![]() |
İsmet Zeren
Açtı Karanfil
O kapıyı araladım Geçti karanfil Sevdim okşadım Kırık kanatlarını Uçtu karanfil Sızıların dindiği yerde duruyordu Kıpırtıların başladığı yerde öylece Tutarken elini Bilmediğim bir aleme yürüyordum Koluma girdiğinde Bir başka adam oluyordum Bakarken yüzüne O Benim gördüğüm Konuşan gülen izleyen İlk canlı çiçekti O bir karanfildi İçimde bu gece açtı karanfil |
Adalet
Adaleti terazide tartanlar Kalemide ortasından yontarlar Terazi tartınca darasız tartar Kalem kırılınca parasız yontar |
Adam Gibi Adamsan
Aldanış tüketir seni Aldattığınla kalırsın Gururun tavan arasında Eğer seviyorsan gerçekten Yenilginin acı yüzü Aldatmasın sakın Duygularını Eğer adam gibi adamsan Ve gururun Sevgi okyanosunda Ceviz kabuğundan başka Bir şey olmadığının Farkındaysan Aldatma sakın İkinci defa Çünkü Okyanoslar Ceviz kabuğuna Sığmaz bir daha Sevgin Ne kadar Büyük olsada |
Adımlar
Sigaraların dumanına sor Hiç düşünmeden Zamanın bonkörlüğünü Ve sonra yürü Bir içeri Bir dışarı Adımların seni nereye götürür bilinmez Ama ağlama sakın Sakın vurma kafanı Duvar gibi hatıralara Nasıl olsa Silinecektir herşey Sen Yeni bir umuda Yelken açınca |
Afeti Devran
Halime... Bir yiğit kız Vatan sevgisiyle dolu yüreğine Aşk yangını düşmemiş Halime Bir afeti devran En azından tanrı bana Öyle gösterdi Yada ben Öylşe görmek istedim Gönülden Halime Bir gonca gül Yapraklarına ayrılığın Zemheri karı yağmamış Henüz.. Ama henüz... Kendisi kadar yiğit Ve kendisi kadar yürekli Bir yiğidi tanımamış Gölpazarlı Halime Hiç ağlamamış Böyle kaydetim onu Defteri Kebire Tanrı sonunu hayır getire İsmet Zeren |
Affet Beni
Ben seni sevdim... Daha... İlk gördüğüm gün Bu kadar basit işte Ve bu kadar anlamlı Sevdim seni Adımı bildiğim gibi Nefes alışım kadar doğal Varlığım kadar gerçek Ve ölüm kadar çıkarsız Sevdim seni Üzdüysem eğer Sevdim diye Affet beni... |
Ağlama Anne
Al bayrak göklerden inmesin diye Ezanlar semada dinmesin diye Bu canı vatana ettim hediye Şehitler ölmüyor ağlama Anne! Toprağı kutsaldır bu güzel yurdun Ufukta bekliyor mutlu bir yarın Göğsümden yediğim mermiye sorun Şehitler ölmüyor ağlama Anne! Ne yavuklu ne sıla girmez düşüme Pusuda nöbette duymam üşüme Hainin elini katmam aşıma Şehitler ölmüyor ağlama Anne! Sevene Cennet'ten bahçe bağ olsun Düşmana aşılmaz yüce dağ olsun Ben olmazsam bile Vatan sağ olsun Şehitler ölmüyor ağlama Anne! |
Ağlama Be kadın
Başladığında her şey Ağlıyordun Bitti Hala ağlıyorsun Çocuklar doğduğunda Büyüdüğünde Evlendiğinde Askere gittiğinde Hep ağladın Sonra torunlar doğdu Büyütürken ağladın Milli piyangodan Hani bir bir ikramiye çıkmıştı O zaman bile ağladın Bayramlarda Kavuşmalarda Ayrılıklarda Her zaman ağladın Hatırlıyorum Bari ben ölürken.. Ve sonrasında Ağlama be kadın Rahat uyuyayım biraz |
Ağlamak İstiyorum
Ağlamak istiyorum Bir deniz kızının gözyaşlarıyla Mavi göklerden yakamozlara Sevişipte kavuşamayanlar için Ağlamak istiyorum Bir sis metropolünde Geciken Gecikipte üzülen yeşil baharlar için Ağlamak istiyorum Ela gözlerden etli dudaklara Bir ısırıkla Bin ıslıkla Çınlasın kulaklar Ve sonra Hıçkırıkla ******* boyu ağlamak istiyorum Ağlamak istiyorum Biliyorum Ayıplayacak dostlarım Gülecekler biliyorum Düşmanlarım Üzülecek biliyorum Annem babam kardeşlerim Eşim çocuklarım Ağlayacak bakıp halime Ben burada Tam otuz üç yaşımın ortasında Kendim için Kendi kemdime Ağlamak istiyorum |
