Tek Mesajı Görüntüle
Old 10-20-2006, 11:39 PM   #5
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3037
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

Dağ Bisikleti
TARİHÇE:
1895'te kurulan Adolf Arnold ile "Arnold, Schwinn & Company", 30'lu
yıllarda yüksek kaliteli, yeni tasarımlı, "balon lastikli " ve ucuz
bir bisiklet ile yeni bir devrin başlangıcını müjdeler. İşte bu
bisiklet dağ bisikletinin babasıdır.

Kısaca "Clunkers" olarak da tanınan Schwinn Excelsior modeli
40'lı-50'li yılların moda bisikleti oldu. Hatta dünyada Amerikan
tipi bisiklet olarak anıldı.
1974'de California'da bisiklet yarışçıları Gary Fisher ve Charles
Kelly önderliğinde patikalardan aşağı çılgın hızlarla inilen
"toplama" yarışları düzenlenmeye başladı. Bunlara "toplama"
denmesinin nedeni, her inişten sonra dağılan bisikletleri "toplamak"
gerekiyordu. 1976'da yarışlara ilgi iyice artmıştı. Ülkenin her
yerinden gelen bisikletçiler müthiş süratlerle 3 milde 500 m. irtifa
kaydederek yarışıyorlardı.

1977'de Charles Kelly, kadro ustası arkadaşı Joe Breeze'den özel bir
kadro yapmasını istedi. Joe ayrıca bisiklete sağlam ve kullanışlı
fren kolları, cantilever fren sistemi ve 5 vites ekledi. O günlerde
oldukça ağır (17 kg.) ve pahalı (1500 dolar) olmasına rağmen
"Breezer"lara talep hiç bitmedi. Bu ilk dağ bisikleti bugün Colorado
Crested Butte'da Bisiklet Müzesi'nde bulunmaktadır.

1979'da artık yarışlar festivale dönüştü ve TV'den yayınlanarak tüm
dünyaya yeni bir bisiklet patlamasını müjdeledi. Son yarış 1984'de
düzenlendi ve rekor hala Gary Fischer'da.
70'lerin sonuna doğru, uygulanan yenilikler ile bisiklet daha da
hafifledi. Artık insanlar şehirlerden kaçıp, motorsuz bir araçla ve
kendi güçleriyle doğa köşelerini keşfe çıkıyorlardı. Fakat yeni bir
sporun doğduğundan kimse farkında değildi.

Bu arada Gary Fisher ve Tom Richey bir günde kurdukları şirketin
ismini "Mountain Bikes" koydular. Böylece mountain-bike ismi ortaya
çıkmış oldu.

Don ve Eric Koski "Trailmaster", Jeff Hindsay de "Mountain Goat"
marka bisikletleri 1980'de Long Beach'deki fuarda sergiledi. O
zamanlar zarif, süratli yarış bisikletleri ağır, hantal görünüyordu.
Buna rağmen, bir yıl sonra 15 firma daha dağ bisikleti pazarına
girdi.

80'lerin başında dağ bisikletleri hala pahalıydı. (1200-1500 dolar
arası). 4 adet Ritchey kadrosunun satın alınıp Japonya'ya
götürülmesine kadar devam etti. Japonlar bu kadronun kopyalarını
seri halde üretmeye başladılar. Böylece bisikletin maliyeti %50
ucuzlamış oldu.

Batı'daki bisiklet pazarının gelişmesini gözleyen Japonlar hiç vakit
kaybetmedi. Suntour, Shimano, Sugino, Dia-Compe ve Araya gibi
firmalar hızla yeni pazarda yerlerini aldılar. Günümüzde Shimano
firması, dağ bisikleti komponentlerinin büyük bir kısmını sağlayan
firmadır.

80'lerin sonunda Japonya'da üretilen kadroların da maliyeti arttı.
Bisiklet üretim pazarını Taiwan ele geçirdi. Bugün dünya bisiklet
ihtiyacının büyük bir bölümünü Taiwan karşılar. Fakat son yıllarda
bu üstünlük Çin 'e geçmektedir..

