemedim. Saklandılar dilimin altına. Öyle acı ki hepsi, Dizilmişler, sivri sivri dilleri. Yutmak istedim, takıldı boğazıma... Geldi, geldi dilimin ucuna, Sus, dediler, sus! Konuşma! Açsam ağzımı dökülecekler, Zehir zemberek kimisi, Düşseydi dilimden Zehirleyecek karşımdakini, Acıtacak ya da kalbini. Yutmak zorunda kaldım Hepsini. Yeri gelecek Döndürüp döndürüp dilimde, Allayıp, pullayıp, Süsleyip gelin gibi, Dökeceğim dilimden Hepsini... Hâlenur Kor Halenur Kor |
Acılar
Yürüdüm, Yetmedi yollar acıma. Yürüdüm, bitti yollar, Dönmek istemedim tekrar acıya... Gitsem duvar, dönsem acı, Kaldım öylece... Topladım içimdeki fırtınaları Bekledim. Cehennem gibi kanıyordu kalbim. Kayalar yuvarlandı içimde, Uğuldadı rüzgâr, Gönül kafesim daraldı. Durdum, Toprak eridi ayağımın altında... Yükseldi göklere içimden bir avaz, Koyverdim bütün acıları, fırtınaları Kıpkırmızı alev gibi bir çığlıkla. Uluyan kurtlar sustu sesimden... Kaçtı rüzgâr, korktu nefesimden... Haykırdım içimdeki ateş bitene kadar, Sonra, Kapattım bütün pencerelerimi Sımsıkı... Halenur Kor |
Açık Kaldı Kapım
Gün batımının elemi, Kız Kulesi'nin utangaçlığı yüzünde. Oltalara tutulmuştum gözlerinde. Daha çok saplanıyordum Ayrılmak istedikçe... Fırtınalar kopan gözleri sessizdi, Çığlıkları uzuyordu dilsizce. Güneş battı, Titredi yıldızlar gözbebeklerinde... Avuçlarımda sımsıkı tutuyordum geceyi, Dün gibi. Ve sen giderken Açık kaldı kapım Hâlâ ellerimde kilidi... Halenur Kor |
Ağlıyormuş
Ağlıyormuş benim mahzun bakışlım, Kirpikleri, pembe yüzde nakışlım. Bin başak demeti sarı saçları, Yüreğime girip kor kor yakışlım. Gülüver de güller açsın yüzünde, Bir peri, bir melek sanki özünde. Pınarlar çağlıyor sanki sözünde, Sevdâsı gözünde şimşek çakışlım. Halenur Kor |
Ah o günler
Nerde o güzelim bahçeler, köşkler? Mis gibi kokuları mor salkımların, nerde? Hani o kibar İstanbul Beyefendileri, Kadıköy Tramvayı'nda Yer veren, incecik belli, zarif hanımlara? Sokakta yankılanır gibi sesleri: ''İyi günler efendim'' ''Nasılsınız efendim? '' O güzel bahçelerde Yine açacak mı kınalı çiçekler kim bilir? Erguvanları okşayacak gözlerimiz,belki de Bahçeyi sulayacak bir genç kız bembeyaz elleriyle... Koşup koluna gireceğim gülerek Yaşlı bir teyzenin. Şarkı söyleyeceğim tulumbadan su çekerken. Anneme, babama dönüp el sallayacağım Okula giderken... Camdan seslenecek Süheylâ Hanım: ''Börek yaptım, çaya buyrun canım'' Dut ağacının altında Tutacağız çarşafın ucundan dört kardeş, Silkeleyecek dutları babam, Tabak tabak komşulara gönderecek... Yine masallarını anlatacak babaannem Yatırıp dizine, usul usul saçlarımızı okşayarak. Duyulacak uzaktan bir vapurun sesi, Çığlık çığlığa uçuşurken martılar. Çevirince radyonun düğmesini: ''Zehretme hayatı bana cânanım'' Derken Zeki Müren Dolacak annemin gözleri... Göztepe'de, Erenköy'de mırıldanacak Yesâri Asım Bir ağaca yaslanıp söylerken ''Heybeli''yi, Göz kırpacak Çamlıca'nın üç güzeli. Usul