![]() |
Ali Baydere
‘N’olur Yine Sev Beni
Akrep ile yelkovana vurduğunda Yaşlarım,bakışlarım. Kalbim tekliyor,titriyor. Dönüyor geçmişim içime, yakıyor. Dön dön ve dur. Sonra orada sor. Kaybettiğim neydi? İki kuruşa verdiğim bir eşya gibi yaşlarım mı? Yoksa yoksa Aşk-ı Derya mı? Çekmedi gitti elini yüreğimden, Bitmedi gitti; Gözümden, nur gibi Yanaklarımdan süzülmeleri. Tane tane, soğuk soğuk Ağır ağır düşmeleri. Bu geçen süre içinde Binlerce kez yüzünü görmelerim, Durmadı gitti. Saatlerce gözümü kırpmadan, Usulca mola vermeden, Geçti gitti. Islak ve nemliydi.Bendeydi. Gündüzlerden kaçan, *******ime dalan, Beğenmeyip Rüyalarıma sığınan, Sonra hoyratça akıp Karşıma dikilmeseydi, Şimdi böyle deli deli Düşünmezdim sevgiliyi. Rüyalarda hatırlıyorsam Unuttuğum günleri, *******i sollayıp da Geliyorsam sana, Sabahlara katıyorsam kendimi, Uyandığımda Sen kokuyorsa yaşlarım, Hazırım; 'N'olur yine sev beni. Ali Baydere |
Ab-ı Hayat, Hikmet-i Gerçek
Ağlıyorum gecenin karanlığında. Çekmişim üzerime hatıraları. Pencerenin altındaki duvara Dayamışım sırtımı, Saklanıyorum Kendimden kaçıyorum. Bak tavana sesler uçuşuyor, Duyuyorum. Hey! sessiz olun. Kendimle konuşuyorum. Duvardaki resimleri ters çevirdim. Görmesinler, ağlıyorum. Hayır hayır Gelmeyin üzerime Ben içimdekiyle uğraşıyorum. Yere bir damla gözyaşı ilişiverdi. Nasılda parlıyor karanlıkta. Lanet olsun bu da kimin hikmeti. İşt işt sana diyorum Bak kapı kendiliğinden açılıyor. İçeri giren karanlık Nasılda ışığı yokediyor. Ama ben karanlıktan çok korkuyorum Üzerimdeki gömleği ters giydirmişler Gözyaşımı silemiyorum. Bak gözlerim kapalı ağlayabiliyorum. Göz kapaklarımın altında Ayrı bir karanlık var... Yahu söylesene ben kimim, Bana ne diye sesleniyordun. Sanırım 'd' ile başlıyordu... Neyse ben karanlıkta Ağlamaya devam ediyorum. Ab-ı hayat dışarıda Bende hikmet-i gerçek Ali Baydere |
Ağaçlar ve Ben
Ağaçlara benzetiyorum kendimi Göz yaşlarının yanaklarımdan süzülerek İntihar edercesine Boşluğa atlaması Ağaçların solduğunda yapraklarının O sonsuz boşluğa bırakması gibi. Dışarıda bakıldığında dimdiktir aslında Ağaçlarda benim gibi. Belli etmek istemeyiz duygularımızı ikimizde O topraklar altında saklar Bütün duygularını Ben ise kalbimin derinliklerinde. O kurtlardan kalan boşlukları kapatmaya Çalışır gövdesinde Bende aşklardan kalan yaraları Onarmaya çalışırım O sonbahar günlerinde. Ali Baydere |
Aşk
Beyninin en ıssız bucaksız yerini Mesken tutar bu duygu. Kimseye anlatamaz, söyleyemez olursun. Aslında sende farkında değildirsin Olup bitenlerin. Adım adım büyümektedir yüreğin. Yer edinir kafanda, Damarlarında dolanır, Gözlerinde yaş olur, Akar yüzüne. Yavaş yavaş anlamaya Başlamışındır bu değişimi. İnkar edemezsin artık bu duyguyu. Yaşamının ta kendisidir artık o. Her nefes alış verişine anlam katar Ve her bakışın aynı anlam içinde. Dolanır etrafında, Sarıp sarmalar benliğini. Tutunacak bir dal, Isıtılacak bir yürek, Yaşatacak bir beden ararsın kendine. Bulduğun vakit sonsuz bir Girdabın içinde bulacaksın kendini. Seveceksin ve sevileceksin artık. Neden mi? bahsediyorum. En temiz duygudan, Yani aşktan Aşkın üstün kılışından. Bu duygudur yaşama anlam katan. Ali Baydere |
Aşk Bu
İçimde bir his var, Nedendir bilinmez. Sana olan sevgimi Anlatmaya kelimeler yetmez. Acımasız kalbin aşka gelmez. Sana olan sevgim Bir ömür bitmez. Çaresiz yüreğim Kapıldı bir kez. Sana olan duygularımı Hiç bir şey dindirmez. Yüreğime laf geçmez. Aşk bu, gelir ama Asla gitmez. Ali Baydere |
Ayrılık Özlemi
Kokunu ağır ağır çekmişim içime Yanmış tutuşmuşum hasretinle Özlemişim seni delilerce Yokluğunun hisleriyle Yüreklerimizi kavuşturduk Kalplerimizi buluşturduk Delilerce sarılmıştık Ayrılık özlemiyle Akıl başa gelince Coşku ile sevince Hasret ile tutuşmuşuz Şükür kavuşmuşuz Ali Baydere |
Ben İnsanım
Farkında değilsin olanların. Nedenini arıyorsun yaşananların. Ne yazık ki fark edemiyor , Yanıp kavruluyorsun içten içe. Dünya gözüyle değil, Gönül gözünü kullanmalısın Anlayabilmek için. Yağmurda ıslanan deniz gibi olmalısın, Maviliğine daha bir renk katmalısın. Suyuna tazelik eklemelisin, Yenilenmelisin. Canlanıp, dalgalanmalısın. Hayat pencerenin bir kenarına Dikiz aynası eklemelisin. Eklemelisin ki her adımının Farkında olasın. Hatalarından ders alasın. Rüzgarla dans eden Bir kuş olmalısın. Bunu yapmalı ve başarmalısın ki Her zorlukla mücadele edesin. Dağın tepesine konmuş Bir kar parçası olmalısın. Bulunduğun yerin farkına varasın. Yüksekliğinle alçalmalısın. Bilmelisin bir gün eriyip gideceğini. Bütün bu olanları anlamalısın, Bunu başardığın gün Korkmadan, utanmadan demelisin ki Ben insanım. Ali Baydere |
