![]() |
Sevgi Ateş Değil ki
Sevgi Ateş Değil ki
Sevgiyle.. Hadi çıkarın maskeleri... Bende tanık olayım... ‘’keşke’’siz ve ‘’maske’’siz anların...günlerin...olsun.. Kuşu yükselten kanat, İnsanı yükselten sevgi... Değil mi..? Gerçekler gizliden memnun olsun. AMA KİMSE BİLMESİN...KİMSE DUYMASIN.. Dünya bilsin... Sadece dünya ki ... Kelimeler tartsın sevgiyi.. Yüreklerde.. Hiç uğraşma... Gözyaşlarınla söndüremezsin... Sevgi ateş değil...değil ki... |
Deliler Gibi
Kayıp giden yılların ardından, Ağlıyorum yine deliler gibi, Bir zamanlar sende böyle çekip gitmiştin, Bense ağıtlar yakmıştım deliler gibi. Unutamadım hâlâ o günleri, El ele tutuşup gezdiğimiz günleri, Bilmiyorum sende özlüyormusun, Ben hasretim o günlere deliler gibi. Yıkılası gururum olmasaydı eğer, Belki verirdim sana bir değer, Hasretin ölüm gibiymiş meğer, Pişmanlık içindeyim şimdi deliler gibi. Olurya bu yolda canımı verirsem, İnanki sevdiğim toprak kabul etmez beni, Gel eceli seninle tadayım, Sen öldürmezsen yaşarım deliler gibi. |
Adamın Yoksa
Sorulur sorular, A, dan Z, ye dek Bilinirmi talih kime gülecek Kim kazanıp yada kim elenecek Düşün babam düşün zamanın çoksa Elden ne gelirki adamın yoksa Dayıyla amcayla işler yürüyor Para göz kırparsa herşey oluyor Garip kimsesizce sefil duruyor Düşün sefil düşün zamanın çoksa Elden ne gelirki adamın yoksa Bir umut ışığı yanar diyorsun Harcanmış aklınla ne biliyorsun Eller Ay’a çıkmış sen bekliyorsun Bekle babam bekle zamanın çoksa Elden ne gelirki adamın yoksa Durmadan kaybeden sen olacaksın İyi niyetinle kahrolacaksın Onlar meşgul diye sen yanacaksın Yan dur garip yan dur zamanın çoksa Elden ne gelirki adamın yoksa (söz) akrabalığın ve hatır'ın, etkili ve yetkili insan'ların literatüründen çıkmadığı sürece, toplumsal huzur’a kavuşmak, mümkün değildir. |
Yalvarış
Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Her adımda bir engel var, salmıyor, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sılada dost yüzü görmek? Aşığa ar gelir geriye dönmek; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Çekilmez bir şelek vurdun arkama; Şaşırdım yollarda kaldım, akşama. Umudum her zaman bakidir amma, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Sevip sevilmemek varsa kaderde, Hangi doktor ilaç verir bu derde? Hastayım, susuzum gurbet illerde; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Ey hanlar hanını halkeden Hancı! Bir yudum aşkınla doğdu bu sancı. Ey fakir ekmeği, Mümin inancı! Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. |
Sevgi Çiçeğim
bu dünyada var olduğunu bilip ama göremediğim hayalinle mutlu olup sevindiğim sevip koklayamadığım tek sevgi çiçeğimsin. |
Koltuk
Yıkıntılar içinde virane bedenler Bir koltuğa sevdalı bedenler Makamların ve koltukların baki Ama o koltuklarda oturanların kalıcı olmadığını Bilmeyen bedenler Sanki hep devranının onların kalacakmış gibi Unutuyor hakkın verdiği nimetleri Yazıklar olsun verilen nimetin değerini bilmeyenlere Şükür yerine batıla sıkı sıkıya bağlanıp duranlara O aldanışlara mahkum acınacak halde olanlara Aldanışlar içindeler Yaşanacak düşüşlerden be-haberler Gelecek kutlu günlerden Onlar için felaket habercisi günlerden Habersizce o lağam kokulu ağızlarından Kifayetsiz sözler dökülüveriyorlar. Hüsran Hüsranlar yaşanacak elbet Her zaman bir anda Duraksız bir seferde kalp kırıp kibirlenen Et beyinli olduğunun farkında olmayanlara Mahsustur Bu mahsusiyet. |
