![]() |
Behçet Aysan
BU AŞK, BU ŞEHİR, BU KEDER
1. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim gece feneri hoşçakal kal çaldığım Islık söylediğim türkü doludizgin karlarda. hoşça kal annemin yüzü hep beyaz yaşmaklı sırı dökülmüş bir yalnız aynada. hoşça kal dolunayın altında ıhlamur ağaçlarına kazıdığım şey hoşça kal uzaklarda yanan anızların parıltısı hoşça kal. 2. bir gün gelecek bu gün de bir anı olacak nasılsa oturduğumuz bu masa bu kum saati, bu rüzgar, bu eski komodin bu kırık sandalye bu kelepir yürek bu aşk nasılsa. 3. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal yarım kalmış duvar yazıları hoşça kal bir gün gelecek akacak yeraltı suları hoşça kal yakut, bezirgan, gön hoşça kal eski zaman aktarları gidiyorum bu şehri bu yağmuru bu düşleri bu aşkı bu kavgayı bu kederi size bırakarak. |
BİR BAHAR DALIYLA
Çocuğum da büyüyor benim gibi Bir bahar dalıyla öpüşerek ilk Ayrılığın burcunda Ve acının kundağında o. (yelesi gümüşten sevdası sütbeyaz terkisinde ölüm) çocuğum da büyüyor benim gibi koca bir oyuncakçı dükkanı sanarak dünyayı ve masaldaki kafdağında o. (yelesi gümüşten sevdası sütbeyaz terkisinde ölüm) çocuğum da büyüyor benim gibi nişangahlarla nişanlanıp tadarak barutu ve dalyanların ağında o. (yelesi gümüşten sevdası sütbeyaz terkisinde ölüm |
GÜVERCİNLERİ SEVİNDİRİN
her sabah uyandığımda, gördüğüm düşü hayra yorarım açmasına açarım da göğsümün altın kafesini korkarım ya bu gece güvercinler yüreğimden başka bir ülkeye göç etmişlerse. çünkü, ben ilyas hasköy'lü - kör ilyas, şu koca istanbul şehrinde yenicami önünde sanki dünyanın bütün açlarını doyuruyormuş gibi gururlanan bir sevinçle darı satarım savrulması için güvercinlere. |
KARASEVDA
ak bir yaban güvercini gibiydin aşk vişnelere bulaştın kirlendi beyazın. takılamayan telli duvak verilemeyen mendil düşlerde kaldın. al üstüne mor giymiş körkuyularda körkuyularda sevdadan delirmiş. ah yüzüne bütün kapılar kapanmış senin ıtır ve yasemin kokulu günah. çıkılamayan yıldız gidilemeyen iklim kimbilir hangi limanda hangi gemiye yüklenmiş. al üstüne mor giymiş körkuyularda körkuyularda sevdadan delirmiş. düşlerde kaldın. |
KOZALAK YAKTIM
kozalak yaktım ben de sessizlikte- ömrümün kozalaklarını küllere sıvanmış baştan başa dolaşıp ağrıyan ormanı. yağmur dindi sevgilim bak dinle her şey dindi, acıysa dinmemiş halde. |
AÇ KUŞLAR
1. kana boyandı kirmenimde yün kuşmarlara, tuzaklara düştüm menevişlendi durgun sularım sedef bir bıçak aldım dostlar güneşi yiyorlar aç kuşlar. aç kuşlar, yorgun işçi yeni çıkan vardiyadan elliyorlar yıldızların kınasını. aç kuşlar, topraktan güneşi bakır bir kap gibi kalaylıyorlar. 2. bense, toy bir çırak kırık keman paslanmış tabanca küflü bir an kurutukmuş papatyalarla kitabın ortasında 3. hayat, aşıp geçiyor bütün kitapları yeni acılar gerek yeni aşklar yaşamaklar ve anlatımlar beklemiyor bizi hiçbir şey hiçbir yerde solgun hercaimenekşe ve bun, buğulanıp çarpıyor benimle birlikte buzlu bir camın arkasında çarpıyor buğulanıp. sesim dişlilerin şarkısına karışıyor. |
ANIŞ
yıkık manastırın orda kalbim ki, o da yıkıktı. bir keşiş bıçağıyla dağlanmış çiçekbozuğu, çopur - bir hayat acıtıyordu beni sevgilim. her şeyin hüzne vurduğu yerde bütün saatlerin, kuzguni bir denizi çoğaltarak hayat acıtıyordu beni. |
ATEŞ DERESİ
-ceyhun a. kansu' nun anısına - ateş deresi iki tepenin arası uzak kıyılarında şehrin, varoşlarında kirli sarı dumanlar yükseliyor bacalarından. paslı çinkolarla kaplı çatılarında geçen yazdan kalmış uçurtma kuyrukları. yağmurlu bir öğle üzeri geçtim çamurlu yollarından bin dokuz yüz seksen birin şubatı. on bin işsiz yaşıyor burda yozgatlı, erzurumlu, sivaslı on bin dul, on bin yoksul ve aç. ya çocuklar, dünyanın en güzel çocukları yırtık lastikler ayaklarında okula gidiyorlar, çantalarında göçlerin tarihi ve yoksulluğun coğrafyası taşıdıkları. tarihi değiştirecek olan çocuklar dünyanın en güzel çocukları. |
AYIŞIĞI CİNAYETİ
sokak fenerine asmış kendini ay ışığının biri şehrin ortasında ölmemiş hala dipdiri. bir tek yıldız yokken gökyüzünün hurcunda turuncu bir ay yalnızca çıplak soyunmuş bütün örtülerini. niye yaptın ay ay ışığı sızmıştı bir saat önce gözlerimle gördüm yanında şarap testisi ve bütün şarkıları bir türlü söyleyemediği. asmış kendini. |
AYNA..!
kırılınca bir büyük ayna şarkılar da yarım kaldı büyü bozuldu, durdu saatler suda suretimiz asılı kaldı. yoktu, şehirler gezdim ülkeler düşlerim sahipsiz kaldı ve şimdi kim bilir nerdeler gül güle değdi solmuş kaldı. anıları öğütür değirmenler bir aşk söyleyin ki bana daha başlarken öl demeler. kırılınca bir büyük ayna aşk bitti şarkılar yarım. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.