![]() |
Mikail Tatar
* Y a v r u m *
Bugün dörtyıl oldu bizden gideli Sana doyamadan gördün eceli Çok ağır oldu bize bunun bedeli Bizi de yanına alıver yavrum Sen bize evlilikten ödüldün Bizleri ağlattın; ama sen güldün Evimizde açan biricik güldün Kendini koluma atıver yavrum Çaresiz boyun büktük kadere Düşsek de hepimiz sonsuz kedere Akan gözyaşlarım oldu bir dere Gözünün ucuyla bakıver yavrum Yetmedi yolunda verdiğim emek Sensiz boğazımdan geçmiyor yemek Yokluğun gönlüme düşen kor demek Hiç değilse rüyama giriver yavrum Senin yerinedir bağrımızda taş Feda olsun yolunda verilecek baş Böyle giderse işimiz çok yaş Gönlümüze sabır katıver yavrum Dünyada yaşadık zaten cinneti Ahrette görürüz belki cenneti Başkasından bekletmeden minneti Ömrüme mutluluk seriver yavrum Çal- 24.08.2004 Mikail Tatar |
***Sayın Valime***
Eski DENİZLİ VALİSİ rahmetli Recep YAZICIOĞLU'na ithaf olunur ALLAH RAHMET EYLESİN Değeri yok artık bu sözlerimin; Kendi kulağıyla duysun isterdim! Yaşları kurumadan gözlerimin Ahrete göçmekten caysın isterdim. Bulunur mu bir daha böyle Vali! ? . Ne olacak şimdi garibin hali? Kimine göre dahi, bazen deli Halkın hizmetine doysun isterdim. Bunca yıl bekledik sonunda geldi; Ama ondan sonra gelen eceldi, Ardından akan gözyaşı seldi; Bir lahza durup görsün isterdim. Oturdu diyorduk taşlar yerine Koşup durdu acımadı serine Tebessüm dolu resmi kaldı yerine Daha uzun yıllar kalsın isterdim. Çok büyüktü Vali'mizin dünyası Yıllarca tutulur içimde yası Gerçek oldu sonunda onun rüyası Rabb'im şehitlerden saysın isterdim. Çal-08,09,2003 DENİZLİ-PAMUKKALE Gazetesinin 25,09,2003 tarihli sayısında yayınlanmıştır. Mikail Tatar |
Acı Ama Gerçek
İstemezdim böyle olmasını Bu aşkın böyle son bulmasını Aslında biliyorum da çaresini Gerçeği söylemeye dilim varmıyor Bu sebebi baştan hiç belirtmedin Bu güne dek hep içinde gizledin En mutlu anımda gelip söyledin Artık seni sevmeyi gözüm kesmiyor Ben seninle mutlum oldum olalı Mutluluğu sende buldum bulalı Herkesin gözünde kara sevdalı Senden başkasını kalbim sevmiyor Gerçekleri artık görelim yeter Bana kalsa bu aşk mahşerde biter Kalbim senden başka kimleri sever Aşkımızın sonu gelmek bilmiyor Çal- 22.02.1994 Mikail Tatar |
Acı Çekeceksin
Sevmeyi bilmiyorsan bu sevda niye Sevilmek istiyorsan sitem ne diye Bundan sonra dönüş olmaz geriye Kapatalım kapıları bu kadar yeter Senin kalbin bir taş; kimse giremez Seni benden fazla kimse sevemez Gönlün isteğini akıl dinlemez Bizim büyük aşkımız burada biter Nerede bir zamanlar ‘sevgilim’ diyen ‘Uğruna canımı vereyim’ diyen Ölümünü bile benimle isteyen Yaptıklarını bir gün yüreğin çeker Şu deli gönlüme gem vuramadım Aşkımıza başka dem bulamadım O güzel gözlerine kem bakamadım Sensizse bu hayat ölümden beter Çal-16.02.1995 Mikail Tatar |
Akrostiş -01-
Rüya mı gördüğüm, yoksa hülya mı? Aldın benliğimi, çaldın dünyamı Ben bu hale düşüecek insan değildim İlk defa senin güzelliğine eğildim Artık çile çektirme bana; gül Bıraktım kendimi fırtınanın önüne Elele yürüyelim mahşer gününe Tutuştu kalbim muhtaç sevgine Üzülmem sitem etmem ‘hayır’ demene Layık olan sensin en değerli ödüle **********ALİ’den RABİA BETÜL’E Denizli-28.10.1998 Mikail Tatar |
Akrostiş -02-
Gülünce güller açardı gözlerin Üzüntümü alırdı bütün sözlerin Lanet okuyorum şimdi ayrılığına Yine efkar bastı bak; bedenimi Üzülsem de faydası yok dargınlığına! Zalimlerin ahı sardı şimdi sevgimi Lûtfuna mazhar olamadım olamadım, biliyorum Üzdüysem bir tanem affını diliyorum Sevgine layık değilim, zaten olamam Elimde değil canım, sensizde yapamam Vakit ayrılık vakti değil; daha çok erken Gönüller sevgiye hasret bu böyle gitmez İçimde yağmur öncesi fartınalar koparken Leyle Mecnun’a kavuşmadan ömür de bitmez İkimizde kupkuru bir inada yenildik Mahvettik kendimizi, uçuruma itildik! .. Denizli-02.09.1998 Mikail Tatar |
Akrostiş -03-
Fırtınalı bir gündü tanıdım seni En mutlu günler hep senin olsun Terk edersek bir gün bu lanet yeri Hatırlarsan bu günleri gözlerin dolsun İsteğim şudur senden; unutma beni Arkadaşım FETHİ Siirt-15.04.1998 Mikail Tatar |
Akrostiş -04-
İçimden bir şeyler kopup gidecek Bir gün hatırlarsam o güzel anıları Reva mıydı bize bu acı hasret Ayrılığına nasıl dayanır yürek Hasreti yaşamaya alıştı gönlüm İsyan ederim sana arayıp sormazsan Misafirim ol her zaman benim Arkadaşım İBRAHİM Siirt-24.12.1997 Mikail Tatar |
Akrostiş -05-
Saygı ve sevgiyse kardeşliğin yolu İşte o yoldan seninle geçtik! .. Nerde diye ararsan merakla dolu Aç ta gör; bu sayfada birleştik. Nasip olursa bir gün görüşürüz, inşallah! Senin yerin ayrıdır benim yanımda En kötü günün hep böyle olsun! Zannetme unuturum, ismin aklımda Evine dert değil, mutluluk dolsun! Nasıldır diye düşünürüm bazen Arkadaşım SİNAN SEZEN Siirt- 12.10.1997 Mikail Tatar |
Akrostiş -06-
Hasretin sarsıyor beni derinden Aldı gurbet eller seni elimden Cemalini görmeye kıyamıyorum Islak gözlerimle resmini öperken Vakit olacak elbet kavuşacağız Eski anıları tekrar yaşayacağız Nadide bir çiçeksin gönül bahçemde Ayrılık acısı çekmeyelim biz Rüyalarımı süslüyorsun inan her gece İkimiz baş başa mutluluklar içinde Ne olur bana sevdiğimi verin HACI ve NARİN Siirt-10.04.1997 Mikail Tatar |
Akrostiş -07-
KOMUTANIMA Muradınız için dua edecek Emrinizde bulunan bütün askerler Teskereyi alsa da unutmayacak İçimizde büyüyecek size olan sevgiler Nice mutlu yıllar sizin olsun komutanım Elveda desek de bir gün buraya Nasılda ararız sizi; kim bilir? Görüşürüz belki de sivil hayatta İnşallah yeni yılınız uğur getirir Nerde buluruz sizin gibi gönlü zengin Komutanım Tğm. METİN ENGİN Balıkesir- 31.12.1996 Mikail Tatar |
Akrostiş -08-
MİKAİL’DEN Rüyamda bile görsem inanmazdım Aramızdaki uçurumların yok olacağını Ben bir gün İstanbul’a geleceğim İkimiz baş başa, omuz omuza dolaşacağız Yine de hala bir rüya gibi! .. Eski anıları tekrar yaşayacağız Karşılaşırız tekrar günün birinde Ayrılmamak için kavuşuruz belki de Yollarımız kesişmez belki bir daha Arkadaşlık bağları vurur karaya Sevgili RABİYE KAYA İstanbul-31.10.1996 Mikail Tatar |
Akrostiş -09-
Hayalinle konuşuyorum yine bu akşam Ağlamak istiyorum sabaha kadar Tutmak istiyorum ellerini İçimi dökmek istiyorum yüzüne karşı Cennette gibiyim sen rüyamda iken Elimde telefon numaranı çeviriyorum Kızarmış gözlerle seni düşünürken Ağzımda ismin dönüp duruyor Parlıyor gözlerim ay ışığında Lanet olsun; keşke beraber olsaydık Ayrılmasaydı yollarımız ölene kadar Nihayet güzel ismin çıkıyor ağzımdan Sevgilim HATİCE KAPLAN Çal-23.03.1995 Mikail Tatar |
Akrostiş -10-
Ağlamaklı gözlerle bakıyorum resmine Yağmurlu bir nisan akşamında Şıpır şıpır akarken gözümden yaşım Elimde mektupların ıslanıyor... Tutmak istiyorum ellerini Uzanmak istiyorum sonsuzluğu Lâl oluyor dilim; konuşamıyorum Ağzım bir kör düğüm açamıyorum Zorla konuşarak diyorum yaz Sevgili AYŞE TULAZ Çal-09.03.1995 Mikail Tatar |
Akrostiş -11-
Nerede görsem seni içim ürperir Umutsuz olarak yolları beklerim Rüzgarlı havalar beni sevindirir Sanki rüzgar kokunu bana verir Elinden bir tutsam, saçın serpilse Laleler, gonca güller yüzünü bana verir Usanmam seni sevmekten Sen beni terk etsen bile Lanetler savursan da üstüme Umutla beklerim yolunu NURSEL USLU Çal-20.02.1995 Mikail Tatar |
Akrostiş -12-
Merhaba bile diyemedim sana İlk göz ağrımdın oysaki sen Kollarımda sararak bedenini Ağlayamadım doyasıya kucaklayarak İçimdeki sevgiyi de yüzüne haykırmayı Lal oldu dilim bir türlü diyemedim Tutsak oldu kalbim şimdi sevgine Araya upuzun yollar girerken Tutamadım o sıcak ellerini Arasam da bulamam seni yanımda Resminden gönlüm teselli sorar MİKAİL TATAR Mikail Tatar |
Akroştiş -13-
Sevgin can yeleğidir bana deryada Elini tutmasamda kalbimde hep sen varsın Rüyalarımı süsleyeceksin zaten her gece Ay ışığı gösterecek bana yüzünü Pare pare olacak kalbim hasretle... Verdiğin sevgiyle teselli bulacağım Efkârımı toplayıp denize atacağım Ay ışığı gönlüme hep pusula olacak Lâyık değilsem sana yüreğim burkulacak İstemem sonumuz olmasın harap *********************ALİ ve SERAP Çal-21,03,2006 Mikail Tatar |
Alıştım Artık
En bahtiyar insan ben olacaktım Eğer benim için bana gelseydin Aradığım herşeyi sende bulacaktım Seni sevdiğim kadar beni sevseydin Yaşamaya, hayata artık kahrettim En güzel hayalleri senle mahvettim Sevgim üstün geldi, yine sabrettim Yaşarken öldüğümü sende bilseydin Gözlerimin yaşı sensiz kururken Hayalin karşımda cansız dururken Felek tokadını bana vururken Akan gözyaşımı gelip silseydin Çektiğimiz cefa bitsin diyerek Aşk, ateşten gömlek olsa, giyerek Dertlerime ortak olsan severek Sevgin için benim gibi ölseydin Alışık bu gönlüm çile çekmeye Herderdin üstüne sevgi ekmeye Ellerin gülüşüne dudak bükmeye Hasretle yaşayıp, dertle gülseydin Siirt-19.01.1998 Mikail Tatar |