Gözlerinde Kırmızı Güller
Ay, o gece Esirgedi ışığını. Durdu rüzgar, Donuverdi yakamozlar suda. Avuçlarda sevgililerin elleri, Dudaklarda aşkın tadı, Öylece kalakaldılar... Sustu insanoğlu, Dinlemeye geçti doğa adeta... Sonra, birden; Yarıldı gök ortasından. Leylaklara bezenmiş, İki silüet belirdi semada. Elleri sımsıkı sarmış birbirini, Gözlerinin içinde Bir alev topu gibi Kırmızı güller, Ufuk çizgisinden İçeri girdiler. .. Sanki her şey onların Gelişini bekliyordu. Uzattılar ellerini, Nefes alan herkese. Birden kuşlar cıvıldamaya Yakamozlar çıldırmışçasına Dansa başladı. Ağaçlar yapraklarıyla Onları selamlıyor, Rüzgar "Hoş geldin" diyordu. Gözlerinde alev topu gibi Kırmızı güllerle HOŞ GELDİN SEVDAM ... |
Giderken Uzaklara
Son bir defa daha bak gözlerime Giderken uzaklara Ve götürürken yanında; Senle bulduğum mutluluğu, Sdece seninle yaşadığım aşkı. Yeniden bulduğum mutluluğu. Götürürken yanında, Son bir defa daha bak gözlerime... Son bir defa daha bak gözlerime... Yaşanan günlerin, Aşkımıza şahit olanların, yolların binaların, mutluluğu ve korkuyu aynı anda yaşadığımız anların hatırına. Giderken uzaklara, Son bir defa daha bak gözlerime... |
Aşık Oldum
Bir deliye aşık oldum Bazen aşkı sevgi seli Bazen eser kavak yeli Bazen de delimi deli Böyle deliyi görmeli Böyle deliyi sevmeli O kalbini bana verdi Aşk tanımaz ki engeli Bu ne deli ne serseri Bu sevgiye aşk denmeli Sen aşka desende deli Ben çok seviyorum oda beni Desinler delimi divanemi Ben seviyorum bir tanemi |
Çekilmiş Kanda
Bu kentin şu damarlarında, Saat çekilmiş kanda, Yelkovanla akrep birbirini kovalama da. Gecenin koyulduğu şu anda, Aradıkları mı tam bulamasam da, Şarapsız kalmaz ya kursağım, Evde huzur, sükun içinde uyuyor şişeler. Ağızlarında tıpa, açılmayı bekleyen, İçilmeyi, koca hazlarla, Dışarıda güz yaprakları. Yel enseme enseme, Aşk ediyor serinliğini, Ürperen tenim, dikeliyor, Hızla geçiyorum, kentin damarlarından. Bu kentin şuh damarlarında, Arsız, duyarsız ve hoyrat, Yorulmayasıya, heyecanla koşuyorum, Saat çekilmiş kanda. En azami sınırlarındayım aşkın, Beni bu denli yollara düşüren, Rüzgarıyla güz sarhoşluğu, Küt küt atıyor kalbim. |
Varsayarım
Her gidişinde Gitmemiş sayarım seni, Uzaklardan henüz döndün sayarım. Avunurum / kendimi kandırdığım yalanlarla, Baktığım her yüzde seni Gördüm sayarım. Saksıdaki çiçekte varsayarım seni. Açmaya görsün Bir dal / bir çiçek, Oynaşır denizlerim ılık meltemlerinle, Seni / döndün / bana güldün sayarım. Zamanları öğüten saatte buluşuruz Sen akrep olursun Ben bir yelkovan. Her saatte bir / çakışınca iki kol Beni dudağımdan öptün sayarım. Okuduğum şiirlerde bulurum seni, Her dizeyi senin sözün sayarım. Ne zaman ki kapatırsın kalbinin kapısını, İşte o an seni “öldün” sayarım. |
