![]() |
Cafer Tayyar Özkan
*Aşka Dair Ne Varsa
Hep hayallerle yaşamayı arzu ediyorum. Çünkü hayallerime kimse karışmıyor, Hep hayallerimde seviyor, seviliyorum Aşka dair ne varsa hepsini orada tadıyorum... Dostluklar bile artık sahte, ikiyüzlü oldu, Şimdiki güller eskisi gibi kokmaz oldu, Sevgi diye açtığım mektuplar kahır doldu, Aşka dair ne varsa hepsini orada sanıyorum... Sevdim hep, sevmediğim olmadı şu cihanda, Verdim hep, vermediğim olmadı bu alemde, Yazdım hep, yazmadığım olmadı bu hayatta, Aşka dair ne varsa hepsini orada biliyorum... Biliyorum yine bana küseceksin bir bahaneyle, Seviyorum diyeceksin belki önünde bir sananeyle, Kor ateş düşen yüreğime gel bir derman eyle, Aşka dair ne varsa hepsini orada yazıyorum... Hayal deyip sakın sevgini esirgeme yüreğinden, Gün gelir elbet gerçek olur inanarak sevdiğinden, Sen de içersin Tanrıdan dilerim benim içtiğimden, Aşka dair ne varsa hepsini orada yaşıyorum... |
*Hayallerimin Hoyrat Sevdası
İnan kendine, hayallerimin hoyrat sevdası, İçimizde yaşattığımız anı özleyeceksin, Hiç susmayacak ki, vuslatımızın bu şarkısı, Başına bela olduğum anı hissedeceksin. Bak işte, sesini duyamadan yine gün battı, Bensiz anların hesabını kimden soracaksın, Yatağa saran hastalığın, kalbimi sızlattı, Bilirim, bana soluk gözlerinle bakacaksın. İnan sesin hiç böylesine üzgün gelmemişti, Gönülden coşan hislerimi, elbet duyacaksın, Emanetim olan bedenin süzgün kalmamıştı, Çektiğinden, benimde içtiğimi bileceksin. Seni aşkımla saracak günleri bekliyorum, Gel artık can için canan olalım diyeceksin, Günah zincirlerini, canan için kırıyorum, Hayallerin bahara döndüğünü göreceksin. 23 Ocak 2003 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Acırım O Yıllara
Seni anlamak ne mümkün, Aşkın ne vakit acı gerçekleri haykırsa Suskun kalır, Kadınlığını hatırlarsın. Ardından ihanet rüzgarları estirirsin gecende, Kutsal emanetim bedenin, kaderinle izdivaçta, Yalnızlığın pençesine atıldığın anlardaysa Mantığın nefse mağlup, can özünse revaçta… Sana inanmak ne mümkün, Kadınlık sıranı savıp arzuyla aşk teri döker Mektup yazar, Ezildiğimi bildirirsin. Yaz gününde zemheriye keser kutsal duygular, Bilmem ki o zaman yüreğin hangi boş savaşta, Ben kıskançlığın kol gezdiği hain zamanlarda Umutla ağlarken, hercai sevgilimse koklaşta… Sana kavuşmak ne mümkün, Aşkın hasretini çekmiyor artık ışılgözlerin Dönüşüm yok, Bir daha gelme diyen sensin. Çabuk unutulmuş, sevgi adına atılan adımlarım, Çok yazık kara gözlerimden vuslata akan yaşlara, “Sen benim, benim erimsin” diyerek sarılışların Koskoca bir yalanmış meğer, acırım o yıllara… Seni unutmak ne mümkün, Silinmez hafızamdan vuslata, murada dair sözlerin Ölüm olur, Sevdan biterse deyişlerin. Dudakların sevgi sözcüklerini mırıldanacak elbet, Lakin senden çok daha vefalı çıkacak tatlı anılar, Her şeyinle sevdana teslime koştuğun anları Gün gelip acıyla haykıracak, fakir dediğin duvarlar… Sana yaslanmak ne mümkün, Hiç kurtulmadı ruhum senin ihanet darağacından Zehir olsa, Ellerinden içebilirdim. Oysa şimdi, reva gördüğün acı hicran şerbetini, Canparçam diye sineme vurup hüzünle içiyorum, Mahşere bırakıyorum ben bu sevdanın kalanını Hesaplaşma sonra deyip, sessizce cana gidiyorum Senle uzlaşmak ne mümkün, Ruhunu mutlu kılan sevgi nuru koydum kalbine Aşkla içtin, Cana can katan sevgimden. Seneler geçti sense vefasızlıktan vazgeçmedin, Ardımdan sakın boşuna ağlama ölümsüz varlığa, Sen beni hiçbir zaman gerçekte sevemedin, Sahibinle her gece diri diri gömdün kara toprağa Senle anlaşmak ne mümkün, Kul hakkını yerken hüzün şerbeti içeceğini Çok işittin, Sevgi akan dillerimden. Er geç geleceksin mecburen helalliğe kapıma, Gün gelecek çok ağır basacak çobansı sevdam, Gönül fırtınasından kaçıp da sığınırsan affıma Belki o zaman biter, arzuladığın kaderinle kavgam… Sana sarılmak ne mümkün, Kaderin koynundayken sevdamla neleri yaşadın Nasıl kıydın, Umut serdiğim sevdama. Meğer boşunaymış uğruna tuttuğum aşk oruçlarım, Gayri mutsuzluk senin kanın, ahımsa rehberin. kadınım olsan da demek ki buymuş yaşayacaklarım, Söyle ey canan, kadınlık tacında mı namus değerin? ... 