![]() |
Ece Ayhan
AÇIK ATLAS
Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır? En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların Bir cenaze töreninde daha ölümü karşılamaya götürüleceğiz Efendiler! Eşekler susabilirler Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi? |
ANKA
1. İmzasız bir yazı yayınlanır bir gün Babıali'de. Boğazlar üzerine bir ankabakışı Çamlıca'dan. 2. Pembe Konağı bir yağmur alır, tüm iktidar ayaktadır. Kim yazmıştır? 3. Öğrenilir; ve herkes üç oh! çekerek oturur devlet koltuklarına. 4. "Ha, şu bizim şair Yahya mıymış? yerdeki" demiştir Talât Paşa. |
BAKIŞSIZ BİR KEDİ KARA
Gelir dalgın bir cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lambayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklarbir dilde bilmediğim. Göğsünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatları sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze. |
BİR ELİŞİ TANRISI İÇİN AĞIT
Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını ******lar eksiliyor Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron? |
ÇAPALI KARŞI
Kollarında eski balık dövmeleri teodor kasap perhiz ahali içmez ay türkçe rakı çıkmıştır kapalı ve geniş muhlis sabahattin'den ayşe opereti ne güzel bir hiç Üç yıllar var ki minyatürlere mahkûm teodor'un o eski balık dövmeleri ay osmanlılaşmış abi tüfekçi olmuş ve korkunç taş gülmekler muhlis'te gibi merdivenli bir sokaklar uzatmış çiçek bahçelerine kaçabilsin ayşe atlı tramvaylarla ne güzel bir hiç İşte o biçim *******de kucaklamış getirir enflasyon arkadaşlarını kova abdülhamit akşam gazeteleri dağlar gibi yalnızlık ne güzel bir hiç. |
DÖKÜLECEKLER
1. Uç Doğu. Anadolu'yu anlatacaktır öğretmen. Haritayı asar. 2. Bütün sınıf korkmuştur; göller, ırmaklar dökülecekler! |
FAYTON
Erol Gülercan'a O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey incecik melankolisiymiş yalnızlığının intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam caddelerinden ölümler aşkı pera'nın Esrikmiş herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam çiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuş tüllere sarılmış mor bir karadağ tabancasıyla zakkum fotoğrafları varmış cezayir menekşeleri camekânda Ben ki son üç gecedir intihar etmedim hiç, bilemem intihar karası bir faytonun ağışı göğe atlarıyla birlikte cezayir menekşelerini seçip satın alışından olabilir mi ablamın. |
KILIÇ
M.Ç. için Ey serseriliğin denizleri! Ey ahtapotları atılmışlar kıyıya mutsuzluğun! Bir kraliçedir oğlum kanatlarını açmış. Örtünür canfes. Unutur gitgide yıkılmış babası büyücü. Selanik'te geçirir kışı. Gelmiş bir kadınla konuşur. Mısrâyım'den. Yorgunluğu kusursuz bir at mor. Uyuya kalmış kayalıklarda. Yükselir niçin bilinmez deniz. Ey batık gemiler! Ey sürgün karaltıları! Ağlıyan bir melez ben. Anlatılmaz bir kılıçtır kuşanmış taşırım belimde karaduygululuk. |
KINAR HANIMIN DENİZLERİ
Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını tüketemezmiş hiç İşte kel hasan bu kel hasan karanlığı süpürürmüş ters yakılmış güldürmemek için serkldoryan sigaralarıyla işte masallara da girermiş bir polis o zamanlardan beri sürme kirpiklerini aralayarak insanları çocukların Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar hanım'ın denizlerinden. |
MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu: -Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı: -Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir. Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır: Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır: Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri: Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:06 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.