Dost Meclisi
Sevgili dostlar, Muhabbetten uzak kaldım Bu aralar... Var mısın? Bir dost meclisi kuralım. Sazlı Sözlü Çiğköfteli Sıra *******i Kıskansın... Gün bitip te Siyahın hakimiyeti başlayınca Davet edelim yıldızları... Kızarmış ekmek Peynir, zeytin, Kırmızı domates Bolca yeşillik te hazır. Çay da tam deminde. Halil İbrahim bereketi soframızda. Koca çınarın gölgesi Masa olmuş. Bir el etmiştim Mor menekşeye Yanında getirmiş Kokulu karanfille Akşam sefasını. Mavi masmavi Bir okyanusta Zıp zıp zıplayan Bir yunus davet bekliyor. Binsin sihirli seccadeye O da, katılsın meclisimize. Ay’da gelsin Katılsın muhabbete. Zaten söz verdi, Kılavuz olacak Gece perisi. Hazırlığını yapmış Bir şiir de rüzgar okuyacak. Bilge baykuş Şimdiden yerini almış, Kurulmuş tahtına, Onun da söyleyecek sözü var anlaşılan. Bir ateş böceği geçti yanımdan Onu da çağırdım meclisimize. Geceyi güzelleştirmek elimizde Kapımız herkese açık. Ne olur gel. Gel katıl Sen de bu muhabbete. |
Anladım
Bilir misin ufuk dedikleri şeyin ucunda hiçbir şey olmayan bomboş bir hayal olduğunu Sever misin yinede,kanar mısın bile bile Ben kandım. En erken ben geç kalırdım Son aşkı kaçıranlar arasından. Peşinden koşsam aptal Ucundan tutsam kara sevda Ve dokunsam ağlayacak kadar platonik bir sarhoştum. Yalnızlığımın tek tanığıydı seyyar satıcılardaki kitaplar. Hep ön sözlerinde âşık olurum bilinmez bir aşka Tanıdığım gözlerde yabancılaştıkça Kendi kalabalıklarından çıkıp Başkalarının yalnızlığını rahatsız eden Tüketmeyi icad etmiş tembel bir şarkı, Yeni sevdalarımın hayalini kuruttu. Yinede sevdayla başlardım her yeni güne Gözlerimde gelincik, ağzımda kırlangıç Kucağımda ay ışığı yetiştirip, Bahçesinde melek büyüten cennetimin Doğmamış güneşine vurulurdum... Şimdi, Kim o demeden özlemlerimin kapısını açıp Yanlış aşklara yeltenen zavallı bir kalbin esiri olduğumdan beri, Sahte bedenlere girip müebbet cezası yemiş ruhlar kadar özgürlüğe muhtacım. Ve anladım ki, Hangi mutluluğa çeyrek kalsa saatler Yine oraya toplanacak bütün menfaatler. |
Yokluğundaki Sen
Yine yalnız değilim her zamanki gibi Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım, Aramızda yirmibeşbin kilometre Sen kıştasın ben yazdayım Sen bir yarısında dünyanın Ben öte yarısındayım Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun Daha da bir gönlümcesin Varlığından bin kat güzel O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz Ve en gizlerden konuşurken ellerin İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden Sevişiyoruz yirmibeşbin kilometreden |
Cankurtaran
Kurtardığın can mı, umut mu yoksa Kurtarsana canı, umudu yoksa Vadesi olana, herkes yetişir Sen rızkı bitene, hayat yetiştir Azrail işlemez, camlar mı taktın Ölümü geldi de, sen mi kurtardın. |
Çok Üşüdüm
Üşüdüm dün gece ama uyanıp üstümü örtmedim; bekledim... Sen titreyişimi duyup üstümü örtersin diye ama nafile. Yine de örtmedim üstümü. Belki uyanamamışsındır, uyanınca ört diye. Aslında gözlerimi açınca yanımda seni göremezsem daha çok üşürüm diye korktum örtmedim üstümü işte. üşüdüm mm. Çok üşüdüm. |