02 Eylül 2004 Ankara (Sevginin büyüklüğü, yaşatılan küçük ayrıntılarla tartılır.) |
Aç Yüreğini Sevgiye, Ey İnsanoğlu
Herkes yaşam tarzı deyip, Aklınca bir şeyler uydurarak, Almış başını gidiyor, Gerçek mi, sahte mi olduğunu görmeden, İnsanca yaşamasını bilmiyor... Halbuki, ruh bir yudum sevgiye aç, muhtaç, Hiç farkında değil. Mutluluk maskesini takarak, Ortalıkta palyaçolar gibi geziniyor... Oysa, ruhunu gerçek sevgilere açıp, İhtiyacı olduğu değerlerin farkına varabilse, İnsanlık kitabının ucundan tutup, İnsanı insan yapan değerleri okumaya başlasa, Sevgiye ve aşka dair ne varsa bilecek, Gönüldeki sahte hislerin, Bedeni içten içe kemirdiğini sezecek... Yaş kemale erip, saçlar aklaşınca, Mazide kavuşamadığı değerlere yanarak, Ömrünün geri kalanını, Keşkeler zincirinin esaretinde geçirecek... Gel! Aç yüreği sevgiye, ey insanoğlu! ... Bu sevgisizlik, savaş rüzgarı, Senin en değerli nefesini tüketecek... 10 Nisan 2003 Ankara Irak’ta savaşta hayatını kaybeden masum çocukların anısına... Cafer Tayyar Özkan |
Adın Dilimde Olacak
Daha kaç mevsim geçecek böyle, Sensiz geçen *******in hesabını kimden soracağım! Yokluğunun acısı nasıl dinecek, söyle! Yalnız geçen günlerin çetelesini nasıl çıkaracağım! Anıları yazdıkça, düşlerim azıyor, Gönüldeki keşkelerin sırrını elbet çözeceğim. Sesini duydukça zavallı yüreğim sızlıyor, Yaşanan sevdaların romanını bir gün yazacağım. Yine zamansızca çınlıyor kulaklarım, Son sözlerini bilmesem, gel diyorsun sanacağım, Uzaklara dalmışım, hayalinle meşgulüm, Hayır diyeceğini bilmesem, sana koşup sarılacağım. Sanki ruhum orada, seninle dans ediyor, Ellerinin saçlarımda dolaştığını, nefesini hissediyorum. Bir an bile gözlerimden gitmiyor yaşadıklarım, Bitmez, tükenmez arzuyla, sana kavuşmayı diliyorum, Hasretinden göz yaşlarım, bir tanem inan dinmiyor, Sen olmasan da bu can, maziyi gelip orada yaşayacak, Son nefesimde bile canparçam, adın dilimde olacak... 28 Şubat 2003 Ankara |
Ağlıyorum
Gizli gizli ağlıyorum Damlaları hep yüreğimde topluyorum. Artık kendimi tanıyamıyorum Artık düşünemiyorum Neden mi? Aklımı aldın bedenimden Akıl fakiri yaptın beni Kahpe ******* bile sırtını döndü artık bana Damarlarımda artık senin aşk iksirin dolaşıyor Hani var ya en son damarlarıma sen zerk etmiştin Dışarıda kar yağıyor Düşlerimi bile donduran Kar tanelerinin soğukluğundan değil elbet Sen ki en soğuk *******imi bile bir gülüşünle ısıtan Bakışlarını benden esirgemeyen yağmur gözlümsün Sensizlik bedenimi donduran bir tanem Başımı yastığa koymak bile yetmiyor Seni unutmaya Hep baharı yaşamak isteyen yüreğimi Hazana çevirdin Beni yaşarken öldürdün yağmur gözlüm Ne zaman dinecek acaba bu acılarım Sadece seni seviyorum demekle mi dindireceksin? Gönül bahçemdeki kırmızı güller Sarıya dönüşmeden gel Ben onları hep göz yaşlarımla sularım Sevgimle büyütürüm Dizelerimle ayakta tutarım Bahçıvanlığım sarı güllere mi olsun bir tanem Bu yüreğe sen gereksin sen Şu yaralı yüreğimdeki acımasız esintiye Dur demeni bekliyorum İşte yağmur gözlüm Dindiremiyor hiçbir şey sen olmayınca Izdırabımı. Belki senin için son dizelerim olacak Yüreğimin zincirlerini kıracağım artık Biliyorum hep söyledim sana Seni tanıdığım günedir sitemim Asla sana değil Sensizliğin ilacı olsaydı hiç durmadan içerdim, Seni çok ama çok seviyorum Yağmur gözlüm, bir tanem, gülüm, gözbebeğim. Cafer Tayyar Özkan |