usul çalarken babam Münir Nurettin'den, ''Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan'' diyecek. Işıldayacak yalılar, köşkler, Çınlayacak taş plâklarda sesi Eftelya'nın, Dalgalarla vuracak sesi kıyıya: ''Beğendim biçimini, her yeri mini mini, Dudaklarım ismini anıyor ah Kadıköylüm'' Yansıyınca mehtap sulara, Deniz ve yakamozlar oyunda. İçimde fırtınalar kopacak, Yaşamış gibi Moda Koyu'nda... ''Bu gece Moda Koyu'nda...'' Halenur Kor |
Akşam Olunca
Akşam olunca kalbime Derin bir yalnızlık çöker. Ruhum azâp çeken bir kuş, Ağaç gölgelerinde tüner. Doğrulur da seher vakti, İnleyerek öter, öter. Tesbih taneleri gibi Dertlerini ipe dizer... Halenur Kor |
Alaca Karanlık
Hüzün tüllerini üstüne örtmüş Alaca karanlıkta bir yeşil bahçe. Gün ışırken dallara, okşuyor güneş Bembeyaz ker*** evi bir ana gibi. Sarıyor sıcacık kolları günün, Rehâveti hâlâ durur dallarda. Bilinmez kim bilir kimler yürüyor Kuru yapraklarla dolu yollarda? Halenur Kor |
Alır götürür beni
Ne zaman mahzunlaşıp Dalsa gözlerim, Seni özlerim. Büyür, büyür hasretim... Bir dost omzu ararım Ağlamak için. Arar gözlerim seni, Seni özlerim. Ararım O ılık dost gözlerini. Uzun uzun bakıp da Dalmak bambaşka bir âleme. Sevgi dolu, güven dolu, Baktıkça içime işleyen, Derin mi derin O koyu kahve gözlerine... Alır götürür beni Tüm hüzünlerimden, Alır, alır da götürür beni, Yüreğimi de... Ah! O ellerin yok mu, O ellerin? Dost, sevgili, Sıcak, sıcacık ellerin... 4 Ağustos 1999 İst. Halenur Kor |
Anlatamıyor
Gitti, Gitti ki acılar denizinde Debeleniyoruz. Çıkma çabamız içten değil belki, Bu denizi terketmek değil isteğimiz. Oysa dili dönse, Neler söyleyecek bize. Istırabımızın ne kadar boş, Ve onun ne kadar huzur dolu olduğunu... Belki bize rahat bir yer Hazırlamakla meşgul, Sonsuz köşemize çekilmeden... Önden gitti Bilinmeze pür telâş, Şimdi duyguları dingin. Yastıklarımızı kabartıyor belki Rahat ettirmek için. Sonsuz köşemize çekilmeden, kim bilir? Halenur Kor |
Anne
Seni düşünüyorum anne, Sırtını güneşe vermiş Oturuyorsun. Elinde örgün, Yüreğinde evlât hasreti, Gözlerin dalgın... Seni düşünüyorum anne, İçim özlem dolu Ve yorgun. Gözlerimde yollar uzanıyor Uzun, upuzun... Seni düşünüyorum anne Sesini duyuyorum, Çocukluğumdaki gibi, Başım omuzunda Hıçkırıyorum. Saçlarımı okşuyor ellerin Sıcacık, Hissediyorum. Halenur Kor |
Anne Kokusu Bu
Titrerken ufuktan, akarken zaman, Dökülüyor yıllar ak saçlarından, Kopan takvim gibi uçuşup bir bir, Anne, hasret yaşları gözümde bir sis... Titriyor dudağım, dalmış gözlerim, Anne bilsen, bilsen nasıl özlerim. Okşa saçlarımı eskisi gibi, Anne, çağlıyorum, bu nasıl bir his? Büyüyor gözlerin, ruhuma akan, Hasretin günbegün kalbimi yakan, Gittiğin gün şimdi gözümde bir an, Kaybolmaz, kapkara, kapkara bir is... Dökülür dilimden dualar bitmez, Anne gözlerimden hayâlin gitmez, Anne kokusu bu, istesen yitmez, Burcu burcu tende, uçuşur mis mis... Halenur Kor |
Anne!