Ağlamak Yasak
Soğuk *******in sabah ayazında Hep seni aradım İstanbul sokaklarında Havaya karışan nefesim Uykusuzluktan yorgun gözlerim Hep seni aradı İstanbul sokaklarında Ağlamak bile yasak bana Gülmeyeli yıllar oldu Havanın soğuğu ciğerlerimde Senin yokluğun yüreğimde Yürüdüm ellerim cebimde Yeni bir güne |
Ağrı Zindanları
Gül kurusu kokuyor hatıralarım Şu bitmeyen Ağrı Zındanlarında Sararmış solmuş bir rüya gibi Senle dolup taşan güzel yıllarım Gel demiyorum sana hep yanımdasın Senle ayaktayım Ağrı Zındanlarında Bir mektup bir resim bir eski roman Sen onlarla canlısın hep canımdasın Bir salkım üzüm güzel gözlerin Baktıkça dayanırım Ağrı Zındanlarına Bir fısıltı bir ses bir yudum nefes Gönlümdeki zincir tatlı sözlerin Bitmez sanma sakın hasret bitecek Ağrı'yı gömeceğim Ağrı Zindanlarına Bu acı bu elem bu tükenmişlik Aşkımızda kül olup elbet tütecek Bu şiiri bir gün birlikte okuyacağız Okuyup el sallayacağız Ağrı Zındanlarına Bu kap kara sayfayı burda kapayıp Mutluluk çiçeğiyle elimizi yıkayacağız |
Ah Halime
Yıllar -su gibi derler ya- Akıp gitti bir çırpıda Çocuktun büyüdün Büyüdün olgunlaştın Kimbilir? Hangi med-cezirler de dolaştın? Gözlerinin kenarlarında Bir kaç çizgi bıraktı/gençliğin Sen onlara da Zorda olsa alıştın Ah Halime! Şimdi bir dinginlik Belkide.. Bir yanlızlığın sessizliği Gelip oturdu Yatılı bir konul misali Gönül misafirhane Saçlarının.. Siyah bir ırmak gibi akan Her bir telinden Sevda türküleri Dökülüyor mısralara Hasretin terennümünde Duyuyormusun Ah Halime! |
Ah Ve Vah
İki ah Bir vah'a Eşittir Demiştim Sana Ölüm Ve doğumun Yaşama Eşitlendiği gibi Ben seninle Doğdum Ah diyerek Seninle öldüm Bir tanem Ve şimdi Vah diyerek Eşitliyorum Yaşamı |
Ah! Gülnihal
Işığa dönüştün ve gölgeye sonra Nazlanmadın kollarımda Ah! Gülnihal! ... Uzattın kollarını taç yapıp boynuma Gözlerimle sevişti bedenin Ah! Gülnihal! ... Hissettim bir ılık buseyi,yaz buketi gibi İhanetlerle susmuş yüreğimde Ah! Gülnihal! ... Kırmadın,kınamadın,kırılmadın bana Terketmedin güz bahçesinde Ah! Gülnihal! ... Karanlığın içinde ben dolunay sanmıştım O kısa gecenin güneşiyle geldin Ah Gülnihal! ... Sessice kabullenecektim kaderimi ipekten kaftan gibi Kuşanmak istedim seni kuşandım kızmadın Ah! Gülnihal! Bir su değirmeninden aktın,bir gök kuşağından geçtin Bir kızıl şerbettim,hiç korkmadan içtin Ah! Gülnihal! ... |
Albümdeki Resimler
Pişmanlıkların dönüşü yoktur bilirsin Hatıralar sonsuzlukta kayıpsa Ne torpil geçer kader Geri gidişe Ne zaman sarıp sarmalar Çocuksu duygularını Korkuların hep vardır Endişelerin hep yanındadır Yanlızlığa uyanırsın her sabah Yatağın sol yanı Soğuktur her zaman Sen istediğin için bu böyledir Sen istediğin için Kaçmıştır anılar En ıssız kuytulara Albümde ki resimlerde Kalmıştır insanlar Coşkular sararmıştır emin ol Telefonun hiç gelmez Mektup hiç gelmez posta kutuna Düğün davetiyeleri yoktur masanda Sen istediğin için Pişmanlıkların dönüşüyoktur bilirsin Yaşmın sonuna geldiğinde Geriye dönmenin Mümkünatı yoktur bilirsin Sen geri dönmek istesen bile |