Ahde Vefa Eden
Gözlerimi kapattığımda hayalini görüyorum, Sensizliğin çıldırtan acı savaşını veriyorum, Kara *******ime, sessizliğin kabusu çökerken, Tek teselliyi ettiğin yeminlerinde buluyorum. Tanyeri ağarırken umuda elimi açıyorum, Sabahın nurundan seninde içmeni diliyorum, Sabır taşında günahlarımız, şafakla dövülürken, Gazabından sığındığım Yüce Tanrıya koşuyorum. Hamurundaki sırlı kaderin bende mi? Bilmiyorum. Her sözünde yepyeni umutlara yelken açıyorum, Gönül bağında parıldayan hatıralar canlanırken, Ahde vefa eden yüreğinin sesiyle coşuyorum. 28.01.2003 Ankara |
Ahtım Var
Gözlerimde sevdalı bakışının izi kaldı, Silmek için gözyaşlarına ihtiyacım vardı. Dudağımı sımsıcak busenin tadı sardı, Ruhumun hasretini dindirmeye ahtım var... Kulağımda içilen yeminlerin uğulduyor, Ruhum her gece muradın hayalini kuruyor, Gönlüme hazanda vurduğun çelik prangayla, Ruhumun şarkısını dinlemeye ahtım var.... Elimde yırtık da olsa bir resmin bile yok ki, Hayaller kurarken, ışılgözlerine baksaydım, Böylesine çok sevmemi bile günah saydın ki, Ruhumun parçasını yaşamaya ahtım var... Kendi denizinde boğulmana kıyamam ki ben, Canıma can veren o sevgine ihtiyacım var, Muradımdan sonra ukdeme aldığım ey sanem, Ruhumun ateşini söndürmeye ahtım var... 24 Mart 2003 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Aldanma Güzelliğine
Kimseye kalmamış bu dünya Güzelliğine mi kalacak, inanma asla Sen bırak güzelliği yakışıklılığı Yüreğinin sesi ve saçının beyazı yeter Kimler geldi kimler geçti bu diyardan Aşka sevgiye dair ne varsa hepsi yalan Gerçek olan bir şey var ki gülüm Tükenmez asla bu sevda hayat pınarımdan Hep böyle mi olur yürek sızısı Dinmez hiçbir zaman içimdeki sızıntı Ne zaman gözlerim görür kulağım duyarsa İşte o zaman bilemem yüreğim ya durursa Korkma. Yüreğinin sesine kulak ver dinle Hiç bir zaman pişman olmayacaksın sevginle Sen sen ol sakın önüne geçme hislerinin Ben sana anlatırım veririm damla damla Durdurma o zaman çırpınan yüreğimi Daima gönlünde yaşasın sevgilerim Sensiz nasıl geçer bu günler Allahım Bir çift göz için oluyor üzüntülerim Cafer Tayyar Özkan |
Alın Yazımla Dövdüğüm
Kalp atışım kadar gerçek, çok yakınsın Gökkuşağı gibi sıcak, renkli, lakin; Ulaşılmayan, tutulmayan, yaşanmayan ………………….…../yaşanamayansın. Kartanesi gibi yıllardır biriktirdim içimde, Sıcak teninle, kokunla büyüdü arzularım. Can ne ferman dinler özümde, dizemde Hasretle vuslatını bekler saran kollarım. Tam sevdamız doldurdu derken miadını, Pembe rüyalarımda yaşayıp sayıkladım adını, Her ne kadar kokunu çeksem de, özledim tadını. Benliğimde aşk acısının naraları çınlasa da, Çare bulamadım sensizliği yakıp yıkmaya, Alın yazımla dövdüğüm ukdem, can parçamsın. Emaneti teslim ettin yaz günü bir erkeğe, Sabırla girecektik, telli duvaklı gerdeğe, Gerçeklerin baskın çıktı, sevdalı gerçeğe, Yüreğimde can acısının yaraları varolsa da, Söz geçiremedim gönlüme, bağırıp çağırdım. Gönül gözümle gördüğüm hülyam, muradımsın. |
Anafor Misali