Sevgin, muhabbet, şefkatin Olmasaydı hiçtim anne, Sen dolu testiydin senden Güzellikler içtim anne! Bir ipek kozaydı gönlün Sarmalamış sevgileri, Uzattın hep ellerini, Hep yardıma koştun anne! Âb-ı hayattı varlığın Ruhumuza dolup taşan, Saçımızı okşayarak Ne güzel gülerdin anne! Doğuştandı mayan, özün, Hep güzeli görür gözün, Unutulmaz hiçbir sözün, Seni çok severdik anne! Şimdi olduk sensiz öksüz, Bir uçurum hayat dipsiz, Hepimiz sensiz çaresiz, Uzat ellerini anne! Halenur Kor |
Annem
Bir ninni geliyor kulaklarıma, Şırıl şırıl derelerin akışı gibi. Yumuşacık bir el yanaklarıma, Meltemin okşayıp sarışı gibi. Unutulmaz hâtıralar çok derin, Yeşil, kahve menevişli gözlerin, Anne, ne yapsak da dolmuyor yerin Her vuruşta yüreğin atışı gibi... Halenur Kor |
Anneme Özlem
Anne! Korkularımı gözlerinde erittim! Kucağın ne sıcak anne! Sar beni... Öyle büyük ki acılarım, Öyle yalnızım ki annem... Nerdesin? O menevişli gözlerin karşımda sanki. Neden sessiz bakışların? Niye ulaşamıyorum sana, ne kadar koşsam? Umudu koyardın ekmeğimin arasına, ''Katık et! '' derdin. ''Ümitlerin bitmesin...'' Parmaklarının uçlarında buharlaşırdı gözyaşım. Öyle sıcaktı ki ellerin... Sen! Ufacık vücutlu annem, Ne büyüktü sevgin... Nasıl sarar sarmalardı bizi? ... Sevgi görülür mü? Görürdüm annem! Taşardı gözlerinden, Taşardı ellerinden, Sevgin dünyaydı. Hüzün süzülüp gelince dört yandan, Gecenin karanlığında gözlerini düşünüyorum. Gülüyorlar yine... Gülüyorlar bir anlık... Düşlemek ne güzel çocukluğumu. Uyanmak soba sıcaklığına... Babam, sen, kardeşlerim, Hep hazırdı sofra, Kayganalar sıcacık, Kardeş payı. Evimiz şen, kalabalık... Hatırlıyor musun hep kaçardım Sen ayıklarken balık... Çekilip köşeye gizlice, kızmasın diye babam, Şiirler yazar, okurdun, Ve saklardın okumak için kese kâğıtlarını, Nasıl bulurdun vakit, onca çocuk? Hatırlıyorum seni mutfakta, Dilinde unutulmayan şarkılar... Hep şen, Yeni evli gibi, Babama hep mahcup... Biliyor musun? Senin gibi olamadım ne kadar istesem. Evet, senden almışım çoğunu, Şiirler, şarkılar, Ama beceremiyorum o kadar baş eğmeyi... Karadeniz'in hırçın dalgaları damarımda Isıtıyor kanımı ara ara... Önümde uzanan yolsun anneciğim, Senin gibi konuşuyorum yeri geliyor, Senin gibi gülüyorum bazen, Ya da sessizce bir köşede Bir anlık...dökülen gözyaşları... Gözyaşlarım gibi, kahkahalarım da kalabalık... Bak, yağmur yağıyor, Hatırlıyor musun? Israrla giydiğim yeni süet ayakkabılarımı, Yağmurda sırılsıklam yapmıştım, Onbeş yaşımın verdiği inatla... Güzel olmak istemiştim o gün... Sevdiğime güzel görünecektim okulda... Hiç konuşamadığım, Elini tutamadığım ona... Anne, öyle özlüyorum ki seni. Yanağımdaki usul buseni... Yakamı düzelten ellerini... Hep gözümün önündesin babamla, O ud çalıyor, senden dökülüyor şarkılar. Tulumbanın havuzunda soğuyan karpuz, Bahçemizde koşuşan tavuklar... Ben