Ömür (ü) -müz-nüz
 

Hayr-ı muhabbet bir akşam daha geçmiyor.
Yaşantıların neresinde
yaşananların gerisinde
ve gidilemeyecek bir yerlerde ömrümüz.

Sevda çığlıkları attığımız
heyecandan yere basamadığımız
ardında yeryüzüne hasret kaldığımız
garip mi garip bir zamanda bitiyor ömrümüz.

Güvenilecek kadar büyüyerek
güvendiğimizde küçülerek
bir o kadar aptalca seven
garip mi garip geçiyor ömrümüz.

Yaşıtlarım,
yaşça kayıplarım
ve yaşlılarım
geçecek, geçiyor ve geçti ömrünüz.

Sorulunca anlatılacak
anlatıldıkça yaşlanacak
yaşlandıkça içimizi acıtacak
nasipli veya nasipsiz
ne zaman sona ereceğinden çekindiğimiz
yalanlarla dolu
kahpeliklere gebe
sevdaları çiğneyenlerle iç içe
yine geçecektir ömrümüz.

Yaşasın sevgi dolup taşan Gönlümüz
ve böylelikle geçmekte olan Ömrümüz.