anafor misali çekiliyor kalbimden, sevda yangınından geriye kesif kokular, ukdeler kara delik olmuş yaz mevsiminde, harabe olmuş duygular, fikirler... tut ki beni hiç tanımadın tut ki ölümsüz sevda pınarımdan damla almadın tut ki güzellikler can parçasıyla, acılarsa karasuyla tut ki sevdayı kaderin pençesine teslim ettik ya beklenilen vuslat ya uğruna can koyulan, ant içilen duygular yaşama umudunu sonuna kadar kovalayanlar ya o büyüleyen ışıl gözlerin yoksa onlarda mı yalan hayat yalan ki, sen yalancı bahar olmuşsun ne farkeder acı bir sevda anaforunda kıvranırken, titrek umut eli beklenir kurtaracak sıcak nefesle sevgi kokan iki sözcük eklenir yürekten tutunacak ne bir dal, ne bir el var uzanan ben kaybolmuşum, kim var ki muradı verecek etrafımda can vermişim, ak saçlarımla ömür tüketmişim nerede şimdi ahde vefa eden gönül nerede bu sevdayı yaşatacak kadın eli *******in katran karası anlarını yaşadı aşkın mezalimi gerçek sevdaya galip vuslatın hecesi ise bilinmeyene mağlup bir bilebilsem sevgi kantarının hassas ucunun hala bağrıma acısız girecek kadar keskin ve düzgün olduğunu... dakikaların saniyeleri takip ettiği kadar, kalbimde seni takip etmekten yorulmasa... 07 Eylül 2004 Ankara |
Anıların Nağmesi
Yedi mevsim hasret çektim sıcak tenine, Dilimde nakarat oldu muradın şarkıları, Sensiz özlem dolar yalnız geçen geceme, Düşlerimi gerçek sanıp dolarım sözlerime. Dur daha çok yanacak gönülde aşk ateşi, Belki de hiç kalmayacak sevdanın neşesi, Gürül gürül akmıyor artık dilek çeşmesi, Mahşere meze olacak anıların nağmesi. 15 Haziran 2004 İstanbul Cafer Tayyar Özkan |
Anlamak Mümkün Değil
Ne zaman ödenecek gönül borcu Uğruna can verip murat dilenen sevdamıza Yoksa ömür boyu kaderine biçare boyun eğip Kor ateşten gömlek mi giydireceksin? Mutluluğa hasret yalnız kalmış bedenlerimize İçimde bir şeyler acıyor Kanatıyor hercai duygular Şehvetin kol gezdiği mavilerde Benliğe nakşolan değerleri aşındırıyor Yosun tutan gözler Hala neden kutsal sevgiye yaş döker Bitip tükenmek bilmeyen arzuyla Er yüzü gözlenir Özlenir Anlamak mümkün değil… Acısı yavaş yavaş oturuyor içime Ne kalkıp gitmek biliyor Ne de korkup sinmek. Gerçeğin yozlaştırdığı anları, Yılların hesapsız tortuları Bir çırpıda arzular nasıl silsin? Ömrün bakiyesi canözünle geçecekse Cananı murat bilen sevdanı bağışla… Aşkın hikayesi kaderinle bitecekse Ölmeden gönül tacını bana bağışla… Aynı kalpten iki tane var Birisi sende Birisi bende Ben soruyorum nedenleri niçinleri Hiç duraksamadan cevap veriyor benimkisi Ya Canparçam, ya senin kalbin ne söylüyor? Yüreğin bunca yılın hesabını verebiliyor mu? Affedebiliyor mu seni? 26 Nisan 2005 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Anlaşılmazların Şaheseriyim
Kalbime attığın düğümden beri, Sevdaya duygular ekmekteyim. Gönlüme düştüğün andan beri, Anlaşılmazların şaheseriyim. Adın dilimden düşmez ki, Kaderimin yazıldığından beri, Her şeyimle sana vurgunum. Hasret kaldığımda sıcacık nefesine, Senle olduğum anların düşüyle avunurum. Derin derin dalar giderim uzaklara. Sensiz geçen *******in, en hırçın atlısı olur, Andığım anda uzaktan yanar, Feryadımı özlemle döver dururum. Şimdi oralarda yanında olmalıydım, İki beden değil, tek bedende coşmalıydım, Güneş dağların sırtına vurana dek, Çığlık atarak, seninle yıldızları saymalıydım. Sen bilirsin dile gelmeyen hasretimi, Toprağım çorak, ürün vermez oldu, Gönlümdeki al güllerim sarardı soldu, İçime attığım ukdeye gelince, Kanadı, adeta kızgın bir boğa gibi, Mevsimler boyu depreşti durdu. Kalbim seni; Yağmurla gelen bir sonbahar gününde, Dağlarda açan kır çiçeğinin özgürlüğünde, Pırıl pırıl açmış kır çiçeğinin özünde, Sevgiyle akan gözyaşlarında buldu. 22 Ağustos 2002 Ankara. Cafer Tayyar Özkan |
Anlayacaksın
