Gözlerimi uzağa dikmiş bekliyordum öylece. Yanımda olan biten hiçbir şey
ilgilendirmiyordu beni. Nereden çıkıp geleceğini bilmiyordum ve umudumda yoktu. Hiç gelmeme ihtimalin de vardı ve ben asıl
bundan korkuyordum.
Her gün birbirinin aynıydı ve bir sürprizle karşılaşmayalı kaç bin yıl
olmuştu hatırlamıyordum. Kendimle sonsuz bir savaşın içindeydim aslında. Bir yanım 'bekle' diyordu, bir yanım 'hayatını yaşa...' Her hücrem bu savaşın askeriydi ve her gün binlerce hücre ölüyordu. Kilitlenen bu savaşın ne galibi vardı, ne de mağlubu...
Yaşadığım her şey eksikti. En içli filmi, en komik filmi de aynı
gözlerle, ifadesizce izliyordum. İçkimin, yemeğimin tadı yoktu.
Kitabımdaki her sözcüğün anlamı aynıydı çünkü okuduğum şey aslında
yalnızlığımdı.
Ben ki maviye tutkunum, mavi bile matem rengi gibi geliyordu. Diğer
renkleri ise algılayamıyordum.
Sonra bir ses duydum -ki o tutkunun sesiydi- ve bir anda maviye boyandı
ortalık. Yanımdaydın ve tükenmişti bekleyişim. Sana da
dünyamdaki değişime de şaşkınlıkla bakıyordum. Binlerce yıllık bir uykudan uyanmış gibiydim, her şeyi yeniden ve hayretle keşfediyordum.
Bu rakı bu kadar keyif verir miydi daha önce? Bu lüfer bu kadar
lezzetli miydi? Bir filmde bu kadar kahkaha atılabilir miydi?
Bu deniz böylesine mavi miydi? Güneş bu kadar parlar mıydı senden öncede?
Korkmuyorum artık yeni gelecek günden. Umutsuz değilim. Senden önce
yaşadığım ve sana yakışmayan bütün günlerimi değiştirdim senin
verdiklerinle.
O büyük karanlığımı senin estirdiğin rüzgâr alıp götürdü. Seninle
bağdaşmayan ne varsa çıkarıp attım hayatımdan.
Bildiğim her şeyi yeniden tanımladım senin gelişinle. Yeniden ad verdim her güzelliğe. Çirkin olan, kötü olan ne varsa senin
gelişinle birlikte kaybolup gitti. Beni de hayatımı da bağladın kendine.
En ulaşılmaz noktalara, en çıkılmaz doruklara vardırdın benliğimi. Terk
edilmiş bir limanda kendi halinde bekleyen köhne gemilerime en gizli
denizleri açtın. Ben o maviliğin yolcusuyum şimdi, en sıkılmaz yolcusu...
Adın bir dönülmezliğin simgesi artık. Sen sözcükleri ölümsüz kılansın.
Sen umudun, sen aşkın, sen özlemin, sen hayatın adısın. Ve
senin adını anmak bile tarif edilmez bir sevinç yayıyor içime.
Şimdi yaşamayı seviyorum işte. Çünkü içinde sen
varsın...
alıntı
|