Ben Küçükken
Ben küçükken, Her gidenin geri Döndüğünü zannederdim Çünkü; öyle görmüştüm babamdan. Beni bırakıp her gittiğinde Beklerdim, Hep o benden uzaklaşan adımların Bana yaklaşacağı zamanı, Üstelik daha kapı kapanmadan yüzüme Babam dürüst adamadı. Bekleyişlerime haykırırcasına cevap verirdi Kapının tokmağına vurarak Koşa koşa gider, açar sarılırdım. Mert adamdı benim babam Aslında kapıda pek sağlam değildi babam gibi Ama dimdik dururdu ikiside Yıkılmadan yıllara İddiası vardı çünkü babamın hayatla. Ben küçükken Babamın gençlik fotohraflarına bakardım Hani annemle birlikte olanlar. Sonra canım sıkılır Onlarla ev yapma çabalarım başlardı. Evet o çabalarım Şimdi gerçekleşmişti. Bende bizimkiler gibi Güzel bir yuva kurmuştum, evlenmiştim. Birgün yolcu ettim İş gezisi için, Başka bir yer küreye. Sanki küçükken Babamı yolcu eder gibi. Küçükken her gidenin Geri döndüğünü zannederdim ya Ama dönmedi bu kez O giden ayak izleri kaldı yerde Birde kendi fotohraflarım Ev şeklinde masamın üzerinde Hani o giden ile birlikte. Her ayın 14'de mektup yazardım babama Sonra bayramlıklarımı giyer mezarının başına giderdim. Ne de özene bezene giydirirdi, Bayram sabahları beni Hemen yanı başına Bir çukur açar Mektupları oraya koyardım, sanki okuduğunu düşünürdüm Bir kasım 14 sabahı Yitirdim babamı Bu kez geri gelmemişti Yenik düşmüştü hasta kalbine Ya da çok sevdiği insanı özlemişti Annemi... Oysa ben doğarken kullandım İlk yitirme hakkımı Acısını yaşayamadım ozamanlar, Mutluluğunu tadamadığım gibi. Çırılçıplak,gözlerim kapalı Ve buruş buruş tenimle Geldiğimde dünya ya Ağlamamın bir şeyler ifade Ettiğini kim bilebilirdi. Segi dolu kuçakta Hiç bir zaman Doğal süt içme keyfim Olmadı benim. Ağzıma tutuşturulan Biberonları saymazsak Sengi dolu bir adamadı Benim babam. Olmasaydı yanımda Ben bende değildim şu anlarda Keşke bu zamanlarda da yanımda olsa. Ben küçükken Her gidenin geri döndüğünü zannederdim çünkü; öyle görmüştüm babamdan. Taki sonsuzluğun kapısının varolduğunu Anlayıncaya kadar. Ali Baydere |
Ben Ölmeden Kefenimi Gömdüm
Ben ölmeden kefenimi gömdüm. Bir musalla taşı, Birde içinde bedeni eksik. Beyazı kirletir mi? kara toprak. Ben ayı yerde gördüm. Ruhumu gördüğünüz zaman göklerde Çıkartın kefenimi, gömün bizi birlikte. Ben ölmeden kefenimi gömdüm. Bari şu kara toprakların Yabancısı olmayalım ikimizde. Dört kollunun bir tarafı çökmüş. Meğer ne az sevenimiz varmış. Şu dünyada ne kadar yalanmış. Giydin mi? kefeni, girdin mi? toprağa, İşte o zaman görürsün Hangisinin yüzü kara. Ben ölmeden kefenimi gömdüm. Dokuz tahtanın altında, Kalırsın toprakla baş başa. Cemaat gittiği an, sıra geliyor son duaya. İmam okur okumaz Vuruyorum kafamı tahtaya. Ruhum arşa ulaşırken Narşım sanki Yerin yedi kat altında. Ben ölmeden kefenimi gömdüm. Ali Baydere |
Beş Duyum
Yarı cana kalmış bu beden Aşkından hasretinden Yaprak yaprak,damla damla Kopmuşum sebebimden. Çığ düştü sanki yüreğime Nefes alamıyorum Sigaramın izmariti gibi Kaldım bir tarafta Ateşim sendin Söndüm yokluğunda Seni hissedemiyorum Aynaya baktım. Bu ben olamazdım Göremiyordum kendimi Kalbimi hissedemiyordum Göğüs kafesimin yanında Göremiyordum Bomboş odamda sensini duyamıyordum Her haykırışım yankılanıp Bana vuruyordu adeta Duyamasam da Bu ben olamazdım Başka meşgaleler,aşklar Aradım kendime Yanıltmak istedim duygularımı ama... Tadın başka Uğraştım,çabaladım,denedim ama... Seni tadamıyorum ALİ BAYDERE Ali Baydere |
Bilinmezler
Bu bir beyin fırtınası, Yürek, beden hırs yuvası. Bu denklemi çözmek gerek, Düşünceler helak demek. Arıyorsun dipten bela, Bilmezsin bu ne cefa. Hasımlar hısım olmuş, Yakında gelir bela. Seni benden bilenler, Acımadan ezerler. Kurda kuzu serenler, Yolumuzu keserler. Bu dostluk bize haya, Önümüze taş koya. Dara ağacına dizmişler, Bizi kökten silmişler. Ali Baydere |
Bir Damla,Bir Kurşun.
