Neden cumhurbaşkanlığı şimdi tartışılıyor?
Neden cumhurbaşkanlığı şimdi tartışılıyor?
Dün 32. Gün programındaki “cumhurbaşkanlığı seçimi ve Tayyip Erdoğan” konulu tartıştışma hakkında..
O tartışmada AKP Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu “Neden bugüne kadar kimin cumhurbaşkanı olacağı tartışılmadı da bugün tartışılıyor” sorusunu sormuş, ben de ‘Aslında bu soruyu AKP’nin kendisine sorması gerekir’ cevabını vermiştim. Zira bu sorunun cevabı ile Bülent Ecevit’in cenazesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ı görünce binlerce kişilik kalabalığın bir ağızdan “Türkiye laiktir, laik kalacak” diye bağırmasının nedeni aynıdır.
Bugüne kadar -belki yalnızca Necmettin Erbakan dışında- hiçbir başbakan halkın bu sözlerle ifade ettiği bir toplu tepkiyle karşılaşmamıştı.
Peki neden Tayyip Erdoğan ve AKP’li siyasetçiler karşılaşıyor?
REJİM SORUN OLURSA...
Erdoğan bu duruma daha sonra değinirken “Bizim rejimle ilgili bir sorunumuz mu var ki, bir olay mı var ki bunu söylüyorsunuz” dedi ve hemen ekonominin, kişi başına düşen gelirin AKP döneminde ne kadar düzeldiğine geçti. Başbakan’ın anlayamadığı veya farketmediği mesele şu ki; bu ülkenin insanları çoğunlukla, ülkenin laik-demokratik rejimine, Cumhuriyet’e karşı bir tehlike söz konusu olduğunda ekonomiyi ve her şeyi ikinci plâna itebilir.
Bu toplum, Müslüman çoğunluklu Türkiye’nin, dünyanın tek çağdaş ve laik rejime sahip ülkesi olmasından memnundur ve Cumhuriyet’in kazanımlarının geriye çevrilmesini istemez.
AKP aldığı oyların çoğunu “değiştiklerine, Milli Görüş, Adil Düzen anlayışını terkettiklerine” inandırdığı için almıştır. İktidar döneminde bu inanç sarsıldığı için gelecek seçimde ne olacağı belli değildir.
İşte bu nedenle öncelikle iktidarının sonlarına yaklaşmakta olan bir partinin tek başına “gelecek dönemin cumhurbaşkanını” seçmeye kalkmaması beklenmektedir.
AŞ VE İŞ İSTİYORLAR
Kaldı ki ekonominin “iyi” olduğunun halk farkında değildir. Bu onlara yansımış olsaydı, dedikleri gibi “refah seviyesi artmış” olsaydı (makro düzeyde bir düzelme olabilir ama öte yanda yüksek faizle alınan dış borçların ve cari açığın çok arttığını, büyüdüğünü unutmamak lâzım) son yapılan anketlerde (YİMPAŞ’ın ANAR’ına yaptırılan dahil) halkın “aş ve iş” talebi bir numarada çıkmazdı.
AKP Meclis’in üçte iki çoğunluğuna sahip olduğuna göre cumhurbaşkanını tek başına seçmek isterse bunu yapabilir. Ama kendisi de biliyor ki, Erdoğan da farkında ki bunu yaptıkları takdirde ortaya çıkacak durum siyasi ve ekonomik istikrarı sarsabilir. Dış politikada sorunlu bir dönem geçirmekte olan; Kıbrıs, AB, karışan Ortadoğu, terör, Ermeni sorunu gibi ciddi problemlerle boğuşan ülke bundan zarar görebilir.
Bu nedenle, konuyla ilgili olarak pek çok siyasetçi medya, sivil toplum kuruluşları iktidarı bu konuda dikkatli olmaya davet etmektedir.
AKP ve Tayyip Erdoğan ise bütün bu endişeyi ve tepkileri “kendilerine karşı olunduğu” gibi algılıyor ve işi inatlaşmaya götürüyor.
Oysa “Neden bu noktaya gelip, böyle bir toplu tepki yarattıklarına” özeleştiriyle cevap aramaları çok daha doğrudur.
Zira hâlâ aynı anlayışla, aynı yöndeki faaliyetlerini umursamaz şekilde sürdürüyor ve ülkenin gerçek sorunlarını, önceliklerini görmüyorlar.
Özeleştiri ve tartışma yaratacak isimleri aday göstermeyeceklerini açıklamaları ve işlerine bakmaları tek çözümdür.
[alıntı]
__________________
[sakın] bana bulaşma kalp kırarım bazen]
|