de söylüyorum senin gibi şarkılar, Yazdım ben de bir çok şiir, Okula yolladım çocuklarımı. Şimdi yanımda torunlar... Ama düşününce zaman zaman, Hâlâ bir çocuğum kucağında, Beni de sev, oğlumu, kızımı da... Al torunlarımı kucağına... Öyle engin ki sevgin, Ver verebildiğin kadar Ona, buna... Biliyorum; Orda da etrafında çocuklar, Savaşların, kinlerin kurbanları... Okşuyorsun onları, sarmış da kolların! Benim annem sevgi yumağı, Sevgi çemberi; sarmış, kuşatmış... Allah, Annemi,''ANNE'' diye yaratmış... Halenur Kor |
Ardınca
(Cüneyt'e) Geldi ve gitti. Varlığını hissettirmeden kaldı. Yüreğime bir bıçak sapladı, gitti, Bir ömür acıtan. Neresinden baktı dünyaya acaba? Penceresi buzlu muydu? Kırık mıydı baktığı camlar? Kapısını kapatıp da mı gitti? Bakışları mı kaldı burada, Yoksa mutsuzluğu mu? Ümitlerini ekebilmiş miydi tarlalara? Çatladı mı tohumları kim bilir? Gülüşleri mâsumdu kapı ardında kalan. Bakışları deldi geçti baktığı yerleri. Rüya gibiydi elleri, varla yok arası. Adımları nerede? Duyguları, sevgileri kilitli kaldı odasında, Ceketinin cebinde mahcup bir aşk mektubu, Gözleri, pencerelerce tavana takılan... Sıcaklığı bende kaldı, üşütür ısıtırken. Yarım gülüşleri ne söylüyordu acaba bulutlara? Sessizce gitti, sessiz, dilsizce... Vedâsı kilometreler ardından duyulan... Ve kor düştü yüreklere, Dağlandı yürekler. Vedâsı sessizdi, dilsizce... Bakışları orada kaldı, Benimkilerse yolda... Uzaktı mesafeler, çok uzak... Acısı, bakışları, gülüşleri ateşten bir top, Oturan bağrıma dertop. Acelesi nedendi acaba? Neden çağırmışlardı bu kadar çabuk? Vedası dudaklarında kaldı, Bakışları gökyüzünde mahcup. Sahibi kim cebindeki aşk mektubunun? Neden uzak bu kadar yollar? Halenur Kor |
Askerim Artık
Dizlerinin dibinde geçti yıllarım, Sıramız geldi anne, askerim artık. Yüreğim hep seninle, uzak yollarım, Allah'a emânetsin, askerim artık! Kurbânım vatanıma yakıldı kınam, Giydim asker urbamı ağlama anam. Dönerim inşallah beklesin Suna'm, Gülerek gidiyorum askerim artık! Dönüp dönüp geriye yâre bakarım, Sürmeli gözlerine türkü yakarım. Nazlı bayrağımıza selâm çakarım, Hasret, vatanım için, askerim artık! İstanbul, Ankara, Van, Adıyaman'dan, Diyarbakır, Kayseri, Muş, Ardahan'dan, Yurdun her köşesinden koşarız candan, Başım dik, alnım açık, askerim artık! Şehit babamı gördüm düşümde gece, Dilinde dua vardı, hep hece hece. Öyle duruyordu, dağlardan yüce, Seslendim: Baba, baba, askerim artık! Şehitlik şerbetini içersem eğer, Ne büyük bir pâye bu, nelere değer, Yurdumda asker olmak, şerefmiş meğer, Şimdi ne mutlu bana, askerim artık! (2006-istanbul) Halenur Kor |
Ayağında Yol Gibiyim
Ayağında yol gibiyim, Kurumuş bir dal gibiyim. Yalpa vuran sal gibiyim, Bilmiyorsan ölmek gerek. Güzel günler geçti gitti, Hasret ektim, acı bitti. Sevgi diye ömür bitti, Kadir kıymet bilmek gerek... Halenur Kor |