Allah'a Emanet Olun
Askerlikte gördüm Siirt illerini Öpeceğim birgün sizlerin ellerini Yollarıma bakıp yorma sen gözlerini Allah’a emanet olun, beni merak etmeyin Sağlık ve sıhhatteyim, neşem yerinde Geleceğim elbet günün birinde Memleketin halini bana haber verin de; Allah’a emanet olun, beni merak etmeyin Ağlayamam; çünkü çare değildir Hasterim sizedir, ele değildir İsyanım güneşe, yele değildir Allah’a emanet olun, beni merak etmeyin Doğacaksa güneş elbet batacak Bu vatan görevi bir gün bitecek Sayılı gün değil mi, oda geçecek? ! . Allah’a emanet olun, beni merak etmeyin Çok uzak olsa da aradaki yollar Yeşerecek bir gün kuruyan dallar O zaman saracak sizi bu kollar Allah’a emanet olun, beni merak etmeyin Size hasret kalmak inanın çok zor Ciğerim yaralı, yüreğim bir kor Aklımda her zaman memleketim var Allah’a emanet olun, beni merak etmeyin Siirt-12.03.1997 Mikail Tatar |
Ansızın
Henüz gelmemiş bir baharı beklerken Akşam karanlığı hüzünle çökerken Terkedilmişim gibi gurbet ellerde İçimdeki dertli bir hüzün çiçeğinde Canım sıkılıyor ne yapsam boş, Elimde değil, nereye gitsem boş. Kuru yapraklar gibi savruluyorum Ağaçlar misali biraz daha yaşlanıyorum Parklarda sokaklarda bihaber gezerim Laleyi, gülü, çiçekleri okşar; severim Ah! Sensizlik yakıyor içimi derken Ne göreyim karşımda öylece dururken G.hane – 22.05.1993 Mikail Tatar |
Artık Senin Değilim
Senin için ağladım, sensiz gülemem Sevdim ama sevildim mi bilemem Yüreğimden acıları asla silemem Ben asla seninle olmayacağım Bir filizdi aşkımız koparıp attın Seviyorum deyip beni aldattın Şimdi keder neymiş sende mi tattın Aşkınla kahrolup solmayacağım Gönlüme eserken o sevda yeli Yıllarca bekledim tutacak eli Sayende büküldü bu aşkın beli Hiç bekleme sana gelmeyeceğim Yitirdim ümidimi yanmıyor içim Ayrılıktı bize en doğru seçim Mutluluk veremedin bana bir içim İstesende kalbinde kalmayacağım Çal-22.05.1998 Mikail Tatar |
Asker Ocağı
Çektiğimiz acı yürekler dağlar Anlamaz derdimi denizler, dağlar Hasrete kapılmış gözlerim çağlar Zindandan farksızdır, ASKER OCAĞI Sivil hayatta belki görüşeceğiz Anıları tekrar yadedeceğiz Belki üzülecek, belki sevineceğiz Neden vefasızdır ASKER OCAĞI Sevdiklerimizden kopup gelmişsek Hasret acısıyla yürek delmişsek Gelecek diyerek şafak beklemişsek Çok insafsızdır ASKER OCAĞI SİİRT-15.04.1998 Mikail Tatar |
Askerden Sılaya