Aldatılmak
Göz Görmeyecek Bir daha Aldatılmayı Göz kapakları Sevgiye Kapanmadıkça |
Alışveriş
Dükkanın kepenkleri açılır Şaşı bakkal şaşırır Başında ki Kırmızı külahı Görünce Çeklerini İmzalaman için Bon bon şekeri sunar Bedavadan Komikleşir terazi Bir aşağı bir yukarı Gider gelir Üstünü almak için paranın Bir filme dönüşür alış veriş Alışlar sağdandır Verişler soldan |
Alnından Öpermisin
Olurmusun hiç toprak bir avuç toprak uğruna Düşermisin düşünle kara toprağın bağrına Gelirmisin iki elin kanda olsa çağrıma Evet dersen can vermek gitmez artık ağrıma Duyunca şahadetimi hüzünle gülermisin Kartal bakışlarınla cihanı süzermisin O cansız saadetimi alnından öpermisin Hayır dersen can vermek gider ancak ağrıma |
Altın Top
İnecek bir gün muhakkak Siyahın bittiği yerde Perde inecek Sarı bir ay doğacak Sarı bir ay Altın top Gözlerimdeki ışıltıyı göreceksin Gölgesiz Sevineceksin Belki üzüleceksin Ayrı geçen yıllara Ama beklediğine Kahretmeyeceksin |
An Geldi
Gök yarıla,dal kırıla,yel ese Tanrı Dağı selam ede Erciyese Ses vere yirmi dokuz boy bu sese Tarih geldi,devir geldi,çağ geldi Yiğit geldi,aslan geldi,dağ geldi Vazgeçtin mi,Ey Türk Oğlu canından Peygamber ten vermiş sana teninden Artık girmez..kılıç çıktı kınından Zaman geldi,mevsim geldi,yıl geldi Umman geldi,tufan geldi,sel geldi Asırlardır öksüz kaldı şu Türk illeri Asırlardır Hak'ka açık Türk'ün elleri Gayrı açık olsun Türk'ün yolları Vakit geldi,saat geldi,an geldi Şahbaz geldi,şahan geldi,han geldi |
Anadolu
Ordularım bayrak açtı sancak kuşandı Üstünde uğruna nice zafer yaşandı Hücumlar düğün yareler birer nişandı Vurulup koynuna girmek en büyük şandı Düşmana cehennemsin kabrime cennet Destanlara sığmıyor duyduğum minnet Vatanım demiş sana bu özgür Millet Şehitlik farz uğruna gazilik sünnet Alllah Allah diye inliyor her çakıl taşın Ay yıldız göklerde gönül sırdaşın Toprağın şahididir meçhul naaşın Şehit kefenleridir bayram kumaşın Selam sana namazgahım Ey Anadolu! Malazgirt kilidindir Mühürün Gelibolu Varsın düşman kuşatsın sağ ile solu Göstereceksin Türk'e Turan'a giden yolu |
Anadolum Diyorki
Körpecik dimağlara akıtılmakta zehir Hürriyet ve istiklal edilecekmiş tehir Yüreğim kan ağlar,gözlerim kandan nehir Bağrındaki şehitler kalkıp hesap soracak Bütün dağlar yıkılır lakin yıkılmaz o dağ Anıttepe'de Atam kurmuş gönlüme otağ Bütün bağlar çözülsede asla çözülmez o bağ Türk oğlu hainleri bu sevgiyle vuracak Uğruna can verirken sormadık sorgu sual Sorsak olmaz o zaman mezarımda ki gül al Irkımın nişanesi üstünde ayla hilal Türk çınar sen gövdesin bunu herkes görecek Bekliyor pusuda düşmanlar tabur tabur Sabır ver bize tanrım dayanacak güç sabır Anadolu ya vatan yada müeebbet kabir Bin senelik sevdasın yüz bin sene sürecek |
Anafor
Gelirsen Ne bulacağını Sanıyorsun Giderken Götürmüştün zaten Bırakacağın herşeyi Suskunluğun kalmıştı Silikliğin İsimsizliğin Ve saydamlığın kalmıştı Zaman bir anafor gibi çekti senden Kendine benzeyen herşeyi Gelmemek hakkını kullanırsan eğer Erik ağaçları bu sabah Rüzgarla uçuracak Çiçeklerini Bahçıvan pantolonlu Sahipsiz insanlara Sana yapraklar kalacak Bir posta zarfının içinde Ve dört köşe kutusunda Seni bekleyen |
