www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Safet Kuramaz (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135094)

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:49 PM

Safet Kuramaz
 
17 Ağustos Depremi...

Milyonlarca insan gecenin derinliğinde,
Derin, derin uyurken depremle:
Duvardan, duvara yerden yukarıya fırladı!
Kimi o anda, kimi saatler sonra öldü
Kimi de inatla yaşadı…

Korkunç bir manzaraydı, yaşamakta inat edene
Sahibim denilen her şeyi bir anda yok olmuştu, çünkü.
Dışarısı yağmurlu, rüzgarlı ve soğuktu
Sığınacak ne bir yer vardı nede parası.
Ölmekten beter olmuştu,
Şanslı depremzede!

Sonra gelen Kızılayın çadırı, artçı şoktu…
Onu bulan şanslı, içine oturmaktan başka yoktu yolu.
Kimse görmüyordu onları çaresizlik dolu,
Oturulan yer sanki, büyükçe buzdolabıydı.
Kuruldu binlercesi,
Naylonkent oldu bilmecesi,
Ne vardı yokuşu ne sobası, nede tenceresi!
Yakıyordu onları, düşünmeyenlerin çırası…

Ölenler kurtuldu belki,
Kalanlar öldü, öldü dirildi
Her an sanki!
Nelere hazırlıksız, ne gaflet
Ne acıydı, depremin faturası!

Naylonkent insanı yaşamak için hala… direniyor
Yeni depremleri görebilmek için belkide!
Acı içlerinde, özlem duyuyorlar geçmişlerine,
Fırsatçı insanlar aç kurt gibi tetikte,
Onlar garip, herkes sömürüyor.

Söz zaten dudaklarımızda milletçe, yaşamamakta…
İşlenmiş, her mevsimde yeniden toprakta.
Sancısı yaşayanda,
Seyreden öğüt vermeye hala… devam etmekte!

Ne düzelen var nede düzelten,
Asrılarca yaşar çilekeş toplum, sürüngen…
Ağıtlar dinmez bir türlü, dizleri döven!
Osmanlı tebası gibi kul olmaya razı...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:49 PM

1980 Öncesi Manzaraları....

Ana fartalar caddesinden aşağı doğru inerken,
Silah sesleri geliyordu, içimi ürperten...
Korkuyla insanlar dükkanlara giriyorlardı,
Girdim birine tereddüt etmeden!

Meğer büyük bir çarpışma varmış militanlar arasında,
Sol desen sağ desen kabın yarısı dolmaz davalarında...
Cebini dolduranlar lüks içinde yaşarken,
Pisi pisine ölüyordu, yaralanıyordu, hapse atılıyordu
Körpecik gençler...

Her sokağın içinde hakim-gizli bekçiler soluyordu!
Küçük çocuklar ilk önce kavgaya zorluyordu,
Sataşma olursa yandaşları etrafına doluşuyordu!
Yada genç kızlara laf dokununca açılıyordu,
Namus hatırına zorla militanlık yolu...

Ertesi gün gazetede okumuştum yaşadıklarımı,
Üç genç ölmüş, yaralananlar cabası...
Ürperdim bir an... Ya gelseydi kurşun bedenime,
Ölecektim belki de!

Her gün buna benzer onlarca manzara,
Yer alırdı boy, boy gazete sayfalarında...
Birde bulmaca çekilişinden kazanmaca!
Evine kadar...

Seksen öncesi tarih oldu!
Kimileri hapiste aklandı,
Kimileri yurt dışına kaçtı,
Yarayı yine gariban aldı...
Fakir fukaralar mezar aşındırdı,
Vaatler uçtu uzaya...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:49 PM

23 Nisan-Bende Çocuğum Bugün...

Bugünde bayrammış: yirmi üç nisan,
Çocuğum neşelen, oyna-oyalan...

Çikolata, şeker, elinde balon,
Ye patlamış mısır, içerken falan...

Afrika’da açlık, yitirmiş umut!
Filistin’de çocuk ölürmüş unut...

Koş, oyna keyfince müsait salon!
Kirlensin, yırtılsın varsın pantolon!

İnternette varsın azsın ticaret,
Oyuncaklar oyna, olma esaret!