Parıltılı bir Başkent’in lacivert karanlığında, Aç pencereni bak göklere, çoban yıldızını göreceksin. Sen tatlı bir uyku beklerken sıcak yatağında, Sana gönderdiğim aşk melekleriyle konuşacaksın. Sevda şarkılarını ay ışığında mırıldandığında, Yıldızlardan sesinin bana döndüğünü hissedeceksin. Gülistanıma ektiğim aşk tohumlarında, En güzel çiçeklerden taçlar bulacaksın. Yokluğumda kan ter içinde gördüğün her düşünde, Senin için yaptığım en güzel bestelerimi duyacaksın. Seni, beni, biz yapacak sır için elindeki çiçeğin tacından, Sabırla kopara kopara sonunda seviyor diyeceksin. Sımsıcak bir tebessümle beklediğin her gününün, Ondört Şubat sevgililer günü olmasını isteyeceksin. Seni seviyorum diyebilmenin hazzını yaşarken, Dikeni alınmış taze bir gül goncası bekleyeceksin. Bir gün gelecek bekliyorum, diliyorum, sevgiçelenim, O zaman sevmekle acımak arasındaki farkı öğreneceksin. Belki de sana olan büyük ve ölümsüz aşkımın manasını, Ak düşmüş saçlarınla, mezar taşıma bakıp anlayacaksın. Cafer Tayyar Özkan |
Anlayasın Diye
Sana gönlümü açtım İçinde meşk edesin diye Sana aşkımı yazdım Yalnızlığında okuyup içesin diye Coşkuyla ellerimi uzattım Avuçlarımda eriyip gidesin diye. En içten arzumu söyledim İsteyip de yaşayamadığını bilesin diye. Sana mektuplar gönderdim Bensizliğinde duygularımla yaşayasın diye Sevda bulutlarına yalvardım Gönül gözlüme yağdırsın diye. Yanağından gözyaşları düşürdüm Hasretin ne demek olduğunu anlayasın diye. Cafer Tayyar ÖZKAN İstanbul Cafer Tayyar Özkan |
Ant İçtim Gönülden
Bugün yine seni çektim içime Kokun sinmişti yüreğime Doldurmuştu boş olan sevgi haznemi Görebilme umudumu yitirsem de Sevmiştim bir kere gönülden Mutluluğu unutmuş olsam da Sevgini yaşatmaya ant içtim gönülden.... |
Arzuyla Gelen Sevişme
Arzuyla gelen sevişme Bin sohbete bedel Gönül dildarını ararken Sana çıkan her yol güzel Tadın damağımda Busen ise hala yanağımda Seninle arzular şelale Duygular ise azgın sel 08.10.2003 İstanbul Cafer Tayyar Özkan |
Asır Oldu
Mevsim değil asır oldu sanki Özlem sardım vuslatına tenine Sevda değil murat vurdu belki Sabrı seçtim ukdelerin yerine Nefsim değil sevda galip geldi Harlı vardım sevdiğimin fecrine Kader değil zaman yaktı geçti Sustum kaldım rüyaların tersine Haddim değil hakkım baki oldu Sevgi serptim toprağına taşına Bahar değil hazan çeken yoldu Şefkat sürdüm yanağına kaşına 26 Eylül 2004 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Aşiyan
yapraklarını kaç kez döktü ağaçlar bin yıl gibi geçti, sensiz bin günler lakin ilk günkü kadar arzulu gönüller seni özlemek seni beklemek sanki kalbime saldığım en kutsal ibadet kollarımdayken, kalbimizde varolan sevginin hazzı yaşandı aşiyanda el eleyken, tenimizde varolan arzunun vazgeçilmez tadından içildi aşkımızla bülbül sesleri karıştı sevgimizin nağmelerine nasıl dayansın, nasıl dilemesin canlar aşkın yudum yudum içildiği anlardan haziran gecesi, parçamın dünyaya merhaba dediği bu gece, sabahla arzuların depreştiği hasretle tenlerin kaynaştığı gece bu ne bir özlem, ne de bir arzu bu ne bir şiir, ne de nesir arzuyla yaşanandır bu düpedüz kalplerdeki sevdanın gerçeği… 17 Haziran 2005 Aşiyan |
Aşk
Aşk çok müthiş bir şey. Benim için sevinç olan, Onun için acılar veren. Bazen bir zümrütten daha değerli Bazen de bir candan bile üstün Aşk hiçbir yerde satılmaz O yüreklerde hissedilir, yaşanır Aşk öyle değerli bir şey ki. Değeri parayla pulla ölçülmez Hassas bir şeydir ama tartılmaz Pazarlığa tabi olmayan bir şey Satışa gelmez çünkü elle tutulmaz Gözlerden yaşlar getirir görünmez O gönüllerde filizlenir, düşlenir. Aşk inan aptalca bir şey Günlerce insana bir şey yedirtmez Aylarca kalbine bir söz geçirtmez Damarlara giren zehir gibi bir şey Bazen tatlı bir acı verir kalbe Bazen de uğur böceğiyle gelir O çiçeklerde bilinir, özlenir. Aşk biraz da çılgınca bir şey Bazen canım bedenleri köPage Rankingüden atlatır Bazen de arabanın gaz pedalını kökletir Mantığın zorlandığı kahır gibi bir şey Zorlamaya gelmez çabuk kaybolur Bir melek gelir çalarsa kalbini O kara toprakta verilir, ödenir. |
