[CaKaLBoT]

'Ben yönetimin yerinde olsam, bugünkü Fransız meclisindeki oylamayı bahane edip ,ticaret ve sanayi odalarının Fransız mallarına boykot çağrılarını misal gösterip, hocanın mukavele şartlarını yeniden gözden geçiririm...' Fanatik Gazetesi yazarı Atıf Keçeci'nin köşe yazısı;
Geçen sezon ortasında Beşiktaş'ın geleceğinin teminatı olarak gösterilip, takım kendisine teslim edildi. Kötü geçen bir lig sezonu sonunda Türkiye Kupası, teselli oldu.

Yarım sezon da oyuncularını ve rakiplerini tanımak için eterliydi. "Gitsinler", "kalsınlar" diye fal açmadan, kendince karar verip, önemli bir grubu gönderirken, Ricardinho dışında, istediği oyuncuları transfer ettirdi. Yönetim tüm imkanlarını seferber edip, hocanın bir dediğini iki yaptırmadı. İyi bir sezon başı çalışması yapıldı. Süper Lig'de 8 maç oynandı, toplanan puan 13. Bir de UEFA Kupası'nda elemeler geçilip, guruplara kalındı. Bütün bunların ışığında Siyah-Beyazlı takımın futbolu eleştiriliyor. Hoca, bu tepkilere 'Fransız' kalıp, sağı-solu suçluyor.
Kimi, hafta sonu "hakemi", başka bir sefer "oyuncuların fizik olarak yeterli olmadıklarını" anlattı. Sonra derken, kendi transfer ettiği Serdar Kurtuluş ve Burak da dahil olmak üzere, genç oyuncuların "futbol temel alt yapıları"nın yetersiz olduğunu söyledi.
Hatta ağırlık çalışması yapmadıklarından, test değerlerinin çok düşük olduğundan dem vurdu. Çok çarpıcı bir durumdan da bahsedip, "Geçen sezon liderden 26 puan gerideydik, şimdi aramızda daha az fark var" diyerek, başarılı olduğunu anlatmaya çalıştı. Bu adam, bizleri çok saf zannediyor herhalde.
Dinlemekten bıkkınlık getirdiği "Henry ve Trezequet" örneğini tekrar vizyona soktu.

Hocanın masal anlatmayı bırakıp, gerçekleri görmesi önemlidir. Şu anda elindeki kadro ile çok iyi işler yapmak mümkün iken, kendi zaafiyetlerinden, istenen futbol ortaya konulamamaktadır.
Hoca, mukavele yaparken nasıl her ay maaşına karşılık teminat mektubu almayı düşünmüşse, takımına iyi futbol oynatmak için yapılması gerekenlere de kafa yorması gerekir.
Çok güvendiği yardımcısı Guy Stephan, bildiklerini unuttu mu? Bir de İngiltere'den beri birlikteliği devam ettiği söylenen "Bettoni arkadaş" var. Transferlerde eski tecrübelerinden istifade etmek için kendisinden yardım alınmış. Özellikle Runje'nin transferinde emeği çokmuş, aferin ona. Bir de iyi tarafı varmış, kulüpten para almıyor, maaşını 'mösyö' karşılıyormuş. Ne arkadaşlar var, helal olsun...
Hocanın açıklamalarındaki son sözü; "Her şey çok güzel olacak". Benim anladığım Fransız'ın bizleri çok ahmak gördüğüdür...
Ben yönetimin yerinde olsam, bugünkü Fransız meclisindeki oylamayı bahane edip ,ticaret ve sanayi odalarının Fransız mallarına boykot çağrılarını misal gösterip, hocanın mukavele şartlarını yeniden gözden geçiririm.
Bu aklı da her zaman vermem, kıymetini bilin...