Seni geliştirsin oyunun adı,
Çoğalsın becerin, doyursun tadı!

Anneni-babanı sonsuz kere sev,
Yutmasın senide sokaklarda dev!

Sakın israf etme oyuncağından,
Paylaşmayı öğren salıncağından!

Taşları üst üste diz, top at üstüne!
Yahut bir çukur kaz, misket it gözüne!

Gözünü kapat ki, saklansınlar say
Görünce hızlı koş ki, eli ilk koy!

Gözlerini kapat körebe oyna,
Arkadaşını ara-bul, hemen cayma!

Ye pamuk şekeri, olsun kir kalan!
Uçurt uçurtmayı gerisi yalan...

Sokak çocukları toplum kurbanı,
Onlarda sevinsin paylaş urbanı...

Hayal etme bugün, sadece yaşa...
Ne bulursan giy ki, hisset bey-paşa!

Hasan Hüseyin’in ruhundan coşku,
Can resulü kokla gönlünde tutku!

Hoş armağan sana, ne güzel miras!
Atandan yadigar, sevgidir esas...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Ab’u Hayat...

Tamtam sesinde ilkel ayin,
Kovboy ucube, sanat hain!
Hayat sunan doğa ve yeşil...
Güç bilir yasa, aslana in!

Her canlı büyüdükçe azalır,
Azaldıkça güçle sarılır...
İnsan aklıyla hem ayrılır,
Hemde varlık aynası kefil...

Yerçekimi dünyaya şaldır,
Baş ve son bir, zamanda yoldur!
Doğum ve ölüm aynı haldir,
İman ve hayır huyda şekil...

Görev her canda, Hakk'a secde!
Halık’ına kul gözü ahirde...
Açılır surla müphem perde,
Teslim bir yürek, aşka ehil...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Acı...

Ne kadar istemesek de her ah da,
Onsuz yapamadığımız istisna bir yerdir acı yar,
Beden ve ruhumuzda...

Meselâ acı yemeden duramayız,
Meselâ biri bize acı çektirdiğinde onunla uyanırız her sabahta...
Tanışırız onunla,
Olgunlukta,
Ve refahta...
Adeta onu, her an ararız...

Acı, aynı zamanda heyecandır...
Yaşam birden canlanır.
Bir hayli meşgul eder,
Ömrümüz tükenir...

Acı çekmek istemiyorum diyenle,
Ben deli değilim lafıyla inleyen,
Arasında bir fark var mıdır?
Bence aynı tabloya girmiş seyirdir!
Çünkü akıllı insan, acıyı-deliliği kabul eder...

Sonuçta en büyük hazlar acıdan sonra yaşanır...doğum gibi!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Acının ettikleri...

Akşam iş dönüşü servisten inince,
Bir serinlik bir sızı girdi içime,
Sol başımda nokta ağrı vurdu dişlerime,
Soğuk soğuk terler tenimde!

Zor attım eve kendimi ağrılarımla,
Hanım yemek hazırlamakta mutfakta,
Oğlum çizgi film izlemekte,
Abdest aldım akşam namazını kıldım!

Hanım Allah razı olsun çay kaynattı,
Sıcacık boğazımdan inerken acı azaldı,
Seslere ışıklara ölüm emri verdim,
Uzandım koltuğa ışınladım maziyi!

Çocukluk yılları emziğimde acı biber,
Ağzımda ateş ağlarken emzik elveda der,
Sonraki yıllar sağ baş parmağımı emer,
Sol elimle de saçlarımı okşar uyurdum!

Genç kız halalarım vardı baba bir anne ayrı,
Eşeğe yüklerdik gübreyi döşerdik tarlayı,
Ders çalışırdım vardı *******i lüks lambası,
Derin derin nefes aldım özlemişim o kokuyu!

Çocukluk gençlik üniversite yılları,
TRT beyliğinden gördüm özel kanalları,
Telefon nerde her evde pullu mektup atılır
“Bak postacı geliyor” la sevinçle alınırdı!

İlk uçağa yirmi üçümde bindim İrlandalıyla,
İstanbul’a uçtum korku acemilik başımda,
O yıl ilk defa denizi gördüm Antalya’da,
Rahmetli annem az daha göndermiyordu korkudan!

