’İmarzede’nin tahvil zararını BDDK ve SPK ödesin’ kararı
Mutlu KOSER
Ankara 10’uncu İdare Mahkemesi, Gülizar Gülçin Öztürk’ün, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından el konulup kapatılan İmar Bankası’dan aldığı devlet tahvilinin ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin mahkeme kararını iptal etti.
İdare Mahkemesi olayda hizmet kusuru bulunan BDDK ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) söz konusu parayı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yarı yarıya ödemelerine karar verdi. Karar temyiz mahkemesi Danıştay tarafından onandığı taktirde söz konusu para icra yolu ile tahsil edilecek.
22 BİN KİŞİYE EMSAL:
Öztürk’ün avukatı Ali Aydın kararın 22 bin imarzedenin açtığı davalara da emsal teşkil edeceğini söyledi. Avukat Ali Aydın, kararı diğer imarzede müvekkillerine telefonla bildirdi. Gülizar Gülçin Öztürk, Türkiye İmar Bankası’ndan 1998 yılından TMSF’ye devredildiği 03.07.2003 tarihine kadar 94 bin 692 YTL nominal değerli devlet tahvili aldı. Öztürk avukatı Ali Aydın aracılığı ile bankanın fona devredilmesinden sonra devlet tahvili alacağının tahsili için olayda hizmet kusurları bulunduğu gerekçesiyle BDDK, TMSF, SPK’ya karşı üç yıl önce dava açtı.
DENETİM GÖREVİMİZ YOK:
BDDK yetkilileri davanın görüldüğü Ankara 10’uncu İdare Mahkemesi’ne gönderdiği savunmasında idarenin konuya ilişkin denetim görevlerinin olmadığını, sözkonusu denetimin Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca SPK’ya ait olduğunu belirtti. Hazine bonusu ve devlet tahvili alış işlemlerinin Sermaye Piyasası mevzuatı incelendiğinde sorumluluğun idarelerine yüklenemeyeceğini anlatan yetkililer davacının henüz gerçekleşmiş bir zararının da bulunmadığını söyledi. SPK yetkilileri savunmasında davacının zararının tazmininin bankanın sorumlu yöneticilerine yöneltilmesi gerektiğini belirtti. Banka hakkındaki iflas davası sonuçlanmadan davacının kesinleşmiş zararının söz konusu olamayacağını belirten yetkililer, üçüncü kişilerin suç teşkileden fiillerinden doğan zarar sebebiyle idareye tazmin sorumlululğu yüklenemeyeceği, zararın kamu hizmeti sonucu oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etti.
REKLAMLARA RAĞMEN:
TMSF yetkilileri de fonun mevduatı sigorta ettirmek dışında, bir bankanın yönetim ve denetiminin devredilmesinden önce banka ile ilgili nezaret, denetim veya gözetim görevi ve yetkisi bulunmadığını bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirtti. Mahkeme kararında İmar Bankası’nın aracılık faaliyetlerinde bulunma yetkisinin iptal edilmesine rağmen, çeşitli gazete ve televizyonlarda reklam vererek DİBS sattığı, SPK’nın gözetim ve denetim görevini yerine getirmediği anlatıldı. Kararda BDDK’nın bankalar kanunu hükümlerince görevini gerektiği biçimde yerine getirmediği bankanınyönetim ve işleyişindeki aksaklıkları zamanında saptayarak tasarruf sahiplerinin hak ve çıkarlarını koruyamadığı belirtildi.