Anarşist Olduğum Gece
Eğer varsam Ve yaşıyorsam bugün Bir nihavent faslı geçecektir Eminim İstanbul *******inde Şehir Hatları Vapuru Anarşist olduğum gece Yüreğimde Benim Beykoza son seferinde Bir benim için Ve seni yaşadığıma Son duam olsun Tanrıya Sakın sen korkma Son duam ki Senin içindir Seni bana verdiği için Tanrıya |
Anıları Arıyorum
Anıları arıyorum İstanbul *******inde Denize düşmüş bir kırmızı gül Leyla isimli bir ahşap sandal Ve ölgün ışıklı Beyoğlu Meyhaneleri Seni hatırlatıyor bana Anıları arıyorum İstanbul *******inde Eminönü'ne iniyorum Ada vapurunu arıyorum rıhtımda Bulunca Buruk bir sevinç kaplıyor içimi Yıllanmış tatlı yosun kokusu Doluyor ciğerlerime İster istemez seni hatırlıyorum Anıları aruyorum İstanbul *******inde Beşiktaşa geçiyorum bir motorla Akademi önünde seni bekliyorum Gelmiyorsun Kaprsilerini hatırlıyorum Gülümsüyorum Anıları arıyorum İstanbul *******inde Bitmiyor.. O kadar çokki Her köşesinde sen varsın Bu eski şehrin Her gece geleceğim Hiç.. Ama hiç... Kızmazsın değil mi? |
Anız Yangınları
Acıları yüklerim bazan Hatıralar kervanına Bazan ufacık bir acı olurum İğne başı kadar Batınca parmağına hani Çok acıtan O küçücük acı gibi Gelip geçerim Bu şehirden otobüslerle Bir kahin gibi Geleceğimi okurum Seninle yaşanmış maziyi Şarkılarla geçerken Sonra okurum yine İlk okulda ezberlediğim dualar gibi Adını/her gece Sessiz ve pişmanlıklarla Dolu doluya Halay çeker Geçmişim geleceğimle Anılarım umutlarımla El ele Omuz omuza Sonra yıkılırım Yeniden Yeniden yıkılırım Tahta beşiklerde sallarım Taş bebekleri Ve avuçlarımda üç taş kalır Acılarda boğulurum Bir kandil fitili gibi anız yangınlarında Haykırırım göklere ve denizlere Yokluğu ve var oluşu haykırırım Kül oluşlarda Simsiyah Ne gök acır halime Ne deniz ses verir Yankılarıma Sulara düşen Korkularım Kucaklar beni Boğulurum Yıldızların yanlızlığında |
Anla İşte Halimi
Mahmur mahmur bakıyordu Ayrılığın öksüz gözleri Selamsız sabahsızdı Çiftime çubuğuma gurbet kuşları Sarı defter yaprakları kapanmıştı Özgürlüğün üstüne Heey gülüm! Sende mi küstün sözlerimin soğukluğuna Mahpusluk halidir Anla işte çocukluğumu Ve yılgınlığımı yanlızlıktan ibaret Yüreğim bir serçeninkinden daha küçük şimdi Vapurları özlüyorum Gidipte gelmeyen gençlik günlerim gibi Anla işte halimi Her gün yeni ve tanımadığım bir sudayım Boğuluyorum dalgaların kucağında Her gün yeni bir arefedeyim Olmuyor bayram sabahları Hay huy zındanlarında Anla işte halimi Tükeniyorum özde sözde eylemde Bahar diyorum görsem bir yeşil değnek Özgürlük diyorum bir yudum açık havaya Sen diyorum rüyalrımda sırtı dönük kadınlara Bekle diyorum baş yastığıma bekle beni Fısıldıyorum ağlıyorum düşünüyorum seni Anla işte halimi Artık bu mahpushanede Bilmediğin Bilmediğim Bir başka adam oluyorum |
Anlamak
Kaybolmaktır yarısı yalanın Bir kökte Bir gövdede Bir dalda Çıkış yolu bulmaktır şaşkınlık Bir kukuda Endişede Yürekde Sonra geri dönmektir sevgi Yalanları unutup Bir umuda Bir arzuya Ve isteğe Sevmektir Sabır sebat Acıyı hissetmeden Vurgunlarda Gelgitlerde dolup dolup boşalmaktır Bir yürek gibi Çift yürekle Tek yürekte Kaybolmak istiyorum yalanlarla Buluşmak istiyorum sevginle Bir kökte Bir gövdede Bir dalda Çıkmak istiyorum Karanlıklardan sevgiyle Endişelerden uzak Beni anlıyormusun |
