aşk ve evliliğe dair
Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu saçları
taralı,
dişlerfırçalanmış adamı / kadını
sevmek kolaydır.
Aslında aşk, aynı insanı,
sabahın körü uykudan
uyandırdığındaki en sinirli
hali ile de kabul
edebilmek, aynı tuvaleti bir
dakika arayla
kullanabilmek, diz yapmış
pijamalarla kanapede
yastıklara sarılıp sızmışken
bile şevkatle
okşayabilmektir.
Buna katlanamayanlar zaten aşık değillerdir.
Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı
olan duygularını öldürüyor diyebiliriz.
Zira
aşıksan, aynı havayı
solumak bile
zevk verir.
hep
beraber olmak
istersin.
banyodan gelen su sesi bile
onun evde olduğunun
işaretidir ve huzur verir.
Ütülediğin gömleğin ona ne
kadar çok yakışacağını
düşünürsün.
Pişirdiğin yemeği ne çok
seveceğini hayal edersin.
Bin tane ayakkabısı varken
binbirinciye sahip olmaktan
mutlu
olacak diye, istediğin
gömleği satın
almaktan
vazgeçersin.
Zamanla almaktan çok,
birşeyler vermekten mutluluk
duyduğunu keşfedersin.
Eğer
kadın evlilikte ikinize
yemek pişirecek,
dolabı
düzenleyip ütüyü yapacak bir
anne olacak
görülüyorsa,
o
kadının saçlarının
hiç yağlanmadığı
ve adamın
geceleri terlemediği
düşünülüyorsa, asla
kavga
edilmeyecek ve lavabo tamir
edilirken dahi gülüşüp
öpüşülecek zannediliyorsa
zaten beklenti bir evlilik
değil,
bir amerikan filmini
yaşamaktır.
Bu hayallerle
yola
çıkıldığında, damat ilk gece
gelinin saçlarından
onbin firkete sökmeye
çalıştığında, gelin ise
damat firketeleri çıkaramayıp
"s.....m böyle kuaförü"
diye söylendiğinde zaten
evlilik sandıkları
şey
çatırdamaya başlayacaktır.
Evlilik; sadece aşk
değildir.
Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık,
sırdaşlık, ortak
hesaba
sahip mudilik, ayrı
kökenlerin birleşmesi, başı
hatırlanmayan bir akrabalık
ilişkisidir.
Aşk bu
ilişkide tutkuyu
sağlar ama zaten
tek başına
ayakta
tutamaz.
aşıksanız ateşli sevişmeler
yaşarsınız ama
kış
akşamları evde konyak içip
geyik yapamayabilirsiniz.
Hala
canınız sıkıldığında
onu değil de anneniz
arıyorsanız, yalan olmuştur
o
evlilik.
Aşk evlilikte gider
gelir. halıya kola
döktüğünde aşk
biter,
ama o,
halıyı
temizleyebilirse gene aşık
olunur.
O
aradaki sinir evresini
aşabilenler ellinci yıla
kadeh
kaldıranlardır.
Tahammül edemeyenler ise
ikinci evlilikten sonra artık
evliliğin yalan olduğuna
inanacaklardır.
Zafer,
direnenlerin
olur.
__________________
Tanıdıktı yalnızlık oysa
Haklısın belki yanımda
Hazırdım bu kez mutluluğa
Nerden çıktı şimdi bu ayrılık
Öyle boş öyle boş ki bu dünya
Güneşim sandım seni oysa
Girdabın içinde yaşarken
Yakamoz yakamoz çakar aklıma
Susadım sana tek bir nefeste
Yaşadım aşkımı bir heveste
Gözümün önünde durma n''olur
Yaşamak öyle zor ki bu bedende
Hadi yoluna eyvallah
Mutlu ol gülüm işallah
Sen geçen günün ardından
Bi başına kalma inşallah
|