![]() |
Komik Fıkralar
EVİN YOLU
Neyzen Tevfık, Aksaray'da bir ev kiralar. Yeni taşındığı sıralar, gece eve dönerken ara sokak içindeki evini bulmakta güçlük çekmektedir. Bir gece, karşısına çıkan bekçiye: — Bekçi baba, der, Neyzen Tevfık buralarda bir yer* de oturuyor. Sen evini biliyor musun? Bekçi, "bana kül yutturamazsın" dercesine bakıp ce* vap verir: Neyzen Tevfik sensin, a beyim. Ben sana Neyzen Tevfik ben miyim? diye sorma* dım ki... Neyzen Tevfik'in evini sordum! BİLGİSİZLİĞİN SONU Gençliğinde din bilgisi alamamış, cahil fakat iyi ni* yetli bir kişi, hayli yaşlan* dıktan sonra, durumundan pişman olarak din dersi al*maya başlamış. Bir caminin imamı ona din dersi vermeyi kabul etmiş. Adam 40 ya* şından sonra başlamış sıfırdan öğrenmeye. Ama daha ilk günlerde Subaşı'nın dikkatini çekmiş. Subaşı şehrin emniyet ve huzurundan sorumlu ya... Osmanlı Devleti zamanında bunlar sokakları kontrol eder, şüpheli gördükleri insanları sorguya çekerler. Köyden yeni gelmiş, henüz şehre alışamamış bu garip adam da dikkati çekmiş ve yakalanmış... Subaşı'nın hu* zuruna çıkınca da büsbütün şaşırıp abuk sabuk konuş*maya ba,şlamış. Subaşı hiddetle çıkışmış adama: — Sen Müslüman mısın? Adam şaşkınlık ve korku içinde, biraz da bu işin so* nunu düşünerek aklı dağınık bir halde cevap vermiş: Müslümamm. Müslümamm olur mu? Müslümamm elhamdülil* lah, diyeceksin be adam... Müslüman olduğundan dola* yı Allah'a şükretmek yok mu? diyerek daha bir kızmış ve biraz fazlaca da şüphelenmeye başlamış. Adam bu kadar basit bir şeyi bilmiyor, var bunda bir bit yeniği demiş... Madem Müslümamm diyorsun. Söyle bakalım İs* lâm'ın şartı kaçtır? Adam, herhalde dinlediği hikâyelerin ve masalların da etkisiyle şaşırarak: — Kırktır efendim, demiş. Subaşı'nın hiddeti son haddine çıkmış ve demiş ki: — Bu adam galiba bizi aldatıyor. Müslümamm dedi ama, daha onun şartının kaç olduğunu bile bilmiyor. Yatırın falakaya... Adamı falakaya yatırmışlar. Tabanının altına ver et* mişler sopayı. Kalktığında ayaklarının üzerine basacak hali yokmuş. Şiddetli bir acıyla kıvranarak ve topallaya* rak, iki gözü iki çeşme ders almaya başladığı camiyi bulmuş.. Hoca onu bu perişan vaziyette görünce: Bu ne hâl? diye sormuş. Adam başına gelenleri anlatmış, Ah hocam, demiş. İslâm'ın şartını sordular. , Hoca atılmış birden: Beştir deseydin keşke... Aman hocam, demiş adam. Hiç beş der miyim? Ben 40 dediğim halde bu kadar dövdüler. Bir de Allah korusun, beş deseydim, öldürürlerdi herhalde... KİMDEN YANAŞIN? Temel ile Cemal, kahvede oturmuş sohbet ediyorlardı. Temel birden sordu: — Ula Cemal, tenhada pi domuza rastlasan ne edersun de pakayum? Tüfeğimle ateş ederum oğa! Ya tüfeğin yoğsa? Kafasına sopayla vururum daa... Peçi ya sopan da yoğsa? Pıçağumla öldirurum oni. De pakayum yanında pıçağın da yoğsa? Ula Temel de pakayum bağa. Sen penden yana musun, yoksa domizdan yana mu? |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:49 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.