Aşk Düşerse Kalbe
Mevlam sevdiği kuluna verirmiş, Cana kastettiren sevda yükünü, Aşk umudunu yazgıya bağlarmış, Belki çok yakın vuslatın düğünü... Kim demiş ki sevenler ölmez diye, Bir gün aşk düşerse kalbe, görürsün Bu dünyanın kaç bucak olduğunu, Her sabah doğup, gece öldüğünü... 02.10.2003 Bursa Cafer Tayyar Özkan |
Aşk Hasreti
Hırçın masmavi denizde Seni gördüm sokuldum yanına Gönlüm çok sevdi düşünmeden yuttum Aldım kanayarak içime Ey yüreği vefasız sevgili! Aşkın zokasını yutturdun bana Balığın masumca oltayı, Azığım diyerek bir lokmada yediği gibi. Nafile kaçışı olmuyor, Nereden bilsin bu gülüşü yaralının yüreğini, Bir tutam aşk hasretinin öldüreceğini. Cafer Tayyar Özkan |
Aşk Kıvılcımı
Ne kadar güzeldin o akşam Gözlerin ay ışığında rakseden boğazın yakamozlu resimleri gibi Sözlerinse Leylaya nispet yapan, aşk güftesinden şarkılar gibi... Çayıra da bayıra da konarsın, sevda cemresi bağrına düşünce. Gözün görmez pembe bulutları, mekan edersin şarkılara. Güfteyi hatıralara meze yaparsın, acılara boğulunca. Sen ki ne muhteşem varlıksın Sevgilim... gönlüne aşk kıvılcımı koyunca... 4 Mayıs 2004 İstanbul Cafer Tayyar Özkan |
Aşk Kurşunu Adres Sormaz ki
Aylar öncesine dönelim diyen, Bir sevgi sözünü bile çok gören, Duygularımı bir kalemde silen; İnan, kırgınlığım geçmedi hala... Hastalığıma hal hatır sormayan, Son demlerde derde ilaç olmayan, Yeminleri geç, sözünde durmayan; İnan, kızgınlığım dinmedi hala... Ahde vefayı böyle mi bilirdin, Aşkını bana böyle mi yazardın, Her günümde hatırımı sorardın; İnan, küskünlüğüm gitmedi hala... Son sözümü sana hiç söylemedim, Sevgiye dair ne varsa diledim, Aşk kurşunu adres sormaz ki derdim, İnan, çılgınlığım bitmedi hala... 31 Mart 2003 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Aşk Pınarım
Seni dizelerimin hecesi olasın diye değil, Başıma taç, gönlüme ilaç diye sevdim. Seni düşlerimin gülü olasın diye değil, Ömrümün son baharı, aşkı diye sevdim. Seni sözlerimin manisi olasın diye değil, Gülistanımın eşsiz gülü diye sevdim. Seni hislerimin perisi olasın diye değil, Gönlümün güzel prensesi diye sevdim. Seni ellerin aşk çiçeği olasın diye değil, Günlerimin vefalı can dostu diye sevdim. Seni bir damla suyum olasın diye değil, Vefalı akan aşk pınarım diye sevdim. Cafer Tayyar Özkan |
Aşk Senle Yaşanır
Sevginin parıltısı vardı bakışında, Endamını ararım gönül penceremde, Dilin başka gözlerin başka söylese de, Aşk tende tadılır, dudaktan kandırmıyor. Arzunun belirtisi vardı geldiğinde, Fermanını yazarım Or-an tepesinde, Sözlerin hislerini hep inkar etse de, Aşk sende içilir, uzaktan söndürmüyor. Hasretin şarkısı vardı dudağında, Gezişini düşlerim sevgi yollarında, Vuslatın bedenimi günahkar kılsa da, Aşk senle yaşanır, sensizlik çekilmiyor. |
Aşk Şerbetim
Bu dizeler bizi anlatsın Yaşasın hep yaşatsın Değil sana bu dizeler, Dizeleri döken yüreğim feda olsun Sensiz geçecek günlerim inan solsun Sana dar gelse bile engin yüreğim Sen benim için önemlisin Sen düşlerimde yaşadığımsın Sen benim için çok değerlisin Dilim ne söylerse söylesin Bu yürek senin için atıyor bilesin Öl de ölsün, sev de sevsin Ama yeter ki yürekten sevsin Yeter ki inansın, güvensin Senden sadece beklentim Gel beraber içelim aşk şerbetim Cafer Tayyar Özkan |
Aşkımı Sensiz Yaşamak