Aşkla oyun oynadım Şimdiye dek. Aşkı barut, Kendimi kurşun, Zamanı ise Tetik olarak kullandım. Vurdum kalleşçe hep, Hiçe sayarak. Aşk ruleti oynadım hayatla Ama hep hile yaparak. Birçok gözyaşı damlası Gördü bu göz, Birçok yürek yarası. Şimdi bakıyorum da. Yoktan var olan hayatımı Varlığın içinde yok ediyorum. Yok oluyorum. Damlattığım O gözyaşı damlaları Yüreğime kurşun gibi oturuyor. Ve Damara bir damla, Bir kurşun kaldı. Aşkı kullanarak ağlattım hep. Ve artık anlıyorum. Vurduğum bedenler, ruhlar yaralı. Ben ise ölü olarak kalıyorum. Yaralar yeniden sarılmaya mehilli. Ya ölüm. Ölüm toprağın altında Işıksız kalakalıyor. Evet ben öldüm! Kendimi öldürdüm. Yoktan var olan bedenimi, ruhumu Yokluğa geri döndürdüm. Ali Baydere |
Bir Olmuştuk
Aşk küskünü, Kalbine düğüm atmış ben. Yüreğine giden yola Nefret duvarları örmüş, Umudunu o duvarlar altında Bırakmış yine beni. Nasıl olurda bir nefeste Yıkıverir her şeyi. Kapı açabilir kalbine giden yola. İçimi ısıtan bu esinti, Aşkın yeniden gelişi, Senin gelişin, Bedenimi benliğinle birleştir. O anda ölesiye seni seçmişim. Seni tanımadan önce Yanlış yanlışlıkların içinde ezilmişim. Her şey yaşandı bitti. Geride kalanlar ezildi. Şimdi sen varsın Ve ben buradayım. Senin yanındayım. Öylesine bağlanmıştık ki Biz artık bir olmuştuk. Yani o derece öylesine ki, Aşık olmuştuk bir olmuştuk. Seni göremediğim günlerde. Kalbim çıldırır, Yüreğim açılır, Özlemlerim dolar Seni arardım. Tenin tenime deydiğinde, Yangınım olur yanardım. Gülüşlerin yüreğine dolar, Gözlerinde ben olurdum. Ben senin sen benim, İki ayrı bedende yaşayan Bir ruh olurduk. Ve biz artık Bir olmuştuk. Ali Baydere |
Boşluk
Başladığım yerdeyim yine; Dünyayı rahatlıkla seyredebildiğim Tek yer burası. Odamdaki pencerenin dibine çökmüşüm. Bir elimde sigara, Diğerinde; İlk cümleyi yazdığım kalemim. Yirmi dokuz harfi karışık şekillerde kullanıyorum yine. Köşedeki camiden ezan sesleri yükseliyordu. Hiçbir dine mensup olmamıştım oysa ben. Tek inancım, tek taptığım aşktı, Belki de aşığın dini aşktır sadece. Odamdaki dünyadan Farklı bir dünya görüyorum Her seferinde dışarıda. Bir çift sevgili konaklamış Ağacın yanı başında, Sevdalarını kazıyorlar; O narin, uzun, ve kıvrımlı ağacın gövdesine Benim aşkımı kazıdığım ağaç Çoktan parçalanıp, Herhangi bir ocakta Ateşle birleşmiştir mesela. Benim birleşmemden önce olmasa da. Karşı komşunun kızları, Bir balkondan diğerine Bağırarak konuşuyorlardı. Halbuki benim hiç komşum olmamıştı Ve hiçbir şekilde Bağırarak konuşamamıştım. Çok istemiştim bunu yapmayı aslında. Hep kısık sesle duyurmaya çalıştım kendimi Ve hep sesimle yıkmaya çalıştım Önümdeki duvarları. Yine bir akşam üstü. Yine yalnız yaşıyorum yalnızlığı. Dedim ya hiç kimse olmamıştı Yalnızlığımı benimle yaşayacak. Benim dünyam çok küçüktü oysa. Görebildiğim her şey Ufuktan öncesiyle sınırlıydı. Herkesin bir yuvası, Bir işi gücü vardı, Şu dünyada. Benim gibi içinde Çark ettirmiyor dünyayı, Yaşamıyor kimse benim gibi Yalnız yalnızlığıyla. Ali Baydere |
Bu Gece
Bu gece tüm sevdiklerime şiir yazacağım. Ama kimse okuyamayacak kendilerine yazılanları. Hıçkıra Hıçkıra, Belki zar zor. Belki de boğulmayı göze alarak. Çünkü Uzun zaman oldu, Yaşlarımla yüzümü yıkamayalı. Farkındayım zamanla o da çok kirlendi. İşte bu gece yıkayacağım. Ve ben bu gece tüm sevdiklerime şiir yazacağım. Biraz ıslak ve yalnız. Bu gece yaşlar mürekkebim olacak, Yüzüm kağıtım, Yüreğim elim olacak bu gece. Ve bir şiir yazacağım yüzüme Kimsenin anlayamayacağı okuyamayacağı bir şiir. Ben hiç kimseden geçemedim. Yaşandığı yerde bırakıp, Yaşadığım yere bakamadım,tat alamadım. Geçmişten alıp bugüne vurdum. Geleçekten çalıp bügüne kattım. Ben hiç kimseden geçemedim,yapamadım. Bu gecede takıldım.Gittiğin yerde kaldım. Gitmeyi başarabilenlerin yol aldığı yerdeyim. Ben gidemedim. Ve ben bu gecede takıldım kaldım. Bir şiir yazdım yüzüme bu gece. Okuyabileceklerin okumak istemeyeceği, Görebileceklerin görmek istemeyeceği. Gözlerimden kurtarıp, Bir şiir yazdım yaşlarımla yüzüme. Bir kefen diktim kendime etten. Bedenden bir kefen. Bir tabut hazırladım kendime, Gidenlerden. Bir toprak buldum kendime, Duygulardan. Bir gün seçtim kendime gitmek için. O gün bu gün.O zaman, bu gece. Ve bu gece bir şiir yazacağım tüm sevdiklerime. Son bir şiir. Asla okuyamayacakları. Bu kez yol göründü, Bu kez karar kesin. Çünkü zaman geldi. Size bir şiir bırakıyorum. Ve birde çok sevdiğiniz, Değer verdiğiniz birşey bırakıyorum. Biraz solgun, biraz soğuk. Etten sadece etten. O da Beden... Ve ben gidiyorum. Geldiğiniz ama asla Gidemeyeceğiniz bir yere. Ali Baydere |
Bu Ölüm Hiç Yakışmadı Sana
Kimse bilmez geceden sabaha seninle koştuğumu Geçmişimle boğuştuğumu. Bilmezler ansızın uçtuğunu, Yavrumuda alıp bulutlara kavuştuğunu. Bu ölüm sana hiç yakışmadı Beni yalnız koymak yakışmadı Hani vazgeçmek yoktu Yoktu çekip gitmek, hani yoktu. Bir torak mı? olacaktı Bunca yıl sonra hediyen. Soğuk bir taş mı? olacaktı. Özlediğimde sarılacağım. Kimsesiz bir gecede,sana seslenirken Kıbleye mi? dönük olacaktın. Toprağında sabahlarken, Yaşlarımla filizlenen Bir çiçek mi? olacaktı günaydın değişin. Sesini bir daha duyamayacak mıydım? İçim yanıyor,daralıyorum. Her düşündüğümde geçmişi. Çakarım kibriti,yakarım sigaramı Çekerim içime. Sonra bi nefes daha bi nefes daha...Ah ah Sözüm hala taze dünkü gibi sana Bakma öyle; Kızgın,üzgün Parmağımda ki altın taşa İçime girip bağırıp,çağırıp durma bana 'N'olur girme Zar zor getirdiğim *******imde Sahipsizce daldığım uykularıma girme. Yaşlarıma dokunarak,sıçratarak uyandırma. Korkarım hayalini görünce karşımda. Dön gel gittiğin yerden vur toprağıma Ya da al götür benide sonsuzluğa Çıklım bulutların ardına Yağalım sağanak bir yaz yağmuruyla. Hani hiç söylemediğim bir söz vardıya sana Evet şimdi söylüyorum. Lanet olsun sen yoksun Seni seviyorum duyuyormusun Seni seviyorum Ali Baydere |
Buda Ne ki
Kalbinin parolası yok ki bende Kapını çalamam kolum kalkmaz ki Sesim çıkmaz ki Kapının arkasından sana seslenemem ki Bedenim hapsetmiş yüreğimi Sana ilişemez ki Hep adını sayıklarım Her düşüncem senle son bulur Sonların yeni bir ilk olur bende Seni düşüncelerime sığdıramam ki Elimde oynatamam ki seni Beni aşkımla Bir başıma bırakıp gittiğin gibi Seni terkedip, yokedip Hayatını bir damara bağlayıp Gidemem ki Gözlerim yörüngene giremez ki Yanar, kavrulur, kül olur Doya doya seni seyredemez ki Küllerim uçuşup Saçlarına konduğunda Anlar mısın? hisseder misin? ki beni Yangınlarıma yetişemedin Şimdi çıka gelsen Neye yarar ki Buda ne ki İçimi sana dökmeye Kelimeler yetmez ki Ali Baydere |
Deniz Rüzgarı
Sahil kenarındaki herhangi bir Banka otururum ara sıra Yokluğunda denizle konuşur Bakışlarım dalgalarla süzülür Kayalara çarpar Adını görürdüm Dalgalarla gelen esinti yüzüme vurur Senin sıcaklığın dolar içime Gözlerimde yaş olur Deniz sularına karışırdı Kalbim bende bir sorun Sen yoksun Kalbime giden yollar dolu Uzakta bir ses Kulağıma doluşur Gözlerim derya ya bakar Sen sen diye Yüreğim yoğrulur Ali Baydere |
Direniş
Ayağa kalk, dimdik dur Yenilme bu zalim topraklara Yenilme bu hain hayata. Ayağa kalk, dimdik dur Korkmadan, yılmadan, usanmadan. Savaşmalısın, başarmalısın. Yırtmalısın ruhunu, Çıkarmalısın artık o karanlık Sonu olmayan yalanlardan. Ayağa kalk, dimdik dur Ağlama, eğilme, ezdirme Kendini bu düzenin gidişine. Anlamalısın artık Her göz yaşı damlasında Yatan gerçekleri. Bilmelisin her damlanın Yüreğine serpildiğini, Sana yol gösterdiğini. Ayağa kalk, dimdik dur Gözlerinde umut, Yüreğinde aşk. Hayattan intikamını alasın. Ayağa kalk, dimdik dur Ruhunun derinliklerinde Yatanları hissetmelisin. İşte o zaman Kendini kendinde bulasın, Hayattan ders alasın. Ali Baydere |
Dost Dediğin
Dostum kelimesine sığınanlar Vurup vurup kaçanlar Yalanları sıralamışlar Duyguları yanıltmışlar Gündüz güvercin olmuşlar Gece yarasaya dönüşmüşler Her zaman yanındayım dediler İşleri bitince gittiler Dostum deyip duranlar Ruhlarını satanlar Para için insanları Her yeri yakıp yıkanlar Yüzsüz yüzsüz dururlar Amansız vururlar Dostum kelimesine sığınanlar Belli ettirmez kendini Gelir gider arasıra İşleri düşünce Döner durur peşinde Dostum deyip yolarlar Seni beni sınarlar Biraz açık verdin mi Herşeyini satarlar Dostum kelimesine sığınanlar Ali Baydere |
Dur Durak Bilmez
Zaman zaman ayrı şehirlerde Vücutlarının ısısı O anlarda hissedilir avuç içinin boşluğu Ve onda göz görmeye hasret kalır kapakları Kapanır kendince Hayaller çıldırır, mesafeler yok olur Avuç içinde bir el oluşur Yokluğun esirinde bir olurlar Sevdanın girdabında Mutluluğun ıslaklığı yatar Her buluşmada Bir yıldız edası Bakış gözlerde Bir bahar kokusu tenlerde Dudaklardan dökülen kelimeler İlk günkü gibi taze Hiçbir şehre sığmayacak bu aşk Hiçbir olasılık bozmayacak bu olasılığı Bir daha böylesine bir duygu Başka kalplerde barınamayacak Başka dostlar göremeyecek bizim gibi Çıplak gözle bunu Yani gönül edasıyla hissedemeyecek Dur durak bilmez bu sevda Öyle bir göle ortaklığı Öyle bir ruh Onlarınki aşkın nezaret altında kalmış Bir dipsiz kuyu Sonu yok sevgilerinin Zaman zaman ayrılık kuralları olacak Başka yollara taşınacak bu sevda Otobüs garında uğurlayan Bir el,bir çift göz Ve açık bir kalp olacak sevdaya dair Seyir halindeyken Mesafelerin verdiği acı İçine oturacak Bir daha haykırmak isteyeceksin Onu sevdiğini Ama başaramayacaksın Yollar katlanmış olacak önüne Sonunda kendine sesleneceksin Bileceksin a ben ha o diye Tek bir ruhuz diye Hissettiğini bileceksin seni Ya geride alana ne demeli Kolu kalkmamıştır Güle güle demeye Hep yanında olmak ister Gözlerinden yüreğine akak ister Ama pekte dert etmez bu gidişleri Biliyordur gideninde onu sevdiğini Hangi yol duvar olabilir ki Aşklarına sanki Dur durak bilmez bu sevda Sevda işte onlarınki Durmayacak asla Ali Baydere |
Gecenin Bendeki İzleri
Bulutlar ağlıyor bu gece Etrafım karanlık Kaldırımlar ıslak ve yalnız Sokak lambası aydınlatır yolları Su birikintilerinden Senin yüzün yansır gözlerime Yalnızlığımı gideririm Karanlığım anlam kazanır Gecenin esintisi odama dolar Sigaramın dumanı sen olur İçime dolardı Buharlaşır yüreğim Camların buharlaştığı gibi Adını yazarım buğulu yerlere Tıpkı yüreğime yazdığım gibi Soluk soluğa kalırım Adını her andığımda Camlarda silinir adın yavaş yavaş Korku sarar içimi Yüreğimde seni bir gün silerdiye Ali Baydere |
Geceyarısı Hislerim
Kulakları sağır eden bir sessizlik Vakit gece yarısını çoktan geçmiş Korku ile heyecan bir arada Öyle bir hiski bu Ölüm ile yaşam gibi Varlığınla yokluğun gibi. Gecenin bütün sessizliğini bozan Bir topuk sesi yankılandı Sokağın başında. Seni düşündüğüm ana denk Geldiği içinmidir bilmem Ürperdim bir an için Seni özlediğim için olsa gerek Sokağın başını gözetlemeye başladım O ses gittikçe yaklaşmaya başlamıştı Yaklaştıkçada yüreğimin kendi Sesi olduğunu anlamıştım ne yazık ki Ben her gece seni bekliyordum Ama sen yoktun Ali Baydere |
Geliyor Bağıra Bağıra
Sonsuzluğun başlangıcına az kaldı Var olan canlılar Farkında değil Gelen alametin Ölene değil de, doğana ağlamayanlar Yakında görecekler Alemlerin efendisini İpuçları sürüp gidiyor Yeniden doğuşa Ayıp kaldırımda yürüyor Kol geziyor Kin, nefret, düşmanlık. Kimi tersten geliyor Kimileri geldiği yeri unutuyor Kimide kıbleyi saptırıyor Minareyi yıktırıyor Kifayetsizce atılan adımların hesabı Topuklarımız yere gömülünce sorulacak Kızıl gözlü dik baktığında Et tırnaktan ayrılacak Yüzükoyun serilip kıbleye bakan Yalnız kalacak bu yolda Bedenler, Ruhlar pişman olacak Anlını koymadığına Ve toprak yükünü attığında Var olan görünmezler Yeniden canlanacak Buluşma günü geldiğinde Meydan da çığlık çığlığa İnkar ve pişmanlık naraları atılacak Terazi dengeyi bulacak Uyanacağız bu gaflet uykusundan Ali Baydere |
Geriye Kalanlar
Sahildeki martılara sordum. Ben ağlarken gideni Gördünüz mü? diye. Hep seni sordum zavallı kalbime, Ve hep kendimi yordum Gitmelerin gideni giderde, Kalanı kalıpta yaşar mı? diye. Sen giderken gözyaşı Seli döktüm arkandan. Belki pişman olurda Tez döner diye. Gözyaşı seli döktüm, Eski bir gelenek niyetine. Kaç mevsim soğuk geçer Ayrılığı yaşattığın gibi. Kaç mevsim seni İçimde barındıra bilirim.Yahut ta Hangi mevsim seni Unuturda ölür giderim. Söyle be güzelim hangi mevsim. Yüklem olurdun alın yazımın sonunda, Mezar taşımın yazılma nedeni olursun Bu yok oluşunla. Toprağımda filizlenirsin, Gel gel de görürsün İçimde yaşattığım mabedi. Kapılı kapılar arkasında Sakladığım seni. Aşkı hüsran bilirsin. Bir daha kimseyi bırakıp ta gitmezsin, Gel gel de görürsün Nasıl sevildiğini. Damla damla akıtıyorum göz yaşlarımı, Hasretin bir anda içimden Çekip gitmesin diye. Ama nafile, Dönmüyor gidenler geriye. Ben kaldım gitmelerin Kalanından geriye. Bir de kan çanağı gözlerim Kaldı senden miras geriye. *******i kalbimin üstüne yattım, Yüzümü yastığa gömerek. Gecenin karanlığı yetmiyor da, Kendi karanlığıma gömülüyorum adeta. Gözlerim siyah beyaz bir ortamda Yaşanılanları görmeye başlıyor o anda. Hatıralar beynime sızmakta. Düğümlenir kalırdım, Bu yalnızlığımda. Ali Baydere |
Gönül Dergahı
Yaş ölümün üçte biri kadar Sarıp sarmalar Etrafını kara bulutlar Ölüm sana bugününü sorar Zullüm yarınını saklar Çaresizlik güzelliğine zarar At içine içine nereye kadar Yoksa bu dostun neye yarar Anlat anlatta nefesinle beni yarat Bu dostun sana kol kanat Yoktur kötülüğün bileği Yıkamazsın tek başına derdi kederi Unutma; dağıtır tüm kötülükleri Sevdanın Nefesi, kalbinin sesi, Dostun Efesi. Nefesinle çağlayan bir çınarım, Ruhuma can olmuşsun. Yanarım. Bu saatten sonra bedenimi ne yapayım? Karatopraklara yem, Ölümede hediye olarak sunayım. Ali Baydere |
Gözyaşı
Rüyamda seni gördüm bu gece. Uzun zaman sonra yine Senin için ağlamıştım delilerce, Hem de unuttuğumu sandığım günlerde. Hatıralar canlanmaya başlamıştı Beynimin en ıssız köşesinde. Gözlerim sana aşina, Son bakışın miras bana. Göz yaşlarım sel olsa, Söndürmez bu aşkı asla. Yokluğunla gecem Gündüzümle bir oldu. Elveda diyişinle, Yok edip gidişinle, Dönmeyeceğini bildiğim halde, Bekledim günlerce. Şimdi seni özlüyorum çaresizce. Ali Baydere |
Gün Doğmadan Önce
Gün ağırırken düşünüyordum kendimce Gecenin bütün ağırlığı üstümde Seni seviyorum diye haykıracak olurken Boğazıma gömülür her seferinde kelimeler Gün ağırırken düşünüyordum kendimce Çıldırası özlemin var içimde Seneler benide sürüklüyor çaresizce Bittim bir kelimede Gün ağırırken düşünüyordum kendimce Boğulmuşum kendi sessizliğimde Geceden kalma gönlümde seni anarken Gözlerim ıslanır kalırdım Gün ağırırken düşünüyordum kendimce Güneşin doğuşuyla batanım ben Sen sen diye yananın ben Son sefer yolculuğunun son yolcusuyum ben Gün ağırırken düşünüyordum kendimce Gece kör zifiri zindan ışığı beklerken Karanlığın kapısı açılmıştı yeniden Kaybolmuş ruhumun bedeniydin sen Ali Baydere |
Hasret
Bu gece zor olacak Yine ******* sensiz yaşanacak Aydınlık günler bile Bir çare olmayacak Ağaçlar bana eşlik edecek Yapraklar tek tek dökülecek Bulutlar üstüme serildiğinde Ay karanlığa gömülecek Güneş benim sende Doğmayı beklediğim gibi Güne hasret kalacak Her yaşadığım içime hapsedilecek Gün güneşe karanlık aya Ben ise sana Her zaman sana Yeniden doğuşa Hasret kalacak Ali Baydere |
Hasretimdesin
Ne zaman seni düşünsem, İçimde bir burukluk hissediyorum. Akşam erken iniyor buralara sen yokken. Zaman durmuyor, akıp gidiyor. Her an sonbahar estiriyor yüreğimde, Yüreğim ayakta tutmaya yetmiyor Sen yokken yanımda. Akşamlar *******i getiriyor yokluğunla birlikte. Tir tir titriyorum bu yalnız Ve soğuk *******de. İçin için hasret tütüyor benliğimde. Ayın ışıltısı gökyüzünde süzülmekte. An ve an akıp gitmekte. Gün sabahı ağırlamakta. Sen yine rüyalarımda. Ali Baydere |
Hayalin
Odama kapattım benliğimi. Kapı eşiğinden sonrası, Haram artık benim için Her şeyi kapandığım odamda Yaşamaya çalışıyorum. Odamın en sevdiğim köşesine Senin hayalini iliştirdim. Seni hep odamda yaşıyorum. Ben gitarımı tıngırdatırdım Senin hayalin söylemeye başlardı En sevdiğimiz şarkıyı. Odamda hayaller, Aşkım yüreğimde, Umutlar belki gelecekte, Bakışların gözlerimin önünde, Izdırap aşkın kendisiyle, Söyle bana söyle, Sen nerdesin nerede. Korkarım dış dünyaya açılmaya. Korkarım hayaller uçup gidecek diye. Korkarım korkarım orada seni Bulamayacağım diye. Yanaklarım ıslak artık her nedense. Gittiğin günden beri içim bulanık. Hatırlarmısın acaba o günü, Tek kelime çıkmıştı Dudaklarının arsasından. Kulağımın duyamayacağı, Duysa da yüreğimin kaldıramayacağı Bir kelimeydi o. Öylede oldu yüreğim dayanamadı. Bu yüzden hayalinle yaşıyorum artık. Zaman kavramı yok olmuştu benim için. Sen yoksun, Ben yokum, Aşkımız yok, Aşkım var sadece. Hayeller var. Odamdaki hayeller. Yanaklarım ıslak artık her nedense. Ali Baydere |
Hepinize Eyvallah
Günlerden bilmem hangisi Akşam üstü saat yedi suları Akrep ve yelkovan birleşmiş Veda vaktinin geldiğini Gösteriyor bana Bir süreliğine ayrılıyorum bu şehirden Öyle bir süre ki Dünyaya kısa bana uzun gelecek Canım şehrim canımdan öte sevdiklerim Eyvallah Plakasını bilmediğim Aslında pekte ilgilenmediğim Bir otobüs ile yol alacağım buralardan Ve kilometre taşlarını saymaya Başlayacağım birazdan İlk defa ayak basacağım topraklarda Güneşin doğuşunu, ayın batışını Farklı bir yüzle seyredeceğim Her kilometre taşını saydığımda İçime daha da bir ağırlık oturacak Belki de adımı mı ilk kez attığım topraklar Üzerime serilecek Muavinin yedi yolcusu kalmasın deyişi Belki de en son duymak istediğim Kelimeydi o anda Canımdan öte sevdiklerim Son bakışımı atıyorum Cam kenarından onlara Canımdan çok sevdiklerim Ve güzelim şehrim Eyvallah Güneşin doğuşuyla uyandım Nemli gözlerle Bilmediğim diyarlardayım artık Ve teslim ettim kendimi Bir gurup vatansevere Hiç bilmezdim yeşilin Bu kadar acı olduğunu Özlem koktuğunu Ve bilmezdim vatan sevgisinin Her şey den üstün olduğunu 3,5 nöbetindeyim şimdi Omuzum da asılı silahım İçimde tuhaf bir his Ve elimde süngü Aklıma gelen ilk cümleyi Kazıyorum yere Canım sevdiklerim Canım şehirim Ve canımdan çok sevdiğim vatanım Hepinize Eyvallah Ali Baydere |
Hiç Beklenmedik Bir Anda
Mezarlıklarla çevrili yolda Çıkarken hatıralara Hissediyorum bana bakan gözleri Var olan görünmezleri Acıyorlar adeta halime Daha da ölümlü bedenimde Kaybolmuş ruhumu hissediyorlar Bir sen bir sen Farkına varamıyorsun gerçeklerin Kendi içinde kaybolmuş biriyim ben Yollar akıp gidiyor Ayaklarımın altından ama Ben hep bırakıp gittiğin yerdeyim Ruhum yok oluyor yavaş yavaş Ufuklarım yok benim Gördüklerim bir kara delik Akın karası bu Yaşanılanların aynası Anıların sis pus olmuş yansıması Gönlüne giden trenin Herhangi bir vagonunda Ayakta yolculuk edeniyim ben Hiç bir zaman Sonu olmayacak bu gidişin Ve hiçbir zaman Boşalan bir koltuk olmayacak Asla biletim yanmayacak Ruhumu uğurladım Bir tren garında Ali Baydere |
İçerlerde Bir Yerde
Gitmelerin yaklaşması var İçerde derinden gelen Sanki sanki bir saat var Kilometresi kurulmuş Hop diye birden bitecekmiş Kaygısı var derinlerde Yüz kızaracakmış Gitmelerin soğukluğunda Buz tutacak içerlerde bir yerde Yüreğimizin sıcaklığı yetişeçek imdadımıza Sonra Sonra buğulaşacak göz yaşları Buğulu gözlerle bakacağız birbirimize Hiç ama hiç konuşmadan İşte insan dolmalıysa böyle dolmalı Bitmeliyse hayatı böyle bitip yitmeli Aklına gelen birden durmalı Pat diye sormalı yüreğine Nedir nedir bunun adı diye Bilsede kendini bilsede cevabı Yinede sormalı yüreğine Her seferinde dönüp dönüp Vurmalı içerlerde bir yerde Çıkartmamalı, buruşturup atmamalı Luzumsuz yerlerde İstiyorsa atmak Yetmiyorsa ve ağır geliyorsa duygular Acıdan değil sevgiden O zaman bakmalı deli misali sevdiceğe Atmalı ve katmalı hayatını O sevene tapmalı Gitmelerin yaklaşması İçini eritsede... Ali Baydere |
İçimizdeki Dünya (Düz Yazı)
Hayat her zaman istenildiği gibi yaşanmıyor. Hayat her zaman; Yorulduğunda oturacak bir sandalye, Ağladığında bir mendil, Tutunmak isteğinde bir değnek, Üşüdüğünde sıcak bir el, Düştüğünde kaldıracak bir dost sunmuyor. Sunulması gereken her şey sadece bir kez Ama sadece bir kez sunulur. Tüm Gerçekliğiyle. Hayatın sunduğu gerçeklerin yanında Getirdiği Birde yalan gerçekler vardır. Bunlar insanları yıldırmak için yaratılmış Aslın suretidir. Doğruyu yanlıştan ayırmak gönlün işidir. Kapının arkasında olup bitenleri anahtar Deliğinden bakarak anlamaya çalışmaktansa, Kapının arkasındakini hissetmek daha iyidir. Yani göz gördükçe gönül körleşir. “Bizler bir paketin içinde yakılmayı bekleyen Son sigarayız. Yaşanılan kötü olayları üzerimize tutulan Ateş niyetine sayarız ve yanarız.” Yalnız kalındığında, sorunlara çözüm Bulunamadığında, Düşünülmesi gereken tek şeyin bu olduğunu Varsayarız. Hayata karşı kendimizi asla ve asla köşeye atılmış Bir izmarit yerine koydurmamalıyız _! ! ! Hiç düşündünüz mü? Ziyaretçisiz kalmış bir mezarı. Yahut da limanından yolcusuz demir almış Bir vapuru. Kimsesiz olduğunuzu, yalnız kaldığınızı, Terk edildiğinizi. Düşünüp de hissettiniz mi? hiç. Kimse yalnız değildir ve yalnız ölmeyecektir. Tıpkı mezarı besleyen toprak gibi, Başucunda bekleyen mezar taşı gibi, Ve vapuru ayakta tutan deniz gibi, Peşinde uçuşan martılar gibi. Asla yalnız değiliz. Soyut veya somut Bizimle olanları görmeliyiz. Görmeliyiz ve değer vermeliyiz. Bizler birer akrebiz Bulunduğumuz konuma ve yaşadığımız hayata Biz anlam katarız ve yön veririz. Yelkovan bir başına anlam sunamaz , Zamanın gidişine, hayatın akışına. Asıl rol akrebin kendisindedir. Ama asla bir bütün olmadan yaşanılamaz. Ben ben diye hayata anlam sunulamaz. Gerçek anlam bizde ise , Hayatı anlatmak için bütün olup bir Yaşanılmalıdır. Hayat yaşanılması gerekenleri Bazılarımıza tersten sunar. Sınamaya çalışır bizleri. Acıları hem de kabullenmesi zor acıları sunar ilk olarak. Ardı arkası kesilmez, zorlamaya çalışır. Acı ile yaşananlara verdiğimiz tepkiye göre Sunar mutluluğu. Fark edilmez olup bitenler, Tepkiler hüsran olur kaybederiz. Mutluluğu bir anlamda bitiririz. Tersten sunulmasının bir nedeni vardır aslında; Yaşanılan mutlulukların değerinin bilinmemesi Birde hayatımızın bir sonraki kademesinde Karşımıza çıkacak daha fazla acılara Ve zorluklara göğüs gerilmesinin Öğretilmesidir. Yaşanılan her ne olursa olsun İyi kötü, acı tatlı, mutlu mutsuz. Her zaman bir ders çıkarmalı ve anlamalıyız. Birde sormalıyız neden? Unutmayın her şeyin bir nedeni vardır. Varlığımızın bir nedeni olduğu gibi. Benliğini kullan, bedenini değil. Ruhunu hisset, cismini değil. Gönlün konuşsun, ağzın değil. Gözlerin duysun, kulağın değil. Sevgiyi anla, hayatı değil. Tüm bu olanları anlamalısın, Anlamalı ve yansıtmalısın. Avucunda sımsıkı sakladıklarını. Yani değer verdiklerini, Umutlarını, senin olanları. Bir hırs, bir sinir, bir kin ile Yumruğunu savurarak ve vurarak bir yerlere Avucumdakileri parçalama. Yalnızlığı hapsettiğin yerde senin özgürlüğün doğar. Sakın unutma en yüksek olmak istiyorsan En dibe vuracaksın. Yani kazanmak için ilk önce kaybetmek gerekir. Hayat yolunda yol alan İyi kötü herkes yoldaştır. Ey yoldaş sakın unutma; Hiç bir söz, Hiç bir dokunuş, Hiç bir bakış Ve hiç bir ateş Senin içindekileri gün ışığına çıkaramaz. Işık sende, toprak sende, Su sende, tohum sende. Çiçek olmak, yeşermek senin elinde. Tek ihtiyacın zaman. O da hayatın ta kendisinde... Ali Baydere |
İşte İnsan, İşte İnsan
İnsan şöyle bir düşünüp geçmişe bakınca. Durup durup eskileri yeniden yaşarmıyım demekten alamıyor kendini. Geçmişin izlerini defalarca kontrolredip Şimdi bulamadığı o günleri. Yaşlarıyla, yüreğiyle tüm benliğiyle Canlandırmaktan bir türlü kopamıyor insan. Hep eskiyi yadedip soruyor insan; Acabalar sarıyor beyninin bütün evresini, Yoksalar yiyip bitiriyor yüreğini, Keşkeler hiç eksik olmuyor dilinden. Sorular hep cevapsız kalıp duruyor her nedense ve Her nedenseler çoğaldıkca, İnsan yoruluyor, kasılıyor, bunalıyor, keşkeler tekrar canlanıyor. Kısım kısım eriyip gidiyor insan eskilerin içinde ve Deliler gibi haykırası geliyor . Eskiler olmasın, keşkeler yanmasın. Geçmiş bugünü vermiyorsa, Geçmiş geleceğe yol göstermiyorsa, Yarınları neyleyeyim diyebilmek istiyor insan. Nereye gitse, Üzerinden atamıyor o mis kokulu günleri. Yakasına yapışmış kurtulamıyor. Aslına bakarsan kurtulmak işine gelmiyor. Geçmişi aynaya bakar gibi, Beyninde görmeyi biliyor insan. Hangi kapıyı çalsa, Karşısına çıkan hep o... Ilık bir rüzgar esiveriyor yüzüne Kapı aralığından. Alıp götürüyor yeniden. Eritiyor, bitiriyor, titretiyor Sade, beyaz benliğini. Kalbini tekletiyor. Gözleri kapanıyor . Gerilere doğru yol alıyor. Ve tekrar işte o Müthiş duygular,sorgular, kaygılar Geri dönüyor. Uçuruyor, Bugünü geçmişe katıyor. Geçmişin üzerine de bugünü, Bugünün üzerine de zamanı, Zamanın üzerine de yüreği, Katıyor. Yüreğin içinde sevgi ve dostluk Hep duruyor. Taze ve yeni. Tadılmaya doyulmamış günler. Ve soruyor insan haykırırcasına, Varmısın geçmişi gelecek yapmaya, Yarınları bugüne katmaya , Yine hayatı bütünüyle tatmaya. İşte insan, işte insan. Sevdalara, dostluklara, arkadaşlıklara, Nasılda önem veriyor. İnsan bu yanlız yapamıyor. Ali Baydere |
Kaldırımlar
Kaldırımlar, O karanlık sokaklarda yürürken Bana eşlik eden kaldırımlar. Sanki yalnızlığımı hissetmiş gibi Hep yanımda,uzanıp giden kaldırımlar. O sokak lambasının ışığıyla, Gölgemin birleştiği kaldırımlar. Nereye gitsem,hangi sokağa sapsam Hep karşıma çıkan kaldırımlar. Parçalanmış kalbimin etrafa saçılan Kırıntılarıyla izimi bulan kaldırımlar. Ali Baydere |
Kanayan Yürek
Madem sen yoksun hayatımda, Bende yokum bir anlamda. Varlığındı hayatıma anlam katan, Anlamsızca yaşadım Yokluğunla her an. Anlamsızca gidişinle Bıraktın ardında, Paramparça bir kalp, kanayan bir yürek. En çok da anlamsız yitirmek Kavuruyordu bedenimi. Oysa yeminler etmiştik birbirimize Ayrılmak yok diye. Bir rüyaydı yaşadıklarımız seninle, Gıpta ile bakarlardı sevgimize. Bozdun bu büyüyü sessiz gidişinle. Tek kişilik bir aşk Yaşatıyorum artık içimde. Çekip gitme zamanı geldi buralardan. Bir gece vakti düştüm yollara. Yürüdüm saatlerce karanlık yollarda. Geride ise senden kalanlar. Bir sahilde açmıştım gözlerimi bu sabah. Sensiz doğan ilk güneşti Bu benim için. Oysa ne çok alışmıştım varlığına. Sen hayatından sil beni sevgilim, Ben silemiyorum. Her an seni soluyorum. Ali Baydere |
Karmaşa
Herşey bir tesadüf mü? diyorum, Yoksa bir hakikat mi? Tesadüf olduğunu umuyorum Ve devam edip duruyorum. Herşey yolunda derken, Durup durup çarpmıyor mu? Gerçekler yüzüme, İşte o zaman kahroluyorum. Düşündüklerim gerçekten Düşlediklerim mi? Yoksa, yoksa Hislerimin gereksinimi mi? Herşey olması gerektiği gibi mi? Yoksa ben olasılıkların ortasında mıyım? Her zaman bir gerçek var, Çözülmeyi bekleyen bir gerçek. Ali Baydere |
Keyf-i Alem
Şöyle derya ya karşı. Hasretin, özlemin, Yalnızlığın ve bir başınalığın Kokusunu almak güzel. Seni bir saniye daha düşünmenin Gizli kapaklı bir keyfi var içimde. Herhangi bir müzik notasında, Sigaramı her içime çekişimde, Seni kol gezdirmek Beynimin en ıssız köşesinde Güzel seni sevmek Seni düşlemek. Gözümü kapatıp Çırılçıplak derya ya dalmak. Arınmak bütün kirli düşlerden, Sadece sana varmak hayallerde. Keyf-i Alem bende. Yokluğunda bile keyfi var Adının baş harfini söylemenin. Keyf-i Alem bende. Seni sevmenin. Deryanın ve göklerin Birleştiği yerde. Şöyle ufuklarda, Sen varsın benim için orada, Bense burada. Uzak sana ulaşmak, Yakın sende kalmak, Keyfi sende olmak hayatın. Alemlerin en güzeli Dünya yı seninle döndürmek. Keyf-i Alem bu bende ki. Keyfini tatmak seni sevmenin. Ali Baydere |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:11 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.