Buraya derler kardaş asker ocağı Nerede sımsıcak ana kucağı İçimdeki hasret dağlara benzer Deli gönlüm benden sılayı ister Omuzumda tüfek emir beklerim Anamın, babamın yolunu gözlerim Bırakın da gideyim köyüme doğru İçimde ki hasret sellere döndü Güneş erken doğar; batmayı bilmez Soğuk sıcak derken günlerim geçmez Evimi düşünürken gözlerim dolar Aklım binbir türlü hayale dalar Teskeremi verin hemen gideyim Anamın, babamın elini öpeyim Sevdiğimi uzaktan bir kez görsem de Sonsuz bir mutluluk dolar içimde Çal- 14.12.1994 Mikail Tatar |
Aşk Baş Döndürür
Hiç kimse bilmez ki bu neyin nesi Dinle, bak işte bu, kalbimin sesi Dar gelir gönlüme göğsüm kafesi Beden yüeğime sanki dar olur İlk başta aldığın nefes hasrettir Yalnız geçen her gün sana kasvettir Doğru olan her söz kalpte nefrettir Seven bir gönülde bunlar var olur Çaresiz çekersin; alın yazısı Her derde katlanır gönül sızısı Kahkahayla güler geçer bazısı En yakın dostların sitemkâr olur Seçemez olursun suçu, cezayı Çekmekle biter mi sandın ezyı Sanki sen yarattın koca fezayı Hem vücut, hem dilin günahkâr olur Tatlı sözle mutluluktan uçarsın O sana gelmeden ona koşarsın En sonunda kendinden de kaçarsın Şu koca dünya sana dar olur Çal-30,08,2005 Mikail Tatar |
Aşk Dediğin
Hangimiz bir aşka köle olmadık Hangimiz daha ilkbaharda solmadık Hangimiz sevgi yolunda ölmedik Sevgili değerini bildi mi sanki Ne türküler yaktık onun adına Bizde baktık işte ayrılığın tadına Değecek mi şimdi bu sevginin yadına Dertlerine çare oldu mu sanki Küçük ümitlere bel bağlamadın mı Kalbini aşkınla dağlamadın mı Her gece düşünüp ağlamadın mı Gelip gözyaşını sildi mi sanki Mutlu günler için umutlar ektik Dünyada en büyük –belki de- tektik Çilenin hepsini yine biz çektik Bir gün olsun yanına geldi mi sanki Canımdan çok seyiyorum diyenler Uğruna ölümü hiçe sayanlar Şimdi seni el yerine koyanlar Birazcık gönlünü aldı mı sanki Hani ölecektin sevgilin için Artık bunları sizlerde geçin Size lâyık olan birini seçin Yüzüne sevgiyle güldü mü sanki Çal-18.03.1999 Mikail Tatar |
Aşkımı Ağaç Yaptım
Ağaçlar son baharda yaprağını döker ya Bizim aşkımız da böyle oldu Kışın sessiz bir uykuya daldı Baharla yeşerdi taze filizler Bu ağaç artık yaprağını dökmeyecek Bir selvi ağacı gibi yemyeşil Her mevsimde taptaze büyüyecek Göz yaşımızla sulanıp gelişecek Sevgimizle dallanıp ağaç olacak Ta ki kesilinceye kadar İşte sevgilim ben bunu istiyorum Sevgiyle büyüyen ağacın kurumamasını İlk günkü gibi taze ve yemyeşil olmasını Dalları kesilmeden hep aynı kalmasını Sevgilim ben kendimi o ağaca adadım O ağaç ölünce bende öleceğim O ağaç kurusa bile yenisini dikmeyeceğim İşte ben böyle bir aşk istiyorum Her gece onu gözyaşımla suluyorum Çal-08.04.1995 Mikail Tatar |
Aşkımın Değeri
Hayat denizinde yalnız yüzerken Kalbinin oltasına takıldım Aşktan yana ümidim kalmadı derken Sevdanın ateşiyle yakıldım Acı tatlı birçok günü paylaştım Seninle sevginin doruğuna ulaştım Mutluluğa sayende çok yaklaştım Gidişinle bir dağ gibi yıkıldım Hani sende beni candan sevmiştin Benimle mezara girmeye söz vermiştin Senin için dünyayı yakarım demiştin Ama şimdi uzaklara atıldım Gündüz güneşim *******i aydın En parlak yıldızdın bir anda kaydın Sevdim diyordun ne çabuk caydın Hani aşığımdın neden bıkıldım Sevgi derdimin tek ilacıdır Sevgili nazarımda başım tacıdır Uğruna çektiğim bu kaçıncı acıdır Sevgilim bu aşktan artık sıkıldım Çal-04.08.2000 Mikail Tatar |
