Forum Kalfası
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2831
Rep Puanı : 3451
Cinsiyet : Erkek
|
Dedeme MEKTUP
Bizi ilk unuttuğun,göz göze vedalaşamadığımız son gece için ağlıyorum.
07 Ocak 2002 Pazartesi.
Hani yaz derdin ya,işte yazıyorum dedem,bin bir acı içinde, bin bir zorluk
peşinde,seni yazıyorum.
Okuyamayacaksın ama en azından hisset.Seni çok özlüyorum.
Başlangıcın sonunu görmek gözlerinden.
Dur!!!
Ne olur ölme dede. Ne olur ölme.Mevsimin duygularımı darmadağın ettiği bir
zamanı yaşatıyorsun bana. Kaldı ki ben henüz hazır değilim senin çekip
gitmene. Neden konuşmuyorsun,neden gözlerini açmıyorsun bana. Hiç böyle
görmemiştim seni. Hiç böyle tepkisiz yatacağını beklememiştim. Nereye
gidiyorsun dedem, hani senin anlatacağın öyküler bitmeyecekti,hani
yaşadıkların tükenmeyecekti. Nereye gidiyorsun dedem,böyle izinsiz böyle
konuşmadan,neden bırakıyorsun bizi.
Konuşmaya çalışıyorsun,mırıldanıyorsun gözlerin kapalı olarak.İçim
parçalanıyor,gözlerine bakıyorum, gözlerin açılmıyor,dudakların
birleşmiyor,nefes alıp verdikçe sen, ben nefessiz kalıyorum.Yaşadıklarımız
geliyor aklıma, eski bir filmin yıpranmış görüntüsünde boğuşur gibi. Odada
herkes suskun,herkes birbirinin yüzüne bakıyor anlamsızlık
kovalarcasına,herkes birbirinden kaçırıyor gözyaşlarını. Ki sen dedem,
bunları asla görmüyorsun, hissetmiyorsun bile. Öylece yatıyorsun karşımda.
Biliyor musun,ben ellerinde büyürken sana çok yalan söyledim. Bahçeye
bıraktığın zemzem suyunu ben döktüm çiçeklere. Çatıda kedi kovalarken ben
kırdım bütün kiremitleri. Bacanın içini ben doldurdum taşlarla.Ben yaktım
bütün kibritleri yatağın altında.Ben sakladım bütün kapıların
anahtarlarını.Bunları sana itiraf edemedim dedem, Sana söyleyemedim bütün
bunları,çocukluğuma ver sen yine de.Kulaklarımı çektiğin zamanlara say dede.
Biliyorum yetmeyecek ama,elimden bir şey gelmiyor.Seni çok sevdim,her
zamanda çok seveceğim.Bütün bunlar için beni affedecek misin ki dedem.
Sen yatıyorsun ya karşımda şimdi.Ben hatırlıyorum, kas gerilmesi yaşadığım
ve bacak sinirlerimin çalışmadığı zamanlarda beni sırtında taşıyıp ta,
doktorlara götürdüğün günler geliyor aklıma. Hani öğretmenlerim bana
inanmamışlardı da,sende onlara kızmıştın. Sırtlanıp beni eve getirmiştin.
Çok iyi hatırlıyorum bu olay evin bacasına taşları doldurduğum günün ertesi
olmuştu. Sende hatırlıyor musun şimdi dedem. Hadi gözlerini aç, bir şeyler
söyle bize. Bak herkese nasılda ölümü hatırlattın bir anda. Bir anda atılan
kahkahaları,sohbetleri,nasılda kestin keskin bir bıçak gibi. Meğerse seni
seven ne çokmuş dedem. Bak herkes yanı başında seni seyrediyor.
Uyan be dedem,uyanda bir bak gözlerimize.Bak nasılda kızıla çalan gökyüzü
gibi yüreğimiz kar topluyor.
Hem daha bana verdiğin üç aylık vergi iade zarfını teslim etmedin
bankaya.Hani sen okuyamıyorum derdin de, başımda beklerdin doldururken. Bazı
yıllanmış fişler karışırdı da içine,güldürürdün beni. Hani bir baston
almıştık sana,bu çok cafcaflı bunu kullanmam ben deyip,köşe bucak saklardın
evin içinde.Anneannem çıkarırdı onu sakladığın yerden, sen yine saklardın.