Aynalar
Küsmem aynalara, bakarım gülüp, Kâh genç kız olurum saçımı örüp, Kâh bir anneyim, şefkât saçarım Bütün insanları bir çocuk görüp. Sevinsem aynalar bakar da güler, Ağlarsam, uzanır, yaşımı siler, Gözlerime bakıp teselli eder, Isıtır dünyamı elini verip. Aynalar bir ömrün yansımasıdır, Aynalar, hayâlin ağlamasıdır, Aynalar uzanan sevgi tasıdır, Hep sunar cömertçe sırrıma erip. Halenur Kor |
Ayrılık
Üstüme örttüm şimdi elem örtüsü, Zindanımda başbaşa dertlerimle ben. Gözyaşım yanağımda yüzümün süsü, Hıçkırık dudağımda, kederimle ben. Karardı şimdi güneş doğmaz ufukta, Ne acı bir hicran var bu ayrılıkta. Gözlerimde gitgide oldu bir nokta, Ne acı bir hicran var bu ayrılıkda. Bir yol ver de Allahım, gideyim ona, Sarılayım bir daha koşup boynuna. Bir daha hiç çıkmam girsem koynuna, Ne acı bir hicran var bu ayrılıkda... Halenur Kor |
Babam
İçli bir ud sesinde Hatırlarım babamı. Gözlük camlarının ardındaki Gülen, buğulu bakışlarını... Vururken mızrabını Udun bağrına, Çocuk gibi bakardı gözleri Sevimli, muzip. Yaşlıydı, büyüktü annemden, Ona bakarken Vururdu mızrabını Udun bağrına, Söylerdi şarkıları Titrek sesiyle Şair yüreğime Hüzün serperdi. Büyüktü annemden Büyüktü amma Belki de gençti gönlü hepimizden. Vurun mızrapları, vurun da tellerine, Ruhum nağmelerinde dolaşsın yine. Çocukluğum gelsin geriye bir an Oysa yalnız resimlerde o tatlı babam. Halenur Kor |
Baca
Nasıl da tüttürüyor sigarasını, Savuruyor, Şu boynu bükük Garip evin yasını. Görmüyor Ciğerlerinin pasını. Bulsa biraz mutluluk, Olsa parası, Atacak tasasını. Bırakacak belki o gün. Yapamıyor, Elinden bir şey gelmiyor. Ancak Tüttürüyor sigarasını... Halenur Kor |
Bahar Neş'esi
Uzatır kollarını göklere doğru, Mevlâ'ya yalvarır yüce ağaçlar. Çiçekleri dal dal, meyvaları bal, Onlarla süslenir, yeşil yamaçlar. Gelir kokuları esen meltemle, Gölgeler altında yapılır taçlar. Tadına doyulmaz meyvalarının, Yerler doya doya, fakirler, açlar. Uzan, serin serin, uzan altına, Gel otur dalına, kurul tahtına. Şen şakrak şarkılar söyle, kuş gibi şakı, Değişmem bu zevki çil çil altına. Halenur Kor |
Bahçe Kapısı
Gelen iter, giden iter, Açılıp kapanmaktan yorgun bahçe kapısı. Biteviye duyulur kulakta fısıltısı... ''Hoş geldin '' der, gülümseyerek, Ama hazindir uğurlaması... Dibinde çömelen kızlar olmuşlar arkadaşı. Sererler hasırları. Duyar istemeden, ne de çoktur sırları... Senelerce seyreder saçlara dolan kırları.... Rüzgâr estikçe ağlar bazen, Hıçkırıktır gıcırtısı. Sürüklenir gibi, bir esirin kollarında Zincirinin şıkırtısı... Rüzgâr eser, çarpar ''Tak! Tak! '' Acılı bir kadın sanki, Vurup bağrına: ''Kadere bak! Kadere bak! '' Kararır gökyüzü, İçine kapanır, gömülür sessizliğine, Her gece, bahçe kapısı... Halenur Kor |
Bekir Sıtkı Erdoğan'a