İçimizde
İçi başka dışı başka Olanlar var içimizde Bir namazı defalarca Kılanlar var içimizde Acımadan insanları Soyanlar var içimizde Her tarafa fitneliği Yayanlar var içimizde Ekmeğimi gram gram Çalanlar var içimizde Çala çala süper zengin Olanlar var içimizde Fukarayı hakir görüp Ezenler var içimizde Suç işleyip suçsuz gibi Gezenler var içimizde Baba parasıyla hava Atanlar var içimizde Şans oyunu ve kumarla Batanlar var içimizde Üç beş milyon için adam Vuranlar var içimizde “Kimi soysam” diye kafa Yoranlar var içimizde Başlarına boşa çorap Örenler var içimizde İçeriye suçsuz yere Girenler var içimizde Laf getirip götürmeyi Sevenler var içimizde Kızını da dizini de Dövenler var içimizde Amirine yalakalık Yapanlar var içimizde El değil de ayakları Öpenler var içimizde Bir değil binlerce kez Ölenler var içimizde Öz kardeşi ağlıyorken Gülenler var içimizde Oğuz der ki “Sözümüz çok, Harbi dosta sözümüz yok Kalleşlikte bezimiz yok Doğruluk var içimizde” |
Falcı
İşim bir ALLAH’a birde sana kaldı Falımda kavuşmak varmı falcı? Ne ümidim varsa ******* çaldı Sabahı beklemek o kadar zormuydu falcı? Fincanda umudun rengi ne falcı Yıllar zulmet başımda tacım Saçımı okşayan bir ele muhtacım Söyle böyle biri sırmıydı falcı? Fincanda gördüğün belkide sendin Bu yüküde şimdi bana yükledin Sana kırılmadım dedimse dedim Başım tipi boran karmıydı falcı? Kalmak mı gitmek mi yoksa yolmu göründü? Elimde ince bir dalmı göründü Kavuşmama aymı yılmı Yoksa ayrılıkmı göründü Yoksa dört bir tarafım narmıydı falcı? Gördünmü nazende yanan ateşi Başıma talih kuşu gibi konan azabı Elde tutmak zormuydu falcı? |
Sevdaya Mahkum
Hayat bir korkudur içimde senden hatıra Vefasızlıgın, birbaşınalıgın ve gözyaşının anısı Çırılçıplak … yüregimle tekbaşına Kabuslu *******e vurdu yolum Bende kalan sırtını dönüp gidişinin ağrısı… Müebbetmiş seni sevmenin cezası Sen yoksun bende…yitik hayatım senden hatıra Yıkılışım, terkedilişim ve unutulmuşluğun anısı Zaman silmiyor gidişini ey sevgili Hücreler bıraktın yüregimde kara mı kara Bende kalan sevdaya mahkumiyetin sancısı Müebbetmiş seni sevmenin cezası... |
Hüznü Büken Örs Neresinde Hayatın
Şimdiden geçip gitmektedir gelecek O müthiş yalnızlıkta Sıyrıklar eksilmez bedenden. Hüznü büken örs neresinde hayatın Sisli bizli kapıların ardına gizlediğimiz Hangi yanıdır yüreğimizin Ki dil ile ne girdi ki us arasına Tutuldu aşk Tutuldu ay Dilin sunaklarından kalbimize yapıştı. Durmadan eskiyen yanlarımızı soyunuruz Tutunmak için bir yüreğin incelmiş kıyısına. Sensizliğin resmidir / nereye bakılsa Bu derin sessizlik aynadır elbet İp kopar Ayna kırılır Dağılır bütün görülenler ve görünmeyenler. Güneşi tutacağım gözlerine ey gece Ne fark var ki körle zindan arasında Uyanıklığa değil düşe uyanmışım. Sır kendimizi görebilmektir Her şeyin bir özeti var H a y a t ı n d a. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:27 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.