Çay içmeye devam ederken acı oldu rahmetli,
Vücudum gevşedi gözlerim hüzünle nemlendi,
Bizim oğlanın uyku vakti geldi meyve yiyor
Mazimin bir dönemi ahla şiirimin içine yerleşti!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Aç Kalbini…

Bedene yansıyan ruh aleminizden,
Şükürle dolu teselli kaleminizden,
İçten bağlanmış Mevlana kaseminizden,
Nasibimi almak isterim...

Her insan kendi içinde kâinat,
İçine sinmiş sırlanmış hayat!
Her günü yeniden yaşar bayat:
Eğer bulamazsa pınarını,
Saf düşünce çınarını...
Yaşam acılaşır, kırılır binlerce kanat!
Güven çadırına alınmadıkça,
Ön yargılar serilir dost sofrasına!
Kahkahalar sahte,
Aslında insan ağlar içten içe…
Böyle nükleer bomba gibi beklemek niye?
Oysa acının ardı açılır sonsuz muta,
Bir adım atma süresi zor gelir nedense!
Hoşgörü yüreğinize işlesin dilerim...

Bedenini göstermek kadar,
Cömertçe aç kalbini etsin firar...
Küçük kıyamet kefene bağlanmış,
Toprak sonsuz yar,
Bekler ederek sabır!
Göz açıp kapayıncaya kadar geçer yıllarım...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Açtın ya Kapını…

Hayatın en umulmaz anında,
Açılır ruhumuz başka dünyaya...
Her ümit bitmiş derken,
Yeni heyecanlar sarar ruh ve beden dilimizi son seferden...
Olmaz dediklerimiz, yerini bırakır künefe tadına,
Yalnızlık ve özlemlerde...

Sırlanmış hayat ağacı hep aynıdır, oysa
Kökü toprağa yayılırken gövdesi gök kubbeye uzanır gider...
Onun farkına da çoğu varmaz Âdem’den beri...
Tarih işte bu yüzden öğrenilmesi gereklidir!
İbretler vardır içinde, yaşamı kolaylaştıran anahtarlar...
Her harabede ihtar,
Her kalıntıda toz duman lüksler,
Her definede çalınan anlar,
Anlar sadece merak düşkünü nefisler!

Sen başka bir kâinatsın,
Ve benim gibi sıradan bir dervişe kapını açtın...
Kızılderili tamtamları,
Düğünlerde davulları,
Arka arkaya atılan havai fişekleri,
Ruh evine giren paylaşım dansı yaşattın!
Huzur kapısından girdi içeri,
Hoş geldin sesleri!

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Adalet Terazisi...

Her yaşanan durum kefeye konsa,
Kullar arasında adalet eşit!
Sağlık verilmemiş adam zenginse,
Sağlıklı-parasız fakirde ağıt...

Her kulun sınavı verilmiş başka,
Kaldırılamaz yük yoktur aslında!
Bir an bizde yoksa derttir bakınca,
Adalete isyan, ararız kanıt...

Kiminde boy kısa kiminde uzun,
Kiminde çocuk var kiminde hüzün,
Kiminde marifet kiminde yoksun,
Böyle kıyasla, arama yanıt...

Önemlidir huzur, meta nafile
Heyecan ölmesin, yaşatsın dile!
Allah’a has bir kul, bin şükür ile
Öğrenciyiz her an, geçer not şahit...

Safet Kuramaz

GooD aNd EvıL 09-28-2008 03:50 PM

Adını Sen Koy...

Hakkını verir betimsiz sevgi,
Sıcaktır kucaklarda...
Yürekten sonsuz ilgi,
Ölmeyen sözdür dudaklarda...

Gidelim başla gezegenlere,
Dans edelim aşkın izinde,
Adını sen koy sevgili
Sakız olmaya razıyım dilinde...

Nefesim ol,
Heyecanımla dol,
Her acı gülünecek kol,
Dansın coşkusu düşmesin, elim belinde...

Gözü kara dalarım denizine,
Sokulurum tenine sessizce,
Mevlama şükür, bitmez eğlence
Amazon olur akarım selinde...

Safet Kuramaz


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:27 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.