30 yıl önce, Schwinn, Gary Fischer, Charles Kelly, Tom Ritchey ve
Joe Breeze hobilerinin günümüzde dev adımlarla ilerleyen bir
endüstrinin ilk tohumlarını attığını her halde hiç düşünemezlerdi.
MALZEME:
Dağ bisikleti: Bu bisikletler belli disiplinlere göre dizayn edilir.
Biz en bilindik iki türüne değineceğiz. Birincisi hepimizin bildiği,
normal doğa koşullarında kullanılan, belli seviyede süspansiyon
sistemiyle donatılmış dağ bisikleti. Bunların vites sayısı 18 ile 27
arasıdır. Eğimli arazide bu vitesler çok işe yarar. Bisikletin
iskeleti yani kadrosu hafif malzemeden(alüminyum, karbon alaşım)
yapılmıştır. Arazi tipi lastikler ve kuvvetli frenlere sahip olması
gerekmekte. İkinci tip bisikletler ise downhill yani iniş için
kullanılıyor. Bu tarz sporda, engebeli dik yamaçlardan son hız iniş
ana amaçtır. Bu yüzden, vites sayısı düşük olup (genelde 9 vites)
çok yüksek süspansiyonlar kullanılır. Kullanılan aparatlar arazi
tipi motosikletlerdekine benzer. Hidrolik disk frenler, yüksek
süspansiyon, titanyum yada karbon alaşımlar. Buna paralel olarak
fiyatları da o ölçüde yüksektir. On binlerce dolar olabiliyor.
Seviyenize, seçtiğiniz disipline ve maddi durumunuza göre pek çok
seçeneğe sahipsiniz Türkiye'de dışarıdan gelen pek çok bisikletin
yanında yerli üretimin de çok gelişmiş modellerini bulmak mümkün.
Anti-bakteriyel ped olan tayt ve t-shirt: Bu giysiler, soluyabilen
kumaşlardan yapılmakta ve vücut terinin % 90'ını dışarıya
vermektedir. Terin vücuttan uzak tutulması sayesinde aktivite
saatlerce sürdürülebilmekte, vücut dengesi korunmaktadır. Böylece
bisikletçi sıcak havalarda serinlemiş, soğuk havalarda
hastalanmaktan korunmuş olur.

Kask: Birçok spor dalında olduğu gibi, kaskın yaşamsal önemi vardır.
Bisikleti kullandığımız her zaman (şehir içi veya arazi olsun) kask
takmak kesinlikle şarttır. Kasklar kafamıza uygun ölçüde olmalı.
Alın ve enseyi koruyucu yapısına, hava alış ve çıkış deliklerinin
olmasına, renkli olmasına dikkat etmek gerek.
Bisiklet ayakkabıları: Bu ayakkabılarla yeni tanışanlar, kilitli
sistemi tehlikeli bulabiliyorlar. Aslında tam tersine kilitli
ayakkabılar son derece güvenlidir. Çünkü pedaldan ayağınız kaymaz,
performansınızı arttırır. Birçok avantajı olan bu sistemde
ayakkabılar, yine soluyabilen bir yapıya sahiptir.

Eldiven: Basit bir korunma yöntemi ama bildiğiniz gibi avuç içleri,
düşünce ne hale gelir.

Gözlük: Kimi zaman böceklerden, kimi zaman ağaç dallarından,
güneşten, rüzgardan kısacası bütün dış etkenlerden koruma sağlar. Bu
yüzden kaliteli ve sağlam bir model seçin...
NEREDE YAPILIR?
Zaten adı üzerinde dağ bisikleti yapabilmeniz için asfalttan ayrılıp
dağlık alanlara sapmanız gerekiyor. Dolayısıyla bütün ihtiyacınız
doğal alan olduğu için MTB, dünyanın her yerinde yapabileceğiniz bir
spor.

İstanbul'da akla gelen ilk isim ise tabi ki Belgrad ormanı - Parkur
Alyans:
- Uzunluğu 2.5 km.
- En düşük rakımlı yeri 126m
- En yüksek rakımlı yeri 199 m.
Bunun yanısıra Kartal'da Aydos tepesi, Şile, Ağva, İznik ,
Adapazarı, Saros, Gökova, Kapıdağ, Kaçkar, Uludağ, Trakya'da
Istranca dağları ve Polonezköy dağ bisikleti denince akla ilk gelen
yerlerden.
Dünyada en beğenilen ilk 10 yer neresi derseniz:

1. Slickrock Trail, Utah, U.S.A.
2. King's Trail, Grand Paradiso National Park, Italy.
3. Big Boulder Ride, California, U.S.A.
4. Queen Elizabeth National Park, Uganda.
5. Deer Trail, Colorado, U.S.A.
6. Kettle Valley Railbed, Canada.
7. Gauley Headwaters Trail, West Virginia, U.S.A.
8. North Face of the Eiger, Switzerland.
9. Centennial Trail, South Dakota, U.S.A.
10. Route of the Conquistadors, Costa Rica
.