Aşkımız
Yaşlı gözlerle seni düşünüyorum yine Hasret kaldım canım,güzel gözlerine Kulaklarım candan sesini duymuyor Bu günler geçmiyor, hasret bitmiyor Ellerim elinin sıcaklığını hissetse Sonra o ipek saçların bağrıma düşse Gözümden sel gibi yaşlar dökülür Sen yoksun ya yanımda boynum bükülür. Çal – 23.02.1994 Mikail Tatar |
Ayrılığın Ardından
Yaşanan bunca güzelliğin üsüne Seven gönüllere nefret dolamaz Çok şeyler söylesekte sevgi üstüne Böyle gelmiş dünya ama böyle kalamaz İkimizde böyle kalpten sevince Gönüller buluşacak inan her gece Bu hayat artık bize işkence İçimde açan sevgi çiçeği solamaz Çektiğimiz acılar reva mı bize Sanki ayrı kalmak deva mı bize Her gün dert katarız dertlerimize Artık hiçbir şey bizi mutlu kılamaz Sonunda mutluluğu buldum sanmıştım Zemheride bile ateşinle yanmıştım Sevgi dolu günlerin hayaline kanmıştım Gönül istesede senin gibi bulamaz Artık mutlu olman için dua ederim İstersen ömrümü sana feda ederim İstersen kalbinden çeker giderim Yine de içimde nefret olamaz Denizli-17.02.1999 Mikail Tatar |
Ayrılık Rüzgarı
Gümüşhane denilen yerde Soğuk ıslak *******de Birbirini seven kalplerde Ben seninle yaşamıştım Sınıfta seni beklerken Resmini son kez öperken Mutluluklar dilerken Ben seninle yaşamıştım Çok bekledim gelir diye Bir gün beni bulur diye Beni benden alır diye Hep yolunu gözlemiştim Ayrılık rüzgarı esti işte Gözlerim kapıda kulağım seste Her nefes sigara çekişte Ben seninle yaşamıştım Sevdiğimden mektup gelir Hasret ve özlem getirir Hüzünleri bana verir Hayalinle yaşamıştım Hasretin içimde dağdı Kopmayan ibrişim bağdı Kalbim sana otağdı Özleminle yaşamıştım Ben sana kalbimi verdim Gözyaşımı önüne serdim Herşeyinle seni sevdim O kalbinde yaşamıştım Çal- 18.08.1995 Mikail Tatar |
Bağrımdaki Ateş
Eserken gönlüme sevda yelleri Gözümde çağlarken bahar selleri Kalbimi aratmaz Yemen çölleri İçimde hastalık, sara gibisin Sen varken yanımda onu aramam Aklımı başka şeyle yoramam Senden ayrılırsam işe yaramam Altın kadar saf, para gibisin Sevgin ruhumda zehir olsada Gözyaşım coşup nehir olsada Uğruna mutluluk tehir olsada Gönlümde kapanmaz yara gibisin Sende seviyorsun bırak ısrarı Sevilmek bir defa yok ki tekrarı Bekleyemem artı yine baharı Bağrımda sönmeyen çıra gibisin Birgün pişman olacaksın bunu bil Gel artık bekletme gözyaşımı sil Aklımdan geçeni söyleyemez dil Ufukta görünmez kara gibisin Denizli-05.06.1998 Mikail Tatar |
Bana Gel
Seni sensiz yaşıyor gönlüm Seni aramakla geçiyor günüm Galiba hasretle bitecek ömrüm Gözlerimin yaşı kurumadan gel Yollara bakmaktan gözlerim yorgun Sensiz bu dünya bana bir sürgün Terk edip gitmekmiş en güzel duygun İçimdeki ateş kor olmadan gel Seni düşünürken duruyor beynim Adın anılınca susuyor dilim Dönersen yoluna olurum kilim Gönlünü ellere bırakmadan gel Sevgiyle bakan güzel gözlerin Beni sana bağladı tatlı sözlerin Ayrılık tek düşmanıdır bizlerin Senin aşkınla mecnun olmadan gel Çal-15.01.1995 Mikail Tatar |
Başlamadan Bitti
Bir yıl oldu düştüm kara sevdaya Üç aylık da tatil girdi araya Ne hayallerle geldim buraya Benim aşktan yana şansım olmadı Divane gönlüm bir gün huzur bulmadı Canım bile verirdim onun uğruna Her şeyimi feda ettim yoluna Bütün çabalarım gitti boşuna Mikail neylesin çile ondadır Dilerim keramet ayrılıktadır G.hane –13.01.1993 Mikail Tatar |
Batan Güneşim
Kalbimden hiç eksilmeyecek sevgin Kalsa da aşkımız mahşer gününe Dokununca elim sıcak eline Sensiz yüreğim canından bezgin Artık bu hayat bana işkence İçimdeki özlem ne gün bitecek Gülmeyen yüzüm birgün gülecek Biliyorum, ben yanına gelince Aradaki mesafe beni bağlamaz Yeterki sevgimiz hiç eksilmesin Varsın gözümde yaşlar dinmesin Sana kavuşunca zaten ağlamaz Bilirsin içimde yanan ateşi Sana olan hislerim asla dinmedi Garip gönlüm sensiz hiç sevinmedi Sensin bedenimin hayat güneşi O güneş batarsa bir daha doğmaz Bulamadım ben bu derdime derman Hayalinle yaşadım yıllarca her an Sensiz bu hayatta kalmaya değmez Afyon-10.03.1996 Mikail Tatar |
Beddua
Al artık içimden artıklarını Unuttun mu bana yaptıklarını Olur olmaz yerde sattıklarını İstemem yüzüne gülen olmasın Bir aşkımız vardı bizden öteye Gözler konuşurdu sözden öteye Göremedim seni gözden öteye Benden başka seni bilen olmasın Sanaydı gözümden dökülen yaşlar Yine de her günüm seninle başlar Sana da kalmasın o gözler, kaşlar Ağla gözyaşını silen olmasın İstemem ölümüm elinden olsun Mutluluk sözleri dilinden olsun Ağıtlar söyle dur; derinden olsun Yine de yüzüne bakan olmasın Bilirim sigara hoşuna gider Ettiğin dualar boşuna gider Seni gören olmaz, komşuna gider Parmağına yüzük takan olmasın Denizli-12.10.1998 Mikail Tatar |
Bekleyeceğim
Senin için düştüm Elazığ yollarına Alsan ne olurdu yar, beni kollarına Geliyoruz galiba bu aşkın sonlarına Seni bekliyorum, başka çarem kalmadı Değecek mi bu aşka düktüğüm gözyaşlarım Bir sigara bitmeden yenisine başlarım Sen yater ki razı ol; ben kapında kışlarım Hayalinden başka hiç tesellim olmadı Seni düşünmekten uyku girmez gözüme Herşeyi göze aldım işte; uydum sözüme Ümidimi yitirmek çok dokundu gönlüme Herşeye rağmen umutlarım solmadı Karar verdim görmeden gitmeyeceğim Sana kavuşuncaya dek bekleyeceğim Hasretinle tükenip bitmeyeceğim Beni senden fazla seven olmadı Elazığ-09.03.1996 Mikail Tatar |
Bekleyin Geliyorum
Dokunma tertibim yaram derindir Askerliği elbet bitireceğim ‘Mektubun geldi’ de, beni sevindir İçimdeki hasreti dindireceğim Bazen dalar giderim bizim ellere Selam gönderirim esen yellere Bıraksam kendimi akan sellere Ayrılığı nasıl sindireceğim Düşünürsün için yanar kor olur Ağlama gözlerin belki kör olur Kafana takarsan şafak zor olur Gözyaşımı kime sildireceğim Bekliyorum bir gün sabah olacak O zaman çektiğim son ah olacak Saçlarım ak değil, siyah olacak Teskareyi size bildireceğim O günün özlemi yanar içimde Hasretin yarası kanar içimde Belki aynı, belki farklı biçimde Sizleri o zaman güldüreceğim Balıkesir-30.12.1996 Mikail Tatar |
Beni Düşünme
Hasretin kapladı yine dünyamı Hayalin süsledi gece rüyamı Senden başka herkes bilir sevdamı Neden hasretimi söndürmüyorsun Aynaya baksam seni görürüm Senin için canım verir, ölürüm Uzaktayım, ağaç gibi kururum Sevdiğini söyleyip güldürmüyorsun Yüzünden tebessüm eksik olmasın Yüreğine dertle hüzün dolmasın Gonca kalsın güller, sakın solmasın Nerdeyim, ne yaparım aldırmıyorsun Seni sevdiğimi herkes biliyor MİKAİL duada seni diliyor Gözyaşımı kâğıt kalem siliyor İçimdeki özlemi dindirmiyorsun Çal-04.02.1995 Mikail Tatar |
Biliyordum
Yıllardır yapılan duaların Tutmayacağını biliyordum Çekilen bütün bu cefaların Kâr kalacağını biliyordum Anlatsamda anlamadı gönlüm Daha tomurcukken soldu gülüm Hep böyle mi geçecek benim ömrüm ‘Evet’ diyeceğimi biliyordum Kurulan tüm hayaller çıkacak boşa Yorulan beynim vuracak taşa Elbet yazılan gelecek başa Ümitlerin kırılacağını biliyordum Belki şu anda dünyam yıkılır Gün gelir bu aşktan da bıkılır Ayrılığın sonuna mutlu çıkılır Gözüme yaş dolacağını biliyordum Çıkar gelirsen günün birinde Beklediğin sevgi olmaz yerinde Bulursun kalbimin meçhul yerinde Onu arayacağını biliyordum Varmıdır acaba derdime çare İkiye katlandı gönlümde yare Hayat dalım kırıldı bak pare pare Hüsran olacağını biliyordum Ne kadar istemiştim seni yanımda Bir sevgili değil, kandın canımda Hasretin dolaşırdı damarlarımda Kanımın kuruyacağını biliyordum Artık gelsende bir fayda vermez Kuruyan bir ağaç tekrar yeşermez MİKAİL yoluna mutluluk sermez Senin de yıkılacağını biliyordum Siirt-15.05.1997 Mikail Tatar |
Bilmiyoruz
İnsanlar ne kadar nankörmüş meğer Yüce Yaradan’ını tanımıyor bile... Kendine benzeyeni sayar ve sever Yaradan’ın kimliğini bilmiyor bile... İnsanı yaratmış dünyaya salmış Bitkiyi hayvanı önüne sermiş Faydalansın diye insana vermiş Onların kıymetini bilmiyor bile... Yaradan onların kesmez rızkını Belli de etmez onların ayıbını Teker teker alır da ana-babasını O’na döneceğini sezmiyor bile... Günde bir saatini namaza ayırdıysa İhtiyara, yoksula yardımda bulunduysa Allah’ı, Peygamber’i sık sık andıysa O insanlar ölümden korkmuyor bile... Çal-01.10.1990 Mikail Tatar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:46 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.