Ne kadar zor bilir misin? Aşkımı sensiz yaşamak, Hele *******i hayalinle olup nefes almak, Gözünden ışıltıların gitmeyeceğini bilsem, En güzeli, seni gece kollarımda sarmalamak... Ne kadar zor bilir misin? Sevdamı cana adamak, Hele anıları bir kalemde kalpten silip atmak, Ettiğin yeminlere sadık kalacağını bilsem, En güzeli, seni yemyeşil rüyalarda yaşamak... 07.10.2003 İstanbul |
Aşkın Acısı
Yenilenemez kalbin hücresi, Bir kere ölmeye görsün... Karşı koyulmaz, aşkın acısı, Bir kere girmeye görsün... Dindirilemez gönlün çilesi, Bir kere dolmaya görsün... Durdurulamaz canan ateşi, Bir kere yanmaya görsün... 12 Kasım 2003 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Aşkın Bedelini
Adını beyaz bulutlara yazdıysam, Kar tanesi olarak gelirsin dediysem, Gönlümü müebbet sevgine adadıysam, Kar beyaz duygularımdandır elbet. Yürekteki ateş durursa atışlarıyla Bedenim toprak olursa gözyaşlarıyla Hiç bir şeyin değeri yok inan ki Aşk denen güzellik yaşanmayınca Sevdadır insanları yücelten değer Bir yudum sevgidir, alıyorsan eğer Yüce Mevlam gönüllere sabır versin Yüreğimde yaşarmışım o aşkı meğer Arzular gerçekleşmez, tanrı dilemezse Duygular depreşmez, içeri ateş düşmezse Sevgiler bilinmez, dudaklardan dökülmezse Aldığın kadar vereceksin aşkın bedelini. Cafer Tayyar Özkan |
Aşkın Büyüsü
*******i kopar, gönüllerde fırtınalar, Yelkovan akrebi sensiz geceye kovalar, Işıl gözlerden yaşlar mütemadiyen akar, Sensizliğin acısı titretir uzaklardan... Aşkın büyüsü denir, sevginin gerçeğine, Girilmez ki canım sevginin derinliğine, Aşkı can parçasıyla gece gündüz yaşarken, Sevgilinin sözleri duyulur dudaklardan... Aşkın cazibesi saklı kalmasın kalplerde, Gönüller boşuna sevda matemi tutmasın, Aşkın iksiriyle tanışsın zevkle bedenler, Cennetin ışıltısı gelsin yüce ruhlardan... Değmesin, aşk mabudeme başka kulun eli, Ömür geçse de, bitmez bu sevdanın bedeli, Ödemek kolay değil, aramızda canlar var, Hasretin damlası dökülür o yanaklardan... Alınyazısı deyip geçilir, çoğu zaman, Yansan da, kavrulsan da, hiç değiştiremezsin. Mahşere dek sürecek denir, dillerde her an, Vuslatın uğultusu çınlar o kulaklardan... Kaderimse çekerim denir, geçiştirilir. Gönüllerde, umut çiçekleri soldurulur. Başka bahara saklanır, bir kaçış sanılır. Anıların sancısı, çıkar elbet ahlardan... Bir daha yaşadıkça hayır denilmeyecek, Sevgi dünyası hazırlanır, engin düşlerde. Gönül bahçesinde diz çökülüp, yalvarılır, Göz yaşların sel olur, gider hatıralardan... Ne umutlar besler, can verir gibi seversin, Canandan Mecnun olup, muradını istersin. Leyla olur kalpler, hasretin kemeri takılır, Sevdanın efsane olduğu o duvarlardan... Mevla’nın verdiğini yaşamazsa gönüller, Mevlana’da feyizle sema yapsa da eller. Yunus dergahında kırk yıl sabır da çekseler, Ahiretin kararı silinmez vicdanlardan... Ulu cami çeşmesinden yeminle içildi, Canana varınca, sözler boğaza dizildi, Mahşere dek çekilecekler, alna yazıldı, Umudun kısmet dendiği, kara yazgılardan... Her şeyin en güzeli, hayırlı olanıdır. Sarmaşık bile, güle aşık olup dolanır. Bir ot kadar arzulu olamıyorsa kalpler, Yaşananların aynısı, çalar şarkılardan... Sevgiler yaşanmazsa, kalbe kıvılcım düşer, Tatlı huzur hayali, gözyaşlarıyla söner, Yürekte yaşatmak için yeminler edilir, Bedenin bitişiyle, serpilir topraklardan... Kullar hakkını, ne kadar da helal etseler, Viran olmuş gülistana, rahmet de serpseler, Sırat köPage Rankingüsünde, hesabı sorulur elbet, Ruhların merhametiyle kurtulur haklardan... 23.06.2003 Ankara |
Aşkın Çağlayanı
Durulmaz kalpteki sonsuz aşkın çağlayanı Görünmez kaderin sessiz suskun ağlayanı Sevende bilmezse bunun kadir kıymetini Sahibin elinden yakar ah vah ağıtlarını Ellerim kutsal sevdanın yegane katibi Dillerim sensiz dünyanın zamane hatibi En değerli servetimin fermanı yazıldı Sahibe mağlup varlığım vuslatın garibi 01 Ekim 2004.... Cafer Tayyar Özkan |