Baston mu kullanacağız bu yaşta derdin.Kullanmadın da gerçekten dedem. Şimdi
sakın gitme ne olur. Gel beraber saklayalım bastonu, kimseler bulamasın.
Doktorunla konuştuk.Senin ve anneannemin haberi yok.Beyninin üçte biri
ölmüş.Sinir sistemin tamamen çalışamaz durumdaymış.Göz kapaklarını bu yüzden
açamayacakmışsın artık.Dilini kullanamayacakmışsın. Dedem ne oldu sana
böyle. En son konuştuğumuzda çerez istemişti canın. Bir koşu alıp gelmiştim.
Ne oldu da böyle sana tenimizi yakan bir ocak ortası,apar topar hastaneye
kaldırdık yorgun bedenini. Haberin yok senin ama,ambulansın sirenlerini
açtığı ilk anda içim parçalandı.Önümüzde üçer beşer sağa kaçışan
araçları,yol kenarında şaşkın ifadeleriyle bakan insanları ve arkada senin
hareketsiz yatışını aklıma getirdikçe yaşamın sınırını ve her şeyin boş
olduğunu anlayabiliyorum.
Aynı damardan iki serumla hastanenin acil kapısına demirlediğimizde sedye
ile yatacağın nöroloji bölümüne kadar başındaydım.Sen göremiyordun
dedem.Görseydin de zaten pek bir şey değişmeyecekti. Hayata dair hiçbir şey
yenilenmeyecekti. Gözlerin kapanmadan önce gördüğün her şey yine aynı
olacaktı dedem.İnsanlar,itiş kakışlar,bağrışmalar,her şey,ama her şey aynı
kalacaktı. Nerede olduğunu bilmemek,ve sana acı ile bakan insanları
görememek önemli değil artık dedem. Onlar senin için önemsizler artık.
Şimdi yanı başında herkes umutsuzca bekliyoruz. Umudu yitirmenin,her yeni
gelen güne umutsuzlukla merhaba demenin acısını çekiyoruz içimize.Gözlerim
kaçırıyor beni senden uzaklara.Çevreme baktığımda tebessümü unutan yürekler
sarıyor dört bir yanımı. Yaşamanın ucuzluğu,nefes alıp vermenin zorluğu
tıkanıyor boğazıma. Ben hayatı böyle bilmezdim dedem.Ben hayatı böyle
tanımazdım. Belki gözlerini açar da,bize yine avcı arkadaşlarınla yaşadığın
maceraları anlatırsın,belki anneanneme yemeğin tuzu hakkında birkaç yorum
getirirsin yine dedem.Ve belki de bayramlarda gözlerinin içi yine güler.Kim
bilir.
İlgisiz şeylerden acı çekiyorum artık.Baktığım her yerde yatağında
hıçkırıklara tutulmuş yorgun bedenin geziniyor.Hareketsiz ellerin,tepkisiz
parmak uçların. Sıkıyorum soğuyan ellerini.Gözlerimi hiç böyle yormamıştım
ağlarken. Böyle hiç yutkunmamıştım sessizliği.Suskunluğu böylesine telaffuz
etmemiştim dedem.Senden tebessüm etmeni bekliyorum.Son kez gülümsemeni
istiyorum bana.Beni unutmamanı istiyorum dedem.Beni unutma,tıpkı benim seni
unutmayacağım gibi ,bizim seni asla unutamayacağımız gibi.
Biliyorum vedaların dönüşü vardır,ama senin bana bırakacağın,o dağ gibi
yüreğinden küçücük kelimelerle bir elveda.Şimdi izin verirsen,son kez
öpüyorum dedem seni.Bayramlarda ve kandil *******inde görüşemeyeceğiz
artık,hafta sonları dağlara çıkamayacağız seninle.Ama eninde sonunda
buluşacağız.Biliyorum.
Bu yüzden,şimdilik elveda dedem,elveda...
Bir gün gelirde unuturmuş insan,
En sevdiği hatıraları bile,
Bari sen her gece yorgun sesiyle,
Saat on ikiyi vurduğu zaman,
Beni unutma,
Çünkü ben her gece o saatlerde,
Seni yaşar ve seni düşünürüm,
Hayal içinde perişan yürürüm,
Sen de karanlığın sustuğu yerde,
Beni unutma..
|