Anlasana Yar
İmbikten süzülen Bal kadar şirin Anlımdan süzülen Ter kadar narin Göklerden süzülen Gün kadar sıcak Kalemden süzülen Söz kadar coşkun Aşkı anlatıyorum Anlasana yar |
Anlaşılmak İçin
Anlat bana Anlamasan da Israrla İnatla ve sabıral Anlat Bir bakışla Bir davranışla Bir eylemle Anlat kendini Anlaşılmamak Anlatma eyleminin Karnesidir yanılgıda Eğer önemliyse sevgi Ve susmak vaktiyse artık Anlattıklarıyla yetineceksin Sana Dönüşünü Doğanın Ve bir daha Anlaşılmak için Geriye asla bakmayacaksın |
Anlat Bana
Hele hele gel beri gel Aşkını anlat bana Nasıl sevdiğini sarı saçlıyı Nasıl beklediğini iskelelerde Derin çek soluklan Nasıl dolaştığını sokaklarda Nasıl ağladığını anlat Hele hele gel beri gel Parasızlığını anlat bana Yetimliğini ve aşkını Onsuz *******deki yanlızlığını İstasyonlarda kalakalışını Onu her yerde boşuna arayışını Düzene bozana karşı çıkışını Yinede sefil olmayışını Ve ağlayışını anlat Hele hele gel beri gel Onunla ilk çıkışını anlat bana Sana süzgün süzgün bakışını Elini beline atışını Omuzuna yatışını Seni bulutlara katışını Bir çocuk yeter deyince Kaşlarını çatışını Ve bir zengin adama Seni nasıl satışını Gözyaşını anlat bana |
Anlatılırsa Bir Masal
Sana anlatılırsa bir masal Rengini sor Elmaların Ahengini Sedef bir çakıyla soy Korkmadan Gümüş çatal batır Hiç acıtmadan Bedende kum kalır Özlemde bahar Sana anlatılırsa Bir masal Sabaha kadar Kavuşurlar belki Ayrılırlar Bilinmez Senin gözyaşlarına Kuşlarda ağlar |
Anlatmaya Gerek Yok
Anlatmaya gerek yok Bu anı,bu dakikayı,bu saati Can Mehmed'im orda işte.. Ay yıldızlı bayrağa sarılmış Bir musalla taşında Görevini yapmış Büyük bir gurur Ve sonsuz bir huzur içinde Uyuyor sessizce Bir kuş konuyor Tabutunun başına Ufak bir serçe olmalı Ve sanki bize Tanrı'nın Mehmed'in şehitliğini kabul ettiğini Müjdeliyor gizlice Anlatmaya gerek yok işte Şehir burda Tanrı orda Kavuşacaklar iki eski dost gibi Ve bir daha ayrılmayacaklar... |
Anmazmıydın
Bir baharın kışı olsam Kaf dağının kuşu olsam Kavgada er kişi olsam Yine beni anmazmıydın Bir ademin canı olsam Ekmeğinin unu olsam Bu yolun son hanı olsam Yine beni anmazmıydın Güvendiğin akıl olsam Okuduğun okul olsam Herşeyine vekil olsam Yine beni anmazmıydın Çok kutsal bir yemin olsam Mutluluğa zemin olsam Her duaya amin olsam Yine beni anmazmıydın Abı hayat nehir olsam Kötülere zehir olsam Güzel sözde mahir olsam Yine beni anmazmıydın Kin bilmeyen cahil olsam Verilen son mehil olsam Bin bir işte ehil olsam Yine beni anmazmıydın Pir sultanın kibri olsam Bir velini kabri olsam Kum çölünün sabrı olsam Yine beni anmazmıydın Adalete ferman olsam Her derdine derman olsam Aşkın ile harman olsam Yine beni anmazmıydın Görülmemiş ziynet olsam Edilmemiş minnet olsam Girilmemiş cennet olsam Yine beni anmazmıydın Yunus cana menzil olsam Aradığı delil olsam Hak yolunda malul olsam Yine beni anmazmıydın Mevlana'nın sarfı olsam Muhammed'in(SAV) zarfı olsam Mevlamın bir harfi olsam Yine beni anmazmıydın |