Aşkına Susamışım
Saçını okşamışım, tarar durur ellerim, Sabrını saklamışım, arar durur gözlerim, Sevgine sarılmışım, kokar durur güllerim, Aşkına vurulmuşum, hüzün yazar dillerim... Gönlüne girmişim, çıkmaz son nefese kadar, Adını andıkça, hasretten yüreğim sızlar, Kahrını çekerim, kara gecenin koynunda, Bir kere gönül verdim, hayır desen ne yazar... Ayazlarda kalmışım, sar ısıt bedenimi, Aşkına susamışım, öp ıslat dudağımı, Sevgiliyi bulmuşum, vur titret yüreğimi, Hasretine doymuşum, yak fethet şu gecemi... Masayı kurdum, mey kadehte gibi durmuyor, Geceye daldım, kabuslarım rahat vermiyor, Yatağa yattım, lakin senin gibi sarmıyor, Dudakta bıraktın, vuslata izin çıkmıyor. 09 Ağustos 2003 Ankara Cafer Tayyar Özkan |
Aşkla Dokunuşun
Ben değilim sadece insafsızca reddettiğin, Koskoca ömre bedel sevdaya attığın kurşun, Uğruna gözyaşı döküp umutla yer edişin, Hafızamda duruyor hala ilk günkü duruşun. Kalplerimize anlamsız günahları koymadık, Boynumuza boş yere aşk yeminleri asmadık, Yaşadığımız hiçbir anı macera saymadık, Dudağımda eriyor hala son günkü öpüşün. Dile gelmedi sözler, düğümlendi boğazımda, Yalan bilmedi gözler, son nokta darağacında, Belki akmadı yaşlar, korkulardan gümüşlüde, Yanağımda geziyor hala aşkla dokunuşun. |
Aşkollestrol
Kalbinizi kötü aşklardan koruyunuz Damarlarınızı gerçek aşk ile besleyiniz Kalp sağlığınız hayati önem taşır Aşkollestrolünüzü! gönül laboratuarında Her bahar mevsimine girerken ölçtürünüz Ateşiniz varsa aşk hastalığına yakalanmış olabilirsiniz Hastalığınız iyi niyetli virüsse ömür boyu huzur verir Kötü aşk virüsü tanısı konmuşsa Lütfen bulunduğunuz ortamı değiştiriniz Tavsiyem çok nadir bulunan bedelsiz ilaçtır Kalbinizin tek ilacı gerçek sevgidir Taklitlerinden kalbinizi koruyunuz! ... |
Ayçiçeğim
Yüzünü gülün renginden, Kalbini gönlün sevgisinden, Gözünü bakışın şavkından, Tenini vuslatın zevkinden, Düşünü ufuğun fevkinden, Sözünü bildiğin mertinden, Geceni unutulmaz şarkından, Beni de ölümsüz aşkından, Mahrum etme, Ayçiçeğim. Cafer Tayyar Özkan |
Bağlamışız
Ruhlar karanlığın cenderesinde, Düşler alemine dalıp gitmişiz. Gerçekler hayallerin koynunda, Hasret limanında demir atmışız Aşkla dolacak sevda yelkenlerini, Umut rüzgarlarına bağlamışız. 17 Şubat 2004 Istanbul Cafer Tayyar Özkan |
Bana Çok Zor
Senden ayrılmak bana çok zor, Hasret çemberinde dolanmak gibi. Kalbime yine düştü ateşten kor, Seni sana bırakmak, bana çok zor... Sevdamızı mahşere kadar taşımak, Gece ızdırap döşeyip, yaşlar akıtmak, Ahıma ahlar katıp, vebalini taşımak, Seni sensiz yaşamak, bana çok zor... Kendime saygımı, sevgine adadım, İçimdeki kaygımı, sözünle yıkadım, Okyanusu aşıp, gözyaşında boğuldum, Seni onunla anmak, bana çok zor... Seni unutmak bana çok zor, Günah minberinde söylenmek gibi. Dünyam yıkılır, nefesim boğulur, Seni cana adamak, bana çok zor... 20 Mayıs 2003-20.24 İstanbul Cafer Tayyar Özkan |
Bazen de Sek İçmek Lazım
Sevgi denen duygu, Hep pulla alınmaz ki, Bazen de can koymak lazım... Sevda denen hasret, Hep sesle avutulmaz, Bazen de ten sarmak lazım... Bitti denen sevda, Hep vuslatı yaşamaz, Bazen de kan içmek lazım... Kader denen kısmet, Hep şansla gelemez ki, Bazen de dua etmek lazım... Şiir denen dize, Hep aşkı yaşatmaz ki, Bazen de ah yazmak lazım... Rakı denen meret, Hep suyla içilmez ki, Bazen de sek içmek lazım... Güzel denen hayat, Hep şeşle kazanılmaz, Bazen de yek atmak lazım... 14.05.2003 Zonguldak Cafer Tayyar Özkan |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:28 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.