Kendime bile anlatmaktan korktuğum bir gerçek vardı. Gizliden gizliye bildiğim ama asla yüzleşmeyi istemediğim bir gerçek… Sana bakarken, sana dokunurken, seni öperken su yüzüne çıkan ve hemen sonrasında unutmaya çalıştığım, göze alamadığım, utandığım, öfkelendiğim, kaçmaya çalıştığım ama her seferinde daha çok canımı yakarak yakalandığım bir gerçek…
Sensiz olmak gibi bir ihtimalim yoktu benim. Sana her baktığımda, her dokunduğumda hissediyordum bunu; Sen hayatımı ele geçirmiştin. Nefesimi senden alıyordum ben. Sen yanımda olmadığında ölüme bu kadar yakın duruşum bundandı. Sen yanımda olmadığında nefes alamıyordum ki.
Sen yanımda olmadığında ruhum benimle olmuyordu. Sen yanımda olmadığında sessiz sedasız ruhsuz bir hayalet oluyordum. Yaşamım seninle birlikte yanımdan gidiyor ancak sen döndüğünde yaşamıma kavuşuyordum. Ben sadece senin yanındayken yaşıyordum.
Seni bu kadar çok sevmek beni korkutuyordu.
Sen bana dokunmaya başladığında geliyordu dünyanın tüm renkleri geriye. Sen yokken öylesine renksiz olan bu yaşamın birden bire hiç görmediğim, hiç bilmediğim renklerini görüyordum, gözlerim kamaşıyordu varlığından.
Seni öyle çok seviyordum ki.. Korkuyordum sensiz kalmaktan.
Yaşamı reddediyordum böyle zamanlarda. Masallar anlatıyordum kendime. Kimsenin bilmediği, sonunun hiçbir zaman gelmediği, mutluluk ve sevgiyle dolu masallar. Yalnızca sen ve bu masallar olsun istiyordum hayatımda. O zaman mutlu oluyordum işte…
O zaman korkmuyordum…
Yaşam bu demekti benim için…
Yalnızca Sen demekti.
Yalnızca masal...
alıntı
|