Anneciğim
Uzanıverir Anneciğim Uzanıverir kelimeler Kalemimin ucunda Bir sevgi damlası kadar yalın Bir sevgi sözcüğü kadar gerçek Olmak için sizinle Uyanıverir Anneciğim Uyanıverir duygular Yüreğimin üstünde Kor ateş kadar yakıcı Ve güneş kadar aydınlık Olmak için sizinle Utanıverir Anneciğim Utanıverir yalanlar Gözlerinizin içinde Aldatılmışlık kadar mahçup Sadakat kadar hesapsız Olmak için sizinle Uçuverir Anneciğim Uçuverir mutluluk Kağıttan bir gemi olup suyun üstünde Ve beyaz bir uçurtma misali mavi göklerde Bir bayram sabahı Özgür ve nazlı Olmak için sizinle |
Arınmak Zamanı
Avuçlarıma doldurdum Ve yüzüme sürdüm Sessiz bir huşu içinde Sevda kumullarını Taneleri döküldü Parmak aralarımdan O gencecik ince bedenimi Saklayan anılarımla Sarı saçlar geldi geçti Mavi gözlü rüzgarlarla Kumral yağmurlar yağdı ela bedenime Siyah isyanlar yükseldi yüreğimden Kuzgun siyahı nehirlere Isırdıkça esmer ekmek tanrıçası kaderimden gerçeği Uçuşuyordu hayal gelincikleri İncecik duvarlardan Şimdi artık arınmak zamanı Ve af dilemek tanrıdan Yağmur yağıyor Ve yüzüme sürüyorum Arsız bir huşu içinde Sevda kumullarını Sevdiğim görüyor mu? |
Arsız Ada Çiçeği
Arsız ada çiçeğim Hiç uslanmazmısın sen Hiç aşık olmazmısın güneşe Yağmurla hiç buluşmazmısın Sen hiç beklemezmisin Sevdiceğini Ada rıhtımında İnmeyince son vapurdan Çaresizlikten oturup ağlamazmısın Sen arsızım Gönül sırdaşım Sırdaş hırsızım Açmazmısın yapraklarını Sabah güneşine Gözlerin açılmadıkça Ben onları Güneşten önce öpeyim |
Asla İstenmemek
Asla istemiyorum derse ne yaparsın Ne yaparsın bu metazori cehennemde Oysa sevilmek istiyor gönül / biliyorum Sevmek istiyor gençliğindeki gibi Delice,tutkulu,özgür ve sereserpe O kitap okurken ve yaşarken Ve geriye bakarken sessizce Seni istiyor mu bilinmez Bilinmezler o kadar çok ki Başındaki toka ve çevirdiği sayfalar O kadar uyumlu ki bir bilse..ah bir bilse.. Ama asla istenmemek ve ne olursa olsun istenmemek O kadar zor ve o kadar berbattır ki anlatılmaz Ne istiyor bir bilsen İstediklerini bir verebilsen Belki bir kez dönüp bakar Ve kendi saçları gibi Senin saçlarını da avuçlar Onun çocuğu gibi Ve senin çocuğun gibi Olmak istersen ve eğer olamazsan Güneşin batışında ki duygularını hatırla Hatırla ve sev Sevmenin ve sevilmenin Ne kadar güzel olduğunu Bir temmuz akşamında Başkaları bilmeden Hatırla ve sev... |
Aslan Kralsa Hala
Eğer Orman yeşilse Ve aslan Kralsa hala Karınca kadar Hakkım olsun isterim Güneşin ilk ışıklarında Toprağı çiğnerken İncecik ayaklarım Şimdi artık Sessizlik var Maskeler çoktan geçirildi Mumdan suratlara Sokaklar.. Geceyi çoktan kucakladı Ve batı Güneşi Çoktan attı Gayya Kuyusuna |
Aslanların Şahadeti
Şahadet ki aslanların son sığınağı Gülden bir kaledir zafere kadar Üstüne örtülen o al bayrağı Çıkarmaz hiç biri sefere kadar Omuzda değil Milletim o aslanları Yüreğinde taşır mabede kadar Oluk oluk akan o al kanları Ezelden ulaşır ebede kadar Aslan ki her biri diğerinde yeğ Uzanır pençesi semaya kadar Aslanım hainlerin başların eğ Şehit olacağın Cuma'ya kadar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:59 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.