(Aruz, akrostiş) Bir güneş doğmuş ki, her gün parlıyor ufkumda çok, En sıcak hislerle gönlüm sırlanıp yanmaktadır. Kalbi sarmış, rûha dolmuş, bir kanatsız kuştu ok, İncecik tül sanki mısrâ, rûhumuz kanmaktadır, Rengi kordan; bal tadından başka bir tat onda yok. Sığmıyor bilmem nedendir, gürleyip coştu şiir, Istırâbım; geçti yıllar, görmeyip ben, bilmeden. Tek tesellim bir denizden rûha akmış bir nehir, Kudretinden çağlayıp dolmuşsa hiç eksilmeden, Irmağından taşsa engin, dağlarıma yaz gelir. Eski günlerden kalan mısrâların hep pâyidar, Ressamın ilhâmı sandık, resmedip gül gül açan. Devşirirken sözlerinden, rûhumuz hep duydu ar, Onda bulduk râyihalar, kokladık misler saçan. Gamze açmış gül yanaklar soldu, dolmuş saçta kar, Ağladık gün geldi, handan içre girdik biz o an. Neş'e dolduk bâzı günler, vuslatından güldü yâr, Ah edip burda, dîvân lezzetinden aldı can... Halenur Kor |
Ben İnsanım
Ben anayım, Çocuklarımın ve bütün çocukların anası. Sevgi, sevgi diye atar yüreğim. Zarar gelse kılına, Tırnağına batsa diken, Yüreğimden damlar kanı, Acısını duyarım en erken. Yaşları geçse de otuzu, Ayırmam yetimi, öksüzü, Ayırmam oğulu, kızı. Bağrımdır, sînemdir yerleri, Mutluluklarıdır hayatımın tadı, tuzu. Ben kadınım, Evim derim, erim derim, Kaderim derim. Bilirim yetinmeyi de, Ne çıkar, soğan ekmek de yerim. Bakmayın ufak tefek oluşuma, Yüklerim sırtıma dünyanın derdini, Acılara göğüs de gererim. Bir mermer gibi olurum bazen, Bin kere ölsem dertlerden, Bin kere doğarım yeniden... Taştan zannederler bazen beni, Oysa, çok incedir, çabuk kırılır giderim. Ben bir limanım, Bin kucak açarım sığınanlara, Bitmez yüreğimde yerim. Bir olmuş, iki olmuş, on olmuş, bin olmuş, Hepsine bulunur yer, Yüreğimi binbir göz ederim. Ben insanım, Severim, gülerim, Gülmeyi severim. Ama hep acır yüreğim. Yitip giderken Irak, inlerken çocuklar, analar, Yok edilirken binlerce taze filiz, Kan ağlarken Pakistan, Kahrolurken Afganistan, Yerle bir olurken dünya, Nasıl huzurlu olur insan? Dizilmez mi lokmalar boğazına, Göklere yükselirken âhlar, dualar, binbir lisan... (2006 İstanbul) Halenur Kor |
Ben kadınım
Gözlerinin yeşil bahçelerinde Cennetimin ufukları aralı. Kirpiğinin siyah gölgelerinde Yüreğinin kor okları sıralı. kadınım, Vurgunum, Tutkunum... Gönül gözüm, İki gözüm, Son sözüm... Şu duruşun, şu bakışın yok mu ya? İçimdeki fırtınayı dindiren. Şu gülüşün, şu sevişin yok mu ya? Ruhumdaki şu şeytanı sindiren. kadınım, Vurgunum, Tutkunum... Gönül gözüm, İki gözüm, Son sözüm... Halenur Kor |
Ben ki
Sarıldı bak kalbime sevdânın kolu, Artık kendi kendimle çekişmedeyim. Her yer çıkmaz sokak, bir bulsam yolu, Ben ki, doğrularımla çakışmadayım. Dudak bükemiyorum ben bu sevdâya, Kıpkırmızı güllerle bakışmadayım. Yakarıyorum şimdi yüce Mevlâ'ya, Nefsimle gece gündüz takışmadayım... Halenur Kor |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:25 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.