FAYDALI BİLGİLER:


-Her zaman kask kullanın.
-Her zaman pompa ve yedek lastik; hatta yama takımı ve alyan çakısı taşıyın.
-Her zaman fazlalık suyunuz ve gofret türü abur cuburunuz olsun.
-Uzun, tehlikeli, bilmediğiniz ve karışık rotalara tek başınıza gitmeyin.
-Parkurlar hakkında duyduğunuz şehir efsanelerine; 4 saat çeken bir parkuru 2 saatte bitirdim diyenlere, 15 km hızla dönülemeyen virajları 30 km ile döndüm diyenlere, inanıp; kendinizi yıpratmayın, tehlikeye atmayın.
-Kabullenilebilir risklere hazır, maksimum risklere ise uzak olun.Kendi teknik beceri ve yeteneklerinizin sınırını bilin ve her zaman kendinizi geliştirmeye çalışın.


Patlak Lastik:
Doğadasınız. Lastiğiniz patladı. Bir de baktınız ki yama takımınızı
almayı unutmuşsunuz. (Veya yapıştırıcınız kurumuş) Fakat pompanız
yanınızda. Yöntem 1: Patlağı bulun ve deliğin bulunduğu yere bir
düğüm atın ve içlastiği janta yerleştirip şişirin.
Yanınızda ne yama takımı ne de pompa var: Fakat doğadasınız.
Yapabileceğiniz tek şey yeteri kadar ot, yaprak, çalı veya saman
toplayıp dış lastiğin içine tıkmaktır. Çok konforlu olduğu
söylenemez fakat eve dönmeniz için yeterlidir.

Pratik lastik levyesi:
Ön ve arka tekerleklerde (bazı bisikletlerde) bulunan"quick release"
sapları dış lastikleri janttan ayırmaya yarayabilir. Sele mandalları
da bu işi görebilir. Üzeri plastik kaplı olmayanlar buna daha
uygundur.

Doğada Gidon kırılması:
Küçük bir olasılık da olsa günümüzdeki hafif alaşım gidonlarda
birkaç yıl kullanımdan sonra kırılma görülebilir. Hala "sağlamsanız"
kırılan gidonun iç çapından biraz daha kalın sağlam bir dal
parçasını kırıp içine çakın. Sonra diğer gidon parçasını da bu dalın
dışına sıkı olacak şekilde geçirip ekleme işini bitirin. Dönerken
çok dikkatli olun ve unutmayın ki bu sefer sağlam kalmayabilirsiniz.

Ön vites teli koptu:
(Dolayısıyla zincir en küçük dişlide kaldı) Doğadasınız ve zinciri
orta veya büyük ayna dişlide tutmanız gerekirse vites üzerindeki
minimum ayar vidasını vites kafesi istediğiniz dişli üzerine
gelinceye kadar sıkın. Bu işlemi yaparken vites mekanizmasını dışarı
doğru çekerseniz vidalama işlemi daha kolay olur. Eğer vidaları
herhangi bir nedenden dolayı ayarlayamazsanız vites mekanizmasıyla
kadro arasına uygun bir dal parçası sıkıştırıp dişli üzerine
gelmesini sağlayın.

Gidon elciklerini kolay sökmek için:
En iyi yöntemlerden biri saf alkolü (veya kolonya) elciğin altına
enjektörle sıkmaktır. İnatçı elcikler için uzunca yıldız tornavida
veya şiş benzeri bir çubuğu elcik ve gidon arasına sokup, alkolü
akıttıktan sonra tornavidayı elcik altında 1 tur çevirin. Elcik
anında çıkacaktır. Alkol lastikler üzerinde önce kayganlık sağlar.
Uçtuğu zaman da elcik sıkıca gidona yapışır. Diğer bir yöntem de saç
spreyi kullanmaktır. Bu da önce kayganlık, kuruyunca da daha sağlam
bir yapışma sağlar. Unutmayın gevşek bir gidon elciği her zaman
tehlikelidir.

Yarışçılara özel:
Jantınıza sibop deliğinin tam karşısına bir delik daha açın. Dış
lastiğin içine 2. bir iç lastik daha yerleştirin. Bu lastiğin
sibobunu da deldiğiniz delikten çıkarın. İç lastiklerden birini
şişirin. Lastiğiniz patladığı zaman, patlakla uğraşmak yerine yedek
lastiğinizi şişirip yola devam edin... Denemesi bedava...



__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla