Tek Mesajı Görüntüle
Old 04-22-2007, 01:25 AM   #268
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2831
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Henüz üç yaşlarında bir çocuğum. Babaannemi anımsıyorum, bakışlarıyla büyük bir boşluğa bakan gözleri hala gözlerimde öylece durur. Sonrası, ölü bedeninin yıkandığı an… “Soğuk su, sıcak su” seslenişleri arasında yıkanarak kefenlenmesi… Ne zaman bir kıvılcım ateş karşında görsem kendimi, daima onun sevgisinin boşluğunu, yalnızlığımın üşüdüğü hissettim. Ve hayatımda ilk kez o on, sevdiklerimi kaybetmenin o tarifi imkansız boşluğunu yaşadım…

Ama işte böyledir hayat.

Şimdi masamın üzerindeki fotoğraflara bakıyordum da aklıma nedense sevdiklerimin bıraktığı o ilk boşluğu hissedişim geliyor.

Sonuçta nedir yaşamın gerekçesi?...

Hayat bazen yürekten vuruyor insanı; hiç beklenilmeyen bir an’da… Bazı anlarda yaşama gücü bulamıyor insan...

Öylece oturmuş, kalakalmışken bugüne kadar yaşadığım acı-tatlı tüm an’lar gözlerimin önüne geliyor. Ben hayata biraz kırıkça tutunanlardanım; her an vazgeçmeye hazır olanlardan. Ama yine de her şeye rağmen tutunduğum zamanlarda da tutunanlardan.

Belki bunca didinme, bunca emek, bu koşuşturmaca hep bu hayata kırıkça tutunmama karşı kendimin kendime açtığı bir meydan savaşı. Biraz kırık da olsa hep o “tutunma” telaşı. Çünkü bazen yaşamın kendisi ölümle denk olabiliyor. İplerini elinde tutamadığımız “hayat” denilen bir garip yarışın içinde savrulurken başka hayatları da tanıyıp, kırılabiliyor insan. Bir anda kendini böyle derin düşüncelerde bulabiliyor insan. Ça resizlikten belki… Belki de biraz yoğunlaşan özlemlerden…

Ama işte böyledir hayat.

Hayat oyununu oynar bize... Kimi zaman kendinizi sarılıp sarmalanmış hissedebilirsiniz; eliniz kolunuz bağlanabiliyor. Bunu bilirsiniz; ama bilmek demek, kabul etmek midir?

Ama işte böyledir hayat.

Bazı anlarda bir boşluğa düşer gibi hissedebiliyor insan kendini; en büyük korkusu bir yandan da o boşluğa düşmek oysa. Çünkü o boşluğun derinliklerinde gördüğü kendi yansıması. Sonra? Sonra kendini oraya bırakırken buluyor. Sonu olmayan bir boşluk, bir hiçlik. Bazen ayakta durabilmek o kadar zor ki. O boşluğun derinliklerine düşüvermek daha kolay.

Ama işte böyledir hayat.

Onca insan, onca para, onca hırs, onca çapsızlık belki de kimilerinin hayatına ayrı bir anlam katıyor, oysa o derinliklerde varılan nokta hep aynı.

Sonuçta boylu boyunca uzanılan toprak altı. Hepsi o kadar…
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla